Seçime sayılı haftalar kala partilerin ve liderlerin stratejileri de netleşmeye başlıyor. AK Parti’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da talebi üzerine kabinedeki 17 bakan milletvekili adaylığı başvurusunda bulundu.
Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Ankara ikinci bölgeden aday olması beklenirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Şanlıurfa, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İstanbul’dan aday gösterileceği konuşuluyor.
Milletvekili listelerin oluşturulması için yoğun bir mesainin yapıldığı AK Parti’de Meclis’te çoğunluğun sağlanabilmesi için bir dizi formül geliştiriliyor. Bu formüllerden biri de mevcut bakanların milletvekili adayı gösterilmesi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba akşamı katıldığı NTV ve Star TV ortak yayınında “Cumhurbaşkanı yardımcım şu anda bir ilde aday olarak bulunacak, koşturacak, aday yapıyoruz. Aynı şekilde 17 kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde bu tür görevler vereceğiz. ‘Ağırlıklı olarak belirlediğiniz neredir?’ derseniz, büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun olan yerlerdir” açıklamasını yaptı.
Peki AK Parti’nin bakanları aday göstermesi formülünün ardında ne yatıyor? Bakanların vekilliği AK Parti’ye ne sağlayacak? Bu soruların yanıtı, AKP’nin seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı hesaplamalarda yatıyor.
Cumhur İttifakı meclis çoğunluğunu kazanabilecek mi?
AK Parti kurmayları, 14 Mayıs seçimlerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda zaferle çıkacağını savunuyor. Ancak AK Partililer Meclis’te çoğunluğu için ise bu kadar rahat ve net konuşamıyor. Üst düzey bir AK Partili, “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazanacak, burada bir problem görmüyoruz, fakat Meclis’te çoğunluk sağlanması noktasında çok kritik dengelerle karşılaşabiliriz. Kötü senaryodan bakarsak ve Erdoğan kaybederse de yine Meclis’te çoğunluk sağlayabilmek Cumhur İttifakı için çok önemli” değerlendirmesini yapıyor.
Mecliste çoğunluğun nasıl sağlanabileceği konusu geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında yapılan bir görüşmede de ele alındı. Görüşmede, bazı illerde ortak liste yapılması ve ayrıca bakanların aday gösterilmesi gündeme geldi.
Bakanların adaylığı ile meclise güçlü girmek hedeflenirken kulislerde bazı bakanların aday yapılacaklarını TV programından öğrendikleri konuşuluyor. Ayrıca bazı bakanların aday olmayı düşünmediği, ancak AK Parti yönetimine “Görev verildi, artık geri dönüş yok” dedikleri ifade ediliyor.
“Kılıçdaroğlu-İmamoğlu-Yavaş” önlemi mi?
Bakanların aday yapılarak listelere “dinamizm” getirilmesinin bir gerekçesinin de Millet İttifakı’nın sahada hem altı lider hem de cumhurbaşkanı yardımcısı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile “sekiz koldan” yapacağı çalışmalar olduğu belirtiliyor. Millet İttifakı’nda yakalanan bu dinamizmin bakanlar ile yakalanabileceği değerlendiriliyor.
Erdoğan’ın kabinesini aday yaparak bakanlara ve kamuoyuna verdiği bir diğer mesajın da “değişim” olduğu ifade ediliyor. Meclis’teki sağlanacak çoğunluk ve seçimin kazanılması halinde Erdoğan, bazı isimleri yeniden bakan olarak görevlendirebilecek. Ancak Meclis’te kritik sayıda, örneğin 302 – 303 gibi, vekil çıkarılması durumunda ise bakanlar vekil olarak devam edecek. Milletvekili sayısının 330’lara varması durumunda da bazı isimler bakan olarak yeniden atanabilecek.
Ama her iki durumda kabinenin tamamen ya da önemli bir kısmının yenilenmesinin yolu açılacağı yorumu da yapılıyor.
Tam kadro sahada olacak
AKP’nin tam kadro tüm imkanlarıyla sahada olacakları tahmin ediliyor. Özellikle deprem bölgelerinde görevlendirilecek bakanların sahada aktif çalışarak AK Parti’ye ivme kazandırması hedefleniyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Kahramanmaraş’tan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Hatay veya Kayseri’den, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Konya veya Şanlıurfa’dan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un da İstanbul veya Hatay’dan, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Şanlıurfa’dan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin Adana’dan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya’dan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun Adıyaman’dan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın Osmaniye’den, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in Tokat ya da Malatya’dan adaylığı konuşuluyor.
Diğer bakanların da yine listeler şekillenirken değerlendirilerek büyükşehirlerde aday yapılacağı kaydediliyor. Deprem bölgesinde aday yapılacak bakanların da deprem bölgesindeki vatandaşlara bir mesaj verileceği ve “iktidara olan tepkinin azaltılması için” izlenen yol haritası olacağı belirtiliyor.
Dokunulmazlık zırhı kazandırma hedefi var mı?
Peki bakanların adaylığı onlara dokunulmazlık zırhı sağlama amacı da taşıyor mu?
DW Türkçe’den Kıvanç El’in edindiği bilgilere göre dokunulmazlıklar bir gerekçe olarak görülmüyor.
Bakanların dokunulmazlığı için şu anda Meclis’te işletilecek süreçlerin ardından Yüce Divan’da yargılama yapılıyor. Bakanların görevleri ile ilgili suçlarla yargılanabilmesi için Meclis’te 5’te 3 çoğunlukla yani 360 milletvekilinin onayı ile soruşturma açılabiliyor. Yüce Divan’a sevk için ise 400 milletvekilinin onayı gerekiyor. Yani bakanlar, milletvekili olmasa dahi, yargılanmaları için Meclis’te zorlu bir süreç işletilmesi gerekiyor.
25 Mart Cumartesi günü AK Parti 81 ilde eğilim yoklaması da yaparak olası milletvekili adaylarını belirlemesi hedefleniyor.
Bakanlar beklenen katkıyı sağlar mı?
PanoramaTR Araştırma Direktörü Osman Sert, bakanların aday yapılmasının bakanların sahaya sürülmesinin “doğal” bir hamle olduğu görüşünde.
Sert, “Bakanlar yerel figürlere göre daha bilinen isimler, bu nedenle yapılmıştır ancak bu sonuç verir mi o büyük bir soru işareti. Çünkü mevcut bakanlar daha önceki bakanlar gibi değil. Daha öncekiler siyasal kimlikleri vardı ve toplumsal etkileşimleri güçlüydü. Şu andaki bakanların görev alanı dışında neredeyse saha ile temasları yok” değerlendirmesi yaptı.
Erdoğan’ın hamlesinin seçime ivme katma hamlesi olduğunu ifade eden Sert, “Milli Eğitim Bakanı ya da Turizm Bakanı‘nın siyasetçi olarak sahada karşılığı olduğunu söylemek çok zor” ifadesini kullandı.