Alzheirmer hastalığından sonra en sık görülen nörolojik rahatsızlık olan Parkinson, beyin hücrelerinde işlev kaybı ve hücre ölümü nedeniyle oluşan bir hastalıktır. Genellikle orta yaş grubunda görülen bu hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülmektedir. 45-50 yaşından sonra görülme sıklığı gittikçe artan Parkinson, 65 yaş sonrasında her 100 kişiden 1’inde görülmektedir.
Parkinson hastaları teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süre bu hastalıkla yaşamlarını sürdürecektir. Ancak bu bu hastalık ile birlikte yaşam kalitesinde değişim olmayacağı anlamına gelmez. Hastalığın ortadan tamamen kaldırılmasına veya önlenmesine yönelik bir tedavi henüz olmadığından, sizi tedavi eden doktorlar şu anda Parkinson hastalığının belirtilerini kontrol almaya yönelik tedaviler üzerinde odaklanmıştır.
Parkinson hastalığı belirtileri nelerdir?
Parkinson, genellikle sinsi ve yavaş bir şekilde ilerleme gösterir. Vücuttaki dopaminin azalmasıyla birlikte belirtiler kendini göstermeye başlar. Başlangıçta hafif belirtilerle kendini gösteren Parkinson, dinlenme esnasında meydana gelen titreme ile belirti göstermektedir. Bu titreme uyku esnasında meydana gelmezken stres ve yorgunluk titremeyi tetiklemektedir. Her hastalıkta olduğu gibi Parkinsonda da gözetilen belirtiler farklılık taşıyabilir.
Kimilerinde titreme ilerleyen dönemlerde orta çıkarken kimilerinde ise hiçbir zaman titreme görülmez. Sinir sistemi hastalığı olan Parkinson, ilerleyen dönemlerde yürümede güçlük ve sık sık düşme gibi problemlerin oluşmasına neden olur. Hareketler yavaşlar ve yürürken küçük adımlar atılır. Kasları doğrudan etkileyen parkinson, yürüme sırasında kollarda sallanmaya neden olur.
Sinsi ve yavaş yavaş ilerleyen bu hastalık konuşmada ve el yazısında değişikliklere neden olur. İlk başta basit ve olağan bir durummuş gibi görünen bu sıkıntılar aniden ortaya çıkar. Konuşurken normalden daha hızlı ve alçak sesle konuşmak gibi belirtilerin yanı sıra konuşma esnasında el kol hareketlerinde ve yüz mimiklerinde azalma görülür.
Aynı zamanda el yazısında değişiklikler görülür. Göz ve kas hastalıklarının belirtisinden ayrıştıran en önemli nokta aniden ortaya çıkmış olmasıdır. El yazısında küçülme, harf ve kelimelerin birbirine yaklaştırılarak karışık bir görünümde olması Parkinson hastalığının belirtileri arasında sayılmaktadır.
Parkinson hastalığının nedenleri nelerdir?
Parkinson hastalığının başlıca oluşum nedeni beyin hücrelerinin işlev kaybıdır. Dopamin üreten hücrelerin ölmesi Parkinson hastalığının başlıca oluşum nedenidir. Hasara uğrayan dopamin hücreleri sinir sistemini olumsuz yönde etkileyerek sinir hücrelerinin birbiriyle ve kaslarla olan iletişimini engellemektedir. Genel olarak Parkinson hastalığını tetikleyici etkenler tam olarak bulunamamış ve kesinleştirilmemiş olsa da birçok genetik ve çevresel faktörlerin Parkinson hastalığının oluşumunda etkili olduğu belirtilmektedir.
Parkinson hastalığı, birçok hastalıkta da olduğu gibi genetik yatkınlık göstermektedir. Genç yaşta Parkinson hastalığına yakalanan kişilerin ailelerinde Parkinson hastaları genellikle görülmektedir. Genetik yapının etkili olduğu kadar bazı çevresel faktörler Parkinson hastalığında tetikleyici unsur olduğu söylenmektedir. Yaşanılan kırsal ortam,tüketilen kuyu suyu ve kullanılan tarım ilaçları Parkinson hastalığını tetikleyen unsurlardandır.
Parkinson hastalığının risk faktörleri nelerdir?
Ailesinde risk faktörü olan kişiler, ileri yaş, kafa travmaları, beyin damar hastalıkları, bazı ilaçları (özellikle antipsikotik grubunu) kullananlar, kırsal kesimde yaşayanlar (tarım ilaçları hastalığı tetiklemektedir) ve genetik yatkınlık Parkinson hastalığında risk grupları ve risk faktörleri arasında gelmektedir.
Parkinson hastalığının komplikasyonları nelerdir?
Parkinson hastalığında tedaviyle birlikte birtakım komplikasyonlar meydana gelebilir. Özellikle kullanılan bazı ilaçlar komplikasyonlara neden olmaktadır. Kullanılan ilaçlar hastaların motor bulgularında dalgalanmalara neden olur, bu da istemsiz hareketleri ortaya çıkarmaktadır. Davranışlarda aşırılıklar da meydana gelmektedir. Aşırı yemek yeme, aşırı alışveriş yapma isteği vb. gibi.
Parkinson hastalığı için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?
Özellikle tedaviye başlayan hastalarda doktor randevusu öncesinde ilaç kullanımıyla birlikte meydana gelen değişiklikler iyi gözlemlenmeli ve doktor ile paylaşılmalıdır.
Parkinson hastalığının tetkik yöntemleri nelerdir?
Tanı koymada nörolojik muayenede ortaya çıkan bulgulardan faydalanılmaktadır. Beyin görüntüleme yöntemleri ile dopamin salgılayan alanlarda hasar olup-olmadığı değerlendirilir. Parkinson hastalığını önceden tespit edecek bir test ne yazık ki bulunmamaktadır. Genetik Parkinson hastalığında, hastalığın taşıyıcılığını gösteren gen çalışmaları bulunmaktadır.
Parkinson hastalığının tedavi yöntemleri nelerdir?
Parkinson hastalığında ilaç tedavisi, cerrahi tedaviler ve diğer yöntemler olarak tedaviler uygulanmaktadır. Hastalıkta kesin bir tedavi söz konusu değildir, ancak hasta yaşamını kaliteli şekilde devam ettirecek bir seviyeye ulaşmaktadır. Ortaya çıkan belirtiler, hastanın yaşı, diğer hastalıklar tedaviyi önemli derecede etkilemektedir.
İlaç tedavisinde eksik salgılanan veya hiç salgılanmayan dopamin maddesi yerine konmaya çalışılır. Ancak bu ilaçlar ve dozu doğru belirlenmelidir. Aksi halde bu ilaçların ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Cerrahi tedavide ise beyindeki bazı özel çekirdekler yakılarak veya özel elektrotlar vasıtası ile sinyaller verilerek uyarılır. Oldukça işe yarayan bu tedavilerde de dikkatli ve doğru bir yol izlenmelidir.
Parkinson hastalığı hastaları için yaşam stili önerileri
Hasta yakınlarına bu noktada önemli bir rol düşmektedir. Hasta ile yakından ilgilenmeli ve iyileşmesi için çaba göstermeleri gerekir. Özellikle ilaç kullanımında ortaya çıkan belirtiler çok iyi gözlemlenmeli ve doktor ile iletişim halinde olunmalıdır. Hastanın hareket kontrolü için özel fiziksel aktiviteler ve egzersiz programları yapılabilir. Motivasyon çok önemlidir. Hasta sürekli motive edilmeli ve desteklenmelidir.
Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.