HDP’li Demirbaş, Papa’dan Kürt Sorununun Barışçıl Çözümü İçin Dua Etmesini İstedi

Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinin eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Vatikan’da görüştüğü Katolik Hristiyanların ruhani lideri Papa Françesko’dan Kürt sorununun barışçıl çözümü için dua etmesini istedi.

Demirbaş, görüşme sırasında Papa’ya Kürt Edebiyatçı Ahmed-i Hani’nin yazdığı ve Yazar Mehmet Emin Bozarslan’ın 1990 yılında Latin harfleriyle günümüz Kürtçesine çevirdiği Mem û Zin isimli eseri hediye etti.

Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde 2004 ve 2009 olmak üzere iki dönem belediye başkanlığı yapan, ancak hakkındaki siyasi davalar nedeniyle şu anda Avrupa’da yaşayan Kürt siyasetçi Abdullah Demirbaş, Katolik Hristiyanların ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Françesko ile görüştü. Vatikan’da gerçekleşen görüşmenin Demirbaş’ın randevu talebinde bulunması üzerine gerçekleştiği öğrenildi. Demirbaş, görüşme sırasında Papa Françesko’dan Kürt sorununun barışçıl çözümü için dua etmesini istedi. Demirbaş, görüşme sırasında Papa’ya Kürt Edebiyatçı Ahmed-i Hani’nin yazdığı ve Yazar Mehmet Emin Bozarslan’ın 1990 yılında Latin harfleriyle günümüz Kürtçesine çevirdiği Mem û Zin isimli eseri hediye etti. Demirbaş ayrıca Papa’ya bir mektup ile İran’dan gelen ve üzerinde Kürt kadın motifi bulunan halı hediye etti.

Görüşmeye ilişkin DW Türkçe’den Felat Bozarslan’ın sorularını yanıtlayan Sur Belediyesi’nin eski Başkanı Abdullah Demirbaş, Papa’nın kendisini çok sıcak karşıladığını ifade etti. Daha önce de Papa ile görüştüklerini belirten Demirbaş, görüşmeyi Sur Belediyesi’nin eski Başkanı ve Kırklar Meclisi üyesi olarak yaptığını söyledi:

“Bu topraklarda barış ve bir arada yaşamın gerçekleşmesi, Kürtlerin sorunlarının ve statüsüzlüğünün bitmesi için dua etmesini istedik. ‘Seve seve dua edeceğim’ şeklinde yanıt verdi. Kürt dili ve kültürü açısından Mem û Zin kitabını verdik. Bir de İran’dan gelen bir halı takdim ettik. Kürt kadın motifi işlenmiş bu halı, Kürt kadınların fundamentalist İslamcılara karşı yaklaşımını gösteren bir mesajdı. Kitabın Kürtçe olup olmadığını sordu. Ben de ‘Evet’ dedim. Çok pozitif yaklaştı. 100 bin kişilik bir seremoni sırasında kabul edilen altı kişiden biriydik” dedi.

“Kürtler tarihsel süreç boyunca çeşitli acılara katlandı”

Kürt siyasetçi Demirbaş görüşme sırasında Papa Françesko’ya üç sayfalık bir mektup da verdi. Mektupta, dört ayrı ülkenin boyunduruğu altında yaşayan Kürt halkının tarih boyunca çeşitli acılara maruz kaldığı belirtilerek, “Hazreti İsa nasıl Tanrı tarafından kendisine bahşedilen yüksek mertebenin misyonunu yayma uğruna çarmıha gerilmeyi göze aldıysa, Kürt halkı da kendisine Tanrı tarafından bahşedilen bir kimlik ve bu kimliğin bir sonucu olarak kendi diline ve kültürüne sahip çıkmak uğruna tarihsel süreç boyunca çeşitli acılara katlanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Mektubunda Diyarbakır’dan ve Sur Belediyesi bünyesinde dinler arası hoşgörü için atılan adımlardan bahseden Demirbaş, bu amaçla kurulan Kırklar Meclisi’nin bütün inanç ve kültürler için bir barış köprüsü modeli olduğunu belirtti. Son yıllarda Kürtler üzerinde sistematik taarruzların olduğunu ifade eden Demirbaş, bunlardan birinin de IŞİD’in dini azınlıklar, özellikle de Ezidilere yönelik saldırıları olduğuna dikkat çekti:

“İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşetlerden olan bu vahşet, Irak ve Suriye’de barış ve demokrasi isteyen halklar ve inançların dik duruşu sayesinde durduruldu. Özellikle Kuzeydoğu Suriye’de gösterilen direniş DAEŞ’in durdurulmasında büyük bir katkı yaptı. İnançlar ve kimliklerin korunmasında diyalog kanallarının ve hoşgörü kültürünün geliştirilmesinde zatıâlinizin rol alması bizlere büyük bir umut ışığı olacaktır.”

Abdullah Demirbaş kimdir?

Halen hakkındaki siyasi davalar nedeniyle 300 yıla yakın hapis cezası istemiyle yargılanan Kürt siyasetçi Abdullah Demirbaş, 2004 yerel seçimlerde Diyarbakır’ın Sur ilçe Belediye Başkanı seçildi.

Belediye hizmetlerinde çok dilli belediyecilik kararı aldığı için 2007 yılında görevden alınan ve yerine kayyum atanan Demirbaş, 2009 yılındaki KCK operasyonları kapsamında cezaevine girdi. Daha sonra sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılan Demirbaş 2015 yılında farklı bir soruşturmadan bir kez daha tutuklandı.

Bu kez 4,5 ay cezaevine kalan Demirbaş, sağlık sebebiyle yeniden tahliye edildi. Bir süre İstanbul’da öğretmenlik yapan Demirbaş hakkında açılan davalar nedeniyle 2019’da yurt dışına çıktı. O günden beri bir Avrupa ülkesinde yaşayan Demirbaş halen 300 yıla yakın hapis cezası istemiyle çok sayıda davada yargılanıyor.

Demirbaş, 2014 yılında Ermeni, Süryani, Müslüman, Ezidi ve Alevi temsilcilerle birlikte Vatikan’da Papa’yı ziyaret etti. Demirbaş, 2015 yılında Türkiye’ye gelen Papa’nın Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret törenine de davet edildi ve burada da Vatikan Devlet Başkanı ile görüştü. Demirbaş, 2015 yılında Chobani yoğurtlarının sahibi olan Kürt iş insanı Hamdi Ulukaya ile birlikte bir kez daha Papa’yı ziyaret etmişti.

Paylaşın

Diyarbakır: Yedi Kardeş Burcu

Yedi Kardeş Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yedi Kardeş Burcu surların güneyindedir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yedi Kardeş Burcu Artuklu Hükümdarı Melik Salih adına 1208 yılında Melik Salih’in çizmiş olduğu plan üzerine Mimar İbrahimoğlu Yahya tarafından yapılmış olduğu kitabesinde belirtilmektedir. Burç üzerindeki süslemeler burca abidevi bir görüntü katmaktadır.

Silmeler çift başlı kartal, kanatlı aslan kabartmaları ve burcu bir kuşak gibi saran kitabesi ile oldukça görkemli bir görüntü vermektedir. Yedi Kardeşler Burcu’nun ön yüzünde, besmele-i Şerife’nin yer aldığı kitabenin üzerinde bulunan çift başlı kartal motifi, aslan figürlerini bir anlamda simetrik olarak ikiye bölmüştür.

Kartal figürü, şehri kötülüklerden koruyan tılsımlı bir motiftir. Kalelerde kartallar hem şehri müdafaa eden koruyucu ruh hem de şehre düşman, kötülük girmesini önleyici bir nazarlık tılsımıdır. Kanatlı aslan kullanılması ise olağanüstü kuvveti ifade etmektedir. Böylelikle adeta güneşi, aydınlığı sembolize eden hayvanlar daha güçlü olarak hep bir arada verilmiş olur.

Burcun efsanesine göre; “Düşman Diyarbakır’ı kuşattığı dönemde Yedi Kardeşin savunulduğu burçtakiler teslim olmazlar. Kralın tepkisini çeker ve uzlaşmak için burca elçiler gönderir. Yedi Kardeş, burca gelen elçilere ‘kralınızı getirirseniz teslim oluruz’ sözü verirler. Kral komutanlarıyla kaleye gelir ve gelmesiyle kale havaya uçar. Kral, komutanlar ve Yedikardeş ölür, düşman dağılır. Bu olaydan sonra burcun adı Yedi Kardeş Burcu olarak anılmaktadır.”

Paylaşın

Diyarbakır: İç Kale Surları

İç Kale Surları; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Surların kapladığı alanın kuzeydoğu köşesinde adeta yay biçiminde bir duvarla şehirden ayrılan iç kale, etrafında bulunan surlarla bir açıdan Dış kale’nin minyatürü gibidir. Yapım tarihi olarak kaynaklarda yer alan bilgiler, genelde İç Kale’nin Hurriler Dönemi’nde yapıldığına dair ortak bir karar mevcuttur.

Hurilere dayandırılan İç Kale’nin etrafı Bizans Döneminde 349 yılında dış surlarla çevrilmiştir. Artukluları yönetimindeyken önemli değişikliklere uğramış olan kentin yönetim merkezi İç Kale 16. Yüzyılda Osmanlı yönetimine girmesiyle son halini almıştır.

İç Kale’nin Saray, Oğrun, Küpeli, Fetih adlı toplam dört kapısı vardır. Fetih ve Oğrun kapıları dışa; saray ve küpeli kapıları ise kente açılmaktadır. Toplamda 16 burçtan oluşan İç Kale’nin burçlarından her biri değişik işlevlerle donatılmıştır. Silah mühimmat deposu, tahıl ve yiyecek deposu, hapishane, askeri araç gereç deposu gibi işlevlerde kullanılan burçlar Artuklu ve Osmanlı döneminde iç kale surları birçok onarım görmüştür.

Paylaşın

Diyarbakır: Selçuklu Burcu

Selçuklu Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Selçuklu Burcu, Ulu Beden Burcu’nun kuzeyindeki ilk burçtur.

Selçuklu Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Burcun üzerinde yer alan kitabesine göre Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah döneminde Şemseddin Ebu Ali el Hasan yönetiminde Abdülvahid Ebu Nasır Muhammed ve Urfalı usta Muhammed tarafından 1088-1089 tarihinde inşa edilmiştir.

Üst kısımları yıkık olan burç, plan itibariyle dikdörtgen olarak inşa edilmiştir. Ön yüzünde yer alan süsleme programı, aynı dönemden kalan Nur Burcu ile paralellikler gösterir. Burcun ön yüzünde üç satırlık çiçekli kûfi yazılı kitabe yerleştirilmiştir.

Üç satırlık kûfi kitabede harfler Rumi motifleriyle sonlanmaktadır. Burçtaki bütün süslemeler kitabenin çevresinde ve aralarında kullanılmıştır. Üstte kemerin kilit noktasına küçük bir boğa başı yerleştirilmiştir. Boğanın boynuzlarının üstünde bir kartal kabartması bulunmaktadır.

Ayakları ile boynuzlara basar şekilde tasvir edilmiştir. Olağanüstü kuvveti sembolize eden aslan, antilop, keçi, kuş ve saldırıya hazırlanır konumdaki boğa figürleri burca büyük oranda hareketlilik katmıştır.

Paylaşın

Diyarbakır: Ulu Beden Burcu

Ulu Beden Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Burç şehri kuşatan surların güney batısındadır.

Ulu Beden Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Evli Beden Burcu olarak da bilinen burcun Artuklu Hükümdarı Melik Salih adına 1208 yılında Melik Salih’in çizmiş olduğu plan üzerine Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmış olduğu kitabesinde belirtilmektedir. Yedi Kardeş Burcu ile plan ve bezemesiyle oldukça benzeyen burç silindirik planlıdır.

Hakimiyet sembolü çift başlı Kartal, olağanüstü kuvveti sembolize eden kanatlı aslan, sfenks kabartmaları, burcu adeta bir kuşak gibi baştan başa saran kitabesi ve mukarnaslı bezemeleri ile heybetli bir görüntüye sahiptir. Kitabe kuşağının ortada kalınlaştığı yerin alt tarafında iki kenarda ortada birbirine doğru karşılıklı ve simetrik iki yüksek arslan kabartması görülür.

Bunlar da silmeli dikdörtgen çerçeve içine alınmışlardır. Baş kısımları kıvrık, kalçalar kabarık ve detay görülmez. Burcun yıllarca süregelen efsanesi bulunmaktadır. Efsaneye göre; bir usta ve kalfası en güzel burcu kimin yapacağı üzerine iddiaya girer. Yedi Kardeş Burcu ve Ulu Beden Burçlarını yapmaya başlarlar.

Yedi Kardeş Burcunu yapan usta ile Ulu Beden Burcunu bitiren kalfa, halkın huzurunda, birbirlerine ben mi sen mi? diye sorarlar. Ancak usta kalfanın üstünlüğünü kabullenerek kendini surlardan aşağı atar. Buna dayanamayan kalfada ustanın ardından atlar. Ustayla kalfanın rekabet ve dostlukla karışık hikâyesinin geçtiği yer, o gün bugündür ben ve sen anlamına gelen Ben u Sen olarak anılmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Leblebikıran Burcu

Leblebikıran Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Mardin Kapısı ile Yeni Kapı arasındadır. 

Leblebikıran Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mervaniler Dönemine ait olan burç 1034 yılında Mervanoğlu Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Plan olarak kare planlıdır. İsiminin kaynağını hakkında kesin bilgilere ulaşılmamaktadır. Burçta kitabe yer almakta fakat iç yüzün yarısından çoğu yıkık durumda bulunmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Nur Burcu

Nur Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Surların güneyinde Yedi Kardeş Burcu’nun doğusundaki burçtur.

Nur Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Selçuklu Döneminin en güzel eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 1089 yılında Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın buyruğu ile Ebu Nasr Muhammed ve bina ustası Urfalı Selame oğlu Muhammed tarfından inşa edilmiştir. Duvarlarında kabartma halinde koşan at, aslan, geyik ve kadın figürleri işlenmiştir. Burada islam ikonografisinde ender görülen “çıplak kadın” kabartması ayrıca dikat çekicidir.

Diyarbakır Burçlarındaki en zengin kabartmaların yer aldığı Nur Burcu, gülen iki aslan, birbiriyle tokuşmaya hazırlanan iki geyik, karşılıklı hareket halindeki binicisiz iki at, avını alıp uçmaya hazır kanatları açık iki kartal ve bağdaş kurmuş, gövdesi açık, göğüsleri görünen, çıplak biçimde bağdaş kurmuş iki kadın kabartması ile oldukça dikkat çekicidir. Burada görülen kuş tasvirlerinin kuyruk ve kanatları açıktır. Bu, güç, kuvvet gösterisini ifade etmektedir.

Paylaşın

Diyarbakır: Keçi Burcu

Keçi Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Mardin Kapısı’nın doğusunda, yontulmuş kaya kütlesinin üzerindedir.

Keçi Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Surlardaki burçların en eski ve en büyüğüdür. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen burcun üzerinde, 1223 yılında Mervanoğlu tarafından onarıldığını belirten bir yazıt yer almaktadır.

11 kemerli bu burcun bir dönem tapınak olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Sütun başlıklarında kullanılan formlar Roma Dönemine ait kullanımları hatırlatması devşirme olarak kullanıldığı düşünülebileceği gibi İslam Öncesi Döneme ait bir yapım olması da muhtemeldir.

Burç, diğer Dışkale burçlarına göre oldukça sade tutulmuş ve süslemeye büyük oranda yer verilmemiştir. Yer yer sülüs yazı ve kuş figürü karşımıza çıkmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Fındık Burcu

Fındık Burcu; Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Mardin Kapı ile Yeni Kapı arasında Leblebi Kıran Burcu’nun hemen yanındadır.

Fındık Burcu’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Selçuklu Hükümdarı Alpaslan oğlu Ebu’l Feth Melikşah’ın buyruğuyla Mimar Selame oğlu Muhammed tarafından yapıldığı kitabesinde yazılıdır. Adını az yer kaplayan yuvarlak formundan dolayı aldığı söylenilmektedir. Burcun üzerinde bir kitabe bulunmaktadır.

 

Paylaşın

Diyarbakır: Kara Köprü

Kara Köprü; Diyarbakır’ın Sur İlçesine bağlı Kırmasırt Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Diyarbakır-Mardin yolu üzerindedir.

Köprü üzerinde kayıtlara geçen herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Yapım tekniğinden anlaşıldığı üzere XII. yüzyılın sonu veya XIII. Yüzyılın başına tarihlendirilmektedir.

Yaklaşık aynı seviyedeki iki kıyıyı birbirine bağlayan beş gözlü köprü, tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Köprü korkulukları yok denecek kadar alçak seviyede tutulmuştur. Köprüde görülen sivri, üçgen prizma şeklindeki sel yaranlar basık külahlarla örtülmüştür.

Üstü düz geçilen yapıda çeşitli dönemlere ait onarım izleri bulunmaktadır. Köprünün yapı malzemesi incelendiğinde farklı dönemlerde onarım geçirdiği anlaşılmaktadır. Köprü boyu 73,90 m, genişliği 5,70m.’dir.

Günümüzde daha çok yaya ulaşımını sağlayan köprüde kısmen taşıt ulaşımı da sağlanmaktadır. Köprüde yarım daire ve sivri kemerler dışında herhangi bir süsleme unsuruna rastlanmamıştır.

Paylaşın