Erdoğan’dan CHP’li İki Vekil Hakkında Suç Duyurusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ve CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

Erdoğan’ın, avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla yaptığı suç duyurusu dilekçesinde, TELE 1’de 14 Ocak 2022 tarihinde gerçekleşen programda Engin Özkoç ve Aykut Erdoğdu’nun söylediği sözlerin, “kişilik haklarını ihlal eder nitelikte iftira ve hakaret boyutuna vardığı, ifade özgürlüğünün sınırlarının aşıldığı” ileri sürüldü.

Dilekçede Engin Özkoç ve Aykut Erdoğdu hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan soruşturma açılarak kamu davası açılması talep edildi.

BİA Medya Gözlem Raporuna göre, son 7 yılda 70 gazeteci “Cumhurbaşkanına hakaret”ten mahkum edildi.

Ne olmuştu?

Tele1’de katıldığı programda “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur” diyen gazeteci Sedef Kabaş, sabaha karşı 02.00’da sıralarında gözaltına alındı.

Kabaş bu sözleri nedeniyle, AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından hedef gösterildi.

Sedef Kabaş “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 22 Ocak’ta tutuklanarak Bakırköy Cezaevine gönderildi.

İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan Kabaş, ifadesinde, “Sözün orijinali bir atasözüdür. Hatta sözün orijinalini de değiştirerek sarf ettim. Bundan da anlaşılacağı üzere hakaret etme gibi bir kastım yoktur. Kastetmek istediğim, toplumu kucaklayan, birleştirici bir üslup olması gerektiğidir. Bunu vurgulamak istedim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ederim” dedi.

Ancak hakimlik, Kabaş’ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, öngörülen cezanın alt ve üst sınırı dikkate alındığında, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olması ve adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı hususlarını göz önünde bulundurduğunu ifade ederek tutuklama kararı verdi.

Tele1’e ceza

RTÜK, tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ın sözleriyle, “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla Tele 1’e yüzde 5 idari para cezası, beş kez de program durdurma cezası verdi. Uğur Dündar’ın RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’i eleştirmesi nedeniyle de kanala, yüzde 3 idari para cezası verildi.

RTÜK’ün oy çokluğuyla aldığı karar kapsamında TELE 1’de yayınlanan Demokrasi Arenası programı beş kez yayınlanamayacak. Programın sunucusu Uğur Dündar, bir ay boyunca TELE 1 ve başka bir kanalda program yapamayacak.

Kanal, 2022 yılı içinde yasanın, “8/1/b” bendinden bir ceza daha alırsa bu kez kanalın yayını 10 gün boyunca durdurulacak. Kanal üçüncü kez aynı maddeden ceza alırsa lisansı iptal edilecek.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Sedef Kabaş, ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ Suçundan Tutuklandı

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında soruşturma açılan ve gece yarısı İstanbul Sarıyer’deki evinden gözaltına alınan gazeteci Sedef Kabaş, “kaçma ve saklanma ihitmalinin yüksek” olması gerekçesiyle tutuklandı.

Haber Merkezi / Gazeteci Sedef Kabaş Tele 1’de katıldığı canlı yayında, “‘Taçlanan baş akıllanır’ diye bir söz vardır ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır, onu söylemeyeyim, ‘büyükbaş hayvan’ diyeyim. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz, o saray ahır olur” demişti.

Bu sözler sonrası Sedef Kabaş hakkında soruşturma da başlatılmış, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne talimat yazılarak söz konusu televizyon programının ilgili yayının incelenerek tutanak hazırlanması istenmişti. Ayrıca Kabaş’ın kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile savunmasının alınması talep edilmişti.

Gözaltına alınan gazeteci Sedef Kabaş, bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne götürüldü. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen gazeteci Sedef Kabaş tutuklandı.

Tutuklama kararında Sedef Kabaş’ın tutuklanma gerekçesi de yer aldı. Karara göre, Kabaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldığını söylemesine rağmen hakimlikte aksi yönde kanaat oluştuğu belirtildi.

Kararda, “Müsnet eylemin televizyon programında gerçekleştirilmiş olması sebebi ve suçun nitelikli hali kapsamına girdiği ve cezada aktarım öngörüldüğü hususları birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlemiş olduğu hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu” ifadeleri yer aldı.

Kararda Kabaş’ın “kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek” olduğu bu nedenle adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve bu durumda tutuklamanın “ölçülü olduğu” kanaatine varıldığı belirtildi.

Kabaş’ın gözaltına alınmasının ardından Twitter’da “Sedef Kabaş yalnız değildir” etiketi altında Kabaş’a destek verildi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, isim vermeden Sedef Kabaş ve hükümetin hedefindeki bir diğer isim olan Sezen Aksu’ya destek verdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “gündem yaratma peşinde” olmakla suçladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Sedef Kabaş’a destek verdi. Akşener, “Şiirden hapse giren dünün mağdurlarının, atasözü söyleyenleri hapse atan mağrurlar haline geldiği günlerden geçiyoruz. Nereden nereye… Ama az kaldı, hiç merak etmeyin. Bu zihniyet gidecek, Türkiye’ye yeniden adalet gelecek.” dedi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, kararı “hukuk dışı” olarak yorumladı. Beştaş, “Cumhurbaşkanına hakaret suçu demokratik ülkelerde yoktur! Türkiye’de ise herkes bu suçun direk muhatabı! AİHM’nin siyasetçilere yapılan her türden eleştiriyi, şoke edici olsa da makul gören kararları var. #SedefKabaş’ın tutuklanması iktidarın gövde gösterisidir, hukuk dışıdır.” ifadelerini kullandı.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ) da bir yazılı açıklamayla, Kabaş’ın “derhal serbest bırakılması” çağrısı yaptı.

Koalisyon yaptığı yazılı açıklamada, “Söz konusu gözaltı girişiminin gazeteciye yönelik uygulanan bir sindirme politikası olduğuna inanıyoruz. İfade özgürlüğüne yapılan bu saldırıyı kınıyor, Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, tutuklama kararıyla ilgili yaptığı açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Vedat Şorli kararına işaret etti, “Tutuklama, artık demokrasi idealinin kalmadığının acı göstergesidir” dedi.

AİHM, Türkiye’deki ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ davalarıyla ilgili ilk kez verdiği kararda, Vedat Şorli’nin ilgili suçtan mahkum edilmesini ifade özgürlüğünün ihlali saymıştı.

Paylaşın

Erdoğan’ın Görev Onayı Yüzde 40,7

MetroPoll Araştırma, “Türkiye’nin Nabzı Ocak 2022: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Görev Onayı” başlığıyla yaptığı son anketinden elde ettiği sonuçları sosyal medya hesabından paylaştı.

Haber Merkezi / Buna göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev onayı, geçen aya göre yaklaşık 2 puan artışla yüzde 40,7’ye yükseldi. Yüzde 54,4’lük kesim ise Erdoğan’ın görevi için “Hayır, onaylamıyorum” dedi. Bu oran, 7 Haziran 2015 yılındaki seçimlerden sonra en yüksek üçüncü seviye oldu.

Partiler bazında ise CHP’lilerin yüzde 92,2’si, İYİ Partililerin de yüzde 92,2’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’a görev onayı vermedi. Bu iki partinin ardından Erdoğan’a onay vermeyen en yüksek oransa HDP’lilerden geldi: Yüzde 90,5.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev onayına “hayır” diyenlerinin oranının MHP’de 26,7 olması ise dikkat çekti. Görev onayı konusunda Erdoğan’ın kendi partisinin seçmenlerinde 93,5 evetten, yüzde 3,7 hayırdan yana tavır alındı. Oy tercihini “Kararsız”, “protesto oy” ve “cevap yok” olarak belirtenlerde ise birbirine yakın oranlar görüldü.

Metropoll Araştırma’nın “Türkiye’nin Nabzı Aralık 2021” anketine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylayanların oranı yüzde 38,6, onaylamayanların oranı yüzde 57,2’di. Yüzde 4,3’lük kesim ise herhangi bir fikri ya da cevabı olmadığını ifade etmişti.

Metropoll Araştırma’nın “Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021” anketine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylayanların oranı yüzde 39,3, onaylamayanların oranı yüzde 54,5’ti. Yüzde 6,2’lik kesim ise herhangi bir fikri ya da cevabı olmadığını ifade etmişti.

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a Dikkat Çeken Gönderme

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Müstakbel muhalefet partisi genel başkanı konuşmuş” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya hesabından Sabah gazetesinde bulunan ‘Tüm sıkıntıları biz çözeriz’ başlıklı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin yer aldığı haberi alıntıladı.

Akşener, alıntıladığı gönderiye “Müstakbel muhalefet partisi genel başkanı konuşmuş. Ne diyelim, Allah tamamına erdirsin…” yazdı.

İYİ Parti Lideri Akşener’in paylaşımı şu şekilde:

Erdoğan’ın Aydın programı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın’da ilk olarak Söke ilçesindeki kağıt fabrikasının açılışını gerçekleştirdi.

Ardından merkez ilçe Efeler’e geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen törende Çine Gökbel Barajı, 4 bin 398 kişilik öğrenci yurdu, Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi ek hizmet binası ile Aydın’da yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılışını yaptı.

Erdoğan, açılış sonrasında Aydın Valiliği’ni ziyaret etti. Vali Hüseyin Aksoy’dan brifing alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Adnan Menderes Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek olan AK Parti Aydın İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılmak üzere valilikten ayrıldı. Erdoğan, ardından, il danışma toplantısına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, Aydın’ın Koçarlı ilçesinde yapımı tamamlanan Adnan Menderes Demokrasi Müzesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cemevi başkanları ile çeşitli köylerin mahalle muhtarları teşekkür ziyaretinde bulundu.

Paylaşın

TTB’den Erdoğan’a Yanıt: Her Uyarımızda Haklı Çıktık

TURCOVAC aşısıyla ilgili eleştirileri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sahtekarsınız, yalancısınız” diyerek hedef aldığı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi açıklama yaptı.

Aşının salgındaki en önemli araç olduğunu ifade eden TTB,  aşı çalışmalarını desteklemeyi ise toplumsal ve bilimsel bir sorumluluk olarak gördüklerini bu nedenle aşı karşıtlarını hedefi dahi olduklarını belirtti. “TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumu çok nettir ve tek önceliği bilimdir” vurgu yapılan açıklama özetle şöyle:

TTB bu tutumu nedeniyle bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olmuş; iktidar bu çevrelere sürekli sessiz kalmıştır.

TTB aynı bilimsel ve toplumsal sorumluluğu, pandemi sürecinin şeffaf veriler ışığında sağlığın tüm bileşenleriyle yürütülmesi gerektiğini dile getirirken de taşımaktadır. Tüm uyarılarımız toplum sağlığı içindir. Sağlık Bakanlığı ve toplum da görmüştür ki TTB her uyarısında haklı çıkmaktadır: Çünkü tek referansı bilimdir.

“Bilimsel verileri istemek görevimiz”

TTB’nin kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağlayan da bu tutumudur. COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarımız bu örneklerden yalnızca bir tanesidir.

Pandemi döneminde de aynı bilimsel hassasiyeti korumamız ve bilimsel verileri toplum adına talep etmemiz hekimlik görevimizdir. TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumu çok nettir ve tek önceliği bilimdir.

Aşıları incelememizdeki temel kaynağımızın menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmeler olduğunu bundan bir yıl önce Sputnik V aşısı hakkında da belirtmiştik.

“Acil Kullanım Onayı almalı”

Bir kez daha hatırlatmak isteriz: ‘Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur.

Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan Faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır’

“Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatıldı?”

Yine ‘TTB’den Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun Yeniden Açılması Çağrısı’ açıklamamızda da belirttiğimiz üzere ‘Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz’

Ancak açıklamamızda da sorduğumuz soruyu bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?

TTB, aşı çalışmalarına ve buna emek veren tüm bilim insanlarına minnettardır. Ancak iktidarın bu süreçteki tutumu ne yazık ki pandemideki tutumundan farksız ve şeffaflıktan uzaktır. İktidarın aşı konusunda da şeffaflıktan uzak bu tutumu ne yazık ki insanlarda ‘aşı tereddüdü’ oluşturmaktadır.

Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.”

Erdoğan ne demişti?

Dün (8 Ocak) Karaman-Konya hızlı tren hattı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TURCOVAC aşısıyla ilgili gerekli çalışmanın yapılmamasını eleştiren Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef aldı.

Erdoğan, “Yalan dolan hepsi bunlarda. Şimdi bunların bir de Tabipler Birliği var. Ya bunlar ne kadar yalancı ne kadar cambaz ya. Erciyes Üniversitesi, büyük bir kadroyla TURKOVAC aşısını üretiyor, icat ediyor. Adamlar ‘Böyle bir şey yok’ diyor. Siz ne sahtekarsınız, ne yalancısınız ya” dedi.

Paylaşın

Erdoğan, Erken Seçimin Kapısını Araladı

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanma ile ilgili kapsamlı bir haber yayınladı. Son dönemde TL’de yaşanan dalgalanma ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı adımları analiz eden Reuters, bunların erken seçim sinyali olarak algılanabileceğine dikkat çekti.

Reuters, “Siyasi analistlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki büyük karar- asgari ücretin artması ve yeni mevduat ile birlikte etkili bir şekilde erken seçimin kapısını araladı. İki açıklama da krizin hissedildiği bir dönemde beş gün arayla yapıldı.

Erdoğan ve üst düzey AKP yetkilileri tekrar tekrar bu iddiayı yalanladı. Fakat 2022’de ücretlerde rahatlık ve TL’nin keskin artışı, uzun süredir anketlerde güç kaybeden Erdoğan’ın bir an önce harekete geçmek isteyebileceğine işaret ediyor” yorumunda bulundu.

Öte yandan ajansa konuşan AKP’li bir yetkili, erken seçim iddiaları ile ilgili olarak, “Seçim gündemde yok. Seçim planlandığı gibi 2023’te olacak” dedi.

İsmini açıklamayan yetkili geçen hafta parti içindeki moralin yükseldiğine de dikkat çekerken, “Toplumun diğer kesimlerini de rahatlatacak yeni adımlar atılacak” dedi.

Öte yandan ajansa konuşan bir başka üst düzey yetkili ise, “Bu adımların uzun vadeli etkileri desteği artıracak. Ülkedeki panik havası artık yok. Şimdi sakince doğru adımları atmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 Asgari ücret 4 bin 253 lira 40 kuruş olarak belirlendiğini açıkladı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi, işveren ve hükümet heyetlerinin oy birliğiyle asgari ücret brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 lira 40 kuruş oldu. Asgari ücretten gelir ve damga vergisi alınmayacak.

AK Parti hükümeti, yerel mevduat sahiplerini yabancı para birimlerine karşı değer kaybından kaynaklanan kayıplardan korumak için ‘Kur Korumalı’ bir ekonomik modeli yürürlüğe koydu.

Uygulanacak yeni sistemde, gerçek kişilerin Türk lirası vadeli hesapları üzerinden işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak, yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak.

Paylaşın

Le Monde: Türkler Fakirleşirken, Erdoğan Kuran’a Güveniyor

Fransa’da yayınlanan Le Monde gazetesinde, “Türkler fakirleşirken Erdoğan Kuran’a güveniyor” başlığıyla çıkan makalede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, faiz ve enflasyonla mücadelede “Bir Müslüman olarak Nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” şeklindeki konuşmasına geniş yer verildi.

Gazetenin İstanbul muhabiri Marie Jego tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye’de yaşanan son kur krizi, gıda fiyatlarındaki artış ile birlikte alım gücünün büyük ölçüde düşmesine değinildi.

Makalede, “faizleri düşürerek enflasyonu indirmeye çalışan Erdoğan’ın hayali para politikasıyla alım gücünün her geçen gün düştüğü” yorumu yapıldı.

Muhalefet partileri ile TÜSİAD’ın ekonomi biliminin gereklerinin yapılması yolunda yaptığı çağrılara gönderme yapılan makalede, Erdoğan’ın bu çağrıları dinlemeyerek sert tepki gösterdiği ifade edildi.

Le Monde, bu çağrıları karşılıksız bırakan ve tepkisini gizlemeyen Erdoğan’ın bunun yerine söylemleriyle para politikalarını Kuran’ın ilkelerinin belirleyeceği mesajını vererek, “Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz, benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak Nas’lar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim.” şeklindeki açıklamasına yer verildi.

Gazete, Türk bankaların yeni ekonomik model çerçevesinde yaklaşık 1,5 milyar dolar bozdurduğunu ancak dövizin, toplam mevduatların yarısından fazlasını oluşturduğu ülkede, bunun Türk lirasına güveni sağlamaya yetip yetmeyeceğinin belirsiz olduğu yorumuna yer verildi.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

The Economist’ten ‘Türkiye Ekonomisi’ Hakkında Dikkat Çeken Analiz

Birleşik Krallık merkezli The Economist Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ sistemine ilişkin dikkat çeken bir yazı yayımladı. Dergiye göre; Türkiye’de enflasyon yüzde 50’yi bulabilir.

Yeni kur korumalı mevduat hesabından bahseden yazıda Türkiye ekonomisinin düzlüğe çıkmaya yakın olmadığı belirtildi. Erdoğan’ın geçici çözümünün şimdilik yatırımcılara “Türkiye Cumhurbaşkanının lirayı kurtarma ihtiyacının farkında olduğuna dair güvence” verdiği aktarıldı.

Economist, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı planın aslında dolara endeksli dolaylı bir faiz artırımı olduğunu iddia etti. Greenwest Consultancy Dubai’nin Genel Müdürü Emre Akçakmak Economist’e verdiği demeçte, “Mevcut mevduat oranını alıyorsunuz ve bunun üzerine diferansiyel alabiliyorsunuz, bu da döviz sahiplerini liraya çevirmeye teşvik ediyor. Bu olduğu sürece hazinenin üzerindeki yük daha da artacaktır.” dedi.

“Kamu maliyesi, şimdi çökme riskiyle karşı karşıya”

Yazıda şimdiye kadar döviz kurundaki vahşi dalgalanma riskini üstlenenlerin Türk mevduat sahipleri olduğu söylenirken bundan sonra bu riski Türk vergi mükelleflerinin yani halkın üstleneceği aktarıldı. Capital Economics’ten Jason Tuvey bu konuda “Son on yılda gücün temel direği olarak kabul edilen kamu maliyesi, şimdi çökme riskiyle karşı karşıya” diye konuştu.

Economist’e konuşan analistler, özellikle bu ayın başlarında açıklanan asgari ücrette yüzde 850’lik bir artışın yürürlüğe girmesinden sonra, enflasyonun 2022’nin ilk yarısında yüzde 50’ye ulaşmasını beklediklerini söyledi. Analistler, Türk Lirasının değerindeki herhangi bir önemli düşüşte, Merkez Bankası’nın lira mevduat sahiplerine paralarını vermek için para basmaktan başka seçeneği kalmayabileceğini vurguladı. Öte yandan, “Erdoğan kendisinin çıkardığı yangına battaniye atmış olabilir fakat battaniye de yakında alev alabilir” ifadelerine yer verildi.

Paylaşın

Erdoğan’ın Görevini Yapış Tarzına Destek Yüzde 38.6’a Düştü

Metropoll Araştırma’nın son yaptığı ankete göre, seçmenin yüzde 57,2’i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevini yapış tarzını onaylamıyor. Anket 11-15 aralık tarihleri arasında 28 ilde 1514 kişi ile yapıldı.

Haber Merkezi / Metropoll Araştırma’nın Türkiye’nin Nabzı Aralık 2021 anketine göre, seçmenin yüzde 57,2’i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylamıyor.

Metropoll Araştırma, “Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021” anketine katılanlara, “”Genel olarak düşündüğünüzde Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylıyor musunuz?” diye soruldu.

Ankete katılanlardan yüzde 38,6 ‘sı “Evet, onaylıyorum” cevabını verirken, yüzde 57,2’i ise soruyu “Hayır, onaylamıyorum” şeklinde yanıtladı. Yüzde 4,3’lük kesim ise herhangi bir fikri ya da cevabı olmadığını ifade etti.

Metropoll araştırma şirketinın yayınladığı veriler, Türkiye genelinde 26 bölgeyi esas alan 28 ilde tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemi ile 11-15 Kasım tarihleri arasında toplam bin 514 kişi ile yapılan ankete dayanıyor.

Metropoll Araştırma’nın “Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021” anketine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylayanların oranı yüzde 39,3, onaylamayanların oranı yüzde 54,5’ti. Yüzde 6,2’lik kesim ise herhangi bir fikri ya da cevabı olmadığını ifade etmişti.

Paylaşın

Kamu Bankaları, Erdoğan’ın Açıklaması Sonrası Yüklü Miktarda Dolar Sattı

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kur korumalı TL vadeli mevduat açıklaması sonrası kamu bankalarının, yüklü miktarlarda dolar satışı yaparak Türk Lirası’nın değer kazanmasına destek olduklarını bildiriyor.

Ajansın, dört farklı yetkiliye dayandırdığı haberine göre satışlar, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde sadece Pazartesi ve Salı günü yaşanan 6 milyar dolarlık düşüşle eşzamanlı gerçekleşti.

Bir bankanın baş danışmanının Reuters’a aktardığına göre kamu bankalarının sadece Pazartesi ve Salı günü yaptığı müdahale 3 milyar doları buldu.

Reuters’ın ulaştığı Ziraat Bank, Vakif Bank ve Halk Bank, konuyla ilgili henüz yorum yapmadı. Merkez Bankası tarafından da bir açıklama paylaşılmadı.

Resmi verilere göre Merkez Bankası’nın bir önceki hafta 21 milyar dolar olan net döviz rezervleri geçen hafta 12 milyar dolara düştü.

Erdoğan’ın Pazartesi akşamı kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, TL mevduat hesaplarının getirisinin döviz getirisi altında kalması durumunda aradaki farkın vatandaşlara ödeneceğini duyurmuştu.

Bu açıklamadan sonra TL hafta boyunca yaklaşık yüzde 50 değer kazandı.

Ajansın hükümet yetkililerine dayandırdığı bir başka haberde, ekonomi yönetiminin dolar hedefini 9’lar civarında belirlediği ancak “birkaç ay daha” 12 – 14 seviyesinde olmasının beklendiği kaydedildi.

Paylaşın