Sağlık Örgütleri Ankara’da Toplandı: Beş Acil Talep

Sağlık örgütleri, Sağlık Bakanı’nın “Beyaz Reform” adı altında duyurduğu düzenlemeleri değerlendirmek, çalışma koşullarının ve sağlık hizmetinin iyileştirilmesine dönük taleplerinin takipçisi olmak amacıyla Türk Tabipleri Birliği’nde (TTB) bir araya geldi.

Haber Merkezi / Toplantıda ilk olarak Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği değerlendirildi. Yapılan konuşmalarda performans sisteminin aynı tarzda sürmesinin çalışma koşullarını ağırlaştırma ve sağlıkta şiddeti tırmandırma sonuçlarını doğurabileceği, yanı sıra disiplin ceza sayısının artabileceği belirtildi. Hukuki sürecin de ele alındığı toplantıda 5 acil talep belirlendi.

Taleplerin sıralandığı açıklama şöyle:

“1. Etkili Bir Sağlıkta Şiddet Yasası

Daha önce çıkarılan sağlıkta şiddet yasaları, sağlıkta şiddeti bitirmekte etkili olmaktan çok uzaktır. Etkili bir “Sağlıkta Şiddete Yönelik Yasa Teklifi”, Meclis açılır açılmaz, öncelikli olarak gündeme alınmalı ve yasalaşmalıdır.

“Beyaz Reform” adı altında yayımlanan son iki ödeme düzenlemesi (Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik), sağlıkta şiddeti azaltması bir yana sağlıkta şiddeti “teşvik” edecek düzenlemeler içermektedir. Sağlıkta şiddetin çözümü için her alanda,  bütünlüklü bir yaklaşım gerekmektedir.

2. Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları

Daha iyi bir sağlık hizmeti verebilmemiz için;

Tüm hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamları, çalışma süreleri ve iş yükleri; bilimsel veriler ışığında ilgili emek-meslek örgütlerinin de katılımı ve denetimiyle sağlanmalıdır.

Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmelidir. Sağlık hizmetleri; hekimin ve toplumun hak ettiği şekilde; bilim ve evrensel değerler çerçevesinde sunulmalıdır.

Sağlık kurumlarında idarenin çalışanı denetlediği tek taraflı denetim mekanizması ortadan kaldırılmalı, çalışanların ve temsilcilerinin de olduğu kolektif denetleyecekleri bir sistem oluşturulmalıdır.

Çalışanlar üzerindeki disiplin soruşturmaları, görevlendirme vb. ile oluşturulan baskı kalkmalı, nitelikli çalışma koşulları ile nitelikli sağlık hizmeti öncelik olmalıdır.

Başta Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) olmak üzere kamusal bir hizmet olan sağlık hizmeti; kamu binalarında, kamu imkanlarıyla verilmelidir.

Sağlık hizmetlerinin temeli olan birinci basamak sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmalı, hekim başı 1500 kesin kayıtlı birey düşecek şekilde aile hekimi sayısı artırılmalı, sevk zinciri altyapısı oluşturulmalı ve uzman aile hekimi sayısı birinci basamak sağlık hizmetlerini uygun ve yeterli düzeyde sağlayacak şekilde artırılmalıdır.

3. Nitelikli Eğitim

Üniversite ve uzmanlık eğitimi kontenjanları, ilgili emek ve meslek örgütlerinin ağırlıkta olduğu bir kurulla liyakate dayalı ve bilimsel ölçütlere göre oluşturulmalıdır.

Kontenjanların ve müfredatın belirlenmesi ve uygulanmasında; ülkenin gerçek sağlık hizmeti ihtiyacı, kurumların eğitimle ilgili yeterlilikleri gibi özellikler göz önünde bulundurulmalı;  uluslararası ve bilimsel standartlar sağlanmadan yeni eğitim kurumu açılmamalıdır. Sağlık sisteminde de eğitimde de koruyucu sağlık hizmetleri öncelenmelidir.

Sağlık meslek öğrencilerinin ücret ve staj olanaklarıyla ilgili mevzuatta düzenleme yapılmalıdır.

Asistan ve intörn hekimlerin eğitim, dinlenme haklarını ellerinden almayan ücret düzenlemesi derhal hayata geçirilmelidir.

4. COVID-19 Pandemisi Özelinde Güvence

COVID-19 tüm hekimler ve sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı ve yasal dayanağı olmalıdır.

Pandeminin başlangıcından itibaren tüm hekim, sağlık çalışanlarının yıpranma payı, geçmişi de içerecek şekilde bir yıla 120 gün olmalıdır. Pandemi bittiğinde ise tüm sağlık çalışanlarına beş yıla bir yıl yıpranma payı verilecek şekilde düzenleme yapılmalıdır.

Pandemide sağlık kurumlarında ve filyasyonda görev alan diş hekimleri başta olmak üzere sağlık çalışanlarına kendi alanı dışında görevlendirmeler yapılmıştır. Pandemi dahi olsa tüm görevlendirmeler, alana uygun olan unvan ve görevlerdeki kişiler göz önünde bulundurularak planlı ve güvenceli bir biçimde yapılmalıdır.

5. Ekonomik ve Özlük Haklarımızın Korunması ve Geliştirilmesi

Tüm ücretler, özlük haklarından feragat etmemiz istenmeden; tek kalemde ve emekliliğe yansıyan şekilde olmalıdır. İzin, rapor ve eğitimlerde ücret kesintisi yapılmamalı; ücret belirlemede toplu görüşme değil toplu sözleşme esas olmalıdır.

Tüm sağlık çalışanları, yoksulluk sınırının üzerinde aylık net gelire sahip olmalıdır. Hekimlerin aylık en düşük net geliri, yoksulluk sınırının en az iki katı olmalıdır.

Tüm sağlık çalışanlarının en yüksek derece ve kademedeki ek göstergeleri 3.600’den başlatılmalı; hekimlerin en yüksek derece ve kademedeki ek göstergesi ise en az 7.600 olmalıdır.

Aynı işi yapan çalışanlar arasında farklı istihdam modelleri nedeniyle oluşan eşitsizliği gidermek amacıyla tek ve güvenceli istihdam modeli sağlanmalıdır.

İçinde bulunduğumuz mevcut ekonomik şartlar göz önüne alındığında, özellikle ASM’lerde olmak üzere tüm sağlık birimlerinde hizmetin yürütülmesi aksamaktadır. Bu nedenle sağlığa ayrılan bütçe yeterli hale getirilmeli, aile hekimliği kapsamındaki tüm ödemeler, günümüz şartlarına göre düzenlenmelidir.

Emekli aylıklarında Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur adaletsizliği giderilmeli; insanca yaşanabilir bir ücret herkesin hakkı olmalıdır.

“Beyaz Reform” diye nitelendirilen kapsam içi adil olmayan, kapsam dışı eşit olmayan (112, İSM, TSM, temel tıp bilimleri… ) tüm düzenlemeler adil ve eşit hale getirilmeli; zaten gecikmiş ve taleplerimizi karşılamakta yetersiz olan düzenlemelerin hepsi, 1 Temmuz 2022’yi kapsayacak şekilde yapılmalıdır.

Duyurulan yönetmeliklerde kapsam dışı kalan üçüncü basamak ile ilgili beklenen yönetmeliğin 15 Eylül 2022 tarihli uygulamada hayata geçirilmemesi durumunda, platform olarak acil eylem kararımızı açıklayacağımızı, tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar eylemlere ve mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz.”

Paylaşın

Sağlık Çalışanları İki Gün Grevde

Sağlık çalışanları, yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirmek için birçok kentte eylem düzenledi. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de aralarında olduğu 10 sağlık örgütünün çağrısıyla düzenlenen eylem süresince acil sağlık hizmetleri dışında hizmet verilmeyecek. Grev bugün ve yarın devam edecek.

Haber Merkezi/ Konuya ilişkin Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yaptığı açıklamada, “Toplumun sağlığı her geçen gün daha kötüye gitmekte, sağlığa ulaşım ise güçleşmektedir. Sağlık sistemi sürdürülemez durumdayken; bizler sağlıkta şiddet ve malpraktis tehdidi altında, düşük ücretlerle ve ağır iş yüküyle çalışmak zorunda kalmaktayız. Meslek onurumuzun ve emeğimizin en değersiz hale getirildiği dönemdeyiz” denildi.

TTB’nin iki gün boyunca gerçekleştireceği grev boyunca; acil hastalar, diyaliz hastaları, acil gebeler, yoğun bakım hastaları ve kanser hastalarının bakımı ise aksatılmayacak.

Türk Diş Hekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Dev Sağlık-İş, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Birlik ve Dayanışma Sendikası ile Genel Sağlık-İş de greve katılıyor.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ise 14-16 Mart tarihleri arasında grevde olacağını açıkladı. Ahesen, Hekimsen, BDS, Hekim Birliği, Genel Sağlık İş, Tabip-Sen, Hürriyet-Sen ve diğer STK’ların da bu üç günlük iş bırakma kararına katılacağı belirtildi.

Sağlıkçıların talepleri şöyle:

  • Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
  • Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
  • 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
  • Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
  • OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.
  • Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
  • Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
  • Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
  • Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin
  • Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
  • Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın
  • Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.
  • Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın
  • Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.
  • Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun
Paylaşın

Hekimler Ve Sağlık Çalışanları Eylemdeydi

Sağlık çalışanları, yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgınının ikinci yıl dönümünde “Pandeminin Ağır Sonuçlarının Sorumlularını Biliyoruz” sloganıyla Sağlık Bakanlığı ve il sağlık müdürlükleri önünde açıklama yaptılar.

Ankara’da Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Diş Hekimleri Birliği (THB), Türk Hemşireler Derneği (THD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Dev Sağlık-İş, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Psikologlar Derneği,  Sağlık Bakanlığı önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eyleme, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül de destek verdi.

Ankara

Açıklamada ilk sözü alan Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun Türkiye, bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır” sözlerini hatırlattı ve salgının Erdoğan’ın söylediği gibi yönetilmediğini belirtti.

Özsoy, ilk vakanın ardından geçen iki yıl sonunda Türkiye’nin 14,5 milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer aldığını ve salgını en ağır yaşayan ülkelerden biri olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın ölümlere dair açıkladığı verilerin bile yüksek olduğunu belirten Özsoy, gerçek ölüm rakamının 250 binin üzerinde olduğunu söyledi.

Pandemi döneminde hükümetin işçilerin çalışmaya devam etmesi yönündeki “çarklar dönecek üretim sürecek” şeklindeki ısrarını hatırlatan Özsoy, çalışmanın durdurulması ve ekonomik destek yönündeki çağrılara karşı hükümetin bu ısrarının sermayeye destek ancak emekçiye açlık ve ölüm olarak döndüğünü söyledi.

Hekimler, 14-16 Mart arasında gerçekleştirecekleri greve ilişkin dayanışma çağrısını yaptıktan sonra, “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Buradaydık, buradayız, gitmiyoruz” sloganlarıyla açıklamalarını sonlandırdı.

İzmir

İzmir Sağlık Platformu,  İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, koronavirüsten dolayı yaşamını yitiren sağlık çalışanları anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Platform adına açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, koronavirüs salgının üzerinden 2 yıl geçtiğini anımsatarak, 14.5 milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer alan Türkiye’nin salgını en ağır yaşayan ülkelerden biri olduğunu vurguladı.

Mersin

Sağlık çalışanlarının Mersin’deki eylemine Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de destek verdi. “Gidecek olan Hekimler değil”, “Pandeminin ağır sonuçlarının sorumlularını biliyoruz” pankartlarının ve “Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz” dövizinin açıldığı açıklamada, “Herkese sağlık güvenli gelecek” sloganı atıldı. Ortak açıklamayı Mersin’de ise Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen yaptı.

Diyarbakır

Amed Sağlık Platformu’nun Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, KESK ve DİSK üyeleri de katıldı. Açıklamayı SES Diyarbakır Şube Eş Başkanı Yıldız Ok Orak yaptı. Eylem “Haklıyız, susmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” sloganı ve alkışlarla son buldu.

Şebnem Korur Fincancı

Urfa

Urfa’da TTB, SES ve Diş Hekimleri Odası, Mehmet Akin İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde açıklama yaptı. Urfa TTB Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, yanlış yürütülen politikalar, alınmayan önlemler nedeniyle pandemi sürecinde sağlıkçıların yaşamlarından olduğunu söyledi. Yüksekyayla,”Sorumluları biliyoruz, affetmiyoruz” dedi.

Ardından konuşan SES Şube Eşbaşkanı Salih Karataş ise, maskeyi dağıtamayanların sağlık emekçilerinin ölümüne neden olduğunu ifade etti. Karataş, “Bir yere gitmiyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz. Gidecek olan biri varsa ilk seçimlerde hükümettir, hükümetin yandaşlarıdır” dedi. Açıklamanın ardından 2 yıllık pandemi sürecinde yaşamını yitiren sağlıkçılar için saygı duruşunda bulunuldu.

Mardin

Mardin Tabip Odası, Mardin Diş Hekimleri Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şubesi, Mardin Devlet Hastanesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Halis Yerlikaya da katıldı.

Yerlikaya, 11 Mart 2020’den bu yana pandeminin nasıl yönetilmesi gerektiğini anlatmaya çalıştıklarını ancak salgının yönetilemediğini söyledi. Yerlikaya, “Resmi rakamlara göre; 93 bin ölüm var. Ama biz biliyoruz ki; sadece Covid-19’a bağlı değil, Covid-19 dışı hastalıklar nedeniyle de fazladan ölümler yaşandı. Bu süreçte 250 bin insanımızı yitirdik. Bunları yitirmeyebilirdik” dedi.

Ardından Mardin Tabip Odası Başkanı Dr. Mustafa Volkan Binbaş, açıklama yaptı. Binbaş, “Salgın döneminde siyasi rant hedefiyle politikalar üretildi. Eksik, yanlış, tutarsız salgın yönetimi hayatları karatmaya devam etti” dedi.

Adana

Adana Tabip Odası ve SES Adana Şubesi, İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Açıklamaya TİP Milletvekili Ahmet Şık, HDP Adana İl Eşbaşkanları Helin Kaya ve Mehmet Karakış da destek verdi. Türkiye’de her gün 40 binler civarı yeni vaka ve 150 civarı ölüm olduğunu ifade eden Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş, “Tüm önlemler artık kaldırılmış ve pandemi kendi haline bırakılmıştır. Aşı sayıları gittikçe düşmüştür. Pandemi sürüyor! Önlemlere devam edilmelidir” dedi.

Hatay

Hatay Tabip Odası ve SES Hatay Şubesi, Hatay Tabip Odası’nda açıklama yaptı. SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Meryem Avcı, “Destek sermayeye, açlık emekçiye düştü. Salgın tabii ki bitecek. Bu günlere nasıl gelindi kısa özeti budur. Sorumluları biliyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

SES’ten Kamu Çalışanlarına Grev Çağrısı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi kamu çalışanlarına verilen maaş zammının enflasyonda eridiğini belirterek 8 Şubat’ta greve gitme çağrısı yaptı. Sağlık çalışanlarının yanı sıra hekimler de greve gideceklerini açıklamıştı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, kamu çalışanlarına 2022’nin ilk 6 aylık dilimi için verilen maaş zammının ocak ayı enflasyonuyla eridiğini belirterek greve gitme çağrısında bulundu.

SES’ten yapılan yazılı açıklamada, “Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini, geleceklerine sahip çıkmak için, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek ücret için mücadeleye çağırıyoruz ve 8 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz ‘g(ö)revimize’ katılma çağrısı yapıyoruz” denildi.

“Enflasyonun gerisinde kaldı”

2021 yılı Sağlık Bakanlığı bütçesinde sağlık çalışanlarına verilen pay 30,7 milyar iken 2022 bütçesinde bu tutarın yüzde 32 artış ile 40,6 milyar TL’ye çıkarıldığını belirten sendika, “Bütçede emekçilere ayrılan kaynak yüzde 32 artırılırken 2022 ocak ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 48,69 olarak gerçekleşmiş olup, enflasyon oranı sağlık emekçilerine ayrılan bütçeyi reel olarak 2021 yılının gerisine düşürmüştür” eleştirisinde bulundu.

2022 yılının ilk 6 ayında kamu çalışanlarına verilen yüzde 7,5’lik zammın ocak ayı için açıklanan yüzde 11,10’luk enflasyonun çok altında olduğunu belirten SES, kamu çalışanlarına 6 aylık dönem için verilen zammın daha ilk ayın yarısında tükendiğini, ileriye dönük 5,5 aylık dönemde reel gelirlerin de eriyeceği bir döneme girildiğini kaydetti.

Hekimler de greve gidiyor

Sağlık çalışanlarının yanı sıra hekimler de greve gideceklerini açıklamıştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ücret yetersizliği ve sağlıkta şiddet nedeniyle 8 Şubat’ta “G(ö)REV” başlıklı bir çağrıda bulunmuştu. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) da 17-18 Şubat’ta iş bırakacağını açıklamıştı.

Paylaşın

Sağlık Çalışanları 15 Aralık’ta Greve Gidiyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş) ile Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası 15 Aralık’ta greve gideceğini açıkladı.

Grev günü aciller dışında sağlık hizmeti sunulmayacağı belirtildi. Sendikalar, grev kararını sağlık çalışanlarının gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme içeren ve TBMM’deki tüm partilerin oybirliğiyle getirilen yasa tasarısının “Meclis içtüzüğüne aykırı biçimde geri çekilmesi” üzerine alındığını bildirdi.

Bugün TTB’de düzenlenen basın açıklamasında konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, “İktidar bilmelidir ki; taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir” dedi.

TTB, grev sonrasında baskı ve idari soruşturmalar karşısında birliğin ve odaların hukuk büroları olarak sağlık çalışanlarına gerekli hukuki desteğin de sağlanacağını belirtti.

Basın toplantısında grevin amaçları şu şekilde açıklandı:

  • “Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir.
  • “Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.
  • “Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir.
  • “Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.
  • “COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması içindir,
  • “Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi; ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir.”
Paylaşın