Sahip Ata Türbesi; Konya’nın Meram İlçesi, Sahipata Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Sahip Ata Külliyesi’ndedir.
Türbe, külliye içerisinde caminin güney duvarına bitişik olup cami ile hankah arasında yer almaktadır. Türbeye geçit, caminin güney duvarındaki hacet penceresinin yan tarafındaki küçük bir açıklıkla, türbenin batı duvarındaki bahçeye açılan bir kapı ve hankahın kuzeydoğudaki bir holde yer alan bir kapıyla da giriş sağlanır.
Türbe ilk olarak Sahip Ata’nın iki oğlu Taceddin Hüseyin ve Nasreddin Hasan’ın, Akşehir Kozağaçta, Karamanoğlu Mehmet Bey’le yaptığı savaş sonucu (1277) şehit düşmesi üzerine 1277–1278 yıllarında türbe inşa edilerek buraya defnediliyorlar.
Daha sonra Sahip Ata burayı aile kabristanına çevirmek isteyince eski türbenin temelleri üzerine 1283 yılında bugünkü türbe inşa edilmiştir. Bu yapım tarihini, kubbenin oturduğu kemerin iç yüzündeki ayet kuşağının bitiminde yazmaktadır.
Sahip Ata Kimdir?
Sahip Ata Fahreddin Ali, Anadolu Selçuklu Devletinin XIII. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vurmuş bir devlet adamıdır. Devlet kademesinde üstlendiği çeşitli görevler sonrası vezirlik makamına yükseltilen Sahip Ata, ülkenin Moğol tahakkümü altında bulunduğu 1258–1285 tarihleri arasında tüm yetkileri tekelinde toplamış ve önemli karaların tamamına tek başına imza atmıştır.
Söz konusu dönem, sultanın şahsında merkezi yönetimin zayıfladığı, buna karşın emir ve beylerin Moğol desteğiyle maddi ve siyasi güçlerinin arttığı yıllardır. Sahip Ata, devletin bu karmaşa yıllarının en önemli siyasi figürlerinden biridir. Siyasi kariyeri sırasında “Fahreddin (Dinin öğüncü), Kavvamü’l-mülk (Devletin dayanağı)” gibi sıfatlarla anılacak kadar başarılı olan ünlü vezirin, yaptırdığı hayır eserleri, halk arasında “Ebu’l-Hayrat (Hayırların babası)” olarak anılmasına sebebiyet vermiştir.
Tarihi kaynaklar, Fahreddin Ali’nin hayır müesseselerinin çokluğu konusunda da aynı düşünceyi paylaşmaktadırlar. Büyük bir kısmı günümüze ulaşamayan, cami, medrese, hânikah, türbe, han, hamam, çeşme, kaplıca, buz-hane gibi çeşitli yapılar ve onların vakıfları, Fahreddin Ali’nin Ortaçağ sanat ve kültür ortamına bani olarak özellikle XIII. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vurduğunu göstermektedir. 1271-1274 yıllarında vezirlik görevinden azledildiği günleri hayır eserlerinin tamiri, vakıf ve emlâkının vakfiye işleri ile geçiren Fahreddin Ali’nin, bu konuya çok önem verdiği görülmektedir.