BM, Türkiye Ve Suriye’deki Deprem Bölgelerinde Yardımlarını Arttırıyor

Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde ve Suriye’nin kuzeyinde yer alan bölgelerde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde, son resmi verilere göre, Türkiye’de 39 bin 672, Suriye’de 5 bin 814 kişinin yaşamını yitirdi.

Suriye’deki insani yardım için 400 milyon dolar, Türkiye için de 1 milyar dolar destek çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler (BM), bölgedeki yardım faaliyetlerini arttırarak sürdürüyor.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), insani yardım ekiplerinin Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep ve Hatay illerinde çalışmalarını sürdürdüklerini açıkladı.

OCHA, Türkiye’deki bölgesel ortaklarıyla beraber deprem felaketinden etkilenen bölgelere gönderilen tıbbi malzemeyle birlikte gıda, çadır, battaniye ve diğer ihtiyaç malzemelerini depremzedelere teslim ettiklerini kaydetti.

BM Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR), Türkiye’de deprem felaketinden etkilenen bölgelere 20 bin termal battaniye, 12 bin köpüklü şilte 19 bin 500 mutfak seti, 12 bin ek gıda paketinin yanı sıra ısıtıcılar, hijyen malzemeleri, kışlık giysiler sağladığını, ayrıca 14 bin 300 aile çadırı, 10 bin branda, 6 bin termal battaniye ve 12 bin hijyen malzemesi içeren yardım kolisi sağladığını açıkladı.

Suriye’ye deprem yardımları sürüyor

BM’ye bağlı yardım kuruluşları, Suriye’nin kuzeybatı bölgesinde 50 bin ailenin halen çadıra ihtiyaç duyduğunu, 88 bin ailenin de şilte, termal battaniye ve giysiye ihtiyacı olduğunu, bölgede hastanelerin ve tıp merkezlerinin aşırı yoğun ve yetersiz kaynaklara sahip olduğunu bildirdi.

BM’ye bağlı yardım kuruluşlarının sahadaki sağlık ortaklarıyla geçici tıbbi sağlık tesisleri kurdukları, depremzedelere ruh sağlığı, psikolojik ve sosyal destek sağladıkları kaydedildi. Şimdiye kadar İdlip ve Halep’te engelliler dahil olmak üzere 4 bin 800’den fazla kişiye tıbbi müdahale yapıldığı belirtildi.

BM yardım kuruluşları, deprem felaketinin başlangıcından itibaren Suriye’de 74 farklı merkezde 60 binden fazla kişiye su kamyonları ulaştırıldığını, depremzedelere 13 bin çadır ve 1500 ısıtıcı dağıtıldığını bildirdi.

BM yardım kuruluşları Türkiye’den kuzeybatı Suriye’ye deprem yardım malzemeleri taşımaya devam ediyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, 9 Şubat’tan bu yana Bab al-Hawa ve Bab al-Salam sınır kapılarından 143 kamyonluk insani yardım Suriye’ye gönderildi.

OCHA sözcüsü Jens Laerke, “Yardımlar bugün devam etti. Hafta sonu da devam edecek, Suriyeliler’in ihtiyacı olduğu sürece her gün devam edecek” diye konuştu.

Uluslararası Kızılhaç (ICRC) Bölge Direktörü Fabrizio Carboni, yıkımın yalnızca büyüklüğünden değil, aynı zamanda ailelerin sadece 60 saniye içinde verdiği can kayıplarından oldukça etkilendiğini belirtti.

Gazetecilere konuşan bir ICRC yetkilisi ayrıca, Şam’dan büyük ölçüde muhalefetin kontrolündeki kuzeybatıya sınır ötesi yardım sevkiyatına izin verilmesi için çağrıda bulundu.

Yetkili, “İdlib’e çapraz hatlardan girmeye çalıştık, giremedik. Şu ana kadar ne yazık ki engellendik ancak yardımı ulaştırmaya hazırız” dedi.

“Sahada Türk Kızılay’ı ile birlikte çalışıyoruz”

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun (IFRC) operasyonlardan sorumlu küresel direktörü Caroline Holt, gerek Türkiye’de gerekse Suriye’de ihtiyaçların büyük olduğunu belirterek, “Ancak uluslararası yardımın boyutu her geçen gün ivme kazanıyor” Türkiye’de barınma, gıda, yıkanma, sağlık ve ayrıca nakit ihtiyaçlarını desteklemek için Türk Kızılay’ı ile sahada birlikte çalışıyoruz” dedi.

BM Tarım ve Gıda Örgütü (FAO), deprem felaketinin yaşandığı bölgelerdeki kırsal alanlarda çiftçilerin temel gıda üretimini eski haline getirmelerine destek ve yardımcı olacaklarını açıkladı.

FAO, öncelikli faaliyetlerinin hayvan yemi, tohum, fide, gübre, yakıt, alet, ekipman, hayvan aşılama ve bir ila üç ay boyunca karşılıksız nakdi yardım yapmak olduğunu kaydetti. FAO, Türkiye’de depremden etkilenen çiftçilere iş desteği sağlayacaklarını açıkladı.

Paylaşın

Suriye’de IŞİD Saldırısı: 61 Sivil 7 Asker Hayatını Kaybetti

Radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Suriye’nin Humus kentinin doğusundaki El Sükna’da düzenlendiği silahlı saldırıda 61 sivil ve 7 askerin hayatını kaybettiği açıklandı. 

Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi’nin yaptığı açıklamaya göre ilk saldırı El Sükna’da hükümete bağlı bir kontrol noktasını hedef aldı. Makineli tüfek teçhizatlı ve motosikletli şahıslar bu saldırının ardından bir tarlada mantar toplayanlara hedef gözetmeden ateş açtı. Saldırganlar daha sonra bölgeden kaçarak uzaklaştı.

İnsan Hakları Gözlemevi IŞİD’in ıssız bölgelerde saldırılar düzenlemek için Suriye’de Şubat-Nisan ayları arasında yapılan mantar hasadından faydalandığını kaydetti. Bu saldırıyla birlikte IŞİD’in 10 Şubat tarihinden beri Suriye çöllerinde düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 90’a yükselmiş oldu.

IŞİD henüz saldırının sorumluluğunu üstlenmedi. Örgüt geçen yılın Ocak ayında Haseke’de kendi tutuklu milislerini kurtarmak için Kürt güçlerin kontrolündeki bir cezaevine saldırı düzenlemiş, kentte çoğu sivil olmak üzere 105 kişi hayatını kaybederken çatışmalarda 268 cihatçı da ölmüştü.

IŞİD Suriye’de Mart 2019’da kontrolündeki tüm bölgeleri kaybettikten sonra ülkenin çöl bölgesine çekilmişti. Örgüt güçleri o dönemden bu yana zaman zaman Kürt güçlerine ve Suriye hükümet birliklerine baskınlar düzenliyor.

IŞİD’in üst düzey liderleri öldürüldü

Öte yandan Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürüldüğü açıklandı. Homsi’nin IŞİD içindeki rolünün ne olduğu ise ayrıntılı olarak açıklanmadı.

Geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD lideri öldürülmüştü. IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı, bir ABD helikopterinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği baskında IŞİD liderlerinden birinin öldürüldüğünü ve dört ABD askerinin yaralandığını bildirdi.

Yazılı açıklamada, operasyonun dün ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin ortaklığında düzenlendiği belirtildi.

“Hedefe yönelik bir patlamanın dört ABD askeri ve bir görev köpeğinin yaralanmasına neden olduğu” belirtilen açıklamada, “hedefteki IŞİD üst düzey lideri Hamza el-Homsi’nin öldürüldüğü” belirtildi.

Homsi’nin rolünün ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmadı.

IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Baskında yaralanan Amerikalı personel ve köpeğin Irak’ta bir Amerikan tesisinde tedavi altına alındıkları bildirildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, yaralı dört Amerikalı personelin sağlık durumlarının stabil olduğunu açıkladı.

ABD ordusu geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD liderini öldürdü.

2021 yılının Şubat ayında Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısında bir ABD baskınında öldürüldü. IŞİD’in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi de, 2019 yının Ekim ayında Amerikalılar tarafından düzenlenen bir baskında yakalandı.

Ekim ayında IŞİD lideri Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin güneyinde Suriyeli isyancılarla girdiği çatışmada öldürüldü.

Paylaşın

IŞİD’in Üst Düzey Liderlerinden Hamza el-Homsi Suriye’de Öldürüldü

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürüldüğü açıklandı. Homsi’nin IŞİD içindeki rolünün ne olduğu ise ayrıntılı olarak açıklanmadı.

Geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD lideri öldürülmüştü. IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı, bir ABD helikopterinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği baskında IŞİD liderlerinden birinin öldürüldüğünü ve dört ABD askerinin yaralandığını bildirdi.

Yazılı açıklamada, operasyonun dün ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin ortaklığında düzenlendiği belirtildi.

“Hedefe yönelik bir patlamanın dört ABD askeri ve bir görev köpeğinin yaralanmasına neden olduğu” belirtilen açıklamada, “hedefteki IŞİD üst düzey lideri Hamza el-Homsi’nin öldürüldüğü” belirtildi.

Homsi’nin rolünün ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmadı.

IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Baskında yaralanan Amerikalı personel ve köpeğin Irak’ta bir Amerikan tesisinde tedavi altına alındıkları bildirildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, yaralı dört Amerikalı personelin sağlık durumlarının stabil olduğunu açıkladı.

ABD ordusu geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD liderini öldürdü.

2021 yılının Şubat ayında Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısında bir ABD baskınında öldürüldü. IŞİD’in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi de, 2019 yının Ekim ayında Amerikalılar tarafından düzenlenen bir baskında yakalandı.

Ekim ayında IŞİD lideri Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin güneyinde Suriyeli isyancılarla girdiği çatışmada öldürüldü.

Paylaşın

Deprem Bölgesindeki Mülteciler Suriye’ye Dönüyor

11 ilde büyük yıkıma ve on binlerle ifade edilen can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından özellikle yakınlarını kaybeden yüzlerce mültecinin Suriye’ye döndüğü belirtildi.

Suriye İnsan Hakları Ağı, Türkiye’de depremler nedeniyle 3 bin 841 Suriyelinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), depremlerinde şimdiye kadar 1702 mültecinin cenazelerinin sınır kapıları üzerinden Suriye’ye teslim edildiğini duyurdu.

Buna göre Bab el-Hava (Cilvegözü) sınırından bin 479, Bab el-Salam (Öncüpınar) sınırından 166, El Rai (Çobaney) sınırından 22, Cerablus’tan 20 cenaze, Cindirês’te ise 15 cenaze nakledildi.

Şarku’l Avsat’ta yer alan haberde ise, depremlerin ardından özellikle yakınlarını kaybeden yüzlerce mültecinin Suriye’ye döndüğü belirtildi. Gazeteye konuşan Ahmed adlı Suriyeli genç önce depremde kaybettiği yakınlarının cenazesinin gönderdiğini, şimdi ise kendisinin Suriye’ye döndüğünü söyledi.

Suriye İnsan Hakları Ağı, Türkiye’de depremler nedeniyle 3 bin 841 Suriyelinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Suriyeli aktivist Taha el Gazi ise, Maraş merkezli depremlerde şimdiye kadar Suriyeli 6 bin 100 mültecinin yaşamını yitirdiğini belirtmişti.

Birleşmiş Milletler’e öfke

Öte yandan Suriye’de muhaliflerin kontrolünde bulunan bölgelerde Birleşmiş Milletler’e tepki yükseliyor. Depremden önce Bab el Hawa, BM’ye yardım gönderme yetkisi verilen tek sınır kapısıydı.

BM daha sonra iki sınır kapısının daha açıldığını bildirdi ama doktorlar hala yeterli yardım gelmediğini söylüyorlar.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Dr. El Dugheym “Enkazdan kurtarılan hastaların çoğunda böbrek yetmezliği var. Diyalize girmeleri gerekiyor” diyor.

“Diyaliz cihazları, sargı bezi, dezenfektan, antibiyotik ve diyaliz için gerekli malzemelere ihtiyacımız var” diye de ekliyor.

Kuzey Suriye’de kontrol çeşitli muhalif grupların elinde. Yardıma ihtiyaç duyan dört milyon kişiye giden BM yardımları Türkiye üzerinden gönderiliyordu.

Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın kontrolündeki Suriye hükümetine ait bölgelerden buraya çok az yardım yollandı.

Rusya ve Çin, geçmişte BM Güvenlik Konseyi’nde, BM’nin muhaliflerin elindeki bölgelere yardım için daha fazla sınır kapısının açılmasını veto etmişlerdi.

Ancak, felaketin boyutları öylesine büyüktü ki, kuzeydeki Suriyeliler BM’nin yardım miktarını derhal artırmasını beklediler.

Suriye Amerikan Tıp Topluluğu’ndan (SAMS) Dima Maarawi “Normalde üç ay yetecek tıbbi malzemeyi ilk üç günde kullandık. Sağlık sistemimiz böyle bir felaketle başa çıkamaz” diyor.

Maarawi “En çok, büyük lojistik kapasitesi olan ve dünya genelindeki krizlere, özellikle de Kuzeybatı Suriye gibi uzak bölgelere anında müdahale etme kabiliyetleri olan BM gibi bir kurumu suçluyoruz” diye de ekliyor.

Bu bölgelere ilk BM yardım konvoyu, depremden dört gün sonra ulaştı.

Bab el Hawa sınır yönetimi sözcüsü Mazem Alluş yaptığı açıklamada “Depreme yardım için geçen Perşembe gününden beri hiçbir şey gelmedi” dedi.

Alluş’a göre Bab el Hawa’dan şu ana dek 128 BM yardım kamyonu geçti.

Alluş, bunların büyük çoğunluğunun deprem sonrası gönderilemeyen düzenli konvoylar olduğunu ve bunlarda çok az tıbbi yardım malzemesinin bulunduğunu belirtti.

Alluş ayrıca “Depremden önce her bir BM yardım konvoyunda 100 ila 120 kamyon olurdu” diye de ekledi.

BM, depremin ardından yardım faaliyetlerinin boyutlarını büyüttüğünü ve üç sınır kapısını da kullanmaya başladığını söylerken, Alluş, yardımların siyasileştirildiğini belirtiyor.

“Esad rejimi ve Rusya, İran ve BAE gibi bazı uluslararası müttefikleri, onları son 12 yıldır öldüren bir zalimden yardım kabul etmeleri için muhalefete baskı yapıyor” diyor.

Esad’dan yardım kabul edilmesine çok karşı ve bu tutumun Kuzeybatı Suriye’de yaygın olduğunu savunuyor.

“Önümüzdeki tüm yaşam engellenmişse ve tek nefes alabileceğimiz yer hükümet üzerindense, buradan nefes almayı kabul etmiyoruz” diyor.

SAMS’tan Dima Maarawi’ye göre, dünya onları uzun süre önce unuttu.

Rus ve Suriye uçakları, iç savaş boyunca Kuzeybatı Suriye’deki hastaneleri ve sağlık tesislerini hedef aldı. Sağlık sistemi zaten kırılgan durumdaydı ve deprem işleri daha da kötüleştirdi.

Maarawi “Uzmanlara insani bir krizimizin olmadığını, sadece korunmamız olmadığını söylerdik” diyor.

“Uluslararası toplum yıllarca bizi en azla idare etmeye terk etti ve bu deprem olduğunda da tek başımıza kaldık” diye de ekliyor.

BM’nin “yavaş” yardımları sosyal medyada da alay konusu oldu.

Bir çizimde, enkazın ortasına konulan büyük bir BM bağış kutusu görülüyor. Kutunun üzerinde Arapça ve İngilizce “Sıkıntı yaşayan Birleşmiş Milletler için bağış kutusu” yazıyor.

YouTube’de yayımlanan bir videoda ise çökmüş bir binanın enkazında çalışan gönüllüler görülüyor. Elleriyle enkazı kazan gençlerin üzerinde Suriye muhalefetinin logosu var.

Her yerde kum ve toz var ve ‘birini’ kurtarıyorlar. Üzerinde BM logosu bulunan bir oyuncak ayı havaya kaldırılıyor. Videonun başlığıysa “Suriyeliler BM’yi Kuzeybatı Suriye’de buldu.”

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: En Kaygı Veren Bölge Suriye’nin Kuzeybatısı

Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’nin güneyindeki 10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından, Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin elindeki bölgede yaşayan halkın durumundan özellikle endişe duyulduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Acil Durum Başkanı Mike Ryan, Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında, “Şu anda en büyük kaygı uyandıran bölge Suriye’nin kuzeybatısı” dedi.

Mike Ryan, “Suriye’de hükümetin kontrolundaki alanlarda depremin etkisi önemli ancak oraya hizmet gidiyor ve halka erişim var” dedi ancak ülkenin kuzeybatısındaki durumun farklı olduğuna dikkat çekerek, Suriye’de şunu unutmamalıyız ki 10 yıldır savaş vardı. Sağlık sistemi çok zayıf. Halk çok kötü durumda” diye konuştu.

Suriye’nin kuzeybatısına insani yardım taşınması çabaları 10 yıldan uzun süredir devam eden iç savaş nedeniyle aksıyor. İç savaşın düşmanlıkları, Suriye’de cephe ötesine yardım taşınması için şimdiye kadar en az iki girişimi engelledi ancak gece saatlerinde bir konvoy bölgeye ulaştı.

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, üst düzey WHO yetkililerinin, depremlerin ardından Şam’a yaptıkları ziyaret sonrasında bölgeye yardım ulaşabilmesini sağlamak için Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’tan Türkiye ile Suriye arasında daha fazla sayıda sınır geçişini açmasını istediklerini bildirdi.

Esat, Pazartesi günü Suriye’nin kuzeybatısına iki sınır kapısından daha girilmesine izin verdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göreyse bu izin çok geç verildi.

Ryan, daha fazla sınır geçişinin açılmasını “her iki tarafın da geri adım atarak halkın ihtiyaçlarına odaklanması” olarak değerlendirdi ve “Çatışmaların sonsuza dek sürdüğü ortamda yeterli sağlık hizmetini sağlamak çoğu zaman mümkün olmuyor” diye konuştu.

Ryan, “Yardımların çok arttığını, acil durum ekiplerinin sevk edildiğini, bir afet anında yapılması gereken her şeyin yapıldığını gördük ancak bunların daha etkili şekilde yürütülmesi için daha barış içinde bir arka plan olmazsa bu çabalar sürdürülebilir olmaz” diye konuştu.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Türkiye İçin Acil Fon Çağrısı Yapacağız

10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş depremlerine ilişkin açıklama yapan Birleşmiş Milletler Sözcüsü Stephane Dujarric, Türkiye’ye için acil fon çağrısının birkaç gün içinde yapılabileceğine işaret etti ancak yardım miktarı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.

Stephane Dujarric, yıkıcı depremler sonrasında bölge genelinde milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verdiğini, evsiz kaldığını ve dondurucu soğuklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirterek,” Ayrıca Türkiye için bir acil durum çağrısı ve fon oluşturmanın son aşamalarındayız” dedi.

Bir gazetecinin Türkiye için acil durum çağrısını ne zaman duyurmayı düşünüyorsunuz? Sorusunu da Dujarric,” Muhtemelen önümüzdeki günlerde mümkün olan en kısa sürede” diye yanıtladı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre, Dujarric, deprem felaketi sonrasında da BM’nin bölgedeki yardım çabalarını arttırdığını belirterek,” Sahada olup bitenler açısından hem Suriye’de hem de Türkiye’de acil durum ekiplerini veya yardım operasyonlarını seferber etmeye devam ediyoruz. İnsani çabalar hızla artırılıyor. Enkaz kaldırmak için ağır makine makineleri, tıbbi malzemeler, barınak, ısıtma, gıda ve sanitasyon yardımı dahil diğer öğeler gibi öncelikli ihtiyaçları belirleniyor” dedi.

“Suriye’ye deprem yardımı artarak sürüyor”

BM Sözcüsü Dujarric, Türkiye’den sonra Suriye’deki deprem sonrası ulaştırılan yardımların arttığını belirterek,” Son güncellemelere göre, Uluslararası Göç Örgütü’ne (IMO) ait 11 kamyonluk ilk konvoy ve gıda dışı maddeleri taşımakta olduğumuz iki ek geçişten biri olan kuzeybatı Suriye’ye geçti.

Buna ek olarak, BM Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR), Uluslararası Göç Örgütü (IMO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) tedarik edilen 26 tıbbi yardım malzeme yüklü tır, Türkiye’den kuzeybatı Suriye’ye geçti. Geçiş yapan toplam yardım tırı sayısı 58’e yükseldi” dedi.

Dujarric, Suriye’de depremden etkilenenlerin sayısının 9 milyon kişi olduğunu belirterek, “Yıkıcı depremden, Halep’te 4,2 milyondan fazla kişi, İdlib’de 3 milyondan fazla kişi etkilendi. Suriye’nin Kuzeybatısında 7 bin 400’den fazla bina yıkıldı veya hasar gördü. Suriye’de 465 bin vakaya müdahale etmek için 37 tonlu acil tıbbi malzeme bugün hava yoluyla taşıdı.

Halep’te, UNICEF içme suyu sağlıyor, sığınaklarda ve etkilenen mahallelerde ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık 60 bin kişiye yardım ediyor. Dünya Gıda Programı, şimdiye kadar Halep ve Lazkiye’de 60 bin kişiye hazır sıcak yemek paketleri dağıttı. Deprem sonrasında 70 binden fazla kişi koruma hizmetlerinden yararlandı ve 10 aktif çocuk koruma merkezi ve 15 gezici ekip faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Suudi Arabistan İle Suriye İlişkilerinde 11 Yıl Sonra Bir İlk

Suudi Arabistan’ın gönderdiği 35 tonluk gıda yardımı taşıyan uçağın bugün Halep Uluslararası Havalimanı’na indiği bildirildi. Suudi Arabistan’dan Suriye’ye en son Şubat 2012’de bir uçuş gerçekleştirilmişti.

Haber Merkezi / Suriye’deki iç savaşın başlamasının ardından 2012’de Beşar Esad hükümetiyle ilişkiyi kesen Suudi Arabistan, çatışmaların ilk yıllarında silahlı muhaliflere destek vermişti.

Riyad, depremlerin ardından hem muhaliflerin elindeki hem de rejimin kontrolündeki bölgelere yardım sözü vermişti. Suudi Arabistan, bölgeye ilk yardımını karadan göndermişti.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda Suriye’de 3 bin 600’ü aşkın insan hayatını kaybetti.

Çok büyük oranda rejimin kontrolünde olan Halep vilayeti, Suriye’de depremlerden en fazla etkilenen bölge oldu. Dünya Sağlık Örgütü, Halep’te 200 binden fazla insanın evsiz kaldığını duyurdu.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad deprem sonrası yeniden inşa için BM’den yardım istedi

Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths ile yaptığı toplantıda deprem sonrası ülkenin yeniden inşası için uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu.

Suriye devlet başkanlığından yapılan açıklamada, Esad’ın ülkenin altyapısının yeniden kurulması için uluslararası yardımların hayati önemde olduğunu vurguladığı belirtildi.

On yılı aşan iç savaş sırasında batı ile ilişkileri sıfır düzeyine inen Şam yönetimi ülkenin içinde olduğu sıkıntıların sorumlusu olarak 2011’de sivil ayaklanmayla başlayan sonrasında iç savaşa dönüşen krizde Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımları gösteriyordu.

Yaptırımlara rağmen BM aracılığı ile ülkeye uluslararası yardımlar ulaştırılmaya devam etti.

Deprem’den etkilenen Halep şehrine geçmeden önce Griffiths, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mekdad ile de bir araya geldi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Suriye’de 3 bin 500’den fazla kişi hayatını kaybederken sadece Halep’te 200 binden fazla kişi evsiz kaldı.

Ülkedeki iç savaş ve depremlerin hem Şam yönetiminin hem de muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri etkilemesi nedeniyle kurtarma faaliyetleri ve yardımların ulaştırılması daha da zorlaşıyor.

Deprem öncesinde muhaliflerin kontrolünde olan ve 4 milyondan fazla kişinin yaşadığı bölgeye yardımların neredeyse tamamı Türkiye üzerinden Cilvegözü sınır kapısından iletiliyordu.

Deprem sonrası bu kapıdan geçişler durdurulsa da kısa sürede tekrar başlatıldı ama yardımların daha hızlı taşınabilmesi için daha fazla kapının açılması çağrıları arttı.

Paylaşın

Esad, Muhaliflerin Elinde Bulunan Bölgelere Sınırları Açmayı Düşünmeye İstekli

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif güçlerin elinde bulunan depremzedelere yardım ulaştırılması için sınır kapılarını açmayı değerlendirmeye istekli olduğu duyuruldu.

Suriye’de Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler nedeniyle şu ana kadar 3 bin 500’ün üzerinde can kaybının olduğu bildirildi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Esad’ın Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif güçlerin elinde bulunan depremzedelere yardım ulaştırılması için sınır kapılarını açmayı değerlendirmeye istekli olduğunu söyledi.

Ghebreyesus, “Bu öğleden sonra Devlet Başkanı Esad ile görüştüm ve kendisi bu acil durum için sınır ötesi erişim noktalarını değerlendirmeye açık olduğunu belirtti” dedi. Şam hükümeti geçen hafta da kuzey bölgesine yardım göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Ankara da geçen hafta, Şam’la diplomatik ilişkilerin başlaması yönünde atılan adımlar sonrasında Suriye’de hükümetin kontrolündeki bölgelerle doğrudan bir sınır kapısı açmaya istekli olabileceğini açıklamıştı.

“Heyet Tahrir el-Şam nedeniyle bölgeye yardımlar gecikiyor”

Öte yandan Birleşmiş Milletler, Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yapılan deprem yardımlarının, Heyet Tahrir el-Şam örgütü ile yaşanan “onay sorunları” nedeniyle geciktiğini söyledi.

Suriye’de deprem nedeniyle şu ana kadar bildirilen 3 bin 500 ölümün büyük bir kısmının Heyet Tahrir el-Şam’ın elinde tuttuğu bölgede meydana geldiği bildiriliyor.

Hükümetle cephe hatlarının kapalı olması ve sadece tek bir sınır kapısının kuzeydeki Türkiye’ye bağlanması nedeniyle bölge çok az yardım alabiliyor.

BM ve ABD’nin terör örgütü olarak sınıflandırdığı gruptan isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi Reuters’a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin yardım ederek durumdan “çıkar sağlamaya çalıştığını” bu sebeple de Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden sevkiyat yapılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

BM Sözcüsü Jens Laerke ise Türkiye ile muhaliflerin kontrolündeki bölge arasında yardım sevkiyatı için iki sınır noktası daha açarak sınır ötesi operasyonları hızlandırmayı umduğunu söyledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

AP’den Depremlerle İlgili Çarpıcı Analiz: Yıllarca…

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Associated Press (AP) Türkiye ve Suriye’de on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremle ilgili çarpıcı bir analiz haber yayınladı.

Associated Press (AP) uzmanlara dayandırdığı haberinde Türkiye’nin deprem bölgelerinde gayrimenkul sektörünü canlandırmak için yıllarca çağdaş inşaat kurallarını zorunlu tutmadığı belirtiliyor.

Haberde Türkiye’nin yıllarca çağdaş bina yapım yönetmeliklerini uygulanmasını zorunlu tutmayarak kaderi tahrik ettiği, gayrimenkul sektörünü canlandırmak için bazı deprem bölgelerinde bu yönetmeliklerin uygulanmamasına izin verdiği hatta bazı durumlarda uygulanmamasını cesaretlendirdiği vurgulanıyor.

Bina yapım yönetmeliğinin uygulanmasındaki gevşekliğin yıllardır jeoloji ve mühendislik uzmanları tarafından dile getirildiği belirtilen haberde son depremin ardından konunun yine gündeme geldiği kaydediliyor.

Londra Koleji Üniversitesi’nde acil durum planlaması profesörü olan David Alexander, “Bu kalitesiz yapı nedeniyle oluşan bir felaket, deprem nedeniyle değil” diyor.

Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, deprem bölgesindeki birçok yapının kalitesiz malzemeler ve yöntemlerle yapıldığının bilinen bir gerçek olduğunu ve çoğunlukla da devletin standartlarıyla uyumlu olmadığını kaydetti.

Muhcu, yıkılan binalar arasında 20 yıldan fazla önce yürürlüğe giren bina yapım yönetmeliklerinden sonra yapılan çok sayıda yeni bina olduğuna dikkat çekti.

Muhcu, bölgedeki yapı stoğunun deprem gerçeğine rağmen zayıf olduğunu, sağlam olmadığını belirtiyor.

Problemin üzerine gitmenin pahalıya mal olacağı ve ülkenin ekonomik büyümesinin kilit kısmını oluşturan inşaat sektörünü frenleyeceği gerekçesiyle uzmanlar problemin yıllarca görmezden gelindiğini belirtiyor.

Associated Press’in haberine göre uzmanlar depremin neden bu kadar yıkıma neden olduğuna dair çok sayıda kanıtın olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre kağıt üzerinde bina yapım yönetmelikleri var ama bunun çok nadir uygulanması zorunlu tutuluyor.

Bazı uzmanlar yetkililerin soruşturmalarla ilgili açıklamalarını yetersiz buluyor, ekonomik büyümeye destek olan inşaat sektöründeki canlılıkla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil bölgesel ve yerel yetkililerin de bu konudaki politikalarının mercek altına alınması gerektiğini belirtiyor.

Türkiye’de 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi hükümet tarafından bina yapım yönetmeliklerini ihlal eden şirket ve kişilere af çıkarıldı.

2021’de Jeoloji Mühendisleri Odası bir dizi rapor yayınlayarak Kahramanmaraş, Hatay ve Osmaniye de dahil olmak üzere bazı bölgelerde var olan ve yapılmakta olan yeni yapılarla ilgili uyarılarda bulundu.

Jeoloji Mühendisleri Odası hükümete, binaların yapım yönetmeliklerine uygun ve güvenli bölgelerde yapıldıklarından emin olunması için çalışmalar yürütmesi çağrısında bulundu.

Bir yıl önce Jeoloji Mühendisleri Odası yayınladığı raporda gecekondu ve inşaat affı politikalarının tehlikeli olduğunu belirtmiş ve felaket güvenliğine olan ilgisizliğin önlenebilir ölümlere neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.

1999 depreminin ardından yapım yönetmelikleri sıkılaştırıldı ve kentsel dönüşüm hala yürürlükte.

Ama iyileştirme özellikle yoksul kentlerde yeterince hızlı olmuyor.

Mimarlar Odası Başkanı Muhcu’ya göre inşaatçılar genelde düşük kaliteli malzemeler kullandı, projenin denetimi için daha az sayıda profesyonel işe aldı ve maliyetleri düşük tutmak için de bazı yönetmeliklere uymadı.

Muhcu, 2018 seçiminden önce çıkarılan yapı barışının güvensiz binaları yasal hale getirdiğini belirtiyor ve bunun bedelinin de binlerce ölüm, binlerce binanın yıkılması ve ekonomik kayıplarla ödendiğini kaydediyor.

Güvenli olarak reklam edilen yeni yapılan binalar bile yıkıldı.

Havaalanı pistinin zarar gördüğü, iki kamu hastanesinin yıkıldığı Hatay’da depremzede Bestami Çoşkun, aralarında gösterişli de olan birçok yeni binanın yıkıldığını belirtiyor.

Antakya’da 2012 ya da 2013 yılında yapılan 12 katlı bir bina yıkıldı. Kaç kişinin öldüğü ya da enkaz altında olduğu bilinmiyor. Rönesans Rezidansı bölgedeki lüks yapılardan biri olarak nitelendiriliyordu.

Anadolu Ajansı’na göre binanın denetimini yapan bir inşaatçı yurt dışına çıkmak üzereyken İstanbul Havaalanı’nda yakalandı.

Antakya’da yıkılan bir başka bina da Güçlü Bahçe. Yapımına 2017’de başlanmış ve 2019’da yapımı bitmiş. Binanın açılışına Doğrulukpayı adlı internet sitesinin haberine göre Hatay’ın belediye başkanı ve diğer bölgesel yetkililer de katılmış.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Suriye’de Can Kaybı 3 Bin 581’e Yükseldi

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından Suriye’de de can kayıpları artmaya devam ediyor. Son açıklamalara göre, Suriye’de can kaybı 3 bin 581’e yükseldi.

North Press Agency Syria’nın aktardığına göre, Suriye Sağlık Bakanlığı, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde ölü sayısının bin 408’e yükseldiğini, 2 bin 341 kişinin ise yaralı olduğunu duyurdu.

Suriye’nin kuzeybatısında yaşanan can kaybı ve yaralanmalar ile ilgili bilgi paylaşan İdlib’deki Sivil Savunma kurumu ise bölgede 2 bin 167 kişinin depremlerde hayatını kaybettiğini, 2 bin 950 kişinin yaralandığını, İdlib ve Halep’teki arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı Sağlık Birimi ise depremlerde altı kişinin yaşamını yitirdiğini, 57 kişinin yaralandığını duyurdu.

Şam yönetimi, Maraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen Lazkiye, Hama, Halep ve İdlib’i ‘afet bölgesi’ ilan etmiş, bu illerde yeniden inşa çalışmaları için fon oluşturulacağı bilgisi paylaşılmıştı.

DSÖ Genel Direktörü’nden Halep’e ziyaret

Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da dün (11 Şubat) Maraş merkezli depremlerden etkilenen Suriye’nin Halep ilinde incelemelerde bulundu.

Ghebreyesus, ziyarete ilişkin yaptığı paylaşımda, “Ülke genelindeki insanlara yardım etmek amacıyla Halep’e, Suriye’ye ulaştım. Hayatta kalanların karşı karşıya olduğu dondurucu hava, barınak, yiyecek, su, ısı ve tıbbi bakım sorunu gibi koşulları görmek beni üzüyor” dedi.

BM’den can kaybı sayısı iki katına çıkabilir tahmini

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye ve Suriye’yi vuran depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının şu ana kadar açıklanan rakamın iki katına kadar çıkabileceğini kaydetti.

Cumartesi günü depremin merkezi olan Kahramanmaraş’a gelen İnsani İşlerden Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, Sky News’e yaptığı açıklamada, “Enkazın altına girilmesi gerektiği için henüz tam bir tahmin yapmanın zor olduğunu düşünüyorum ancak (sayının) iki katına ya da üzerine çıkacağından eminim” diye konuştu.

Griffiths, can kayıplarının henüz gerçek anlamda saymaya başlanmadığını sözlerine ekledi.

Paylaşın