Suriye Operasyonu: ABD’den Türkiye’ye Bölgede Gerilimi Düşürme Çağrısı

Türkiye’nin kuzey Suriye’ye olası bir kara harekatının konuşulduğu bu günlerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Lloyd Austin, Türkiye’nin Suriye’de bir kara operasyonu gerçekleştirmesine “güçlü” şekilde karşı çıktığını belirtti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la Austin arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin içeriğine ilişkin bir açıklama yayımlayan Pentagon, ABD’li bakanın Türk mevkidaşına bölgede gerilimin düşürülmesi için çağrıda bulunduğunu duyurdu.

“Düzenlenen son hava saldırıları dâhil, kuzey Suriye ve Türkiye’de gerginliği artıran eylemlerden duyduğu endişeyi ifade ettiği” açıklanan Austin, bu eylemlerden bazılarının, IŞİD’i yenmek için Suriye’deki yerel ortaklarla çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini söyledi.

Açıklamada, “Bakan Austin gerginliğin azaltılması çağrısında bulundu ve Bakanlığın Suriye’de yeni bir Türk askeri operasyonuna olan güçlü muhalefetini paylaştı” denildi.

İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım’da düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybedenler için taziyelerini de ileten Austin, ABD-Türkiye arasındaki stratejik ilişkinin önemini yineledi.

Akar’dan 51’inci madde vurgusu

Görüşmenin ardından Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamadaysa, Akar’ın bu görüşmede, Türkiye’nin sınırlarının ve halkının güvenliğini sağlamak üzere Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakları kapsamında terörle mücadele operasyonları gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi.

Türkiye ve ABD’nin iki önemli müttefik olduğunu belirten Akar’ın terörle mücadelede iş birliği ve dayanışmanın bölgesel ve küresel barış ve güvenliğe katkı sağlayacağını, bu kapsamda IŞİD ve diğer tüm terör örgütlerine karşı iş birliğine hazır olunduğunu vurguladığı, “operasyonlarda tek hedefin teröristler olduğunu, koalisyon güçlerine veya sivillere zarar verilmesinin asla söz konusu olmadığını” kaydettiği açıklandı.

Pentagon’dan üst üste ikinci uyarı

Pentagon sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder da Salı günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin planladığı kara operasyonuyla ilgili uyarıda bulunmuştu.

Ankara’nın güvenlik kaygılarını kabul etmekle birlikte “olası kara operasyonuna dair endişelerininin sürdüğünü” belirterek itidal çağrısında bulunan Ryder, “Çatışmaların devam etmesi, özellikle de bir kara harekâtı, dünyanın IŞİD’e karşı güçlükle elde ettiği kazanımları ciddi şekilde tehlikeye atıp bölgeyi de istikrarsızlaştıracaktır” demişti.

Taksim’deki patlamadan YPG’yi sorumlu tutan Ankara, bu saldırıdan bir hafta sonra Suriye’deki YPG hedeflerini havadan vurmaya başlamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Kasım’da yaptığı açıklamada, “en uygun olan vakitte” karadan da Suriye’nin kuzeyinin vurulacağını belirtmişti.

Paylaşın

ABD Ve Rusya’dan Sonra Almanya’dan Da Türkiye’ye Operasyon Uyarısı

Türkiye’nin Suriye’ye düzenlemeyi planladığı kara operasyonu için Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin uyarılarının ardından bir uyarıda Almanya’dan geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ‘Türkiye’yi Suriye’nin kuzeyini karadan işgal etmekten ve Irak’ın kuzeyine askeri saldırı düzenlemekten kaçınmaya’ çağırdı.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Suriye ve Irak topraklarında askeri operasyonlarla ilgili olarak NATO müttefiği Türkiye’yi uyardı.

Romanya’nın Bükreş kentinde, NATO dışişleri bakanları toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Baerbock, terörizme karşı güç birliğinin, transatlantik ittifakın yeni güvenlik stratejisinde çok önemli bir yer tuttuğunu ve bunun İstanbul İstiklal Caddesi’nde yaşanan terör saldırısı için de geçerli olduğunu dile getirdi.

Tüm NATO üyelerinin, söz konusu olayın ardından Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu ifade eden Baerbock, diğer yandan, “terörden korunmanın başlıca amacının sivilleri korumak olduğunu” ve bu yapılırken, “yeni şiddet olaylarının yeşereceği bir ortam oluşturulmaması gerektiğini” belirtti.

Uluslararası hukukun her koşulda gözetilmesi gerektiğinin altını çizen Dışişleri Bakanı, Bükreş’te yaptığı görüşmelerde Türkiye’deki durumla ilgili olarak, “Terörden korunma faaliyetlerinde de uluslararası hukuk geçerlidir, bu sebepten dolayı ısrarla, şiddet sarmalını tırmandırabilecek, Irak ve Suriye’de olası bir kara operasyonundan vazgeçilmesi çağrısında bulundum” dedi.

Çavuşoğlu: Teröristler kurban gibi gösterilemez

Baerbock’un açıklamalarını değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Türkiye’nin müttefiklerinden destek beklediğini ve “teröristlerin kurban gibi gösterilemeyeceğini” dile getirdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye ve Irak’taki hedefleri bir süredir havadan vuruyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk ordusunun yakında bir kara operasyonuna da başlayabileceği sinyalini vermişti.

Ankara söz konusu operasyonlara gerekçe olarak, 13 Kasım’da İstanbul İstiklal Caddesi’nde düzenlenen, altı kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyı gösteriyor. Türkiye söz konusu saldırıdan PKK’yı sorumlu tutarken, gerek Suriye Demokratik Güçleri (SDG) gerekse PKK bu saldırı ile ilgilerinin olmadığını açıkladı.

Kremlin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiev geçen hafta yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeyine yönelik hava saldırıları düzenleyen ve kara harekatı başlatma ihtimalini gündeme getiren Türkiye’den “itidalli” olmasını istemiş ve “aşırı güç kullanımından” kaçınmasını umduğunu bildirmişti.

Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov da, Türkiye’ye Suriye’deki durumu istikrarsızlaştıracak girişimlerden kaçınmaya çağırdıklarını vurgulamıştı.

ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü ise dün akşam yaptığı açıklamada Ankara’ya Suriye’de düzenleyeceği kara harekatından vazgeçme çağrısında bulundu.

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna da, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki PKK mevzilerine yönelik hava saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin terörizm karşısındaki güvenlik endişelerini anlıyoruz. Ancak bu tür araçlarla ve böylesine bir yöntemle değil.” sözleriyle operasyonlara tepki göstermişti.

“Türk ordusu harekat için birkaç güne hazır”

Reuters haber ajansına konuşan Türk yetkililer, ordunun Suriye’nin kuzeyine kara harekatı yapmak hazırlıkları için yalnızca birkaç güne ihtiyaç duyduğunu belirtmişti. Türkiye uzun menzilli silahlar ve savaş uçaklarıyla bir süredir bölgeyi bombalıyor.

Suriye yönetimi, Türkiye’yi kuzey topraklarını işgal eden bir güç olarak tanımlıyor ve Türkiye’nin yeni saldırılarının “savaş suçu” olarak değerlendirilmesini istiyor.

Paylaşın

Rusya’dan Türkiye’nin Operasyon Planladığı Bölgeye Askeri Takviye

Rusya, Türkiye’nin kara harekatı düzenlemeyi planladığı Kürt güçler ve Suriye ordusunun kontrolündeki bölge askeri takviye yaptı. Rusya’nın ayrıca Suriye rejiminin elindeki Tel Rıfat’a yakın Menag askeri havaalanındaki varlığını sağlamlaştırdığı bildirildi.

Suriye’de Beşar Esad yönetimini destekleyen Rusya’nın Türkiye sınırına yaklaşık 15 kilometre mesafedeki Tel Rıfat bölgesine takviye gönderdiği belirtildi.

Bölge sakinleri ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin AFP haber ajansına verdiği bilgilere göre Rusya güçleri, Türkiye’nin kara harekatı düzenlemekle tehdit ettiği Kürt güçler ve Suriye ordusunun kontrolündeki bölgede varlığını arttırdı.

Tel Rıfat bölge sakinleri, Rusların takviyesinin kente ulaştığını bildirdi. Bölge sakinlerine göre Rus güçleri, bölgedeki Kürtler ve Türk yanlısı güçler tarafından kontrol edilen bölgeler arasına yeni barikatlar yerleştirdi. Kürt güçlerinin elindeki Tel Rıfat, bir yanda Suriye ordusu, diğer yanda ise Türkiye destekli muhalif güçlerle çevrili durumda.

Menag havaalanı ve Kobani

Suriye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ((SOHR) ise Rus güçlerinin Suriye rejiminin elindeki Tel Rıfat’a yakın Menag askeri havaalanındaki varlığını sağlamlaştırdığını ifade etti.

SOHR ayrıca Rusların Kobani yakınlarında da güçlerini takviye ettiğini kaydetti. AFP’ye konuşan SOHR güvenlik yetkilisi Rami Abdel Rahman, Rus güçlerinin helikopterlerle devriye gezdiğini belirterek “Bu takviyelerin amacı Türk askeri operasyonunu engellemek ya da geciktirmek olabilir” dedi.

Suriye’deki Kürt güçlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) salı günü Rusya’dan Türkiye üzerinde kara operasyonundan vazgeçirmek için baskı kurmasını istediğini belirtmişti.

Suriye’nin kuzeyine operasyon

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin zamanı geldiğinde “kendisini tehdit edenlere” karşı kara harekatı düzenleneceğine işaret ederek, güney sınırında 30 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturmak amacıyla öncelikle Tel Rıfat ve ayrıca Münbiç ve Kobani’yi hedef alacaklarını ifade ediyor.

Ankara, 13 Kasım’da İstanbul’da meydana gelen ve altı kişinin ölümüne neden olan saldırılardan bölgedeki YPG’yi sorumlu tutarak Suriye’ye hava operasyonu düzenlemişti. Şimdi kara harekatına hazırlandığını belirten Ankara’ya karşı Rusya, ABD ve Almanya operasyondan vazgeçmesi çağrısında bulunuyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Dikkat Çeken Açıklama: SDG’yle Ortak Devriyeyi Azalttık

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, IŞİD’le mücadele misyonunun devam ettiğini; ancak Suriye Demokratik Güçleri ile ortak devriye sayısının azaltıldığını, bölgede yaşanan gerilimde itidal çağrısı yaptıklarını söyledi.

VOA Türkçe’de yer alan habere göre, Patrick Ryder, “Bölgede çatışmanın devam etmesi ve özellikle de kara işgali, dünyanın IŞİD’e karşı zor bir mücadeleyle elde ettiği kazanımları tehlikeye atacak ve bölgede istikrarı bozacaktır” dedi.

Suriye’nin kuzeyinde yaşanan gerginlik ve Türkiye’nin kara harekatı düzenlemesi olasılığı, ABD Savunma Bakanlığı’nın basın toplantısında gündemdeydi. Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder, IŞİD’le mücadele misyonunun devam ettiğini; ancak Suriye Demokratik Güçleri ile ortak devriye sayısının azaltıldığını söyledi.

Tuğgeneral Ryder, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’ın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la telefonda görüşeceğini de kaydetti. Ryder, Suriye’nin kuzeyinde, Irak ve Türkiye’de tırmanan eylemlerle ilgili son derece endişeli olmaya devam ettiklerini yineledi; bölgede yaşanan gerilimde itidal çağrısı yaptıklarını söyledi.

“IŞİD’e odaklanmaya devam edebilmeyi umuyoruz”

Pentagon yetkilisi, “Bölgede çatışmanın devam etmesi ve özellikle de kara işgali, dünyanın IŞİD’e karşı zor bir mücadeleyle elde ettiği kazanımları tehlikeye atacak ve bölgede istikrarı bozacaktır. Türkiye’nin kendi sınırları içinde meydana gelen terör eylemlerine ilişkin meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz. Suriye Demokratik Güçleri’ni IŞİD’le mücadelede desteklemeye de devam ediyoruz. IŞİD gibi tehlikeli bir terör örgütüne odaklanmaya devam edebilmeyi umuyoruz“ ifadelerini kullandı.

ABD’nin bölgede ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte ortak devriye sayısının azaltılması konusunda ayrıntı veren Pentagon sözcüsü, “Devriye sayısını azalttık çünkü bunları SDG ile ortak şekilde yürütüyoruz. Devriye sayısını onlar azalttığı için bizim de azaltmamız gerekti. Askerlerimizin konumlarını değiştirmedik. IŞİD tehdidine karşı koymaya odaklanmayı sürdürüyoruz. O bakımdan kabiliyette bir azalma yok. Ancak devriye sayısını şu an için azalttık” diye konuştu.

Pentagon sözcüsü bir kez daha itidal çağrısında bulunarak, “bir koalisyon olarak yeniden buradaki daha büyük tehdide, yani IŞİD’in yenilgiye uğratılmasına odaklanabileceğimizi umuyorum” dedi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Sözcüsü John Kirby de dün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye’ye olası kara harekatına ilişkin, “Suriye içinde daha fazla can kaybına yol açacak ve Amerikalılar’ın hayatını riske atacak eylemler görmek istemediklerini” söylemişti.

Amerika’nın desteklediği SDG’nin komutanı Mazlum Abdi de hem VOA Kürtçe Bölümü’ne hem de Reuters haber ajansına verdiği söyleşide, Türkiye’nin kara harekatı düzenlemesi olasılığı konusunda, ABD’den daha güçlü açıklama gelmesi gerektiğini savunmuştu.

Paylaşın

Suriye Ve Mısır Türkiye İle Normalleşmek İstiyor Mu?

Konya’da katıldığı programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir” diyerek ilişkileri ilerletmekteki niyetini beyan etti. Peki Mısır ve Suriye normalleşmek istiyor mu?

Türkiye’nin son bir yıldır dış politikada attığı “normalleşme” adımları genişleyerek sürüyor. Kasım 2021’de Birleşik Arap Emirlikleri ile başlayan süreçte İsrail ve Suudi Arabistan ile ilişkiler onarıldı. Ermenistan ile temaslar sürüyor. Ekim ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Nikol Paşinyan ile aynı masada görüntü vermişti.

En sürpriz gelişme Erdoğan’ın, 2022 Dünya Kupası açılışı için gittiği Katar’da yaşandı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile tokalaşan Erdoğan, mevkidaşı ile 45 dakika görüştü. Şimdi ise Suriye ile diyalog zemini aranıyor.

Konya’da katıldığı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir” diyerek ilişkileri ilerletmekteki niyetini beyan etti. Geçtiğimiz haftalarda da “vakti geldiğinde” Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşebileceğini, seçimlerden sonra ilişkilerde “sil baştan” yapılabileceğini söylemişti.

Peki Türkiye’nin politika değişikliğinin nedenleri neler? DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, normalleşme ihtiyacını daha güçlü hisseden taraf Türkiye.

Seçim yatırımı mı?

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’dan akademisyen Galip Dalay’a göre Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki hedeflerine ulaşabilmek için Şam ile diyaloğa açık olduğunu göstererek Rusya’yı ikna etmek istiyor.

Erdoğan’ın dış politika kararları alırken iç siyaseti öncelediği görüşündeki Dr. Hamidreza Azizi ise “Türkiye’nin Suudi Arabistan ve BAE gibi zengin Körfez ülkeleriyle yakınlaştığını gördük. Burada öncelik aslında iç politika. Bu ülkelerden yatırım çekmek istiyor ki seçimleri kazanmak için bu kaynağa ihtiyaç var” dedi.

Mısır ve Suriye konusunda da kararların yine seçim odaklı verildiği yorumunu yapan Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı (SWP) araştırmacısı Azizi şöyle konuştu:

“Mültecilerin varlığı Türkiye’de önemli bir iç politika tartışması haline geldi. Seçimlere doğru bu konu giderek ısınıyor ve farklı siyasi partiler farklı fikirlerle ortaya çıkıyor. Esad ile bir tür anlaşmaya varmak ve mültecileri geri göndermek politik gereklilik halini aldı. Bence mülteci kartını oynamak için seçimler öncesi Suriye’yle ilgili mesajlar veriyor.”

Sisi ve Esad ne bekliyor?

Uzmanlar normalleşme isteğini daha yüksek sesle dile getiren tarafın Türkiye olduğuna dikkat çekiyor. Peki Mısır ve Suriye’nin Ankara ile yakınlaşmaktaki çıkarları ne?

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden (CSIS) araştırmacı Natasha Hall, “Mısır, kendi doğal gazı için pazar arıyor, ayrıca rejim karşıtlarının susturulmasını istiyor” dedi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi muhaliflerinin İstanbul’daki televizyon stüdyoları bu yılın ilk aylarında kapatılmıştı.

Esad için ise öncelik savaş ve yaptırımların etkisiyle çöken ekonomisi canlandırmak ve siyasi geleceğini garanti altına almak için mümkün olduğunca çok tanınmaya sahip olmak.

Washington merkezli Brookings Enstitüsü’nden araştırmacı Reva Dhingra, “Devam eden savaş, yolsuzluk, korona salgını, yüksek enflasyon ve kur krizi yüzünden Suriye, ekonomik açıdan Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek isteyecektir” dedi.

“Rejim, Türkiye’nin muhalifleri desteklemesini engellemek istiyor” diyen Dalay ise “Suriyeli muhalifler bir süredir Esad karşıtlığıyla değil, Ankara’nın önceliklerine göre hareket ediyor. Esad normalleşmeyle meşruiyet kazanmak istiyor. Nitekim rejimin hem bölgesel hem de uluslarası alanda normalleşme ve meşruiyet kazanma arayışı var. Ankara ile normalleşme bu arayışa hizmet eder” yorumunu yaptı.

Azizi de “Türkiye ile yakınlaşmak Esad rejimi için önemli bir güvenlik endişesinin ortadan kalkması demek. Esad için Türkiye, isyancıların en önemli destekçisi. Normalleşme halinde bu durumun değişmesini ve ülkenin kalanında kontrolü sağlayabilmeyi umuyor” dedi.

Zorluklar neler?

Mısır ve Suriye ile normalleşmenin BAE, Suudi Arabistan ya da İsrail’le olduğu kadar kolay ve hızlı olmayacağı konusunda hemen herkes hemfikir.

Beşar Esad’ın basın danışmanı Buthaina Shaaban, yerel medyaya verdiği demeçte, Ankara’dan gelen açıklamalara ihtiyatla yaklaştıklarını kaydetti. Shaaban, “Belki seçim sebebiyle ya da başka ülkeler veya partilere baskı yapmak için bu açıklamaları yapıyorlar. Kendi gündemleri var” dedi.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin (ECFR) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Program Direktörü Julien Barnes-Dacey, yaklaşık on yıldır devam eden düşmanlıkların ardından hem Kahire hem Şam’ın Ankara’nın değişen söylemine dikkatle yaklaştığını belirtti. Barnes-Dacey, “Taraflar daha sık diyaloğa girmeye başlasa bile bu hızlı bir ilerleme ve nihayetinde normalleşme yaşanacağı anlamına gelmiyor. Esad, muhtemelen Türk ordusunun geri çekilmesini ve Ankara’nın Suriye’nin egemenliğini kabul ettiğini görmek isteyecektir” diye konuştu.

“Suriye’nin kuzey toprakları Türkiye’nin kontrolünde. Bu, Esad’ın bir normalleşmeye şüpheyle yaklaşmasına neden oluyor” diyen Azizi de “Gerçek bir normalleşme için Türk güçlerinin kuzey topraklarından çekilmesini ve buralarda kontrolü rejime devretmesini bekliyorlar” dedi. Böyle bir şeyin yakın gelecekte yaşanmasını beklemediğini vurgulayan Azizi, “Belki üst düzey toplantılar olabilir hatta Erdoğan ve Esad bile görüşebilir ancak bu, işlerin gerçekten normalleşeceği anlamına gelmiyor” yorumunu yaptı.

Suriye’ye operasyonu etkiler mi?

Türkiye’nin Suriye’de rejim karşıtı silahlı muhaliflere desteği ve devam eden operasyonlarına dikkat çeken Dhingra ise “Yeni bir kara harekatı yapılacağı yönündeki son açıklamalar ve süren hava saldırıları yüzünden durum oldukça gergin. Kısa vadede normalleşme için diplomatik çabalar bu atmosferin gölgesi altında kalacaktır” ifadelerini kullandı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı eylem sonrası başlayan Pençe-Kilit operasyonu sırasında şu ana kadar en az 23 rejim askeri öldü.

Dalay’a göre Türkiye, Suriye topraklarına yönelik operasyonları ile rejimle normalleşme söylemini çelişkili görmüyor. “Ankara, YPG’ye yönelik operasyonları ile Suriye’de resmen adı konmamış olsa da Kürtlerin merkezinde olduğu otonom yönetimin zayıflatılmasının rejimin de hoşuna gideceğini düşünüyor” dedi. Bu görüşe katılan Barnes-Dacey da nihayetinde Ankara ve Şam’ın Kürt ayrılıkçılarla mücadele gibi ortak bir zeminde buluşabileceğini kaydetti.

Libya faktörü

Mısır’la ilişkilerde ise öne çıkan kriz başlığı Libya. Ankara ve Kahire, Libya’da rakip güçleri destekliyor.

Galip Dalay, “Türkiye ile Mısır, Etiyopya ve Libya’da karşı kamptalar. BAE ile olduğu kadar hızlı olmayacaktır normalleşme. Şu anda asıl mesele Libya. Bizim için Suriye ne ise Mısır için de Libya o” dedi.

Chatham House’dan Tim Eaton’a göre, Türkiye’nin sahada “Kazanan ve kaybedeni belirleme kapasitesine sahip güçleri” mevcut. Ayrıca Trablus yönetimi üzerinde güçlü siyasi ve ekonomik etkisi var. “Türkiye son aylarda Trablus’un rakibi doğudaki yönetimle de yakınlaşma arayışına girdi” diyen Eaton’a göre Yunanistan’ın Libya’da Ankara ile rekabet için çok az seçeneği var.

2014’te ülkenin doğusu ve batısındaki savaşçı gruplar arasında bölünen Libya’yı yıllardır, Trablus ve Tobruk merkezli iki ayrı yönetim idare ediyor. Tobruk merkezli Fethi Başağa yönetimi ve Türkiye’nin desteklediği Trablus merkezli Abdulhamid Dibeybe hükümeti birbirlerini meşru olmamakla suçluyor.

Dış politikaya Yunanistan ayarı

Peş peşe gelen normalleşme açıklamaları, dış politikaya “Yunanistan ayarı” verildiği yorumlarına da neden oluyor. Özellikle Mısır’la bir yakınlaşma Yunanistan’ı güç durumda bırakabilir.

Dalay’a göre Ankara, Kahire’yle normalleşme için attığı adımlarla Mısır, İsrail ve BAE ile Yunanistan’ın arasına mesafe koymak istiyor. “Temelde Doğu Akdeniz’de yaşadığı çok aktörlü sorunu bir Yunanistan sorunu haline dönüştürmek istiyor. Önceden bu Türkiye’ye karşı Mısır, BAE, İsrail, Fransa ve Suudi Arabistan’ın olduğu bir krizdi. Şimdi en azından bu ülkeleri daha nötr kalmaya, Yunanistan’la ikili krizinde taraf olmamaya ikna etmek istiyor.”

Erdoğan Konya’daki konuşmasında, “Akdeniz’de bizim bu gücü başkalarına kaptırmamamız gerekir. Yunanistan’ın buralara ulaşması, bu olacak iş değil” ifadelerini kullanmıştı.

Halihazırda Kahire ve Atina arasında çok yakın bir işbirliği söz konusu.

“Türkiye’nin Libya’daki çıkarlarından vazgeçmesi olası değil” diyen Hall, Ankara’nın daha önce Mısır ve Yunanistan tarafından oluşturulan doğal gaz işbirliğinden dışlandığını hatırlatarak yeni durumda avantaj elde etmeye çalışabileceğini kaydetti. Azizi de “Türkiye ile stabil bir ilişki Mısır’ın da çıkarına. Eğer Libya konusunda ortak bir yol haritası belirlenebilirse bu Mısır’ın da çıkarına olacaktır” görüşünü dile getirdi.

Paylaşın

Beşar Esad İle Görüşme Olacak Mı? İbrahim Kalın Açıkladı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında bir görüşme olup olmayacağı sorusuna yanıt verdi: 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuyu net ifade etti. ‘Siyasi meselelerde çok uzun kırgınlıklar olmaz.’ Türkiye’nin çıkarları çerçevesinde bir görüşmenin farklı düzeylerde temasın zamanı geldiğinde olur.”

Suriye ile istihbarat düzeyinde temasların hep devam ettiğini belirten Kalın, “İstihbarat örgütlerinin görevidir bu. Hem Mısır’da hem Irak’ta ve diğer alanlarda bu durum zaten kontrol ediliyor. PKK hedeflerinin vurulması, rejim güçlerinin nereye kadar ilerleyeceği gibi konularda istihbarat örgütleri hareket ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin kuzey Suriye’ye yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

A Haber canlı yayınına katılan katılan İbrahim Kalın, “Bunların bugün mü yarın mı olacağını açıklamak gibi bir şeyimiz yok tabii ki elbette. Yarın, haftaya veya her an olabilir. Farklı şekilde operasyonlar yapılabilir. Bu operasyonlar her an yapılabilir” dedi.

Operasyonların “bugüne kadar nasıl yapıldıysa bundan sonra da yapılmaya devam edeceğini” söyleyen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ABD ve Rusya’nın olası bir kara harekatına yönelik tavrına da değindi.

Kalın, özetle şöyle konuştu:

“İcazet almak gibi bir durum söz konusu değil”

“Biz sorumluluk sahibi bir devlet olarak müttefiklerimizle ve komşu ülkelerle bu tür operasyonları elbette değerlendiririz, konuşuruz. Kimseye önceden bilgi verip icazet almak gibi bir şey söz konusu değildir.

“ABD ile, Rusya ile, yeri geldiğinde İran ile, başka yerlerde başka ülkelerle, Irak makamlarıyla Irak’a bir operasyon yaptığımızda bunlar her düzeyde konuşulur. Ama öncelikli olarak bazen kamuoyunda şöyle bir şey gündeme geliyor: ‘ABD’liler rahatsız, Rusya şöyle dedi vesaire…’

Onlar rahatsız olabilirler, pozisyonlarını ifade edebilirler, pozisyonları kayda geçirebilirler ama bu bizim atacağımız adımları hiçbir şekilde etkilemez. Biz bunu da açık bir şekilde zaten kendilerine de ifade ediyoruz.

Sahada, şurada ABD askerleri var onlara bir zarar gelmesin, koordine edilsin, dikkat edilsin dendiğinde de biz tabii ki zaten bugüne kadar hiçbir zaman Suriye’de doğrudan ABD askerlerini yahut Rus askerlerini hedef almadık; zaten böyle bir kastımız yok bizim hedefimizin ne olduğu belli.”

“ABD’den ’30 kilometre’ teklifi gelmedi”

ABD askerlerinin 30 kilometrelik sınıra yerleşmesi yönündeki teklifine ilişkin bir soruya da yanıt veren Kalın, özetle şöyle konuştu:

“ABD’den böyle bir teklif gelmedi. Ama 2019 anlaşması zaten bu unsurları 30 kilometre güneye çekilmesi şartına bağlamış idi. Bu şarta uymadıkları zamanlarda da oranlarda da biz mukabelede bulunduk. Veya yaptığımız operasyonları da bu çerçevede yaptık.

Bunu konuştuğumuz zaman da ABD’liler de Ruslar da ‘Doğru haklısınız. Çünkü anlaşmaya uymayan burada PYD/YPG tarafıdır’ diye her seferinde de bizim pozisyonumuzu teyit ettiler. Şu anda da benzer bir durum var. Biz aynı şeyi söylüyoruz. ‘Bakın 30 km sınırın aşağısında durun. Türkiye’ye nüfuz etmeye çalışmayın. Bunları yaptığınız zaman biz derhal buna karşılık veririz.”

Esad ile görüşme olacak mı?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında görüşme olup olmayacağı sorusuna da yanıt verdi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuyu net ifade etti. ‘Siyasi meselelerde çok uzun kırgınlıklar olmaz.’ Türkiye’nin çıkarları çerçevesinde bir görüşmenin farklı düzeylerde temasın zamanı geldiğinde olur.”

Suriye ile istihbarat düzeyinde temasların hep devam ettiğini belirten Kalın, “İstihbarat örgütlerinin görevidir bu. Hem Mısır’da hem Irak’ta ve diğer alanlarda bu durum zaten kontrol ediliyor. PKK hedeflerinin vurulması, rejim güçlerinin nereye kadar ilerleyeceği gibi konularda istihbarat örgütleri hareket ediyor” dedi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Dikkat Çeken ‘Suriye’ Açıklaması: Siyasette Küslük Olmaz

“Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle küslüğünü menfaate çevirmek isteyenler olduğunu” belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar giderilince oyunlar bozuldu. Bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. Şimdi bizim Birleşik Arap Emirlikleri ile münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda” dedi.

Ülke ilişkilerinin “daha da iyi olacağını” kaydeden Erdoğan, Suriye ile diplomatik ilişkilere dair ise özetle şöyle dedi: “Bu malum bazı çevreleri rahatsız ediyor. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz.”

Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün (27 Kasım) partisinin Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Gençlik Buluşması” toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey Suriye ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarına yönelik hava operasyonları ve Suriye’deki Şam hükümeti, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile diplomatik ilişkiler de vardı.

Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile görüşmesine yönelik tepkilerle ilgili bir soruya cevap vererek özetle şöyle konuştu:

“Katar Emiri’nin araya girmesiyle bu adımı attık”

“Sayın Sisi ile yaptığımız görüşmede, Türkiye-Mısır ilişkilerinde, olayın liderler seviyesinde tartışılmasından öte, ben kendisine onu da söyledim, bizim Mısır halkıyla ilişkilerimiz farklı, tarih orada var.

“Son dönemde, bir 9 yıllık süreç içerisinde bir sıkıntı yaşadık. O akşam özellikle de Katar Emiri’nin araya girişiyle bu adımı attık. O sıkıntıyı aştıktan sonra da bir yarım saat 45 dakika kadar biz Sayın Sisi ile dar kapsamlı bir görüşme yaptık.

“‘Şimdi alt düzeyde bakanlarımız gidiş gelişleri başlatsınlar, ondan sonra da biz görüşmelerimizi genişletelim, geliştirelim, tüm derdimiz, sizlerle Türkiye arasındaki bu kırgınlığı, dargınlığı gidermek. Akdeniz’de Türkiye-Mısır arasında böyle bir sıkıntı yaşanmaması gerekir’ dedik.

“Yunanistan’ın buralara ulaşması olacak iş değil”

“Çok farklı bazı şeyler daha aramızda konuştuk. Daha sonra da aldığım bilgi, haberler çerçevesinde kendisi de bu görüşmeden çok mutlu olmuş, aynı mutluluk temennisini biz de ilettik. Şimdi süreç başladı, bakanlarımızla bir süreç devam edecek.

“Daha sonra da bir araya gelmek suretiyle Akdeniz’de, çünkü Mısır halkıyla Türkiye’nin birbiriyle olan bağlantıları çok farklı, bizim bu gücü başkalarına kaptırmamamız gerekir. Yunanistan’ın buralara ulaşması, bu olacak iş değil. Onun için güzel gelişmeler olacak diye inanıyorum.”

“Suriye ile de bu iş yoluna girebilir”

“Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle küslüğünü menfaate çevirmek isteyenler olduğunu” belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar giderilince oyunlar bozuldu. Bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. Şimdi bizim Birleşik Arap Emirlikleri ile münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda” dedi.

Ülke ilişkilerinin “daha da iyi olacağını” kaydeden Erdoğan, Suriye ile diplomatik ilişkilere dair ise özetle şöyle dedi: “Bu malum bazı çevreleri rahatsız ediyor. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz.”

“Esad, Erdoğan’ın teklifini kabul etmedi” iddiası

Associated Press (AP) haber ajansı, 23 Kasım tarihli haberinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın İran aracılığıyla Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a mesaj gönderdiğini yazmıştı.

Ajansın “konu hakkında açıklama yapmaya yetkisi olmadığı için ismini vermeyen Lübnanlı bir siyasetçiye” dayandırdığı haberine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında “Suriye ordusunun mevcut durumda Kürtlerin kontrolünde olan bölgelere geri dönmesini” istedi.

Habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca “bölgedeki Kürt savaşçıların Suriye doğalgazı ve petrolünü kullanmasını önlemek için harekete geçilmesini ve Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin Suriye’ye geri gönderilmesi konusunda kolaylık sağlanmasını” da istedi.

AP, İran aracılığıyla iletilen mesajda, “Erdoğan’ın Şam’a Türkiyeli yetkilileri göndermeye hazır olduğunu söylediğini, fakat Esad’ın üçüncü bir ülkede görüşülebileceğini söyleyerek bunu reddettiğini” belirtti.

Ajansın haberine göre, Türkiyeli bir hükümet yetkilisi, İran’ın aracılığına yönelik iddiayı reddederek “Tahran’ın Suriye’deki Türkiye varlığına düşmanca yaklaştığını” söyledi. Yetkili ayrıca “Türkiye’yi uzlaşmaya Rusya’nın ittiğini, ama hiçbir ilerleme kaydedilmediğini” de bildirdi.

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı gün partisinin grup toplantısı sonrasında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı Aldulfettah Sisi ile Katar’da görüşmesine atıfla, “Esad ile de görüşecek misiniz” sorusuna cevaben “Olabilir. Siyasette dargınlık olmaz. Sonuçta en uygun koşullarda adımlar atılır” dedi.

Paylaşın

ABD’nin Suriye’deki Devriye Üssüne Roketli Saldırı

ABD’nin Suriye’nin Haseke kentine bağlı Şeddadi bölgesindeki devriye üssüne iki roketli saldırı düzenlendiği bildirildi. Patlamamış bir üçüncü roketin daha tespit edildiği aktarıldı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Suriye’nin kuzeyindeki devriye üssüne iki roketli saldırı düzenlendiğini duyurdu.

Açıklamada Haseke kentine bağlı Şeddadi bölgesindeki devriye üssüne iki roketle saldırı düzenlenerek, “koalisyon güçlerinin hedef alındığı” bildirildi.

25 Kasım günü yapılan açıklamada cuma gecesi geç saatte düzenlenen saldırı sonucu yaralanan olmadığı aktarıldı.

Açıklamada, Türkiye’nin “terör örgütü” olarak tanımladığı ve PKK’nın yan kolu olarak gördüğü YPG’nin ana unsurlarını oluşturan Suriye Demokratik Güçlerinin bölgeye yaptığı keşifte, patlamamış bir üçüncü roket da daha tespit edildiği aktarıldı.

CENTCOM Sözcüsü Albay Joe Buccino, “Bu tür saldırılar koalisyon güçlerini ve sivil halkın güvenliğini tehlikeye atıyor ve Suriye ile bölgenin güçlüklerle kazanılmış istikrar ve güvenliğine zara eriyor.” dedi.

CENTCOM daha önce yaptığı açıklamada da, İstanbul’da patlayan bomba sonucu Türkiye’nin Suriye’de düzenlediği operasyonları eleştirmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Suriye’den “Türkiye’nin Operasyon Açıklamalarına” Tepki

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine askeri operasyon açıklamalarını değerlendiren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın üst düzey danışmanlarından Buseyna Şaban, “Hiçbir ülkenin kendi güvenliğini başka ülkenin sınırları içinde koruma hakkı yoktur” dedi ve ekledi:

“Türk işgalinin Suriye’nin kuzeydoğusunda kendi şemsiyesi altında faaliyet gösteren teröristlerin varlığını meşrulaştırmak için dayanaksız bahaneler kullandığını’ iddia eden Şaban, Türkiye’nin ‘Rusya’ya verdiği taahhütlerine bağlı kalmadığını.”

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye ve Kuzey Irak’ın kuzey bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği hava harekâtı devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ise harekâtın karada da süreceğini sık sık dile getiriyor. Ne var ki, Erdoğan’ın U dönüşü planı bu operasyonla sekteye uğradı. Rusya ve ABD’nin açıklamalarının yanı sıra Suriye ve Mısır’ın tavrı dikkat çekti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan önceki akşam yapılan açıklamada operasyonlardan duyulan endişe dile getirildi. Açıklamada, “Mısır, iki kardeş Arap ülkesi Suriye ve Irak’ın son günlerde İran ve Türkiye’den gördüğü ve her iki ülkenin de kendi topraklarındaki egemenliğini ihlal eden saldırıları büyük bir endişeyle takip etmektedir” denildi.

Suriye’den gelen açıklama ise daha sert oldu. Bu tür operasyonların kesinlikle kabul edilmediği bildirildi. 19’uncu Astana görüşmesinin ardından konuşan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın üst düzey danışmanlarından Buseyna Şaban, “Hiçbir ülkenin kendi güvenliğini başka ülkenin sınırları içinde koruma hakkı yoktur” dedi. Suriye Arap Haber Ajansı SANA’nın aktardığına göre, “Türk işgalinin Suriye’nin kuzeydoğusunda kendi şemsiyesi altında faaliyet gösteren teröristlerin varlığını meşrulaştırmak için dayanaksız bahaneler kullandığını’ iddia eden Şaban, Türkiye’nin ‘Rusya’ya verdiği taahhütlerine bağlı kalmadığını’ dile getirdi.

ABD tepkisini yineledi

Pentagon’un “Harekat Amerikan personelinin güvenliğini doğrudan tehlikeye atmıştır” açıklaması sonrası ABD’den bir uyarı daha geldi. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Sözcüsü Albay Joe Buccino, ABD’nin ‘Suriye’deki durumu istikrarsızlaştıracak her türlü askeri eyleme karşı olduğunu’ bildirdi.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre Albay Buccino sınır ötesi operasyonlarla ilgili olarak “Bu eylemler, IŞİD’in yeniden ortaya çıkmasına ve bölgeyi tehdit etmesine asla izin vermemek için devam ettirdiğimiz mücadele dâhil, ortak amaçlarımızı tehdit etmekte” ifadelerini kullandı.

Müzakere çağrısı

Rusya kanadı ise Türkiye’nin Suriye’ye yönelik hava harekâtı için temkinli olunması gerektiği belirttiği açıklamasının ardından bu kez müzakere çağrısı geldi. Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, RIA (Rusya Devlet Ajansı)na verdiği demeçte Moskova’nın Ankara-Şam arasındaki müzakerelerin düzenlenmesinde arabuluculuk desteği vermeye hazır olduğunu söyledi.

Gerilimin tırmanmasına rağmen iki ülke istihbarat şeflerinin temaslarını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Lavrentyev, Türkiye-Suriye yakınlaşmasının Putin’in önceliği olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’den, bir kara harekâtı yapılmayacağına dair güvence almadıklarını aktaran Lavrentyev, “Bununla birlikte, bu operasyonları gerçekleştirmekten kaçınacakları yönünde bir izlenim var” ifadelerini kullandı.

Suriye’ye sınır ötesi için anlaşıldı iddiası

ABD tarafından operasyon karşıtı söylemler üst üste gelirken Türkiye ile ABD’nin ‘sınırlı bir operasyon konusunda’ anlaştığı ileri sürüldü. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında kara harekâtı mesajından sonra TSK, Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) kara operasyonu için acil toplantı çağrısında bulunduğu iddia edildi.

ÖSO komutanlarından Muhammed Yusuf operasyona iddiasına yönelik yaptığı açıklamada “Pençe-Kılıç Harekâtı için hazırlıklarımızı tamamladık. Fırat’ın batısında ve doğusunda bir harekât için tüm kuvvetlerimizle hazırız” dedi.

İngiltere merkezli Şarku’l Avsat gazetesinin ÖSO gruplarından birinin liderine dayandırdığı habere göre, TSK’nin önceki gün ÖSO’dan üç kolordu komutanını ‘sahadaki son gelişmelerini tartışmak, taarruz askeri planları geliştirmek ve Halep’in kuzey ve kuzeydoğusunda DSG’ye karşı operasyonunun başlatılması için eksenleri belirlemek üzere Kilis’te önemli bir askeri toplantıya katılmaya çağırdığını’ ileri sürdü. Gazete’nin bir başka iddiasına göre ise ABD’nin Türkiye’ye ‘sınırlı bir operasyon’ için onay verdiği ifade edildi.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

“Türkiye Ve ABD, SDG’ye Operasyon Konusunda Anlaştı” İddiası

ABD’li ve Türk askeri yetkililer arasında Kilis bölgesinde bir görüşme gerçekleştirildiği, burada Türkiye’nin talepleri, SDG’ye yönelik askeri operasyon ve ABD’nin bu konudaki tutumu tartışıldığı iddia edildi: ABD ile Türkiye tarihi belirtmeyen sınırlı bir operasyon konusunda anlaştılar.

Washington yönetimi ile Ankara’nın, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) düzenlenecek ‘sınırlı bir saldırı’ konusunda anlaşmaya vardığı iddia edildi. Suudi gazetesi Şarkul Avsat’ta yer alan haberde, Türkiye’den ve ABD’den askeri yetkililerin Kilis’te bir araya geldiği belirtildi.

Gazeteye konuşan Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) kaynağı, “Geçtiğimiz birkaç saat içinde, ABD’li askeri yetkililer ve Türk mevkidaşları arasında Kilis bölgesinde bir görüşme gerçekleşti. Burada Türkiye’nin talepleri, SDG’ye yönelik askeri operasyon ve ABD’nin bu konudaki tutumu tartışıldı. İki taraf arasında uzun bir diyalogun ardından ABD’lilerle henüz tarihini belirtmeyen sınırlı bir operasyon konusunda anlaştılar” ifadelerini kullandı.

‘Tel Rıfat ve Kobane ile sınırlı kalacak’

SMO gruplarından birinin liderine dayandırılan haberde, TSK’nin çarşamba günü SMO’daki üç kolordu komutanını ‘sahadaki son gelişmelerini tartışmak, taarruz askeri planları geliştirmek ve Halep’in kuzey ve kuzeydoğusunda SDG’ye karşı operasyonunun başlatılması için eksenleri belirlemek üzere Kilis’te önemli bir askeri toplantıya katılmaya çağırdığını’ ileri sürdü. Gazeteye göre SMO’nun olası operasyona katılımı Tel Rıfat ve Kobane ile sınırlı kalacak.

SMO, ‘hareket için hazırız’ dedi

Geçtiğimiz günlerde Reuters ajansına konuşan Ankara’nın desteklediği Suriye Milli Ordusu’ndan (SMO) bir kaynak da, ‘harekatın genişletilmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olmalarının istendiğini’ iddia etmişti. Söz konusu isim, henüz bir takvim belirlenmediğini söylemişti.

Rudaw da, SMO bünyesindeki grupların olası bir kara harekatına hazırlandığını aktardı. SMO komutanlarından Muhammed Yusuf, “Pençe-Kılıç Harekâtı için hazırlıklarımızı tamamladık. Fırat’ın batısında ve doğusunda bir harekat için tüm kuvvetlerimizle hazırız” dedi.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın