CHP Lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında Millet İttifakı’nın adayına ilişkin yaptığı açıklamada, “200 sayfalık Türkiye’nin kurtuluş reçetesini yazdık. Onların var mı? Adayım diyor. Nesi var? Bahçeli ve BBP. Ne oldu onlar? Bir araya geldiler mi? Kamuoyuna bir şey açıkladılar mı? Bizimle uğraşıyorlar. Bizim hazırladığımız metni bir süre sonra onlar da kopyalayacak” dedi ve ekledi:
“13 Şubat’ta cumhurbaşkanı adayımızı açıklayacağız. Öyle bir karar aldık. Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde. Liderler bir arada Türkiye’nin sorunlarına kilitlenmiş vaziyetteyiz. Bir kişiyi aday olarak belirleyeceğiz. Belirleyeceğimiz adayın ortak çalışma geleneğini sürdürmesi lazım. Her şeyi ben bilirim anlayışına sahip olmaması lazım. Devleti bilmesi lazım, liyakatın ne kadar önemli olduğunu bilmesi lazım. Liderler bana teklifte bulunursa, bu onurlu görevi herkes yapmak ister.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında gazeteci İsmail Küçükkaya ve Bengü Şap’ın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, “CHP’nin adayı siz misiniz?’ sorusuna, “Her parti doğal olarak kendi liderini görmek ister” cevabını verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa olarak erken seçim kararına tepkilerinin ne olacağını şöyle anlattı: “6 Nisan’a kadar olursa buna destek veririz diye düşündük. Parlamento 6 Nisan’da bir karar alır, biz de o karara saygı duyarız, eski seçim yasasına göre seçimler yapılır diye düşündük. Erdoğan, ‘Hayır ben daha sonra yapacağım’ derse altı lider de buna destek vermeyeceğini kamuoyuna açıkladı. Erdoğan kendi istediği bir atmosferde seçimlerin yapılmasını istiyor. Biz iktidar olunca yapacağımız dediğimiz şeyleri Erdoğan yapmaya başladı.
“Tek yolu var. O da Meclis’i feshetmek”
Ama halk bunun farkında. Erdoğan bunu kendi iradesiyle yapmadı. Bizim baskımız, söylemlerimiz, baskın çıkmamız üzerine, halk tarafından da baskı gelince bunları yaptı. Hazirana doğru atarsa, enflasyon her ay yükseliyor. Dolayısıyla yaptığı zamların bir anlamının kalmadığını herkes görecek. Bu sürece ya da bu anlayışa kendini hapseden birisinin seçimi kazanma şansı yoktur.
Bizim açımızdan hangi tarihte yapıyorsa getirsin sandığı koysun dedik. Ama parlamentoda oy kullanmayacağız dedik. Tek yolu var. O da Meclis’i feshetmek.”
Erdoğan’ın çok tartışılan üçüncü kez adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu, “Anayasa açık. Anayasa hukukçuları üçüncü kez aday olamaz diyor. Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurular olacaktır ama kabul edilmeyecektir. Çünkü YSK üyelerini kendisi belirledi aslında. Yargının yargı olmaktan çıktığını aklı başında olan herkes biliyor” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2018 seçimleriyle birlikte yeni yönetim sistemine geçtik. Kronometre sıfırlandı. 2018’de seçilen Cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanıdır” sözlerine de yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Kronometreyi sıfırlamanın ne olduğunu Erdoğan çok iyi bilir. Sıfırlamak konusunda bir numaralı uzmandır” dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tek bir kişinin eline teslim edilmesi bir beka sorunudur. Hayatımızın her alanında sorun çıkmaya başladı. Dış ve iç politikada sorun var mı var. Parlamento’nun iradesi var mı var. Saray her şeye hakim mi hakim. Yargıtay, devletin kurumlarında çürüme var mı var. Çürüme o boyutlara ulaştı ki rüşvet alandan büyükelçi atanır hale geldik” diye konuştu.
“13 Şubat’ta karar alacağız”
“13 Şubat’ta ne öğreneceğiz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “13 Şubat’ta inşallah cumhurbaşkanı adayımızı açıklayacağız kamuoyuna. Öyle bir karar aldık. Saadet Partisi ev sahipliğinde 13 Şubat’ta yine buluşacağız ve artık 13 Şubat’ta mı olur, yoksa 13 Şubat’ta karar alacağız bu kararın açıklanması için belli bir tarih mi olur.” dedi.
“İki aday ihtimali ortadan kalktı mı?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunu da görüşeceklerini ancak ortak aday talebini defalarca açıkladıklarını kaydetti.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını hala açıklamaması konusundaki eleştirilere değinen Kılıçdaroğlu, son derece dikkatli, kararlı ve istikrarlı adım attıklarını ve ortak iradeyle Türkiye’yi yöneteceklerini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, “Şubat’ın 13’ünde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun başkanlığında konuşacağız, adayımızı belirleyeceğiz. Bunu da belli bir süreç içerisinde nasıl mutabakat metnini paylaşıyorsak kamuoyuyla, cumhurbaşkanı adayı da çıkacak ortak mutabakat metnini de yol haritasını da kamuoyuyla paylaşacak” diye konuştu.
‘Aslolan altı liderin bir araya gelip ortak karar vermeleri’
“CHP’nin cumhurbaşkanı adayı siz misiniz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Her parti doğal olarak kendi liderini cumhurbaşkanı adayı olarak görmek ister. CHP’liler de kendi genel başkanlarını cumhurbaşkanı adayı olarak görmek isterler. Burada aslolan altı liderin bir araya gelip ortak karar vermeleri” yanıtını verdi.
“Altı lider kriterler açıklıyorsunuz. Bu kriterler en çok size uyuyor. Buna katılıyor musunuz? Siz bu kriterleri yerine getiriyor musunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Olabilir. Devlete 27,5 yıl çalışan, üreten, siyasete girdiği gün mal varlığını kamuoyuyla paylaşan, devletin ne olduğunu, liyakatin ne olduğunu bilen bunun devletteyken de kavgasını veren bir kişiyim” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, altı liderin Türkiye’nin sorunlarına kilitlendiğini vurgulayarak, “Bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı olarak belirleyeceğiz. Belirleyeceğimiz adayın ortak çalışma geleneğini sürdürmesi lazım. ‘Her şeyi ben yaptım, ben biliyorum’ anlayışına sahip olmaması lazım. Devleti iyi tanıması, devletin ne olduğunu bilmesi lazım. Devlette liyakatin ne olduğunu bilmesi lazım” ifadesini kullandı.
“Cihan Paçacı’nın kendisine yönelik açıklamaları”
Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın kendisine yönelik açıklamalarının ardından partideki kurumsal ilişkiler başkanlığı görevinden istifasına ilişkin bir soruya şu cevabı verdi: “Bu konu masada konuşulmadı. Meral Hanım, Cihan Bey ile ilgili bir sorun olduğundan bahsetti. Sorunun ne olduğunu sorduk. Ayrıntı vermedi, öyle kaldı. Biz bu durumu toplantı bittikten sonra, akşam öğrendik.”
“Haksız hukuksuz bir şekilde hapishane tutuluyor”
Kılıçdaroğlu programda, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın şiddet gören kadınlara yönelik sorusuna cevap verirken, “Buradan kendisine selam olsun. Haksız hukuksuz bir şekilde hapishane tutuluyor” dedi. Selahattin Demirtaş, Kılıçdaroğlu’na şu soruyu yöneltti: “Seçimden sonra Saray’ın kurulacak Kadın Bakanlığına, şiddete uğramış kadınların tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine, kadın öğrenci yurtlarına, emekçi kadın misafirhanelerine, ev işçisi kadınların sendikalarına, kadın sığınma evlerine, bağımsız kadın örgütlerine, tahsis edilmesi iyi olmaz mı? bu kadın yerleşkesinin ismini de kadınlar koyarlar diye düşünüyorum.”
Kılıçdaroğlu’nun cevabı şöyle: “Bence gayet güzel bir öneri, kendisine teşekkür ederim ve kendisine buradan selamlarımızı da gönderelim. Haksız bir şekilde içeride tutulduğunu da biliyorum. Kadınların, dünya kadar sorun yaşadığını biliyorum. Onlarla zaman zaman konuşuyoruz, zaman zaman dertleşiyoruz. Büyük sorunları var, ekonomik açıdan sorunları var, sosyal açıdan sorunları var. Gencecik kızlarımız üniversiteye giderken yurt bulamıyorlar, orada sorunları var.
Üniversiteyi bitirmiş mezun olmuş gencecik evlatlarımız var, onlar işsiz ve anneler, babalar büyük bir dram içindeler. Dolayısıyla bütün bunların tamamını çözecek olan kurumun adı siyaset kurumu. Siyasetçi kaynakları doğru harcarsa yerinde harcarsa bütün sorunları çözebilir. Şiddetin olmadığı, kadının şiddete uğramadığı bir toplum inşa etmemiz gerekiyor. Aslında zaman zaman geliyor, diyoruz ki “cennet anaların ayağı altındadır.” Peki cennet eğer anaların ayağının altındaysa neden kadınlara bu kadar şiddet uyguluyoruz. Buradan tüm toplumun çıkması lazım. Toplumun bu konuda biraz eğitilmesi lazım.”
“Bir partinin iktidara gelip gelmemesine karar verecek olan”
CHP lideri ayrıca HDP’ye kapatma davasına ilişkin “Ben şahsen, CHP olarak da hiçbir partinin kapatılmasını istemeyiz. Çünkü bir partinin iktidara gelip gelmemesine karar verecek olan, o partinin yöneticileri değil, doğrudan doğruya halk. Halk desteği varsa o parti elbette görevini yapacaktır. HDP’nin bankalardaki hesaplarına tedbir konmasını da doğru bulmuyoruz. Demokrasi sadece benim için, benim gibi düşünenler için değil, benden farklı düşünenler için de olmalı. Parlamentonun, ne kadar çok farklı düşünce bir arada olabilirse saygınlığı o kadar fazla olur. O kadar daha kaliteli ve nitelikli yasalar çıkar” ifadelerini kullandı.