Rusya’dan S-400 Açıklaması; Türkiye’den Yalanlama

Rusya Askeri İşbirliği Dairesi Başkanı Dmitri Şugayev, hava savunma sistemi S-400’lerin ikinci partisinin Türkiye’ye gönderilmesi için Ankara ve Moskova’nın anlaşma imzaladığını açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ise açıklamayı yalanladı.

T24’ün Rusya devlet haber ajansı TASS’tan aktardığına göre Şugayev, Army-2022 uluslararası forumunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Karşılıklı bir anlaşma zaten imzalandı. Birçok şeyin yanı sıra S-400’lerin bazı parçaları da bu anlaşma kapsamında Türkiye’de üretilecek” dedi.

“Yakın gelecekte hiçbir ülkenin S-400’e rakip olacak bir savunma sistemi geliştiremeyeceğinden emin olduklarını” belirten Şugayev, “Türkiye’yle imzalanan anlaşma şu an yürürlükte” dedi.

Türkiye yalanladı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ise tedarik sürecinde yeni bir gelişmenin söz konusu olmadığını duyurdu ve açıklamayı yalanladı.

Yaptırımlar

Türkiye, 2017’de S-400 sistemlerini alarak, Rusya’dan hava savunma sistemlerinin yeni modelini alan ilk NATO ülkesi olmuştu. ABD ise Türkiye’nin S-400 alımına yaptırımlarla karşılık verilmişti.

S-400

S-400 S-300’den geliştirilmiş yeni nesil Rusya yapımı bir kısa-orta-uzun menzilli hava savunma füze sistemidir.

S-400, 1979’da S-300’ün ortaya çıkmasından hemen sonra 1980’lerin başında, o zamanki adıyla Almaz Merkezi Tasarım Bürosu tarafından (günümüzde Alman Bilimsel Endüstriyel Şirketi) Sovyetler Birliği’nde geliştirilmeye başlanmış ve gelişim süreci SSCB’nin dağılması nedeniyle uzun bir döneme yayılmıştır.

S-400’ün S-300 sistemlerinden en önemli farkı, daha fazla hedefi aynı anda takip edebilmesi ve gelişmiş elektronik karşı tedbirlere sahip olmasıdır. S-400’de kullanılan radarlar hafif radar izine sahip olan ve hayalet uçak tabir edilen hedefleri takip edebilme yeteneğine sahiptir.

S-400 sistemine şu ana kadar pek çok devlet ilgi göstermiş olmasına rağmen Çin ve Türkiye haricinde yabancı bir ülkeye satış gerçekleşmemiştir. 2017’de S-400, İngiliz The Economist gazetesi tarafından bir yazısında, “şu anda yapılan en iyi hava savunma sistemlerinden biri” olarak tanımlandı.

SIPRI Kıdemli Araştırmacısı Siemon Wezeman’a göre S-400, “mevcut en gelişmiş hava savunma sistemleri arasında yer almaktadır” demiştir. 2007’den beri Rusya Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır.

Paylaşın

ABD, Türkiye’den S-400’leri Ukrayna’ya Vermesini İstedi

ABD’den bazı yetkililer Türkiye’ye Rusya yapımı S-400 hava savunma sistemlerini Ukrayna’ya gönderme konusunu gündeme getirdi. İddianın sahibi Reuters. Ajansın aktardığına göre ABD’li yetkililer geçtiğimiz ay Türkiye’yle yapılan görüşmelerde bu öneriyi ortaya attı.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın geçen ay Türkiye’ye yaptığı ziyarette gündeme geldi. ABD’li yetkililer Türkiye’ye bu konuda resmi bir talepte bulunmazken Türkiye tarafı görüşmelerde konunun gündeme geldiğini ama pek muhtemel görünmediğini aktardı.

Türkiye S-400’lerin Ukrayna’ya gönderilmesinin hem teknik zorluklar açısından hem de Moskova’dan gelecek tepkiye bağlı siyasi sebeplerle mümkün olmadığını söyledi.

S-400’ün özellikleri

Sovyetler Birliği döneminde S-300 füzelerinin üretilmesinden sonra geliştirilmeye başlayan S-400 sistemi, 2007’den bu yana Rusya’nın silah envanterinde yer alıyor. S-400, önemli siyasi, ekonomik ve askeri hedefleri “yüksek etkili koruma” için tasarlanan bir sistem olarak tanımlanıyor.

Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen sistem, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı. S-400 taburu, en az bir mobil operasyon komuta merkezi, 8 fırlatıcı ve 32 füzeden oluşuyor.

Kısa, orta ve uzun menzillerde füzeleri aynı anda kullanabilen S-400, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılama özelliğine sahip ve saniyede 4,8 kilometre hızla füze gönderilebiliyor. Sistem, hedefe 10 saniyeden daha az sürede tepki veriyor.

S-400, çok uzun menzilli 40N6 model füzeyle 400 kilometre, uzun menzilli 48N6 model füzeyle 250 kilometre, orta menzilli 9M96E2 model füzeyle 120 kilometre ve kısa menzilli 9M96E model füzeyle de 40 kilometredeki hedefleri vurabiliyor.

Sistemin hedefleri arasında B-2 ve F-117 hayalet uçaklar, B-1, F-111 ve B-52H stratejik bombardıman uçakları, EF-111A ve EA-6 elektronik harp uçakları, TR-1 keşif uçağı, E-3A ve E-2C erken uyarı radar (AWACS) uçakları, F-15, F-16, F-35 ve F-22 savaş uçakları, Tomahawk füzeleri ve balistik füzeler yer alıyor.

Rus basınına göre, Rusya’da Moskova bölgesi, Güney Askeri bölgesi, Pasifik ve Baltık filolarında olmak üzere toplam 5 S-400 alayı bulunuyor. Her alayda sekizer fırlatma sisteminin bulunduğu 2’şer tabur yer alıyor. Rusya’daki S-400 tabur sayısının 2020’ye kadar 56’ya çıkarılması öngörülüyor.

Rusya, S-400 hava savunma sisteminin satışıyla ilgili şu ana kadar Türkiye dışında sadece Çin ile anlaştı.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: Türkiye S-400’lerden Acilen Kurtulmalı

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı operasyona ilişkin değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, “Türkiye, Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400’lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı operasyon hakkında, “Rusya’nın bölge devletlerinin güvenlik ve egemenliklerini tehdit etmesi bir dış politika doktrini değil, Dostoyevski romanlarında görülen türden bir ruhsal bunalımdır” değerlendirmesinde bulundu.

Akşener, sosyal medya hesabından bir dizi paylaşımda bulunarak, Rusya ve Ukrayna arasındaki sıcak çatışmaları değerlendirdi.

Türkiye’nin atması gereken adımlara ilişkin görüşlerini paylaşan Akşener, “Türkiye, Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S-400’lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır” dedi.

Montrö vurgusu

Akşener’in açıklamaları şöyle:

“Rusya’nın bölge devletlerinin güvenlik ve egemenliklerini tehdit etmesi bir dış politika doktrini değil, Dostoyevski romanlarında görülen türden bir ruhsal bunalımdır. Uluslararası toplum bu davranışı şiddetle reddetmeli ve devlet egemenliği ile saldırmazlık ilkesini esas alan uluslararası sistem yaklaşımına ivedilikle geri dönülmelidir.

Türkiye ise Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400’lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır. Saraydaki bol maaşlı şen azınlık ve iktidarları da bu vesileyle mirasyedi bir evlat gibi her fırsatta hor gördükleri Montrö’nün, Lozan’ın ve ülkemizi Dünya savaşının dışında tutabilmiş iradenin hayati önemini anlamalı ve o iradeyi gösterebilenlere bir hayır dua göndermelidir.”

Paylaşın