Demirtaş’tan Çarpıcı Seçim Yorumu: Daltonlar Çetesi Feci Şekilde Kaybediyor

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, gündeme ilişkin paylaşımlar yapmaya devam ediyor. Demirtaş, son olarak seçime ilişkin yaptığı paylaşımda, “Daltonlar Çetesi feci şekilde kaybediyor. Moralle, coşkuyla, inançla mücadeleyi büyütmeye devam edin. Siz varken Red Kit’e gerek yok” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Edirne F Tipi Cezaevi’nde Kasım 2016’dan beri tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından 14 Mayıs’ta yapılması beklenen seçimlerle ilgili paylaşımda bulundu.

“Sipariş anketleri piyasaya sürerek ‘kazanıyoruz’ havası yaydıklarına bakmayın” diyen Demirtaş, “Daltonlar Çetesi feci şekilde kaybediyor. Moralle, coşkuyla, inançla mücadeleyi büyütmeye devam edin. Siz varken Red Kit’e gerek yok” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, adaylığı kabul etmemişti

HDP, Demirtaş ile cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda görüşüldüğünü, Demirtaş’ın hukuki durumunun adaylık için uygun olmadığını belirterek teklifi kabul etmediğini duyurmuştu.

Demirtaş’ın seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarması durumunda ona destek vereceğini ifade ettiği belirtilmişti.

HDP’den konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Demirtaş ile bir heyetimiz kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda dün, (26 Ocak) Edirne Cezaevi’nde bir görüşme yaptı. Yapılan görüşmede Demirtaş heyete teşekkür ederek, kendisinin hukuki durumunun adaylık için uygun olmadığını belirtti ve partinin bu konuda yapacağı çalışmaların destekçisi olacağını vurguladı.

Emek Özgürlük İttifakı’nın adayı olarak ortaya çıkacak ismin arkasında duracağını ifade eden Demirtaş, partiyle birlikte seçim kampanyasını ve çalışmalarını en verimli şekilde sürdürme kararlılığında olduğunu bir kez daha dile getirdi. Parti yönetimimiz de kendisine bu yaklaşımından dolayı teşekkür etti ve ortak çalışmanın kazandıracağı konusundaki fikir birliğini pekiştirdi” denildi.

Selahattin Demirtaş, Avukatı aracılığıyla AFP’ye yaptığı açıklamada, “ortak bir adayın desteklenmesinden yanayım” demişti.

Daha önce HDP’nin aday çıkarma kararını yorumlayan Demirtaş, bu kararı desteklemiş ve “Eğer muhalefetin diğer bloku ortak aday çıkarmak için veya çıkacak adayda ilkeler üzerinde ortaklaşmak için HDP’yi ziyaret edip açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi düşünmüyorsa elbette HDP, seçmenin karşısına kendi adayıyla çıkacaktır. Bundan daha normal, bundan daha meşru bir tutum olamaz.” demişti.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifak yapma konusunda muhalefeti eleştiren paylaşımlarda da bulunmuş ve şunları söylemişti: “Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı.

Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda! Neyse ki bu seçimi siyasetçiler değil, halk kazanacak. Ya tam demokrasi Ya mutlak diktatörlük Kendi gücünüze güvenin, inanın ve dört ay boyunca enerjiyle çalışın. Kesinlikle kazanacağız.”

Paylaşın

HDP’den Demirtaş’la “Adaylık” Görüşmesi: Ben Olamıyorum

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda görüşüldüğünü, Demirtaş’ın hukuki durumunun adaylık için uygun olmadığını belirterek teklifi kabul etmediğini duyurdu.

Haber Merkezi / Selahattin Demirtaş’ın seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarması durumunda ona destek vereceğini ifade ettiği belirtildi.

HDP’den konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Demirtaş ile bir heyetimiz kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda dün, (26 Ocak) Edirne Cezaevi’nde bir görüşme yaptı. Yapılan görüşmede Demirtaş heyete teşekkür ederek, kendisinin hukuki durumunun adaylık için uygun olmadığını belirtti ve partinin bu konuda yapacağı çalışmaların destekçisi olacağını vurguladı.

Emek Özgürlük İttifakı’nın adayı olarak ortaya çıkacak ismin arkasında duracağını ifade eden Demirtaş, partiyle birlikte seçim kampanyasını ve çalışmalarını en verimli şekilde sürdürme kararlılığında olduğunu bir kez daha dile getirdi. Parti yönetimimiz de kendisine bu yaklaşımından dolayı teşekkür etti ve ortak çalışmanın kazandıracağı konusundaki fikir birliğini pekiştirdi” denildi.

4 Kasım 2016’da tutuklanan ve tutuklu yargılaması devam eden Selahattin Demirtaş, yargılandığı davada yaptığı savunmada dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a “hukuk önünde hesaplaşacağız” dediği gerekçesiyle 14 Ekim 2022’de, “Terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef gösterme” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Mayıs ayında yapılacak seçimler öncesi HDP’nin kapatılmasıyla ilgili süreç devam ediyor. Son olarak Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin kapatılmasıyla ilgili sürecin seçim sonrasına bırakılması için yaptığı başvuruyu reddetmişti. AYM’nin önümüzdeki aylarda savcılığın kapatma talebini karara bağlaması bekleniyor.

Seçimlerde yaklaşık yüzde 10 civarında oy alacağı öngörülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) oylarının seçimde kritik rol oynayacağı görüşü dile getiriliyor.

Selahattin Demirtaş, Avukatı aracılığıyla AFP’ye yaptığı açıklamada, “ortak bir adayın desteklenmesinden yanayım” demişti.

Daha önce HDP’nin aday çıkarma kararını yorumlayan Demirtaş, bu kararı desteklemiş ve “Eğer muhalefetin diğer bloku ortak aday çıkarmak için veya çıkacak adayda ilkeler üzerinde ortaklaşmak için HDP’yi ziyaret edip açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi düşünmüyorsa elbette HDP, seçmenin karşısına kendi adayıyla çıkacaktır. Bundan daha normal, bundan daha meşru bir tutum olamaz.” demişti.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifak yapma konusunda muhalefeti eleştiren paylaşımlarda da bulunmuş ve şunları söylemişti: “Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı.

Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda! Neyse ki bu seçimi siyasetçiler değil, halk kazanacak. Ya tam demokrasi Ya mutlak diktatörlük Kendi gücünüze güvenin, inanın ve dört ay boyunca enerjiyle çalışın. Kesinlikle kazanacağız.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 cumhurbaşkanlığı ve genel seçim için 14 Mayıs 2023 tarihini işaret etmişti.

HDP’den kendi adayını çıkarma kararı

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan 7 Ocak’ta partisinin Kars’taki kongresinde yaptığı konuşmada HDP’nin en kısa zamanda kendi cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını söylemişti.

Buldan, “HDP kendi adayını çıkaracak, kendi adayını gösterecek ve seçimlere kendi adayıyla gidecek. Bizim ne Cumhur İttifakı’yla ne Millet İttifakı’yla herhangi bir ortaklığımız var. Ancak ilkesel yaklaşımlarımız var, bunları zamanı geldiğinde oturup konuşabiliriz, müzakere edebiliriz, diyalog içinde olabiliriz.

Ama HDP’nin şu anki kararı kendi adayıyla seçimlere girmektir” açıklaması yapmıştı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da adaylar çıktıktan sonra altılı masanın ‘gelin konuşalım, müzakere yönetelim’ demesi halinde reddetmeyeceklerini vurgulayıp ‘seçimlere giderken HDP adayını çıkararak yanlış yapıyor’ diyenler, biz seçimlere kadar müzakerelere açığız. Yeni formüller bulunabilir” demişti.

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan’a Karşı Muhalefetin Adayını Desteklemekten Yanayım

Mayıs ayında yapılacağı öngörülen seçimler yaklaştıkça, liderlerin açıklamaları da bir o kadar gündemi belirliyor. Demirtaş, HDP’nin kendi adayını çıkarmak yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı muhalefetin adayını desteklemekten yana olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Avukatı aracılığıyla AFP’ye yaptığı açıklamada, “ortak bir adayın desteklenmesinden yanayım” dedi.

Daha önce HDP’nin aday çıkarma kararını yorumlayan Demirtaş, bu kararı desteklemiş ve “Eğer muhalefetin diğer bloku ortak aday çıkarmak için veya çıkacak adayda ilkeler üzerinde ortaklaşmak için HDP’yi ziyaret edip açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi düşünmüyorsa elbette HDP, seçmenin karşısına kendi adayıyla çıkacaktır. Bundan daha normal, bundan daha meşru bir tutum olamaz.” demişti.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifak yapma konusunda muhalefeti eleştiren paylaşımlarda da bulunmuş ve şunları söylemişti: “Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı.

Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda! Neyse ki bu seçimi siyasetçiler değil, halk kazanacak. Ya tam demokrasi Ya mutlak diktatörlük Kendi gücünüze güvenin, inanın ve dört ay boyunca enerjiyle çalışın. Kesinlikle kazanacağız.”

Selahattin Demirtaş, muhalefeti eleştirdiği başka bir açıklamasında ise, “Siyasi partiler ve özellikle de muhalefet ‘terörle mücadele personeli’ değildir. ‘Terör’ olarak tanımlasa bile sorunlara siyasi, barışçıl çözüm bulmak siyasetin işidir. Ama Türkiye’de söz konusu Kürt sorunu ve HDP olunca herkes kendini özel harekatçı gibi konumlandırıyor” demiş ve eklemişti.

“Devletin resmi ideolojisi ve yüz yıllık hatalı politikaları beyinleri öylesine zehirlemiş ve teslim almış ki, sivil düşünebilen, devlet aklıyla değil de kendi aklıyla meselelere yaklaşabilen muhalefet çok sınırlı ne yazık ki.”

Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın seçimler için 14 Mayıs işaret etmesini de değerlendiren Demirtaş, Adnan Menderes’e gönderme yapmak aynı zamanda Erdoğan’ın anlatacak yeni bir hikâyesinin olmadığının da itirafıdır. Tek parti ve Menderes dönemi, hele de günümüz gençlerinde hiç heyecan yaratmaz. Tam tersine, geçmişi işaret etmek son derece hatalı bir seçim stratejisi” demişti.

Mayıs ayında yapılacak seçimler öncesi HDP’nin kapatılmasıyla ilgili süreç devam ediyor. Son olarak Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin kapatılmasıyla ilgili sürecin seçim sonrasına bırakılması için yaptığı başvuruyu reddetmişti. AYM’nin önümüzdeki aylarda savcılığın kapatma talebini karara bağlaması bekleniyor.

Seçimlerde yaklaşık yüzde 10 civarında oy alacağı öngörülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) oylarının seçimde kritik rol oynayacağı görüşü dile getiriliyor.

Paylaşın

Selahattin Demirtaş, IBAN Paylaştı HDP’ye Destek İstedi

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hazine yardımı hesabına bloke konulan HDP’nin yardım kampanyasıyla ilgili destek isteyerek IBAN hesabı paylaştı.

Haber Merkezi / Paylaşımında, herkesin gücüne göre yardım kampanyasına destek vermesini isteyen Demirtaş’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı şöyle:

“HDP seçmenlerinin vergilerinden oluşan Hazine payına el koyanlara bir cevap verseniz ne güzel olur. Gücünüze göre ister 1 lira ister 100 bin lira.

#HazinemizHalkımız HDP Genel Merkezi Denizbank Diyarbakır Plaza Şubesi

IBAN: TR86 0013 4000 0129 7504 9000 01″

Kapatma davası

Öte yandan Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tüm muhakeme işlemlerinin seçimlere kadar durdurulması ve seçimlerin ardından devam etmesi talebini oy birliğiyle reddetti.

Bununla birlikte AYM, HDP’nin Hazine yardımları hesabının bloke edilmesi tedbirine ilişkin savunmanın yapılması için 15 gün ek süre verilmesine ve 14 Mart Salı günü partinin esasa ilişkin savunmasını yapmasına kararı verdi.

AYM, Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin Hazine yardımının kesilmesi talebini 5 Ocak’ta görüşmüştü. AYM, HDP’nin Hazine yardım hesabına geçici olarak bloke koymuştu. Karar yediye karşılık sekiz oy çokluğuyla alınmıştı.

HDP’nin savunmasının alınması için 30 gün süre verilmiş, savunmadan sonra tedbirin devam edip etmeyeceğine yeniden karar verileceği belirtilmişti.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 16 Ocak’ta HDP Hukuk Komisyonu’nun Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) kapatma davasına ilişkin yeni bir başvuru yaptığını açıklamıştı.

Sancar, “Bu dava siyasi nitelik taşımaktadır. Bu davanın amacı demokratik siyaseti baskı altına almaktır. Bu davanın amacı HDP’yi tasfiye etme planlarını hayata geçirmektir. Oysa yine Türkiye’nin taraf olduğu evrensel hukuk standartlarına göre yargılama süreçleri hiçbir şekilde siyasi hedef ve saiklere dayanamaz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bunu açıkça yasakladığı gibi AİHM de bu konuda çok net kararlar vermiştir” demişti.

Süreç nasıl işleyecek?

Ceza davası prosedürü izlenen kapatma davası sürecinde, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına 5 Ocak’ta bloke konulmasına karar verilmişti.

Partinin buna ilişkin cevabının ardından Hazine yardımlarına bloke konulmasına ilişkin karar, AYM Genel Kurulu tarafından tekrar ele alınacak. Heyet, gelecek cevabın ardından kararın kaldırılmasına veya tedbir hükmünün devamına karar verebilecek.

Bunun ardından HDP yetkililerinin belirlenecek bir günde yapacağı sözlü savunmanın ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.

Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.

Paylaşın

Demirtaş: Hapiste Olmamın Bir Nedeni De Marx, Lenin, Nazım Hikmet, Ahmed Arif

Almanya’da Türkiye’den gelen maden işçilerinin çalışma koşullarını anlatan “En Alttakiler” kitabının yazarı Günter Wallraff’ın sorusunu eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Hapiste olmamın bir nedeni de sensin, bir de Tolstoy, Marx, Balzac, Ahmedê Xanî, Lenin, Che, Dickens, Nazım Hikmet, Ahmed Arif!” şeklinde yanıt verdi.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Alman yayın kuruluşu Westdeutscher Rundfunk (WDR) COSMO aracılığıyla yönetmen Fatih Akın, yazarlar Günter Wallraff ve Navid Kermani, gazeteciler Can Dündar, Fulya Canşen, Frederike Geerdink, Sven Lorig, Dunja Hayali, Gor Yeranyan, Mark Lowen, Hasnain Kazim, Nadja Kriewald ve eski Amedspor oyuncusu Deniz Naki’nin sorularını yanıtladı. Demirtaş, “Erdoğan seçimle geldi seçimle gidecek, başka bir ihtimal yoktur. Bunu görmek için sadece dört ay daha beklememiz gerekecek” dedi.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre Selahattin Demirtaş, Der Spiegel dergisinden gazeteci Hasnain Kazim’in, “Erdoğan’ın bu seçimle gitmesi mümkün mü?” sorusuna “Seçim sonucunu tanımayan olursa halk da onu tanımaz, darbe yapmaya kalkanın sarayını başına yıkar” dedi.

“HDP son yerel seçimlerde kimseye jest yapmadı”

Eski HDP Eş Genel Başkanı, WDR Editörü Fulya Canşen’in, “HDP belediye seçimlerinde İstanbul’da CHP’ye bir jest yaptı. Karşılığını aldı mı? Benzer bir jesti yine yapmak gerekli mi?” sorusuna, “HDP son yerel seçimlerde kimseye jest yapmadı aslında, demokrasi mücadelesinin büyümesi, otoriter rejimin gerilemesi için üstüne düşen tarihi görevi, sorumluluğu yerine getirdi” yanıtını verdi. Demirtaş, HDP’nin bundan sonra da aynı sorumluluk duygusuyla ve bilinciyle hareket edeceğini söyledi.

“Batılı liderler gölge etmesin başka ihsan istemiyoruz”

BBC’nin halen Roma’da görev yapan eski İstanbul muhabiri Mark Lowen ise Demirtaş’a, “Batılı ülkelerin ve liderlerin devam eden tutukluluğunuz ile ilgili olarak neler yapmasını, ne gibi yaptırımlarda bulunmasını isterdiniz ve sizce onların baskısı Türkiye hükümetinin kararlarını etkileyebilir mi?” sorusunu yöneltti.

Demirtaş, “Soruna çok açık cevap vermek istiyorum Mark, lafı hiç dolandırmayacağım. Diyojen’e atıfla, ‘Batılı liderler gölge etmesin başka ihsan istemiyoruz’. Erdoğan’la bu kadar iş tutmasalar, kirli anlaşmalara imza atmasalar bize yeterdi. Doğrudan destek beklemiyorduk ama köstek olmasaydılar iyi olurdu” yanıtını verdi.

Selahattin Demirtaş, Alman n-tv televizyonun sunucusu Nadja Kriewald’ın, “Sizce mülteci sorunu nasıl çözülmeli?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

“Sorunun adı ‘mülteci sorunu’ değil ‘zorla yerinden edilme’ sorunudur. Konuyu bu şekilde tariflemek, sorununun nedenleri ve çözümleri hakkında daha gerçekçi, daha adil bir perspektif ortaya koymamızı kolaylaştırır. Kim, kimi neden zorla yerinden göç ettirdi? Her bir Avrupalının, Kanadalının, ABD’li veya Türkiyelinin bu soruyu kendine, hükümetine, devletine sorması ve hakikatle yüzleşerek adil bir cevap vermesi gerekir.”

Modern sömürgecilik faaliyeti altında Afrika’nın, Orta Doğu’nun, Asya’nın madenlerinin ve yer üstü zenginliklerinin Avrupalı şirketlerce talan edildiğini, o coğrafyanın halklarının açlıktan kırıldıklarını hatırlatan Demirtaş, “Avrupa halkları ise pırıl pırıl restoranlarda orta pişmiş bifteklerine kırmızı şarap mı, beyaz şarap mı iyi gider telaşına düştüler” ifadelerini kullandı ve ekledi:

“Çözüm mü? Çok basit, ya hızlı trenlerinizi, steaklerinizi (bifteklerinizi) ve şaraplarınızı o malların ortaklarıyla yani mültecilerle severek paylaşırsınız veya 300 yıldır onlardan çaldıklarınızı ülkelerine iade eder, onların da kendi topraklarında demokratik yönetimler, refah toplumu inşa etmelerine canı gönülden yardım eder ve ülkelerine dönmelerini teşvik edersiniz. Avrupa devletlerine ve hükümetlerine yapacağım en adil çağrı bu olur.”

Diğer tüm çözüm arayışlarının dışlayıcı, ötekileştirici, incitici ve geçici olduğunu vurgulayan Demirtaş, “Zaten Erdoğan hükümeti dahil tüm Avrupa hükümetleri mültecileri siyasi bir pazarlık, şantaj unsuru olarak görüp güvenlik meselesi olarak ele alıyor. Oysa mültecilere yaşatılan trajedi tarihseldir ve bir adalet ve eşitlik sorunudur” dedi.

“Döverek, işkence ederek, çırılçıplak soyup paralarına el koyarak…”

Genç bir avukatken birçok Avrupalı sivil toplum örgütünden mülteci hakları konusunda eğitim aldığını söyleyen Demirtaş, “Avrupalılar bize mültecilerin haklarını, hukukunu öğretiyordu. Ama ne zaman ki mülteciler Avrupa sınırına dayandı işte bize o eğitimleri veren Avrupalılar mültecileri Akdeniz’in karanlık sularına gömmeye başladılar” diye konuştu.

Yunanistan’ın, tutulduğu cezaevinden 10 kilometre uzakta her gün mültecileri döverek, işkence ederek, çırılçıplak soyup paralarına el koyarak Türkiye’ye püskürttüğünü söyleyen Demirtaş, “Aynı Avrupa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aracılığıyla hakkımda ağır ihlal ve salıverme kararı verdi ve Türk hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu kararını tanımadığını açıkladı. Siz Erdoğan’ın yerinde olsanız bu Avrupa’nın hukukunu dikkate alır mıydınız? Erdoğan da dikkate ve ciddiye almıyor zaten” diye konuştu.

Avrupa’ya değil, Avrupa’da direnen halklara, siyasi gruplara, kişilere inandığını vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim ve bizim için bir şeyler yapmak istiyorsanız kendi hükümetlerinizin iki yüzlülüğünü teşhir edin, onların sömürü politikalarına karşı çıkın. Mülteci pazarlığı yapmak için Erdoğan gibi bir otoriterle her fırsatta el sıkışmalarını teşhir edin.

Siz bizi kurtaramazsınız, biz de sizi. Ama birlikte mücadele edip birlikte kurtulabiliriz. Yani ya hep beraber ya da hiç!”

“Hapiste Olmamın Bir Nedeni De Marx, Lenin, Nazım Hikmet, Ahmed Arif”

Demirtaş, Almanya’da Türkiye’den gelen maden işçilerinin çalışma koşullarını anlatan “En Alttakiler” kitabının yazarı Günter Wallraff’ın sorusuna yanıtında, “Hapiste olmamın bir nedeni de sensin, bir de Tolstoy, Marx, Balzac, Ahmedê Xanî, Lenin, Che, Dickens, Nazım Hikmet, Ahmed Arif!” dedi.

Demirtaş, soru gönderen herkesle “özgür günlerde görüşebilmeyi” diledi, yanıtlarını “Bildiğim tek Almanca cümle ile bitireyim: Ich liebe dich (Sizi seviyorum)” diyerek noktaladı.

Paylaşın

Demirtaş, Erdoğan’ın Üçüncü Kez Aday Olmasına İtiraz Edecek

Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına itiraz edeceğini açıklayan Demirtaş, “Erdoğan’ın yasa dışı ve gayrı meşru bir aday olarak seçime girmesi sağlanabilir ama pirupak bir aday olarak asla” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Erdoğan’ın adaylığına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz dilekçesi sunacağım. Erdoğan kral mı ki yasalar onu bağlamıyor? Kusura bakmayın, ben kralını tanımam.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabından, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına ilişkin açıklama yaptı.

Demirtaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan hem diploması olmadığı için hem de olsa bile üçüncü kez cumhurbaşkanı olamayacağından, adaylığı yasaya aykırı ve gayrı meşrudur. Yüksek Seçim Kurulu’nun Erdoğan’ın adaylığını kabul etmesi bu gerçeği değiştirmez. Sadece, Yüksek Seçim Kurulu bir suça daha ortak olur.

Erdoğan’ın yasa dışı ve gayrı meşru bir aday olarak seçime girmesi sağlanabilir ama pirupak bir aday olarak asla. Erdoğan’ın adaylığına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz dilekçesi sunacağım. Erdoğan kral mı ki yasalar onu bağlamıyor? Kusura bakmayın, ben kralını tanımam.”

Paylaşın

Demirtaş’tan Muhalefete “Adaylık Ve İttifak” Eleştirisi

Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifak yapma konusunda muhalefeti eleştiren Demirtaş, “Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifak yapma konusunda muhalefeti eleştiren paylaşımlarda bulundu.

Selahattin Demirtaş, paylaşımlarında şunları söyledi:

“Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı.

Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda!

Neyse ki bu seçimi siyasetçiler değil, halk kazanacak. Ya tam demokrasi Ya mutlak diktatörlük Kendi gücünüze güvenin, inanın ve dört ay boyunca enerjiyle çalışın. Kesinlikle kazanacağız.”

Paylaşın

Selahattin Demirtaş Yazdı: Kaputu Açtılar, Bari Sandığı Çalmasınlar

Yaklaşan seçimlere ilişkin değerlendirme yapan Selahattin Demirtaş, “Siz mitinglere gidin, örgütlenin, seçim çalışmalarına katılın. Gerisi kolay. Yani sandık önünüze gelmeden çok önce seçimi kimin kazandığını tartışmasız şekilde meydanları doldurarak gösterirseniz kimse tehlikeli işlere girmeye cesaret edemez.” dedi ve ekledi:

“On milyonlarca insanın sadece seçim döneminde değil oy sayım gecesinde de iradesine sahip çıkmak için meydanları doldurmaya kararlı olduğunu görürlerse karanlık inlerinden çıkamazlar. Bunları yapmazsanız çeteler sandığı da komple ülkeyi de çalarlar, kaputu açmışlar zaten.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bianet’te “Kaputu açtılar, bari sandığı çalmasınlar” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Siyasi partiler seçim kampanyası yapacak, propaganda ve örgütlenme faaliyeti yürütecek, sonra da seçmenler gidip oy kullanacak, oylar sayılacak ve seçim bitecek.

Her şey normal akışında ilerlerse seçim dediğimiz şey bu kadar basit aslında. Hükümetin tüm görevi ise bu basit sürecin sağlıklı ilerlemesi için gerekli önlemleri almak.

Fakat gelin görün ki, bu basit sürecin hiç de öyle olmayacağına dair herkeste bir korku, bir kaygı var.

Neden?

Çünkü bu iktidardan beslenenler o kadar suça, günaha, paraya boğuldu ki gitmemek için her şeyi yaparlar.

Yanlış mı?

Değil elbette.

Ne yapabilirler?

Her şeyi. Evet, aklınıza gelen her şeyi.

Peki biz ne yapacağız?

Kuzu kuzu oturup başımıza gelecekleri mi bekleyeceğiz?

Hayır, sosyal medyayı da miting meydanlarını da dolduracağız.

Mitingler başladı.

Mitingleri ekrandan izlerseniz konforlu olur tabii ki. Ama sandığa darbe yaparlarsa da sadece ekrandan izleyip kahrolursunuz. O tarihi günde kahrolmamak için bugün konforumuzdan biraz da olsa vazgeçmemiz gerekir, değil mi?

Şartlarınızı zorlayıp katılabileceğiniz her mitingi meydanlardan izlemelisiniz. Bu kalabalıklar darbeciler ve provokatörler için kesinlikle caydırıcı olur.

Yeter mi?

Yetmez. Sandık kurullarında, oy sayım merkezlerinde görev almalısınız. Tek bir oyun bile çalınmasına izin vermeyecek denetim ağlarına katılmalısınız.

Peki ya seçimi kazansak yine de birileri çıkıp sonuçları tanımıyorum dese?

Diyemez.

Dese?

Dİ-YE-MEZ!

Ya dese?

YE-MEZ

Neyi?

Maçası YE-MEZ

Neden?

Çünkü halkın sandıkta verdiği karar yok sayılmak istenirse Allah kimseyi o halkın öfkesinden korumaz. Allah’ın korumadığını çeteler mi koruyacak?

Siz mitinglere gidin, örgütlenin, seçim çalışmalarına katılın. Gerisi kolay.

Yani sandık önünüze gelmeden çok önce seçimi kimin kazandığını tartışmasız şekilde meydanları doldurarak gösterirseniz kimse tehlikeli işlere girmeye cesaret edemez.

On milyonlarca insanın sadece seçim döneminde değil oy sayım gecesinde de iradesine sahip çıkmak için meydanları doldurmaya kararlı olduğunu görürlerse karanlık inlerinden çıkamazlar.

Bunları yapmazsanız çeteler sandığı da komple ülkeyi de çalarlar, kaputu açmışlar zaten.”

Paylaşın

Demirtaş’tan Muhalefete Eleştiri: HDP’ye Gelince Herkes Özel Harekatçı

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Siyasi partiler ve özellikle de muhalefet ‘terörle mücadele personeli’ değildir. ‘Terör’ olarak tanımlasa bile sorunlara siyasi, barışçıl çözüm bulmak siyasetin işidir. Ama Türkiye’de söz konusu Kürt sorunu ve HDP olunca herkes kendini özel harekatçı gibi konumlandırıyor” dedi ve ekledi:

“Devletin resmi ideolojisi ve yüz yıllık hatalı politikaları beyinleri öylesine zehirlemiş ve teslim almış ki, sivil düşünebilen, devlet aklıyla değil de kendi aklıyla meselelere yaklaşabilen muhalefet çok sınırlı ne yazık ki.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İz Gazete’den Pınar Teke’ye konuştu. Demirtaş, HDP’nin aday çıkarma açıklaması ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortak aday kararını yorumladı.

Demşirtaş, altılı masanın adayı HDP’yi ve Emek ve Özgürlük İttifakı’nı ziyaret edip ülkenin geleceğine dair açık, şeffaf bir müzakere yürütürse ve oradan bir uzlaşma çıkarsa ortak adayla seçime gidilebileceğini tüm HDP sözcülerinin açıkladığını kaydetti.

HDP’li siyasetçi şöyle devam etti: “Böyle bir şey olmazsa da HDP mecburen kendi adayıyla ve iddialı şekilde seçim yarışına girecek. Yani ortak aday için HDP kapılarını tümden kapatmadan, kendi adayı için ciddiyetle hazırlık yapıyor. Durum şimdilik budur. Top da altılı masadadır.”

Demirtaş, Türkiye’nin birinci yüzyılını şu beş maddeyle değerlendirdi:

  • Birlikte verilen muhteşem Kurtuluş Savaşı.
  • Birlikte kurulan yeni cumhuriyet.
  • Elitlerin cumhuriyete el koyması.
  • Devletin halkları yok sayması, yok etmeye çalışması.
  • AKP ile yıkılış ve kapanış.

Demirtaş’ın ikinci yüzyıl beklentisi şöyle:

  • Birlikte verilen muhteşem bir mücadele ve seçim zaferi.
  • Birlikte yeniden inşa edilen cumhuriyet.
  • Halkın yerelden genele her yerde yönetimde söz sahibi olması.
  • Devletin herkesin ve her kesimin ortak devleti haline gelmesi ve demokrasi ile buluşup yoluna devam etmesi.
  • Yoksulluğun, işsizliğin, sömürünün, kadın soykırımının, doğa katliamların yaşanmadığı barış, refah ve huzur içinde bir yüzyıl.

‘HDP’ye gelince herkes özel harekatçı’

Demirtaş’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Siyasi partiler ve özellikle de muhalefet ‘terörle mücadele personeli’ değildir. ‘Terör’ olarak tanımlasa bile sorunlara siyasi, barışçıl çözüm bulmak siyasetin işidir. Ama Türkiye’de söz konusu Kürt sorunu ve HDP olunca herkes kendini özel harekatçı gibi konumlandırıyor.

Devletin resmi ideolojisi ve yüz yıllık hatalı politikaları beyinleri öylesine zehirlemiş ve teslim almış ki, sivil düşünebilen, devlet aklıyla değil de kendi aklıyla meselelere yaklaşabilen muhalefet çok sınırlı ne yazık ki.

Düşünün ki ben bir Kürt olarak “Dilim” dediğimde “Terörörö” diye üstümüze bir dolu hakaret, tehdit boca ediliyor. “Kimliğim” dediğimde “Önce terörü kına” diye linç ediliyorum. “Barış” dediğimde “Savaş mı var barış olsun, terör var terör!” denip lafım ağzıma tıkılıyor.

E ben de o zaman dönüp diyorum ki “Buyurun o zaman terörle mücadele edin” Bu mücadelede 40 yıldır başarılı olamayınca bu defa yeniden bana dönüp bağırıyor, işkence ediyor, beni hapse atıyor, öldürüyor. “Niye böyle yapıyorsun” diye sorsak “Sen bize terörle mücadelede yardım etmiyorsun, o yüzden sen de teröristsin” diyor.

İyi de kardeşim, daha en başta sana demedim mi, ben terörle mücadele personeli değilim, siyasi çözüm arayan siyasetçiyim, sen de JÖH, PÖH gibi davranmak yerine siyasetçi gibi davransan oturup konuşacağız ve kimse ölmeden, öldürmeden, memleket bölünmeden sorunlarımızı çözeceğiz.

Ama yok. Maalesef muhalefetin bir kısmı bir türlü JÖH, PÖH üniformasını çıkarıp da siyaset yapamıyor halen. Biz de bu acı gerçeği değiştirebilmek için sabırla uğraşıp duruyoruz işte.

Altılı masadan ne bekliyor?

Sadece seçimi değil, büyük demokratik geleceği de kazanmaya odaklanmalılar. Bunun için de çok daha geniş siyasal, toplumsal kesimlerle iş birlikleri, diyalog ve uzlaşma zemini yaratmalılar. Altılı Masa diyalog için önemli ve kıymetli bir deneyimdir ama yetmez, kimsenin dışarıda bırakılmayacağı bir demokratik Cumhuriyet için daha cesur olmak gerek. ‘AKP-MHP’nin trolleri saldıracak, oy kaybedeceğiz’ diye korkmak büyük kaybettirir. Genişlemek oy da kazandırır, aydınlık yarınları da.

Edebiyatta halen çok iddialı değilim ama geliştiğimi fark edebiliyorum. Yazmaya devam edebilirsem bir gün edebi açıdan daha iddialı eserler de ortaya çıkarabileceğime inanıyorum. Ama tesis yok, alt yapı yok. Altı yıldır 12 metrekarelik hücrede yazıyorum sonuçta. Bu son derece kısıtlayıcı ve engelleyici bir olgu tabii.

Paylaşın

Demirtaş’tan 14 Mayıs yorumu: Erdoğan’ın Anlatacak Yeni Bir Hikayesinin Olmadığının İtirafı

Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın seçimler için 14 Mayıs işaret etmesini değerlendiren Demirtaş, Adnan Menderes’e gönderme yapmak aynı zamanda Erdoğan’ın anlatacak yeni bir hikâyesinin olmadığının da itirafıdır. Tek parti ve Menderes dönemi, hele de günümüz gençlerinde hiç heyecan yaratmaz. Tam tersine, geçmişi işaret etmek son derece hatalı bir seçim stratejisi” dedi ve ekledi:

“Aslında mayıs ayı, Erdoğan’ın gidişi için son derece uygun bir ay. Anlaşılan bu mayıs, tarihe geçecek güzel bir mayıs olacak. Şimdiden ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyelim, devamını getiririz.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler için işaret ettiği 14 Mayıs tarihiyle ilgili görüşünü açıkladı.

Medyascope’dan Ruşen Çakır’ın 14 Mayıs tarihiyle ilgili sorusunu yanıtlayan Demirtaş’ın açıklaması şöyle:

“Erdoğan’ın 73 yıl önceki bir tarihe gönderme yaparak subliminal mesaj vermeye çalışması, halktan da siyasetten de iyice koptuğunun net bir göstergesi oldu.

İnsanlar, yaşadıkları yoksulluktan, ekonominin yol açtığı trajediden dolayı 73 saat önce ne yediklerini hatırlayamaz durumdayken kalkıp 73 yıl önceyi referans vererek heyecan yaratacağını sanmak ancak bugünün Erdoğan’ına yakışırdı.

Adnan Menderes’e gönderme yapmak aynı zamanda Erdoğan’ın anlatacak yeni bir hikâyesinin olmadığının da itirafıdır. Tek parti ve Menderes dönemi, hele de günümüz gençlerinde hiç heyecan yaratmaz. Tam tersine, geçmişi işaret etmek son derece hatalı bir seçim stratejisi.

Muhalefete düşense 73 yıl öncesini değil, 73 yıl sonrasını işaret etmek ve ortaya, buna uygun bir vizyon koymaktır.

Aslında mayıs ayı, Erdoğan’ın gidişi için son derece uygun bir ay. Anlaşılan bu mayıs, tarihe geçecek güzel bir mayıs olacak.

Şimdiden ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyelim, devamını getiririz.”

Paylaşın