31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimleri yaklaştıkça partilerinde, seçimlere yönelik çalışmaları hız kazandı. Yeniden Refah Partisi (YRP) de yerel seçimlere kendi adaylarıyla girme kararı aldı.
Yeniden Refah Partisi, İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde kendi adayları ile yarışacak. YRP’nin aldığı karar daha çok İstanbul seçimi üzerinden değerlendirildi, bu kararın İstanbul yarışına nasıl etki edeceği konuşuldu, konuşulacak.
Yeniden Refah Partili yöneticiler ise daha da iddialı. İstanbul’daki oy oranlarının yüzde 7 olduğunu ve seçimin sonucunu belirleme potansiyeli taşıdığını söyleyen parti yöneticilerine göre ülke genelinde de yüzde 5’i bulan oy oranı ile birçok kentte dikkat çekici sonuçlar alınacak.
Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Partililer, “Büyükşehirler arasında Bursa, Balıkesir ve Urfa’yı, iller arasında Bingöl, Yozgat ve Elazığ’ı özel olarak takip edin” diyor.
Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezi önünde yaptığı basın toplantısında yerel seçime ilişkin partisinin kararını açıklamıştı. Erbakan’ın konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı;
“Bugün Şanlıurfa’da, Elazığ’da, Bursa’da, Samsun’da ve daha çok il ve ilçelerde seçimlere favori parti olarak giriyoruz.
Yeniden Refah Partisi’nin yeni üye sayısı 411 bin 300 sayısına ulaştı. Beş ayda 150 bin üye artışı yaşandı. Yargıtay’ın açıklamasına göre son bir yılda en hızlı büyüyen parti, Yeniden Refah Partisi olmuştur. 31 Mart seçimlerine 500 bin üye ile girerek yerel yönetimlerde Yeniden Refah yönetimini sağalacağız.
Bu mutabakat metni sayesinde ilkelerimizin arkasında durduk, başka bir talebimiz olmadı. Ancak üzülerek gördük ki 14 Mayıs için ortaya koyduğumuz mutabakat metininde yazanların tersi ortaya koyuldu.
İşte 2024 bütçesi, emeklinin ve dar gelirlilerin içinde bulunduğu durum bunun en önemli göstergeleridir. Zam yağmurları da bunun başka bir göstergesi. İktidarın Gazze konusunda adım atmadığını da üzülerek görüyorum. İsrail Büyükelçisinin kovulması, Tel-Aviv’deki büyükelçimizin geri çekilmesi.
Ticari ilişkilerin durdurulması gibi adımlar atılmadı ve 30 bin insanımız göz göre göre katledilmiştir. İktidarda bulunanlar miting yapmak dışında hiçbir adım atmamışlardır.
Müzakere sürecinde karşımıza 5 sebep çıktı. Bu seçimin 14 Mayıs’tan önemli bir farkı olduğunu gördük. Milletimiz bu seçimde ittifak yapmamızı istemiyor. 14 Mayıs’ta milletimiz fedakarlık yaparak ittifak istiyordu.
İkinci sebep, teşkilatlarımız da ittifakın içinde yer almamızı istemiyordu. Bir önceki seçimde teşkilatların yüzde 60’ı istemiyordu, bu seçimde yüzde 95’i istemiyor.
Üçüncüsü, biz bu seçimlere beka seçimi olarak bakmıyoruz.
Dördüncü husus da 14 Mayıs’taki karşı blok bu seçimlere ittifak olarak girmiyor. Karşı blokta böyle bir kenetlenme yoksa burada da ittifak yapılması ciddi bir husus olarak görülmüyor.
Beşinci husus, AKP ile yapılan görüşmelerde AKP’nin bize adil tekliflerle gelmemiş olmasıdır. İyi niyetle bu görüşmeleri yaptık ancak adil ve dengeli bir taleple karşılaşmadık.
Madem İstanbul ve Ankara’nın CHP zihniyetinden kurtarılmasını istiyoruz, o zaman muhataplarımızdan da bu yaklaşımı görmemiz lazımdı.
AKP ile bu seçimlerde ittifak yapmamak, Ankara, İstanbul ve İzmir’de de kendi adaylarımızı çıkarmaya karar verdik. Bu üç şehirdeki adaylarımızı 10 Şubat’ta Ankara’da ilan edeceğiz.”