A. Uğur Olgar kimdir?

1951 yılında Kayseri’de dünyaya gelen A. Uğur Olgar, baba tarafından Sivas Zara’lı, anne tarafından ise Çankırı Çerkeş’lidir. A. Uğur Olgar’ın dedelerinin Azerbaycan Gence’den geldiği söylenir. İlkokulu Kayseri’de, Pınarbaşı’nda ve İstanbul Kasımpaşa’da okudu.

Haber Merkezi / Yine Kasımpaşa’da başladığı ortaokulu ve daha sonra da liseyi Bakırköy’de bitirdikten sonra girmeyi çok arzu ettiği Edebiyat Fakültesi yerine son anda İstanbul Hukuk Fakültesini tercih etti. Fakülteyi bitirdikten sonra, öğrenciyken girdiği Gümrük Teşkilatının çeşitli birimlerinde ve yerlerinde uzun yıllar memur ve yönetici olarak çalıştı (İstanbul, Kuşadası, Sinop). 1990 Yılının başlarında geldiği İçel’in şirin ilçesi Silifke’de halen Hazine Avukatı olarak görevini sürdürmeye çalışıyor.

Kendini bildi bileli şiir ve edebiyatın içinde olan A. Uğur Olgar’ın şiirleri, şimdiye dek Eski, Düşe-Yazma, Berfin Bahar, Ada, Şiiri Özlüyorum, Lacivert, İmgelem, öteki-siz, Şair Çıkmazı, Kuyudaki Koro, Mor Taka, Aykırı Sanat, Şiirin, İspinoz, Öğretmen Dünyası, Sarıyayla, Hayal, Gülpınar, Amik Edebiyat, Güneyde Kardelen, Andız, Milliyet Oscar TV Dergisi, Bolu’da Sanat Sokağı dergileri ile Anafilya, İmgenet, Düşle, Bezirgan sanal edebiyat dergilerinde ve gazetelerde yayımlandı.

1997 Yılında Ankara Barosu’nca ülkemizin tüm hukukçularına açık olarak düzenlenen yarışmanın şiir dalında “en iyi yayıma değer şiir ödülü” ile 2005 Çatalzeytin 1. lik ödülünü kazandı. Edebiyatçılar Derneği, Lacivert Sanat, Şiir Akademisi üyesi. Ayrıca Mersin Silifke’de yayımlanan Andız Mevsimlik Şiir Seçkisi / Şiirin Son Konalgası’nın Yayın Yönetmeni. Yayımlanmış 4 kitabı var. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Paylaşın

Abdülkadir Paksoy kimdir?

1954 yılında Malatya’nın Darende İlçesi’nde dünyaya gelen Abdulkadir Paksoy, ilk, orta ve lise öğrenimini Darende, Malatya, Adana, Ceyhan ve Osmaniye’deki okullarda tamamladı. Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler ve Anadolu Üniversitesi Tarih bölümlerini bitirdi.

Haber Merkezi / 1979’da İzmit’te başladığı öğretmenlik görevine İstanbul’da devam etti. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Iğdır’a atanınca hukuk öğrenimini bırakmak zorunda kaldı. Değişik illerde öğretmenlik yaptıktan sonra Ankara’ya yerleşti. 2OO2 yılında Ankara Çankaya Lisesi tarih öğretmenliğinden emekli oldu.

İlk şiirleri Gerçek gazetesinde yayımlandı (1977). İlk şiir kitabı Yeditepe Yayınları arasında çıktı (1984). 1987’de bir grup genç ozanla birlikte “Yeni Şiir” dergisini çıkardı. 16 sayı yayımlanan bu dergiyi kapatarak ürünlerini 1990’da Ümit Sarıaslan’la birlikte çıkardıkları Anadolu Ekini dergisinde yayımlamaya başladı. Anadolu Ekini, Ocak 2001’e dek aralıklarla 40 sayı yayımlandı.

19 Ocak 1993’te Ankara Sanat Kurumu’nda adına bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda bir konuşma yapan şair Behçet Aysan, onun “toplumcu ve lirik” yapısına dikkat çekti.

Edebiyata başladığı ilk yıllardan itibaren Toplumcu Gerçekçilik akımı çizgisinde eserler veren Paksoy, şiirlerinde toplumcu ve lirik bir dil kullandı. Edebiyatın insanla insan arasında bir köprü olduğuna inanan şair, şiirinde kullandığı dil ve üslup ile bu anlayışını pratikte de ortaya koyma gayreti göstermiştir.

Bu durumu “Ama köprülerimiz güzel olmalı. Güzellik yetmez, sağlam olmalı; yıkılmamalı bir sel suyuyla, depremle. Köprülerimiz köprü olmalı…/Hele hele olmayacak yerlere köprü kurulmamalı; boğazların güzelliğini, kentlerin estetiğini demirle, betonla bozmamalı.” mısraları ile dile getiren Paksoy’un şiirlerinde toplumcu gerçekçi anlayışın etkisiyle, tabiat ve insan, ideoloji ile birlikte harmanlanarak verilir.

Bununla birlikte mesleğinin etkisiyle Paksoy’un şiirlerinde zaman zaman tarih ve tarihin gerçekliğine dair göndermelere de rastlanırken kimi zaman tarihi gerçekliklerin kullanılarak günümüz hadiselerinin kastedildiği de görülür. Ömrünün büyük bir kısmını Ankara’da geçiren Paksoy’un şiirlerinde tarihiyle, tabiatıyla, insanıyla, “bozkır kenti” olarak tabir ettiği Ankara, geniş bir yer tutar.

Yapıtları:

Şiir: Ayrılığın ve Ölümün Dışında, Güneş Batarken, Yenigün Aryası, Kadir Bey Tarihi, Usulca (Kıyı dergisi/Nabi Üçüncüoğlu Şiir Ödülü,1992), Hacı Bektaş Destanı, Yaralı Temmuz (Sivas Kıyını), Başak ve Asma (Ankara Güzellemesi, Ümit Sarıaslan ile birlikte), İki Bulut Yardan Aşağı (Kocaeli Üniversitesi Akademik Şiir Ödülü 1999) Öte’ Beri (Behçet Aysan Şiir Ödülü / Övgüye Değer, 2000), Tetik ve Kalem, Tan Ağrısı

Düzyazı: Pireotu (yazılar), Tarihin Talihsizliği (tarih öğretimi ve öneriler), Dizelerden Denizlere (şiir duyumsama çalışmaları), Anadolu Anadolu (gezi yazıları, Ümit Sarıaslan ile birlikte)

Paylaşın

A. Kadir Karaman kimdir?

1956 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nde dünyaya gelen ve Bir İntihar Diyalektiği, Sığınak, Sis Dağıldı şiirleriyle bilinen A. Kadir Karaman, 1979 yılında üniversiteyi inşaat mühendisi olarak bitirdi. 

Haber Merkezi/ Şiirle, şiiri tanıdığından beri meşgul olan A. Kadir Karaman’ın şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış, bazı şiirleri de bestelenmiştir.

Yapıtları; Kanıma Cemre Düştü 1997, Göçmen Kuşlar Dönmedi 2001, Gönlümün Güz Mevsimi 2003

Bir İntihar Diyalektiği

Somurtkan rüzgarların bestesiydi elebaşı duyguları alabora eden yılgınlığın
son mektubunu yazarken karamsarlık
Büzülen bir dalda bir yaprak iç geçirerek ağladı

Sessizliğe,
bir yüreğin çürümüş parçalarıydı
tepetaklak düşen.

Ölümcül terennümlerde gül kurusunun yüreğine akıbetin dehşetiydi üşüşen.

Dayanılmaz yalnızlığın ıstırabıydı
kangren hayal kırıklıklarına dönüşen.

Tedavisiz ayrılıkların uzatmalısı sevdayı
göğün kükremsiydi bunalmış haldeyken tehditlerle bölüşen.

ardı arkası kesilmeyen şimşeklerin ateşten dilekçeleriyle yeryüzüne yayılan ürküntüsü
tutuklu umudun hayâlinde
düş kırıklıklarını başlattı
direncini yoksunluklarda harcayan abidenin
ışık bekleyen sevinç yolaklarındaki gölgeydi
hüznün çöküntüsü.

Çaresizlik bir tehlikeli kuramı yeniden boşalttı
elleri tavana doğru uzanan umutsuzun
boğuk sesiydi duvarları ağlatan.
Artık iyileşmese de olurdu vicdanda ki yara,
insafsızca kanayan.
Bir can, bir yürek, bir umut, bir sevgi, bir sevda bir ışık, bir harika daha kaydı gitti
Gözleri ardında kala kala hayattan…

Paylaşın

A. Kadir Bilgin (Ali Yıldırım) kimdir?

02 Nisan 1955’te Ankara’da dünyaya gelen A. Kadir Bilgin, Ali Yıldırım adını da kullanmaktadır. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünden 1983’te mezun oldu.

Haber Merkezi / Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kütüphanelerde memur, kütüphaneci ve yönetici olarak çalışan A. Kadir Bilgin, Türk Kütüphaneciler Derneği ve Edebiyatçılar Derneği üyesidir.

Yazı ve şiirleri 1990 yılından bu yana Yaba Öykü, Türk Dili, Broy, Dize, Damar, vb. dergilerde yayımlanan Bilgin, şiirin zirvesinde felsefenin olduğuna, şiirin insan hayatını ancak felsefeyle değerlendirebileceğine inanmaktadır.

Şair, Asi İsa (1998) kitabındaki şiirlerinde; hayatı doğru algılayarak ve şiirinin nasıl kurduğunu örnekleriyle de göstermektedir. Bigin, şiirlerini serbest ölçüde yazıyor ve aşk, sevgi, özlem, vefa, doğa ve sosyal içerikli konuları işlemektedir. Bilgin, Şairin Gözüyle (21012) adlı deneme kitabında; şiir konusundaki düşüncelerini aktarmıştır.

Yapıtları; Arka Bahçe / Latin Amerika Destanı, Gecenin Namlusu, İsa Asi, Örtüler /Şiirler, Ra

Paylaşın

A. Kadir (İbrahim Abdulkadir Meriçboyu) kimdir?

Asıl adı İbrahim Abdulkadir Meriçboyu olan A. Kadir, 16 Temmuz 1917 tarihinde İstanbul’un Eyüp İlçesi’nde dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Eyüp’te, liseyi 1936 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamlayan şair daha sonra Ankara Harp Okulu’na başladı.

Haber Merkezi / 1938 yılında Nazım Hikmet şiirleri okuduğu için tutuklandı. Hapis sonrasında okulla ilişiği kesildi. 1941 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giren şairin Tebliğ adlı kitabı 1943 yılında sıkıyönetim tarafından toplatıldı ve kendisi de Anadolu’ya sürgüne gönderildi. Bu nedenle fakülteye devam edemedi.

1943-1947 yılları arasında Muğla, Balıkesir, Konya, Adana, Kırşehir’de hayatını sürgün olarak geçiren şair, 1947’de İstanbul’a döndükten sonra bir fabrikada çalıştı. Aynı zamanda yayınevlerinde çevirmenlik ve redaktörlük de yaptı.

Şiirleri, Akın, Ses, Yeni Edebiyat, Yürüyüş, Pınar, Başak, Gün, Yığın, Yağmur ve Toprak, Fikir ve Sanat, Yeryüzü, Beraber, Yeditepe, Şairler Yaprağı, Pazar Postası, Dönem, Gelecek, Militan, Sanat Emeği, Edebiyat 81, Varlık gibi süreli yayınlarda yayımlandı. 1965 sonrasında yazı çalışmalarına ağırlık veren şair 1 Mart 1985’te İstanbul’da vefat etti.

Abdulkadir Meriçboyu, edebiyat tarihinde “1940 Kuşağı” olarak adlandırılan toplumcu gerçekçi şairler arasında yer alır. Altınkaynak, Meriçboyu’nun şiiri sınırlandırmanın doğru olmadığına, şiirin her yerde her şeyi anlatabileceğine inandığını ifade eder. Coşkun, onun şiirinin baştan sona kadar aynı çizgiyi koruduğunu belirtir. Baygara ise şiirinin temeli gözleme dayanan şairin insanların aç kalmadığı, ölmediği, kardeşçe yaşadığı bir dünyanın özlemi içinde olduğunu vurgular.

Şiirlerinde hürriyet, ekmek kavgası, emekçi insanlara övgü, cephedeki askerin dramı, savaşın acı sonuçları, yaşama sevinci, özlem, başkaldırı, yalnızlık, umut, sürgünlük, kardeşlik, insan sevgisi, kıtlık, çocuk, direnme vb. izlekleri işleyen şair, halkın konuştuğu dille şiirlerine vücut verir.

Berhumoğlu’na göre ezilen, cephede savaşan, hayat mücadelesi veren fakir insanları şiirlerinde konu edinen şair, bireysel temaları işleyen mistik dünya görüşüne sahip şairleri eleştirirken kendisini yoksul, sıradan insanların yanında, onların şairi olarak görür. Toplumsal izleklerin ağırlıkta olduğu şiirlerini çoğunlukla serbest nazımla kaleme alan Meriçboyu, ahenk unsuru olarak sık sık kelime ve dize tekrarları ile ikileme ve pekiştirmelere başvurmuş, hayata ve insanlara ait birçok olguya toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.

Yapıtları; Tebliğ, Hoş Geldin Halil İbrahim, Dört Pencere, Mutlu Olmak Varken (ilk üç kitabına 45 şiir eklenerek),
Mutlu Olmak Varken (Bütün Şiirleri)

Ödülleri; 1983 Azra Erhat Üstün Hizmet Ödülü, 1959 Habib Edip Törehan Çeviri Ödülü, 1961 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü, 1980 Türkiye Yazarlar Sendikası Hasan Ali Ediz Edebiyat Çeviri Ödülü, 1983 Yazko Çeviri Ödülü

Paylaşın

A. Hicri İzgören kimdir?

Şanlıurfa’nın Siverek İlçesi’nde dünyaya gelen A. Hicri İzgören, 1972 yılında Ziya Gökalp Lisesi’ni, ardından da Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Haber Merkezi / 1999 yılında emekliliğe ayrıldı. Diyarbakır’da yaşayan şair, 1980’lerden beri çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlamayı sürdürüyor. PEN, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği üyesi olan şair 1999 yılında Ceyhun Atuf Kansu Ödülü’nün sahibi olmuştur.

A. Hicri İzgören’in 1980’li yıllarda başlayan şairlik serüveni politik gelişmelerden bağımsız değildir. Diyarbakırlı şair yaşadığı dönemin şiddet ortamını lirik ve imgeci bir anlatımla şiire taşımış ve oldukça akıcı bir şiir inşa etmiştir. En bireysel şiirlerinde dahi politik gündeme gönderme yapmaktan vazgeçmeyen şair, Türk şiirindeki siyasal eğilimin modern dönemdeki en güçlü örneklerinden birini vermiştir.

Bu özelliğiyle de Ahmed Arif, Arif Damar ve kısmen Cemal Süreya’nın açtığı yoldan ilerlediği iddia edilebilir. Hicri İzgören’in şiirlerinde yaralanmış, gündelik hayatı kesintiye uğramış ve kabuğuna çekilmiş toplumsal kesimlerin hikâyesi anlatılır. Bu açıdan şairin oldukça aktüel bir poetikaya sahip olduğu söylenebilir. Şiiri estetik ve aktivist çizgilerin bir kesişimi olarak kurgulayan İzgören, Türk şiirindeki toplumsal çizgiye yerleşir.

Yapıtları; Acıyla Diri, 1981; Sessizliğin Sağanağı, 1984; Verilmiş Sözdür, 1987; Bedeli Ödenmiştir, 1992; Ve Öteki (İlk 4 kitabından seçmeler), 1998, Suç Duyurusu, 1999

Ödülleri; Tansaş “9 Eylül Şiir Yarışması” Üçüncülük Ödülü (1989), Tayad “Şiirler Yaşamımızdır Yarışması” Üçüncülük Ödülü (1989), Petrol-İş “İnsan Hakları-Ekmek Barış Özgürlük” Şiir Birincilik Ödülü (1989), Mavi Derinlik-Kuşadası Belediyesi Kültür Etkinlikleri Şiir İkincilik Ödülü (1991), 21. Yarımca Altın Kiraz Festivali Şiir Birincilik Ödülü (1992), İsveç Hümanist Enternasyonal (Efos Universal Cul-ture House) Şiir İkincilik Ödülü (1992).

 

Paylaşın

Ertan Mısırlı kimdir?

Eski Islık ve Ölüm Beyaz Gölge şiirlerinin yazarı Ertan Mısırlı, 17 Eylül 1958’de Zonguldak’ın Çaycuma İlçesi’nde dünyaya geldi. Tam adı Mehmet Ertan Mısırlı. Şair ve yazar Ziya Mısırlı’nın oğludur.

Haber Merkezi / İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamlayan Ertan Mısırlı, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İktisat Bölümü mezunudur. Çeşitli yerel basın-yayın organlarında muhabirlik ve düzeltmenlik, bir fabrikada yardımcı muhasebecilik yaptı. 2008’de emekli oldu.

Arkadaşlarıyla Eski’z dergisini çıkardı (1992-93). Argos, Varlık, Cumhuriyet Kitap dergilerinde yazı ve şiirleri yayımlanmıştır. Babası Ziya Mısırlı’nın şiir kitabından ismini alan Görenkalp Yayınları’nda babasının eserlerinin tashihlerini de yapan sanatçı, sanat hayatına halen devam etmektedir.

Ölüm Beyaz Gölge kitabıyla 2003’te TTB’nin düzenlediği Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü; Ölümsüzler Günü’yle 2012’de Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü; tüm kitapları değerlendirilerek 2015’te Özkan Mert Şiir Ödülü’nü aldı.

Edebiyata ilgisi, görme engelli bir edebiyat adamı olan babası Ziya Mısırlı’nın yazdıklarını okuyarak başladı. 1970’lerde Dağlarca’nın şiirleriyle karşılaştı ve hiç kopmadı. İlk şiiri 1991’de Argos’ta yayımlandı. İlk şiir kitabı Eski Islık’ın isim babası, Fazıl Hüsnü Dağlarca’dır.

1983 yılında tanıştığı ve “Şiirin Pisagor’u” olarak tanımladığı Dağlarca’dan hiç ayrılmamış, onunla ilgili belgeleri, el yazısıyla ilk şiirleri, yazışmaları, Cemal Süreya, Talat Halman, Enis Batur gibi sanatçılarla mektuplaşmalarını ve 1983-1999 arasındaki anıları Dağlarca Günlüğü adlı eserde toplamıştır

 

Paylaşın