HDP’li Buldan: Boyun Eğmedik, Diz Çökmedik

Van’da halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Ülkede demokrasi kırıntısı bile kalmadı. Bu ülkeye barışı, refahı, huzuru, demokrasiyi getirmek elbette bizlerin elinde. Yarın kullanacağımız oylarla, yaşadıkları her yerde nefes alamayan halklarımıza bir nefes olacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Sevgili halkımız, gitmemek için direniyorlar, biliyoruz koltuklarını bırakmak istemiyorlar. Daha çok soymak, daha fazla zengin olmak istiyorlar ama buna artık müsaade etmeyeceğiz. Oylarımızla onları göndereceğiz. Tansu Çiller dün “Erdoğan giderse ülke elden gider” demiş. Yahu sen giderken ülke elden gitti mi? Seninle aynı zihniyeti, aynı anlayışı ve yaklaşımı sergileyen Erdoğan da senin gibi gidecek. Sizler bir geldiniz, bin gittiniz. Biz buradayız, vardık, var olacağız. Birdik bin olduk, bindik milyonlar olduk. Biz bir geliriz, bin oluruz” dedi ve ekledi:

“Tutukladılar, zannettiler ki bizim partimiz devre dışı kalacak. Cezaevlerine koydular, siyasi yasak getirdiler, görevden aldılar, yerlerine kayyım atadılar. Ne oldu? Buraları terk etmedik ve onlara boyun eğmedik, diz çökmedik. Biz boyun eğmeyenleriz, biat etmeyenleriz, diz çökmeyenleriz. Yüzyıllardır bu topraklarda vardık, var olacağız. Bu ülkeye onurlu barışı da biz getireceğiz.”

Yeşil Sol Parti, Van’da final mitingi gerçekleştirdi. Mitinge Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, PİA adına Ahmet Kaya PSK adına Mesut Tek ve çok sayıda kişi katıldı.

Mitingde birer konuşma yapan Buldan şunları söyledi:

Merhaba ji we re gelê Wanê yê hêja û birûmet. Hûn hemû bi xêr hatin, ser çava hatin. Merhaba sevgili Van halkı. Merhaba sevgili Vanlı kadınlar, gençler. Hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün Van çok güzel. İyi ki buradasınız, varsınız. Konuşmama bu halkın iradesi olan ama bugün cezaevinde rehin tutulan Bekir Kaya’ya, Yadişan Karabul’a ve cezaevlerinde rehin tutulan Selahattin’e,  Figen’e, Gültan’a, Ayla’ya, Sebahat’a sevgi ve selamlarımı göndererek başlıyorum. İnanıyorum ki Van halkının iradesi olan Bedia Gökçe Ertan ve Mustafa Avcı arkadaşlarımız yarından itibaren kendi görevlerine dönecekler.

Yarın güzel bir gün olacak, yarın tarih bir kez daha yazılacak. Yarın Van’ın tarihini de Türkiye’nin tarihini de sizler yazacaksınız, bizler yazacağız. Yarın siyasetin cemresi siyasete düşecek. Yarın bir kez daha buradayız diyeceğiz, irademize sahip çıkacağız. Oylarımızı kullanıp Yeşil Sol’u Türkiye’nin birinci partisi yapacağız. Çünkü bugün burada bunu görüyorum. Van halkı kararlı, Van halkı kararını vermiş, Vanlı kadınlar ve gençler kararını vermiş. Halkımız bu iradeye sahip çıkacak. Bu zulmü, bu şiddeti, bu inkarı bir kez daha geri gönderecek, iradesine sahip çıkacak.

Şimdi biz meydan meydan gezdik, Türkiye’nin bütün meydanlarını dolaştık. Bugün Van’da sizlerle birlikteyiz. Her yerde söz kurduk, her yerden mesajımızı verdik. Ama artık yarın söz sizde, mühür sizin elinizde. Mührünüzü Yeşil Sol’a öyle bir vurun ki Erdoğan 50+1’i artık rüyasında bile görmesin. Yeşil Sol’un altına mührünüzü öyle bir vurun ki talancılar, kayyımcılar, ülkeyi soyanlar gitsin. Bu ülkeye, halkımıza, halklarımıza açlığı, sefaleti, yoksulluğu, şiddeti, inkarı ve baskıyı reva görenler artık gitsinler.

Arkalarına bile bakmadan gitsinler. Tıpış tıpış gitsinler ve bir daha Van’a da gelemesinler. Onları göndereceğinizden eminiz. Kürt düşmanlarını göndereceğinizden eminiz. Kadın katliamlarına göz yumanları göndereceğinizden eminiz. Gençlerimizin hayallerini çalanları göndereceğinizden eminiz. Mührünüzü Yeşil Sol’a öyle bir vurun ki ülkeye demokrasi, barış, adalet, huzur gelsin.

“Sizler bir geldiniz, bin gittiniz; bizler birdik, milyonlar olduk”

Ülkede demokrasi kırıntısı bile kalmadı. Bu ülkeye barışı, refahı, huzuru, demokrasiyi getirmek elbette bizlerin elinde. Yarın kullanacağımız oylarla, yaşadıkları her yerde nefes alamayan halklarımıza bir nefes olacağız. Sevgili halkımız, gitmemek için direniyorlar, biliyoruz koltuklarını bırakmak istemiyorlar. Daha çok soymak, daha fazla zengin olmak istiyorlar ama buna artık müsaade etmeyeceğiz. Oylarımızla onları göndereceğiz. Tansu Çiller dün “Erdoğan giderse ülke elden gider” demiş. Yahu sen giderken ülke elden gitti mi? Seninle aynı zihniyeti, aynı anlayışı ve yaklaşımı sergileyen Erdoğan da senin gibi gidecek.

Sizler bir geldiniz, bin gittiniz. Biz buradayız, vardık, var olacağız. Birdik bin olduk, bindik milyonlar olduk. Biz bir geliriz, bin oluruz. Tutukladılar, zannettiler ki bizim partimiz devre dışı kalacak. Cezaevlerine koydular, siyasi yasak getirdiler, görevden aldılar, yerlerine kayyım atadılar. Ne oldu? Buraları terk etmedik ve onlara boyun eğmedik, diz çökmedik. Biz boyun eğmeyenleriz, biat etmeyenleriz, diz çökmeyenleriz. Yüzyıllardır bu topraklarda vardık, var olacağız. Bu ülkeye onurlu barışı da biz getireceğiz.

Şimdi bir itirafçı var, bu ülkenin İşçileri Bakanı. Diyor ki “Ben istedim bir göz, Erdoğan istedi iki göz. Bana dedi ki HDP’li belediyelerden rahatsızım. Ben de onları görevden aldım”. Bunun adı organize darbedir. Çünkü kafaları sadece ve sadece darbelere çalışır. Yarınki seçimleri darbe olarak nitelendirenler, yarın demokrasiyle karşılaşacaklar, bu ülkenin gerçek baharıyla karşılaşacaklar.

Şimdi Kürtlerin oylarını almak için Kürtlere bir kez daha göz kırpmaya başladılar. Erdoğan Batman’daki konuşmasında “Hiç kimse Kürt kardeşlerimi tehdit edemez” dedi. En büyük tehdit sizsiniz, siz! Bu ülkede Kürtlere en büyük tehdit AKP-MHP ortaklığıdır. Evet, hiç kimse bizi tehdit edemez, hiç kimse bize diz çöktüremez, bize boyun eğdiremez. Bunu bileceksiniz, bunu öğreneceksiniz ve Kürt halkının iradesiyle bir kez daha sandıkta karşılaşacaksınız. Sizleri gönderen yine Kürtler, kadınlar ve gençler olacak.

Sevgili Vanlılar, yarın önemli bir gün. Hepimizin kaderinin değişeceği bir gün. Kürtlerin de Türklerin de kaderi değişecek. Kadınların, gençlerin kaderi değişecek. Bu ülkede ezilenlerin, yok sayılanların, inkar edilenlerin kaderi değişecek. İşçinin ve çiftçinin kaderi değişecek, esnafın kaderi değişecek. O yüzden yarın sandık başında oy pusulasını aldığınızda gözünüz sadece ve sadece ağaçta olsun, Yeşil Sol’un altında olsun.

Mührünüzü sadece ve sadece Yeşil Sol’a vurun. Yeşil Sol’u büyük bir güçle, önemli bir temsiliyetle parlamentoya göndermek için mutlaka tercih edin. İkinci bir oy daha kullanacaksınız. Saray’da oturan Erdoğan’ı indirmek için oyunuzu kullanacaksınız. Yani faşizmi geriletmek için kullanacaksınız. O yüzden diyoruz ki bir oy Yeşil Sol’a, bir oy faşizmi geriletmeye.

Biz Van’da 8-0 yapacağız. Siz yarın Van’da Erdoğan’a “Van Minüt” diyeceksiniz. Onlar gidecekler ve bir daha gelmeyecekler. Sıfırlana sıfırlana gidecekler.  Tekleye tekleye gidecekler ve biz Yeşil Sol ile birlikte milyonlar olarak geleceğiz. Sizin hakkınız için, sizin sözünüz için, sizler için parlamentoya gideceğiz.

Değişim ve dönüşümü mutlaka gerçekleştireceğiz. Bugün buradan dağılırken de yarın oy kullanırken de hiçbir provokasyona gelmeyin. Biz hiçbir provokasyona sebebiyet vermeyeceğiz. Sizlere güveniyoruz, Van halkına güveniyoruz, mutlaka kazanacağımıza yürekten inanıyoruz. Hepimizin yolu açık olsun. An serkeftin, an serkeftin, an azadî an azadî. Hûn her hebin her bijîn. Bi xatirê we.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: 14 Mayıs’ta Gaz Olup Uçacaklar

Iğdır’da halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Ekonomik kriz herkesi perişan etti. Bugün Iğdır halkının yaşadığı sefaleti, yoksulluğu onlar saraylarının penceresinden göremezler. Kaynamayan boş tencerelerinizi, okullara aç gönderdiğiniz çocuklarınızı Saray’ın pencerelerinden göremezler. Çünkü onlar kasalarını doldurmakla meşguller” dedi.

Haber Merkezi / Buldan, konuşmasına, “Onlar yandaşlarını zengin etmekle meşguller. Onlar çetelerine ihale dağıtmakla meşguller. Bugün seçim meydanlarında yalanları, hakaretleri, parmak sallamaları ardı ardına geliyor” sözleriyle devam etti.

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, konuşmasının devamında, “Bir gün gaz diyorlar, ertesi gün benzin diyorlar, en son da petrol dediler. Bütün bunların gaz olup uçtuğunu görmüyorlar. Onlar da 14 Mayıs’ta gaz olup uçacaklar” dedi ve ekledi:

“Ülkenin kaynaklarının doğru yere aktarılmasıyla bu ülke kalkınabilir. Ancak onlar kendi saraylarında zenginliklerini korumaya devam ediyorlar.”

Yeşil Sol Parti, seçim çalışmaları kapsamında Iğdır’da miting düzenledi. Mitingde konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, şunları söyledi:

“Merhaba gelê me yê Îdirê, merhaba jinên îdirê, ciwanên îdirê gelê me yê hêja, ezîz hûn bi xêr hatine serserê min serçavê me hatine. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün burada olmaktan, Iğdır halkıyla olmaktan, sizlere hitap etmekten büyük bir onur ve gurur duyuyorum.

Burası benim ilk göz ağrımdır. Iğdır halkı benim için vazgeçilmezdir. Iğdır halkına vefa borcum var. Vekil olsam da olmasam da, başkan olsam da olmasam da sizleri asla yalnız bırakmayacağıma dair sözüm var. Bu sözümü her daim tutacağıma bir kez daha söz veriyorum.

Sevgili Iğdırlılar; bu hikaye Yeşil Sol Parti’nin ortak hikayesidir, Iğdır’ın hikayesidir. Bu hikaye Ege’nin, Marmara’nın, Karadeniz’in, Serhad’ın, Botan’ın, Amed’in hikayesidir. Bu hikaye Yeşil Sol ile başlamadı. Bu hikaye yıllardır devam eden onurlu bir direnişin hikayesidir.

Bu hikaye Türklerin, Kürtlerin, Azerilerin, Terekemelerin, Ermenilerin, Süryanilerin, bu coğrafyada yaşayan inkar edilen ve ezilen herkesin hikayesidir. Hepimiz biriz, kardeşiz, birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam edeceğiz. Bunun en güzel örneği Iğdır’dır, Kars’tır. Buna benzer kentlerdir. Bir arada yaşadık, yaşamaya devam edeceğiz. Kardeşçe, huzur içerisinde, refah içerisinde. Türk’üyle, Kürt’üyle, Terekeme’siyle Azeri’siyle.

Hiçbir güç bizlerin arasına nifak tohumları ekmeye kalkmasın. Bu barış ve kardeşlik duygusu asla bozulmayacak, hiç kimse de bunu bozamayacak. Bu hikayenin içerisinde ortak yaşam var, barış var, özgürlük var. Bu hikayenin içerisinde gençlerin gelecek umudu var, hayalleri var. Bu hikayenin içerisinde kadınların baskısız, sömürüsüz, şiddetsiz, katliamsız yaşam umudu ve saçlarının teliyle dünyayı titrettikleri kadın mücadelesi var. İşte bizim hikayemiz bu.

Peki, onların hikayesi ne? AKP ve MHP’nin hikayesinde ne var? Onların hikayesinde açlık var, yoksulluk var, hırsızlık var. Onların hikayesinde sefalet var, onların hikayesinde nefret var, kin var, öfke var. Onların hikayesinde cezaevleri var, siyasetçilerin cezaevlerine tıkılması var.

Onların hikayesinde belediyelerimize kayyım atamak var. Onların hikayesinde kendi yandaşları, 5’li Çeteleri var. Onlar gibi düşünmüyorsan, onlardan yana tavır almıyorsan, onlara oy vermiyorsan o zaman sana nefes alma hakkını bile tanımıyorlar, yaşam hakkını tanımıyorlar. Her türlü zulmü, hukuksuzluğu, haksızlığı, şiddeti sana reva görüyorlar. Ama 14 Mayıs’ta artık onları göndereceğiz ve siyasi tarihten sileceğiz.

Biliyorsunuz ekonomik kriz herkesi perişan etti. Bugün Iğdır halkının yaşadığı sefaleti, yoksulluğu onlar saraylarının penceresinden göremezler. Kaynamayan boş tencerelerinizi, okullara aç gönderdiğiniz çocuklarınızı Saray’ın pencerelerinden göremezler. Çünkü onlar kasalarını doldurmakla meşguller.

Onlar yandaşlarını zengin etmekle meşguller. Onlar çetelerine ihale dağıtmakla meşguller. Bugün seçim meydanlarında yalanları, hakaretleri, parmak sallamaları ardı ardına geliyor. Bir gün gaz diyorlar, ertesi gün benzin diyorlar, en son da petrol dediler. Bütün bunların gaz olup uçtuğunu görmüyorlar. Onlar da 14 Mayıs’ta gaz olup uçacaklar.

“Dini istismar eden iktidarın hikayesi bitti, filmin sonuna geldiler”

Ülkenin kaynaklarının doğru yere aktarılmasıyla bu ülke kalkınabilir. Ancak onlar kendi saraylarında zenginliklerini korumaya devam ediyorlar. Bu ülkenin esas kaynağı Ankara’daki, Beştepe’deki Erdoğan’ın Saray’ıdır. Bunu herkes böyle bilsin. Bu kaynaklar sadece Erdoğan’a ve yandaşlarına aktarılıyor. Iğdır halkına, esnafına, çiftçisine, üreticisine, gencine, işsizlerine aktarılmıyor.

Onlar için varsa yoksa kendileri, kendi koltukları ve iktidarlarıdır. Ama Iğdır halkı kararını vermiş belli. 14 Mayıs’ta AKP’yi Iğdır’da tabela partisi haline getirecekler. Onların hikayesi bitti. Onların artık filmi bitti, filmin sonuna geldik. Sadece çalışacağımız 4 günümüz var. 4 günün sonunda yani 5’inci gün, Pazar günü oylarımızı kullanacağız.

Meydanlarda en fazla AKP yine yalanlara ve iftiralara başladı. Her gün bizi karalayarak, parmak sallayarak, hakaret ederek seçim çalışması yürütüyorlar. Talimatı Allah’tan aldığını söyleyen bir Erdoğan var. Artık dini bile siyasete alet etmekten çekinmeyen bir AKP var.

Kendisini peygamber zanneden bir Erdoğan var. Sadece bu değil elbette. Halkımızın inancını sömüren, istismar eden bir AKP var. Bütün bunlara dur demenin zamanı elbette ki 14 Mayıs’tır. 14 Mayıs’ta onları geldikleri yere göndereceğiz.

Gelirken Erdoğan parmağındaki yüzüğü göstererek şunu söylemişti: “Tek servetim parmağımdaki yüzük demişti”. Ancak şimdi yüzüklerin, zenginliklerin efendisi oldular. Tek yüzükle geldiği yere onları göndermenin zamanı geldi. Şimdi Iğdır’da, Kars’ta, Ağrı’da, Muş’ta, İstanbul’da, İzmir’de, bütün şehirlerde Yeşil Sol rüzgarı, bayrağı ve havası her yeri sardı. Artık kimse bizi durduramaz. Gümbür gümbür geliyoruz.

Sevgili arkadaşlarım, sizler beni iki dönem yüksek oranlarla seçip parlamentoya gönderdiniz. Şimdi sıra buradaki iki aday arkadaşımda. Yılmaz Hun kardeşimizi ve Aysel Aras ablamızı önce Allah’a, sonra sizlere emanet ediyorum. Ben inanıyorum ki Iğdır halkı bir kez daha kendi iradesine sahip çıkacak, adaylarımızı parlamentoya gönderecek.

Şimdi geçmiş dönemlerde makarna verenler, çay dağıtanlar, şeker verenler, kömür dağıtanlar bu dönem para dağıtmaya başlamış. Ama onlar bilsinler ki, Iğdır halkı iradesini kömüre de makarnaya da satmadı, paraya da satmayacak. Asla satmayacak.

Bir sözüm de küsenlere, darılanlara ve evinde oturanlara. Bu parti geçmişten beri herkese görev verdi. Bir dönem görev alanlar başka bir dönem görev almayınca eğer küsüyorsa, evinde oturuyorsa, o zaman bu mücadeleyi anlamamış demektir. Bu onurlu mücadelede olmak herkesi yüceltir. Çünkü bu parti herkese kıymet vermiş, herkesi onurlandırmış, herkese görev vermiştir.

Bu dönem başka arkadaşımız görevlendirilmişse eğer, o zaman hepimizin görevi bu iki arkadaşımızın yanında durmaktır. Gün küsme, darılma ve evde oturma zamanı değildir. Zaman faşizme kaybettirme zamanıdır. Zaman birlik ve beraberlik içerisinde olma günüdür. Bunu başarırsak biz Iğdır’da 2-0 yaparız. Bir kez daha söylüyorum. Iğdır’da da demokrasi 2 – faşizm 0 olacak.

“50 artı 1’i Erdoğan rüyasında görecek”

Sizlere güveniyorum. Sonsuz güveniyorum. Oy kullanacağınız, sandığa gideceğiniz gün elinize pusulayı alın ve başka hiçbir partiyi görmeyin. Sadece Yeşil Sol’u görün. Yeşil Sol’un altına mührünüzü öyle bir vurun ki, 50 artı 1’i Recep Tayyip Erdoğan rüyasında görsün. Bir oy Yeşil Sol’a bir oy Kılıçdaroğlu’na diyoruz. Niye? Çünkü artık faşizmin gitmesini, baskıların durmasını istiyoruz. Bu ülkeye barışın, huzurun, refahın, sevginin, adaletin gelmesini istiyoruz. Bu ülkede artık sevgiden, huzurdan bahsedilmiyor.

İnsanlar evlerinde huzurla oturmuyor. Karanlık günlerin hayalini kuranlar şunu bilsinler ki; Yeşil Sol bu ülkenin teminatıdır, Yeşil Sol adaletin, barışın ve huzurun teminatıdır. Yaptıkları bütün hukuksuzlukları kendileriyle birlikte göndereceğiz. Kayyımlarını da göndereceğiz, hukuksuzluklarını da göndereceğiz. Onların bize uygulamış oldukları bütün zulümleri onlarla birlikte sandığın dibine göndereceğiz.

Sevgili halkımız, hepinize başarılar diliyorum. Yolunuz ve yolumuz açık olsun. Kazanacağımıza yürekten inanıyorum. Sizler 2007’de 2011’de bana nasıl sahip çıktıysanız şimdi de aynı iradeyle 2 vekil adayımıza sahip çıkın. Elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. An serkeftin an serkeftin. An azadi an azadî. Hun her hebîn hevalno.”

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Kaybettikçe Saldırıyorlar

Kars’ta halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Bunlar kaybettikçe saldırmaya başlıyorlar ve saldırdıkça kaybedeceklerini ne yazık ki bilmiyorlar. 4 gün sonra gideceklerinin farkında değiller bunlar. Bunların düşmanlıkları, Kürde karşı düşmanlıkları, demokrasiye karşı düşmanlıkları, kadınlara ve muhalefete karşı düşmanlıkları artık çok gizlemiyorlar. Açık açık söylüyorlar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Televizyon programlarında mitinglerde, meydanlarda söylüyorlar. Biz bu düşmanlığa asla izin vermeyeceğiz. Türkiye halklarının bir arada yaşamasının, kardeşliğin huzurun refahın ve barışın, geleciğimizin teminatı artık Yeşil Sol Parti’dir. Biz bu ülkenin güvencesiyiz. Biz bu ülkenin teminatıyız. Onların kendi içlerinde düşmanlıkları ile baş başa bırakıyoruz.”

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Kars Cumhuriyet Meydanı’nda miting düzenledi. Mitinge, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır katıldı.

MA’nın aktardığına göre, mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan şunları söyledi:

“Burada yaşayan bütün halklarımıza Türküne, Kürdüne, Terekeme’sine Azeri’sine bütün değerli halkına, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bugün Kars önemli bir miting yapıyor, arkadaşlarım Kars tarihinin en kalabalık mitingi olduğunu söylüyorlar. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum, sizlere de saygılar sunuyorum.

İlk olarak İstanbul Kadıköy’de bir ırkçı saldırı sonucu yaşamını yitiren Cihan Aymaz’ı saygıyla ve minnetle anıyorum. Bu ırkçı saldırılara sebep olanları, bu saldırıları teşvik edenleri bir kez daha kınıyorum. Onların bu ırkçı saldırılarına da kutuplaşma ve insanları birbirinden ayırma politikalarına artık son vereceğimiz tarih 14 Mayıs tarihidir. Şimdi meydanlarda hakaret edenler, parmak sallayanlar, tehdit edenler, ırkçı söylemlerde bulunanlar son 5 gün içinde yaşanacaklardan sorumludurlar.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin iki gün önce yaptığı açıklamayı nefretle ve şiddetle kınıyorum. ‘Kılıçdaroğlu’nun ortaklarına ya müebbet ya da bedenlerine birer kurşun’ dedi. Bu çok talihsiz bir açıklama. Arkasında ne oldu? Dün Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na taşlı saldırı gerçekleşti.

Yeşil Sol Parti’nin Tarsus’ta aracı taşlandı. Bugün Trabzon’da CHP milletvekillerine saldırı gerçekleştirdi. İşte bütün bu ırkçı söylemlerin arkasında gerçekleşen saldırıların bunları söyleyenlere ait olduğunu belirtmek isterim. Bunun sorumlusu sizlersiniz. Bu saatten sonra insanlarımızın ayağına taş değse kılına zarar gelse bütün bunların sorumlusu bu söylemlerdir bunu söyleyenlerdir, söyletenlerdir.

“Biz bu düşmanlığa asla izin vermeyeceğiz”

Bunlar kaybettikçe saldırmaya başlıyorlar ve saldırdıkça kaybedeceklerini ne yazık ki bilmiyorlar. 4 gün sonra gideceklerinin farkında değiller bunlar. Bunların düşmanlıkları, Kürde karşı düşmanlıkları, demokrasiye karşı düşmanlıkları, kadınlara ve muhalefete karşı düşmanlıkları artık çok gizlemiyorlar. Açık açık söylüyorlar. Televizyon programlarında mitinglerde, meydanlarda söylüyorlar. Biz bu düşmanlığa asla izin vermeyeceğiz.

Türkiye halklarının bir arada yaşamasının, kardeşliğin huzurun refahın ve barışın, geleciğimizin teminatı artık Yeşil Sol Parti’dir. Biz bu ülkenin güvencesiyiz. Biz bu ülkenin teminatıyız. Onların kendi içlerinde düşmanlıkları ile baş başa bırakıyoruz. Biz Türkiye halklarıyla kendi içimizde Türküyle Kürdüyse Azeri Terekemesiyle yerli halkıyla barış içinde, refah ve huzur içinde yaşayacağız. Kars buna en güzel cevaptır. Kars halkı yüzyıllardır barış içinde bir arada yaşamış ve bundan sonra da böyle yaşamaya devam edecek.

Sevgili Karslılar, gittiğimiz her yerde aynı coşku var, aynı kararlılık var. Dün Manisa’da, ondan önceki gün Erzurum’daydık. Bugün Kars’tayız, yarın Iğdır’da olacağız. Görüyoruz ki Yeşil Sol Parti bayrakları sloganları ve verdiği mesajlarla Türkiye’nin yerinde dalgalanıyor, Türkiye’nin her yerinde aynı hava var. Elbette Selo’ya da, Figen’e de, Gültan’a da, Ayla’ya da özgürlük. Bu ülkede düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde olan arkadaşlarımızın özgürlük talebi 14 Mayıs’tan sonra gerçekleşecek.

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın söylediklerini her gün TV’lerde izliyorsunuz. Son olarak dediği şey şudur, ‘Ben Allah’tan talimat alıyorum.’ Kendisini peygamber zannediyor. Dini siyasete alet etmekten ne yüzü kızarıyor ne de utanıyor. Dini istismar edenler 14 Mayıs’ta bu halktan cevabını alacaklar. Peki Erdoğan diyor ki, ‘bana bir iktidarlık süre tanıyın bir iktidarlık daha yol açın.’ Niye istiyor sevgili arkadaşlar bir daha iktidar olmayı.

Yolsuzluk yapmak için, hırsızlık yapmak, usulsüzlük, hukuksuzluk yapmak için istiyorlar. 21 yıldır bu ülkede hırsızlığı, yolsuzluğu, açlığı, yolsuzluğu, sefaleti Türkiye halklarına reva görenler bir kez daha iktidara gelme peşindeler. Gelip Kars halkıyla bir gün konuştular mı, Kars halkının derdini dinlediler mi? Kars esnafının, işçisinin, gençlerin, kadınların ne derdi var? Geçim sıkıntısı var mı? Bütün bunları dinlemediler.

Onlara sarayın pencerelerinden Karsa bakmak daha kolay geliyor. Çünkü sarayın penceresinden Kars halkının ne yaşadığı ne yediği ne içtiği soğan alabiliyor mu, patates alabiliyor mu, esnaf siftah yapabiliyor mu, işçisi, çiftçisi üretim yapabiliyor mu? Ürettiğini satabilir mi? Bunları görmezler göremezler çünkü o pencereden Türkiye toz pembe görünüyor. Ama biz o perdeyi 14 Mayıs tarihinde ampulleriyle birlikte söküp atacağız.

Bunların içinde insan sevgisi yok bunlarda sadece kötülük var zalimlik var zulüm var. Sadece korktukları şey koltuklarından olmak ve seçim sandıkları. Ama artık korkunun ecele faydası yok Kars halkı onları gönderecek. Şimdi Yeşil Solu parlamentoya en güçlü şekilde göndermenin zamanı. Biz 100 vekil hedefledik, bu 100 vekilin 3’ü zaten Kars’tan gelecek. Gülistan vekilimiz iki arkadaşımızla birlikte parlamentoya gidecek ve Kars halkının 3 temsilcisi olacak. Bu 3 temsilci sizin sesiniz, sözünüz olacak iradeniz olacak sizin kararlarınızı her yerde ifade edecek. Ama şimdi esas söz sizde.

Kars halkı 3 vekilimizi parlamentoya göndermeye söz veriyor musunuz? O zaman ben de diyorum ki Kars’ta demokrasi 3, faşizm sıfır. Kars halkı iradesine sahip çıkacak ancak Karslıların mevsimlik işçi olarak, inşaat işçisi olarak batıda metropollerde çalıştıklarını biliyoruz. Bir duyarlılık ve bir irade istiyoruz. Kars halkı dışarıda yaşayan bütün akrabalarınızı, yakınlarınızı, çocuklarınızı oy kullanmak için mutlaka Kars’a gelmelerini sağlayın. Partimizle irtibata geçin. Arkadaşlarımız bunun hazırlığını yapıyorlar. Her bir gencimizi çalışanımızı oy kullanmak için Kars’a davet ediyoruz.

“Kazanacağımıza yürekten inanıyorum”

Gelin mührünüzü Yeşil Sol’un altına basın. Yeşil Sol Türkiye’nin umududur. Yeşil sol demokrasinin teminatıdır, bu ülkede güvencedir. Yeşil Sol parlamentoda büyük bir güçle temsiliyet sağlayacak. Bir oy Yeşil Sol’a bir oy faşizmi göndermeye gidiyoruz. Yani diğer oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu’na. Şimdi kazanma zamanı, başarma zamanı, bu kazanma ve başarmanın sizlerin elinde olduğunu biliyoruz.

Gece gündüz çalışın 4-5 gün uyumasak da bir şey olmaz. Gitmedik ev, tutmadık el, dokunmadık yürek bırakmayın. Herkesin kapısını çalın, herkesten oy isteyin, herkese Yeşil Sol’u mutlaka tanıtın. Sizlere 14 Mayıs darbe tarihidir diyenlere bir demokrasi dersini sandıkta hep birlikte verelim. Çünkü 14 Mayıs’a darbe diyenler var, çünkü kafaları sadece darbeye çalışan bir iktidar var.

Onlar darbeleri iyi bilirler, Kars halkına nasıl darbe yapıldığını iyi bilirler, Kars halkının belediye eş başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atamasını iyi bilirler. Onlar eğer Kenan Evren yaşamış olsaydı, Evren’i cumhurbaşkanı adayı yaparlardı, çünkü zihniyetleri, anlayışları, bakış açıları aynı. Ama biz darbelere de faşizme de kötülüklere de zulme de hukuksuzluklara da 14 Mayıs tarihinde hep birlikte son vereceğiz. Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Kazanacağımıza yürekten inanıyorum.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: Zulüm İttifakını Sandığın Dibine Gömeceğiz

Erzurum Hınıs’ta konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Gittiğimiz her yerde bir oy Yeşil Sol’a, bir oy da faşizmi göndermeye. Çünkü bu ülkede faşizmi uygulayanlar belli, Kürtleri inkar edenler belli, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını tanımayanlar belli. Kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti, kadına yönelik baskıyı yapanlar belli. Kadınların emeğini, gençlerin geleceğini ve hayallerini çalan bir iktidar var. Bu zulüm ittifakını hep birlikte 14 Mayıs’ta sandığın dibine gömeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Erzurum Hınıs’ta Sırrı Sakık ve Yeşil Sol Parti milletvekili adayları ile birlikte düzenlenen mitinge katıldı. Erzurum Milletvekili Adayı Meral Danış Beştaş’ın telefon bağlantısıyla halka seslendiği mitingde konuşan Buldan, şunları söyledi:

“Gelê me yê hêja, delal û bi rûmet, dayikên hêja ciwanên xurt, ez we hemuyan slav dikim. Hun bi xêr hatin, ser seran ser çavan hatin. Bugün burada olmaktan, Hınıs halkıyla, bir bütün olarak Erzurum halkıyla, Şeyh Said’in torunlarıyla, Kürtlerle, Alevilerle bir araya gelmekten büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Bu kadim topraklarda bin yıllardır zulme, baskıya ve şiddete boyun eğmeyen, Şeyh Said’in torunlarını örnek alan halkımıza binlerce selam olsun!

Sizlerin bu coşkulu, kararlı ve iradeli duruşu karşısında saygıyla eğiliyorum. Sevgili halkımız, gittiğimiz her yerde aynı coşku var. Yaptığımız bütün mitinglerde aynı kararlılık var, aynı dik duruş var. İnsanlar artık kararını vermiş. Erzurum da kararını vermiş. Yeşil Sol Parti’yi Türkiye’nin her yerinde birinci yapmak için halkımız kararını vermiş. Ege’den Marmara’ya, Doğu’dan Batı’ya, Serhat’tan Amed’e, Botan’dan Karadeniz’e kadar her yerde Yeşil Sol’un bayrakları dalgalanıyor. Her yerde Yeşil Sol’un adayları coşkuyla karşılanıyor.

Çünkü değişimi, dönüşümü, adaleti, barışı, huzuru ve refahı Yeşil Sol olarak Türkiye’nin her yerine yayacağız. Güçlü bir temsiliyetle Meclis’e gireceğiz. Yeşil Sol Parti’nin 100 vekille Meclis’te temsiliyeti artık kaçınılmaz. Çünkü bu hava bunu gösteriyor. Çünkü bu atmosfer bunu gösteriyor. Kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla; Türk’üyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle öteki olanlar, baskıya ve şiddete maruz kalanlar kararını vermiş; Yeşil Sol’u 100’ün üzerinde vekille parlamentoya gönderecek.

“Bir oy Yeşil Sol’a, bir oy da faşizmi göndermeye”

Gittiğimiz her yerde bir oy Yeşil Sol’a, bir oy da faşizmi göndermeye. Çünkü bu ülkede faşizmi uygulayanlar belli, Kürtleri inkar edenler belli, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını tanımayanlar belli. Kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti, kadına yönelik baskıyı yapanlar belli. Kadınların emeğini, gençlerin geleceğini ve hayallerini çalan bir iktidar var. Bu zulüm ittifakını hep birlikte 14 Mayıs’ta sandığın dibine gömeceğiz.

Erzurum’dayız, Hınıs ilçesindeyiz, buradaki gençlerin çoğunun işsiz olduğunu biliyoruz. Buradaki gençler batıya iş bulmak için gidiyorlar. Hınıs’ın da Tekman’ın da Karaçoban’ın da Karayazı’nın da gençleri doğdukları topraklarda iş bulamıyorlar. O yüzden de karın doyurma pahasına batıya iş bulmaya gidiyorlar. Erzurum halkı bunu hak ediyor mu, hayır. Erzurum’daki genç arkadaşlarım- ben de genç olduğum için böyle söylüyorum- sizler bunu hak etmiyorsunuz.

AKP hükümetinin gençler ve Erzurum halkına reva gördüğü bu yaşamı değiştirmek ve 14 Mayıs’ta onları Erzurum’da bir tabela partisi haline getirmek genç yoldaşlarımın görevidir. İsmi Adalet ve Kalkınma Partisi olabilir ama buna aldanmayın, isminde adalet olanın bütün adaletsizleri getirdiğini biliyoruz. İsminde kalkındırma var ama yandaşlarını ve 5’li Çeteleri kalkındıran bir partidir AKP, Erzurum halkının ne yaşadığını bilmez ve düşünmez. AKP hükümeti Erzurum’da insanlar aç mı, yoksul mu, sefalet mi yaşıyor bilmez.

Saray’ın penceresinden Erzurum halkı görünmez. Her seçim döneminde yalanlarını ve vaatlerini görüyoruz. Her seçimde yeni yalanlarla Türkiye halklarının önüne çıkan, oy isteyen AKP’nin uydurduğu yeni bir yalan var. Cudi’de petrol bulmuşlar, yalan! Bu yalanı bir kez daha uydurdular. Asıl rezerv kaynakları nerede biliyor musunuz, o sarayın altında. Milyarlarca dolara yaptırılan sarayın altında esas kaynaklar. 14 Mayıs tarihinde o sarayın ampulleri sönecek, bütün Türkiye’nin mutfağında tencereler kaynayacak. Buna emin olabilirsiniz.

Şimdi esnafın, işçinin, çiftçinin gırtlağına kadar borçlu olduğunu biliyoruz. Hınıs’ta esnaf siftah bile yapmadan akşam evine gidiyor. Herkesi borçlu yaptılar; kendilerine, devlete ve bankalara borçlu yaptılar. Borç yükünden dolayı insanlar kredi kartlarına yüklenmeye çalışıyor. Yoksulluk, sefalet, borç. Bu halk, sizler bunu hak etmiyorsunuz. Halkımızın refah içinde adalet, barış ve huzurla yaşayabileceği bir ortamı hazırlamak için yollara çıktık, yürüyoruz. Bugün bu alanlarda konuşma yapıyor olabiliriz ama esas konuşmayı sizler 14 Mayıs’ta yapacaksınız.

Söz, karar, mühür sizin; Yeşil Sol Parti sizin. Ben inanıyorum ki, Erzurum halkı kendi adaylarına ve partisine sahip çıkacak. Şimdi buranın birinci sıra adayı Meral Danış Beştaş çok talihsiz bir trafik kazası geçirdi. O kazayı geçirmemiş olsaydı bugün burada olacaktı. Seçim tarihine kadar bu çalışmayı bizzat kendisi yapacaktı. Mevcut koşullarından dolayı gelemedi. Şuna inanıyorum; Meral Danış Beştaş’ı kendi sesiniz, sözünüz ve iradeniz olarak TBMM’ye göndereceksiniz.

Sadece Meral’i de değil, çünkü Erzurum’a bir milletvekili yetmez. Biraz önce aday arkadaşlarımız sahnedeydi. Hepsini tanıyorsunuz. 14 Mayıs’a kadar daha fazla ve güçlü çalışmak ve bu ilde Yeşil Sol Parti’yi güçlü bir temsiliyetle Meclis’e göndermek sizin sorumluluğunuzdadır. Size hem inanıyorum hem de güveniyorum. Başaracağınızı da biliyorum. Bize en güzel müjdeyi siz vereceksiniz. Rehavete kapılırsak boş alanları başkaları doldurur.

Gece gündüz demeden kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, Kürt’üyle, Alevi’siyle kapı kapı dolaşacağız, her eli tutacağız, her yüreğe dokunacağız ve herkesi ikna edeceğiz. Yeşil Sol’u tanımayanlara Yeşil Sol’u anlatacağız. Bu zulmün, bu barbarlığın, tek adam rejiminin bitmesi için, Ali Rıza amcanın hakkı için Erzurum kendi iradesine sahip çıkacak. Bu zulüm sadece Ali Rıza amcaya değil bütün Kürt halkına yapılan bir zulümdür. Şeyh Said döneminden kalan, bugün onun torunlarına ve çocuklarına yapılan zulümdür.

“Bu ülke çatışmalara ve savaşa dur diyecek güce sahiptir”

Bu ülke artık bu zulümlere, baskılara, şiddete, çatışmalara ve savaşa dur diyecek güce sahiptir. Bunun için sizlerin yapacağı tercih önemlidir. Siz ya aydınlığı ya karanlığı, ya savaş politikalarını ya barış politikalarını, ya demokrasiyi ya faşizmi seçeceksiniz. Ama ben inanıyorum; Türkiye’nin her yerinde barış rüzgarları, demokrasi rüzgarları esiyor. Bu ülkeye refahın gelmesi için başlayan bu hava parlamentoya yerleşecek.

Burada sabırla bizi beklediniz, biz de sabırla 14 Mayıs’ta Erzurum’da alacağımız oyları bekleyeceğiz. Hepinize geldiğiniz için, katıldığınız için, bizi bu şekilde karşıladığınız için sonsuz teşekkür ediyoruz. Hepimizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağımıza, başaracağımıza yürekten inanıyoruz. An serkeftin an serkeftin, an azadî an azadî.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: Halkların Gücüyle Bir Kez Daha Tarih Yazacağız

Kocaeli’nde halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Tayyip Bey iki gün önce bir şeyin daha reklamını yaptı. Savaş uçaklarının reklamını yaptı: “O savaş uçaklarından bombalar yağacak” diyor. Yahu ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye halklarının bombalara ihtiyacı yok. Türkiye halkların savaşa ihtiyacı yok” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Barış politikaları varken, insanlara sevgi, huzur vermeniz gerekirken, bu ülkeyi güllük gülistanlık yapacağız demeniz gerekirken, bu ülkeye aldığınız savaş uçaklarının reklamını yapıyorsunuz. Kocaeli halkı niye savaş uçağı istesin, Kocaeli halkının bombalara ihtiyacı yok. Artık Tayyip’in dediği hiçbir şeyi duymayın, görmeyin. Şimdi kaç gündür bir şeye takmış. Neye takmış? Selo’ya takmış. Yatıyor kalkıyor, ben iktidarda olduğum sürece Selo cezaevinden çıkamayacak diyor. Yahu sen 14 Mayıs’ta sandıktan çıkmayacaksın ama Selahattin de, Figen de, Gültan da, Sebahat da, Ayla da o cezaevinden çıkacaklar”

Buldan, konuşmasının devamında, “Halkımızın gücüyle seçimlerde elde ettiğimiz başarıyla çıkacaklar, sen sandıkta kalacaksın. Bu ülkeyi bu hale getiren tek adam olarak tarihe geçeceksin. Biz mücadele verişimizle, halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız. Siz kapattınız, biz büyüdük. Engellediniz büyüdük, kaç partimizi kapattınız, siyaset dışı kaldık mı? Hayır! HADEP’i kapattınız DEHAP ile geldik. Onu kapattınız BDP ile geldik. HDP kapatma davasını açtınız, Yeşil Sol ile geldik. Demokrasilerde alternatifler çok.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan; HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve milletvekili adaylarının da katıldığı Kocaeli mitinginde konuştu. Buldan, şunları söyledi:

“Merhaba sevgili halkımız, sevgili Kocaeli halkı, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum hoş geldiniz. Bugün burada olmaktan büyük bir onur duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Hemen yanı başımızdaki Kandıra Cezaevi’ndeki sevgili Figen Yüksekdağ’a, Gültan Kışanak’a, Nurhayat Altun’a, Edibe Şahin’e ve bütün kadın arkadaşlarımıza sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Sizlerin bu coşkusunun, bu kararlı duruşunuzun ve bu moralli birlikteliğinizin 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde de aynı coşkuyla, moral ve kararlılıkla  sandıklara yansıyacağından hiçbir şüphemiz yok. Kocaeli halkına bu konuda güveniyoruz. Vekil adaylarımızı arkadaşlarımız tanıttı. Çalışkan vekil adaylarınız var, bu konuda çok şanslısınız. Ömer Faruk Gergerlioğlu arkadaşımız 5 yıllık süreçte temsilciniz olarak parlamentoda görev aldığı günden bugüne kadar sizin sesiniz sözünüz oldu.

Sadece Kocaeli halkının değil, tüm Türkiye halkının, ezilenlerin, yok sayıların inkar edilenlerin sesi  ve sözü oldu. Ama Kocaeli’ye bir milletvekil yetmez, sizin daha çok temsilciye ihtiyacınız var. Arzu arkadaşımız ve diğer arkadaşlarımızı da, Kocaeli’nden çok sayıda temsilcimizin Meclis’e gitmesi gerekiyor. Bu konuda kararlı mıyız? Bir den fazla vekil gönderecek miyiz? Teşekkür ederim, ben de size inanıyorum.

“14 Mayıs’ta Yeşil Sol’un altına mührü vurun”

Kocaeli bugün çok renkli. Aramızda Migros işçileri var. Yalnız değiller, bütün işçi yoldaşlarımızla beraberiz. Türkiye genelinde 60 bine yakın Migros işçisi olduğu söyleniyor, Migros ve direnen bütün işçilerin yanındayız. Mücadelemizi onlarla birlikte veriyoruz, büyütüyoruz. Şimdi Yeşil Sol Parti, bugün Türkiye siyasi arenasında belki çok fazla bilinmeyen ama bu dönem, bu süreç içerisinde HDP’nin yerine HDP milletvekillerinin Yeşil Sol listesinde girdiği yeni bir dönem. Yeşil Sol’u herkes soruyor, niye Yeşil Sol diyorlar. Çünkü AKP ve MHP’nin HDP’ye kurduğu kumpas davaları sonucu bizler sizleri temsilcisiz, seçeneksiz bırakmamak için, seçimlerde alternatifsiz bırakmamak için milletvekillerinin sıralamasını yaptık ve başvurumuz yaptık. 14 Mayıs tarihinde bütün halkımız Yeşil Sol’un altına mührünü vuracak.

Elinize oy pusulasını aldığınızda direkt ağacı görün, başka partilere hiç bakmayın, ağacın altına mührünüzü vurun ki bunlar gitsin. Bunlar gitsin diye bizler Yeşil Sol’u Türkiye’nin her yerinde büyüteceğiz ve birinci parti haline geleceğiz. AKP-MHP iktidarını bir tabela partisi haline getirmek boynumuzun borcudur, size söz veriyoruz. Şimdi Kocaeli’nde yaşayan halkımızın elbette ki bir çok sorunu var, gece evine ekmek götürümeyen, çocuğu başını yastığa koyan, okula aç gitmek zorunda kalan, kadınların artık markete ve pazara gidemediği, alışveriş yapamadığı ve birçok sıkıntının yaşandığı ve sadece Kocaeli’nde değil, Türkiye’nin her yerinde yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesi.

AKP’nin sizin evinize ekmek götüremediğinizden haberi yok. Çünkü onların geçim derdi yok. Onlar saraylarda kendi yandaşlarına hangi ihaleyi verebilirim, hangi talanı yaptırabilirim diye hesaplar yapıyorlar. Kocaeli halkının ne yaşadığını bilmezler, kadınlar ve gençlerin ne yaşadığından, işsiz kaldığından haberleri yok. Çünkü onların tek derdi kendi yandaşları ve çeteleridir. O yüzden onlara büyük bir ders vereceğiz. Bugün Kocaeli’nde gördüğümüz manzara işçisi, emekçisi, kadını ve genciyle herkes artık AKP’nin gitmesine ve bir tabela partisine dönmesine çoktan karar vermiş bile.

“Halkın, geçim derdinden haberi olmayan iktidara cevabı 14 Mayıs’ta olacak”

Bu ülkeyi 21 yıldır yönetiyorlar. Şimdi verdikleri vaatleri, söylediklerini duyduğumuzda zannedilir ki muhalefetteler, ülkeyi biz yönettik. İlk defa iktidara gelecekmiş gibi yeni yeni sözler veriyorlar. Ama artık Türkiye halklarının yalanlara karınları tok. Hiç kimse verdikleri sözlere kulak asmıyor. Milletin, vatandaşın geçim derdinden, yoksulluktan, sefaletten haberi olmayan bu iktidara cevabı elbette 14 Mayıs tarihinde olacak. Bugün Türkiye halklarının açlıkla ve sefaletle mücadele ettiğini görüyoruz.

Onların TOGG dediği arabaları almaya vatandaşın gücü yetiyor mu? Yetmiyor. Patates soğan diyoruz, onlar “Biz TOGG diyoruz, onlar patates soğan” diyorlar. Ellbette ki patates soğan diyeceğiz çünkü insanların evinde tencereler kaynamıyor. İnsanların elinde TOGG alacak paraları yok. Onlar Saray’dan bütün ülkeyi toz pembe gördükleri için, herkesin aynı standartlarda yaşadıklarına inandıkları için insanlara vaatleri de yalandan başka bir şey değil.

Kaybedeceklerini anladılar, farklı farklı yöntemlere başvuruyorlar. Birçok yerde provokasyona girişiyorlar. Biz asla provokasyonlara gelmeyeceğiz, seçim günü dahil hiçbir oyuna mahal vermeyeceğiz. Onlar bu oyunu bozmak isteyebilirler. Görüyorlar, her yerde büyük bir birlik beraberlik var ve bundan büyük bir rahatsızlık duyuyorlar. Duysunlar çünkü onları göndereceğiz, onları tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Elbette ki kazanacağız, onlar kazanmak için yalan söylemeye başladılar. Şimdi övündükleri tek şey duble yollar, ülkede yapmış oldukları duble yollar. Oysa yolsuzluğun da duble yolunu yaptılar, hırsızlığın duble yolunu yaptılar.

Bütün bunları yaparken de 2023 seçimlerinde bir kez daha iktidara gelmek için eskiden yaptıkları şeyleri yeni yeni gündeme getirmeye çalışıyorlar. İstediğiniz kadar yalan söyleyin, vaatler verin. Türkiye kararını verdi. İşsizi de, çiftçisi de, kadını da, genci de, Kocaeli de, Hakkari de, Van da, İzmir de, İstanbul da, herkes kararını verdi; sizi gönderecek! Operasyonlar yapıyorlar, bizi zayıflatmayı hesaplıyorlar kendilerince zannediyorlar ki Yeşil Sol’dan ya da HDP’den 10-20 kişiyi cezaevine göndersek bu parti ayaksız, başsız kalır ve çalışamazlar. Biz bir gider bin geliriz, milyonlar olarak geliriz.

Gözaltına alınan arkadaşlarımın yerine milyonlarca insan gönüllü olarak gelir, çalışır. Ankara mitingine baktık, Tayyip’in bütün memurlara ve çalışan personellerine katılma zorunluluğunun olduğu mesajları gönderdiklerini gördük. Ama bizim mitinglerimize sizler hiçbir mesaj atılmadan, yüreğinizle, sevginizle, mücadelenizle, bağlılığınızla geliyorsunuz. İşte aramızdaki fark bu. Yeşil Sol ile AKP arasındaki fark budur. Biz hiç kimseyi mitingimize zorla getirmeyiz, mesaj atmayız. İnsanlar keyfine göre gelir eş başkanları dinler, gider sandıkta gereğini yapar, Yeşil Sol’un altına mührünü vurur.

Meclis seçimleri çok önemli. Biz Türkiye genelinde 100 milletvekili hedefledik. Bu 100 vekil sizlerin temsilcisi olarak parlamentoya girecek ve anahtar rol üstlenecek. Şimdiye kadar HDP milletvekilleri Meclis’te Türkiye halklarının sesi oldu. Alevi’nin, Süryani’nin, Ermeni’nin, kadının, gencin sesi ve sözü oldu. Şimdi 100 milletvekiliyle anahtar bir parti olma hedefiyle parlamentoya gidiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde faşizmi geriletmek için oy kullanacağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde vereceğiniz oy faşizmi geriletmek için olacak. Ya aydınlığı ya karanlığı, ya demokrasiyi seçeceğiz ya faşizmi, ya savaş politikalarından yana ya da barış politikalarından yana oy kullanacağız. Ben inanıyorum ki, halkımız demokrasiye, adalete, huzura güvene olan ihtiyacından dolayı aydınlığı ve demokrasiyi seçecek.

“Halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız”

Tayyip Bey iki gün önce bir şeyin daha reklamını yaptı. Savaş uçaklarının reklamını yaptı: “O savaş uçaklarından bombalar yağacak” diyor. Yahu ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye halklarının bombalara ihtiyacı yok. Türkiye halkların savaşa ihtiyacı yok. Barış politikaları varken, insanlara sevgi, huzur vermeniz gerekirken, bu ülkeyi güllük gülistanlık yapacağız demeniz gerekirken, bu ülkeye aldığınız savaş uçaklarının reklamını yapıyorsunuz. Kocaeli halkı niye savaş uçağı istesin, Kocaeli halkının bombalara ihtiyacı yok. Artık Tayyip’in dediği hiçbir şeyi duymayın, görmeyin. Şimdi kaç gündür bir şeye takmış.

Neye takmış? Selo’ya takmış. Yatıyor kalkıyor, ben iktidarda olduğum sürece Selo cezaevinden çıkamayacak diyor. Yahu sen 14 Mayıs’ta sandıktan çıkmayacaksın ama Selahattin de, Figen de, Gültan da, Sebahat da, Ayla da o cezaevinden çıkacaklar. Halkımızın gücüyle seçimlerde elde ettiğimiz başarıyla çıkacaklar, sen sandıkta kalacaksın. Bu ülkeyi bu hale getiren tek adam olarak tarihe geçeceksin. Biz mücadele verişimizle, halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız. Siz kapattınız, biz büyüdük. Engellediniz büyüdük, kaç partimizi kapattınız, siyaset dışı kaldık mı? Hayır! HADEP’i kapattınız DEHAP ile geldik. Onu kapattınız BDP ile geldik. HDP kapatma davasını açtınız, Yeşil Sol ile geldik. Demokrasilerde alternatifler çok.

Bir kez daha 14 Mayıs tarihinin ve ondan sonraki günlerin ülkede huzurlu ve güvenli, refah içinde herkesin birbirine kardeşçe sevgiyle baktığı, birbirinin elini tuttuğu bir Türkiye’yi 14 Mayıs’tan itibaren bizler gerçekleştireceğiz. Bu güzel günleri görebilmek için 14 Mayıs tarihine kadar da gece gündüz çalışacağız. Kocaeli halkına güvenimiz sonsuz, biliyoruz ki Kocaeli halkı önemli bir tercih yapacak ve Yeşil Sol Parti’yi Kocaeli’de birinci parti haline getirecek. Hepinizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağız, başaracağız. An serkeftin an serkeftin, an azadî an azadî.”

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Tıpış Tıpış Gideceksiniz

Muş’ta halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “14 Mayıs’ta kullanacağımız oylar hepimizin kaderini değiştirecek. Türkiye’nin kaderinin değişeceği, Kürt halkının kaderinin değişeceği bir tarih ve seçim olacak” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Erdoğan’ın şu sözünü özellikle hatırlatmak isterim. “Seçimlerin kazası olmaz” diyor. Biz de buradan Muş’tan diyoruz ki; biz bu işi birinci turda bitireceğiz, kazaya bırakmayacağız. Bu işi birinci turda bitireceğimiz için kazasını, ikinci turu görmeyeceksiniz. Öyle bir gideceksiniz ki arkanıza bakamayacaksınız, tıpış tıpış gideceksiniz.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Azadî Partisi temsilcisi ve milletvekili adayları seçim çalışmaları kapsamında Muş’ta mitinge katıldı. Burada konuşan Buldan, şunları söyledi:

Merhaba gelê me yê hêja ya Muş’ê, hun bi xêr hatin, serseran serçavan hatin. Sevgili halkımız, sevgili Muşlular, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz, baş göz üstüne geldiniz. Sevgili kadın arkadaşlarımıza özellikle selam gönderiyorum. Annelerimizin ellerinden öpüyorum, sevgili gençler size ayrıca selam yolluyorum, hoş geldiniz. Muş bizim değerlerimizin, mücadelemizin, direnişimizin ve önümüzdeki dönemin belirleyici gücü olan en önemli yerlerden birisidir.

Muş’un her dönem büyük baskıların, zorlukların, adaletsizliklerin, hukuksuzlukların yaşandığı bir kent olduğunu hepimiz biliyoruz ama en fazla siz Muşlular bilirsiniz. Buradaki ayrımcılığın, kutuplaştırmanın, başta ekonomi olmak üzere Muş halkına reva görülen yaşam biçiminin hangi seviyede olduğunu Muş halkı çok iyi bilir. Muş’a herhangi bir yatırım yapan, Muş halkının nasıl geçindiğini, geçim sıkıntısının olup olmadığını soran sorgulayan bir zihniyet yok. İktidar Muş halkının nasıl geçindiğinin derdine düşmez, çünkü iktidar Muş halkını umursamaz. Ne yediğini ne içtiğini sorgulamaz. Tek geçim kaynağı olan şeker fabrikasının kapatılması da sizlere görülen yaşam biçiminden sadece bir tanesidir.

“14 Mayıs AKP-MHP iktidarını gönderdiğimiz tarih olacak”

Buradaki gençlerin, genç yoldaşlarımızın Muş kentinde bir iş sahibi olamamasının elbette ki bu ülkeyi yönetenlerin zihniyetiyle bire bir alakası vardır. Ama bu durum sadece Muş’ta yok. 21 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar ve bu ülkeyi düşürdükleri hali hepimiz biliyoruz, yaşıyoruz. Yoksulluğu, açlığı ve sefaleti bu ülkeye reva gördüler. Çünkü sadece ve sadece kendilerini, 5’li Çetelerini ve yandaşlarını düşünüyorlar. Tek dertleri var ki o da kendi gelecekleri. Muş halkının geleceğiyle ilgilenmezler; esnafın, işçinin, çiftinin, üreticinin sorunlarıyla ilgilenmezler. Muş’taki çiftçinin, üreticinin sorunlarıyla ilgilenmezler.

Yaklaşık bir aydır sahadayız ve gittiğimiz her yerde şununla karşılaşıyoruz: Ülkeyi çaldılar, çırptılar, soğana çevirdiler. Bu ülkeyi kalkındırmak için hiçbir şey yapmadılar. Ülkenin çok zengin kaynakları olmasına rağmen ülkenin kaynaklarını savaşa ve yandaşlarına aktardılar. Bu coğrafyada AKP-MHP iktidarının yönetim anlayışının artık sona ermesi gerektiği bir döneme girdik. Tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Tarihi bir dönemdeyiz ve hepimizin tarihsel sorumlulukları var. 14 Mayıs tarihi bir dönüm noktasıdır ve AKP-MHP iktidarını gönderdiğimiz tarih olacaktır.

14 Mayıs’ta kullanacağımız oylar hepimizin kaderini değiştirecek. Türkiye’nin kaderinin değişeceği, Kürt halkının kaderinin değişeceği bir tarih ve seçim olacak. Erdoğan’ın şu sözünü özellikle hatırlatmak isterim. “Seçimlerin kazası olmaz” diyor. Biz de buradan Muş’tan diyoruz ki; biz bu işi birinci turda bitireceğiz, kazaya bırakmayacağız! Bu işi birinci turda bitireceğimiz için kazasını, ikinci turu görmeyeceksiniz. Öyle bir gideceksiniz ki arkanıza bakamayacaksınız, tıpış tıpış gideceksiniz.

İnsanlarda şöyle bir kaygı var, bunlar kolay kolay bırakmayacaklar deniliyor. Herkes bir kaygı ve korku içinde ama size sadece bir örnek vermek istiyorum. Herkes İstanbul seçimlerini bilir. Yerel seçimlerde belediyeyi AKP’den kim aldı? Bizler aldık! İstanbul’u AKP’den kim kurtardı? Demokrasi güçleri, Kürt halkı, yani bizler kurtardık. Öyle bir fark açalım ki arada hile yapmalarına müsaade etmeyelim. Öyle bir farkla kazanalım ki İstanbul seçimlerini örnek olarak onlara gösterelim. O yüzden hiç kimse herhangi bir kaygı duymasın, korkmasın. Kimi görürsek, temas edersek, elini tutarsak söyledikleri tek şey var; “Bizi AKP’den kurtarın” diyorlar.

“Yeşil Sol Parti sizi AKP’den kurtaracak, Muş’ta 3-0 yapacağız”

Söz veriyoruz; Yeşil Sol Parti sizi AKP’den kurtaracak. Muş’ta 3-0 yapacağız. Hem Sezai Temelli arkadaşımızı, hem Sümeyye arkadaşımızı, hem Sedat arkadaşımızı seçerek, sizlerin iradesi olarak Ankara’ya göndererek Yeşil Sol’a Muş’ta 3-0 yaptıracağız. Demokrasi 3 – Faşizm 0.

Bu Tayyip Erdoğan iktidara geldiği zaman, “Şu parmağımdaki yüzükten başka servetim yok” demişti. Şimdi Yüzüklerin Efendisi oldular, çünkü çaldılar, çünkü çırptılar. Kürt halkının iradesine kayyım atadılar, belediyelerimizi gasp ettiler. Kürt düşmanlığı yaptılar. Şimdi Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok diyorlar. Ama bizim sizinle sorunumuz var, bizim Tayyip’le de Saray’la da onların vekilleriyle de sorunumuz var. Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok diyenlere şunu hatırlatmak isterim. Cezaevleri Kürt halkının temsilcileriyle ve belediye eşbaşkanlarıyla dolu. Kürt halkının belediye eşbaşkanlarının yerine kayyımlar atadınız, hepsini tek tek görevden aldınız. Kürt kardeşlerinizin sanatçılarını, avukatlarını, yöneticilerini daha iki gün önce bir kumpas operasyonuyla gözaltına aldınız.

Ama şunu söyleyelim size; sizi gönderecek olan da Kürtler olacak, biz olacağız. Kürtler bu yaptıklarınızın hepsinin hesabını sizlere sandıklarda soracak. Evet, Kürtler hiçbir dönem boyun eğmedi, biat etmedi, diz çökmedi. AKP’yi gönderdikten sonra her kesimin huzurla ve barışla yaşayacağına emin olabiliriz. Kimse Yeşil Sol’u çok fazla tanımayabilir ama sizler Yeşil Sol’u herkese tanıtacaksınız. Herkesin Yeşil Sol’un ağacının altına mührü vurması için çalışma yapmalısınız.

Ekonomik kriz herkesin yakından ilgilendiği ve herkesi yakından etkileyen bir konu ve onlar çıkmış diyor ki, “Hiç kimsenin soğanla patatesle derdi yok.” Ya soğan olmadan patates olmadan tencere kaynar mı? Sen kendi sarayında manda yoğurdu ve tropikal ülkelerin meyvelerini yerken, insanları soğan ve patates bile alamayacak duruma getirdiğini bilmiyorsun. Sen o pencereden Muş halkının yaşadıklarını göremezsin. Sen Saray penceresinden Muş halkının geçim sıkıntısı olup olmadığını bilemezsin. Biz sana Muş’tan öyle bir ders vereceğiz ki bütün söylediklerini, yaptıklarını sandıktan alacağın sonuçla ödeyeceksin.

“Camileri bile siyasetin aracı haline getirmeye çalışıyorlar”

Bu kadar yüzsüzlük hiçbir dönemde olmadı. Şimdi insanların oylarını alabilmek için camilerin önünde miting yapmaya başladılar. Camileri bile siyasetin aracı haline getirmeye çalışıyorlar. Camiler sizin siyaset yapacağınız ve oradan insanlara parmak sallayacağınız yerler değildir. Camiler ibadet yerleridir ve öyle de kalacaktır.

Sevgili Muş halkı, bugün burada sizlere hitap etmekten büyük bir onur duyuyorum. Bugün Muş’ta olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Bugün daha kalabalık gelecektik, ancak her bir arkadaşımızı başka yerlerde seçim çalışması yapmak üzere göndermiş buluyoruz. Örneğin Sırrı Sakık burada olacaktı ama onu İzmir’e gönderdik, Gülistan Koçyiğit de burada olacaktı ama onu da Kars’a gönderdik.

Her arkadaşımızın gece gündüz çalışarak ve bu sorumluluğu hissederek Muş’ta büyük bir zafer kazanacağından ve Yeşil Sol’un parlamentoda temsiliyetine büyük bir katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. O yüzden hepimize kolay gelsin, hepimizin yolu açık olsun. Kazanacağımıza ve başaracağımıza olan inancımızı bir kez daha ifade ederek hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. An serkeftin, an serkeftin. An azadî, an azadî.”

Paylaşın

Buldan: AKP’yi 14 Mayıs’ta TOGG’a Bindirip Yolcu Edeceğiz

Van’ın İpekyolu İlçesi’nde halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Bu ülkeyi yönetenler, bu meydana iyi baksın. Kadınların sloganlarına, dik duruşuna, kadınların özgürlük mücadelesine iyi baksın. Onların saraylarını titreten ve sallayan kadınlar gümbür gümbür geliyor. Kadınlar değiştirecek, dönüştürecek, yönetecek” dedi.

Haber Merkezi / Buldan, “Bizlere gözdağı vermek. Bizleri sindirmek, çalışmasını engellemek ve sekteye uğratmak. Ama onlar da şunu bilsin; biz bitmedik, bitmeyeceğiz. Yok olmadık, olmayacağız. Varız, var olacağız. AKP 21 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Ancak 18 gün sonra yok olacaklar. 18 gün sonra gidecekler, bitecekler, tıpış tıpış göndereceğiz onları.” ifadelerini kullandı.

Buldan, “Şimdi iktidarın ağzından düşürmediği milli ve yerli adayları var. Bu milli ve yerli meselesini son günlerde çok dillendiriyorlar. Sizin milli yerli bir otomobiliniz var ya TOGG, işte 14 Mayıs sabahı sizi yerli ve milli otomobilinize doldurup hepinizi yolcu edeceğiz.” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Yeşil Sol Parti kadın milletvekili adayları ile Başak Demirtaş, Yeşil Sol Parti’nin Van’da gerçekleştirdiği kadın mitingine katıldı. Mitingde konuşan Buldan, şunları söyledi:

“Merhaba gelê me yê hêja, jinên delal, dayikên bi rûmet, ciwanên xurt hun bi xêr hatin serseran serçavan hatine. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum kadın arkadaşlarım. Hepiniz hoş geldiniz. Selam olsun sizlere, sizler gibi direnen milyonlarca kadına! Van’dan dünyanın her yerindeki kadınlara selam olsun! Selam olsun Jina Aminî’nin özgürlük mücadelesini yaşatanlara; onun bir tel saçıyla dünyayı titreten, onun mücadelesini sahiplenen bütün kadın yoldaşlarıma selam olsun!

Selam olsun adalet arayışını yürüten Cumartesi Annelerine, beyaz eşarplarıyla gece demeden gündüz demeden meydanlarda bu ülkeye barış gelsin diye çırpınan Barış Annelerine! Selam olsun Emine Şenyaşar’a. Ayrıca cezaevlerinde tutsak olan Figen Yüksekdağ’a, Gülten Kışanak’a, Sebahat Tuncel’e, Ayla Akat Ata’ya ve ismini sayamadığım yüzlerce kadın yoldaşıma buradan, Van’dan selam gönderiyorum.

Seçimlere 18 gün kaldı. Bu 18 gün nasıl geçecek diye bizler mücadele ederken, iktidar siyasi soykırım operasyonlarıyla kadınları, gençleri ve siyasetçileri gözaltına aldı. Seçimler yaklaşırken yapılan bu gözaltı operasyonunun bir kumpas operasyonu olduğunu ifade etmek isterim. Seçimlerde güvenliği sağlayacak avukatlara, çalışma yapan yönetici arkadaşlarıma, sahneye çıkıp türkülerini söyleyecek olan sanatçı arkadaşlarıma… Bütün bu yapılanlara cevabımızı elbette 14 Mayıs’ta sandıktan vereceğiz ama bugün bu meydandan da bir kez daha cevabımızı veriyoruz.

Bu operasyonları gerçekleştirenler, iktidar bu meydana iyi baksın; kadınların sloganlarına, dik duruşuna, özgürlük mücadelesine iyi baksın. Onların saraylarını titreten ve sallayan kadınlar gümbür gümbür geliyor. Bugün burada büyük bir moral ve coşkuyla kadın mitingimizi gerçekleştiriyoruz. Hakkari’de aldığımız büyük coşkuyu ve morali bugün Van’da kadınlarla birlikte tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Bu meydana iyi baksınlar, bu meydandan atılan sloganları iyi dinlesinler.

İktidarın elbette kendisine göre hesapları var ve bu hesapları operasyonlarla gerçekleştirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Bir amaçları daha var; bizlere gözdağı vermek, bizleri sindirmek, çalışmalarımızı sekteye uğratmak. Bir amaçlarının bu olduğunu biliyoruz ancak onlar da şunu bilsinler; biz bitmeyeceğiz, yok olmayacağız, varız var olacağız. Çünkü “jin jiyan azadî” sloganının yeri göğü inlettiği bir Türkiye yarattık. Bugün sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde bu sloganla kadınlar kenetleniyor, kadınlar bir araya geliyor, kadınlar direniyor ve mücadele ediyor. Sadece jin jiyan azadî değil dîsa jin dîsa jiyan diyoruz. Dîsa jin dîsa jiyan!

“Ayşe teyzenin, Fatma teyzenin tenceresi kaynamıyor”

21 yıldır AKP bu ülkeyi yönetiyor ancak 18 gün sonra yok olacaklar. 18 gün sonra gidecekler, bitecekler. Tıpış tıpış göndereceğiz onları, arkalarına bakmadan gidecekler. Bugün bu ülkede bu kadın iradesi varsa, bu kadın mücadelesi varsa, bu kadınların güçlü birlikteliği varsa bu artık AKP’nin bu ülkede siyaseten yok olduğunun, bittiğinin göstergesidir. 21 yıldır bu ülkede yaşayan her kesime ama başta kadınlara her türlü zulmü yaptılar. Kadınları açlığa, sefalete, yoksulluğa mahkum ettiler. Kadınlar artık pazara gidip alışveriş yapamıyor, markete gidip alışveriş yapamıyor.

Çocuklar okula aç gidiyor, yatağına aç gidiyor. Ayşe teyzenin, Fatma teyzenin mutfağında tenceresi kaynamıyor. İşte en büyük zulüm, kadınlara en büyük zulüm budur. Zamlarla, enflasyonla Türkiye’yi ne hale getirdiklerini en fazla kadınlar bilir. Çünkü en büyük mağduriyeti biz kadınlar yaşıyoruz. Kadınların uğradığı şiddet, yok sayıldığı ülke, kadınların emeğinin sömürüldüğü, iş güvencesinin olmadığı bir Türkiye yaratan AKP hükümetini gönderecek olan da yine biz kadınlarız, kadınların mücadelesi olacaktır.

Sevgili kadınlar seçimlerin asıl sahibi biz kadınlarız, bu ülkenin en önemli gücü biz kadınlarız. AKP-MHP ittifakı kadınların oylarını almak için meydanlara çıkmıyor ama sokaklarda geziyor, ev ev dolaşıyor ve kadınların oylarını istiyor. Peki, Vanlı kadınlar, Van’da Yeşil Sol Parti’nin 8 adayını parlamentoya göndermek için hazır mısınız? 8-0 yapmak için hazır mısınız? Ben Vanlı kadınlardan sözümü aldım, ben de size söz veriyorum ki Vanlı kadın vekiller benimle birlikte parlamentoda sizin iradeniz olacak, sesiniz olacak, renginiz olacak.

Buradan sizin huzurunuzda söz veriyoruz. Kadınlar değiştirecek, dönüştürecek, yönetecek, nokta. Kadınlar yönetecek, sevgili arkadaşlarım. Türkiye’yi yöneteceğiz, kadınlar olarak yöneteceğiz. Parlamentoda da yaşamın her alanında da kadınlar olarak biz bu ülkeyi yönetmeye adayız. Şimdi bütün Van halkının bir kez daha oylarına talip olduğumuzu belirtmek istiyorum.

AKP’nin eski il başkanı geçenlerde bir açıklama yaptı ve “ Vanlılar AKP’ye oy vermeyecek” dedi. Bunu kendileri söylüyor, kendileri açık açık ifade ediyor. Biz de diyoruz ki Vanlılar AKP’ye değil Yeşil Sol’a oy verecek ve 8 vekil çıkaracak. Van’ı Yeşil Sol’un rengine boyayacağız. Sadece Van’ı değil Diyarbakır’ı, Iğdır’ı, Kars’ı, İstanbul’u, İzmir’i, Kayseri’yi, Tekirdağ’ı, Edirne’yi, Türkiye’nin her karışını ve her kentini Yeşil Sol rengine boyayacağız.

Yeşil Sol rengi ile birlikte mor rengimizi Türkiye’nin her yerinde dalga dalga bayraklarla süsleyeceğiz. Bunları gerçekleştirebilmemiz için kadınların 14 Mayıs’a kadar çok sıkı çalışması lazım. İkna olmayan, bize oy vermeyen kesimler varsa, kadınlar bizim yerimize gidip onları ikna edecek, onlardan oy isteyecek ve Van’ın iradesine katkı sunacak, seçim iradesine katkı sunacak. Vanlı kadın arkadaşlarıma, yoldaşlarıma yürekten inanıyorum. Bunu başaracağınıza, kazanıma ortak olacağınıza yürekten inanıyorum.

“AKP’yi 14 Mayıs’ta TOGG’a bindirip yolcu edeceğiz”

Şimdi iktidarın ağzından düşürmediği milli ve yerli adayları var. Bu milli ve yerli meselesini son günlerde çok dillendiriyorlar. Van’dan onlara şunu söylemek istiyoruz; sizin milli yerli bir otomobiliniz var ya TOGG, işte 14 Mayıs sabahı sizi yerli ve milli otomobilinize doldurup hepinizi yolcu edeceğiz.

Sevgili kadınlar sizin iradenizi tanımayanları siz de tanımayın, bu kente kayyım atayanları siz de tanımayın. Sizin iradeniz olan Bekir Kaya’yı asla unutmayın, belediye eşbaşkanlarınızı asla unutmayın. İradenize öyle bir sahip çıkın ki AKP yaptıklarına bin pişman olsun. Bunu yapacağınıza da eminim. Sizlere, Van halkına güveniyoruz, hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Kazanacağımıza ve başaracağımıza yürekten inanıyorum. Bundan sonra daha sık bir araya geleceğiz.

13 Mayıs’ta yapacağımız büyük miting ile bir kez daha bir araya geleceğiz. Büyük buluşmamızı 13 Mayıs’ta Van’da gerçekleştireceğiz. Newroz alanlarını, 8 Mart alanlarını, bugün burada kadın mitingi alanımızı nasıl doldurduysak 13 Mayıs’taki mitingi de aynı kararlılıkla ve coşkuyla seçimden bir gün öncesinde gerçekleştireceğiz ve mesajlarımızı bir kez daha oradan vereceğiz. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bütün kadın arkadaşlarımızı tek tek kucaklıyorum. Başaracağız, başaracağız, başaracağız. An serkeftin an serkeftin. An azadî an azadî.”

Paylaşın

Buldan’dan Operasyonlara Tepki: Kaybedeceksiniz; Biz Bir Gider Bin Geliriz!

Diyarbakır merkezli yapılan operasyonlara sert tepki gösteren Buldan, “Geçmişte de kumpas yaptılar, HDP’ye kapatma davası açtılar. Kobanî Kumpas Davası açtılar ama bütün oyunlarını boşa çıkardık. Şimdi bu çalışma yapacak arkadaşlarımızı gözaltına alırlarsa, Yeşil Sol Parti kazanamaz sanıyorlar ama yanılıyorlar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Biz bir gider bin geliriz, bin gider milyonlar olarak geliriz. Ben Van halkına bir kez daha buradan sesleniyorum. Buradaki 8 milletvekili adayımızı 14 Mayıs’ta parlamentoya göndermek için şu an listelerinden girdiğimiz Yeşil Sol Parti’nin rengini ve bayraklarını başta Van olmak üzere Türkiye’nin her yerinde dalgalandırmayı ve parlamentoya 100 vekil ile girmeyi hedeflemeliyiz. Van halkımıza bu konuda güveniyorum ve bütün aday arkadaşlarımı onlara emanet ediyorum”

Buldan, açıklamasının devamında, “Seçim gününe kadar gece gündüz çalışacağız. Her kesimi ikna ederek ve birlik ve beraberliğimizi sağlayarak bu faşizmi sona erdireceğiz, bu hukuksuzlukları bitireceğiz. Bunun için büyük bir oranla ve Van’da Yeşil Sol Parti’yi birinci parti yaparak çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız. Tarihsel sorumluluk budur ve biz bu sorumluluğu üstlenmek zorundayız. Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum, hepimizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağız, mutlaka başaracağız.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Van’da büro açılışına katıldı. Açılışta bu sabah Diyarbakır merkezli yapılan seçim operasyonlarına sert tepki gösteren Buldan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Değerli halkımız, sevgili yoldaşlarım, değerli kadın arkadaşlarım, sevgili gençler hepinizi bu kararlı, coşkulu ve inançlı karşılamanızdan dolayı kutluyorum. Hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Kimse yanlış anlamasın bu bir miting değil; bu sadece bir buluşma ve selamlaşma. Van halkının bu kararlı duruşunu kutluyorum. Ben bugün burada sizlerle bir araya gelmekten büyük bir onur duyuyorum, büyük bir gurur duyuyorum.

Van halkıyla gurur duyuyorum sevgili yoldaşlarım. Van halkının bu dirençli, coşkulu ve kararlı duruşunu özellikle selamlıyorum. Tarihsel bir süreçten geçiyoruz, tarihi fırsatlarla karşı karşıyayız. Bu tarihi süreçte bu tarihi fırsatı değerlendirmek için de Van halkının tamamının iradesine ve partisine sahip çıkmasını istiyoruz.

14 Mayıs seçimlerinde 8-0 gibi bir sürprizle halkımıza müjde vermek istiyoruz. Bu tarihi fırsatı eğer değerlendiremezsek, bir 5 yıl daha AKP’nin zulmüyle, faşizmiyle, hukuksuz uygulamalarıyla karşı karşıya kalacağımızı hiç kimse unutmasın. O yüzden 14 Mayıs bizler açısından çok önemlidir, Van açısından çok önemlidir; Kürtler, kadınlar ve gençler açısından önemlidir.

“Kürt düşmanlığı yaptılar, demokrasiyi ve hukuku tanımadılar”

Sevgili kadınlar ve gençler; çalınan umutlarımızı, yarınlarımızı geri almak için AKP’ye öyle bir ders vermeliyiz ki bu kentte bir tabela partisi haline gelsinler. Çünkü 21 yıldır bu ülkeyi hukuksuzlukla yönettiler, ayrımcılık yaptılar, Kürt düşmanlığı yaptılar. Demokrasiyi, barışı, hakkı hukuku tanımadılar. Engellemelerle, kısıtlamalarla bizleri siyasetin dışına atmaya çalıştılar ama artık korkunun ecele faydası yok: Onları göndereceğiz ve biz kazanacağız.

Bugün Diyarbakır merkezli birçok ilde yapılan gözaltılar AKP’nin kaybettiğinin göstergesidir. Seçime yakın bir süreçte seçimlerde görev yapacak olan avukatları, seçim sürecinde sahneye çıkacak olan sanatçıları, çalışma yapacak arkadaşlarımızı gözaltına almak acizliktir, korkunun göstergesidir. Ama şunu bilsinler; kaybediyorlar, kaybedecekler. Kaybettikçe saldırıyorlar ama saldırdıkça daha çok kaybedecekler. Bu gözaltıları asla kabul etmiyoruz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu bir kumpastır, seçimlere yönelik kumpastır.

Kaybedeceksiniz; biz bir gider bin geliriz!

Geçmişte de kumpas yaptılar, HDP’ye kapatma davası açtılar. Kobanî Kumpas Davası açtılar ama bütün oyunlarını boşa çıkardık. Şimdi bu çalışma yapacak arkadaşlarımızı gözaltına alırlarsa, Yeşil Sol Parti kazanamaz sanıyorlar ama yanılıyorlar. Biz bir gider bin geliriz, bin gider milyonlar olarak geliriz. Ben Van halkına bir kez daha buradan sesleniyorum.

Buradaki 8 milletvekili adayımızı 14 Mayıs’ta parlamentoya göndermek için şu an listelerinden girdiğimiz Yeşil Sol Parti’nin rengini ve bayraklarını başta Van olmak üzere Türkiye’nin her yerinde dalgalandırmayı ve parlamentoya 100 vekil ile girmeyi hedeflemeliyiz. Van halkımıza bu konuda güveniyorum ve bütün aday arkadaşlarımı onlara emanet ediyorum. Seçim gününe kadar gece gündüz çalışacağız.

Her kesimi ikna ederek ve birlik ve beraberliğimizi sağlayarak bu faşizmi sona erdireceğiz, bu hukuksuzlukları bitireceğiz. Bunun için büyük bir oranla ve Van’da Yeşil Sol Parti’yi birinci parti yaparak çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız. Tarihsel sorumluluk budur ve biz bu sorumluluğu üstlenmek zorundayız. Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum, hepimizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağız, mutlaka başaracağız.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: AKP Bir Tabela Partisi Haline Gelecek

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Kürt sorunun çözümünün ve gelecekte çözüleceğinin teminatı, halkımızdır. Herkes bilir çözüm sürecinin bitiminde Erdoğan, ‘biz çözüm sürecini bitiriyoruz, buzdolabına koyuyoruz, derin dondurucudan çıkarmıyoruz’ dedi. Bütün bunlara rağmen Kürtlerin demokraside, adalette, hakta, hukukta, barışta ısrarını bugün bir kez daha Hakkari halkı gösterdi” dedi ve ekledi:

“Bir müjde vermek istiyorum. AKP-MHP iktidarı başta başkanlık olmak üzere parlamentoda da bir tabela partisi haline gelecek.”

“Kürt sorunun çözümünün ve gelecekte çözüleceğinin teminatı sizlersiniz, halkımızdır” diyen Buldan, “21 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar 21 yıldır yapmadıkları hukuksuzluk, haksızlık, usulsüzlük, hırsızlık kalmadı” ifadelerini kullandı.

Yeşil Sol Parti, seçim mitinglerinin startını Hakkari’de verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın’ın katıldığı mitinge yoğun katılım sağlandı. MA’nın haberine göre, miting alanında dolaştırılan “Gayet tabi kudretlidir durumumuz” pankartı büyük alkış aldı.

“Rekor oy bekliyoruz”

Mitingte ilk olarak konuşan Başak Demirtaş, halkı selamladıktan sonra HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mesajını okundu.

Demirtaş mesajında, “Biz Hakkari’de rekor oy bekliyoruz. Önce bu iktidarı göndereceğiz sonra yaralarımızı saracağız. Yapacağım şey; Kürt sorununu meclis çatısı altında çözmek için çabalayacağız. Bu nedenle Yeşil Sol Parti’nin en güçlü biçimde mecliste yer alması gerekiyor” dedi.

“Demokrasi 3, faşizm 0”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP ve MHP iktidarına Hakkari’den “ders verme zamanı” olduğunu söyleyerek, “Buraya gelirken arkadaşlarım bana keşke Hakkari vekil sayısı 4 olsaydı diyorlardı, 4 olsaydı dördünü de çıkarırdık diyorlardı. Şimdi hedefimiz 3, sıfır; yani demokrasi üç, faşizm sıfır. Kürt halkının dilini, kimliğini, değerlerini, iradesini her zaman için hiçe saydılar. Sizin saydığınız, sizin seçtiğiniz belediye eş başkanlarını görevden alırken, onların yerlerin kayyımları atarken, Hakkari halkının iradesini hiçe saydılar” dedi.

“AKP bir tabela partisi haline gelecek”

“Kürt sorunun çözümünün ve gelecekte çözüleceğinin teminatı, halkımızdır” diyen Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Herkes bilir çözüm sürecinin bitiminde Erdoğan, ‘biz çözüm sürecini bitiriyoruz, buzdolabına koyuyoruz, derin dondurucudan çıkarmıyoruz’ dedi. Bütün bunlara rağmen Kürtlerin demokraside, adalette, hakta, hukukta, barışta ısrarını bugün bir kez daha Hakkari halkı gösterdi. Bir müjde vermek istiyorum. AKP-MHP iktidarı başta başkanlık olmak üzere parlamentoda da bir tabela partisi haline gelecek.”

“Kürt sorunun çözümünün ve gelecekte çözüleceğinin teminatı sizlersiniz, halkımızdır” diyen Buldan, “21 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar 21 yıldır yapmadıkları hukuksuzluk, haksızlık, usulsüzlük, hırsızlık kalmadı” dedi.

“Faşizm bitecek demokrasi gelecek”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın da yaptığı konuşmada, “Buradan geleceğin yeni yüzyılını inşa etmeye çalışıyoruz.  Yıllardır yok sayılmayı bitirecek ve yeni bir bahara uyanacağız. Bizler her kimliğin, inancın olacağı bir ülke vadediyoruz ve bunu yapacağız. Bu ülkeyi demokrasiyle taçlandırmak istiyoruz. Faşizm bitecek demokrasi gelecek” diye konuştu.

Paylaşın

HDP’li Buldan: Bu İktidar Egemenliği Halktan Çalan Bir İktidardır

Partisinin İstanbul’da düzenlediği etkinlikte konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Bugün 23 Nisan. Bütün çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Böyle günleri bayram havasında kutlayamayan çocuklarımız, yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen, okullara aç gönderilmek zorunda bırakılan çocuklarımız, yaşanan (deprem) felaketinde anne babalarını, yakınlarını kaybeden çocuklarımız; sizlere bunu bir kader gibi sunan iktidara sizin adınıza hesap sormaya gidiyoruz. Sizlere bunun sözünü veriyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu ülkede çocuklar mutlu değil, huzurlu değil. Çocukların yarınlarına güvenle bakacağı bir dünya ve gelecek yok. Türkiye’de çocuklar istismar ediliyor, çalışmak zorunda kalıyor, mendil satmak zorunda kalıyor. Tarlalarda ve fabrikalarda çocuklarımız çalışmak zorunda kalıyor. Bu iktidarın 21 yıldır çocuklara yaşattığı budur. Biz söz veriyoruz; değiştireceğiz, dönüştüreceğiz ve çocuklarımızın hayal ettiği bir ülkeyi onlara armağan edeceğiz. Şimdiden kutlu olsun.”

Pervin Buldan, konuşmasının devamında, “Bugün aynı zamanda TBMM’nin açılış yıl dönümü. TBMM Genel Kurulunda “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye yazar. Ama bu iktidar egemenliği halktan çalan bir iktidardır, halkın iradesini gasp eden bir iktidardır. Bu iktidar halkın geleceğini karartan bir iktidardır. O yüzden Türkiye halklarına söz veriyoruz. Yarınlarımıza, geleceğimize huzurla bakacağımız bir geleceği bizler 14 Mayıs’ta sizlere armağan edeceğiz. Söz veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekili Musa Piroğlu ile aralarında Sırrı Süreyya Önder, Özgül Saki, Dersim Dağ, Kezban Konukçu, Kerem Fırtına, Hakan Öztürk’ün de bulunduğu Yeşil Sol Parti İstanbul adayları Yoğurtçu Parkında yapılan Yeşil Sol Parti Bahar Şenliğine katıldı. Burada kalabalığa konuşan Buldan, şunları söyledi:

“Merhaba sevgili arkadaşlar, sevgili kadınlar, gençler ve çocuklar, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Coşkulu ve İstanbul’a yakışır şekilde bizleri karşılamanızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız.

Bugün 23 Nisan. Bütün çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Böyle günleri bayram havasında kutlayamayan çocuklarımız, yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen, okullara aç gönderilmek zorunda bırakılan çocuklarımız, yaşanan (deprem) felaketinde anne babalarını, yakınlarını kaybeden çocuklarımız; sizlere bunu bir kader gibi sunan iktidara sizin adınıza hesap sormaya gidiyoruz. Sizlere bunun sözünü veriyoruz.

Bu ülkede çocuklar mutlu değil, huzurlu değil. Çocukların yarınlarına güvenle bakacağı bir dünya ve gelecek yok. Türkiye’de çocuklar istismar ediliyor, çalışmak zorunda kalıyor, mendil satmak zorunda kalıyor. Tarlalarda ve fabrikalarda çocuklarımız çalışmak zorunda kalıyor. Bu iktidarın 21 yıldır çocuklara yaşattığı budur. Biz söz veriyoruz; değiştireceğiz, dönüştüreceğiz ve çocuklarımızın hayal ettiği bir ülkeyi onlara armağan edeceğiz. Şimdiden kutlu olsun.

“Bu iktidar egemenliği halktan çalan bir iktidardır”

Bugün aynı zamanda TBMM’nin açılış yıl dönümü. TBMM Genel Kurulunda “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye yazar. Ama bu iktidar egemenliği halktan çalan bir iktidardır, halkın iradesini gasp eden bir iktidardır. Bu iktidar halkın geleceğini karartan bir iktidardır. O yüzden Türkiye halklarına söz veriyoruz. Yarınlarımıza, geleceğimize huzurla bakacağımız bir geleceği bizler 14 Mayıs’ta sizlere armağan edeceğiz. Söz veriyoruz.

Değiştirmek ve dönüştürmek için geliyoruz. Onların hukuksuzluklarına, haksızlıklarına, gasplarına karşı, faşizme karşı bizler Yeşil Sol olarak geliyoruz. Sevgili İstanbullular bu değişim ve dönüşümü gerçekleştirecek olanlar sizlersiniz, İstanbul’da yaşayan Amedlilerdir, Botanlılardır, Serhatlılardır. İstanbul’da yaşayan Kürtlerdir, Ermenilerdir, Süryanilerdir, Alevilerdir. İstanbul’da yaşayan ve geleceği yok edilen kadınlardır. Bizler bu ülkede yaşayan kadınlar olarak geleceğimizi ve yarınlarımızı bu seçimde kazanacağız. Bu iktidarı biz kadınlar göndereceğiz.

Şimdi 14 Mayıs’a çok az bir zaman kaldı. Yerel seçimlerde büyük bir farkla kazandığımız için öyle bir gittiler ki, İstanbul’u öyle bir terk ettiler ki arkalarına bile bakamadılar. Şimdi 14 Mayıs’ta da öyle bir fark atalım ki tıpış tıpış gitsinler, arkalarına bile bakmadan gitsinler. Bu konuda sizlere güveniyoruz, İstanbul’a güveniyoruz. Sandıklara sahip çıkacağınızdan, bu iktidarı göndereceğinizden hiçbir kuşkumuz yok.

21 yıldır bu ülkeye zulümden başka, faşizmden başka, zordan başka, hukuksuzluktan başka bir şey getirmediler. Getirdikleri şey zamlar oldu, savaş politikaları oldu, inkar ve asimilasyon oldu. Kürtlerin ve Alevilerin inkarı oldu, kadınların katliamı oldu, gençlere zulüm oldu. Ama artık onların zulmüne, zoruna, hukuksuzluğuna, adaletsizliğine karşı demokrasiyi, adaleti, barışı, huzuru mutlaka ama mutlaka sizlere armağan edeceğiz. Sizlere söz veriyoruz!

21 yıldır bu ülkeyi yönetemediklerini herkes görüyor; işçisi görüyor, esnafı görüyor, genci ve kadını görüyor. Bu ülkede yaşayan farklı inançlar ve mezhepler biliyor. Gitmemek için direniyorlar ama biz de göndermek için, kazanmak ve başarmak için direniyoruz. Her türlü kumpası önümüze koydular. Kobanî Kumpas Davasını açtılar, HDP’ye kapatma davası açtılar. Ama onlarda bu tür hamleler varken bizde de farklı hamleler var. Yeşil Sol ile parlamentoya girmeyi hedef olarak önümüze hedef koyduk. Yeşil Sol’un rengini Türkiye’nin her yerine yaymaya, Türkiye’yi yeşile boyamaya, Yeşil Sol’un bayrağını her yerde dalgalandırmaya geliyoruz.

Ben yarın Hakkari’ye gidiyorum, Colemerge gidiyorum. İlk mitingimizin startını yarın Hakkari’den vereceğiz. Hakkari’de 3-0 yapmak için gideceğiz. Ama İstanbul da bizim için oldukça önemli. Şu ana kadar aldığımız oyları 2’ye 3’e katlamamız gerekiyor ki TBMM’ye büyük bir farkla Yeşil Sol’un rengini yansıtalım. Hedefimiz 100 milletvekilinin üzerine çıkmak. Bunu başarırsak parlamentoda anahtar bir rol oynayabiliriz. Böylece bundan sonra parlamentoda hiçbir kanun bizim onayımız olmadan geçemez.

“Yeşil Sol dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar”

Bazı kafa karışıklıkları yaratanlar var. Şimdi ittifak olarak seçimlere giriyoruz. Bizim de bir ittifakımız var Emek ve Özgürlük İttifakı. Başımız gözümüz üzerinde yeri var. Ancak Yeşil Sol dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar. Bu böyle bilinsin, böyle algılansın. İttifak içerisinde başka partilere verilen oylar ittifaka yazılmaz. Her partinin kendi hanesine yazılır. O yüzden “hiçbir farkımız yok, bize de verirseniz kazanırız” diyenlere sakın bakmayın. Tek adresimiz Yeşil Sol’dur, başka adresimiz yoktur.

Bu ülkede toplumsal barışa ne kadar ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Öyle bir hava yarattılar ki insanlar birbirine düşman gözüyle bakıyor. Oysa bu ülkede herkes kardeştir. Türkü’yle Kürt’üyle, Alevi’siyle Sünni’siyle, Laz’ıyla Pomak’ıyla, Ermeni’siyle Süryani’siyle herkes kardeştir. Fakat bunlar koltuklarını bırakmamak adına öyle bir kutuplaşma yarattılar ki insanlar birbirinden nefret ediyor.

Bu seçime sanki savaşa giriyormuşlar gibi hazırlık yapıyorlar. Oysa seçimler demokratik bir süreç olmalıdır. İnsanlar istediği partiye kendi iradesiyle oy vermelidir. Bu iktidarın yarattığı bu havaya hiç kimse aldanmasın, hiç kimse kapılmasın. Bizler demokrasi adına ne gerekiyorsa onu yaptık, yapmaya devam edeceğiz. İki tane oy kullanacağız: bir oy faşizmi geriletmeye, diğer oy Yeşil Sol’a.

Ben İstanbul halkına güveniyorum, İstanbul halkının iradesine, ferasetine ve kararlılığına yürekten inanıyorum. Ben inanıyorum ki İstanbul’da Yeşil Sol birinci parti olacak. Sizlere başarılar diliyorum, hepimizin yolu açık olsun. An serkeftin an serkeftin. An azadî an azadî. Hepimize başarılar, yolumuz açık olsun.

Paylaşın