‘Erdoğan, 15 Temmuz’da Erken Seçim Çağrısı Yapacak’ İddiası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’da yani darbe girişiminin yıldönümünde erken seçim açıklaması yapacak. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim çağrısı yapmaya hazırlandığı iddia edildi.

Artı Gerçek’ten Hayri Demir’in haberine göre, Ankara kulislerinde konuşulan senaryoda; Erdoğan 15 Temmuz’da yani darbe girişiminin yıldönümünde erken seçim açıklaması yapacak. Fakat Erdoğan’ın seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacak.

Habere göre, Meclis’in seçim kararı alması içinse 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. AK Parti ve MHP’nin sandalye sayısı bugün itibariyle 333. Bu durumda erken seçim çağrısını sürekli yenileyen muhalefetin de Erdoğan’ın çıkışına “hayır” demeyeceği ve Meclis’ten seçim kararı almasına destek vereceği ifade ediliyor.

Söz konusu senaryo, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Dönüş” çalışması yürüten altı partinin kulislerinde de yoğunca dillendiriliyor. Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Erdoğan’ın böylesi bir çıkış yapma ihtimali partilerin ilgili kurullarında ele alındı.

Eylül-Ekim arası seçim kararı alınabilir

Buna göre, Eylül ikinci yarısı ya da Ekim ayının ilk yarısına denk gelecek şekilde seçim kararı alınabilir. Erdoğan’ın seçim kararı almasının en önemli nedenlerinden birinin ekonomideki kötü gidişat gösteriliyor.

Altılı masanın henüz ilk tur görüşmelerini bile tamamlamış olmasıyla birlikte ortak bir aday konusunda uzlaşının sağlanmamış olmasını da Erdoğan lehine çevirmek için böylesi bir çıkış yapabileceğini güçlendiriyor.

Öte yandan geçmişte AK Parti’de üst düzey görevlerde bulunmuş ancak şimdi altılı masada yer alan bir partinin yönetiminde yer alan bir partili, bu plandan haberdar olduklarını ve planın altılı masanın liderleriyle paylaşıldığını, her olasılığa göre karşı planlarını hayata geçireceklerini ifade etti.

Erdoğan’ın seçim kararı açıklayacağı yönündeki bu bilgiler gündemdeyken, dün il başkanları toplantısında yaptığı açıklama da dikkat çekti. Erdoğan, toplantıda il başkanlarına “yarın seçim olacakmış gibi hızlı ve titiz” çalışmaları için talimat verdi.

Paylaşın

Erdoğan Ve Bahçeli’nin Seçimi Kazanma Formülleri

Erdoğan ve Bahçeli’nin seçimi kazanmak için düşündükleri formülleri köşesine taşıyan Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, “Erdoğan partisinin il başkanlarına hitap ederken 2023 seçimlerini nasıl kazanacaklarının formülünü açıkladı. 

Zor değil, gayet basit dedi ve ekledi: ‘AKP’nin 11 milyonu aşkın üyesi var. Her üye bir yeni üye getirirse 23 milyon üye yapar. Seçimi seçimden önce kazanırız. Mesele bitti’. Bu hesap tutar mı? Geleceğim oraya…” diye yazdı.

Bahçeli’nin seçim formülü olarak 9 rakamını sembol haline getirdiğini kaydeden Tezkan, şunları kaydetti:

Önce ortağının seçimi kazanma formülüne de bakalım. Bahçeli’ninki biraz farklı. Bahçeli Erdoğan gibi 11 milyon yeni üye bulmak gibi zahmetli yola girmemiş rakamları ters yüz ederek sonuca ulaşmıştı. Şubat ayıydı, soğuk bir kış günü partisinin milletvekillerine hitap ederken bir karton gösterdi. Üzerinde 6 rakamı yazıyordu. ‘Tabiatıyla ters çevirirseniz 9 rakamı çıkar’ dedikten sonra devam etti:

‘Bu altı oktur, yuvarlak masa etrafında kurulan tezgahtır, karamsarlıktır. 6’ yı ters çevirirseniz 9 olur. 9 ‘a bakınca ne görüyoruz. Bizim için huzurdur, 9 Işık’tır. Sosyal ve ekonomik sorunların süratle geçeceğinin müjdesidir. Cumhur İttifakı’nın 2023 seçimlerini açık ara alacağının simgesidir.’

Gördüğünüz gibi Erdoğan için de Bahçeli için de seçimi kazanmak zor değil, gayet basit.

İktidarın büyük ortağı kurtuluşu AKP’ye 11 milyon yeni üyenin kaydedilmesinde arıyor.İktidarın küçük ortağı 9 rakamından medet umuyor. Türkiye’nin son hali eksiksiz budur.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN

Paylaşın

Erdoğan’ın Seçim Planı Belli Oldu

Gazeteci Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmaya dikkat çekerek, “Aslında Erdoğan’ın oyun planı belli. Önceki günkü konuşmasında çıtlattı. Satır aralarında ima etti” dedi.

Mehmet Tezkan, Halk TV’de yayımlanan köşe yazısında erken seçim iddialarını değerlendirerek “Siz olsanız erken seçime gider misiniz? Siz gitmeyecekseniz Erdoğan neden gitsin?” diyerek ihtimalin düşük olduğunu vurguladı.

Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmaya dikkat çeken Tezkan, “Aslında Erdoğan’ın oyun planı belli. Önceki günkü konuşmasında çıtlattı. Satır aralarında ima etti.” dedi ve şu ifadeleri kullandı:

Haziran planı şu:

BİR: Enflasyon şu nedenle bu nedenle inecek. Karar gazetesinde İbrahim Kahveci meseleyi o kadar basit o kadar güzel anlattı ki:

“Matematik ile izah edelim: Bu 6 ayda 54 TL zam yapılan ürünün fiyatı 100 liradan 154 liraya yükselmiş oldu. Fakat siz önümüzdeki 6 ayda 55 lira daha zam yaptığınızda ürünün fiyatı 154+55=209 liraya çıkmış olacak. Ammaaa bir farkla.

İlk 54 liralık zam 54/100=%54 demektir. İkinci altı ayda 55 lira zam ise 55/154=%35,7 etmektedir.

Şimdi burada ne olmuş oluyor? İlk 6 ayda 54 TL zam yapılmış ve ardından ikinci 6 ayda da 55 TL daha zam yapılmıştır. Ama baz etkisi ile ilk 6 ayda enflasyon %54 olurken, sonraki 6 ayda enflasyon %35,7’ye düşmektedir. Zam tutarı daha fazla olsa bile enflasyon düşmüş oluyor.

İşte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kurulan ülke yönetiminin enflasyonu düşürme formülü budur”

100 liraya aldığın malı bir yıl sonra 209 liraya alacaksın ama enflasyon yüzde 54 ‘ten yüzde 35.7’ye düşmüş olacak… Şubatta, martta enflasyon inecek demesinin sebebi budur.

Erdoğan bu durumu iyi satar, iyi pazarlar…

İKİ: Temmuz ayında enflasyon oranında zam verecek. Ocak ayında ise seçim zammı yapacak. Enflasyonun üzerinde. Yüzde yüz.

Asgari ücrete yapacağı zam Hazine’yi çok fazla ilgilendirmiyor. İşvereni ilgilendiriyor. Yüzde yüz çaksa kendi için ne yazar?

İşveren kaldıramaz, işten çıkarmalar olur. Olmaz. Seçim öncesi maliye sopayı gösterdi mi kimse bir kişi bile işten çıkaramaz.

ÜÇ: Karadeniz gazı. Borular döşenmeye başlandı, 2023’te seçimden önce evlere taşınacağı Erdoğan tarafından ilan edildi. Artık yerli gazımız var diye seçimden önce doğalgaz ücretlerini yüzde 60, yüzde 70 indirebilirler.

Nisan, mayıs bolluk havası haziranda seçim.

Siyaset bilimcilerin bir bölümü seçmen son üç aydaki duruma göre oy tercihini yapar diyor. Erdoğan ocak sonrasına oynuyor.

Ya kazanırım ya benden sonra tufan diyecek…

Gidişat belli…

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

‘Seçim Kuruluna Girmek İstemeyen Hakimler Sağlık Raporu Almaya Başladı’ İddiası

Erken seçim veya zamanında seçim tartışmaları sürerken, il-ilçe seçim kurulu başkanlıklarına yapılacak atamalar için birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerin kuraya girmek istemediği için sağlık raporu almaya başladığı iddia edildi.

Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre, “Yeni Seçim Kanunu kapsamında, il-ilçe seçim kurulu başkanlıklarına yapılacak atamalar için birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasında yapılacak görevlendirmeler konusunda sıkıntı çıktı.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimler sırasında il ve ilçelerde görev yapacak seçim kurulu başkanlarını belirlemek için harekete geçti. Yeni Seçim Kanunu kapsamında il-ilçe seçim kurullarına birinci sınıfa ayrılan hâkimler arasından kurayla seçim yapılması gerekiyor. 6 Temmuz’a kadar bu atamaların gerçekleşmesi gerekirken kuraya girmek istemeyen hâkimlerden YSK’ya sağlık raporu yağmaya başladı.

Edinilen bilgilere göre sadece İzmir’de 40 civarında birinci sınıfa ayrılmış hâkim sağlık raporu alarak kuraya girmek istemediklerini YSK’ya bildirdi. Kuradan çıkacak isimler seçim döneminde yoğun olarak bir ay görev yapacaklar. Bu sebeple birçok hâkimin görev almak istemediği için sağlık raporu aldığı belirtiliyor.” denildi.

Haberde şu ifadelere yer verildi:

“YSK’daki ağırlıklı görüş ise hâkimlik yapmaya engel bir hastalığı yoksa kuraya katılmaları zorunluluğu getirmek. Edinilen bilgilere göre YSK’ya hâkimlerden gelen sağlık raporlarının büyük bölümü bu yüzden kabul edilmeyecek.

YSK önümüzdeki günlerde sağlık raporları ile ilgili bir karar verecek ve sadece kanser hastalığı sebebiyle alınan sağlık raporlarının kabul edilmesi yönünde görüş bildirecek. Buna rağmen ad çekmeye katılacak hâkimin bulunmaması durumunda ise en kıdemli hâkimden başlayarak il ve ilçe seçim kurullarında görev alacak olanlar belirlenecek.”

 

Paylaşın

Erdoğan, Seçime Krizsiz Girmek İçin Zaman Kazanmaya Çalışıyor

Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu “erken seçimin Erdoğan için bir avantaj olmadığını” söyledi. Erdoğan’ın, “süresini sonuna kadar kullanıp, türlü ekonomik paketleri deneyerek seçime krizsiz girmek için zaman kazanmaya çalıştığını” belirten Karaalioğlu, muhalefetin de adayını açıklamayarak elindeki tek erken seçim kozunu harcadığını ileri sürdü.

Mustafa Karaalioğlu’nun “Erdoğan rakip adayın gecikmesinden şikayetçi midir?” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:

“Son olarak İYİ Parti lideri Meral Akşener dile getirdi. ‘Seçim tarihini açıkla, ertesi gün adayımızı ilan edelim’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın aylardır yaptığı çağrıya böyle cevap verdi Akşener. Bilindiği gibi, altılı masa liderlerinin tamamı böyle düşünüyor.

Görünürde bu tavır bir rest, özgüven ve meydan okuma içeriyor. Yani, muhalefet seçime hazır ve aday ismini gizleyerek iktidarın merakını artırıyor. İktidarın sürekli hata yapması nedeniyle zamanın kendi lehlerine gelişmesinden yararlanıyor. Muhalefet bir yandan da adayı erken açıklamayıp yıpranmasını önlemek gibi bir ihtiyat gözetiyor. Buraya kadar güzel…

Ancak, meselenin iktidar açısından da siyasi anlamı ve avantajları var. Birincisi ve en önemlisi ekonomide tablonun bu kadar olumsuz olduğu ortamda beş yıllık dönemi sonuna kadar kullanabilecek olmak büyük bir başarıdır. Diyebiliriz ki Erdoğan’ın en büyük siyasi başarısı, bu ekonomiye rağmen erken seçime gitmeden zamanında seçim yapabilmek olacaktır. Böylelikle zımnen, aslında ekonominin o kadar da kötü olmadığı, olağanüstü bir yönetim problemi bulunmadığı ve durumun abartıldığı kanaati pekişmektedir. Bu sayede iktidar ekonomi bakanlarını, Merkez Bankası başkanlarını defalarca değiştirebilmekte ve ömrü birkaç ayı geçmeyen ekonomi modelleri veya ağır maliyetli enstrümanlarla şansını deneyebilmektedir. Sadece son bir yılda Çin modeli, rekabetçi kur ve cari açığı azaltma modelinden enflasyonla büyüme modeline, oradan kur korumalı mevduatla Türkiye ekonomi modeline; olmayınca yeniden enflasyonu azaltma modeline ve en nihayet gelire endeksli senede kadar birbiriyle alakasız birçok yöntemi deneme imkanına kavuşmuştur. Her modelin ve enstrümanın sisteme, bütçeye ve gelecek yıllara yüklediği maliyetlerine aldırmadan, sınırsızca deney yapabilmek bulunmaz bir siyasi imtiyazdır. Bu yolu, seçim takviminde kararı Erdoğan’a tamamen teslim ederek muhalefet kolaylaştırmıştır. Aday belirleme kararı rutin seçim takvimine bağlandığı için iktidarın üzerindeki erken seçim baskısı tamamen bitmiş durumdadır. Yakın tarihin en büyük enflasyonu, hayat pahalılığı, kur şoku, işsizliği ve faiz oranları yaşanırken, iktidarın süreyi sonuna kadar kullanarak seçime gitmesi küçümsenemez bir siyasi başarıdır ve bunda muhalefetin payı büyüktür.

Dolayısıyla, Erdoğan’ın altılı masadan gelen ‘Seçimi açıkla, adayı açıklayalım’ tavrından şikayetçi olduğu düşünülemez. Çünkü, aday erkenden açıklanmış olsaydı erken seçim baskısı artacak ve büyük ihtimalle de bu baskı sonuç alacaktı. Muhalefetin analizin aksine altılı masanın adayı değil, Erdoğan yıpranacaktı. Ayrıca, bu ağır şartlarda bile olduğu yerde yıpranan bir muhalefet adayı endişesi varsa, o doğru aday da değildir. Adayı erken ilan etmenin riskini almak bir siyasi vizyon anlamı taşırdı. Adı sanı belli bir alternatifin ortaya çıkması mevcut ekonomik şartların da eşlik etmesiyle, ‘Daha fazla vakit ve kaynak kaybetmeden hemen seçim’ duygusunu güçlendirecekti.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Fransa’da Parlamento Seçimleri: Macron Ve Sol İttifak Başa Baş

Fransa’da seçmenler 577 koltuğa sahip Fransa Parlamentosu’na seçilecek milletvekillerini belirlemek üzere Pazar günü sandığa gitti. İki turlu seçimde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron liderliğindeki Ensemble (Birlikte) İttifakı ile Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki sol ittifak Nupes başa baş gidiyor.

Haber Merkezi / İlk sonuçlara göre Macron’un Merkez ittifakı ilk turda oyların yüzde 25,75’ini, sol ittifak ise oyların yüzde 25,66’sını aldı. Sol ittifak ile Macron’un ittifakı arasında 21 bin 400 oy fark olduğu bildirildi.

İlk sonuçlara göre katılım düşüklüğünde tarihsel bir rekor kırıldı. Seçmenlerin yüzde 52,5’i seçimlere katılmadı. Sol İttifak NUPES ve Macron’un “Birlikte”si birinci turu başa baş bitirirlerken aşırı sağcı Ulusal Buluşma ittifakı yüzde 18,8’de kalarak ana muhalefet konumundan uzaklaştı ve üçüncü sıraya geriledi. Eski De Gaulle’cu partinin kalıntısı Cumhuriyetçiler ise yüzde 11,4 oy alarak dördüncü oldu.

Ancak, seçim yorumcuları ve uzmanlar, oy dağılımıyla sandalye dağılımının ikinci turla birlikte değişiklik gösterebileceğine dikkat çekiyor. “Çoğu seçim bölgesinde, başkanlık çoğunluğu ile NUPES arasında gerçekleşecek düellolar”ın, diğer bloklar da göz önüne alındığında, nasıl sonuçlanacağı şimdiden kesin olarak öngörülemiyor.

Ancak Macron’un mutlak çoğunluktan uzakta, parçalı ve meydan okuyan bir parlamentoyla iktidarı paylaşmak zorunda kalması en muhtemel sonuç olarak görülüyor. Macron’un çoğunluğu koruyabilmesi için gelecek Pazar yapılacak seçimlerde 289 sandalye kazanması gerekiyor.

Seçim öncesi tahminler de, sosyalist ve yeşilleri de kapsayan sol ittifakın, Cumhurbaşkanı Macron’u zorlayacağı yönündeydi. Jean-Luc Mélenchon ilk sonuçların gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Gerçek şu ki, birinci tur sonunda cumhurbaşkanının partisi yenildi” dedi ve “Macron’un çoğunluğu kazanmasını engellemek üzere” seçmenleri ikinci tur için sandığa çağırdı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin tahminleri, Macron’un çoğunluğu elinde tutmasının garanti olmadığını gösteriyor. Ifop, Macron’un Ensemble ittifakının sandalye sayısının 275-305 arasında, sol-yeşil ittifakın sandalye sayısının da 175-205 olacağı tahmininde bulunuyor. Ipsos ile Ensemble’ın 255-295 milletvekili, sol ittifakın ise 150-190 arasında milletvekili çıkaracağını tahmin ediyor.

Jean-Luc Mélenchon, Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde üçüncü gelmiş, ikinci tura giden seçimlerde Macron, aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’i yüzde 42’ye karşı yüzde 58 oyla geride bırakmıştı. Le Pen’in Ulusal Birlik’inin de ilk turda oyların yüzde 18,74’ünü aldığı görülüyor. Tahminler Le Pen’in şu anda 8 olan milletvekili sayısını 15-30 arasına çıkaracağı yönünde.

Mélenchon’un NUPES (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği) ittifakı; sosyalist ve komünist partiler ile Boyun Eğmeyen Fransa’nın yanı sıra ülkenin ana yeşiller partisini de kapsıyor.

Macron emeklilik yaşını 62’den 65’e çekmeyi savunurken, Mélenchon emeklilik yaşını 60’a düşürme sözü veriyor. NUPES’in seçim vaatleri arasında ayrıca 100 temel maddenin fiyatlarını dondurmak ve milyonlarca istihdam yaratmak da var. Fransa da artan gıda fiyatları ve enflasyonla boğuşuyor.

Fransa’da her bir seçim bölgesinde adaylar kendi aralarında mücadele ediyor. Bir adayın kazanabilmek için oyların yarısından fazlasını ve aynı zamanda o bölgede kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 25’inin oyunu alması gerekiyor. Bunu başarabilen aday yoksa ikinci tur seçim yapılıyor.

Paylaşın

Kulis: İktidar Cephesi, Rakip Aday İçin 5 İhtimal Konuşuyor

Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı konusunda iktidar partisinde beş ihtimalin konuşulduğu kulislere yansıdı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Yavaş ve Akşener isimleri gündeme gelirken, bir başka AK Partili yönetici “Bence No-name bir isim belirleyecekler” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçime 1 yıl kala adaylığını İzmir’den ilan etti ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da adaylığını ya da adayını açıklamaya çağırdı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu bu sözlere henüz karşılık vermedi ama parti yöneticilerinden “Sandığı getir adayı açıklayalım” yönünde değerlendirmeler geldi.

Muhalefet partilerinin oluşturduğu altılı masa, şimdilik seçim takvimi belli olmadan aday açıklamayı planlamıyor. Bu tutum “Muhalefetin adayı kim olacak?” sorusunun daha uzun süre siyaset kulislerinde sorulmaya devam edeceğini gösteriyor.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre muhalefet kadar adayı merak eden iktidar cephesinden ise farklı tahminler geliyor. Bir kesim Kılıçdaroğlu’nun aday olacağını düşünürken İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a şans verenler de var.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hâlâ denklemden çıkmadığını düşünenlerin yanı sıra bir beşinci görüş ise muhalefetin bu 4 isim dışında aday çıkaracağı yönünde.

AK Partili bir yönetici, adayın daha önce adı duyulmayan biri olabileceğini belirterek, “Bence No-name bir isim belirleyecekler” iddiasında bulundu.

Paylaşın

Z Kuşağı Anketi: ‘Millet’ İle ‘Cumhur’ Arasındaki Fark Yüzde 42

Türkiye’de gelecek seçimlerin en önemli belirleyicilerinden biri olması beklenen Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında dünyaya gelenleri temsil ediyor. 24 Haziran 2018’deki seçimlerde Z kuşağının toplam seçmen içindeki payı yüzde 7’yken, 2023’te bu oran en az yüzde 16 olacak.

Bu kuşağa ilişkin yapılan araştırmalarda genel olarak maddi olanaksızlıklar ön plana çıkıyor. Sokak röportajlarında en çok, “Telefonunu çıkar” ifadesiyle özdeşleşen ve AKP’li olduğunu söyleyen vatandaşlar ile gençler arasındaki tartışmalar dikkat çekiyor.

BUPAR Araştırma Danışmanlık, 17-24 yaş arasındaki 2 bin 780 kişiyle yüz yüze yaptığı araştırmayla gençlerin Türkiye’nin gündemindeki sorunlara ilişkin bakış açılarına yer verdi. Buna göre AKP politikalarına destek her geçen gün azalıyor.

Cumhuriyet gazetesinden Sena Tufan’ın haberine göre ilk defa oy kullanacak seçmenlerin yüzde 65’i Millet İttifakı’na oy vereceğini söylerken, Cumhur İttifakı’na oy verecek yeni seçmen oranı yüzde 23 oldu. Yüzde 12’si ise diğer partiler ve ittifak dışı partilere oy vereceğini belirtti.

‘Yeni biri cumhurbaşkanı olsun’

“Yapılacak ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilmesini mi istersiniz yoksa yeni biri mi cumhurbaşkanı olsun?’’ sorusuna verdikleri yanıtla gençler, değişimden yana olduklarını, yeni bir cumhurbaşkanı istediklerini ortaya koydu.

Gençlerin yüzde 72’si “yeni biri cumhurbaşkanı olsun” derken yüzde 20.5’i “Recep Tayyip Erdoğan olsun” dedi. Yüzde 7.5’lik bir kesim ise “Kararsız” olduğunu belirtti.

‘Ekonomi daha kötü olur’ diyenlerin oranı yüzde 75

Araştırmaya katılanların yarısı “Gelirim giderimi karşılamıyor, eski birikimlerimi harcıyorum’’ derken, gençlerin yüzde 30’u ailesinden yardım alarak geçindiğini belirtti. “2022’de sizin ekonomik durumunuz ile ülkenin ekonomik durumu nasıl olur’’ sorusuna, “Daha kötü olur’’ diyenlerin oranı yüzde 75. “Kendinizi genel olarak mutlu hissediyor musunuz’’ sorusuna ise yüzde 70 “hayır’’ yanıtını verdi.

“Yurtdışında okumak ister misiniz’’ sorusuna yanıt veren lise öğrencilerinin yüzde 77’si “Evet’’ derken, yüzde 12’si “Hayır’’ yanıtını verdi. Yüzde 11’i ise ‘Şu anda karar veremiyorum’ dedi. Üniversite öğrencilerinin yüzde 71’i “Dünya genelinde ülkemizdeki üniversitelerin kalitesi ve saygınlığı azalıyor” derken yüzde 9’u ise “Dünya genelinde ülkemizdeki üniversitelerin kalitesi ve saygınlığı artıyor” yanıtını verdi.

‘Gezi davası siyasi’

Gezi eylemlerinin demokratik bir hak kullanımı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 40 iken, 15 Temmuz darbe girişiminin dış güçlerin organizasyonu olduğunu düşünenler ise yüzde 20’de kaldı. Gezi Davası’nda açıklanan kararları doğru ve hukuki bir karar olarak değerlendirenler yüzde 20, “Siyasi bir karardır’’ diyenlerin oranı ise yüzde 40 olarak kayda geçti.

Sığınmacı politikası eleştirisi

Gençlerin yüzde 90’ı sığınmacıların ülkelerine dönmeleri gerektiğini ve vatandaşlık verilmesinin doğru bulmadıklarını belirtti. Konut alan yabancılara vatandaşlık verilmesine de yüzde 90’ı karşı çıktı. Gençler, ‘’İktidarın Suriyeli ve Afgan politikalarını destekliyor musunuz?’’ sorusuna yüzde 9 oranında ‘Evet’, yüzde 85 oranında ‘Hayır’ yanıtını verdi.

Paylaşın

Kulislerde Seçim Konuşuluyor: İşte Erdoğan’ın Çevresiyle Paylaştığı Tarih

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesi sonrası seçim için çevresi ile kasım ayını paylaştığını aktardı.

Mustafa Balbay, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ana gündeminin seçim olduğunu köşesinde taşıdı. Balbay, “Durum vahim çare seçim!” başlıklı yazıda durumu değerlendirdi.

Balbay, “MHP’nin bu sürecin sonunda halkın ekonomisinde olumlu bir gelişmenin olacağına yönelik inancı zayıf. Bunu Bahçeli’nin Erdoğan’a aralarındaki nezaket çerçevesinde ilettiği söyleniyor.” dedi.

Ankara’da erken seçimin yapılıp yapılmayacağının değil, erken seçimin tarihinin konuşulduğunu öne süren Balbay, “Yakın gelecekte farklı bir değerlendirme olmazsa Erdoğan’ın çevresiyle paylaştığı seçim tarihi kasım ayı içinde” dedi. Balbay bu çerçevede bir yol haritasının hazırlandığını da aktararak şu ifadeleri kullandı:

“Yaz aylarında sebze-meyve bir nebze ucuzlayacak.

Temmuz’daki maaş zammı bir nebze rahatlatacak.

Sonbaharda sıcak para bulunacak, olumlu hava estirilecek.

Bunların bileşiminden oluşacak iklime “iktidarda kalmak beka meselesi” dedirtecek bir yükleme yapılacak”

Yukarıda paylaştığımız yol haritası Nasrettin Hoca’nın borç ödeme takvimine benzeyebilir ama bunun ciddi ciddi tartışıldığını vurgulayalım.

Ekonomiyle ilgili yaz-sonbahar planına Saray inanmış görünüyor. Ancak MHP’nin bu sürecin sonunda halkın ekonomisinde olumlu bir gelişmenin olacağına yönelik inancı zayıf. Bunu Bahçeli’nin Erdoğan’a aralarındaki nezaket çerçevesinde ilettiği söyleniyor.

Ekonomide uzmanların elinin değdiği, planlı bir çare arayışının olmadığı önceki gece bir kez daha görüldü. Akşam saatlerinde piyasalara büyük enerji katacak önlemlerin açıklanacağı söylendi. Gelir endeksli senet (GES) diye bir “müjde” verildi. Ancak döviz bunu da “dinlemedi”, inişe değil yükselişe geçti.

Öyle anlaşılıyor ki millet gelir endeksli değil, bu iktidarın gidişine endeksli bir arayış içinde.”

Mustafa Balbay’ın yazısının tamam için TIKLAYIN

Paylaşın

Erken Seçim İsteyenlerin Oranı Yüzde 62’ye Ulaştı

Yöneylem kamuoyu araştırma şirketinin son araştırmasında “Kasım’da bir erken seçim olmasını ister misiniz?” sorusuna “Evet” yanıtı verenlerin oranı yüzde 62 oldu. Kuruluş üç ayda erken seçim isteyenlerin yüzde 9 oranında arttığını açıkladı.

Yaygınlaşan erken seçim iddialarının halk arasındaki yankılarını araştıran Yöneylem Araştırma şirketi,  anket sonuçlarını açıkladı.

Ankette katılımcılara, “Son günlerde kasım ayında bir erken seçim olacağına dair iddialar dile getiriliyor. Siz Kasım’da bir erken seçim olmasını ister miydiniz” sorusu yöneltildi.

Yurttaşların yüzde 62’isi “Evet bir an önce erken seçime gidilmesini istiyorum”, yüzde 34’ü ise “Hayır, seçimin zamanında yapılmasını istiyorum” dedi. “Bilmiyor / cevap yok” diyenlerin oranı yüzde 4 oldu.

Yöneylem Araştırma, erken seçim isteyenlerin oranında son 3 ayda 9 puanlık bir artış yaşandığını da açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın adayının kendisi olduğunu ilk kez İzmir’de resmen ilan etti.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa bugünden tezi yok, adaylığını ya da adayını açıkla” dedi.

Gözlerin çevrildiği muhalefet cephesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık açıklamasına ilk tepki, “Sandığı hemen getir, adayımızı açıklayalım” oldu.

Paylaşın