Seçim Anketi: İttifaklar Arası Makas Açıldı

Seçimler yaklaştıkça araştırma şirketleri de anket çalışmalarına hız verdi. BUPAR Araştırma, yerel seçimlerde el değiştiren İstanbul, Ankara ve İzmit belediyelerinde anket gerçekleştirildi.

Cumhuriyet gazetesinin aktardığına göre, katılımcılara ilk olarak “Belediyenizin AKP yönetiminden CHP yönetimine geçmesinden memnun musunuz?” diye soruldu. Katılımcıların yüzde 67.1’i “Evet” yanıtını verirken, yalnızca yüzde 27.6’sı “Hayır” yanıtını verdi. Yüzde 5.3 ise fikir belirtmedi.

“Belediye yönetimi AKP’den CHP’ye geçince hizmetler nasıl oldu” sorusuna, yüzde 68.7 “Hizmetler arttı”, yüzde 21.1 “Değişen bir şey olmadı”, yüzde 9.3 “Hizmetler azaldı” yanıtını verirken, katılımcıların yüzde 0.8 fikir belirtmedi.

“CHP’den seçilen başkanınız, AKP’li eski belediye başkanının kendilerine yakın olan vakıf ve derneklere haksız kaynak aktardığını söylüyor. Siz bu söylemlere inanıyor musunuz” sorusuna gelen yanıtlar ise şu şekilde oldu:

  • Evet: Yüzde 69.1
  • Hayır: Yüzde 19.1
  • Fikrim yok: Yüzde 11.8

“AKP’li eski belediye başkanınız kentin/halkın menfaati için mi yoksa AK partinin menfaati için mi çalışıyordu?” sorusuna gelen yanıtlara göre, katılımcıların yüzde 66.7’si “AKP’nin menfaatleri için” derken, yüzde 29.7’si “Kentin menfaatleri için” dedi. Katılımcıların yüzde 3.7’si de fikir belirtmedi.

“CHP’li belediye başkanınız kentin/halkın menfaati için mi yoksa CHP’nin menfaati için mi çalışıyor?” sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 63.4’ü “Kentin/halkın menfaati” derken, yalnızca yüzde 25.6’sı “CHP’nin menfaati” dedi. Yüzde 11 de fikir belirtmedi.

Katılımcılara yöneltilen, “Bugün seçim olsa mevcut belediye başkanınız 2019’a göre daha fazla mı oy alır, aynı oyu mu alır, yoksa daha az mı oy alır?” sorusuna, yüzde 61.1 “Daha fazla oy alır”, yüzde 16.1 “Aynı oyu alır”, yüzde 17.1 “Daha az oy alır” derken, yüzde 5.7 de fikir belirtmediğini kaydetti.

Milletvekiliği seçimi

“Bugün milletvekilliği seçimi yapılacak olsa TBMM’de çoğunluğu hangi ittifak kazanır?” sorusuna seçmenlerin yanıtı şöyle oldu:

  • Millet İttifakı: Yüzde 76.7
  • Cumhur İttifakı: Yüzde 20.2
  • Fikrim yok: Yüzde 3.1

“Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa hangi ittifak kazanır?” sorusuna da, yüzde 66.7 Millet İttifakı, yüzde 27.6 Cumhur İttifakı, yüzde 5.7 de fikrim yok dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi

“Bugün cumhurbaşkanlığı seçimi olsa ve sadece Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu aday olsa hangisine oy verirsiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 50.5’i “Kemal Kılıçdaroğlu” derken, yüzde 35.8 “Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Katılımcıların yüzde 13.7’si de kararsız olduğunu belirtti.

“Bugün ittifaklar olmadan milletvekili seçimi yapılacak olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna da gelen yanıtlar şu şekilde oldu:

  • AK Parti: Yüzde 29
  • CHP: Yüzde 31.5
  • İYİ Parti: Yüzde 12
  • HDP: Yüzde 10
  • MHP: Yüzde 6
  • Gelecek Partisi: Yüzde 1
  • DEVA Partisi: Yüzde 2
  • Memleket Partisi: Yüzde 1
  • Saadet Partisi: Yüzde 1.5
  • Zafer Partisi: Yüzde 1
  • Diğer: Yüzde 3
  • Kararsızlar: Yüzde 2

Anket sonuçlarını değerlendiren BUPAR Araştırma Başkanı Erdal Akaltun, “Bu durum son yerel seçimde CHP adaylarına oy vermeyenlerin bile yarısının değişimden memnun olduğunu göstermektedir. Yereldeki başarılar genel iktidarı getirdiği gibi, başarısızlıklar da iktidar götüren unsurlardan birisidir. Bu yerel seçim sonuçları genel iktidar değişiminin işaret fişeği olarak görülebilir” dedi.

Paylaşın

Seçim 14 Mayıs Günü Mü?

Sözcü yazarlarından Emin Çölaşan, haziran ayında yapılması planlanan seçimin 1 ay öne çekileceğini, 14 Mayıs’ta gerçekleşeceğini yazdı: AKP iktidarı bir taşla iki kuş vuracak.

Çölaşan, “Seçim 14 Mayıs günü yapıldığı takdirde AKP iktidarı bir taşla iki kuş vuracak… Hem Adnan Menderes sömürüsü, hem de Ramazan nedeniyle din sömürüsü!” dedi.

Emin Çölaşan’ın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:

Sevgili okurlarım ben kulislerde gezinen, edindiğim doğru veya yanlış bilgilerle ve komplo teorileriyle ilgilenen bir gazeteci değilim. Ancak bu kez kulağıma ciddi bir sızıntı geldi. Üzerinde durulmayacak gibi değil ve hemen özetliyorum. Geçtiğimiz günlerde partisinde yapılan bir toplantıda seçim tarihi konuşulurken Recep Bey soruyor: “14 Mayıs desek bir sorun olur mu?” İtiraz edecek halleri yok ya, çok iyi olur diyorlar.

“Niçin 14 Mayıs 2023?..  O tarihin önemli bazı özellikleri var” diye devam eden Sözcü yazarı, şu ifadeleri kullandı:

İlki, Demokrat Parti (Adnan Menderes) 14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidara gelmişti. Yani çok partili hayata geçişin simgesi. Bu tarih kabul edildiği takdirde bol bol Menderes sömürüsü yapılacak, onun idam edilmesi yeniden gündeme taşınacak, ruhuna dualar edilecek falan filan!

İkincisi ise daha da önemli… 14 Mayıs 2023 tam da Ramazan ayı sonrasına denk geliyor. Ramazan, 23 Mart Perşembe günü başlayacak, 20 Nisan 2023 Cuma günü bitecek. 21, 22 ve 23 Nisan günleri bayram.

14 Mayıs seçim günü olarak kabul edildiği takdirde, seçim Ramazan’dan kısa süre sonra yapılmış olacak. Bunun anlamını her Türk seçmeni iyi bilir: Ramazan boyunca her türlü din ticareti ve din sömürüsü başta iktidar partisi olmak üzere siyasetçi takımı tarafından bol bol yapılacak. Siyasete alet edilen iftar şovları, sahur gösterileri, abdestsiz namaz kılmalar da aynen öyle.

Böylece Türkiye’de seçim öncesinde tam bir “din iklimi” yaratılmış olacak. Bunun anlamı şudur. Seçim 14 Mayıs günü yapıldığı takdirde AKP iktidarı bir taşla iki kuş vuracak…Hem Adnan Menderes sömürüsü, hem de Ramazan nedeniyle din sömürüsü! Seçim çalışması yapmak için tercih edilecek çok iyi ve uygun bir zamanlama!

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Reuters: HDP Kilit Parti Olmayı Sürdürüyor

Bir yıldan kısa bir süre kalan Türkiye seçimlerinde zorlu ekonomik şartların etkisiyle yıpranan iktidarın değişebileceğine yönelik beklentiler güçlenirken, bazı uzmanlar muhalefetin iktidara gelebilmesi için HDP’nin seçimlerdeki gücünü kabul etmesi gerektiğini belirtiyorlar. Ancak milliyetçi seçmenin hassasiyetleri ve hükümetin HDP’yi “terör” ile ilişkilendirmesi, partilerin HDP ile yanyana gelmesinde sorun oluşturuyor.

Geçen günlerde CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık elbette verilir” sözleri tartışma yaratmıştı. Altılı masada yer alan İYİ Parti’nin Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu bu açıklamanın ardından tepki göstermiş ve bu açıklamayı, “Densizlik, hadsizlik ve ilkelere saygısızlık” olarak nitelendirmişti. HDP ise bu tartışmaların ardından bakanlık konusunda herhangi bir talepleri olmadığını vurguladı.

Kılıçdaroğlu’nun gücü artıyor mu?

Muhalefet, adayını henüz açıklamasa da, bazı anketlere göre, muhalefetin “temsilcisi” konumuna gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısındaki gücü artmış görünüyor. Ancak Reuters’ın görüşüne başvurduğu dört kamuoyu yoklama şirketine göre bu oyların da mevcut durumda yine meclis çoğunluğu ve Cumhurbaşkanlığı’ndan oluşan iktidarı alabilecek güçte olup olmadığını söylemek için erken.

Anketlere göre ayrıca son aylarda asgari ücrete yapılan artışlar ve memur zamlarının etkisiyle iktidarın oylarında bir miktar kıpırdanma olduğu gözleniyor ama son noktada hem Millet hem de Cumhur ittifakında belirgin bir öne çıkış yok.

“Bu şartlar altında biz bugün (eylül başı) seçim olsa ve seçime girsek Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısıyla, Millet İttifakı’nın milletvekili sayısı arasında dikkate değer bir fark olmayacak” diyen Metropoll Başkanı Özer Sencar sözlerini şöyle sürdürdü:

“(Millet İttifakı) anayasayı değiştirecek bir çoğunluk üretemiyor… Anayasayı değiştirecek bir çoğunluk için kabaca %63 civarında oya ihtiyaç var… Millet İttifakı’nın güçlü bir desteği yoksa HDP olmadan karar çıkaramazlar.”

“Muhalefet rehavete sürüklenmemeli”

Sencar, ağustos ayındaki ankete göre AKP oylarının son üç aydır yükselişte olduğunu ve 3.5 puanlık artış kaydettiğini söyledi. Sencar ayrıca, sadece Erdoğan ve Kılıçdaroğlu karşılaştırılarak yapılan bir ankette CHP’nin parti oylarına yansımasa da cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın önünde gittiğini kaydetti.

Öte yandan, Erdoğan’ın attığı bazı adımların halkta olumlu karşılığını az da olsa bulduğunu, bu nedenle de muhalefetin dikkatli olması gerektiğini söyleyen Sencar’a göre, AKP kitlesinin sosyal medyaya çok fazla aşina olmaması nedeniyle hükümetin Kemal Kılıçdaroğlu dediği için yapılan şeylerden haberi olmuyor. Bu nedenle Sencar’a göre sosyal medyadaki muhalif tablo muhalefeti rehavete sürüklememeli.

“Kısaca bizim bulgularımızla (AK Parti) son dört ayda kararsızlar dağıtılmadan yüzde 25’ten kabaca yüzde 29’a çıktı” diyen Sencar şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kılıçdaroğlu, ağustos ayında Erdoğan’dan 6 puan yukarıda. Siyaset sahnesinde Meral Hanım’ın cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklayarak siyaset sahnesindeki oyun kurucu özelliğini kaybetmesiyle boşalan yeri Kemal Bey doldurdu… Bu şartlar altında bugün bu pazar seçim olsa ve seçime girsek Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısıyla Millet İttifakı’nın milletvekili sayısı arasında dikkate değer bir fark olmayacak. HDP’yle diğer sol partiler birleşirlerse bir ittifak oluşurursa onlar da yüzde 14-15’e tırmanabilirler.”

“HDP seçmeni halen seçimin kilit seçmeni olarak duruyor” diyen MAK Araştırma Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre ise AKP oyları yılın başından beri yapılan sekiz araştırmada yüzde 27 ile yüzde 29 arasında seyretti.

Kulat’ın verdiği bilgiye göre, “CHP ise yılın başından bu yana yüzde 25 ile yüzde 28 arasında seyretti ve şu anda AK Parti ile başbabaş hale gelmiş durumda.”

Gezici Araştırma Direktörü Murat Gezici’ye göre muhalefetin, iktidara destek veren seçmenin duygularını hafife almaması gerekiyor. “Güncel duruma baktığımızda iktidarın bir oy artışı olmadığını fakat mevcut oylarını da koruduğunu görüyoruz” diyen Gezici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle son aylarda dış politikada işbirliğine dayalı ilişkileri geliştirmeye çalışması, seçmen ile daha yoğun bir empati kurmaya başlaması ve kararsız seçmenlere odaklanması, seçmen kitlesi nezdinde ‘Erdoğan, doğruları bulmaya çalışıyor’ algısını canlandırdı.”

Gezici, “Eski Türkiye diyebileceğimiz döneme dair canlı bir hafızaya sahip olan ve iktidara oy vermeyi sürdüren seçmen adeta ürkek bir güvercin gibi davranıyor…Evet çok ciddi bir ekonomik kriz var, korkunç bir enflasyon var; ancak kültürel-simgesel alanın gücünü de ihmal etmemek gerekiyor” diye konuştu.

HDP’nin seçimin kaderini belirleyip belirlemeyeceği yönündeki bir soruya ise Gezici, “HDP seçmeni en kararlı seçmen grubunu oluşturuyor. İkinci tur bir oylamada HDP’nin yüzde 22’sinin Cumhur İttifakı’na, kalan yüzde 78’sinin ise Millet İttifakı’na oy vereceğini öngörüyoruz” diyerek, mevcut durumda Millet İttifakı’nı desteklemesini beklediği cevabını verdi.

Gezici şöyle devam etti:

“Kürtlerin Türkiye’deki oranı neredeyse yüzde 22 ve onların da yüzde 55’i hala AK Parti’ye oy veriyor. Yüzde 30’u HDP’ye, yüzde 15’i ise diğer siyasi partilere oy veriyor. Kürtlerin bir kısmı halen Erdoğan’ı lider olarak görüyor, bir kısmı da mevcutlar arasında Erdoğan karsısındakine oy veririm diyor. Kürtlerin nereye oy vereceği o yüzden belli ve bu anlamda seçimlerin kaderi üzerinde belirleyici değiller.”

HDP her aşamada önemli olacak

Avrasya Kamuoyu Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, AKP’nin oylarında hafif bir artış yaşandığını ama anlamlı bir artışın olmadığını belirterek, “Uzunca bir süredir esasen muhalefet toplamıyla Cumhur İttifakı toplamı sabitlenmiş gibi gözüküyor” dedi.

HDP tarafında önemli olanın aday çıkartıp çıkartamayacağı olduğuna işaret eden Özkiraz, “HDP seçmeninin yüzde 75’i Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veririm diyor Erdoğan’ın karşısında. Geri kalan yüzde 25’in çok büyük bir kısmı da partinin kurumsal kararını bekleyecek. Ama parti destek kararı açıkladığında muhtemelen yüzde 95’lere yakın bir destek olacak muhalefetin adaylığına” diye konuştu.

“HDP’nin tavrı, kurumsal tavrı seçimin ne kadar farkla biteceğini belirleyecek” diyen Özkiraz sözlerini cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna atıfta bulunarak, “HDP altılı masaya on beş gün önce mi kazandıracak? On beş gün sonra mı kazandıracak?” diye sürdürdü.

Özkiraz da sistemin şu anda muhalefette olan partilerin yasama organında kontrolü ele alabilmesi için mecliste 360 sandalye ile çoğunluğu elde edebilmesi gerektiğini belirterek, “Seçim sonrasında sistemi değiştirmek için HDP grubuna ihtiyaç var. Yani HDP her koşulda muhalefetin ihtiyaç duyduğu bir konumda olacak. Mesele cumhurbaşkanını seçtirmek değil, O cumhurbaşkanını bir de çalıştırabilmek mesele. Onun için herkes seçimden sonra HDP’yle mecburen bir oturacak” dedi.

HDP’nin seçmen tutumu ve aday tarifi

Partisinin seçim stratejisi ile ilgili Reuters’ın sorularını yanıtlayan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin farklı dinamikleri olacağını ifade etti.

“Mesela parlamento seçimlerinde biz HDP olarak kendi ittifaklarımız dışında herhangi bir ittifak arayışında değiliz. Yani Millet İttifakı, Cumhur İttifakı ile bir alakamız yok parlamento seçimleri için. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi farklı” diyen Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50 artı 1 oya ihtiyaç var. Dolayısıyla burada kendi adayımızla elde edeceğimiz sonuçtan daha önemlisi ortak adaylarla elde edilecek sonuçtur. O yüzden de biz geçtiğimiz yıl bir deklarasyon yaptık.”

Oluç, partisinin cumhurbaşkanı adayı tanımını işe şu şekilde yaptı:

“İsim günü geldiğinde tartışılacaktır. İsim önemsiz demiyoruz. İsimden daha önemlisi seçilecek kişinin Türkiye’nin yeni döneminde yapması gereken işler üzerine anlaşılması gerekiyor. (Bunlar) güçlü bir demokrasi. Yani güçlü bir yerel ve merkezi demokrasinin inşa edilmesi, tarafsız ve bağımsız bir yargı, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin sağlanması, Kürt sorununda demokratik bir çözümün ortaya çıkarılması. Bunun için en azından bazı adımların atılacağının ilan edilmesi.”

AK Parti: Daha sahaya inmedik

Üst düzey bir AKP’li yetkili de anketlerin sürekli değişkenlik gösterdiğini ve zaman içinde olumlu trendin görüleceğini belirterek, enflasyon gibi sorunların tüm dünyada olduğunu ve halkın bunu gördüğünü söyledi.

HDP’nin seçim sürecindeki önemi konusunda ise aynı yetkili, “Kürtlerden bizi destekleyen önemli bir kesim var, kimse bunu yabana atmasın. Tabi Doğu ve Güneydoğu’dan daha çok oy almak için biz de daha çok çaba göstereceğiz. Ama sadece onlara yönelik değil, tüm Türkiye’deki seçmeni kazanmaya çalışacağız, tepkili olan eski seçmeni, küskün olan seçmenimizi. Uzun bir süreç var ve daha ciddi olarak sahaya bile inmedik” diye konuştu.

Kamuoyu araştırmacısı Gezici de bu konuda HDP’den ziyade “merkez seçmenin” önemine dikkat çekti. Gezici, HDP’nin oylarının nasıl bir tercihte bulunacağının az çok kestirilebildiğini, bu nedenle Doğu Karadeniz ve İç Anadolu’daki merkez seçmenin seçimlerin kaderinde belirleyici olacağını ifade etti.

Paylaşın

Muhalefet, HDP Koridoruna Sıkıştırıldı

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, muhalefetin HDP üzerinden köşeye sıkıştırıldığını söyledi. Zeyrek, 2023’te yapılması planlanan seçimin ikinci tura kalması durumunda sonucu HDP seçmeninin belirleyeceğini hatırlattı.

Zeyrek, bugünkü köşe yazısında iktidarın muhalefete karşı kullandığı en önemli kozun hep HDP olduğunu söyledi:

Farkında mısınız? İktidarın muhalefete karşı kullandığı en önemli koz HDP oluyor. HDP, televizyon ekranlarında en çok konuşulan ama hiç konuşturulmayan bir parti haline geldi. Herkes HDP’yle ilgili ağır hüküm cümleleri kuruyor, suçlamalar yöneltiyor ama kimse bir HDP’liye dönüp “bu konuda sizin görüşünüz ne” diye sormuyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ekibi ülkede öyle bir popülist milliyetçi hava oluşturdu ki o havanın dışına çıkıldığında kıyamet kopacağı algısı yaratıldı. Nedir o hava? “HDP demek PKK demektir. HDP’yle bir şekilde ilişkilendiğinizde, iş birliği yaptığınızda PKK’yla iş birliği yapmış olursunuz.”

“Bu hava milliyetçi oylarını MHP’ye geri kaptırmak istemeyen İYİ Parti’yi esir almış vaziyette” diye devam eden Sözcü yazarı, şunları yazdı:

CHP, bu cümleye inanmasa da İYİ Parti’nin ve sağcı seçmenin desteğini kaybetme endişesiyle de iktidarın kendisini sıkıştırdığı HDP koridorundan çıkamıyor. Bu politika o kadar işe yarıyor ki “altılı masa”nın en yumuşak karnı HDP haline gelmiş vaziyette. Son olarak CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in ve eski İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın konuşmaları üzerinden bir HDP eksenli CHP-İYİ Parti kavgası yaratılmaya çalışılıyor.

“Kendi görüşleridir, partiyi bağlamaz” denilerek kolayca içinden çıkılabilecek bir polemik, iktidarca kaşınıyor ve büyütülüyor, CHP ve İYİ Parti bu tuzağa düşmeye devam ediyor. Muhalefet de iktidar da ister kabul etsin ister kabul etmesin: Ülkede Cumhur ve Millet İttifakı’nın dışında 6-7 milyon seçmeni olan üçüncü bir ittifak var ve o ittifakın dinamosu HDP’dir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa sonucu HDP seçmeni belirleyecek. HDP seçmeninin oyuna Millet İttifakı adayı kadar Cumhur İttifakı adayı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da ihtiyaç duyacak ve Erdoğan bunun farkında. İYİ Parti ve CHP’liler HDP’yi öcüleştirip dışlaya dursun, Lice’de Bırkleyn Mağaralarında Feqiye Teyran’ın “Gülistan” türküsünü söyleyip halay çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhalefeti HDP koridorunda sıkıştırmanın keyfini sürüyordu.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Nisandan Sonra Seçim Güçlü Olasılık

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin seçim gündemine girdiğini belirterek “Öyle ya da böyle erken seçim görünüyor. Yaptıkları son değişikliğin uygulanabilmesi için bir yıl geçmesi gerekiyor ya, nisandan sonra seçim güçlü olasılık” dedi.

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, bugünkü köşe yazısında CHP lideri ile yaptığı görüşmeye yer verdi. Buna göre Kılıçdaroğlu’nun gündeme dair açıklamaları şöyle:

(Abdullah Gül’ün adaylığı) Biz altı lider yeni seçilecek cumhurbaşkanı ile birlikte yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Temel konularda mutabıkız. Ancak henüz masada isimlendirme yapmadık. Herkes aday olma hakkına sahiptir. Elbet sayın Gül de… İnsanlar aday olarak görmek istediği kişilerin adını telaffuz edebilir. Bizim 6’lı masada isim değerlendirmemiz yok.

İstanbul, Ankara, öteki belediye başkanlarımız gayet güzel çalışıyorlar. Görevlerinin gereğini yerine getiriyorlar.

(Peker’in iddiaları) Sedat Peker mafya içindeki bir kişi olarak içeriden bilgi veriyor. Zaten mafyatik örgütler bu yolla çökertilir. Savcıların bir şey yapmasına gerek yok. Sedat Peker’in söylediklerini sıralayıp ifade alacaklar. Tek tek kişilerle uğraşmak yerine köklü bir temiz eller operasyonu gerekli. Ancak çarkın içindekiler çarkı temizleyemezler. Burada ana sorun savcılar değil, başsavcılar.

Türkiye seçim atmosferine girdi. Öyle ya da böyle erken seçim görünüyor. Yaptıkları son değişikliğin uygulanabilmesi için bir yıl geçmesi gerekiyor ya, nisandan sonra seçim güçlü olasılık…

Sandık güvenliğini şimdiden örgütlemeye başladık. Kusura bakmasınlar YSK’ye güvenmiyoruz. 81 ildeki sandık sorumlusu belli. İlçe başkanlarımız onları zaman zaman arayıp sağlama yapıyor.

Ekonomi, Nebati olayı falan değil. Onu aştı. Günübirlik yaşıyorlar. Tam bir talan ekonomisine döndü. Giderayak ne bulursak götürelim, diyorlar.

Beşli çete bir ara bizimle diyalog ortamı aramıştı. Artık bıraktılar. Umutlarını yitirmiş olmalılar.

Devlet kurumlarından bize bilgiler gelmeye devam ediyor. Bunları arkadaşlarımız değerlendiriyor. Hemen kullanma amacı da gütmüyoruz.

Helalleşme beklediğimden daha çok karşılık buldu. Tersine helalleşme de söz konusu oluyor. Bize gelip “Geçmişte size çok haksızlık ettik” diyorlar…

Sadece bizde değil dünyada da otoriter yönetimler döneminin sonuna geliniyor. Değişim Türkiye’den başlayacak.

Bu iktidar gidici. Halk bu kararı verdi. Her şey bizim daha fazla güven vermemize bakıyor. Bunun için Anadolu’yu dolaşıyoruz. Muhtarlarla toplantı yaptığımız gün vali de toplantı koyuyor. Ama çoğunlukla bizi tercih ediyorlar.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

AK Parti’nin ‘Seçim’ Planı: Asgari Ücret, Enflasyon…

Erken seçim iddialarını kesin dille reddeden AK Parti’nin haziran ayına kadar ana gündemi ekonomik tablonun iyileştirilmesi olacak. Ödeme güçlüğü içindeki dar gelirliler başta olmak üzere gençler ve çiftçiler için kimi düzenlemeler yapmaya hazırlanan AK Parti seçime enflasyonun yüzde 50’ye indiği bir tabloyla gitmeyi hedefliyor. Yılbaşında ise asgari ücrete yaklaşık yüzde 50 zam yapılabileceği konuşuluyor.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya‘nın aktardığına göre, 18 Haziran’da yapılacağı açıklanan seçim için çalışmaların başladığı AK Parti’de bir yandan saha çalışmaları diğer yandan Meclis gündemi konuşulmaya başlandı. Parti bünyesinde oluşturulan komisyonlar seçim beyannamesi hazırlıklarını sürdürürken kampanya süreci için de program oluşturuluyor. Eş zamanlı olarak Meclis gündemi de planlanmaya başladı.

1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılının ilk işlerinden birinin “Maliye torbası” olması bekleniyor. Torba teklifte öğrencilerin KYK borçlarının faizinin silinmesi, 6 milyon dar gelirli vatandaşın icra ve haciz işlemleri başlayan elektrik, su borçlarının silinmesi, intörn hekim ve diş hekimlerine asgari ücret tutarı kadar ödeme yapılması, kiracı-ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklar için arabuluculuk imkanı getirilmesi gibi düzenlemelerin yer alması bekleniyor.

Asgari ücret

Asgari ücrete temmuz ayında yapılan ara zamla birlikte gelir vergisi diliminin değişmemesi maaş düşüşlerine neden oldu. Getirilecek torba teklif içinde bu düşüşün yaşanmaması için de bir düzenleme yer alacağı ifade ediliyor.

Ancak bunlar alım gücü her geçen gün daha da düşen vatandaşları rahatlatmaya yetmeyecek. AK Parti’de şu an 5 bin 500 TL olan asgari ücretin yılbaşında yaklaşık yüzde 50 artışla 8 bin liranın üzerine çıkarılması gerektiği ifade ediliyor.

Enflasyon

Dar gelirlilere dönük desteklerin devam edeceğini açıklayan AK Partili yöneticilerin ekonomiyle ilgili asıl hesabı ise enflasyon oranının aşağı çekilmesi. Kasım ayına kadar enflasyondaki yükselişin devam edeceği, ancak aralık ayı ile birlikte “büyük büyük düşüşler” gerçekleşeceği ifade ediliyor. Aralık ve ocak aylarında 10’ar puan, sonrasında ise 4-6 puanlık düşüşlerin beklendiğini dile getiren AK Partili ekonomi kurmaylarının hesabına göre hedef 2023 yılının mayıs ayında enflasyonun yüzde 50 civarına çekilmesi.

Fiyatlar düşmese de enflasyondaki yükselişin durmasının önemli bir psikolojik etki sağlayacağı, sürekli yükseliş endişesiyle gelecek aylardaki ihtiyacını karşılamaya çalışan insanların bundan vazgeçmesiyle piyasanın daha da dengeleneceği kaydediliyor.

2023 yılı bütçe görüşmeleri başlamadan Meclis gündemine gelmesi beklenen konular arasında uzun süredir üzerinde çalışılan kripto paralarla ilgili düzenleme de var. Bu konudaki çalışmanın tamamlanıp Cumhurbaşkanlığına gönderildiği biliniyor. Şirketlerin güvenilirliğini arttırma, müşterilerin paralarının korunmasına yönelik güvenlik duvarlarını sağlamlaştırmaya yönelik teklifin konuyla ilgili ana çerçeveyi çizeceği, ayrıntıların ise ikincil mevzuatta düzenleneceği kaydediliyor.

Üzerinde çalışılan bir başka düzenleme ise “Katılım bankaları” olacak. Edinilen bilgiye göre bu finans kuruluşlarındaki “banka” ifadesi müşterilerinde yarattığı rahatsızlık nedeniyle kaldırılacak, sadece “finans kurumları” olarak isimlendirilecek.

‘Dezenformasyonla mücadele’ teklifi

AK Parti ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele yasası” olarak nitelendirdiği basın kanununda değişiklik öngören kanun teklifi de yeni yasama döneminin gündemlerinden biri olacak. Dezenformasyon suçunu tarif edip, hapis cezası getiren tartışmalı maddenin aynen geçirileceği, ancak Basın İlan Kurumu’nun yapısı ve ilan dağıtımı ile ilgili düzenlemelerde bazı değişiklikler yapılabileceği ifade ediliyor.

Meclis yaz tatiline girmeden kısa süre önce AK Parti’nin sunduğu çay kanunu teklifinin de yeni yasama döneminde çıkarılacağı kaydediliyor. Bu düzenlemeler hedeflendiği gibi görüşülüp yasalaşırsa Meclis kasım ayıyla birlikte yeni yıla kadar sürecek 2023 yılı bütçe görüşmeleri mesaisine başlayacak.

Paylaşın

AK Parti Dört Yılda CHP’nin Birçok Vaadini Hayata Geçirdi

AK Parti, 2018 seçim beyannamesindeki birçok vaadin tam tersi icraatlara imza atarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2018 seçim bildirgesinde yer alan “Vergisiz asgari ücret, asgariye çifte zam, emekliye bayram ikramiyesi” gibi birçok vaadini hayata geçirdi.

Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’nun haberine göre, CHP’nin 2018’de yayımladığı seçim bildirgesinde yer alan birçok vaadin AKP tarafından yerine getirildiği, bazı vaatlere ilişkin çalışmaların da sürdüğü ortaya çıktı.

CHP’nin 2018’deki bildirgesinde sıralanan ve AKP’nin icraata dönüştürdüğü vaatler şöyle:

Vergisiz asgari ücret: CHP, “Asgari ücretten gelir vergisi almayacağız” dedi. AKP iktidarı, Ocak 2022’den itibaren asgari ücret ile diğer ücretlerin asgari ücret kadar olan bölümünden gelir vergisini kaldırdı.

Asgariye çifte zam: CHP’nin, “asgari ücrete altı ayda bir zam yapılacağı” yönündeki vaadi, 2022’de AKP tarafından yaşama geçirildi. Ocak ve temmuzda iki kez zamlanan asgari ücret net 5 bin 500 liraya yükseldi.

Emekliye bayram ikramiyesi: CHP, 2015 ve 2018 bildirgelerinde emeklilere yönelik “ramazan ve kurban bayramlarında birer maaş ikramiye” sözü verdi. 2015’te “Kaynak nerede” diye soran AKP, bu düzenlemeyi 2018 seçimlerinin hemen öncesinde yaşama geçirdi, sandığa günler kala emeklilere ilk ikramiye ödemesi yapıldı.

3600 ek gösterge: CHP 2018’de “Öğretmenlere, hemşirelere, polise, din görevlilerine, ceza infaz ve koruma memurlarına 3600 ek gösterge vereceğiz” vaatlerinde bulundu. Bu konuda adım atmakta uzun süre direnen AKP, geçen temmuzda Meclis’in kapanmasına günler kala söz konusu düzenlemeyi yasalaştırdı.

Askerlik süresi: CHP’nin 2018’deki “Askerlik süresini kısaltacağız” vaadi de bir yıl sonra AKP tarafından yaşama geçirildi. Haziran 2019’da yapılan düzenlemeyle zorunlu askerlik 12 aydan altı aya indirildi.

Düzenleme bekleyenler

EYT sorunu: CHP, bildirgesinde, “Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) mağduriyetini gidereceğiz” vaadinde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019’da EYT’yi kast ederek yaptığı “Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum” açıklamasına karşın AKP seçim öncesi “EYT’de çözüm” sözü verdi.

Sosyal konut ve arsa: CHP’nin 2018 beyannamesinde, “Dar gelirli yurttaşların konut ihtiyacını karşılamak için kamu eliyle arsa üretimi gerçekleştireceğiz. TOKİ ve belediyelerimizin işbirliğiyle ucuz ve nitelikli konut üretimi yapacağız” vaadinde bulunulmuştu. AKP, 2022’de fahiş şekilde artan konut ve kira fiyatları sonrası bu konuda adım atmak zorunda kaldı. Dar gelirli aileler için sosyal konut ve arsa projelerine ilişkin ayrıntıların 13 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor.

Varlık borçları: CHP, “varlık yönetim şirketlerinde (VYŞ) takibe düşmüş borçların risk esasına göre satın alacak, borç faizlerini, vergi, resim, harç, dosya parası, kapak ücreti gibi tüm mali yükümlülüklerini silecek, sadece anaparayı uzun vadeye yayarak tahsil edeceğiz” vaadini 2018’deki bildirgesinde sundu. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuyu yeniden gündeme getirmesinden saatler sonra “VYŞ borçlarının 2 bin 500 TL’ye kadar olanlarının devlet tarafından karşılanacağını” açıkladı. Meclis açıldığında yasalaşması beklenen düzenleme “kısmiliği” nedeniyle eleştiriliyor.

KYK faizleri

CHP’nin 2018 bildirgesinde, “KYK kredisinin geri ödemesinden enflasyon farkını kaldırıp, gençleri faiz belasından kurtaracağız. Borçları yeniden yapılandıracağız” ifadelerine yer verildi. Enflasyondaki hızlı yükselişle borçları katlanan öğrencilerin tepkilerini uzun süre duymazdan gelen AKP sonunda adım atmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen temmuzda “KYK kredi borçlarındaki faizlerin silineceğini” açıkladı. İlgili düzenlemenin Meclis açılınca yapılması bekleniyor.

Paylaşın

MHP, Seçim Startını Verdi: İlk Miting Sivas’ta

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP),  ‘Çağrım Sana’ mitinglerine başlıyor. MHP’li Yalçın, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sivas ilimizin merkez olacağı ilk miting, Sivas Kongresi’nin ruhuyla gerçekleştirilecektir” dedi.

MHP, “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı mitinglerine 4 Eylül Pazar günü Sivas’ta yapacağı mitingle başlıyor. Miting öncesinde MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut ve Gaziantep Milletvekili Sermet Atay’ın katılımıyla MHP Tokat İl Başkanlığında değerlendirme toplantısı yapıldı.

Seçim döneminin başladığını ifade eden MHP’li Yalçın, “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı mitingler yapacağız. Bu mitinglerden ilkini bu pazar günü Sivas’ta Amasya, Tokat, Çorum, Yozgat il teşkilatlarımızın ve aziz vatandaşlarımızın katılımıyla yapacağız. Sivas ilimizin merkez olacağı ilk miting, Sivas Kongresi’nin ruhuyla gerçekleştirilecektir” dedi.

“Adayımız belli”

Türkiye’nin kazanımlarını kaybetmemesi gerektiğini kaydeden Yalçın, “MHP, seçimlere bütün imkanları ve zafer inancıyla hazırlanmaktadır. Türkiye’nin kazanımları ortada. Bu kazanımlarımızı kaybetmemek için mücadele edeceğiz. Adayımız belli. 2023 Haziran’ında Cumhur İttifakı ipi bir kez daha göğüsleyecek, bir sonraki küresel hedefler için milli iradeden onay alacaktır” diye konuştu.

Paylaşın

İYİ Parti Adaylık İçin Topu Mansur Yavaş’a Attı

Muhalefet partilerinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş amacıyla kurduğu altılı masa, ortak cumhurbaşkanı adaylığı konusunda büyük oranda uzlaşırken, adayın kim olacağına yönelik tartışmalar ise devam ediyor.

Son dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi ön plana çıksa da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da halen Ankara kulislerinde konuşulan isimlerin başında geliyor. CHP’de başta genel başkan yardımcıları olmak üzere parti örgütünün son haftalarda Kılıçdaroğlu’nun ismini ön plana çıkartan açıklamalar yapmasına karşın kulislerde İYİ Parti’nin ise bu konuda çekinceli olduğu konuşuluyor.

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun geçtiğimiz günlerde “Sahada en çok duyduğumuz isim Mansur Yavaş” sözleri de bu çekincenin bir işareti olarak değerlendirilmişti. Kavuncu, “Sahada Mansur Yavaş’ta bir ağırlık var. Özellikle Cumhur İttifakı’ndan kopmuş, vazgeçmiş seçmenin tercihleri noktasında onun lehine bir ağırlık görüyoruz” değerlendirmesinde bulunmuştu.

“Diyarbakır’da dahi ismi dillendiriliyor”

Ortak adayla ilgili bu tartışmalar sürerken İYİ Partili üst düzey bir yetkiliden önemli bir değerlendirme geldi. DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün sorusunu yanıtlayan yetkili, Kavuncu’nun açıklamalarını hatırlattı. Genel Başkan Meral Akşener’in ziyaretlerinde vatandaş tarafından Mansur Yavaş’ın isminin çok sık dile getirildiğini ifade eden yetkili, “İstanbul il başkanımızın da dediği gibi sahada en çok duyduğumuz isim Mansur Yavaş oluyor” dedi.

Türkiye’nin hemen her bölgesinde bu talebin kendilerine aktarıldığını kaydeden yetkili, Güneydoğu Anadolu bölgesine dikkat çekerek, “Diyarbakır’da dahi Mansur Yavaş isminin dillendirildiğini ve bu yöndeki taleplerin olduğunu görüyoruz” dedi.

“İrade beyanı ortaya koyarsa değerlendirilir”

Aynı yetkili altılı masada henüz isimlerin konuşulmadığını ancak isimlerin konuşulduğu aşamada Mansur Yavaş’ın gündeme gelebilmesi için kendisinin bir irade beyanı ortaya koyması gerektiğine de dikkat çekti. İrade beyanı ifadesine açıklık getiren yetkili, adaylıkla ilgili ismi konuşulan Ekrem İmamoğlu’nun bu iradeyi bugüne kadar farklı açıklamalarla pek çok defa göstermiş olmasını örnek gösterdi.

İmamoğlu, Nisan ayında adaylık tartışmaları ile ilgili “Sorumluluğumun farkındayım kendimi taca ya da auta attırmam” ifadesini kullanmıştı. İmamoğlu’nun Mayıs ayında düzenlediği Karadeniz turu da adaylık çalışması olarak yorumlanmıştı.

Yavaş’ın CHP’li bir büyükşehir belediye başkanı olduğunu da hatırlatan yetkili, “Başka bir partinin belediye başkanı olması dolayısıyla bizim de adaylığı konusunda bir tasarrufta bulunmamız söz konusu olamaz. Bizim açımızdan Yavaş isminin masaya gelmesi için kendisinin bu beyanını görmemiz gerekir” ifadelerini kullandı. Aynı yetkili Yavaş tarafından bu yönde bir irade beyanı ortaya konulması durumunda Yavaş’ın adaylık seçeneğinin de “kazanabilirlik kriteri” çerçevesinde masada değerlendirilebileceğine işaret etti.

Paylaşın

AK Parti Seçim Hazırlıklarına Hız Verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine geçtiğimiz günlerde seçim bildirgesi ile ilgili hazırlıkların başlatılmasının ardından, dünkü AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK)  toplantısında da, seçimlere dönük yol haritası ele alındı.  

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın edindiği bilgiye göre Erdoğan, milletvekili listelerinin titizlikle hazırlanacağını vurguladı, “yıpranmış” isimlerin listelerde yer almayacağı mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan MYK toplantısındaki  sürpriz gelişme, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iş insanı Mine Tozlu Sineren’den rüşvet istediğini iddia ettiği danışmanı Serkan Taranoğlu ile rüşvet iddialarında adı geçen Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca’nın görevlerinin sona erdiğini duyurması oldu.

Erdoğan ayrıca Karaca’nın AKP üyeliğinden de ayrıldığı bilgisini paylaştı. Bazı AKP kaynakları, Erdoğan’ın bu iki isimden uzun süredir rahatsız olduğunu, hatta Taranoğlu ile yakın bir diyaloğunun da bulunmadığını savunuyorlar.

İkinci şölen Ankara’da

MYK toplantısında ayrıca, seçim hazırlıkları da ele alındı. Bu kapsamda, Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan bir sunum yaptı.

Edinilen bilgiye göre bu yıl  mayıs ayında Adana’da gerçekleştirilen “Gençlik Şöleni”nin ikincisinin Ekim ayında Ankara’da yapılması kararı alındı ve bununla ilgili yapılacak hazırlıklar değerlendirildi.

Ayrıca, yaklaşık 6 milyon dolayında gencin oy kullanacağının değerlendirildiği toplantıda, gençleri partiye çekmeye dönük afiş, slogan ve etkinlikler üzerinde çalışılması kararı alındı.

Milletvekili listeleri: Yıpranmış isimlere yer yok

Toplantıda ayrıca, 2023 seçimlerine dönük milletvekili aday listelerine ilişkin de de değerlendirmeler yapıldığı öğrenildi.

Edilen bilgiye göre Erdoğan,  aday listelerinin kamuoyu araştırmaları da dikkate alınarak titizlikle hazırlanacağını ifade ederken, “yıpranmış isimlere” listelerde yer verilmeyeceğinin de işaretini verdi.

Aday listelerinin hazırlanması için 6 aylık sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan’ın, isimler üzerinde çok iyi çalışılması gerektiğini vurguladığı belirtildi.

‘Nefes aldıracak zam’ vaadi

Son 1 yılda ekonomide yaşanan sıkıntıların da değerlendirildiği toplantıda, alınan önlemlerin yurttaşlara olumlu yansımalarının yılbaşından itibaren görüşmeye başlanacağı beklentisi dile getirildi.

Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılbaşında ücretli kesimlere “nefes aldıracak” zam yapılacağını belirterek, seçimleri de partisinin kazanacağı görüşünü dile getirdiği belirtildi.

Paylaşın