Halk TV’ye Verilen “Demirtaş” Cezasına Mahkemeden Yürütmeyi Durdurma Kararı

Mahkeme, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Dad kitabının gösterilmesini gerekçe gösterilerek Halk TV’ye verilen cezada yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Halk TV’de Serhan Asker’in programında Selahattin Demirtaş’ın Dad isimli kitabının gösterilmesinin ardından kanala ceza vermişti.

RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Demirtaş’ın kitabı gerekçe gösterilerek verilen cezaya dair, “RTÜK, Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabı Dad’ın tanıtıldığı Halk TV’ye suçluyu övmekten yüzde 5 para 5 kez de program durdurma cezası verdi. ‘Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tesirli’ olmaya devam ediyor! Kitaptan korkanlar ülkesi. Terör örgütüne üyelik ne oldu?” ifadeleriyle cezayı duyurmuştu.

Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi programına katılan Halk TV Ankara Grup Temsilcisi Serhan Asker, Bölge İdare Mahkemesi’nin aldığı yeni kararı açıkladı. Asker şunları söyledi:

“Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. O karar mahkemede tartışılacak” dedi. Halk TV’nin bölgedeki yayınlarının iktidarı kızdırdığını söyleyen Serhan Asker, “Biz bir algı yapmaya gitmiyoruz. Halk bunları anlattığı için, bize beş yayın durdurma ve para cezası verdiler. Ama Ankara’da hakimler var; ‘dur’ dediler şimdilik.”

Paylaşın

Demirtaş’tan ‘PKK’ Açıklaması: Silah Bırakması İçin Elimizden Geleni Yapacağız

PKK’nın silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Demirtaş, “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “TBMM’de usulünce, hukuk çerçevesinde sorunlarımızı çözüp büyük toplumsal barışı kesinlikle sağlayacağız.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmemesi halinde PKK’nın silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarının sözünü verdi.

Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.

TBMM’de usulünce, hukuk çerçevesinde sorunlarımızı çözüp büyük toplumsal barışı kesinlikle sağlayacağız.

Bunları çoktan yapabilirdik ama; Erdoğan barışı isteyenleri içeri attı, tecride aldı, partilerini kapatmaya çalıştı, belediyelerine kayyım atadı, provokasyonlarla çatışmayı körükleyip “terör” söylemi üzerinden halkı korkutup oy toplamaya çalıştı. Halen de bunu yapıyor.

Sahtekarlara inanmayın, barış ve huzur mümkündür. PKK eylemsizlik kararı alıp çözüme kapı araladı. Ama ısrarla provokasyonlar yapılıyor. Allah korusun, seçimi etkilemek için birileri kan dökmeye de kalkabilir. Hep birlikte dikkatli olacağız, oyuna da gelmeyeceğiz.

Lütfen unutmayın, biz barış ve demokrasi istiyoruz. Birlikte eşit ve kardeşçe yaşamak istiyoruz. Yeşil Sol Parti en çok da bunun için çalışacak. Oy için halkı kışkırtan yalancılara değil, sahtekarlara değil, bize güvenin. Hep birlikte ve mutlaka kazanacağız.” dedi.

Paylaşın

Demirtaş: Halkımızı Sandıkta Bu Faşist İktidarı Gömmeye Davet Ediyoruz

Kobani Davası’nın 24’üncü duruşmasında savunma yapan Demirtaş, “Siz bizi burada tutarak suç işlediniz. Diktatörlüğü inşa ettiniz. Referanduma, seçimlere müdahale ettiniz. Yaptığınız şey yargıç gibi davranmak. Seçime 33 gün kala o kürsüden seçime müdahale etmenize sessiz kalmayacağız. Siz kumpasçısınız. Dosyaya sahte delil koydunuz” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlere müdahale eden, açıkça darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlamaya hakkınız yok. Siz suçlusunuz. Fahrettin Altun’dan, Erdoğan’dan, Bekir Bozdağ’dan talimat aldığınız için. Mütalaayı bugün alıp almamanız umurumda değil. 150 yıl vermezseniz hatırım kalır. Ama sizinle bağımsız mahkemelerde çatır çatır hesaplaşacağız. Biz halkımızı sandıkta bu faşist iktidarı gömmeye davet ediyoruz. Çalışmaya davet ediyoruz.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında olduğu 17’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî davasında 24’üncü duruşmasının 1’nci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görüldü.

MA’da yer alan habere göre, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasını, Yeşil Sol Parti milletvekili adayları, HDP’li milletvekilleri ile yöneticiler İHD ve ÖHD üyesi avukatlar izledi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler duruşmaya SEGBİS aracılılığıyla katıldı.

Demirtaş: Sorgu aşaması bitmedi

Duruşmada söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dosyaya eklenen belgelere ilişkin savunma yaptı. Demirtaş, Ayhan Bilgen hakkındaki iddialara takipsizlik kararı verildiğini hatırlatırken, mahkeme hakimi “Takipsizlik kararının bizim için bir delil mahiyeti yok” dedi.

Demirtaş, takipsizlik kararı verilen beyanların delil olarak dosyaya eklendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Takipsizlik kararı bu dosyaya gönderildi ama bu dosyada bu okunmuyor. Gelen evrakları kabul etmiyoruz. Şu ana kadar sorgumuz yapılmadı. Bir önceki periyotta mütalaayı hazırlamak üzere karar verdiniz. Ama biz sorgumuzun yapılması üzerine ısrarımızı sürdürüyoruz. Bizim sorgu aşamamız bitmeden yapılan bir mütalaa hukuka aykırıdır ve eksiktir. Niye bizim ne söyleyeceklerimiz önemsenmeden mütalaa okunacak ki. Bunu ne ile açıklayabiliriz.”

“Erdoğan yargıya açıktan müdahale ediyor”

Mütalaanın seçim ayarlı olduğunu dile getiren Demirtaş savunmasının devamında şunları söyledi: “14 Mayıs’ta seçim yapılacak. HDP Kapatma davası da Kobanê Kumpas davasında da mütalaa seçime göre ayarlandı. Erdoğan grup toplantısında şöyle diyor: ‘Ana muhalefet, ‘Demirtaş’ın suçu ne ki! Benim milletim üzerimdeki sorumluluğum çok büyük ve 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor’ diyor.

Astığım estik, kestiğim kestik, çaldığım düdük bir otorite ve yönetim biçimi, yargıya açıktan müdahale ediyor ve bunu pratikte gösteriyor. Bu zat ’14 Mayıs bu bakımdan önem arz ediyor ve milletime çağrı yapıyorum. Bunların bırakılmaması için 14 Mayıs’ta bize oy vermeniz gerekiyor’ diyor. Bunu yargıya müdahale olarak alacak mıyız?

“Erdoğan mahkemenizi arayıp neler söylemez ki”

Erdoğan, AYM üyelerini bizzat arayarak ‘Siz HDP’nin hazine yardımı bloke kararını nasıl kaldırırsınız’ diye azarlamış. AYM üyelerinin birçoğu bizzat Erdoğan tarafından arandıklarını ifade etti. Fakat mahkemeler hiyerarşisinde de en yetkili AYM’nin üyelerini bir fiil arayarak azarlıyor, ‘Siz HDP davasında niye bu kararı verdiniz’ diyor.

AYM’yi arayıp azarlayan bir siyasetçi, Ankara 22’nci Ağır Cezayı arayıp neler söylemez ki. ‘Demirtaş, giymesi gerekenden hükmü almadı’ diyor. Bu dosyayı kast ediyor. Yani şu an karşımızda bulunan 3 yargıçtan beklentisini anlatıyor. Nasıl ki AYM üyelerini arayıp fırça attıysa, bu mahkeme ile ilgili süreç de devam ediyor, ‘Şu anda bunun takipçisiyiz’ diyor. Erdoğan’ın bunun şu anda takipçisi olduğuna emin olabiliriz.”

‘AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz”

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Baştan beri diyoruz, verebileceğiniz en büyük cezayı verin. Eğer hesap bizi suçlu diye göstererek muhalefete oy verilmesini engellemekse, bu celsede cezayı verin. İddia ediyoruz, bu mahkemede verilecek her karar politikaya hizmet edecektir. Zaten CMK’ya göre çalışmıyorsunuz. Bariz AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz. Bugünden sonra vereceğiniz hiçbir kararı tanımıyoruz.

Siz yargıç değilsiniz, burası mahkeme değil. Cübbe giymiş olmanız durumu değiştirmez. AKP’nin siyasi heyetine karşı verecek savunmamız yoktur. Sandıktan ne karar çıkarsa çıksın, siz de bu kumpas suçunu işleyenler de bağımsız yargı önünde hesap vermekten kurtulmayacak. Biz halkımız için 6 buçuk milyon yıl da yatarız ama hesabını da sorarız.

“Seçime müdahaleye müsaade etmeyeceğiz”

AYM üyeleri, bu dosyadaki kumpasa müdahale etmeyen HSK üyeleri kumpas yoluyla örgüt kurarak seçimlere müdahale etmektedir. Gününü bekliyoruz. Dünya Sultan Süleyman’a kalmış mı Tayyip Erdoğan’a kalacak? Size söz olsun, sanık sandalyesine siz oturacaksınız. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Vasiyetimi tutanağa geçiriyorum, suç duyurumu tutanağa geçiriyorum. Siz bizi burada tutarak suç işlediniz. Diktatörlüğü inşa ettiniz. Referanduma, seçimlere müdahale ettiniz. Yaptığınız şey yargıç gibi davranmak.

Seçime 33 gün kala o kürsüden seçime müdahale etmenize sessiz kalmayacağız. Siz kumpasçısınız. Dosyaya sahte delil koydunuz. Cumhurbaşkanlığı seçimlere müdahale eden, açıkça darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlamaya hakkınız yok. Siz suçlusunuz. Fahrettin Altun’dan, Erdoğan’dan, Bekir Bozdağ’dan talimat aldığınız için. Mütalaayı bugün alıp almamanız umurumda değil. 150 yıl vermezseniz hatırım kalır. Ama sizinle bağımsız mahkemelerde çatır çatır hesaplaşacağız. Biz halkımızı sandıkta bu faşist iktidarı gömmeye davet ediyoruz. Çalışmaya davet ediyoruz.”

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan Kazanırsa, Türkiye Yeni Bir Tür Diktatörlüğe Dönüşecek

Financial Times’a konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş “Türkiye adım adım otoriter bir bir rejime doğru ilerledi. Erdoğan bu seçimi kazanırsa, Türkiye yeni bir tür diktatörlüğe dönüşecek” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “değişim ve demokrasi için samimi bir çaba gösterdiğini” söyleyen Demirtaş, Kürtlerin “ortak bir cumhurbaşkanı adayını değerli bulduğunu” ancak “bir seçim yapmadan önce olayların nasıl geliştiğini görmek istediklerini” vurguladı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Birleşik Krallık merkezli Financial Times’a konuştu.

Demirtaş, “Kürt seçmenin desteğini almayan bir parti hiçbir zaman iktidara gelmedi. Bu seçimde de Kürtler belirleyici olacak” dedi.

Selahattin Demirtaş, Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “değişim ve demokrasi için içten bir çaba sarf ettiğini” belirtti.

“Kürtler ortak bir cumhurbaşkanı adayına önem veriyor” diyen Demirtaş,  aynı zamanda Kürt seçmenin CHP liderinin kampanyasından “umutlu” olduğunu, ancak kesin bir karar vermeden önce sürecin biraz ilerlemesini bekleyeceklerini söyledi.

“Türkiye adım adım otoriter bir rejime dönüştü” diyen Selahattin Demirtaş, “Eğer Erdoğan bu seçimi kazanırsa Türkiye yeni bir tür diktatörlüğe geçiş yapmış olacak” ifadesini kullandı.

Deemirtaş,  “Erdoğan toplumu bölerek iktidarda kalmayı başardı. Muhalefetin birlik olması sadece kutuplaşmayı ortadan kaldırmak için değil, seçimi kazanmak için de önemli” değerlendirmesinde bulundu.

Selahattin Demirtaş, “Siyaseti asla bırakmadım ve mücadelenin içinde yer almaya çalışıyorum. Erdoğan açıkça beni hapiste tutacağını söylüyor. Seçimden sonra da bunu söyleyebilecek mi göreceğiz” diye konuştu.

Paylaşın

Demirtaş’tan Dikkat Çeken “TİP” Açıklaması: Başarılar Diliyoruz

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala Demirtaş, Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki liste tartışmalarının artık bittiğini belirterek bundan sonra hedefin Yeşil ve Sol Parti’nin 100 milletvekili çıkarması olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Yeşil ve Sol Parti listelerinden seçime girmesi için geçtiğimiz günlerde çağrıda bulunan Demirtaş gelinen noktada bunun gerçekleşmediğine işaret ederek artık tartışmaların bitmesi gerektiğini belirtti.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki liste tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:

“Uzun tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçime nasıl gireceği artık netleşti.

Herkes, hepimiz görüşlerimizi paylaştık. Bundan sonrası ortak karara saygı duymak, destek vermektir.

Türkiye İşçi Partili arkadaşlarımıza, İttifak çatısı altında kendi amblemleriyle girecekleri seçimde başarılar diliyoruz.

Bizler de hep birlikte, Yeşil Sol Parti’yi en az 100 milletvekiliyle Meclis’e göndermek için canla başla çalışıyoruz.

Şimdi Yeşil Sol zamanı. İş zamanı, çalışma zamanı, başarma zamanı. Hepimize kolay gelsin.”

Paylaşın

Demirtaş, “Seçim Gecesi Devreye Sokulacak” Planı Yazdı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin uyarılarını sürdürüyor.

Gazete Pencere için kaleme aldığı ‘Trol Ordusu Komutanı Fahrettin Ne Yapmak İstiyor?’ başlıklı yazıda “seçim gecesi trol ordularının sosyal medyada devreye sokulacağını” vurgulayan Demirtaş, “Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulu’nda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar” ifadesini kullandı.

Tutuklu siyasetçi, “tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesabın şimdiden hazır beklediğini” dile getirdi: “2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?”

Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Seçim süreci başladı, geri sayım hızlandı. Adaylar, partiler çalışmalara başladılar.

Çalışmaya başlayan birileri daha var. Seçmeni vaatler ve program üzerinden ikna edemeyeceğinden emin olan AKP yönetimi; manipülasyon, algı, tehdit, şantaj planları hazırlamış durumda.

Bu planları uygulamak için devasa bir trol ordusu kuruldu, parası da devletin yani milletin cebinden ödendi.

Erdoğan’ın seçimler için en güvendiği ordusu, işte bu trol ordusudur. Ordunun komutanı da çakma Goebbels Fahrettin’dir.

Fahrettin’in askerleri ne yapıyor?

Öncelikle işleri yalan haber üretip olabildiğince yaymak, gerçeğin görülmesini engellemek, özel seçilmiş kişileri karalamak, muhalefeti birbirine karşı kışkırtmak, Erdoğan’ın kesinlikle kazanacağı yalanını yaymak ve rakiplerine saldırmak. Bunları biliyoruz.

“Bunun için ordu kurmaya gerek yok ki. On asker ve bir Onbaşı Fahrettin ile bunların hepsi yapılır” diyorsanız haklısınız. Çünkü bu ordunun asıl görevi, seçim günü ve oy sayımı sırasında manipülasyon yapmak olacak.

Trol ordusu seçim akşamı ne yapacak?

Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulunda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar.

Tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesap hazır bekliyordur. Bundan emin olabilirsiniz.

2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?

Trol ordusu mu kazanacak halk gücü mü?

Yalnız, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladığını zanneden Fahrettin bir şeyi atlamış durumda. Emrindeki trol ordusunun karşısında on milyonlarca gönüllüden oluşan bir halk gücü var.

Her yerde sandıklara sahip çıkacak gönüllüler ile sosyal medya manipülasyonlarını boşa çıkaracak aktivistler, bu halk gücünün en etkili parçası olacak.

Tüm duyarlı sosyal medya kullanıcılarından bir ricam var. Hem sosyal medyadaki tehlikeleri sürekli anlatın hem trol hesaplarını teşhir ve şikayet edin hem de partilerin sosyal medya ekiplerine gönüllü olarak katılın lütfen. Gönlünüz hangi partideyse o partinin sosyal medya ekiplerine katılın.

Lütfen unutmayın; bu süreçte sosyal medya hesaplarınızı tümüyle doğru bilgi için ve manipülasyonların önüne geçmek için kullanmalısınız. Evet, belki seçim sadece sosyal medyada kazanılmaz ama sosyal medyadan kaybedilebilir.

Buradan, Edirne Cezaevindeki hücremden, bu satırları okuyan herkese, özellikle de gençlere sesleniyorum: Lütfen, sandık müşahidi olmak için kendinizi hazırlayın. Kazanacağınız seçimi yani geleceğinizi çalmalarına asla izin vermeyin.

Fahrettin’e bir tavsiye

Generalcik Fahrettin’e gelince…

Bu kadar hızlı gitme derim Fahrettin. Bir an dönüp bakacaksın ki arkanda ordu falan kalmamış, hepsi firar etmiş. Herkes kaçar, kurtulur, olan sana olur.

Çima diya te ji te re qet negotiye, kuro Fexredîn: Olaylara karışma.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Demirtaş’tan “Yeşil Sol Parti” Çağrısı: Gerçek Bir Umut

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) devam eden kapatma davasından çıkabilecek olumsuz bir karara karşı Yeşil Sol Parti ile 14 mayıs seçimlerine katılma kararı almıştı.

Haber Merkezi / Edirne F Tipi Cezaevi’nde altı buçuk yıldır cezaevinde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden Yeşil Sol Parti için bir kez daha çağrı yaptı.

Çağrısında gençlere seslenen Demirtaş, “Merhaba genç kardeşim, nasılsın? @YesillerSol ile aran nasıl?” diye soran Demirtaş, şöyle devam etti: “Kafana yatmayan ya da merak ettiğin bir şey varsa buradan bana yaz lütfen, olabildiğince cevap vermeye çalışacağım. Bence Yeşil Sol Parti gerçek bir umut, cıvıl cıvıl bir gençlik partisi.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı bir başka paylaşımda ise, “Erdoğan kaybederse her şey çok kötü olur” diyenlere seslendi.

Demirtaş şunları yazdı: “Mesela Euro 20 TL, et 300 TL, peynir 200 TL, işsiz sayısı 5 milyon, açlık sınırı 10 bin TL, asgari ücret 8.500 TL mi olur? Hatta bir depremde 50 bin kişi mi ölür? Allah aşkına, daha ne kadar kötü olabilir?”

Paylaşın

Selahattin Demirtaş Yazdı: Değişim Nedir?

Yaklaşık altı yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Değişim Nedir?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazısında, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı demokrasiyle taçlanacaksa demokratik değişim bizden, her birimizden başlamalı. Yoksa Cumhuriyet durup dururken demokrasiyle taçlanmaz, hiçbir taç gökten inmez” ifadelerine yer veren Demirtaş’ın Gazete Duvar’da yayınlanan yazısı şöyle:

“Bu yazıda kastedilen sensin, başkası değil.

Muhalefet haklı olarak, 14 Mayıs seçimlerini değişimin başlangıcı olarak görüyor. Peki nedir bu değişim, tam olarak ne değişecek? Muhalefet seçimi kazanırsa öncelikle iktidar değişecek. Ama değişimden kastedilen sadece bu olmasa gerek.

Benim değişimden anladığım şey, mevcut düşünce kalıplarımızdan ve şablonlarımızdan sıyrılmamızdır.

Her birimiz durduğumuz yeri en kusursuz, en mükemmel yer olarak belirleyip geri kalan herkesin bizi baz alarak değişmesini bekliyorsak feci şekilde yanılıyoruz demektir. “Değişim değişim” deyip bunu zerrece kendi üstümüze alınıyorsak değişim olmayacak demektir.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı demokrasiyle taçlanacaksa demokratik değişim bizden, her birimizden başlamalı. Yoksa Cumhuriyet durup dururken demokrasiyle taçlanmaz, hiçbir taç gökten inmez.

Birey olarak sosyal yaşamımızda, evde, iş yerinde ne kadar demokratız? Farklı inançlara, kimliklere, doğaya, hayvanlara karşı ne kadar demokratız? Kadın erkek ilişkilerinde ne kadar demokratız?

Üyesi olduğumuz siyasi partilerde, derneklerde, meslek odalarında, sendikalarda demokrasi var mı? Yoksa önemli kararlar halen kapalı kapılar ardında, dar gruplar tarafından mı alınıyor? Örneğin, önümüzde milletvekili seçimleri varken adaylar neden ön seçimle belirlenmiyor, bunun bir açıklaması var mı?

Bizden farklı düşünenlere saygıyla yaklaşıyor muyuz? Sorunlarımızı konuşarak, tartışarak, uzlaşmayla çözmeye açık mıyız?

Hak ve özgürlüklerimizi, korumakta ve büyütmekte bilinçli miyiz, atak mıyız?

Örgütlü toplumun gücünün farkında mıyız? Yoksa örgütlü hareket etmekten halen çekiniyor, korkuyor muyuz?

Özgür düşüncenin ne olduğunu, önemini tam olarak kavramış durumda mıyız?

Sorular çoğaltılabilir. Cevapları ise aynaya bakarak vermeni rica ediyorum.

Devletin demokratikleşmesi ise kurumların ve kuralların evrensel insan hakları, demokrasi standartlarına uygun işletilmesiyle olur. Devlet demokratikse hem kararlar verilirken hem de denetim yapılırken yurttaşa açık olur. Demokratik devlet; yurttaşın önüne engel çıkarmayan, baskılamayan, özgürlüklere saygılı devlettir.

Demokratik devletin bozulup yozlaşmamasının, faşizan devlete dönüşmemesinin garantisi de demokratik toplum ve demokratik bireydir.

Biz değişmemişsek devlet üstten değişse bile bunun kimseye yararı da olmaz, zaten öyle bir değişim kalıcı da olmaz. Dolayısıyla demokratik cumhuriyet ancak demokrat bireylerle, demokratik toplumla var olabilir.

Sözün özü, kimse kendini de halkı da kandırmaya kalkmasın. Bu seçim kampanyasından başlayarak kendimizi değişime açık hale getirelim.

Değişmemekte ısrar edip öte yandan demokrasi havarisi gibi ortada dolaşanlar çok sırıtıyor, benden söylemesi. Sıfatınız, kimliğiniz, kudretiniz ne olursa olsun demokratik bir şekilde yaşamadan, demokratik düşünmeden demokrasiyi savunmak çok çirkin bir görüntü oluşturuyor. Hele halkı temsil eden veya bu iddiada olan bir siyasetçiyseniz çok daha fazla göze batıyor.

Milletvekili adaylarına da bir önerim var.

Cumhuriyet’in demokrasiyle taçlanması için o tacı önce kendi başınıza oturtun, öyle yola çıkın. Aksi halde emin olun siyasi yaşamınız fiyasko ile son bulur, ortalıkta bolca örneği olduğu gibi.”

Paylaşın

Demirtaş’tan “Cumhur İttifakı” İçin Dikkat Çeken Benzetme: Taliban İttifakı

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere haftalar kala ittifaklar da netleşmeye başlıyor. Son olarak Yeniden Refah Partisi (YPR) Cumhur İttifakı’na katılmıştı. Hür Dava Partisi’de (HÜDA PAR) seçimlere AK Parti listelerinden katılacağını açıklamıştı.

6 yılı aşkın süredir Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Artı Gerçek’te yayımlanan “Taliban İttifakı’na karşı hep birlikte kazanacağız” başlıklı yazısında gelişmeleri değerlendirdi.

Cumhur İttifakı’nı Taliban’a benzeten Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Cumhur İttifakı, Türkiye siyasi tarihinin en sağcı, en gerici bloku haline geldi. Bir tür Taliban İttifakı oluştu.

Bu Taliban İttifakı, yüzde 50+1’i yakalamayı ve TBMM’de çoğunluğu almayı istiyor.

Ülkeyi her anlamda yıkıma sürüklediler. Yeni hikayeleri de yeni çözüm projeleri de yok. Buna rağmen halen seçim kazanma iddiaları varsa bunun tüm sorumluluğu muhalefettedir.

Muhalefetin tüm gücünü ve enerjisini şehirlerin yeniden inşası, ekonomi, demokrasi, adalet, tarım, hayvancılık, turizm, eğitim ve sağlık gibi temel konulardaki somut çözüm projelerine harcaması gerekir.

Taliban İttifakının yol açacağı tehdit ve tehlikelere ilişkin toplumu uyarması, bilinçlendirmesi de önemli bir başlıktır.

Görünen o ki Taliban İttifakı, seçim kampanyasını sadece karalama çalışmaları ve algı operasyonlarıyla yürütecek. Bu kampanyalarının en önemli ayağı olarak da HDP’yi düşman olarak seçmiş durumdalar. HDP’nin de buna karşın dikkatli, duyarlı olması, kampanya süresince parti programını ve çözüm politikalarını sağduyuyu elden bırakmadan tüm Türkiye’ye en makul dille anlatması gerekiyor.

Taliban İttifakı dışında, bir de muhalif tarafta yer aldığı halde HDP’yi düşman kategorisinde gören bir kanat var. Ulusalcılık, ırkçılık ve faşizm arasında seyreden bu kafalar, Türkiye’yi babalarının mülkü sanıyorlar. Kürt sözünü duyduklarında tüyleri diken diken olan bu zihniyete kalsa Erdoğan’la devam etmeyi tercih ederler. Demokrat, barış isteyen, birlikte eşit yaşamı savunan bir Kürt yerine Taliban’ı tercih edecek kadar ırkçılığın zehrine bulanmış bu kafalar, seçimin en büyük kaybedeni olacaklarının henüz farkında değiller.

14 Mayıs akşamı, her iki sandıktan da muhalefetin büyük bir zaferle çıkacağından eminim. Ancak rehavet ve başıboşluk, önümüzde kalan günlerin en ciddi hatası olur. Herkes seçim çalışmalarına canla başla katılmalı, şimdiden sandık gönüllüsü olmak üzere hazırlanmalıdır.

Özellikle kadınların görüp görebileceği son seçim, bu olabilir. Çünkü Taliban İttifakı, ilk olarak kadınların haklarının gasp edilmesi için kolları sıvayacaktır. Dolayısıyla kadınlar, bu seçimin öncü gücü olarak öne çıkmalı ve seçime renklerini, damgalarını vurmalıdırlar. Umarım tüm muhalefet listelerindeki seçilebilecek yerlerde en az yüzde 50 kadın aday da yer alır. Aksi durum, tam bir ikiyüzlülük olur.

Tüm gücümüzle seçim kampanyalarına yüklenelim, bu seçimin tarihi bir kırılma anı olduğunu bir an bile unutmayalım.

Seçimlerin kazanılmasıyla birlikte, büyük bir demokratik değişim durumu belirecek. Bununla birlikte, 15 Mayıs sabahı tüm sorunlarımız çözülmüş olmayacak. Ama tersi durumda, hepimiz Taliban yönetimine uyanacağız.

Türkiye Cumhuriyeti, ikinci yüzyılında Afganistan’a mı benzeyecek İsviçre’ye mi?

Bu sorunun yanıtını siz vereceksiniz çünkü mühür sizde.”

Paylaşın

Demirtaş: Ajan Provokatörler Bu Seçimle İfşa Olacaklar

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler de bu seçimle ifşa olacaklar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “2017 referandumu ve 2018 seçimlerinde bu ajanlar içeriden çok kritik etki yaptılar, bu defa hepsinin ipliği pazara çıkacak. Yok öyle yağma. Oyun bitti. Halk nasıl istiyorsa öyle olacak.”

Edirne Cezaevi’nde 6 yıldır tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Değişim başladı” diyen Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:

“1- AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler de bu seçimle ifşa olacaklar.

2017 referandumu ve 2018 seçimlerinde bu ajanlar içeriden çok kritik etki yaptılar, bu defa hepsinin ipliği pazara çıkacak.

Yok öyle yağma. Oyun bitti. Halk nasıl istiyorsa öyle olacak.

2- Halkımız bilmeli ki, siyasi tarihimizin en derin tasfiye operasyonlarını, direnerek boşa çıkardık. Partimizi de bizi de teslim alamadılar.

Dört koldan yürüttükleri itibarsızlaştırma, yok etme girişimleri halkımızın güvenine, sevgisine, iradesine çarpıp geri döndü.

3- Demokrasi ve Özgürlük Hareketinin direniş tarihini bilmeyenler “iş verenleri” ile birlikte tarih çöplüğüne gidecekler.

Değişim başladı. Hiçbir kirli odak bunu durduramaz. Güzel günlere az kaldı. Huzura, refaha, barışa az kaldı.

Hep birlikte, coşkuyla çalışmaya devam edelim.”

Paylaşın