Pakistan, Yaklaşık 800 Bin Afgan Sığınmacıyı Sınır Dışı Etti

Pakistan, 2023 yılının kasım ayından bu yana yaklaşık 800 bin Afgan sığınmacının ülkelerine sınır dışı edildiği veya gönüllü olarak geri gönderildiğini açıkladı.

Haber Merkezi / Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mumtaz Zahra Baloch, haftalık basın toplantısında, yasadışı yollarla ülkeye giriş yapan Afgan uyrukluların “başarılı ve sorunsuz bir şekilde geri dönüşünü” sağlama sürecinin devam ettiğini söyledi.

“Kasım 2023’ten Ekim 2024’e kadar 757 bin 008 Afgan Afganistan’a geri gönderildi” diyen Bakan Mumtaz Zahra Baloch, bu rakama gönüllü olarak dönenlerin de dahil olduğunu sözlerine ekledi.

Pakistan, geçen yılın kasım ayında ülkede yasal belgeleri olmadan ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik bir operasyon başlatmış ve bu adımı artan güvenlik olaylarına yanıt olarak alınan bir terörle mücadele tedbiri olarak nitelemişti.

Operasyonun öncelikli hedefi ise yasal belgeleri olmayan milyonlarca Afgan mülteci ve sığınmacıydı.

Pakistan, onlarca yıldır çatışma, siyasi huzursuzluk ve işsizlikten kaçan milyonlarca Afgan sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. BM’ye göre, Pakistan’da şu anda yaklaşık 3,2 milyon Afgan sığınmacı bulunuyor ve bunların yaklaşık 1,3 milyonu kayıtlı ve 880 bini yasal statüde kalmaya devam ediyor.

İslamabad’ın yasadışı yollarla ülkeye giriş yapan Afgan vatandaşlarını sınır dışı etme planlarını açıklamasının hemen ardından, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), ülkeye sığınan sığınmacıları korumaya devam etmesi çağrısında bulundu.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ortak açıklamasında, “Afganistan, özellikle kadınlar ve kız çocukları açısından birçok insan hakları zorluğunun yaşandığı ciddi bir insani krizden geçiyor.” ifadelerine yer verildi.

Benzer şekilde, Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere uluslararası hak grupları daha önce Pakistan’ın uyguladığı baskı konusunda endişelerini dile getirmiş ve özellikle Taliban’ın misillemesi riski altında olan Afgan sığınmacıların “yasadışı” sınır dışı edilmesine son verilmesi çağrısında bulunmuştu.

Geri gönderilen Afganlar, Taliban’ın yeniden canlanması ve son doğal afetler nedeniyle daha da kötüleşen ciddi ekonomik, insani ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. BM’ye göre, bu yıl ülkede çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 24 milyon insan insani yardıma güveniyor.

Paylaşın

Pakistan, 700 Binden Fazla Afgan Sığınmacıyı Sınır Dışı Etti

Pakistan’ın geçen yıl yasadışı yollarla ülkeye giriş yapan yabancılara yönelik operasyonlara başlamasından bu yana 733 binden fazla Afgan mültecinin ülkelerine geri döndüğü bildirildi.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Pakistan’dan ülkelerine dönen Afgan sığınmacıların sayısının Mayıs ve Haziran aylarında zirveye ulaştığını, her ay yaklaşık 38 bin kişinin geri döndüğünü belirtti.

UNHCR, bu yıl Pakistan’daki operasyonlar kapsamında 6 binden fazla Afgan sığınmacının tutuklandığı veya gözaltına alındığı kaydetti.

Pakistan, on yıllardır ülkelerinden kaçan milyonlarca Afgan sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. BM’ye göre, şu anda Pakistan’da 3,2 milyon Afgan sığınmacı bulunuyor, bunların 1,3 milyonu kayıtlı.

Pakistan, geçen yılın kasım ayında ülkede yasal belgeleri olmadan ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik operasyon başlatmış ve bu adımı son dönemde artan güvenlik olaylarına yanıt olarak alınan bir tedbir olarak açıklamıştı.

Pakistan’ın bu operasyonlarda öncelikli hedefi, yasal belgeleri olmayan yaklaşık 1,7 milyon Afgan sığınmacı oldu. UNHCR’a göre, sınır dışı edilenler arasında PoR kartı, UNHCR fişi ve sığınma sertifikası gibi belgelere sahip kişiler de bulunuyor.

Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan’da 9 milyondan fazla çocuk da dahil olmak üzere 23 milyondan fazla insanın yardıma muhtaç olduğunu bildirmişti.

Paylaşın

Pakistan’da Silahlı Saldırılar: En Az 60 Ölü

Pakistan’ın Belucistan eyaletinin özgürlüğü için mücadele eden Belucistan Kurtuluş Ordusu militanlarının polis karakolları, demiryolu hatlarına ve otoyollara düzenlediği saldırılar ve güvenlik güçleri ile çıkan çatışmalarda 60’tan fazla kişi öldü.

Haber Merkezi / Belucistan Kurtuluş Ordusu (BLA) yaptığı açıklamada, savaşçılarının sivil giyimli askerleri hedef aldığını ve kimlikleri tespit edildikten sonra vurulduklarını bildirdi. Ancak Pakistan İçişleri Bakanlığı, ölenlerin masum vatandaşlar olduğunu duyurdu.

Pakistan İçişleri Bakanı Muhsin Naqvi yaptığı açıklamada “Bu saldırılar Pakistan’da anarşi yaratmak için yapılmış bir plandır” dedi ve güvenlik güçlerinin Pazar ve Pazartesi günü saldırıların ardından düzenlediği operasyonlarda 12 militanı öldürdüğünü sözlerine ekledi.

Pakistan ordusu, büyük bir otoyolda otobüs ve kamyonları hedef alan saldırıların en büyüğünün ardından çıkan çatışmalarda 14 asker ve polis ile 21 militanın öldürüldüğünü açıkladı. Bu rakama İçişleri Bakanlığı’nın öldüğünü doğruladığı 12 militanın dahil olup olmadığı hemen belli olmadı.

Yerel yetkililer, silahlı kişilerin yolcuların kimliklerini kontrol ettikten sonra birçoğunu vurduğu ve araçları ateşe verdiği otoyol saldırılarında en az 23 kişinin öldüğünü söyledi. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif güvenlik güçlerinin misilleme yapacağına ve sorumluları adalete teslim edeceğine dair söz verdi.

BLA, Pakistan’ın güneybatısında yer alan ve Afganistan ve İran’la sınırı bulunan Belucistan’ın bağımsızlığını istiyor. Belucistan’ın on yılardır zengin gaz ve mineral kaynaklarının sömürdüğünü ileri süren BLA merkezi hükümete karşı mücadele eden birkaç etnik isyancı grubun en büyüğü.

BLA, Belucistan’daki önemli altyapı projelerini ve güvenlik noktalarını sıklıkla hedef alsa da, diğer bölgelerde de saldırılar düzenledi.

Belucistan, Pakistan’ın coğrafi olarak en büyük, nüfus olarak en küçük eyaletidir ve batıda İran’la, kuzeyde Afganistan’la komşudur. Belucistan’ın güneyde, Körfez’in Hürmüz Boğazı petrol nakliye hattından çok uzakta olmayan uzun bir Arap Denizi kıyısı vardır.

Paylaşın

Pakistan, 800 Bin Afgan Göçmeni Sınır Dışı Ediyor

Ülkede düzensiz göçmen statüsünde yaşayan ortalama yaklaşık buçuk milyon Afgana, ülkelerine dönme çağrısında bulunan Pakistan, 800 bin Afgan göçmeni sınır dışı etmeye hazırlanıyor.

Sınır dışı işlemleri, uluslararası ve yerel insan hakları gruplarının sert eleştirilerine maruz kalıyor. Ancak Pakistan yönetimi, uluslararası toplumdan gelen tüm uyarı ve eleştirilere rağmen geri adım atmıyor.

Pakistan, yüzbinlerce Afgan sığınmacıyı Afganistan’a geri gönderme planının ikinci aşamasını devreye sokmaya hazırlandığını açıkladı. Al Jazeera’nın haberine göre; Pakistanlı yetkililer, pazar günü yaklaşık 800 bin Afgan asıllı sığınmacının zorla sınır dışı edilmesi işlemine başlayacak.

Pakistan, planın ilk aşamasına uygun olarak, Kasım ayında 541 bin sığınmacıyı sınır dışı etmişti. Planın ikinci aşaması, sınırdışı edilen insan sayısını neredeyse ikiye katlıyor.

Üç aşamalı plan nedir?

Uluslararası Af Örgütü’ne bağlı sığınmacı ve göçmen hakları aktivisti James Jennion, konuya ilişkin demecinde, “Karar, Pakistan genelinde 800 binden fazla Afgan asıllı sığınmacının hayatını tehlikeye atıyor” ifadelerini kullandı.

Jennion, açıklamasının devamında, “Pakistan’ın ‘Kaçak Göçmenleri Geri Gönderme Planı’, sığınmacı hakları ve uluslararası insan haklarını, özellikle de ‘geri göndermeme’ ilkesini ihlal ediyor ve tüm Afgan sığınmacıların hayatını riske atıyor” dedi.

Uluslararası Af Örgütü, Pakistan’ın Afgan asıllı sığınmacı nüfusunu sınır dışı etme planının üç bölümden oluştuğunu belirtti. Geçen yıl gerçekleştirilen ilk aşama, ülkedeki belgesiz tüm Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesiyle tamamlanmıştı.

Şu anda uygulanan ikinci aşama, Pakistan tarafından verilen Afgan Vatandaş Kartı (AVK) olan tüm sığınmacıların zorla sınır dışı edilmesini öngörüyor. Gelecek üçüncü aşama ise, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından verilen kayıt belgesine sahip olan (PoR) herhangi bir Afgan’ın sınır dışı edilmesiyle tamamlanacak.

Uluslararası Af Örgütü, Pakistan sınırları içerisinde an itibariyle 800 bin AVK kart sahibi ve ek olarak 1.3 milyon PoR kart sahibi Afgan asıllı sığınmacı olduğunu tahmin ediyor.

Pakistan hükümeti, eleştiriler karşısında sığınmacıları sınır dışı etme kararını savundu. Hükümet, kararın sebebini “Pakistan’ın ekonomik sıkıntıları ve sığınmacıların, ülkenin iç güvenliğini tehlikeye sokması” olarak açıkladı.

Pakistan’da köklü bir geçmişi olan Afgan asıllı sığınmacı gruplar, yıllardan beri Pakistan sınırları içerisinde yaşamakta. Bazı gruplar Pakistan’ın, Afganistan sınırına yakın ilçelerde yaşarken bir çok sığınmacı grubu da Pakistan’ın İslamabad ve Karaçi gibi büyük şehirlerinde ikamet ediyor.

Pakistan’ın, sığınmacıların haklarını koruyan 1951 Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesi’ni hiçbir zaman imzalamadığı biliniyor.

Sınır dışı planının ikinci aşaması, son aylarda Afganistan ve Pakistan arasındaki ilişkinin bozulmasıyla hızlandırıldı. Nisan ayında Pakistan, Afganistan sınırları içerisinde bazı hedeflere hava saldırısı düzenledi.

İslamabad hükümeti, saldırılarını “Afganistan’ın sınır bölgeleri içerisinde, istihbarat bazlı, anti-terörism odaklı operasyonlar” olarak ifade ediyor.

(Kaynak: Cumhuriyet)

Paylaşın

Nükleer Silahlara Yapılan Harcamalarda Rekor Artış

Küresel askeri harcamalarda çarpıcı bir artış yaşanırken, yeni yayınlanan iki rapor, nükleer kapasiteye sahip dokuz ülkenin, son beş yılda nükleer silah yatırımlarını yüzde 33 artırdığını ortaya koydu.

Haber Merkezi / Nükleer Silahların Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) tarafından yayınlanan rapora göre, bu ülkeler sadece son bir yılda nükleer silahlara toplam 91 milyar dolar harcadı.

Artış, ABD, Çin ve Rusya gibi ülkelerin nükleer silahları modernize etme ve konuşlandırma çabalarını yansıtırken, Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı raporda bu verileri doğruladı.

Harcamalarını en fazla artıran ABD’nin nükleer faturası 2023’te 51,5 milyar dolar ile diğer tüm ülkelerin toplamından fazla oldu. Çin 2023’te nükleer cephaneliğine 11,8 milyar dolar harcadı, onu 8,3 milyar dolar ile Rusya izledi. İngiltere de 8,1 milyar dolarlık kaynağı nükleer silahlara ayırdı.

Aralarında Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore’nin de olduğu dokuz nükleer devletin geçen yılki harcamaları, ICAN’ın bu veriyi toplamaya başladığı 2018’e göre yüzde 33’lük artışa karşılık geliyor. Geçen 5 yılda ise nükleer cephaneliğe ayrılan kaynak toplam 387 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı.

Araştırmada ortaya çıkan bir diğer dikkat çeken sonuç ise nükleer silahların geliştirilmesi ve bakımı konusunda çalışan yirmi şirketin 2023 yılında 31 milyar dolarlık gelir elde etmesi. Bu şirketler tarafından 2023 yılında en az 7,9 milyar dolarlık yeni nükleer silah sözleşmesi imzalandı.

Araştırmaya göre nükleer silah üreten şirketler, ABD ve Fransa’da hükümetler nezdinde lobi faaliyetleri için 118 milyon dolar harcadı. Bu miktar, 2022 yılına kıyasla 11 milyon dolar artış gösterdi.

2023 yılında birkaç şirket İngiliz yetkililerle 10’dan fazla toplantı yaparken, iki şirket ise 40’tan fazla kez İngiltere hükümet yetkilileriyle görüştü. Beş şirket ise doğrudan İngiltere Başbakanı ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Şirketler, nükleer silahlar hakkında araştırma yapan düşünce kuruluşlarına 6 milyon dolardan fazla bağışta bulundu. Bu şirketlerin mevcut ve eski çalışanları düşünce kuruluşlarının yönetim kurullarında ve danışma kurullarında da kendilerine yer buldu.

ICAN Başkanı Melissa Parke, nükleer silahlanma yarışından bahsetmenin yanlış olmayacağını söyledi. Parke, nükleer silahlar için harcanan milyarlarca dolar parayı eleştirdi ve Dünya Gıda Programı’nın dünyadaki açlığı sona erdirmek için gerekli olduğunu tahmin ettiği miktardan daha fazla olduğunu vurguladı.

Melissa Parke, “Nükleer silah harcamalarının her dakikası için bir milyon ağaç dikebilirsiniz” diye devam etti. Nükleer caydırıcılık doktrinine işaret eden Parke, “Bu rakamlar şok edici. Devletlerin söylediğine göre bu para asla kullanılmayacak silahlara gidiyor” dedi.

Bu yatırımların sadece müsriflik olmadığını, aynı zamanda son derece tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Parke, “Peki ya caydırıcılık başarısız olursa, o zaman ne olacak?” diye sordu.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) raporu, dünya üzerindeki toplam nükleer silah sayısının bir yılda 12 bin 512’den 12 bin 121 adete gerilediğini gösteriyor, ancak bu düşüş Soğuk Savaş döneminden kalma eski silahların planlı imhasını yansıtıyor.

Rapora göre potansiyel kullanıma hazır nükleer başlık sayısında ise artış var. Nükleer savaş başlıklarının 3 bin 904 adedi halihazırda bir füze veya uçağa yüklü halde bekliyor. Bu Ocak 2023’e göre fazladan 60 nükleer bomba anlamına geliyor. Bu silahların 2 bin 100 adedi ise “yüksek operasyonel hazırlık” durumunda, yani savaşa hazır.

Yüksek hazırlık seviyesindeki silahların tamamına yakını ABD ve Rusya ordularının kontrolündeyken, ilk kez Çin de nükleer cephaneliğinin bir kısmını savaşa hazır hale getirdi.

SIRPI yöneticisi Dan Smith, “Soğuk Savaş dönemi silahların kademeli olarak imha edilmesiyle küresel ölçekte nükleer başlık sayısı azalıyor olsa da maalesef operasyonel durumdakilerin sayısı yıldan yıla artıyor” dedi. Smith, bu trendin gelecek yıllarda hızlanarak sürmesini beklediğini, durumun “oldukça endişe verici” olduğunu da söyledi.

SIPRI’nin Kitle İmha Silahları Programı Başkanı Wilfred Wan ise, “Soğuk Savaştan beri nükleer silahların uluslararası ilişkilerde bu derece önemli rol oynadığını görmemiştik” dedi.

NATO’nun açıklamasına Moskova’dan tepki

Bu arada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İngiltere’nin Telegraph gazetesine bugün yaptığı açıklamada, “NATO’nun Rusya ve Çin’den artarak gelen tehdit karşısında daha fazla nükleer silah konuşlandırmak, depolardan çıkarmak ve beklemeye almak için görüşmelerde bulunduğunu” söyledi.

Stoltenberg, “NATO’nun amacı elbette nükleer silahsız bir dünyadır, ancak nükleer silahlar var olduğu sürece nükleer bir ittifak olarak kalacağız çünkü Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin nükleer silaha sahip olduğu ve NATO’nun olmadığı bir dünya daha tehlikeli bir dünyadır” dedi.

Kremlin’den ise bu açıklamaya yanıt gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Stoltenberg’in yorumlarının, Ukrayna bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidinin veya kullanımının kabul edilemez olduğunu söyleyen Ukrayna Konferansı tebliğiyle çeliştiğini söyledi. Peskov, “Bu, gerilimin tırmandırılmasına işaret eder” dedi.

Rusya, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, Ukrayna’ya bazıları Rus topraklarına karşı kullanılan milyarlarca dolar değerinde silah vererek dünyayı nükleer çatışmanın eşiğine ittiğini söylüyor. Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’na göre, Rusya ve ABD, dünyanın nükleer silahlarının yaklaşık yüzde 88’ini elinde tutan, açık ara dünyanın en büyük nükleer güçleri.

Paylaşın

İmran Han’a 14 Yıl Hapis Cezası Daha!

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han ve eşi Büşra Bibi, yolsuzluk suçlamasıyla 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İmran Han dün de devlet sırlarını sızdırmak suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Haber Merkezi / Mahkeme ayrıca İmran Han’ı 10 yıl süreyle kamu görevlerinden men etti. Bu son hapis cezası İmran Han’ın iktidardan indirildiği 2022 yılından sonra aldığı üçüncü hapis cezası.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Eski Pakistan Başbakanı İmran Han, 3 yıllık hapis cezasını çekerken dün aldığı 10 yıl hapis cezasına ek olarak 14 yıl daha hapisle cezalandırıldı.

Pakistan’da 8 Şubat’ta yapılacak seçime girmesi yasaklanan tutuklu eski Başbakan İmran Han ve eşi yolsuzlukla yargılandığı davada suçlu bulundu. Mahkeme, başbakanlığı döneminde aldığı hediyelerin ayrıntılarını açıklamadığı ve sattığı gerekçesiyle eski Başbakan İmran Han ve eşi Büşra Bibi’ye 14 yıl hapis cezası verdi.

Eski Başbakan Şahbaz Şerif hükümeti tarafından İmran Han’a karşı Seçim Komisyonu’na yapılan başvuruda, Han’ın 52 hediye aldığı, bu hediyelerin birçoğunu sattığı öne sürülmüştü. Söz konusu hediyelerin Ağustos 2018 ile Aralık 2021 tarihleri arasında alındığı, piyasa değerinin yaklaşık 641 bin dolar olduğu kaydediliyor.

Bu hediyelerin resmi kurumlara bildirilmediği gerekçesiyle açılan davada bugün çıkan kararla Han ve eşine hapis cezaları verildi. Pakistan yönetiminde etkili olan ordu ile gerilim yaşayan Han, hakkında açılan davaların siyasi amaçlı olduğunu savunuyor.

İktidardan düşürüldükten sonra hakkında birçok dava açılan Han, dün de “devlet sırlarını ifşa etmekten” suçlu bulunarak 10 yıl hapse mahkum edildi. Davada Han ile birlikte yargılanan eski Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi de 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Associated Press, İmran Han’ın avukatlarının İslamabad mahkemesinin kararına çarşamba günü itiraz edip bir üst mahkemeye başvuracaklarını duyurdu.

Eski Başbakan İmran Han, yargılandığı yolsuzluk davasında, mahkemenin hakkında verdiği tutuklama kararının ardından 5 Ağustos 2023’te polis tarafından yakalanmış ve cezaevine gönderilmişti. Han hakkında yargılandığı yolsuzluk davası kapsamında verilen 3 yıl hapis cezası, 29 Ağustos 2023’te ertelenerek eski Başbakan’ın kefaletle serbest bırakılmasına hükmedilmişti.

Ancak 30 Ağustos 2023’te hakim Abul Hasnat Zülkarneyn, savcılığın talebi üzerine “devlet sırlarını ifşa etmekle” suçlanan Han’ın tutukluluk süresini uzatmıştı. Eski Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi de benzer sebeple 19 Ağustos 2023’te İslamabad’daki evinde yakalanarak cezaevine gönderilmişti.

Paylaşın

Pakistan, İran’da Bazı Hedefleri Füzelerle Vurdu

İran’ın iki gün önce Pakistan’da bazı hedefleri vurmasının ardından, Pakistan’da, İran’da ayrılıkçı militanları hedef alan füze saldırıları düzenlendiğini açıkladı.

Haber Merkezi / Pakistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada,, “İstihbarata dayalı operasyonda birkaç terörist öldürüldü” denildi ve saldırılar “teröristlerin saklandığı yerlere karşı yüksek düzeyde koordine edilmiş ve özel olarak hedeflenmiş bir dizi hassas askeri saldırı” olarak tanımlandı.

Açıklamada, “Pakistan’ın İran İslam Cumhuriyeti’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğu” vurgulandı ve “Bugünkü eylemin tek amacı Pakistan’ın kendi güvenliği ve ulusal çıkarlarıdır ve bu çıkarlar her şeyden önemlidir ve tehlikeye atılamaz” ifadeleri kullanıldı.

İran devlet televizyonu ise sınır bölgesindeki bir köye Pakistan tarafından gerçekleştirilen füze saldırısında üç kadın ile dört çocuğun hayatını kaybettiğini, ölen kişilerin İran vatandaşı olmadığını bildirdi.

İran haber ajansı Mehr, Sistan-Belucistan’da yer alan Seravan kentine “İHA ve füze saldırısında” bulunulduğunu aktarırken, İran’ın resmi haber ajansı İRNA, Seravan kenti civarında patlamalar yaşandığını duyurdu.

İran’ın önceki gün Pakistan’da militan grup Ceyş el-Adl’ın (Adalet Ordusu) üsleri olarak tanımladığı yerleri hedef alan saldırılar düzenlediği bildirilmişti.

Pakistan saldırılarda, sivillerin vurulduğunu ve iki çocuğun öldüğünü söyleyerek Tahran’ın sorumlu olacağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunmuştu. İslamabad dün İran’daki büyükelçisini geri çağırmıştı.

Ceyş el-Adl (Adalet Ordusu), 2012 yılında kurulan ve büyük ölçüde Pakistan sınırında faaliyet gösteren bir Sünni militan grup. Örgüt kendisini İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinde “Sünni haklarının savunucusu” olarak tanımlıyor. İran, Ceyş el Adl’ın ABD ve İsrail tarafından desteklendiğini iddia ediyor.

Pakistan ile İran sık sık birbirlerini, karşı tarafa saldırı düzenletmek için, topraklarında aşırıcı güçleri himaye etmekle itham ediyor.

İki ülkenin karşılıklı hava saldırıları, İsrail ile Hamas arasındaki Gazze Savaşı ve Kızıldeniz’de gemilere saldıran Yemenli Husilere ait hedeflerin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve müttefikleri tarafından vurulması ile gerilimin son derece arttığı bölgede tansiyonu daha da yükseltmiş durumda.

Paylaşın

Pakistan’da Bombalı Saldırı: En Az 23 Ölü, Çok Sayıda Yaralı

Pakistan’ın Hayber Pahtunhva Eyaleti’nde bulunan bir askeri kışlaya düzenlenen bombalı saldırıda en az 23 güvenlik görevlisi hayatını kaybederken, çok sayıda güvenli görevlisi de yaralandı.

Haber Merkezi / Saldırıyı Tehrik-i Taliban Pakistan’a (Pakistan Talibanı / TTP) bağlı Tehrik-i Cihad Pakistan (TJP) üstlenirken, yetkililer, durumu kritik olan çok sayıda yaralının olması nedeniyle ölü sayısının artmasının beklendiğini açıkladı.

Pakistan Silahlı Kuvvetleri’nin konuya ilişkin açıklamasında, sabah erken saatlerde karakolun önündeki güvenlik noktasına gelen 6 saldırganın içeri girme girişiminin engellendiği, saldırganların daha sonra patlayıcı yüklü bir aracı infilak ettirdiği belirtildi.

Açıklamada, patlamanın şiddetiyle karakolun bir kısmının çöktüğü, 23 askerin hayatını kaybettiği aktarıldı. Açıklamanın devamında, 6 saldırganın ise çıkan çatışmada öldürüldüğü belirtildi.

Pakistan İçişleri Bakanı Sarfraz Bugti ise, olayı ‘terör saldırısı’ olarak nitelendirdi. Saldırıyı kınayan Bugti, can kayıplarından dolayı derin üzüntü duyduğunu ifade etti.

Pakistan Talibanı (TTP), Pakistan’ın Afganistan sınırında bulunan çeşitli İslamcı grupların şemsiye organizasyonu.

İran ve Afganistan ile sınırı bulunan Belucistan, sık sık Tehrik-i Taliban Pakistan (Pakistan Taliban Hareketi, TTP) ve IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) tarafından sık sık hedef alınıyor.

Pakistan’daki çatışmaları inceleyen Pak Institute for Peace Studies adlı düşünce kuruluşunun raporuna göre 2022’de ülkedeki terör saldırıları bir önceki yıla göre yüzde 27 arttı. Bu saldırılarda en büyük pay sahibi ise Taliban.

Diğer aktörlerse IŞİD-Horasan ve Belucistan Kurtuluş Ordusu (BLA). 2022 yılı içinde Pakistan’da kaydedilen toplam terör saldırıların yüzde 60’ından fazlası bu üç militan grup tarafından gerçekleştirildi.

Pakistan’ın güneybatısında yer alan Belucistan, ülkenin en büyük eyaleti. Batıdan İran, kuzey ve kuzeybatıdan Afganistan, kuzeydoğudan Hayber Pahtunhva, doğudan Pencab ve Sind eyaletleri ile çevrilidir. Güneyde Umman Denizine 1062 kilometrelik kıyısı vardır. Eyalet bugünkü sınırlarıyla 1 Temmuz 1970’te oluşturulmuştur.

Paylaşın

Pakistan, 20 Günde 400 Bin Afgan Göçmeni Sınır Dışı Etti

Pakistan, son 20 günde ülkeden ayrılıp Afganistan’a dönen belgesiz göçmen sayısının 400 bin olduğunu açıkladı. Taliban hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, İslamabad tarafından açıklanan rakamı teyit etti.

Sınır dışı işlemleri, uluslararası ve yerel insan hakları gruplarının sert eleştirilerine maruz kalıyor. Ancak Pakistan yönetimi, uluslararası toplumdan gelen tüm uyarı ve eleştirilere rağmen geri adım atmıyor.

Euronews Türkçe’den Mustafa Bag’in haberine göre; Pakistanlı yetkililer, ülkedeki yasa dışı yabancılara yönelik devam eden baskınlarda şu ana kadar yüz binlerce Afganistan vatandaşının ülkelerine döndüğünü açıkladı.

İslamabad yönetimi, Pakistan genelinde çoğunluğu Afganistan vatandaşları olmak üzere 1,7 milyon belgesiz kişiye 31 Ekim’e kadar ülkeyi terk etme talimatı vermiş aksi takdirde zorla sınır dışı edilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Mülteci olarak resmi kaydı bulunan 1,4 milyon Afgan’ın endişelenmesine gerek olmadığını belirten Pakistan makamları, söz konusu uygulamanın sadece belgesiz kişileri etkilediğini kaydetti.

Yetkililer, geçen 20 günde ülkeden ayrılıp Afganistan’a dönen belgesiz göçmen sayısının 400 bin olduğu bilgisini verdi. Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, İslamabad tarafından açıklanan rakamı teyit etti.

Mücahid, AP’ye verdiği mülakatta, Afgan vatandaşı göçmenlerin çoğunun ülkeye dönmek için Turham ve Spin Buldak sınır kapılarını kullandığını dile getirdi.

Pakistan’da polis 1 Kasım’dan bu yana kapı kapı dolaşarak göçmenlerin belgelerini kontrol ediyor. Pakistanlı yetkililer daha önce baskıların ülkedeki tüm yabancıları kapsadığını söylemişti, ancak bu durumdan etkilenenlerin çoğunun Afgan vatandaşları olduğu biliniyor.

Dünya Sağlık Örgütü, İslamabad’ın planı çerçevesinde 1,3 milyon Afgan’ın daha ülkesine dönmesinin beklendiğini belirterek kötüleşen hava koşullarına dikkati çekmişti.

Sınır dışı işlemleri, uluslararası ve yerel insan hakları gruplarının sert eleştirilerine maruz kalıyor. Ancak Pakistan yönetimi, uluslararası toplumdan gelen tüm uyarı ve eleştirilere rağmen geri adım atmıyor.

Paylaşın

Pakistan, 200 Binden Fazla Afganistanlı Sığınmacıyı Sınır Dışı Etti

“Şimdiye kadar 200 binden fazla Afgan sığınmacı ülkesine iade edildi” diyen Pakistan İçişleri Bakanı Bugti, sınır dışı işlemlerini Pakistan’ın Afganistan sınırındaki iki eyaleti olan Belucistan ve Hayber Pahtunhva’daki sınır kapılarından sorunsuz biçimde gerçekleştiğini belirtti.

Pakistan hükümetinin verdiği sayılara göre ülkede yaşayan Afgan sığınmacıların sayısı yaklaşık 4 milyon 400 bin. 1 milyon 700 bin civarında sığınmacının ise geçerli izin belgeleri olmadan ülkede ikamet ettikleri kaydediliyor.

Afgan sığınmacılara “gönüllü geri dönüş” için verilen sürenin 1 Kasım tarihinde dolması üzerine Pakistan hükümeti, sığınmacıları sınır dışı etme işlemlerini hızlandırdı. Pakistan İçişleri Bakanı Senatör Sarfraz Bugti Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Şimdiye kadar 200 binden fazla Afgan sığınmacı ülkesine iade edildi” dedi.

Pakistan İçişleri Bakanı Bugti, sınır dışı işlemlerini Pakistan’ın Afganistan sınırındaki iki eyaleti olan Belucistan ve Hayber Pahtunhva’daki sınır kapılarından sorunsuz biçimde gerçekleştiğini belirtti.

Pakistan hükümetinin verdiği sayılara göre ülkede yaşayan Afgan sığınmacıların sayısı yaklaşık 4 milyon 400 bin. 1 milyon 700 bin civarında sığınmacının ise geçerli izin belgeleri olmadan ülkede ikamet ettikleri kaydediliyor.

Pakistan hükümeti, belgesi olmayan ya da yasa dışı olarak bulunan Afgan sığınmacıların ülkelerine iade edileceğini geçen ay duyurmuştu. Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM), Batılı ülkeler ve uluslararası insan hakları grupları tarafından eleştirilmişti. Pakistan hükümetinin ikamet izni olmayan sığınmacılara gönüllü geri dönüş için verdiği süre 1 Kasım tarihinde doldu.

Taliban’ın yönetimde olduğu Afganistan’da İçişleri Bakanlığı Cuma akşamından Cumartesi sabahına kadar geçen sürede, “zorla sınır dışı edilen” yaklaşık 57 bin Afgan vatandaşının ülkeye girdiğini açıkladı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, sınır dışı edilmesi beklenenler arasında yaklaşık 200 Afgan gazetecinin de bulunduğunu duyurdu. Örgüt gazetecilerin Afganistan’a iade edilmeleri halinde hayatlarının da tehlike altına gireceğini kaydetti. Taliban’ın 2021 yazında ülkede iktidara gelmesinin ardından çok sayıda gazeteci ülkeyi terk etmiş ve Pakistan’a sığınmıştı.

Pakistan kararını ülkeye sınır ötesinden gelen saldırılarla ilişkilendirip, İslamcı militanların düzenlediği saldırıların ve suç olaylarının ülke güvenliğini bozduğunu ileri sürüyor. Afganistan ise bu suçlamaları reddediyor. Taliban hükümetinde başbakan görevini üstlenen Molla Hasan Ahund sınır dışı işlemlerine karşı çıkarak “Bu tüm prensiplere yüzde yüz aykırı, gelin yüz yüze konuşalım” dedi.

Paylaşın