Selahattin Demirtaş’tan Türkçe Ve Kürtçe “28 Mayıs” Mesajı

28 Mayıs’ta yapılacak seçime ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yapan Selahattin Demirtaş, “Umudumuzu, hayallerimizi, geleceğimizi zorbalığa teslim etmeyeceğiz. Biz bir insanlık hareketiyiz. Biz yenilmezler hareketiyiz” dedi.

Haber Merkezi / Selahattin Demirtaş, paylaşımında Türkçe ve Kürtçe, “AYAĞA KALK VE DEĞİŞTİR! RABE SER PIYAN Û BIGUHERÎNE!” ifadelerini kullandı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabında bugün yaptığı paylaşımda, cumhurbaşkanı seçiminin 28 Mayıs’taki ikinci turu için seçmene çağrıda bulundu.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Demirtaş, “Umudumuzu, hayallerimizi, geleceğimizi zorbalığa teslim etmeyeceğiz. Biz bir insanlık hareketiyiz. Biz yenilmezler hareketiyiz” dedi.

Demirtaş, paylaşımında Türkçe ve Kürtçe, “AYAĞA KALK VE DEĞİŞTİR! RABE SER PIYAN Û BIGUHERÎNE!” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Demirtaş’tan Seçim Mesajı: İlk Turda Bitirin Bu İşi

Sosyal medya hesabından seçimlere ilişkin bir mesaj paylaşan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Erdoğan-Bahçeli zihniyeti, Cumhuriyet tarihinin en bölücü zihniyetidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Biz demokrasi etrafında birliği savundukça onlar ayrıştırıyor, kışkırtıyor, düşmanlaştırıyor. Yalanlara inanmayın, ilk turda bitirin bu işi.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından seçimlere ilişkin mesaj paylaşmaya devam ediyor.

Demirtaş, paylaştığı son mesajında, “Erdoğan-Bahçeli zihniyeti, Cumhuriyet tarihinin en bölücü zihniyetidir. Biz demokrasi etrafında birliği savundukça onlar ayrıştırıyor, kışkırtıyor, düşmanlaştırıyor. Yalanlara inanmayın, ilk turda bitirin bu işi.” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demirtaş, gençlere seslendiği paylaşımda ise şu ifadeleri kullandı: Görevin çoğu sizde gençler, umut sizde gençler, Sandığa gidin, değişimi başlatın, oyları koruyun ve ilk turda bitirin bu işi.

Paylaşın

Kobani Davası; Demirtaş: Bu Dava 14 Mayıs’ta Bitiyor

Kobani davasında konuşan Selahattin Demirtaş, “Düşmanın merti makbuldur. Onu görmedik sizde.  Belki de bugün son savunmamız. Sonuç ne olursa olsun siz beni göremeyeceksiniz ben de sizi göremeyeceğim. Yargılanmanız için hukukçu olarak elimden geleni yapacağım. Ne suç işlediğinizi delilleri ile anlatacağım” dedi ve ekledi:

“Diktatörlük yıkılırsa, kendimiz için de sizin için de adil yargılama talep edeceğim. Siz cezaevinde insan muamelesi görün diye çabalayacağız. Yedi yıldır bizi burada tuttunuz ama biz burayı direniş kalesine çevirdik. Seyit rıza ile bitireyim. ‘Biz sizin oyunlarınızı çözemedik, bu bize dert oldu ama siz de bize diz çöktüremediniz bu da size dert olsun’.”

Demirtaş, konuşmasının devamında, “Dört gün sonra seçimler var. Bu dava bitmiştir. Bize, ailelerimize zulüm etmeye kalktınız. Hepimizin ailesi bu süreçte çok yıprandı. Yine de direniyorlar. Eşim Başak Demirtaş yola çıktı Adana, Mersin mitingine gidiyor. Boyun eğmiyor, Kürt kadınları direniyor. Binlerce genç siyasetçi alanlarda direniyor. Aralarında Figen’ler, Gülten’ler var. Seçimler hayırlı olsun. Benim için savunma da yargılama da bitmiştir. Bu siyasi bir süreçtir ve bu süreç 14 Mayıs’ta bitiyor.” ifadelerini kullandı.

Kobanî davasının 25. duruşma periyodunun 1. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.

3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.

“Erdoğan Kürtler sayesinde gidecek”

MA’nın haberine göre, duruşmada ilk olarak söz alan Sebahat Tuncel, mütalaanın Yargıtay Başsavcılığı ve saray avukatları ile birlikte hazırlandığını belirtti:

“Bu dosyada Kürtler bir taraf devlet bir taraf. Devletin bütün kurumları burada müştekidir. Bunları topladığımızda ortaya bu çıkıyor. Türkiye’nin en temel meselesi Kürt meselesidir, turnusol kağıdıdır. Nasıl yaklaşırsanız öyle. AKP 20 yıldır iktidarda ise bunun sebebi Kürtlerdir. Çünkü çözüm sürecidir derken Kürtler çok şans verdi ama bugün de Erdoğan Kürtler sayesinde gidecektir.

Masumiyet karinesi diye bir şey var. Bunu ihlal eden bir noktada Kürt düşmanlığı yapılıyor. Reklamlarını bile Kürtleri nasıl öldürürüz diye yapıyor. İHA’larla SİHA’larla bunu yapıyorlar. Bunu kimler üzerine kullanacak, Kürtler üzerine kullanacak. O yüzden kaybediyor.

Bugün ekonomik krizin nedeni de bu. Neden Rojava ile barış sürecini yürütmüyor. 2015’teki çözüm sürecinde tahtını kaybettiğini gördü. Meclis konuşmalarınız önümüzde var. Türkiye’de 30 milyona yakın Kürt yurttaş var. Bu yurttaşların anadilde eğitim, örgütlenme talebi görülmüyor.

Kürtler bağımsızlık da isteyebilir. Hiçbir talep terörizm ile bağdaştırılamaz. Savcı bey bunları yazmış mütalaada. Peki savcı bey bunu yazdı diye Kürtler bu taleplerden vaz mı geçecek? Akıl yoksunu bir yaklaşım ile karşı karşıyayız. Tayyip Erdoğan’ın geldiği noktada kendisine karşı olan bütün Kürtler terörist.

Bu ülkede her şey olabilirsin ama Kürt olamazsın. Kürt olduğun an terörist oluyorsun. Irkçılığı bizzat geliştiren AKP iktidarının kendisidir. Suç işliyorlar. Bu topluma karşı suç işliyor, toplumu birbirine karşı kışkırtıyorlar. Bu tehlikeli bir durum. birilerinin buna dur demesi lazım. 14 Mayıs bu açıdan çok önemli bir tarih.”

“Halkımız Kılıçdaroğlu’na oy vermeli”

Değişimin sadece sandıkla olmayacağına dikkat çeken Tuncel, sözlerine şöyle devam etti:

“14 Mayıs seçimleri önemli çünkü Tayyip Erdoğan tek adam rejimini kurumsallaştırmak istiyor. Buna dur demek için önemli bir tarihtir. O yüzden halkımızın gidip demokrasi ve özgürlükler için yol açacağına inanıyorum.

Kürt düşmanlığına, kadın düşmanlığına karşı gidip Kılıçdaroğlu’na oy vermeliler. Bu sorunların çözümü için de gidip Yeşil Sol Parti’ye oy vermeliler. Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek elde birikmesi çürümenin esas nedeni.

Ben size de davette bulunuyorum. Kılıçdaroğlu’na oy verin. Bu halk Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler açısından yeni bir süreç getirebilir. 14 Mayıs seçimleri Kürt sorunun çözümü, barışçıl bir dış politika, ekonomik sorunlar için çözüm olabilir. Ekonomik sorunların nedeni de Kürt sorunudur. Bu 14 Mayıs seçimlerinin bir son değil, bir başlangıç olduğunu ifade ediyorum. Belki o zaman cübbenize yaraşır kararlar verirsiniz.

Çünkü şimdi siyasi iktidarın isteklerine göre karar veriyorsunuz. Tutuk incelemelerini formalite olarak yapıyorsunuz. Bunu yapacaksanız bu formalite işleri yapmayın. Hukuk bir bütündür. Beğenmediğimiz darbe anayasasına uyun diyoruz ama biz Yeşil Sol’un bunu değiştireceğine de inanıyoruz.

Türkiye’nin krizi, yapısaldır. Cumhuriyet Kuruluşunda bir İslamcılar yer almadı bir de Kürtler yer almadı. İslamcılar başa gelince daha beterini yaptı. Kürtler gelince herkese yaşam alanı tanıyacak. Yeşil Sol eminim Türkiye’de kurucu bir meclis olacak. Demokratik bir Anayasa bu çoğulculukla yapılacak. AKP Kürt meselesine adım atarak iktidarını aldı şimdi düşman politikasını yürüterek iktidarını kaybedecek.”

“Biz tahliyemizi halktan talep ettik”

Ardından söz alan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:

“Tutuk inceleme duruşması yapıyorsunuz. Davanın hakimi savcısı Recep Tayyip Erdoğan Batman’da konuşuyormuş. Dolayısıyla siz neyi inceleyecek, neyi kararlaştıracaksınız bilmiyoruz ama Erdoğan, bizim tahliyemizin nasıl olacağını söylüyor. ‘Ben görevde olduğum müddetçe çıkamazlar’ diyor. Dolayısıyla seni görevden alacağız.

Sizden bizi tahliye etmenizi istemiyorum. Siz şehvetle, heyecanla, zevkle bu işi yaptınız. Ben baskı altında olan hakimleri gördüm. Karar vermeye çalışıyorlar, adaleti uygulamak için direniyorlardı. dosyada hukuk işlesin diye ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Biz Erdoğan görevde olduğu sürece çıkamayacaksınız.

Biz tahliyemizi halktan talep ettik. Halk isterse çıkarız. Cezaevinde de mücadelemizi sürdürüyoruz ama durdurulması imkansız bir değişimin başladığını herkes kabul edecektir. Değişim tabandadır. Z kuşağı kitlesi açısından insanların kimliği, inancı, cinsel yönelimi bir ayrımcılık meselesi değil.

İnsanların kimliklerinden dolayı ayrımcılığa uğramalarını Kürt genci de Türk genci de yadırgıyor. Artık toplum, tabandan bir değişim rüzgarı ile sarsılıyor. Bahçeli ve Erdoğan’ın göremedikleri buydu.

Biz Kılıçdaroğlu’ndan da tahliyemizi talep etmedik, söz de almadık. Gerçekten yargılayacaksak adil, tarafsız bir yargı tarafından yargılanmak istiyoruz. Toplumdaki değişim rüzgarını kimse yönetemez. Yönetecekler olanlar Türkiye’nin demokratlarıdır. Bu değişimi görenler, inananlar ve bu değişime kendinden başlayacak olanlardır. Yeşil Sol Parti buna en açık partidir.

O yüzden partimize güveniyoruz. İlkelere, ahlaka, etik değerlere güveniyoruz. Seçim sonuçları ne olur Pazar günü göreceğiz. Ne olursa olsun bu değişim isteği bitmeyecek. Yeni iktidar bu değişim talebini karşılamaya aday olsa da bunu değiştirebilecek düzeyde değil. Hala muhafazakar, değişime kapalıdırlar. Şu anda Türkiye’de siyaset geriyi, arkaik olanı temsil ediyor. Buna göre  herkes bu seçime yüklenmiş durumda. Sizin mahkemenize verilen rol her ne idiyse başaramadınız. Bu değişime engel olamadınız.

Türkiye Cumhuriyeti değişiyor, değişmek zorundadır. Kemalistler, Kürtler, milliyetçiler değişiyor. 100’üncü yılına giren bir Cumhuriyet yoluna değişmeden devam edemez.

Duruşmalar benim umurumda olmadı. Biz siyasetçiyiz. Buradan halka ulaşmaya çalıştık. Ayın 15’ine ilişkin hesabın kitabım yok. Buradan halkımız, arkadaşlarımız için bir şeyler yapmaya çalıştım. Biz eş Başkanız ama hepimiz yoldaşız. Sizin kararınızın ne olduğu umurumda değil. Zevkle yaptınız her şeyi.

Düşmanın merti makbuldur. Onu görmedik sizde.  Belki de bugün son savunmamız. Sonuç ne olursa olsun siz beni göremeyeceksiniz ben de sizi göremeyeceğim. Yargılanmanız için hukukçu olarak elimden geleni yapacağım. Ne suç işlediğinizi delilleri ile anlatacağım.

Diktatörlük yıkılırsa, kendimiz için de sizin için de adil yargılama talep edeceğim. Siz cezaevinde insan muamelesi görün diye çabalayacağız. Yedi yıldır bizi burada tuttunuz ama biz burayı direniş kalesine çevirdik. Seyit rıza ile bitireyim. ‘Biz sizin oyunlarınızı çözemedik, bu bize dert oldu ama siz de bize diz çöktüremediniz bu da size dert olsun’.

Dört gün sonra seçimler var. Bu dava bitmiştir. Bize, ailelerimize zulüm etmeye kalktınız. Hepimizin ailesi bu süreçte çok yıprandı. Yine de direniyorlar. Eşim Başak Demirtaş yola çıktı Adana, Mersin mitingine gidiyor. Boyun eğmiyor, Kürt kadınları direniyor. Binlerce genç siyasetçi alanlarda direniyor. Aralarında Figen’ler, Gülten’ler var. Seçimler hayırlı olsun. Benim için savunma da yargılama da bitmiştir. Bu siyasi bir süreçtir ve bu süreç 14 Mayıs’ta bitiyor.”

Paylaşın

Demirtaş’tan Bir Saniyelik Video: Yaptırmayacağız

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından bir saniyelik bir video paylaştı: Yaptırmayacağız.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kısa videosu’ndan sonra Selahattin Demirtaş’ta “en en kısa video” diyerek paylaşım yaptı.

“En en kısa video” notu düşen Selahattin Demirtaş paylaşımında, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan bir kesit sundu.

Tek kelimeden oluşan videoda, “Yaptırmayacağız” ifadesi yer aldı.

Kemal Kılıçdaroğlu’da daha önce sosyal medya hesabından 4 saniyelik bir video paylaşmıştı. Videoda toplam 9 kelime kullanan Kılıçdaroğlu, “Bugün dünden daha fakirsen tek sebebi Erdoğan’dır. İyi akşamlar.” demişti.

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Demirtaş, Kılıçdaroğlu’na Desteğini Açıkladı

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Demirtaş, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Allah yolunuzu açık etsin. Ayrışmayı bitireceğinize, toplumsal barışı sağlayacağınıza, Türkiye’yi refaha, huzura kavuşturacağınıza yürekten inanıyorum. Benim oyum sizedir, Sayın #CumhurbaşkanıKılıçdaroğlu” dedi.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, 14 Mayıs Seçimleri’nde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini duyurdu.

Demirtaş, mesajında, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Allah yolunuzu açık etsin. Ayrışmayı bitireceğinize, toplumsal barışı sağlayacağınıza, Türkiye’yi refaha, huzura kavuşturacağınıza yürekten inanıyorum. Benim oyum sizedir, Sayın #CumhurbaşkanıKılıçdaroğlu” ifadelerini kullandı.

HDP, Yeşil Sol Parti ve Türkiye İşçi Partisi’nin de dahil olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı da, 28 Nisan’da yaptığı açıklamada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına destek vereceğini duyurmuştu.

İttifak’ın açıklamasında, “Türkiye’nin siyasi, toplumsal ve ekonomik krizlerin bir arada yaşandığı çoklu kriz şartları altında tarihinin en önemli seçimine doğru ilerlediği” belirtilerek, “Bu tarihi seçimde; Türkiye halklarını bir kez daha milletvekilliği seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakı’na, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeye çağırıyoruz” denilmişti.

İttifakın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmama ve parlamento seçimlerine de ittifak çatısı altında girme kararı aldığına işaret edilen açıklamada, “Türkiye siyasetinin bu kırılma aşamasında, üzerimize düşen tarihi görevi hem geleneğimize hem de gelecek kuşaklara borcumuz kapsamında yerine getirme konusunda mutabık kaldık. Bu kapsamda 14 Mayıs 2023’te yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararımızı tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadeleri kullanılmıştı.

Paylaşın

Demirtaş’tan Dikkat Çeken Yazı: Erdoğan Bize Neden Düşman?

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın neden kendisine ve HDP’ye düşmanca tutum takındığını açıkladı.

Haber Merkezi / Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından yayınladığı “Erdoğan bize neden düşman?” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan’ın “Selo”ya daha doğrusu Hdp’ye ve Kürtlere bu kadar kindar, öfkeli, düşmanca davranmasının, beni nefret objesine dönüştürme çabasıyla oy toplamak istemesinde bir tuhaflık yok mu sizce de?

Benim gerçekten “terörist”, “katil” olduğumu mu düşünüyor? Hayır, elbette bunun doğru olmadığını kendisi de biliyor.

Aslında Erdoğan’ın gerçek katillerle hiçbir sorunu yok. Mesela İdlib’de 34 Türk askerini katleden Putin’in ayağına gidip kapısında dakikalarca ayakta beklemekten gocunmamıştır. “Terör devleti” dediği İsrail hükümetiyle, Cemal Kaşıkçı’nın katili Suudi prensiyle ve daha nice katillerle el sıkışıp sarmaş dolaş olmaktan, onlara “dostum” diye hitap etmekten zerrece utanmamıştır.

Peki sıra “Kürt Selo”ya gelince niye hem iftira atıp hem de düşmanca davranarak kitlesini kışkırtıyor?

Anlatmaya çalışayım.

2014 yılının ortaları olmalı, Çözüm Süreci devam ederken heyet olarak bir İmralı ziyaretimizde, Abdullah Öcalan ile görüşeceğimiz odaya götürülmeyi beklerken Cezaevi Müdürü bizi alıp cezaevinin içinde başka bir yere götürdü. “Görüşme yeri değişti herhalde” diye düşündük. Bizi önce, Öcalan’ın uzun yıllar tutulduğu daracık hücreye götürdü. Öcalan hücrede değildi. Beş dakika kadar hücreyi inceledik. Müdür “Öcalan artık burada kalmayacak” dedi ve hemen yan taraftaki başka bir yere götürdü.

Normal apartman dairelerinin ahşap görünümlü çelik kapısı gibi bir kapıyı açtı ve “Yeni yeri burası” dedi. Yan yana üç hücre birleştirilmiş ve kendilerince üç odalı lüks bir daire (!) yapılmıştı.

İlk odada normal ahşap bir karyola ve yatak, 1.003 tane kitabın olduğu bir kitaplık (tüm kitaplar numaralıydı ve sırayla dizilmişti), büyük ekran bir led televizyon ile plastik masa ve sandalye vardı.

İkinci odada altı kişilik bir toplantı masası, bir bilgisayar masası ve küçük ekran bir led televizyon vardı.

Üçüncü oda ise yerden tavana fayanslı, ayaklı lavabosu ve duşakabiniyle geniş bir banyoydu. Müdür, banyoya bir küvet de koyacaklarını söyledi. Koydular mı bilemiyorum.

Biz İmralı Cezaevinin içinde yapılan bu evi (!) dolaşırken Öcalan’ı da getirdiler. Kendisi de orayı ilk defa görüyordu. İlk tepkisi “Aylardır çıkan gürültünün nedeni bu muydu?” oldu. Müdür gülerek “Evet, artık burada kalacaksın” dedi. Öcalan şöyle üstünkörü etrafa bakıp “Beni stadyum kadar geniş bir yere de koysanız, hücrede de tutsanız benim için fark etmez, böyle şeylere gerek yok. Eğer göz boyamak için yapıyorsanız yanlış işler yapmayın. Önemli olan çözüme, barışa ve demokratikleşmeye odaklanmaktır” dedi. Müdür, Öcalan’ın bu tavrına şaşırdı ve onca emeğin boşa gitmesine de biraz üzüldü. Öcalan orada kaldı mı yoksa Çözüm Süreci Erdoğan tarafından bitirilince tekrar hücreye mi alındı, bunu da bilmiyoruz.

Cezaevinin üst katında da büyük bir toplantı odası yapıldı, çay kahve makinası gibi gereçler konuldu.

Orada da Öcalan, akil insanlar heyetiyle görüşme yapacaktı. O odayı ben görmedim ama heyetimizin diğer üyeleri sonraki ziyaretlerde gezdiler. O aşamada artık akil insanlar İmralı’ya gidecek, Çözüm Süreci tüm detaylarıyla kamuoyuna mal edilecek ve sonrasında süreç TBMM çatısı altında devam edecekti.

Şimdi, bunları neden anlattım?

Öcalan son görüşmelerimizden birinde bana dönüp “Sizler seçilmiş insanlarsınız, halkın iradesini temsil ediyorsunuz ve dışarıdasınız. Bense burada bir adada kıt imkanlarla barış için çabalıyorum, elimden geleni yapıyorum. Bu konuda samimiyim, ciddiyim. Ama eğer hükümetin beni, sizi, halkı kandırmaya çalıştığını, sürece samimiyetsiz yaklaşıp kendi çıkarları için kullandığını anlarsanız sorumluluk sizdedir. Bana ulaşılamıyorsa bunların halkı kandırmasına izin verilmemeli” dedi.

Çünkü Öcalan’ın, Erdoğan ve AKP hükümetinin niyeti konusunda ciddi endişesi, şüpheleri vardı ve şüphelerinde haksız değildi. Kendisine cezaevi içinde ‘ev’ gibi ortam sağlanması şüphelerini daha da artırıyordu. Ve evet, bu konuda hiçbirimiz yanılmadık maalesef.

28 Şubat 2015’te Dolmabahçe’de açıklanan mutabakattan sonra Erdoğan tam üç defa Çözüm Sürecini bitirdiğini söyledi. Nasıl mı?

14 Mart’ta “Kürt sorunu diye bir şey yok”, [1] 15 Mart’ta “Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok”, [2] 17 Mart’ta “Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur” [3] diyerek.

Şimdi soruyorum; olmayan bir sorun için Çözüm Süreci yürütülür mü? Erdoğan “Sorun yoksa Çözüm Süreci de yoktur” diye düşünüyor ve işte bu sözleriyle de Çözüm Sürecini bitirdiğini açıkça belirtiyordu.

Sonra neler olduğuna da kısaca bakalım.

20 Mart’ta Erdoğan, kelime kelime bildiği ve oturma düzenine kadar müdahale ettiği o mutabakatı inkar etti “Böyle bir şeyden doğrusu benim haberim yok” dedi. [4]

Aynı konuşmasında, isim isim bildiği akil insanlar heyetini inkar etti ve haberinin olmadığını söyledi. Akil insanlar heyeti için “Bir grubun oraya gönderilmesi neyi değiştirecek ki?” dedi. [5]

Dönemin Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç çıkıp “Cumhurbaşkanımız her şeyi çok iyi bilmektedir. Bu olaylardan haberdar olmaması mümkün değildir” diyecek kadar ortam gerildi. [6]

Erdoğan’ın derdi silahların bırakılması değil, seçim öncesinde bunun açıklanmasıydı sadece.

Haziran’da seçim vardı ve Erdoğan’ın tek derdi “başkan” olmaktı. Öcalan’dan “Silahları bıraktık” açıklamasını seçim öncesi alıp bunu oya dönüştürmeyi ve 400 milletvekilliği kazanarak Anayasa’yı tek başına değiştirip “başkan” olmak istiyordu. Bu olmayınca da Kürt sorunu yoktur demeye başladı, her detayını bildiği Dolmabahçe Mutabakatını inkar etti, kendisinin bizzat yer almasını istediği kişilerden de oluşan akil insanlar heyetini yok saydı.

Öcalan ise daha önce üstünde uzlaşılan takvime göre hareket edilmesinde ısrarcıydı. “Seçimden önce bu açıklama yapılmayacaksa ve seçimde benim işime yaramayacaksa ben ne yapayım böyle Çözüm Sürecini” diye düşünen Erdoğan, Çözüm Sürecini bitirip seçim kampanyasını başlattı.

5 Nisan’daki son görüşmenin ardından Öcalan ile tüm görüşmeleri askıya aldı. Biz ondan önceki üç hafta içinde tam 12 defa Erdoğan’la görüşmeye, onu ikna etmeye çalıştık. Bakanlarla, Hakan Fidan’la defalarca görüşüp onlara “Erdoğan’ı ya siz ikna edin ya da bizi görüştürün” dedik ancak Erdoğan kararını vermişti. Yılların emeğini, barış umutlarını, her şeyi “başkan” olmak için heba etmeyi göze almıştı ve oy yoksa barış da yok demişti.

İşte o günlerde “Madem öyle, biz de seni başkan yaptırmayacağız” dedim. Bu sloganın değerli Osman Kavala ile uzaktan yakından ilgisi yok. Partimizin o dönemdeki resmi politikasının, ruhunun rafine edilmiş hali olarak bize aittir. Ve o ruhla seçimde barajı aşıp AKP’den Meclis çoğunluğunu aldık. Yani Erdoğan 400 isterken 300 vekilinin de altına düştü. Sonrası 7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan dehşeti ve bugüne nasıl gelindiğini hep birlikte acı şekilde yaşadık, yaşıyoruz.

Yani Erdoğan’ın saray ve saltanat oyunlarına kanmayıp planlarını bozduğumuz için bize bu kadar düşmanca davranıyor. Vatansever veya milliyetçi olduğu için ya da barış istediği için değil.

Tüm halka bir çağrıyla bitirmek istiyorum. Değerli kardeşlerim, merak etmeyin. Barışı, huzuru mutlaka sağlayacağız, birlikte bir arada, kardeşçe yaşayacağız. Buna bugüne kadar engel olan kişi Erdoğan’dır.

14 Mayıs’ta sandığa gidin ve bunca zulmü yaşatan, kendi sarayı ve koltuğu için ülkeyi yangın yerine çeviren bu şahsa hak ettiği demokrasi dersini verin. Oyunuzu değişim için kullanın.

Mesele benim hapisten çıkıp çıkmamam değil, ben halkım için 100 yıl da kalırım hapiste ama Erdoğan’ın derdi Selo değil, koltuk. Yeterince açık değil mi?

Selahattin Demirtaş

Edirne Cezaevi”

Paylaşın

Demirtaş’tan 14 Mayıs Yorumu: Erdoğan’ın Siyasi Kariyeri Sona Erecek

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Muhalefet, bugün daha önce hiç olmadığı kadar hazırlıklı durumda. 20 yıldır ilk defa birlikte hareket edecek durumdalar. Erdoğan bu sefer kesinlikle kaybedecek ve siyasi kariyeri sona erecek. Buna hiç şüphem yok” dedi.

Demirtaş, ‘toplumun büyük bir kısmının iktidarın sorunları çözebileceğine güvenmediğini’ söyledi. Bazılarının halen buna güvendiğini kaydeden Demirtaş, bunun Erdoğan tekrar seçilmezse “eski Türkiye’nin geri gelebileceğine ve AKP sayesinde kazandıkları ayrıcalık ve rahatlıkları kaybedebileceklerine yönelik 20 yıllık bir korkudan” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla Almanya’nın Der Spiegel dergisinden Şebnem Arsu, Maximilian Popp ve Özlem Topçu’nun 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile ilgili sorularını yanıtladı.

Der Spiegel, Demirtaş’ın “Diktatörlük ve demokrasi arasında bir karar” başlığıyla verdiği haberi, “O, Türkiye’deki en önemli muhalif siyasetçilerden biri: Selahattin Demirtaş, beş buçuk yıldan bu yana hapishanede. Demirtaş, iktidar değişikliği şansının neden şimdiye dek hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu anlattı” sözleriyle duyurdu.

Selahattin Demirtaş’ın ‘popülerliğinin özgürlüğüne mâl olduğu’ yorumunu yapan Der Spiegel, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz yıllarda HDP’yi sistematik bir şekilde kriminalize etti” diye yazdı.

Demirtaş’ın soruları yazılı olarak cevapladığını aktaran dergi, Demirtaş’a ilk olarak, 14 Mayıs seçimlerinde neyin söz konusu olduğu sorusunu yöneltti. Demirtaş, “Erdoğan, Türkiye’de bir tek adam rejimi kurmaya çalıştı. Şimdi tekrar kazanırsa, Türkiye bir çeşit diktatörlük olacak. Bu seçim, diktatörlük ile demokrasi arasında bir karar” dedi.

14 Mayıs seçimlerinde iktidar değişikliğinin ne kadar olası olduğu sorusuna da yanıt veren Selahattin Demirtaş, “Muhalefet, bugün daha önce hiç olmadığı kadar hazırlıklı durumda. 20 yıldır ilk defa birlikte hareket edecek durumdalar. Erdoğan bu sefer kesinlikle kaybedecek ve siyasi kariyeri sona erecek. Buna hiç şüphem yok” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki ekonomik krizin de hatırlatıldığı Demirtaş, ‘toplumun büyük bir kısmının iktidarın sorunları çözebileceğine güvenmediğini’ söyledi. Bazılarının halen buna güvendiğini de kaydeden Demirtaş, bunun Erdoğan tekrar seçilmezse ‘eski Türkiye’nin geri gelebileceğine ve AKP sayesinde kazandıkları ayrıcalık ve rahatlıkları kaybedebileceklerine yönelik 20 yıllık bir korkudan’ kaynaklandığını ifade etti.

Demirtaş, “Ancak AKP seçmeni de Erdoğan’ın yaşlı, yorgun ve vizyonsuz olduğunu biliyor. Erdoğan kaybettiğinde, korkulacak bir şey olmadığı görecekler ve rahatlayacaklar” dedi.

“Kürtlerin tercihleri eminim ki Erdoğan’dan yana olmayacak”

HDP’ye açılan kapatma davasının seçimlere Yeşil ve Sol Parti (YSP) listelerinden girme kararıyla bertaraf edildiğini de kaydeden Selahattin Demirtaş, Kürt seçmenlerin seçimde nasıl bir rol oynayacağını şu sözlerle değerlendirdi: “Kürtler, blok olarak demokrasi yanlısı bir tutum takınabilirler. Bu şekilde seçimin sonucunu kesinlikle etkileyebilirler. Ve tercihleri eminim ki Erdoğan’dan yana olmayacak.

Son olarak, tahliye edildikten sonra siyasete dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Demirtaş, “Ben hâlâ siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman [siyaset] dışında değildim” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Demirtaş, “Erdoğan, İmralı’ya Heyet Gönderdi” İddiasının Arkasında

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla iki yıldan uzun süredir görüştürülmüyor. Demek ki Erdoğan, Öcalan’dan istediği şeyi alamadı ve bu nedenle onun dış dünyayla temasını engelliyor” dedi ve ekledi:

“Bu iddiayı dile getiren gazeteci Amed Dicle, emin olmasaydı söylemezdi. Aynı bilgi, benim kaynaklarım tarafından da doğrulandı. İmralı’da sonuç alamayınca sahada Kürtlere baskıyı artırıp HÜDA PAR’ı yedeklemeyi tercih ettiler.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır merkezli operasyonlara tepki gösterdi. Demirtaş, “Bu, Saray, Soylu, Bozdağ ortak yapımı kumpastır” dedi ve “Değişim kararlılığını kırmaya kimsenin gücü yetmez” mesajı verdi.

Cumhuriyet’e konuşan Demirtaş, operasyonun bir ‘seçim çalışması’ olduğunu belirterek “Son siyasi gözaltı operasyonu, tamamen bir seçim çalışmasıdır. Sandıklarda, seçim kampanyası organizasyonunda görev almış arkadaşlarımızdan en aktif olanlar isim isim seçilmiş ve muhtemelen kullanışlı bir itirafçının önüne bir isim listesi konulup düzmece bir ifadeyle kumpas kurulmuş” dedi.

Gözaltına alınanların birçoğuyla tanıştığını belirten Demirtaş, “Yıllardır partimizde siyaset yapan kişiler ya da partimizin gönüllüleri. Ne oldu da bu kişiler, seçime 19 gün kala aniden ‘azılı terörist’ oldular da dev bir prodüksiyonla, sınır ötesi operasyona gider gibi, sabaha karşı evleri basılıp da alındılar? Bu operasyonun Saray, Soylu, Bozdağ ortak yapımı bir kumpas olduğundan herkes emin olabilir. Soylu ile Bozdağ, kendileri de milletvekili adayı. Fakat bakanlık yetkilerini, rakiplerini tasfiye etmek için kullanacak kadar hukuk dışına çıkabiliyorlar!” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, “Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderdi” iddialarıyla ilgili de şunları söyledi:

“Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla iki yıldan uzun süredir görüştürülmüyor. Demek ki Erdoğan, Öcalan’dan istediği şeyi alamadı ve bu nedenle onun dış dünyayla temasını engelliyor. Bu iddiayı dile getiren gazeteci Amed Dicle, emin olmasaydı söylemezdi. Aynı bilgi, benim kaynaklarım tarafından da doğrulandı. İmralı’da sonuç alamayınca sahada Kürtlere baskıyı artırıp HÜDA PAR’ı yedeklemeyi tercih ettiler.”

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan İlk Turda Açık Bir Farkla Kaybedecek

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Yarım puanın bile önemli olduğu bu kritik seçimde Kürt oyları sonucu belirlemede çok etkili olacak. Erdoğan’ın ilk turda açık bir farkla kaybedeceğine inanıyorum” dedi.

Erdoğan’ın tüm devlet gücünü kullanarak avantaj sağladığı bir seçimin güvenilirliği hakkında endişeleri olduğunu belirten Demirtaş, “Uluslararası sivil ve resmi kurumlar, Türkiye’deki seçimlere daha önce hiç olmadığı kadar ciddi şekilde gözlemci göndermeli. Seçimlerin güvenliği çok önemli” ifadelerini kullandı.

Edirne F Tpip Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaklaşan 14 Mayıs seçimleri öncesinde avukatları aracılığıyla Politico’ya bir röportaj verdi.

Elçin Poyrazlar imzasıyla yayınlanan röportajda Demirtaş, Kürt oylarının seçim sonuçlarını belirlemekte çok etkili olacağını söyledi.

50 yaşındaki siyasetçi, “Yarım puanın bile önemli olduğu bu kritik seçimde Kürt oyları sonucu belirlemede çok etkili olacak. Erdoğan’ın ilk turda açık bir farkla kaybedeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Kürtlerin iktidara karşı öfkesinin giderek arttığını belirten Demirtaş, “Son yıllarda, Erdoğan’ın otoriter baskı politikaları nedeniyle, Kürtler de tüm muhalif gruplarla birlikte hedef haline geldi. Seçilmiş 12 Kürt milletvekili, 102 belediye başkanı, binlerce parti yetkilisi ve destekçisi tutuklandı. Onların yerine belediyelere valiler ve devlet yetkilileri kayyum olarak atandı. Erdoğan, Kürtlere karşı açıkça düşmanlık sergileyen aşırı milliyetçi bir politikaya dönüş yaptı ve Kürt desteğini ciddi şekilde kaybetti” dedi.

PKK’yı eleştirmediği iddialarına da yanıt veren Demirtaş, “Şiddet kullanımını ve silahlı yöntemleri tasvip etmiyoruz veya desteklemiyoruz. Kendimizi PKK’nın siyasi uzantısı olarak tanımlamıyoruz çünkü değiliz. Biz bağımsız bir siyasi kurumuz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın tüm devlet gücünü kullanarak avantaj sağladığı bir seçimin güvenilirliği hakkında endişeleri olduğunu belirten Demirtaş, “Uluslararası sivil ve resmi kurumlar, Türkiye’deki seçimlere daha önce hiç olmadığı kadar ciddi şekilde gözlemci göndermeli. Seçimlerin güvenliği çok önemli” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi durumunda görevi bırakmaya hazır olup olmadığına ilişkin bir soruya yanıt veren Demirtaş, “Erdoğan’ın seçim sonuçlarını kabul edeceğine ve sonuçlara saygı göstereceğine inanıyorum. Aksini düşünmek mümkün değil” dedi.

Demirtaş ayrıca yüksek güvenlikli bir cezaevinden siyaseti takip etmenin ve bir parçası olmanın çok zor olduğunu sözlerine ekledi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Demirtaş’tan “Mücadeleyi Beraberce Büyütme” Çağrısı

Kendisini cezaevinde ziyaret eden TİP Lideri Erkan Baş ile mesaj gönderen Selahattin Demirtaş, “TİP’in mitinglerine katılırdım ve yoldaşça, omuz omuza, kol kola mücadeleyi büyütürdük” dedi ve ekledi:

Olması gereken budur, ötesi yoldaşlığa zarar verir. Tüm arkadaşlarımızdan beklentimiz bu hukuka uygun davranarak beraberce mücadeleyi büyütmeleridir.”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti.

Erkan Baş, ziyareti “Seçim çalışmalarımız arasında sevgili dostumuz Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettim. Herkese, hepimize sevgileri, selamları ve başarı dilekleriyle birlikte ekteki mesajı iletti. Çok yakında özgür günlerde buluşacağız” notuyla sosyal medya hesabından duyururken, paylaşımında Demirtaş’ın mesajına da yer verdi.

“Tüm arkadaşlarımızdan beklentimiz…”

Demirtaş’ın “mücadeleyi beraberce büyütme” çağrısı yaptığı mesajında, şu sözler yer aldı:

“Sevgili Erkan Baş’ın ziyareti vesilesiyle Türkiye İşçi Partili tüm yoldaşlarıma, kıymetli aday arkadaşlara selam, sevgilerimi iletiyorum.

Dışarıda olsaydım 29 Nisan’da Aydın’a Yeşil Sol Parti mitingine Erkan’la beraber giderdik, bu durumda Erkan yoldaşım Aydın’a benim selamlarımı götürecek ve mitinge katılacak. Ben de TİP’in mitinglerine katılırdım ve yoldaşça, omuz omuza, kol kola mücadeleyi büyütürdük.

Olması gereken budur, ötesi yoldaşlığa zarar verir. Tüm arkadaşlarımızdan beklentimiz bu hukuka uygun davranarak beraberce mücadeleyi büyütmeleridir.

Herkese selamla, özlemle, başarı dileklerimle…”

Paylaşın