Mars’ta “Su Okyanusları” Bulundu

Mars’ın iç yapısını inceleyen bilim insanları, gezegenin kabuğunun 10 ile 20 km. derinliğinde, yüzeyindeki okyanusları dolduracak kadar, büyük yeraltı su rezervuarı keşfetti.

Mars’ın kutuplarında donmuş su ve atmosferde buhar belirtileri daha önce bulunmuştu, Kızıl Gezegen’de ilk defa sıvı suyun varlığı keşfedildi.

Baş araştırmacı Dr. Vashan Wright, “Mars’taki su döngüsünü anlamak, iklimin, yüzeyin ve iç mekanın evrimini anlamak açısından kritik önem taşıyor” dedi ve ekledi: Yararlı bir başlangıç ​​noktası, suyun nerede olduğunu ve ne kadar olduğunu belirlemektir.

Bilim insanları Mars’ta, gezegenin kayalık dış kabuğunun derinliklerinde sıvı su rezervuarı keşfetti. Bulgular, NASA’nın 2018’de gezegene inen Insight Lander keşif aracından alınan verilerin yeni bir analizine dayanıyor.

Insight Lander, dört yıl boyunca Kızıl Gezegen’in derinliklerinde meydana gelen titreşimleri kaydeden bir sismometre taşıyordu. Bu depremlerin ve gezegenin tam olarak nasıl hareket ettiğinin analizi, sıvı suyun “sismik sinyallerini” ortaya çıkardı.

Mars’ın kutup dairlerinde donmuş su ve atmosferinde buhar olduğuna dair kanıtlar bulunmuştu, ancak gezegende sıvı su bulgularına ilk kez rastlandı.

Bulgular, ABD merkezli Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde yayınlandı.

Insight’ın bilimsel görevi inişinden dört yıl sonra, Aralık 2022’de sona erdi. Bu süre zarfında, robotik uzay aracı 1.319’dan fazla deprem kaydetti.

Bilim insanları sismik dalgaların ne kadar hızlı hareket ettiğini ölçerek, bu dalgaların geçme olasılığının en yüksek olduğu maddeyi tespit etti.

Araştırmaya katılan, California Üniversitesi’nden Profesör Michael Manga, “Aslında bunlar Dünya’da su veya petrol ve gaz aramak için kullandığımız tekniklerle aynı” dedi.

Analiz, Mars kabuğunda yaklaşık 10 ila 20 km derinlikte su rezervuarları olduğunu ortaya koydu.

UC San Diego Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden baş araştırmacı Dr. Vashan Wright, “Mars’taki su döngüsünü anlamak, ikliminin, yüzeyinin ve içinin evrimini anlamak için kritik öneme sahip” dedi.

Profesör Manga, suyun “bir gezegenin evrimini şekillendiren en önemli molekül” olduğunu belirtti. Bu bulgunun, “Mars’ın bütün suyu nereye gitti?” sorusunu yanıtladığını söyledi.

Mars’ın yüzeyine dair çalışmalar, antik çağlarda gezegende nehirler ve göller olduğunu gösteriyor. Ancak üç milyar yıl boyunca bir çöldü.

Bu suyun bir kısmı Mars atmosferini kaybettiğinde uzayda kayboldu. Ancak Dünya’daki suyun büyük ölçüde yeraltında olduğunu söyleyen Profesör Manga, “Mars’ta da durumun böyle olmaması için hiçbir neden yok” diyor.

Insight aracı yalnızca bulunduğu yerin altındaki kabuğa ilişkin kayıt yapabildi, ancak araştırmacılar gezegenin her yerinde benzer rezervuarlar olabileceğini söylüyor.

Bu doğruysa, Mars’ın yüzeyinde 800 metreden daha derin bir tabaka oluşturacak kadar sıvı su olduğu tahmin ediliyor.

Ancak Mars’taki yeraltı suyunun yerinin, Mars’a yerleşme planları olan ve bu sudan yararlanmak isteyebilecek milyarderler için iyi bir haber olmadığını belirtiyorlar.

Profesör Manga bunun nedenini sıvı suyun “yer kabuğunun 10-20 km derinliğinde” olmasına bağlıyor. BBC’ye yaptığı açıklamada, “Mars’ta 10 km derinlikte bir delik açmak, (Elon) Musk için bile zor olurdu” diyor.

Bu keşif, Mars’ta bir zamanlar yaşam olduğuna dair kanıt bulmak için devam eden araştırmalara yol gösterici olabilir.

Manga, “Sıvı su olmadan yaşam olmaz” dedi. “Yani Mars’ta yaşanabilir ortamlar varsa, bunlar şu anda yerin derinliklerinde olabilir.”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

İstanbul’da Konutlarda Kullanılan Suya Yüzde 36 Zam!

İstanbul’da konutlarda kullanılan suya yüzde 36 ile 53 arasında zam yapıldı. Böylece, İstanbul’da yaşayanların yüzde 75’inin kullandığı birinci kademe suyun birim fiyatı 23.72 liradan 32.28 liraya yükseldi.

İkinci kademe suyun birim fiyatı 34.14 liradan 49.17 liraya çıkarılması, üçüncü kademe suyun birim fiyatı 46.49 liradan 71.10 liraya yükseltildi.

Cumhuriyet’ten Gökhan Kam’ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) mayıs ayı olağan meclis toplantılarının ikinci oturumu Meclis 1.Başkanvekili Nuri Aslan başkanlığında Fatih Saraçhane’deki İBB Merkez Binası Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. Meclis birleşiminde İSKİ’nin olağan genel kurulu gerçekleştirildi.

Genel kurulda İSKİ’nin suya zam teklifi görüşüldü. İSKİ, konut ve iş yerlerinde kademe kademe yüzde 36 ile yüzde 53 arasında değişen oranlarda zam istedi. Teklifi mecliste revize edilmeden AK Partili Meclis üyelerinin, “hayır” oyuna karşın CHP’li üyelerin, “evet” oyuyla oy çokluğu ile kabul edildi.

Yeni tarife ile suya tüm kademelerde ve kullanımlarda yüzde 36 ile yüzde 53 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. İstanbulluların yüzde 85’inin kullandığı birinci kademe konut tarifesine yaklaşık yüzde 36 zam yapıldı. Konutlarda 0-15 metreküp arası 1. Kademe su kullanımına yapılan yüzde 36’lık zamla birim fiyatı, 23.72 TL’den 32.28 TL’ye, 16-30 metreküp arası ikinci kademeye yapılan yüzde 44’lük zamla birim fiyatı, 34.14 TL’den 49.17 TL’ye çıkarılması, 31 metreküp ve üzeri 3.kademenin birim fiyatının 46.49 TL’den 71.10 TL’ye çıkarılmasına karar verildi. Zamlı tarife oy birliği ile kabul edildi.

Yasa ile mahalle olmuş yerlerde ve kırsal mahallede konut birim fiyat 5.92 TL’den 21.12 TL’ye, ortak sayaç konut/ konut inşaatı şantiyesi 34.14 TL’den 114.99 TL’ye yükseldi. İşyerlerindeki kademeler ise yeniden düzenlendi. Önceki kademelendirmeye göre en düşük kademe, 62.14 TL, en yüksek kademe ise 71.88 TL ‘ydi. Yeni düzenlemeye göre ise yeni tarife şöyle: İş yeri birinci kademe 0-15 metreküp arası 84.51 TL, İşyeri 16-50 metreküp arası 89.49 TL, işyeri 51-100 metreküp arası 109.98 TL, işyeri 101 metreküp ve üzeri 114.99 TL olarak belirlendi.

Yasa ile mahalle olmuş yerlerde işyeri tarifesi 15.53 TL’den 21.12 TL’ye, kırsal mahalle olan yerlerde işyeri, 15.53 TL’den 21.12 TL’ye, ortak sayaç iş yeri, iş yeri şantiyesi 71.88 TL’den 114.99 TL’ye, özel grup, 23.72 TL’den 32.28 TL’ye, iş yeri ham su 19.53 TL’den 31.25, toptan ham su 6.16 TL’den 9.86 TL’ye, geri dönüşüm suyu 2.14 TL’den 3.19 TL’ye yükseldi.

Paylaşın

Bilim İnsanları, Mars’ta Donmuş Su Keşfetti

Mars bir kez daha büyüleyici bir keşifle şaşkına çevirdi. Son araştırmalar, kızıl gezegenin ekvatorunda dev buz tabakaları olduğunu gösteriyor. Bu buz tabakaları birkaç kilometre derinliğe sahip, eritilirse Mars’ın tüm yüzeyini kaplamaya yetecek oranda.

Kızıl gezegenle ilgili son keşif, muhtemelen Mars’ta bir zamanlar yaşamın var olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Mars’ta bir zamanlar nehirlerin aktığına dair kanıtlar daha önce bulunmuştu.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Avrupa’nın “Mars Express” yörünge aracını kullanan bilim insanları, Mars yüzeyinin altında devasa buzlu su birikintileri olma ihtimalinin yüksek olduğunu duyurdu.

Bu birikintilerin yaklaşık 3,7 kilometre kalınlığında olduğu tahmin ediliyor. Bu da erimeleri halinde dünyadaki Kızıldeniz’i doldurabileceği ya da Mars’ın tamamını yaklaşık iki metre derinliğinde bir su tabakasıyla kaplayabileceği anlamına geliyor.

Bilim insanlarına göre bu yeni bulgular, Mars’ın bir zamanlar buzullar, göller ve nehir kanallarıyla bugünkünden çok farklı bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor.

Avrupa Uzay Ajansı’nda (ESA) görevli Colin Wilson yeni buluşla ilgili euronews’e şunları söyledi: “Buzullara, artık orada olmayan tükenmiş buzullara ve aynı zamanda tozla kaplı bazı buzullara dair kanıtlar gördük. Bugün Mars’ta gördüğümüz su buzunun çoğu, sıcaklıkların daha soğuk olduğu ve bu nedenle buzun stabil olabileceği daha yüksek enlemlerde.”

Birkaç kilometre kalınlığında su buzu yığınlarının birikmesinin, geçmişte Mars’ta ne kadar su bulunduğunun da bir kanıtı olduğunu kaydeden Wilson, “Bu çok büyük miktarda su demek. Dolayısıyla, Mars yüzeyinde çok miktarda su bulunduğuna dair kanıtları başka yerlerde de gördük,” ifadesini kullandı.

ESA’nın Mars Express yörünge aracı Kızıl Gezegen’deki buz varlığını ilk kez 2004 yılında teyit etti. Yörünge aracı 2007’de bu birikintileri keşfetti, ancak bunların nasıl oluştuğu net değildi.

Bunların belki de dev toz, volkanik kül ya da tortu birikintileri olabileceği konusunda görüşler bulunuyordu. NASA 2015 yılında ise Mars’ta akan tuzlu su akıntıları olduğunu açıkladı.

NASA Gezegen Bilimi Direktörü Jim Green düzenlediği bir basın toplantısında Mars’ta elde edilen bulgularla ilgili şunları söyledi: Bugün, bu gezegene ilişkin bakışımızda adeta devrim yaşıyoruz. Keşif araçlarımız havada hayal ettiğimizden çok daha fazla nem olduğunu keşfediyor.

Bilim insanlarına göre Mars Express’in yeni verileri birikintilerin aslında toz ve buz katmanları olduğunu açıkça gösteriyor.

Mars’a insanlı yapılacak yolculuklar

Bu arada buzlu suyun kutuplarda değil ekvatorda bulunmasının bilim insanlarını da şaşırttığı görülüyor.

Son buluş bir anlamda bilim insanlarını insanlı keşif görevlerinin potansiyeli konusunda ciddi bir şekilde heyecanlandırdı.

NASA’ya göre Mars’ın 20 derece ile –153 derece arasında soğuk bir gezegen olduğu göz önüne alındığında, kutup bölgeleri yerine düşük enlemlerde su buzu bulmak insan keşif görevlerini kolaylaştırabilir.

ESA görevlisi Wilson, “Düşük enlemlerde su buzu bulma konusunda heyecanlanmamızın nedenlerinden biri, gelecekteki keşif görevlerinin, özellikle de insanlı keşif görevlerinin, yörünge mekaniği ve ayrıca güç kullanılabilirliği nedeniyle inmek zorunda kalacağı yer olması.” dedi.

Bilim insanları toz ve buz katmanlarının üzerinde birkaç yüz metre kalınlığında koruyucu bir toz veya kül tabakası bulunduğuna dikkat çekiyor.

Buz katmanlarının yeri konusundaki endişelerini de dile getiren Wilson, “Ancak, eğer 300 metre aşağıdaysa, bu keşif hedefleri için pek yardımcı olmaz. Ne yazık ki, bu muhtemelen insanlı keşif ihtiyaçlarımıza cevap olmayacak.” dedi.

Avrupa’nın Mars Express sondası Haziran 2003’te Dünya’dan ayrılmış ve Aralık 2003’te Mars’a ulaşmıştı. Kısa bir süre önce Kızıl Gezegen’i incelemeye başlamasının üzerinden tam yirmi yıl geçti.

Paylaşın

Dikkat Çeken Keşif: Ay’daki “Cam Boncuklarda” Su Bulundu

Dünya’nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içindeki beşinci büyük doğal uydu olan Ay’da dağılmış küçük cam boncukların içinde su keşfedildiği açıklandı. Ay, Dünya’dan yaklaşık 384.403 km uzaklıkta.

Bilim insanları, cam boncukların Ay yüzeyindeki su döngüsünün en önemli rezervuarı olduğunu tahmin ediyor ve bu su kaynağının “geleceğin kaşifleri” tarafından çıkarılıp kullanılabileceği beklentisinde.

Çin Bilimler Akademisi liderliğindeki bir ekip tarafından yürütülen çalışmada, Aralık 2020’de Çin’in Chang’e-5 uzay aracı tarafından alınıp Dünya’ya geri getirilen 117 cam boncuk incelendi.

Bir atmosfer korumasından yoksun olan Ay’ın yüzeyine çarpan küçük meteorlar cam boncukların oluşumunda rol oynuyor.

Meteor darbesiyle açığa çıkan ısı yüzey malzemesini eritiyor ve bu malzeme soğuyarak bir saç teli genişliğinde yuvarlak cam boncuklar haline geliyor.

Bir trilyon ton su

Araştırmayla ilgili açıklama yapan İngiltere’deki Açık Üniversite’de gezegen bilimi profesörü Mahesh Anand, güneşli havalarda su moleküllerinin Ay yüzeyinde “zıpladığının” görülebildiğini, ancak bunun tam olarak nereden geldiğini bilmediklerini dile getirdi.

Nature Geoscience dergisinde yayınlanan araştırmaya göre cam boncuklar Ay toprağının yaklaşık yüzde üç ila beşini oluşturuyor olabilir.

Çalışmanın ortak yazarlarından olan Prof. Anand, hızlı bir hesaplama ile, Ay’ın tüm cam boncuklarının içinde yaklaşık bir trilyon ton su olabileceğini öne sürdü. Anand’a göre boncuklardaki suyu serbest bırakmak için sadece 100 santigrat derece civarında hafif bir ısıya ihtiyaç var.

Suyun bileşenlerinden oksijen, kayaların ve minerallerin içinde hapsolmuş olsa da Ay’ın neredeyse yarısını oluştuyor.

Anand, araştırmayı derinleştirdiklerinde, suyu oluşturmak için gerekli bir diğer bileşen olan hidrojenin Güneş’le bağlantısını da keşfettiklerini bildirdi.

Buna göre hidrojenin Güneş Sistemi boyunca yüklü parçacıkları süpüren güneş rüzgârından geldiği belirlendi.

Anand, bunun Güneş Sistemi’ndeki Merkür ya da asteroitler gibi atmosferi olmayan diğer cisimlerde de güneş rüzgarının suya eşit derecede katkıda bulunabileceği anlamına geldiğini vurguladı.

Cam boncuklar sürdürülebilir su kaynağı olabilir mi?

Araştırmacılar bu keşifle Ay’da sürdürülebilir bir su kaynağının bulunduğunu söylemek için çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Ancak Prof. Anand, bu malzemelerin ısıtılması ve işlenmesinin “yarının kaşiflerine” su, hatta oksijen sağlayarak “diğer dünyaları sürdürülebilir ve sorumlu bir şekilde” araştırmalarına yardımcı olabileceğinin altını çizdi.

AFP haber ajansına konuşan uzman, Avrupa Uzay Ajansı’nın 2025 yılında Ay’a fırlatmayı planlanladığı robotik sondaj aracı PROSPECT’in bu şekilde su toplayıp çıkarabilen ilk araç olabileceğini söyledi.

NASA’nın önümüzdeki yılın sonlarına doğru fırlatmayı planladığı VIPER görevi, su buzunu analiz etmek amacıyla Ay’ın Güney Kutbu’na gidecek.

NASA, önümüzdeki yıllarda Artemis görevi ile 1972’den bu yana ilk kez insanları Ay yüzeyine geri getirmeyi planlıyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Yeni Bir Buz Türü Keşfedildi: Suya Bakışımızı Değiştirebilir

University College London (UCL) ve Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, su hakkındaki düşüncelerimize ışık tutabilecek yeni bir buz formu keşfetti: Dış Güneş Sistemi’ndeki buzlu uyduların içinde bulunabilir.

Bu buz amorf, yani molekülleri sıradan, kristal buzda olduğu gibi düzgün bir şekilde sıralanmak yerine düzensiz bir forma sahip.

Yeni isimlendirilen MDA (orta yoğunluklu amorf buz), diğer buz formlarından daha çok sıvı suya benziyor ve bilim insanlarının H2O’yu daha iyi anlamasını sağlayabilir.

University College London (UCL) ve Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bu beklenmedik keşfi, “cuma öğleden sonra yaptığınız ve ne olacak diye izlediğiniz deneylerden biri” sırasında yaptı.

Ekip, eksi 200 santigrat dereceye kadar soğutulmuş bir kavanozda, çelik toplarla birlikte sıradan buzları çalkaladı. İşlem küçük sıradan buz parçaları üretmedi ve bunun yerine bilim insanları sıvı suyla aynı yoğunluğa sahip bir buz formu buldu.

Soğuk ortamından dolayı kristal oluşturacak yeterli termal enerjiye sahip olmadığından amorf buz, bilhassa uzayda bulunan ana buz türüdür. Dünya’daysa nadirdir.

İnce beyaz bir toz gibi görünen MDA, Dış Güneş Sistemi’ndeki buzlu uyduların içinde var olabilir.

Jüpiter ve Satürn’den gelen gelgit kuvvetleri de sıradan buz üzerinde topla yapılan deneyde meydana gelenlere benzer kuvvetler sergileyebilir.

Çalışmada buzun, ısınıp yeniden kristalleştiğinde Jüpiter’in Ganymede’si gibi buzla kaplı uydularda tektonik hareketleri ve “buz depremlerini” tetikleme potansiyeline sahip büyük miktarda ısı açığa çıkardığı da bulundu. Bu buz birkaç kilometre kalınlığında olabilir.

University College London’dan Profesör Christoph Salzmann, “Su tüm yaşamın temelidir” diyor ve ekliyor:

“Varlığımız suya bağlı, onu aramak için uzay görevleri düzenlesek de bilimsel açıdan çok az anlaşılmış durumda.

20 kristal buz formunu biliyoruz fakat bugüne kadar yüksek yoğunluklu ve düşük yoğunluklu amorf buzlar diye bilinen sadece iki ana amorf buz türü keşfedilmişti.

Bu bulgu, sıvı su ve onun birçok anormalliğini anlamamız açısından geniş kapsamlı sonuçlar verebilir.”

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Bilim İnsanları, Dünya’daki Suyun Yaşını Belirledi

Güneş Sistemi, Güneş nebulası adı verilen dev bir moleküler buluttan doğdu. Bu bulut çoğunlukla suyun ana bileşeni olan hidrojeni içeriyordu. Onu da sırayla helyum, oksijen ve karbon takip ediyordu. Bulut ayrıca küçük silikat tozu ve karbonlu toz tanelerine de ev sahipliği yapıyordu.

Güneş Sistemi’ndeki suyun tarihi de bu noktada başladı. Dünya üzerindeki en eski suyun ise 4 milyar 571 milyon yıllık olduğu anlaşıldı.

GeoScienceWorld Elements adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan çalışmada Çinli ve İtalyan iki araştırmacı bir dizi karmaşık hesaplamayla gezegenin suyunun hangi dönemlerde oluştuğunu ayrıntılarıyla ortaya çıkardı.

Buna göre Dünya’daki suyun iki kaynağı var. İlki Güneş Sistemi soğuk bir bulutken ortaya çıktı. İkincisiyse gezegenlerin oluştuğu dönemde (4 milyar 543 milyon yıl önce) meydana geldi.

Araştırmacılar, Güneş Sistemi’nin doğuşunun erken aşamalarında meydana gelen ilk suyun da bir şekilde Dünya’ya ulaştığını söylüyor.

Güneş Sistemi aslında Güneş nebulası adı verilen dev bir moleküler buluttan doğdu. Bu bulut çoğunlukla suyun ana bileşeni olan hidrojeni içeriyordu. Onu da sırayla helyum, oksijen ve karbon takip ediyordu. Bulut ayrıca küçük silikat tozu ve karbonlu toz tanelerine de ev sahipliği yapıyordu.

Araştırma makalesine göre Güneş Sistemi’ndeki suyun tarihi de bu noktada başladı. Yani hidrojen ve oksijen reaksiyona girdi ve iki tür su buzu oluştu: Normal su ve döteryum içeren ağır su.

Döteryum, ağır hidrojen (HDO) adı verilen bir hidrojen izotopu. Çekirdeğinde bir proton ve (normal suyun aksine) bir de nötron yer alıyor.

Yeni araştırmanın arkasındaki Cecilia Ceccarelli ve Fujun Du, bu en eski suyun Dünya’da olup olmadığını anlamak için toplam su miktarı ve döteryumlu su miktarını kullandı.

Hesaplamaları sonucunda Dünya’daki suyun yüzde 1 ila 50’sinin Güneş Sistemi’nin doğuşunun ilk aşamasından geldiği ortaya çıktı.

Araştırmacılar yüzde 1 ila 50’nin çok geniş bir aralığa işaret ettiğini kabul ediyor. Ancak yine de Dünya’yı anlamak için son derece önemli bir bilgi olduğunu vurguluyor.

Araştırma makalesinde konuyla ilgili, “Kuyruklu yıldızlar ve asteroitlerdeki su da büyük oranda miras alındı” ifadelerine yer verdi.

Önde gelen hipotezlerden biri, kuyruklu yıldızlardan kopan asteroitlerin Dünya’yı bombardımana tuttuğu ve bu sırada gezegene su molekülleri taşıdığını iddia ediyor.

Ancak Ceccarelli ve Fujun, bunun doğru olmayabileceğini söylüyor: Dünya ilk suyunu büyük olasılıkla asteroitlerin ve gezegenlerin öncüleri olduğu varsayılan gezegenciklerden (planetesimal) miras aldı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

‘Mars’ta Sanılandan Çok Daha Uzun Dönem Su Vardı

Çinli bilim insanları, Çin’in Mars’taki robot gezgininin yeni ve önemli bir bulgusunu paylaştı. Buna göre Mars’ta eski bir okyanusun yeri olduğuna inanılan geniş havzada keşfedilen hidratlı mineraller, gezegenin yüzeyinde sanılandan daha uzun süre boyunca su bulunmuş olduğunu gösteriyor.  

Bilim insanları, Science Advances dergisinde Çarşamba günü yayınlanan makalede, Zhurong robotu tarafından geri gönderilen verilerin analizini paylaştı ve 700 milyon yıl öncesine kadar örneklenmiş minerallerde bile su belirtileri tespit edildiği açıklandı.

Daha önce Mars’ın ‘Hesperian Epoch’ olarak bilinen ikinci jeolojik çağının sona erdiği yaklaşık 3 milyar yıl öncesine kadar sadece ıslak yüzeye sahip olduğuna inanılıyordu. İçinde bulunan evreye ise ‘Amazon dönemi’ deniyor ve bu devirde yüzey suyu yok.

Araştırmacılar, Zhurong’un örneklediği mineralleri içeren toprağın, yükselen yeraltı suyu veya o zamandan beri buharlaşan erimiş buz tarafından oluşturulabilecek sert bir kabuğa sahip olduğunu yazdı.

Suyun tamamı kutuplarda kilitli halde

Çin araştırma robotu, geçen yıl mayıs ayında gezegene inişinden bu yana uçsuz bucaksız Utopia Planitia ovasını keşfetmeye devam ediyor. Zhurong, arazi hakkında veri toplarken iniş alanından yaklaşık 2 kilometre mesafe yol kat etti.

Son yıllarda, Avrupa Uzay Ajansı tarafından işletilen bir yörünge sondasından elde edilen verilerde de gezegenin güney kutbundaki buzun altında su keşfedildi.

Mars’taki suyun neredeyse tamamı kutup buzullarında kilitli halde bulunuyor. Yeraltı suyunu bulmak, gezegenin yaşam potansiyelini belirlemenin yanı sıra herhangi bir insanlı keşif görevi için de kalıcı bir kaynak sağlamanın anahtarı.

Paylaşın