RTÜK, Gündüz Kuşağı Programlarına Ceza Yağdırdı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘sansür genelgesinin’ ardından ilk kez toplandı. Üst Kurul, ATV, FOX, SHOW TV, Beyaz TV, STAR, Halk TV ve TELE 1’e ceza kesti. 

ATV’de yayınlanan Esra Erol’un 18 yaşındaki bir genç kadını istememesine rağmen canlı yayında ifşa etmesi ve kamuoyu önünde azarlamasını görüşen Üst Kurul, yayın ilkelerini ihlal ettiği gerekçesiyle kanala yüzde 1 ceza uyguladı.

“Göstermelik para cezası”

RTÜK’ün CHP’li Üyesi İlhan Taşcı, cezanın “göstermelik” verdiğini savundu. Taşçı sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Eleştirel sesleri susturabilmek için en ağır para cezası, program hatta yayın durdurma kararlarına gözünü kırpmadan imza atan RTÜK, söz konusu şikâyet rekoru kıran ATV’deki ‘Esra Erol’da’ programı olunca en alt limitten göstermelik para cezasıyla olayı geçiştirdi” dedi.

ATV’ye yaptırımın, “milli ve manevi değerlere” aykırılığa dayanması gerektiğini, bunun cezasının yüksek olacağı için alt limitli “küçük düşürme” maddesine dayanılarak ceza verildiğini ifade eden Taşcı şöyle yazdı:

“Yayıncı ‘uyarı’ hakkını doldurmamış olsaydı sadece uyarılmakla yetinilecekti. Bu ceza kamuoyu baskısının sonucu. RTÜK, toplumun pek çok kesiminden günlerdir gelen tepkileri dindirebilmek için göstermelik bu cezayı istemeye istemeye vermek zorunda kaldı! Bu toplumun duyarlılığının sonucu. Peki bu ceza, sabah programlarındaki pespayeliği, rezaleti önlemeye yeter mi!? Takdir izleyicinin…”

Cezalar gündüz kuşağı programlarına

Toplantı sonrası bir açıklama yapan RTÜK’se, yaptırım gücünü kullandığını savundu. RTÜK’ten yapılan açıklamada kanallara ve programına verilen cezalar şu ifadelerle aktarıldı:

  • “FOX’un “Fulya İle Umudun Olsun” adlı yapımını inceleyen Üst Kurul, programda kullanılan küfür ve argo ifadelerin yayın ilkesi ihlali olduğuna kanaat getirdi.
  • SHOW TV’nin “Didem Arslan Yılmaz’la Vazgeçme” programı da masadaydı. Yapımdaki kaba ve ağza alınmayacak türden ifadeler RTÜK radarına takıldı.
  • Beyaz TV’de yayınlanan “Hayatta her şey Var” adlı program hakkında hazırlanan raporu müzakere eden Üst Kurul, cinsel içerikli konuşmaların geçtiği yapımdan ötürü Beyaz TV’nin Yasada yer alan “Yayın Hizmetleri…Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesini ihlal ettiğini kararlaştırdı. Beyaz TV’ye idari para cezası uygulandı.
  • STAR TV’nin “Serap Paköz İle Gerçeğin Peşinde” isimli gündüz kuşağı programı da rapora konu oldu. Yayında normal olmayan evlilik dışı ilişkilerin sıradan olaylar gibi konuşulması, 4 yaşındaki bir çocuğun isminin ifşa edilmesi ile fotoğrafının defalarca yayınlanması Yasa ihlali olarak görüldü. Üst Kurul, yayıncı kanala idari para cezası verdi.
  • ATV’de yayınlanan “Esra Erol’da” programını görüşen Üst Kurul, 6112 sayılı kanunda geçen yayın ilkelerinin ihlal edildiği belirleyerek, genel ahlaka, millî ve manevî değerlere aykırı hareket eden yayıncı kuruluş hakkında idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

Halk TV ve TELE 1’e boş geçmedi

Halk TV’nin “İki Yorum” programında Levent Gültekin’in emniyet teşkilatı hakkında sarf ettiği sözleri de değerlendiren Üst Kurul, yayında bir polis memurunun hedef gösterildiği öne sürülerek “haddini bilmez, Şu tipe bak!, eşkıya, Bu, polislik değil. Bu, çeteliktir.” şeklinde konuşaya idari para cezası yaptırımı uyguladı.

TELE 1’de yayınlanan “18 dakika” programında ise Merdan Yanardağ’ın, “Türkiye’nin askerlerini diri diri yakanları, diri diri yakanları bile gizlediler. Aman bir İslamcı terör örgütünün adı geçmesin… Ya Müslümanlar da terör örgütleri kuruyorlar ve terör örgütlerinde Türk askerlerini öldürüyorlar. İslamcı terörü bakın, İslamcı terörü, İslamcı terörü, İslamcı terörü yıllarca gizlediler.” şeklindeki ifadeleri de para cezası kesti.

Dizi, Survivor ve radyo programlarına da ceza

Fox TV’de “Yasak Elma” dizisisinde evlilik dışı çarpık ilişkilerin olağanmış gibi gösterilmesi ile karakterler arası seviyesiz diyalogların aile kurumuna zarar verdiği savunuldu. RTÜK, genel ahlaka, milli ve manevi değerlere ters düşecek şekilde yayın yapan kuruluşa idari para cezası müeyyidesi uyguladı.

Kanal D’nin “Yargı” dizisinde bolca kullanılan silahlı şiddet görüntülerinin bireylerde duyarsızlaşmaya ve şiddetin kanıksanmasına yol açabileceğine karar veren Üst Kurul, Kanal D de idari para cezası verdi.

TV 8’in “Survivor Allstar” programını görüşen Üst Kurul, yarışmada yer alan gergin tartışma ortamlarında kişiler arasında geçen hakarete varan incitici ve yaralayıcı ithamların, saldırgan tutumların, çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etki edebilecek türden davranışlar olduğunu iddia ederek karar verdi. Yayıncılık ilkelerinin ihlal edildiğini belirleyen RTÜK, yayıncı kuruluşa idari para cezası uygulanmasına hükmetti.

RTÜK, Virgin Radyo’ya ise, “Mesut Süre İle Rabarba” programında alkol kullanımını ve kumar oynamayı özendirici nitelikte yayın yapıldığı gerekçesiyle idari para cezası yaptırımı uyguladı.

Paylaşın

Uluslararası STK’lardan Türkiye’ye ‘Sedef Kabaş’ Çağrısı: Serbest Bırakın

Uluslararası 27 Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Türkiye’yi Sedef Kabaş’ı serbest bırakmaya, Alican Uludağ’ı tehdit edenler için kapsamlı soruşturma yürütmeye ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) TELE 1’e verdiği cezayı geri çekmeye çağırdı.

TELE 1’de katıldığı bir program sonrasında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklanan ve Bakırköy Cezaevine gönderilen Sedef Kabaş için 27 insan hakları ve gazetecilik örgütünden ortak açıklama geldi. 22 Ocak’ta tutuklanan Kabaş’ın derhal serbest bırakılması ve bağımsız medyaya yargı tacizine son verilmesi isteyen hak örgütleri Türkiye’ye çağrı yaptı.

İnsan hakları ve gazetecilik örgütleri şu üç talebi sıraladı:

  • Sedef Kabaş’ın ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını,
  • Alican Uludağ’ın aldığı ölüm tehditleri hakkında tam kapsamlı bir soruşturma yürütülmesini ve gazetecinin güvenliğinin ve korunmasının yetkililerce sağlanmasını,
  • RTÜK’ün TELE 1’e verdiği yayın yasağı ve para cezalarının geri çekilmesini ve kurumun bağımsız yayın kuruluşlarına yönelik taraflı ve ayrımcı tutumuna bir son vermesini talep ediyoruz.

İmzacı kuruluşlarsa şöyle:

Uluslararası Basın Enstitüsü (International Press Institute/IPI), Avrupa Gazeteciler Derneği (Association of European Journalists / AEJ), Articolo 21, Uluslararası Karikatürcüler Hakları Ağı (Cartoonists Rights Network International / CRNI), Gazetecileri Koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists / CPJ), Danish PEN, English PEN, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (European Centre for Press and Media Freedom / ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (European Federation of Journalists / EFJ),

Freedom House, German PEN, Sansür Endeksi (Index on Censorship), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (International Federation of Journalists / IFJ), Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT), PEN America, PEN Centre of Bosnia-Herzegovina, PEN International, PEN Iraq, PEN Melbourne, PEN Norway, PEN Turkey, PEN Québec, Sınır Tanımayan Gazeteciler (Reporters Without Borders / RSF), San Miguel PEN, Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (South East Europe Media Organisation / SEEMO), Swedish PEN, Dünya Gazeteler Birliği (WAN-IFRA)

Ne olmuştu?

TELE 1’de Uğur Dündar’ın sunduğu ‘Demokrasi Arenası’ programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren sözlerinin ardından Sedef Kabaş, 22 Ocak Cumartesi gece yarısı polis baskını ile İstanbul’daki evinden gözaltına alındı.

Tutuklanmasına sebep olan televizyon programında Kabaş bir Çerkes atasözünden alıntı yaparak “Büyükbaş hayvan saraya girdiği zaman kral olmaz, o saray ahır olur” ifadelerini kullanmış ve eklemişti:

“Çok meşhur bir söz vardır; taçlanan baş akıllanır diye, ama görüyoruz ki gerçek değil.”

Kabaş’ın sözlerinin yetkililer tarafından Cumhurbaşkanına hakaret olarak algılanmasının ardından hakkında soruşturma açıldı. Programın yayımlanmasının ardından pek çok siyasetçi ve hükümet yetkilisi Kabaş’ın ifadelerini kınadı.

Tepki gösterenler arasında yer alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Kabaş’ın ifade işlemleri sürerken, Kabaş’ın sözlerinin “haset ve nefretten doğan hadsiz ve hukuksuz ifadeler” olduğunu ve “adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacağını” belirten bir açıklama yaptı. Gül’ün açıklamasının ardından aynı Kabaş “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile tutuklandı.

Kabaş’ın avukatı 26 Ocak’ta verdikleri tutukluluğa itiraz dilekçesinin mahkeme tarafından reddedildiğini açıkladı. Kabaş’ın avukatı ayrıca, Kabaş’ın sorgusu sırasında Gül’ün açıklamalarıyla yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiğini öne sürerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesince garanti altına alınan “adil yargılanma hakkının” ihlal edildiğini söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ekim 2021’de açıklanan Vedat Şorli kararı, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğü ile uyumsuz olduğunu belirtti.

Yüksek mahkeme, ayrıca Facebook’ta Erdoğan hakkından eleştirel içerik paylaşan bir kişinin gözaltına alınmasının veya ona hapis ceza verilmesinin hukuki bir dayanağı olamayacağına kanaat getirdi.

Kabaş’ın tutuklanması öncesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin Kabaş’ın sözleri nedeniyle TELE 1’e soruşturma başlatıldığını açıkladı. 24 Ocak’ta yapılan üst kurul toplantısında TELE 1’e yıllık reklam gelirinin yüzde 5’i oranında idari para cezası ve beş kez program durdurma cezası verildi. RTÜK’ü TELE 1’e yapılan soruşturma sebebiyle eleştiren gazeteci Uğur Dündar’ın eleştirileri sebebiyle de kanala yüzde 3 daha idari para cezası verildi.

Gazeteci Alican Uludağ ise, Kabaş’ın tutukluluk kararını veren hâkimin 2020’de Osman Kavala’nın tutukluluk kararını veren aynı hâkim olduğunu ortaya çıkararak haberleştirmesinin ardından Twitter’da ölüm tehditleri aldı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

RTÜK’ten TELE 1’e Ve FOX TV’ye Ceza

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ın konuk olduğu TELE 1’in Demokrasi Arenası’na 5 hafta program durdurma ve yüzde 5 para cezası, FOX TV Ana Haber Sunucusu Selçuk Tepeli’nin açıklamaları nedeniyle de FOX TV’ye de yüzde 3 para cezası verdi.

Haber Merkezi / Cezaları RTÜK üyesi Okan Konuralp sosyal medya hesabından duyurdu. Okan Konuralp şunları kaydetti:

“RTÜK, “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği; nefret duyguları oluşturduğu” iddiasıyla Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası’na 5 hafta program durdurma ve %5 para cezası cezası verildi. Ceza, yorumları nedeniyle tutuklanan Gazeteci Sedef Kabaş’ın konuk olduğu program için…

RTÜK Başkanının açıklamaları ile Kabaş’ın gözaltına alınmasına gösterilen tepkilere sahne olan ikinci yayın nedeniyle de yayıncı kuruluş TELE1’e ek olarak % 3 para cezası daha verildi.

RTÜK Başkanı Şahin’in basın etiğine uymamakla itham ettiği Selçuk Tepeli’nin yorumları gerekçe gösterilerek Fox için de % 3 para cezasına hükmedildi.Sezen Aksu’nun yorumladığı Kemal Burkay’ın dizelerine atfen son sözüm: Hiç merak etmeyin! İklim değişecek, Akdeniz olacak. Gülümseyin!”

RTÜK, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engele dönüştü”

RTÜK üyesi İlhan Taşçı, kurul toplantısının ardından yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verdi:

“RTÜK, Sedef Kabaş’ın sözleriyle “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla Tele 1’e % 5 idari para, 5 kez de program durdurma cezası verdi. Uğur Dündar’ın RTÜK Başkanı Şahin’i eleştirmesi nedeniyle de %3 idari para cezasına oyçokluğuyla hükmedildi.

RTÜK kararı uyarınca Demokrasi Arenası programı 5 kez yayınlanamayacak. Program 1 aylığına kapatılmış oldu! Aynı dönemde Uğur Dündar da ne TELE1’de ne de başkaca bir kanalda program yapamayacak. İşte düşünce özgürlüğü, işte ifade özgürlüğü. Siz misiniz RTÜK başkanını eleştiren.

TELE1 bu yıl içinde yasanın 8/1/b bendinden bir ceza daha alırsa bu kez kanalın yayını 10 gün boyunca durdurulacak; RTÜK’ün belirlediği yayınları yapacak. Kanal 3. Kez aynı maddeden ceza alırsa lisansı iptal edilecek. Yani fişi çekilecek ve kanalın ekranı tamamen karartılacak!

Olağanüstü toplantıda, Selçuk Tepeli’nin ana haberde AKP Genel Başkanının icraatına yönelik eleştirileri nedeniyle Fox TV’ye “toplumda özgür kanaat oluşmasını” engellediği iddiasıyla % 3 idari para cezasına hükmedildi. Karar oyçokluğuyla alındı. Cezaların toplamı 6 milyon lira.

RTÜK, hükümetin son günlerde sanatçı, aydın ve gazetecileri hedef alan politikasının cezalandırıcı aparatına dönüştü. Düşünce ve ifade özgürlüğü ile televizyonların özgürce yayıncılık yapması için ortam sağlaması gereken RTÜK, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engele dönüştü.”

Ne olmuştu?

Gazeteci Sedef Kabaş  bir hafta önce yayınlanan TELE 1’de katıldığı programda, “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur” demişti.

Bu sözler üzerine 21 Aralık’ı 22 Aralık’a bağlayan gece saat 02.00 sıralarında İstanbul’da yaşadığı evinde polislerce gözaltına alınan gazeteci Kabaş, Cumartesi günü çıkarıldığı Çağlayan Adliyesi’nde Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla tutuklanmıştı. Tutuklama kararının gerekçesinde “Kuvvetli suç şüphesi, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olması, bu nedenle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklama tedbirinin ölçülü olacağı” savunulmuştu. Kabaş’ın açıklamalarının ardından RTÜK kanal hakkında inceleme başlatmıştı.

Paylaşın

RTÜK’ten Kanallara Sezen Aksu Telefonu

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu’nun müzik yayını yapan kanalları arayarak Sezen Aksu’nun şarkısını yayınlamaları durumunda ağır yaptırımlarla karşılaşabileceklerini ifade ettiği bildirildi. Uslu ise “Mağdur olmamaları için tedbirli davranmaları konusunda ikaz ettik” dedi.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısında geçen “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” sözleri nedeniyle hedef gösterilen Sezen Aksu için RTÜK devreye girdi.

RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu’nun müzik yayını yapan kanalları arayarak kanal yetkilileriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde, Aksu’nun şarkısını yayınlamaları durumunda ağır yaptırımlarla karşılaşabileceklerini ifade ettiği bildirildi. Uslu ayrıca “Milli ve manevi değerlere aykırı tüm şarkılar için” de aynı uyarıyı yaptı.

Birgün’e konuşan Uslu, görüşmelerin “kanallar zarar görmesin diye” yapıldığını öne sürdü ve şunları dedi:

“Sezen Aksu’nun kamuoyunun gündemine gelen şarkısı ile alakalı bir uyarıda bulunduk.

“Katiyen ‘Sezen Aksu yayınlamayın’ diye bir talimatımız olmadı zaten hukuken böyle bir yetkimiz de yok. Şarkı incelemeye alındı, takdiri kuruluşların kendilerine ait olmak üzere mağdur olmamaları için tedbirli davranmaları konusunda ikaz ettik. Çünkü bu defa bir sorun tespiti varsa ve işlem yapmamız gerekecek, durup dururken kuruluşlar idari para cezaları ile muhatap olacaklar.

“Bu arada sadece bu şarkı ile de ilgili değil milli manevi değerler konusunda gerekli hassasiyeti korumayan tüm müzik parçalarının çalınmaması konusunda da genel bir ikazda da bulunduk. Biz yayın kuruluşlarını genelde önden uyarırız. Mağdur olmamaları için. Ama hiçbir yayının da yayınlanıp yayınlanmamasında karar bize ait değildir. Biz ikaz ettik, takdir medya kuruluşlarımızındır.”

Ne olmuştu?

Sezen Aksu’nun 2017 yılında çıkardığı “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısında geçen “Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözleri iktidara yakın isimler tarafından sosyal medyada hedef gösterilmişti. Ankara’da Mikail Yılmaz isimli bir avukat ile beraberindeki bir grup ise Aksu hakkında, “dini değerlere hakaret ve tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş, iktidara yakın bir grup Aksu’yu evinin önünde protesto etmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise partisinin grup toplantısında Aksu’yu hedef göstermişti.

Paylaşın

RTÜK, 2021’de Muhalif Kanallara Ceza Yağdırdı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bu yıl iktidarın eleştirildiği yayınlar nedeniyle Halk TV, Tele 1, Fox TV, KRT ve Habertürk’e 21,5 milyon lira ceza kesti. RTÜK’ten iktidara yakın kanallara ise 100 bin şikayete rağmen ceza çıkmadı.

RTÜK 2021 karnesini geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyuran İlhan Taşcı, Evrensel gazetesine söyleşi verdi. 2021’de iktidarı eleştiren kanallara 21 milyon 500 bin lira tutan 71 ceza verildiğini söyleyen Taşçı, 100 bin şikayete rağmen iktidara yakınlığıyla bilinen kanalların hiç ceza almadığını aktardı.

Taşçı, “Ebubekir Şahin RTÜK’ün başkanı değil de, sanki bu televizyon kanallarının temsilcisi, hamisi, koruyucusu gibi davranıyor” dedi. Taşçı’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

1 Ocak ile 24 Aralık tarihleri arasında RTÜK toplam 50 Üst Kurul toplantısı yaptı. Bu toplantılarda iktidarı sorgulayan, yeri geldiğinde eleştiren ve öznel yayıncılık, özgür yayıncılık yapmaya çalışan kanallara toplamda 71 ceza kesildi. Bu da 21 milyon 500 bin lira demek. Öbür tarafta iktidar lehine yayın yapan, iktidarı öven televizyon kanallarına ise RTÜK sıfır ceza verdi.

Daha vahim, bir yıl boyunca bu televizyon kanallarıyla ilgili tek bir rapor yazılıp, Üst Kurula getirilmedi. Bazen bir yayıncı ile ilgili rapor yazılır, ama Üst Kurul ceza vermeyebilir. Biz bunun tek bir raporunu da okumadık, görüşmedik bile.

Belli televizyon kanalları RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in koruması altında. Ebubekir Şahin RTÜK’ün başkanı değil de, sanki bu televizyon kanallarının temsilcisi, hamisi, koruyucusu gibi davranıyor. RTÜK’te toplam 800 personel var. Yani 800 personel hepi topu 4 televizyon kanallını izlemek için mi istihdam edilmiş.

Hükümeti eleştiren yayın yapan televizyonlara verilen 71 ceza, ‘hükümete yakın televizyon kanallarına verilsin’ diye bir bakış açısı yok, benim de yok. Ama el insaf!

“Yarın bunun mutlaka hukuki bir sonucu olacaktır”

Eğer bu televizyon kanalları yayın ilkelerine uydularsa ve haklarında işlem yapılmıyorsa o zaman RTÜK Başkanının kamuoyuna en çok şikayet edilen ve haklarında on binlerce şikayet olan televizyon kanalları sıralamasında bu televizyon kanalları neden ilk üç sırada, açıklaması gerekir. Bunu ben söylemiyorum: RTÜK’e gelen şikayetler, RTÜK’ün istatistikleri ve kayıtları söylüyor. Çıksın bunu açıklasın. On binlerce şikayet varken, nasıl olur da yayıncılarla ilgili bir tek rapor dahi düzenlemez.

Bu RTÜK’teki adaletsizliği, liyakatsizliği, keyfiliğin, ayrımcılığın, görevi kötüye kullanma tablosudur. Belki bugün için bunun bir hukuki sonucu yok gibi gelebilir birilerine. Ama yarın bunun mutlaka hukuki sonucu olacaktır.

Paylaşın