SGK’nın Özel Hastanelere Hasta Başına Ödeme Artışı Yüzde 940

2024 yılını ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), devlet ikinci basamak hastaneleriyle karşılaştırıldığında özel hastanelere hasta başına yaklaşık 3 kat daha fazla ödeme yaptı.

Haber Merkezi / 2012-2024 döneminde ise hasta başına birim ödeme devlet ikinci basamak hastanelerinde yüzde 469, devlet üçüncü basamak hastanelerinde yüzde 518, üniversite hastanelerinde yüzde 648 arttı. Aynı dönemde SGK’nin özel hastanelere hasta başına birim ödeme artışı yüzde 940 olarak gerçekleşti.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) ”Özel hastanelerin SGK’ye yükü tırmanıyor” başlıklı araştırma bültenini yayımlandı. Araştırmada öne çıkan bölümler şöyle:

“2000’li yıllarda “sağlıkta dönüşüm” adı altında yapılan düzenlemeler sonucunda kamu sosyal sigorta kurumları sağlık hizmeti sağlayıcısı olmaktan çıkarıldı. SGK (SSK) ve diğer kamu sağlık sigortalarına ait hastaneler bedelsiz olarak Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Sadece SSK hastaneleri değil SSK’ye ait ilaç fabrikası da kapatıldı. Sonuçta SGK tamamıyla sağlık hizmeti satın alır duruma getirildi.

SGK, günümüzde sağlık hizmeti sunan çeşitli sağlık kuruluşlarından sigortalılar için sağlık hizmeti satın almaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlıkta “reform” adı altında yapılan düzenlemeler sonucunda özel hastanelerin sağlık sistemi içindeki payı önemli bir düzeye ulaştı. Özel sağlık sunucularının sağlık sistemindeki yeri çeşitli ölçütlere göre ele alınabilir. Bunlardan biri, hasta müracaat (başvuru) sayısı, özel sağlık kuruluşlarına yapılan toplam ödeme ve başvuran hasta başına SGK tarafından yapılan ortalama ödemedir.

Bu çerçevede özel sağlık sunucuları ile SGK ilişkisi açısından ilginç bir gelişme söz konusu. SGK kapsamında özel sağlık kuruluşlarına yapılan ödemeler giderek artsa da müracaat sayısı ve müracaat oranı giderek düşmektedir. 2012 yılında toplam 87,9 milyon olan özel hastane hasta başvuru sayısı 2023 yılında 68,5 milyona gerilemiştir. Aynı dönemde SGK kapsamındaki toplam hasta başvuru sayısı ise 386,7 milyondan 606,7 milyona yükselmiştir.

Özel hastanelere başvuru oranı 2012’de yüzde 23 iken 2023 yılında yüzde 11’e gerilemiştir. Özel hastanelere başvuru sayısının düşmesinde özel hastanelerin Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) belirlenen oranların çok üzerinde hatta fahiş fiyatlar uygulamaları önemli bir rol oynuyor olabilir.

Toplam hasta başvurusu sayısı içinde hasta sayısı ve oranındaki bu azalmaya rağmen hasta başına SGK tarafından ödenen maliyet hızla artıyor. SGK’nın sağlık istatistikleri, SGK tarafından yapılan sağlık ödemelerinin devlet ikinci basamak, devlet üçüncü basamak, özel hastaneler ve üniversite hastanelerine göre hasta başına birim ödeme dağılımını veriyor. SGK’nın sağlık sunucularına yaptığı hasta başına birim ödeme tutarı özel hastanelerde daha hızlı artıyor.

2012’de devlet ikinci basamak hastanelerinde hasta başına birim ödeme 49 TL iken 2024’ün ilk altı ayında 282 TL’ye, devlet üçüncü basamak hastanelerinde 91 TL’den 564 TL’ye, üniversite hastanelerinde ise 180 TL’den 1.341 TL’ye yükseldi. Aynı dönemde SGK’nın özel hastanelere hasta başına birim ödemesi 77 TL’den 801 TL’ye yükseldi.

2024’ün ilk altı ayında SGK, devlet ikinci basamak hastaneleriyle karşılaştırıldığında özel hastanelere hasta başına yaklaşık 3 kat daha fazla ödeme yaptı. 2012-2024 döneminde hasta başına birim ödeme devlet ikinci basamak hastanelerinde yüzde 469, devlet üçüncü basamak hastanelerinde yüzde 518, üniversite hastanelerinde yüzde 648 arttı. Aynı dönemde SGK’nın özel hastanelere hasta başına birim ödeme artışı yüzde 940 olarak gerçekleşti.

Bir diğer ifadeyle özel hastanelerin SGK kapsamındaki hasta başvuru sayısı düşerken SGK birim hasta ödemesi diğer sağlık sunucularından çok daha yüksek artmış oldu. SGK, 2024 yılında devlet ikinci basamak hastanelerine hasta başına 282 TL öderken özel hastanelere 801 TL ödemektedir. Sadece bu veri bile özel hastanelerin SGK üzerindeki yükünü göstermesi açısından çarpıcıdır.

Sağlık hizmet sunucuları (devlet ikinci basamak, devlet üçüncü basamak ve üniversite hastaneleri) arasında özel hastanelere başvuranların sayısı ve oranı 2012’den itibaren azalırken, SGK’nın özel hastanelere yaptığı birim ödeme artıyor. 2012 ile 2024’ün ilk altı ayında arasında bu fark hızla açılıyor. 2012’de toplam sağlık hizmet sunucuları arasında özel hastanelere müracaat edenlerin hasta oranı yüzde 22,7 iken, SGK tarafından özel hastanelere yapılan ödemenin toplam SGK ödemesi içindeki payı yüzde 23,9 oranındadır. Ancak bu eğilim 2012’den itibaren tersi bir biçimde seyrediyor.

Özel hastanelere başvuran hasta sayısında ve oranında azalma olmasına rağmen SGK’nın özel hastanelere yaptığı birim ödeme artıyor. 2024’ün ilk altı ayında özel hastanelere başvuran hasta oranı yüzde 10 civarına düşmesine rağmen SGK tarafından özel hastanelere yapılan birim ödemenin payı yaklaşık yüzde 16’dır.

Özel hastanelerin SGK’ye yükü artıyor!

SGK’nın sağlık hizmet sunucularına hasta başına yaptığı ödemeler arasında özel hastanelere yapılan hasta başına ödemelerin toplamdaki payı dikkat çekiyor. 2012’de SGK’nın devlet ikinci basamak hastanelerinde hasta başına yaptığı ödeme ortalama hasta başına ödemenin yüzde 67’sini, özel hastanelere yapılan hasta başına ödeme ise ortalama ödemenin yüzde 105’i oranındaydı. SGK’nın özel hastanelerine hasta başına yaptığı ödemenin ortalama hasta başına ödemeye oranı 2012’den 2024’ün ilk altı ayına kadar düzenli olarak arttı ve ortalamanın yüzde 153’üne ulaştı.

Öte yandan SGK’nın devlet ikinci basamak hastanelerine hasta başına yaptığı ödeme ortalama ödemenin yüzde 67,7’sinden yüzde 53’e düştü. Diğer bir ifadeyle 2012’de özel hastaneler yapılan ödeme ortalama ödemenin yaklaşık yüzde 5 üzerindeyken, 2024’te yüzde 53 üzerine çıktı. Devlet ikinci basamak hastaneleri ise ucuzladı.

SGK’nın devlet ikinci basamak devlet hastaneleri ile özel hastanelere hasta başına yapılan ödemenin ortalama ödemeye oranı arasındaki fark açılıyor. 2024’ün ilk altı atında SGK özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153’e yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9’ye düştü.”

Paylaşın

Türkiye Belediyeler Birliği “SGK Borçları” İçin Harekete Geçti

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan borçları gerekçe gösterilerek ihbarname gönderilmesi ve hazine paylarından kesinti yapılması üzerine 24 maddelik bir öneri yayınladı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesinler” açıklamasıyla başlayan tartışmaların ardından belediyelere haciz işlemleri uygulanmaya başlanmıştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Vedat Işıkhan’ın yaptığı açıklamada, uyarılara ve bildirimlere karşın prim borçlarını ödemeyen belediyelerle ilgili icra yöntemine başvuracaklarını bildirmişti. Tartışmaların ardından haciz işlemleri başlatılmış ve ilk olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarına haciz konulmuştu.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), şirket borçlarını gerekçe göstererek bazı belediyelere ihbarname gönderilmesi ve Hazine paylarından kesinti yapılması üzerine 24 maddelik bir öneri yayınladı.

Gazete Pencere’de yer alan habere göre; TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu adına TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız’ın imzasıyla ilgili bakanlıklara gönderilen resmi yazıda, 5393 sayılı belediye kanunun 15’inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” hükmü hatırlatıldı.

İlgili hükümde amaçlandığı gibi siyasi tercihlere göre kesinti yapılmasını engelleyecek, mahalli hizmetlerin kesintisiz olarak sunulmasını sağlayacak, asgari bir gelirin güvence altına alınmasına kesin olarak imkan verecek ve belediyelere ödeme kolaylığı getirecek yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu belirtildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gönderilen yazıda, alacaklı kuramların tahsilatını hızlandıracak, yerel hizmetlerin aksatılmadan yerini getirilmesini sağlayacak 24 maddelik bir öneri paketi sunuldu.

Resmi yazıda; ekonominin bozulan dengesi, belediye gelirlerinde güncelliğin sağlanamamış olması ve sığınmacı yükünün belediyelere getirdiği yük de anımsatıldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletilen resmi yazıda belediye ve bağlı kuruluşlarının kamu borçlarının ne şekilde ödeneceğinin düzenlemiş olduğu hatırlatılarak, “5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7’nci maddesinin 2’nci fıkrasında, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçlar ile sosyal güvenlik kuruluşlarına olan borçların alacaklı idarelerin talebi üzerine ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankasınca kesilerek ödeneceği hükmedilmiştir” denildi.

Bütün işverenler gibi, belediye, bağlı kuruluş ve şirketlerin de vergi ve sigorta prim borçlarını ödemelerinin mevzuatın gereği olduğuna dikkat çekilen yazıda, “Ekonominin bozulan dengesi, belediye gelirlerinde güncelliğin sağlanamamış olması ve sığınmacı yükü, geçmiş dönemden sarkan belediye borçları, dış borçlanma izinlerinin reddedilmesi, bankalardan teminat mektubu alınamaması, belediyelere yardım ödeneğinin kapsayıcı şekilde kullanılmaması gibi sebeplerle belediyelerin bütçe dengesinde sapmalar meydana geldiği, kamu borçlarının zamanında veya tam olarak ödenemediği de bir gerçekliktir” ifadelerine yer verildi.

Yazıda, belediyeleri ve şirketlerini haciz baskısına almanın yerel yönetimlerle merkezi idare arasındaki ilişkinin sağlıklı ilerlemesine katkı sağlamayacağı, belediyelere kanunlarla verilen yerel hizmetlerin yerine getirilmesini engelleyeceği de vurgulandı.

24 maddelik öneri: Yazıda, alacaklı kuramların tahsilatını hızlandıracak, yerel hizmetlerin aksatılmadan yerini getirilmesini sağlayacak 24 maddelik öneri paketinde tüm belediyeler adına şu istekler sıralandı:

1) Öncelikle belediyelerin hizmet üretmelerine, takipler ve hacizlerin engel olmasının önlenmesi için bu yoldaki girişimlerin durdurulması,
2) Yeni bir yapılandırma kanunu çıkarılarak uzlaşma kültürü içinde borçların ödenmesine imkân bağlanması,3) Borçlarını düzenli ödeyen belediye/şirketlerin teşviki amacıyla kamuya olan borçlarından en az %10 indirim yapılması,
4) Belediye paylarından yapılan borç kesintilerinin durdurulduğu dönemlerde kamuya olan borçlara faiz işletilmesinin durdurulması,
5) 5779 sayılı Kanun’daki dağıtım kriterlerinin artırılması,

6) Belediye meclislerine kanuni sınırlar dâhilinde vergi ve harç tarifesi belirleme yetkisi verilmesi,
7) Belediyelere ait vergi ve harç tarifelerinin alt üst sınırlarının yeniden belirlenmesi,
8) 2464 sayılı Kanun’un Geçici 7’nci maddesinin Yeniden Değerleme Oranını (YDO) içerecek şekilde yeniden ele alınması,
9) 2464 sayılı Kanun’un güncel gelirleri içerecek şekilde yeniden ele alınması,
10) Emlak Vergisi düzenlemesinin gözden geçirilmesi,

11) Genel aydınlatma giderlerinin belediyelerden alınması,
12) Kültür ve Tabiat Varlıkları Katkı Payının belediyelere bırakılması,
13) Motorlu Taşıtlar Vergisi üzerinden yol ve trafik katkı payı alınması, toplu taşımada vergi indirimi yapılması, ücretsiz/indirimli taşımalarda belediye ve şirketlerinin mali kayıplarının telafi edilmesi,
14) Konaklama Vergisinin belediyelerin geliri şeklinde düzenlenmesi,
15) Müze Giriş Ücretleri Payına ‘ören yerlerinin’ dâhil edilmesi,

16) Yatırım Hizmetlerinden alınan KDV’nin belediye borçlarına mahsup edilmesi,
17) Belediyelerin okul, yurt ve sağlık tesisi yapımı giderlerinin yarısının belediye borçlarına mahsup edilmesi,
18) Belediyelerin dava harçlarından muaf tutulması,
19) Karayolu geçişleri ile orman alanlarındaki belediye hizmetlerinden ücret alınmaması,
20) Su ve atık su tesislerinde tüketilen elektrik tarifesinin sanayi tarifesinin yarısını içerecek şekilde oluşturulması, belediyelerin elektrik giderlerinden KDV alınmaması,

21) Kalkınma Ajans Paylarının kaldırılması,
22) SUKİ gelirlerinden kesilen çevre katkı payının kaldırılması,
23) İmar para cezalarının yeniden ele alınması,
24) Sığınmacı barındıran belediyelerin mali yükünün karşılanması konularında yapılacak her türlü çalışmaya Birliğimizin katılımının sağlanması…

Paylaşın

Belediyelerin SGK Borçları: CHP, Karşı Hamleye Hazırlanıyor

Erdoğan, “Belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok” sözleriyle fitilini ateşlediği, “belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçları” gündemdeki yerini koruyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), belediyelerinin SGK borçlarıyla sıkıştırılmasına karşı adımlar atmaya hazırlanıyor. Borçların neden daha önce istenmediğini sorgulayan CHP kurmayları, “2019 yerel seçimlerinden beri engeller çıkarılıyor. Kaynaklar azalttı, gelirlerdeki kesintiler arttı. Şimdi de ‘hizmet edemiyorlar’ algısı oluşturulmak isteniyor” dedi. CHP, belediye başkanlarıyla toplantılar düzenleyerek gelir artırıcı önlemler üzerinde çalışacak.

Cumhuriyet’in haberine göre, CHP yetkilileri, ilerleyen günlerde belediye başkanlarıyla yapacakları toplantılarda gelir artırıcı adımları ele alacaklarını belirtti. “1-3 Ağustos tarihlerinde Burdur’da, genel başkanımızın da katılımıyla il belediye başkanlarımız bir araya gelecek. Toplantının asıl gündemi et ve süt fiyatlarının tüketiciye yansıması ve sektörün sorunlarıydı, ancak son gelişmeleri de değerlendireceğiz. Daha önce de engellerle karşılaştık ama hizmetimize devam ettik” dediler.

CHP yetkilileri, belediyeye ait olup kirasız kullandırılan yerler için de acil önlemler alacaklarını belirtti. “Yeni devraldığımız yerlerde, önceki dönemlerde vakıflara ve yandaşlara ücretsiz verilen dükkânlar, arsalar var. Bu fiziki işgalleri kaldıracağız. Örneğin, bina bir vakfa verilmiş ve oraya yurt yapılmış, dükkân işgal ettirilmiş, hâlâ kirası ödenmiyor. Bu yerlerin geri kazanılmasını ve gelirlerin dönmesini sağlayacağız” dediler.

Borçların neden daha önce istenmediğine ilişkin konuşan CHP yetkilileri, “2019 yerel seçimlerinden beri farklı engeller çıkardılar. Kaynakları azalttılar, gelirlerdeki kesintileri artırdılar. Şimdi de aynısını yapmak, ‘hizmet edemiyorlar’ algısı oluşturmak istiyorlar. Ciddi ekonomik kriz var ve CHP’li belediyeler kendi yükümlülüklerinin yanında sosyal yardımlar yapıyor. İktidar bu hizmetleri partizanca engelliyor. Yıllarca kendi yönetimindeyken almadıkları SGK borcunu da bu yüzden istiyorlar. Yani halka kötülük ediyorlar” dediler.

Paylaşın

Türkiye “İş Cinayetleri”nde Avrupa Birincisi

Avrupa Birliği’nin (AB) resmi istatistik kurumu Eurostat ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri, en fazla iş cinayetlerinin (iş kazası) yaşandığı ülkenin Türkiye olduğuna işaret etti.

Dr. Akkuş İlgezdi, “Dünyada iş sağlığı ve güvenliği açısından yeni önlemler alınmaya devam edilirken Türkiye’de iş kazalarının artarak devam etmesi bu konunun gündemden düşmemesine neden oluyor. 2018 yılında AB ülkeleri arasında en fazla ölümcül kazanın yaşandığı ülke 615 ile Fransa oldu. 2018 yılında ülkemizdeki iş cinayetlerinde hayatını kaybeden kişi sayısı ise bin 541” ifadelerini kullandı.

Raporda yıllara göre yaşanan iş cinayetleri sayısı şöyle: 2013 yılında en az bin 235 işçi, 2014 yılında en az bin 886 işçi, 2015 yılında en az bin 730 işçi, 2016 yılında en az bin 970 işçi, 2017 yılında en az 2 bin 6 işçi, 2018 yılında en az bin 923 işçi, 2019 yılında en az bin 736 işçi, 2020 yılında en az 2 bin 427 işçi, 2021 yılında en az 2 bin 170 işçi, 2022 yılında en az bin 843 işçi, 2023 yılında en az bin 932 işçi ve 2024 yılının ilk 3 ayında en az 425 işçi yaşamını yitirdi.

CHP’nin yayımladığı işçi ölümlerinin detaylı verilerini içeren bir rapora göre 2013-2024 yılları arasında toplam 21 bin 281 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; “10 yıl 3 ayın katliamı” başlığını taşıyan raporu CHP İstanbul milletvekili Dr. Gamze Akkuş İlgezdi hazırladı. İlgezdi, “2013’ten 2024 yılının ilk üç ayı arasında gerçekleşen iş cinayetleriyle ilgili hazırladığımız raporda, ülkemizde insan canının kıymeti olmadığı bir kez daha gözler önüne seriliyor. 2013 yılında bin 235 iş cinayeti tespit edilirken 10 yıl sonra bu sayı yüzde 56 artarak bin 932’ye çıktı” bilgisini verdi. İlgezdi, kayıt dışı çalışırken hayatını kaybeden işçilerin, “üstü örtülen iş cinayetlerinin” raporda yer almadığına işaret etti.

Yıllar açısından bakıldığı iş cinayetlerindeki en yüksek sayının 2020 yılında kaydedildiğini belirten İlgezdi, “2020 yılında iş cinayetlerinde 2 bin 427 işçi hayatını kaybetti. Türkiye tarihinde görülmemiş bir işçi kırımı yaşandı” şeklinde konuştu.

CHP’nin raporuna göre en fazla iş cinayetinin yaşandığı kent ise İstanbul. İlgezdi, 2013 ile 2024 yılının ilk üç ayı arasında kaydedilen iş cinayetlerinde, Soma faciasının yaşandığı 2014 yılı dışında İstanbul’un açık ara olarak her yıl birinci sırada yer aldığına dikkat çekti.

Rapordaki çarpıcı verilerden biri de Türkiye’nin Avrupa birincisi olması.  Avrupa Birliği’nin (AB) resmi istatistik kurumu Eurostat ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre en fazla iş cinayetlerinin yaşandığı ülkenin Türkiye olduğuna işaret eden Dr. Akkuş İlgezdi, “Dünyada iş sağlığı ve güvenliği açısından yeni önlemler alınmaya devam edilirken Türkiye’de iş kazalarının artarak devam etmesi bu konunun gündemden düşmemesine neden oluyor. 2018 yılında AB ülkeleri arasında en fazla ölümcül kazanın yaşandığı ülke 615 ile Fransa oldu. 2018 yılında ülkemizdeki iş cinayetlerinde hayatını kaybeden kişi sayısı ise bin 541” ifadelerini kullandı.

Raporda yıllara göre yaşanan iş cinayetleri sayısı şöyle: 2013 yılında en az bin 235 işçi, 2014 yılında en az bin 886 işçi, 2015 yılında en az bin 730 işçi, 2016 yılında en az bin 970 işçi, 2017 yılında en az 2 bin 6 işçi, 2018 yılında en az bin 923 işçi, 2019 yılında en az bin 736 işçi, 2020 yılında en az 2 bin 427 işçi, 2021 yılında en az 2 bin 170 işçi, 2022 yılında en az bin 843 işçi, 2023 yılında en az bin 932 işçi ve 2024 yılının ilk 3 ayında en az 425 işçi yaşamını yitirdi.

İş kazası değil, iş cinayeti

İlgezdi, raporda iş kazaları yerine iş cinayetleri ifadesinin kullanılmasına ilişkin değerlendirmesinde “Kaza ya da kader değil, yaşananların hepsi katliam. İş sağlığı kavramının değişmesi ve güncellenmesi gerekmekte. İş sağlığı kavramı işçinin değil, işin sağlığını yani işletmenin verimliliğini, kârlılığını hedefleyen bir anlayışı ifade etmektedir. Oysa işçilerin sağlığı her türlü ekonomik çıkardan, büyümeden önce gelmelidir. Önceliğimiz emekçinin sağlığı ve güvenliği olmalıdır. İş kazalarının önlenebilir olduğu da bir gerçektir” ifadelerini kullandı.

İlgezdi, işçi ölümlerinden AKP hükümetini sorumlu tuttu. AKP iktidarı döneminde “Büyük Türkiye,” “Yeni Türkiye,” “Yerli ve Milli Ekonomi” gibi birçok söylemle “neoliberal işçi karşıtı” politikaların hayata geçirildiğini ifade eden İlgezdi, “Patronların yüzü gülerken ücretler eridi, sendikal hareket ve genel anlamda emek hareketi zayıflatıldı, grevler yasaklandı, kentler rant alanı haline getirildi, doğa talan edildi ve binlerce işçi işyerlerinden eve geri dönemedi. AKP iktidarının ‘Yeni Türkiye’sinde’ iş cinayetleri rekor seviyelere ulaştı” şeklinde konuştu.

Paylaşın

SGK’nın Ödemesi Gereken İlaç Parasını Vatandaş Ödüyor!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emlekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, “SGK’nın ödemeleri azaldıkça, halkın ödediği ücret artar. Halk yaşamını sürdürmek için harcayacağı ücreti sağlığa harcıyor” dedi ve ekledi:

“Beslenmeden barınmaya bütçeden kısıtlayınca da daha fazla hastalanıyor. Kısır döngü oluşmuş durumda” dedi. Devletin vatandaşları kısır döngüden çıkarması gerektiğinin altını çizen Yalçınkaya, “Bakanlık inşaat ve rant derdinde. Artan bir hastaneye yığılma var. Bunun nedeni hastane olmaması değil. Yaşama bütçenin ayrılmaması.”

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) faaliyet raporlarında yer alan veriler, SGK tarafından yapılan kişi başına yıllık sağlık harcamasının 2010’dan bu yana gerilediğini ortaya koydu. Verilere göre 2010’da 294 dolar olan kişi başına ödenen yıllık sağlık harcaması, 2023’te 271 dolar olarak gerçekleşti. En büyük azalış ise ilaç harcamalarında yaşandı. 2010’da 123 dolar olan SGK’nin ödediği kişi başı ilaç harcaması, 2023’te 87 dolara indi. Reçete başına ödeme ise 33 dolardan 17 dolara geriledi.

Cumhuriyet’ten Merve Kılıç’ın haberine göre; söz konusu veriler, sağlık hizmetleri için vatandaşların cebinden çıkan ödemelerin arttığını ortaya koydu.

“Kısır döngü oluşmuş durumda”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emlekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, “SGK’nın ödemeleri azaldıkça, halkın ödediği ücret artar. Halk yaşamını sürdürmek için harcayacağı ücreti sağlığa harcıyor. Beslenmeden barınmaya bütçeden kısıtlayınca da daha fazla hastalanıyor. Kısır döngü oluşmuş durumda” dedi. Devletin vatandaşları kısır döngüden çıkarması gerektiğinin altını çizen Yalçınkaya, “Bakanlık inşaat ve rant derdinde. Artan bir hastaneye yığılma var. Bunun nedeni hastane olmaması değil. Yaşama bütçenin ayrılmaması” ifadelerini kullandı.

2010-2023 yılları arasında SGK’nın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlandığına dikkat çeken Yalçınkaya, şunları söyledi: “Niye bağlandı, o bağlanma sürecinde SGK’nın duran varlıklarına ne oldu diye sormak gerek. SGK mülk zenginiydi. Bu mülklere ne oldu ki SGK gelir-gider dengesini gözetme kapsamında niye yurttaşın sağlık harcamalarında kısıtlamaya gidiyor.”

Paylaşın

SGK, 29,1 Milyar Liralık Açık İle Yeni Rekor Kırdı

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2023 yılının ilk yedi aylık toplam açığı 29 milyar 103 milyon 231 bin lira olarak hesaplandı. SGK böylece, 2023 döneminde 29,1 milyar liralık açık ile yeni rekor kırıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) AK Parti döneminde verdiği açığın toplamı ise 523 milyar 578 milyon 382 bin lira olarak kaydedildi.

Birgün’den Mustafa Bildiricinin haberine göre; SGK’nın 2023 yılının Ocak-Temmuz dönemindeki gelir ve giderleri belli oldu. AK Parti iktidarında rekor açıklar veren kurumun içinde bulunduğu batak bir kez daha mali verilere yansıdı.

SGK’nin Ocak-Temmuz 2023 dönemindeki toplam gelirinin, devlet katkıları ile birlikte 1 trilyon 121 milyar 664 milyon 963 bin TL olduğu bildirildi. Gelirin 162 milyar 247 milyon 930 bin TL’si devlet katkılarından oluştu. Kurumun Ocak-Temmuz dönemi giderinin ise 1 trilyon 150 milyar 768 milyon 193 bin TL olduğu belirtildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “SGK, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde iflas etti” sözlerine karşın kurumun mali dengesi AK Parti döneminde alt üst oldu. Hemen her yıl milyarlarca liralık açık veren kurumun, 2023’ün Ocak-Temmuz dönemindeki toplam açığı 30 milyar TL’ye dayandı.

AK Parti döneminde gelir gider dengesi giderek bozulan SGK’nin yedi aylık toplam açığı ise 29 milyar 103 milyon 231 bin TL olarak hesaplandı. 2023’in ilk yarısındaki toplam açığı 9 milyar 643 milyon TL olan SGK’nın açığı böylelikle, bir ayda 20 milyar TL’ye yakın arttı. SGK’nin AK Parti döneminde verdiği açığın toplamı ise 523 milyar 578 milyon 382 bin TL olarak kaydedildi.

Ocak-Temmuz 2023 döneminde imza atılan 29,1 milyar TL’lik SGK açığının, 2002-2023 dönemindeki 18 yılda verilen açıktan daha fazla olduğu öğrenildi. SGK, AK Parti dönemindeki en yüksek açığı 67 milyar 469 milyon 343 TL ile 2020 yılında verirken 2002-2023 dönemindeki SGK açıkları, bazı yıllara göre şöyle sıralandı:

2002: 7 milyar 964 milyon TL
2007: 25 milyar 40 milyon TL
2012: 17 milyar 294 milyon TL
2017: 24 milyar 174 milyon TL
2022: 39 milyar 732 milyon TL
2023 (Ocak-Temmuz): 29 milyar 103 milyon TL

AK Parti döneminde, bütçe açığını kapatmak amacıyla SGK’ya bütçeden yapılan transferin tutarı da katlanarak arttı. Kurumun içinde bulunduğu açığı kapatamayan iktidarın bütçeden SGK’ye aktardığı paralar, bazı yıllara göre kayıtlara şöyle yansıdı:

2018: 57 milyar 560 milyon TL
2019: 71 milyar 221 milyon TL
2020: 85 milyar 70 milyon TL
2021: 106 milyar 847 milyon TL
2022: 174 milyar 712 milyon TL
2023 (Ocak-Temmuz): 162 milyar 247 milyon TL

Paylaşın

Muayene Ücretleri, Tedavi İşlemleri Ve Tıbbi Malzemeye Zam!

14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimler sonrası başlayan zam yağmuru devam ediyor. Son olarak, SGK, muayene ücretleri, tedavi işlemleri ve sağlık hizmetlerinde kullanılan tıbbi malzeme bedellerinde artış yaptı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair tebliği, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Bianet’in aktardığı karara göre; “Ayaktan Başvurularda Ödeme Listesi”nde yer alan vaka başı muayene tutarlarında artış yapıldı.

“Hizmet Başı İşlem Puan Listesi’nde yer alan KVC-Kardiyoloji, organ doku nakli ve kemik iliği, yoğun bakım, hemodiyaliz, kan bileşenleri, doğum, yardımcı üreme tedavileri ve bununla ilişkin genel tetkikler, sünnet, kadavradan donör temini gibi işlem kodları da dahil olmak üzere tüm işlemlerde de artışa gidildi.

Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesi’nde yer alan KVC-Kardiyoloji, organ doku nakli ve kemik iliği işlemleri, yoğun bakım işlemleri ve hemodiyaliz işlemlerine ait işlem kodları da dahil olmak üzere tüm işlemlerde artış yapıldı.

Diş Tedavileri Puan Listesi’nde yer alan tüm işlem kodları da arttı. Genel Sağlık Sigortalılarının hastanelerde aldıkları sağlık hizmetlerinde kullanılan tıbbi malzeme bedellerinde artış yapılarak yaklaşık 11 milyar lira iyileştirme sağlandı.

Paylaşın

Sosyal Güvenlik Kurumu 3 Ayda 20,4 Milyar Lira Açık Verdi

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), ocak-mart döneminde 20,4 milyar lira açık verdi. Devletin üstlendiği çeşitli ödemeler kapsamında üç ayda bütçeden SGK’ya yapılan transferler ise 131,5 milyar liraya ulaştı.

SGK’ın üç aydaki açığı büyük oranda, sağlık harcamaları ve devletçe üstlenilen ödemelerden kaynaklandı. Öte yandan SGK’nın ocak-mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre gelirler yüzde 98,9 artarken, giderler de yüzde 93,6 artış gösterdi.

Dünya gazetesi yazarı Naki Bakır’ın kaleme aldığı yazıya göre, kurumun ilk çeyrekte geliri 379 milyar lira olsa da devletin üstlendiği çeşitli ödemeler kapsamında üç ayda bütçeden SGK’ya yapılan transferler ise 131,5 milyar liraya ulaştı.

Bakır’ın yazısında ilgili bölüm şöyle:

“Prim tahsilatı ve devletçe üstlenilen ödemeler için bütçeden yapılan transferlerle birlikte Kurum’un toplam geliri ocak – mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 98,9 artışla 379 milyar lira oldu.

Buna karşılık SGK’nın büyük bölümü emeklilere aylık ödemeleri ve sağlık harcamaları olmak üzere toplam gideri ise yüzde 93,6 artışla 399,4 milyar lirayı buldu. Bunun sonucunda SGK’nın açığı ilk çeyrekte yüzde 29,6 büyüyerek 20,4 milyar liraya yükseldi.

SGK’nın gelir-gider dengesinde yüksek tutarda açık oluşurken, salt prim geliri-aylık ödemesi bazında bakıldığında ise Kurum’un bu yıl ilk üç ayda pozitif bir noktaya dikkati çekti.

Geçen yıl ilk çeyrekte aktif sigortalılardan 131,3 milyar lira prim toplayıp, emeklilere 137,1 milyar lira ile daha fazla aylık ödeyen Kurumun, bu yıl aynı dönemde ise 267,1 milyar lira olan aylık ödemelerine kıyasla 292,9 milyar lira ile daha fazla prim geliri elde ettiği belirlendi.

Üç aylık dönemlere göre prim gelirleri yüzde 123 artarken, aylık ödemelerindeki artış yüzde 94,8’de kaldı. Başka deyişle “pay as you go” modeline göre SGK, bu yıl ilk çeyrekte aktüeryal olarak lehte bir konuma geldi. Buna göre SGK’ın üç aydaki açığı büyük oranda, sağlık harcamaları ve devletçe üstlenilen ödemelerden kaynaklandı.”

Paylaşın

En Fazla İstihdam Kaybeden Sektör “Tekstil”

Ocak ayında tekstil ürünleri imalatı sektörü, 91 bin 510’luk çalışan sayısı ile en fazla istihdam kaybeden sektör oldu. Yıllık değişimi de yüzde 18,4 oranında daralmaya işaret etti. 89 alt sektörün 19’unda sigortalı ücretli çalışan sayısında azalma görüldü.

Haber Merkezi / Tekstil ürünleri imalatı dışında, finansal hizmetler (16 bin 543), ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar (12 bin 862) ve hukuki ve muhasebe faaliyeti sektörleri de (7 bin 427) çalışan sayısı olarak istihdamı en çok daralan diğer sektörler arasında yer aldı.

Oransal olarak bakıldığında ise istihdam en hızlı ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar sektöründe (yüzde 25,5) geriledi. Bu sektörü yüzde 18,4 azalışla tekstil ürünleri sektörü takip etti.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 31 Mart’ta yayımladığı Ocak 2023 verilerinden yola çıkarak İstihdam İzleme Bülteni hazırladı.

Buna göre Ocak’ta toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık olarak yüzde 3,5 (766 bin) arttı, aylık olarak ise yüzde 3,4 (805 bin) azaldı ve 22 milyon 935 bin olarak gerçekleşti.

Toplam sigortalı çalışanların yüzde 72,2’sini ücretli çalışan grubu oluşturdu ve istihdamın genel seyrinde belirleyici oldu. Bu gruptaki yıllık değişim yüzde 3,8 (612 bin 732) artış yönlü olurken aylık olarak yüzde 4,5 (779 bin 635) oranında gerileme yaşandı.

Diğer taraftan, esnaf-çiftçi grubundaki yıllık değişim ise yüzde 2,6 artış yönünde oldu. Ancak alt sınıflarda değişimler farklılaştı. Bu dönemde esnaf sayısında yüzde 3 (75 bin 739), çiftçi sayısında ise yüzde 0,6 (3 bin 111) artış görüldü.

Bu gruptaki aylık değişimler ise esnaf sayısında yüzde 0,3, çiftçi sayısında ise yüzde 3,2 oranında düşüş şeklinde oldu.

Kamu sektöründe sigortalı çalışan sayısındaki yıllık artış yüzde 2,3, aylık düşüş yüzde 0,3 olarak kaydedildi.

İnşaatta istihdam artmaya devam ediyor

Ocak’ta inşaat dışındaki sektörlerin hemen hepsinde yılın en düşük istihdam artış oranları gerçekleşti. Özellikle imalat ve toptan-perakende ticaret sektörlerindeki ivme kayıpları dikkat çekmekti.

Sigortalı ücretli çalışanların yüzde 52,3’ü üç ana sektörde istihdam edildi. Bu sektörler, sırasıyla, imalat (yüzde 26,8), toptan ve perakende ticaret (yüzde 15,4) ve inşaat (yüzde 10,1) oldu.

Yıllık değişimlere bakıldığında, imalat ve toptan-perakende ticaret sektörlerinde yıllık artışların önemli oranda gerilediği; imalatta yüzde 0,4’e, toptan ve perakende ticaret sektöründe ise yüzde 2,9’a düştüğü gözlendi.

Bunun yanı sıra, inşaat sektöründe yaşanan artış eğilimi yüzde 13,3 ile hızlanarak devam etti. Diğer taraftan, hizmet sektörlerinden finans ve sigorta faaliyetlerinde istihdam yıllık olarak yüzde 5,1 oranında daraldı. Diğerlerinde de artış oranları önemli oranda düşmüştü.

Deprem bölgesindeki istihdam kayıpları

Ocak ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 7,7 oldu. Çalışan sayısındaki düşüşler yıllık 465 bin 695 (yüzde 26,8), aylık ise 614 bin 272 (yüzde 32,5) olarak kaydedildi.

Ocak’ta afet bölgesindeki iller başta olmak üzere 13 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 113 bin 330 (yüzde 68,1), Hatay ise 111 bin 344 (yüzde 57,9) çalışan kaybı ile istihdamı en fazla daralan ilk iki il olarak kayıtlara geçti.

Onları 92 bin 89 ile Gaziantep (yüzde 25,8), 53 bin 78 ile Malatya (yüzde 45,9) ve 30 bin 453 ile Adıyaman (yüzde 46,7) izledi.

Adana (yüzde 6,5), Osmaniye (yüzde 29), Urfa (yüzde 10,4), Elazığ (yüzde 4,9) ve Kilis de (yüzde 11,2) deprem bölgesinde olan ve en fazla istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

En büyük düşüş tekstilde

Ocak’ta tekstil ürünleri imalatı sektörü, 91 bin 510’luk çalışan sayısı ile en fazla istihdam kaybeden sektör oldu. Yıllık değişimi de yüzde 18,4 oranında daralmaya işaret etti.

89 alt sektörün 19’unda sigortalı ücretli çalışan sayısında azalma görüldü. Tekstil ürünleri imalatı dışında, finansal hizmetler (16 bin 543), ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar (12 bin 862) ve hukuki ve muhasebe faaliyeti sektörleri de (7 bin 427) çalışan sayısı olarak istihdamı en çok daralan diğer sektörler arasında yer aldı.

Oransal olarak bakıldığında ise istihdam en hızlı ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar sektöründe (yüzde 25,5) geriledi. Bu sektörü yüzde 18,4 azalışla tekstil ürünleri sektörü takip etti.

Paylaşın

Sosyal Güvenlik Kurumu, 7 Ayda 25 Milyar Lira Açık Verdi

İktidar, ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da, açıklanan veriler gerçeğin öyle olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu yılın ilk 7 ayında 25 milyar 667 milyon lira açık verdi.

2003 yılından bu yana bütçeden SGK’ya 1 trilyon 905 milyar lira transfer yapıldı ve açık miktarı 472 milyar 445 milyon TL oldu.

Sözcü’den Cem Yıldırım’ın haberine göre; iflasa doğru giden SGK, AKP iktidarları döneminde, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık eleştirdiği Kemal Kılıçdaroğlu döneminden 102 kat daha fazla açık verdi.

Kurumun geçen yılki açığı da 21 milyar 613 milyon TL olmuştu. 1992-1999 yılları arasında SSK Genel Müdürlüğü yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun döneminde ise kurumun toplam açığı 4.6 milyar liraydı.

“AKP iktidarları döneminde SGK’nın durumu” konulu bir rapor hazırlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “2003-2007 yılları arasındaki SGK’nın toplam açığı 113 milyar 987 milyon TL olurken, 2003-2007 yılları arasındaki toplam açık, Kılıçdaroğlu döneminin 7 yıllık toplam açığının 24.7 katı oldu” dedi.

Ağbaba, SGK’nın bu yılın ilk 7 ayındaki 25.6 milyar liralık açığının geçen yılın tamamına göre 4.5 milyar TL fazla olduğunu kaydetti. Ağbaba, “AKP Genel Başkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu döneminde SSK’nın iflas ettiğine dair söylemlerde bulunsa da bu iddia bizzat SGK’nın mali tabloları ile çürümektedir” dedi.

Nebati: Biz enflasyonu dünyadaki gibi algılamıyoruz

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Arab News’e verdiği röportajda, Türkiye’deki enflasyona ilişkin konuştu. Nebati, geçen yıldan itibaren emtia fiyatlarının yanı sıra nakliye maliyetleri ve enerji fiyatlarının artması nedeniyle enflasyonun yükseldiğini söyledi.

AA’nın aktardığına göre “Enflasyonla mücadele için insana odaklandık” diyen Nebati, “Büyüme istiyoruz ama insanların işini kaybetmesini istemiyoruz. Üretim ve verimliliğin devam etmesini istiyoruz. Enerji fiyatlarının üzerindeki baskı azaldığı için şanslıyız” dedi.

“Enflasyonu dünyadaki gibi algılamıyoruz” diyerek devam eden Nebati, “Bunu insan temelli bir yaklaşımla görüyoruz. İnsanların işini kaybetmesini istemiyoruz. İşlerini kaybetmemeleri için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın