Tüm dünyanın tersine döndüğü durumlar vardır. Gelecekte bize ve sevdiklerimize ne olacağını bilmek ve bu durumu kontrol etmek imkansızdır. Birçok kişi, hem eylemde hem de içsel duyumlarda kendini gösterebilen korku, endişe duygusuna aşinadır.
Haber Merkezi / Peki kişi bu durumun korku mu, kaygı mı yoksa başka bir şey mi olduğu nasıl anlar?
Bir kişi endişeli hissettiğinde, hareketsiz duramaz, büyük olasılıkla bir aktivite ile tepki verir. Bu, durum üzerinde hiçbir kontrolümüz olmadığında ve düşüncelerimizi temizleyerek kontrol duygusunu yeniden kazanmaya çalıştığımızda ortaya çıkar.
Pek çok insan, sanki kaygı düzeyini azaltıyormuş gibi sürekli haberler arasında gezinerek bilgisini düzenlemeye çalışır. Ama aslında, sadece kaygı durumunu geliştirir. Bazıları ise tam tersine, haberleri izlememeye veya kendilerine her şeyin yoluna gireceğini söylemeye çalışıyordur. Buna geri çekilme reaksiyonu denir.
Gelecek bulanık ve belirsiz olduğunda, endişeli hissetmek normaldir; yüksek ve düşük, durumsal ve kişisel olabilir.
- Yüksek; Sadece olabilecek koşulların ciddiyetini dramatize etmeye ve abartmaya meyilliyseniz,
- Düşük; Ekstrem sporlara gidiyorsanız ve heyecana oldukça sakin bir şekilde katlanıyorsanız
- Durumsal; Geleceğin belirsizliğine vücudun normal tepkisi
- Kişiye özel; Olumsuz sonuçları abartma eğilimi.
Kaygıyı psikolojik bir fenomen olarak ele alırsak iki özelliği ayırt edebiliriz:
- Her zaman gelecekle, yani henüz olmamış olanla ilgilidir
- Her zaman belirsizdir, bilinmezdir.
Korkunun özellikleri nelerdir?
Kaygı ile başa çıkmanın ilk adımı onun somutlaştırılmasıdır. Bu kaygının tam olarak ne olduğunu anlamaya başladığımızda olur, korkuyu deneyimliyoruz.
Her zaman spesifiktir: Yüksekten düşerek çarpmaktan, sevdiklerimi kaybetmekten veya işsiz kalmaktan korkuyorum. Korku, benliğin gerçekten hasara neden olabilecek tehlikeli bir şeye, normal bir tepkisidir.
Örneğin, büyük bir korkutucu aslan düşünün. Kapalı bir kapının arkasındaysa ve bir hırıltı duyarsam, vücudum alarmla tepki verir. Ama bu büyük aslanın beni yiyebileceğini anlarsam, bir korku hissi, yaşam için özel bir tehdit durumuna dönüşür.
Korku durumunda iki güçlü tepki gözlemlenebilir: dövüş ya da kaç. Örneğin, bir örümcek görünce biri onu öldürmeye çalışacak ve biri de odadan kaçacak. İkisi de oldukça doğal. Korkudaki saldırganlık, insanın tamamen doğasında vardır. Bu, insanların tehlikeyle karşı karşıya kaldıklarında hayatta kalmasına yardımcı olur.
“Korku tepkisi” nedir?
Aniden aslan örneğindeki kapı açılırsa ve bu büyük korkunç canavar odaya girerse, kaçacak hiçbir yer olmayacak ve onunla savaşamayacaksınız. Savaş ya da kaç tepkileri işe yaramadığında, bir korku hissi ortaya çıkar. Kişi uyuşur ve hareket edemez. Korku, başımıza gelen durumu gerçekte fark edemediğimizde oluşur.
Panik nasıl farklıdır?
Panik, korkunun bir yönüdür. Durum o kadar belirsizse, odaklanmak imkansızsa, harekete geçmek için bir susuzluk hissederiz, hiperaktivite moduna gireriz. Bazen bu kendini bir panik atak şeklinde gösterir, vücut psişenin olanaklarını maksimuma çıkardığında: kalp çarpar, nefes daralır… Panik halindeyken çok fevri kararlar verebiliriz.