Partiler Seçim Hazırlıklarına Başladı

Siyasi partiler, TBMM’nin kapanmasıyla birlikte, 2023 seçimlerine odaklandı. AK Parti yönetimi, 2023 seçimlerine hazırlık kapsamında, sandık başı işlemleri konusunda teşkilata uyarılarda bulundu. Bahçeli ilk kez “sesli video” yayımladı. Kılıçdaroğlu, grup toplantılarını illerde yapacak. Akşener, ikinci Türkiye turunu sürdürecek.

Türkiye Gazetesi’nden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre, AK Parti’nin 75’ten fazla ilde gerçekleştirilen koordinasyon toplantılarında, seçimde görev alacak partililere, sandık başı işlemleri, oy sayımı sırasında yapılacaklar ve oyların tutanağa geçirilmesi sırasında dikkat edilecek konular örneklerle izah edildi.

Toplantılarda, 2018 milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2019’daki yerel yönetimler seçimlerinde bazı sandıklarda yapılan hatalar ve eksiklikler sebebiyle, AK Parti’ye yazılması gereken oyların başka parti ve adaylara yazıldığına yönelik örnekler verildi. Sandık görevlilerinin eğitimi kapsamında “Mesela, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a verilen oylar tutanağa geçirilirken, başka bir adaya yazılmış. Bu tip hataları tek tek tespit ettik. Önemli olan o anda bu yanlışı fark edip düzelttirmek” uyarısı yapıldı. Aynı hataların tekrar etmemesi ve özellikle oylar sayıldıktan sonra tutanağa geçirilmesi aşamasında tüm görevlilerin “Gözünü dört açması’ istendi.

‘Erken seçim olacağını düşünmeyin’

Bazı teşkilat mensupları tarafından bu toplantılarda ‘Erken seçim olup olmayacağı’ da soruldu. AK Parti yöneticileri “Bu toplantıları yapıyoruz diye erken seçim olacağını düşünmeyin. Seçim zamanında yapılacak. Ama biz her an seçime hazır olacağız. Seçimin en önemli aşaması sandıklara sahip çıkmaktır. Sandığa gelen AK Parti seçmeninin oyuna sahip çıkacağız. Tek bir oyun bile başkasına yazılmasın müsaade etmeyeceğiz. Oylar heba olmasın.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun aktardığına göre de, AK Parti seçim çalışmalarının startını İstanbul’dan verecek. Parti yönetimi bu kapsamda, İstanbul’da vatandaşlarla bir araya gelecek.

MHP’den reklam kampanyası

MHP, de seçim çalışmaları için “Çağrım Sana” reklam kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında ülke genelinde bilboardlar hazırlandı. Kampanya kapsamında ise önceki gün gece partinin resmi sosyal medya hesaplarından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seslendirmesiyle bir video yayımlandı. “MHP’nin seçim kampanyalarında ilk kez Bahçeli’nin sesli mesajının yayımlanması” dikkat çekti. Bahçeli, söz konusu videoda seçmene şu sözlerle sesleniyor:

“Çağrım sana, kulak ver… Gel hep birlikte tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye’yi 2023’e taşıyalım. Dosta ve düşmana Türk milletinin bir ve beraber olduğunda neler yapabileceğini bir kez daha gösterelim. Atatürkçü, demokrat, ülkücü, milliyetçi, mütedeyyin ne dersen de kendini nasıl tanımlarsan tanımla, önce ülkem ve milletim diyorsan, çağrım sana.”

Kılıçdaroğlu, grup toplantılarını illere taşıyacak

Diğer siyasi partilerde de seçim hazırlıkları devam ediyor. Bu kapsamda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’nin kapanmasıyla birlikte partisinin grup toplantılarını illere taşıyacak. Kılıçdaroğlu, her salı bir başka ilde vatandaşlarla birlikte grup toplantısı yapacak. Ayrıca CHP, mitingler de düzenleyecek.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise yaz ayları boyunca haftada üç, dört ile gidecek.

Paylaşın

Japonya’da Seçimleri Şinzo Abe’nin Partisi Kazandı

Koalisyon hükümetinin en önemli bileşenlerinden olan ve eski başbakan Şinzo Abe’nin partisi Liberal Demokrat Parti, Abe suikastinden iki gün sonra yapılan seçimlerde sandalye sayısını artırdı. Böylece Japonya’nın muhafazakar koalisyon hükümeti, parlamentonun üst kanadındaki desteğini güçlendirmiş oldu.

Japonya’nın en uzun süre başbakanlık koltuğunda oturan ve öldürülene kadar ülkedeki en etkili siyasetçilerden biri olmaya devam eden Abe, Cuma günü Nara’da seçim kampanyası için kürsüde konuşma yaptığı sırada silahlı bir saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.

Başbakan Fumio Kishida’nın lideri olduğu Liberal Demokrat Partisi (LDP) ve küçük ortağı Komeito, sandık çıkış anketlerine göre 125 sandalyeli üst kanattaki sandalye sayısını toplamda 69’dan 75’e yükseltti.

LDP’nin sandalye sayısı 55’ten 63’e yükseldi. Ancak bu sayı tek başına çoğunluk sağlayarak hükümet kurması için yeterli değil. Parlamentonun üst kanadı için yapılan seçimler, mevcut hükümete referandum olarak değerlendiriliyor.

Resmi sonuçların Pazartesi günü yerel saatle öğleden sonra açıklanması bekleniyor. LDP, seçim sonuçlarını beklerken Tokyo’daki parti genel merkezinde Abe için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi.

Koalisyon hükümetinin seçimde zafer elde etmesi, savunma harcamalarını ikiye katlama ve “pasif savunma” öngören yasalarda değişiklik gibi bazı kilit politikaları hayata geçirmesini kolaylaştıracak. Bu daha agresif savunma politikası, Abe’nin de gerçekleştirmeyi planladığı bir politikaydı.

Japonya’da uzmanlar, Abe’nin suikast sonucu hayatını kaybetmiş olmasının; şiddet olaylarının ve silahlı saldırıların çok nadir görüldüğü ülkede bir tepki doğurduğu ve seçim sonuçlarını etkilemiş olabileceğini söylüyor.

Parlamento üst kanadı için son seçim üç yıl önce yapılmış; oy kullanma oranı yüzde 48,8’de kalmıştı. Bu seçimde oran yüzde 51,58’e yükseldi. Uzmanlar, bunu da suikastin etkisiyle tepki olarak sandığa gidenlerin sayısının artmasına bağlıyor.

Abe, Cuma günü Japonya saatiyle 11:30’da, Pazar günü yapılacak seçim için çıktığı kampanya çerçevesinde Kyoto yakınlarındaki Nara’da konuşma yaptığı sırada suikaste uğradı. 67 yaşındaki eski başbakan hastanede hayatını kaybetti.

Abe’yi öldürmeye çalışan kişinin Nara’da ikamet eden ve eski bir Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri mensubu olan 41 yaşındaki Tetsuya Yamagami olduğu açıklandı.

67 yaşındaki Abe, başbakanlık yapmış bir dedenin torunuydu. Babası da dışişleri bakanı olarak görev yapmıştı. Abe, Japonya siyasetinin hakim gücü olan Liberal Demokrat Parti’nin başında iki kez seçim kazandı.

2006 yılındaki ilk başbakanlık dönemi bir yıldan biraz uzun sürdü ve tartışmalı geçti. 2012 yılında ise sürpriz bir şekilde geri döndü ve 2020’de sağlık nedenleriyle istifa edene kadar da görevde kaldı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Erdoğan Ve Kılıçdaroğlu Arasındaki Oy Farkı Yüzde 1’e Düştü

Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin son anket sonuçlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Ankete göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde bire düştü.

Araştırmaya katılanlara, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm partiler ayrı aday gösterirse kime oy verirsiniz?” diye  sorulduğunda “Kemal Kılıçdaroğlu” yanıtını verenleri oranı yüzde 28,8 oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyu oranı ise yüzde 29,8 olarak ölçüldü.

Akşener, Sancar ve Babacan yükselişte

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e oy vereceklerin söyleyenlerin oranı  yüzde 12,5, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar aday olursa oy vereceklerini söyleyenler de yüzde 9,8 oldu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması halinde anket araştırmasına göre yüzde 6,3 oy alacak.  Bahçeli’ye oy vereceklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 6,0.

Yüzde 2’nin altında kalanlar

Mültecilere karşı ırkçılık ve nefret söylemleriyle gündeme gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın oy oranı da yüzde 1,9 olarak ölçüldü.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce  ve Gelecek Partisi Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanı adayı olursa oy vereceklerini söyleyenlerin oranı ise aynı, her iki isminde alacakları oy oranı yüzde 1.5 olarak tespit edildi.

Millet İttifakı’nda yer alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun oy oranı ise yüzde 1,2 olarak açıklandı.

Paylaşın

İktidar, Seçim Tarihiyle İlgili Muhalefetle Uzlaşma Arayabilir

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine bir yıl gibi az bir süre kalan Türkiye’de, ekonomi başta olmak üzere neredeyse her alanda yaşanan sorunlar ‘sandık’ gündemini sıcak tutuyor. Birçok kamuoyu araştırmasına göre vatandaşlar, seçimlerin öne çekilmesi beklentisi içinde.

Gazeteci Fehmi Koru, kendi ismini taşıyan internet sitesinde bu yönde bir sürprizle karşılaşılabileceğini söyledi

“Geçmiş bayramlarda siyasi partilerin yönetim kademesinden insanlar bir gün öncesine kadar sert çıktıkları rakip partilerin yöneticilerini ziyaret ederler, ziyaret edilenler de kendilerini ziyaret edenlere aynı şekilde mukabelede bulunurlardı” diyen Koru, şöyle devam etti:

“Çay-kahve muhabbeti bu yıl bakarsınız muhabbetlerini artırır. Yine şimdikine benzer uzun bayram tatillerinde, geçmişte, ziyaret sayesinde hiç olmayacakmış gibi görünen gelişmelerle karşılaşıldığı olmuştur.

Kurulacağına yüzde yüz emin olunan hükümetler, parti liderlerinden birine beklenmedik ziyarette bulunanların ikazları sonucu kurulamaz olduğu gibi, öncesinde ölümüne düşman görüntüsü veren liderler bayram sonrasında kurdukları koalisyon hükümetinde yan yana görev alabilmişlerdir.

‘Sürpriz bekliyorum’

Bu bayram tatilinden de, ben, sonrasında seçim tarihinin erkene alınmasını getirebilecek bir sürpriz bekliyorum.

AK Parti lideri Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bayramda bir araya gelmelerine dikkat etmek gerek.

Milletvekillerinin bayramı seçim bölgelerinde geçirmeleri beklenir. İktidar milletvekilleri uzun zamandır halkla doğrudan temasta değillerdi; bayramda ister istemez kendilerini seçenleri dinlemek zorunda kalacaklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bayramını kutlamaya gelecek AK Parti milletvekilleri bölgelerinin hassasiyelerini ona aktardıklarında hava değişebilir.

İktidar cephesi ‘Ne olacaksa bir an önce olsun’ noktasına gelebilir ve muhalefetle uygun bir seçim tarihi üzerinde uzlaşma arayışına girebilir.”

Paylaşın

AK Parti Çekirdek Seçmeni De Kaybediyor

AK Partili çekirdek seçmende çözülme olduğunu dile getiren SİTA Politik Danışmanlık Genel Müdürü Özçelebi, “Kararsızlar dağıtıldıktan sonra artık çok daha az yüzde 30’un üzerinde sonuçlarla karşılaşıyoruz. Çekirdek seçmende bir çözülme var, bu açık. AK Parti ile birlikte elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemeyen, daha çok muhafazakâr ve dindar olan bu grup, kaybetmekten korktuklarını muhalefetin de verebileceğini gördükçe, buna ikna oldukça, yani iktidara güven ve inandırıcılığını kaybettikçe bu kopuş hızlanacaktır” dedi.

Saray ittifakının neden olduğu krizler ve izlediği politikaların ortaya çıkardığı tablonun sonuçları seçim anketlerine yansımaya devam ediyor. AK Parti, yayımlanan son anket sonuçlarında ikinci parti konumuna düştü. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da haziran ayının sonunu işaret ederek, “AK Parti yüzde 30’un altında. Haziran sonunda tüm yoklamalarda CHP’nin AKP’yi geçeceğini göreceksiniz” açıklamasında bulunmuştu.

Piar Araştırma’nın son seçin anketinde “Bu pazar genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 29,6’sı “CHP” yanıtını verdi. AK Parti ise yüzde 27,8’le ikinci sırada yer aldı. Anket sonuçlarında ayrıca HDP 11,2 ile üçüncü parti konumunda yer alırken sırasıyla bu partileri yüzde 11 ile İYİ Parti ve yüzde 7,3 ile MHP izledi. Anket sonuçlarında CHP, AK Partinin 1,8 puan puan önünde yer aldı. Şu ana kadar yapılan anketlerde ilk defa CHP’nin bu denli bir farkla birinci parti konumuna yerleştiği görüldü. Piar Araştırma Genel Müdürü Berna Can, bu tabloyu “Anketin elbette başka ayrıntıları mevcut ancak AK Parti için psikolojik eşik dediğimiz yüzde 30 kırılmış görünmekte” sözleriyle yorumladı.

Yöneylem Araştırma’da da benzer bir sonuç ortaya çıktı. Yöneylem’in son yayımladığı anket sonuçlarında AK Parti ikinci parti konumuna düşerken şirketin diğer anket sonuçlarına kıyasla ilk defa CHP birinci parti konumuna yükseldi. Karasızlar dağıtıldıktan sonra çıkan tabloda CHP yüzde 27,7 puanla birinci parti olurken onu yüzde 27,1’le AK Parti, yüzde 13,3’le İYİ Parti, yüzde 8,7’yle HDP ve yüzde 6,8’le MHP izliyor. Ayrıca ankete katılan seçmen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin adayına yüzde 54,2 oy verirken Erdoğan yüzde 30,9 oy alıyor.

2018’deki seçim sonuçlarıyla kıyaslandığında AKP ve MHP’nin oylarında büyük bir erime yaşandığı görülüyor. CHP ve İYİ Parti ivmeyi yukarı taşırken, HDP’nin seçmen desteğini önemli ölçüde koruduğu anlaşılıyor. Seçim sonuçlarında AK Parti oyların yüzde 42,6’sını alırken CHP 22,6’sını almıştı. İki partiyi HDP yüzde 11,7 ile izlerken MHP’nin oy oranı yüzde 11,1’di. İYİ Parti ise yüzde 10’da kalmıştı.

Diğer taraftan anketlerde uzun süredir Cumhur İttifakı’nın önünde yer alan Millet İttifakı, aradaki farkı açmaya devam ediyor. ORC Araştırma’nın yayımladığı son anket sonuçlarında Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’na yüzde 18’lik bir fark attığı görüldü. Buna göre Millet İttifakı kazanır diyenlerin oranı yüzde 54,7’ye yükselirken Cumhur İttifakı kazanır diyenler oranı ise yüzde 36,6’da kaldı. Yüzde 8,7’lik kesimse “fikrim yok” dedi.

MetroPOLL Araştırma’nın yayımladığı son verilerde ise kararsızlar dağıtıldıktan sonra Millet İttifakı’nın oyu yüzde 40,2 olurken, Cumhur İttifakı’nın oyunun yüzde 38,1’de kaldığı görüldü.

Sonuçlara temkinli yaklaşılmalı

SİTA Politik Danışmanlık Genel Müdürü Suat Özçelebi, yayımlanan son anket sonuçlarını BirGün’den Umut Serdaroğlu’na değerlendirdi . Anket sonuçlara temkinli yaklaşılması gerektiğini aktaran Özçelebi, “Bazı anketlerde CHP önde çıksa da buradaki farkların hata payı içinde olduğunu düşünerek temkinli yaklaşılması gerekli. Maalesef anket şirketleri de Türkiye’deki kutuplaşmadan payını almış durumda. Hatta öyle tutumlar görüyoruz ki elindeki anket verilerini bir nevi sopa gibi kullanarak siyaseti dizayn etmeye çalışanlar da var” dedi.

Anket şirketleri arasındaki yayımlanan farkların bundan dolayı olduğunu dile getiren Özçelebi, “Anketler arasında öylesine farklar var ki sanki başka ülkelerde yapılmış gibi duruyor. Aynı ay içerisinde CHP’yi yüzde 29’da görüyoruz yüzde 23’te. İYİ Parti’yi yüzde 21 gösteren bir anketin hemen ardından ertesi ay yüzde 11 gösteren başka bir anketle de karşılaşabiliyoruz. Yüzde 10 puan bir ayda nasıl düştü sorusuna da yanıt yok bu yüzden böyle bir anket bolluğu içinde belli bir trendi takip eden, düzenli yapılan anketleri iyi ayırt etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Psikolojik sınırın altına düştü

Yine de anketlerden AK Partinin yüzde 30’luk psikolojik sınırın kırıldığının çıkarılabileceğini aktaran Özçelebi, “CHP’nin sanılanın aksine AK Parti’den oy aldığını ancak İttifak Partilerinin de birbirlerine seçmen kaptırdıklarını görüyoruz. AK Parti hatta Cumhur İttifakı oy kaybını azalttı ama durduramadı. Bunu AK Parti’ye çalışan anket şirketlerinde de görmek mümkün. Yüzde 30 luk baraj aşağıya inmiş duruyor” dedi.

AK Partili çekirdek seçmende çözülme olduğunu dile getiren Özçelebi, “Kararsızlar dağıtıldıktan sonra artık çok daha az yüzde 30’un üzerinde sonuçlarla karşılaşıyoruz. Çekirdek seçmende bir çözülme var, bu açık. AK Parti ile birlikte elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemeyen, daha çok muhafazakâr ve dindar olan bu grup, kaybetmekten korktuklarını muhalefetin de verebileceğini gördükçe, buna ikna oldukça, yani iktidara güven ve inandırıcılığını kaybettikçe bu kopuş hızlanacaktır” İfadelerini kullandı. AK Partinin bu denli oy kaybındaki temel nedenin ekonomi olduğunu dile getiren Özçelebi, “Ancak bunun zemininde AK Parti ve Cumhurbaşkanı’nın hikâyesini kaybetmiş, yeni hikâye konusunda yeterli kadro, vaat ve güven veren bir yapıya sahip olamayışı yatıyor. Artık tek adamın vizyonu, gittikçe tartışmalı hale gelen nitelikleri ve yarattığı büyük ekonomik buhranla kalması zor görünüyor” dedi.

Muhalefet rehavete kapılmamalı

Ancak muhalefetin rehavete kapılmaması gerektiğinin altını çizen Özçelebi, “AK Parti’nin gidişindeki en büyük anahtar hala muhalefette. Topluma ‘ben çözebilirim’ güvenini vermezse, bunu temsil edecek yeterlilikte bir aday ve kadro kuramazsa, henüz muhalefete tamamen geçmemiş görünen ‘kararsızlar’, ‘z kuşağı’ diye adlandırılan genç grupları bambaşka tepkiler verebilirler. Kimse ‘AK Parti eriyor, bu iş tamam’ rehavetine kapılmasın.

Genç seçmen belirleyici olacak

Genç seçmen iktidarda değişiklik talebinde ancak muhalefetin iş durumu, okul ve ifade özgürlüğü gibi konularda iyileştirme yapabileceğine dair de şüpheci davranıyor. Reuters’ın yayımladığı analize göre, Haziran 2023’te yapılacak seçimde genç seçmen, Erdoğan ve AK Parti iktidarının değişip değişmeyeceği konusunda belirleyici olacak. Genç seçmen, toplam oy oranının yüzde 12’sine sahip. MAK Danışmanlık firması başkanı Mehmet Ali Kulat, 18-29 yaş arasındaki seçmen üzerinden yaptıkları araştırmaların sonucunda, yüzde 70’inin muhalefeti desteklediğini belirterek “Gençler değişim istiyor” dedi. Anket raporlarına göre; seçimde genç seçmenin oyu, seçimin öngörülemez olmasını sağlıyor. Genç seçmenin oyunu ise altılı masanın Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı aday belirleyecek.

Paylaşın

İlk Kez Oy Kullanacak 6 Milyon Genç Erdoğan’ın Kaderini Belirleyebilir

Türkiye’de gelecek yıl yapılması planlanan seçimlerde ilk kez oy kullanacak altı milyon genç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarını devam ettirmesi ya da farklı bir liderin yönetimindeki Türkiye’yi seçmek arasında bir karar vermeye hazırlanıyor.

Kamuoyu yoklaması yapan araştırmacılar seçmenlerin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturacak gençlerin oyunun, seçim yarışında belirleyici olacağını kaydediyor.

İstanbul’dan Orta Anadolu’ya kadar 18-23 yaş arası bir grup gençle yapılan görüşmeler, gençler açısından adalet, göç, liyakat ve şeffaf ekonomi politikalarının en önemli konular olduğunu ortaya koyuyor.

İstanbul’da tarih öğrencisi olan ve soyadını vermek istemeyen 19 yaşındaki Damla, Reuters haber ajansına verdiği demeçte “Kararımı tam olarak vermiş değilim ama sanırım kötünün iyisini seçeceğim ve muhalefeti destekleyeceğim” diyor.

Ekonomik çalkantı ve yükselen enflasyon, ailesiyle birlikte yaşamasına rağmen masraflarını artırmış ve artık arkadaşlarıyla çok fazla dışarı çıkamıyor.

“Yaşamıyormuşum gibi hissediyorum, sadece hayatta kalmaya çalışıyorum” diyen Damla, “AK Parti bu seçimi kaybetse bile yeni hükümet, halkın baskısını üzerinde hissetmeli” ifadesini kullanıyor.

Anketlerin büyük çoğunluğunda Erdoğan, muhalefet liderlerinin gerisinde görünüyor. Bunda Türk Lirası’nda son yıllarda yaşanan değer kaybı ile birlikte rekor seviyelere yükselen enflasyon ve alım gücünün düşmesinin de payı bulunuyor.

“Ekonomi iyi gitmiyor olabilir ama bu tüm ülkelerde böyle”

İstatistik ofisi ve verilere göre, gelecek yıl oy kullanacak 62,4 milyon Türk’ün yaklaşık 13 milyonunu “Z Kuşağı” olarak isimlendirilen kesim oluşturuyor. Altı milyonu ilk kez oy kullanma hakkına sahip olacak.

Araştırma şirketi Gezici’nin başkanı Murat Gezici, genç seçmenlerin genel olarak hükümete kızgın olduğu ancak belirli bir ideolojiye bağlı olmadığı ve muhalefete de tamamen güvenmediği değerlendirmesinde bulundu.

Şirketin yaptığı anketlerin sonuçları, 18-25 yaş arası Z kuşağı seçmenlerinin yaşam tarzları, ifade özgürlüğü ve medya üzerindeki baskılara şiddetle karşı çıktığını gösteriyor.

Murat Gezici, “Bu kuşağın yüzde 80’i AK Parti’ye oy vermeyecek” diyor.

İlk kez oy kullanacak olan 18 yaşındaki Yusuf, koronavirüs salgını ve Ukrayna’daki savaşın ardından dünya ekonomilerinin çoğunun zor günler geçirdiğini söylüyor.

Yusuf, “Bence şu anda ülkemizi yöneten kişi en iyi ve en uygun lider… AK Parti’ye oy vereceğim çünkü insanları rahat ettirmek için planlar yapıyor” diyor ve ekliyor: “Ekonomi iyi gitmiyor olabilir ama bu tüm ülkelerde böyle.”

“Gençler değişim istiyor”

Uzmanlara göre genç seçmenlerin motivasyonu tahmin edilemeyen bir faktör ve bu seçimin öngörülemezliğini arttırıyor.

Seçimin sonucu, ortak politika zemininde buluşan altı muhalefet partisinin Erdoğan’a rakip olarak kimi göstereceğine bağlı olabilir.

“Gençler değişim istiyor” diyen MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın araştırmasına göre 18-29 yaş arası gençlerin yüzde 70’i muhalefeti destekliyor.

Kulat’a göre genç seçmenler, ekonomik beklentilerini yabancı akranlarıyla karşılaştırma eğiliminde, orta yaş üstü seçmenler ise daha ziyade yol ve hastane gibi altyapı yatırımlarına bakıyor.

Hükümetin politikaları nedeniyle yaşam koşullarının kötüleştiğini ifade eden 21 yaşındaki Helin, bundan dolayı muhalefete oy vereceğini, ancak (muhalefetin) önerilerinin mevcut göç politikasındaki veya azınlık haklarındaki sorunları etkili bir şekilde ele alamayacağından endişe ettiğini dile getirdi.

Reuters’ın sorularını Ankara’dan yanıtlayan Helin, “İktidar değişikliğinin en azından acil sorunları çözeceğine inanıyorum” diye konuştu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Baskın Seçim Mi Geliyor?

Gazeteci Fehmi Koru, Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdiği köşe yazısında “Baskın seçim mi geliyor?” diye sordu. Koru, kişisel blogunda kaleme aldığı köşe yazısında Çankırı’nın Dodurga ilçesinde yapılan seçimi, asgari ücrete yapılan zammı ve İspanya’daki NATO zirvesini hatırlattı.

AK Parti’nin Dodurga’daki seçimi yüzde 87’lik oy oranı ile kazandığını anımsatan Koru, “Acaba Dodurga seçim sonucu bir gösterge olarak değerlendirilir ve AK Parti bu adımlardan aldığı cesaretle bir yıl sonra yapılacak seçimin tarihini erkene çekmeyi düşünür mü? Yoksa zamanında seçim ısrarında devam eder mi iktidar cephesi?” sorusunu gündeme getirdi.

Koru, yazısının devamında şunları kaydetti:

Zamanında seçimin iktidar cephesi açısından ciddi mahzurları var. Günlük hayatta yaşanan sıkıntılar ekonomi yönetiminin yanlışlarının sonucu. Altı ay önce yeni yıla asgari ücrete beklenmeyen oranda zamla girilmiş, ancak ardından gemi azıya alan enflasyon ve kurdaki durdurulamaz yükseliş sebebiyle paramız pula dönüşünce, yapılan zammın hiçbir anlamı kalmamıştı. O yüzden asgari ücrete, hem de adet olmadığı halde, yeniden kallavi bir zam gerekti.

Seçimin zamanında yapılması, asgari ücrete ara zam ile ücret ve maaşlara enflasyon oranı göz önünde tutularak getirilebilecek takviyelerin etkisinin buharlaşmasına yol açabilir. Ekonomiyi emir ve talimatlarla istenilen sınırlar içerisinde tutmanın mümkün olmadığını yaşayarak öğrendik. Yanlış kararların siyasi sorumluları önümüzdeki bir yılda aynı konumlarında kalacaklarına göre yanlışlar devam edecek ve sıkıntılar sürecek demektir.

Benzer bir durum ‘zafer’ olarak takdim edilen Madrid’teki NATO zirvesinde elde edilen görüntü için de söz konusu olabilir. Kamuoyunun beklentileri önümüzdeki bir yıl içerisinde karşılığını bulmayabilir. ‘‘Zafer kazandık’’ diyerek seçime gitmek varken, ‘‘Bizi aldattılar’’ demek zorunda kalınarak gidilecek bir seçim istenilen sonucu getirmeyebilir.

Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday gösterilmesinin önündeki anayasal engeli ve o engeli aşmak için sarf edilmesi gerekecek çabaların yıpratıcılığını bu hesaba katmıyorum bile. O gün yaklaştığında, iktidarın küçük ortağı MHP, büyük ortak AK Parti ile İYİ Parti arasında bölüşüldüğü için azalmakta olan oylarına bakarak, kendisinin desteğiyle Meclis’ten geçen yeni seçim yasasında ittifak içerisinde bulunmanın yararı ortadan kaldırıldığı için, %7’lik baraja takılma ihtimalinden rahatsızlık duyabilir.

Lafı uzatmayayım: Bir yıl sonrasının şartları, Dodurga’da alınan %90’a yakın oyla elde edilmiş ‘seçim başarısını’ AK Parti’ye yaşatmış Dodurgalıları bile dünkü kararlarından vazgeçirebilir. İktidar için doğru olan, kendi içlerinde tartıştıklarını da sandığım, fazla gecikmeden seçime gidilmesidir. Hazır muhalefet de seçim tarihinin erkene alınmasını istemekteyken… Gelişmelere bakıp ben bu hesabı yapıyorum ama iktidarın, daha doğrusu AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hesabı ne acaba? Sorunun cevabını bir tek kendisi biliyor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

HDP’de ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ İçin İsimler Tartışılıyor

Kongreye hazırlanan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile yola devam etmeyi düşünüyor. Seçimlerde ortak aday konusunda “şeffaf müzakere” tutumunu açıklayan HDP’de cumhurbaşkanı adaylığı için de isimler zikredilmeye başlandı.

Berivan Altan’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 3 Temmuz’da Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştireceği 5’inci Büyük Olağan Kongresi çalışmaları sürüyor. Hazırlıkları koordine eden ve yeni dönem kurullarını belirleyecek olan Merkezi Mutabakat Komisyonu hafta içerisinde bir araya geldi. Kongre hazırlık çalışmaları ve Parti Meclisi’ne (PM) yönelik başvuruları ele alan komisyon çalışmalarını hızlandırdı.

Komisyonda mevcut Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile devam etme eğilimi ortaya çıktı. Yanı sıra yeni dönem için başka isimler de tartışıldı. Parti yetkili organları henüz bir karar almadı ancak ağırlıklı görüş Buldan ve Sancar ile yola devam etmesi yönünde.

Daha çok 5’inci Büyük Olağan Kongresi’nde verilecek mesajlar ve HDP’nin Türkiye siyasetinde belirleyici olma gerçekliği üzerinden çalışmalara ağırlık veriliyor. Özellikle seçim politikası, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hamleler ve Kürt sorunun demokratik çözüm modeline dair kapsamlı bir çalışma yürütülüyor. Bu kapsamda Merkezi Mutabakat Komisyonu’nun bir ekip oluşturduğu ve bu ekibin kongreye kadar verilecek mesajlara dair çalışacağı öğrenildi. Kongrede seçilecek yeni eşbaşkanların mesajlarına yönelik hummalı bir çalışma başlamış durumda.

Tutuklu siyasetçilerin önerileri alındı

Bu çalışmalar kapsamında önceki dönem Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile Buldan ve Sancar geçtiğimiz hafta içerisinde tutuldukları cezaevlerinde görüşmeler yaptı. Yeni dönem politikalar, izlenecek siyasete dair tutuklu siyasetçilerle de tartışmalar yürütülerek, öneriler alındı. Tutuklu siyasetçilerin önerileri ve düşünceleri de ilgili kurullara aktarıldı.

HDP’nin kongrede hem iktidarı hem de muhalefeti şaşırtacak mesajlar vereceği de kulislerde konuşulanlar arasında. Bu kapsamda da kongre beklenenden daha çok dikkati çekeceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanlığı için isimler tartışılıyor

Bir diğer önemli konu ise HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday çıkarıp, çıkarmayacağıydı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar bu konuda açık, şeffaf bir şekilde müzakereye açık olduklarını söylemiş aynı zamanda alternatif bir aday ihtimaline işaret etmişti. Bu konunun da kongre öncesinde HDP’nin ittifaklarının oluşturulduğu kurullarda tartışılmaya başlandı. Hatta Cumhurbaşkanlığı için bazı isimlerinde tartışıldığı ve bu çerçevede öneriler götürülmesi de konuşuluyor.

HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için izleyeceği politikada, muhalefetin HDP’ye yönelik baskılarda ve dokunulmazlıkların kaldırılmasında aldığı tutum belirleyici olacak. Muhalefetin HDP ve seçmeninin kabul edemeyeceği bir aday olması halinde Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’a karşı alternatif ve güçlü bir isimle Cumhurbaşkanlığı adayı çıkaracağı belirtiliyor.

Paylaşın

‘Erdoğan, Erken Seçim Açıklamasına Hazırlanıyor’ İddiası

Erken seçim tartışmaları sürerken önemli bir iddiada Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz’den geldi. Öksüz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim açıklaması yapacağını iddia ettiği tarihi yazdı.

Milli Gazete yazarı yazarı Adnan Öksüz, bugünkü köşe yazısında Ankara kulislerinde yer alan erken seçim iddiasını köşesine taşıdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçime gitmek için 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde açıklama yapacağını ifade eden Adnan Öksüz, “Kulislere göre, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hain darbe girişiminin yıldönümünde, 15 Temmuz’da erken seçim açıklaması yapmaya hazırlanıyor!” yazdı.

Erdoğan topu Meclis’e bırakacak

“Fakat Erdoğan’ın aday olabilmesi için seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacağı ifade ediliyor.” diyen Öksüz, “Buna göre, Eylül 2022 ikinci yarısı ya da Ekim 2022’nin ilk yarısında erken seçim olabilir!” ifadelerini kullandı.

Öksüz’ün dikkat çeken ifadeleri şöyle:

“Önümüzdeki sonbaharda erken seçim var mı, yok mu?

Kulislere göre, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hain darbe girişiminin yıldönümünde, 15 Temmuz’da erken seçim açıklaması yapmaya hazırlanıyor!

Fakat Erdoğan’ın aday olabilmesi için seçim kararının alınmasını Meclis’e bırakacağı ifade ediliyor.
Buna göre, Eylül 2022 ikinci yarısı ya da Ekim 2022’nin ilk yarısında erken seçim olabilir!”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Macron, Ulusal Meclis’te Çoğunluğu Kaybetti

Fransa’da 48 milyon seçmenin, Ulusal Meclis’te görev alacak 577 milletvekilini belirlemek için sandığa davet edildiği parlamento seçimlerinin ikinci turunda, iktidar ağır darbe aldı. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre, seçmenin yüzde 54’ü sandığa gitmedi.

İlk turda, Macron iktidarının önderliğindeki Birlikte! koalisyonu oyların yüzde 25.78’ini, Boyun Eğmeyen Fransa önderliğindeki Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği (NUPES) yüzde 25.75’ini almışlardı. Aradaki oy farkı yalnızca 6 bin 668’di.

Ifop enstitüsünün sandıklardan yansıyan ilk projeksiyonlarına göre, Cumhurbaşkanı Macron’un partisi, 289 olan salt çoğunluğa yaklaşamadı. İlk belirlemelere göre, “Birlikte/Ensemble” hareketi sadece 210 ila 250 sandalye elde edebiliyor.

Solun 4 eğilimini birleştiren Jean Luc Melenchon’un liderliğindeki Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği- NUPES” ise, 170-190 sandalye, büyük bir atılım yapan Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ Ulusal Bütünleşme 75-95 arasında sandalye, ana muhalefet sağ parti Cumhuriyetçiler (RN) ise, 60-75 sndalyeye sahip olabilecek.

Bu rakamlarla ülkeyi yönetmesi zorlaşacak olan Macron’un, Fransa Meclisi’nde salt çoğunluğu elde edebilmek için, koalisyon ya da milli birlik hükümeti gibi arayışlara girmesi gerekiyor.

Aşırı sağcı bir grup en son 1986 yılında 35 milletvekili çıkararak parlamentoda grup oluşturabilmişti. Le Pen’in de aday olduğu ve ikinci tura yüksek bir oy oranıyla kaldığı genel seçimlerde, Le Pen’in partisi RN’nin 20 ila 40 milletvekili çıkaracağı tahmin ediliyordu.

Mevcut sandık çıkış sonuçlarının doğrulanması halinde bu Cumhurbaşkanı Macron’un vaat ettiği reformları hayata geçirme olanağını zora sokacak.

Macron, seçim öncesi Fransızları kendisine ‘güçlü ve net bir salt çoğunluk’ vermeye çağırmıştı ancak sonuçlar bunun böyle olmayacağını gösteriyor. Seçimlerde Macron’a yakın isimlerden eski Christophe Castaner Alpers-de-Haute-Provence bölgesinde seçimi kazanamadı.

Fransa’da genel seçimin ilk turunda bir adayın salt çoğunluğu sağlayamadığı sandalyeler için ikinci tur yapılıyor. İlk turda yüzde 12,5 ve üzeri oy alan adaylar, ikinci tura kalıyor. Bu turda en fazla oyu alan aday milletvekili seçiliyor.

Genel seçimlerde öne çıkan iki ittifak

Fransa Boyun Eğmeyen Partili (LFİ) aşırı solcu Jean-Luc Melenchon’un girişimiyle LFİ, Yeşiller Partisi (EEVL), Sosyalist Partisi (PS) ve Komünist Partisi’ni (PCF) kapsayan “Sosyal ve Ekolojik Yeni Halk Birliği” (Nupes) ittifakı kuruldu.

Nupes ittifakı, Meclis’te salt çoğunluğu (289 sandalye) alarak, Melenchon’un başbakan olarak atanmasını hedefliyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Cumhuriyet Yürüyüşü (LREM) etrafında da Horizons (Ufuklar) ve Demokrasi Hareketi (MoDem) partilerinden oluşan Ensemble adında bir konfederasyon oluşturuldu.

Macron’un vaatlerini yerine getirebilmesi için, genel seçimlerde mecliste salt çoğunluğu sağlayabilmesi ve hükümeti kurabilmesi büyük önem taşıyor.

Paylaşın