1950 yılında Erzincan’da dünyaya gelen Nuri Can, 1960’ta İstanbul’a, 1967’de Hollanda’ya yerleşti. Hollanda’da yaşadığı süre içerisinde müzik, şiir, tiyatro, öykü ve resimle uğraştı. Afiş, resim, öykü ve şiir çalışmalarıyla birçok ödül aldı.
Haber Merkezi / Hollanda başta olmak üzere; Fransa, Belçika, Almanya, Yunanistan ve Türkiye’de birçok karma ve kişisel sergiye katıldı. Türkiye ve Avrupa’da yayımlanan bir çok edebiyat, kültür-sanat dergilerine öykü, şiir ve sanat üzerine yazılar yazdı.
Değişik ülkelerde 150’ye yakın resim çalışması, kitap kapağı ve kartpostal yaptı. Üç yıl Uluslararası Sanatçılar Birliği başkanlığı görevinde bulundu. Uluslararası Af Örgütü ve UNICEF gibi kurumlarda çalıştı. Hollanda ve Türkiye’de özel ve resmi kurumlarda sanat danışmanlığı ve resim öğretmenliği yaptı.
Eserleri;
Sevginin Rengi
Zeytin Gözlü Çocuk
İki Gözüm
Çark
Yaşamanın Yankısı
Kiraz Ana
Umudun Rüyası
Sevgi Perisi 1
Sevgi Perisi 2
“Ah çocuk”
Ah? çocuk
vakitsiz açan
bir çicçek tarlası gibi
yüreğin
beyaz kardelenler
sarı papatyalar
bükmüş boyunlarını
ip ? ince boynundan
güneşe bakıyorlar
her iç çekişte
dünyanın bütün çiçekleri
kanamada
bütün kuşları havalanmada
umudun evi yok
sevincin adresi
ah? neylersin çocuk
ah?. çocuk
vereceksen
rüzgarlara ver sesini
tomurcuklara ver
baharı muştulasın yarınlara
benim yıldızım yitik
yıllarım yorgun
ne yaşadıysam dünyada
ince sızı yoksulluklar örter
ince sızı dostluklar
mümkünü yok artık
gittiğim her yere
soluk yüzünü taşıyacağım
ve seni her düşündüğümde
çağımın utancını yaşayacağım
“Destina”
Aşklara vurur bülbülüm / yuvalanır gönlümün gülüstanına
Gülüşün can sıcaklığımdır üşüdüğümde / soluğun ateş
Yak savur küllerimi çölüme döneyim
Orman fısıltıları kulağımda/ rüzgar ıslıkları
Yağmur tutuşmaları / sevgi buluşmaları
Aşkın düştüğü yer? yangın
Yalnızca nefesin dindirebilir volkanımı
Ve rüzgarın merhem olur yarama süründüğüm
Bilki derin kuyularında hasretimin suyu sensin
Ve nasılsan öylece gel salınışın rüzgarıyla
Irmakların sesiyle ay serenatları dökülsün kulağıma
Dudağıma işlesin meltem meltem seher yağmurları
Gözlerinin içinde sönmüş bir tutam yıldız gibi kalayım
Uçurumlara tutsak bir rüzgarım, yağmurlarla yaralı sesim
Fırtınalarda çırpınan suyum, hıçkıran ışık
Karlı dağlarda uzak bir ses gibi
Solgun bir anıyım şimdi bu uzak kentte
Kuşların göçüp gittiği mevsimlere benziyor yüzüm
Ömrümün bütün dallarını silkeledi hayat
Bütün bahçelerinden kovuldum umudun
Bir acıyı aşmak için, bin acıyı sırtıma vurdum
Uzak düştüm saçlarıma karanfil eken yıldızlardan
Sahipsiz mezarlıklar ülkesinde çıplak dolaşıyorum şimdi
İçinden kırılmış bir gölge
Başka hangi duvara yaslanabilirki aşktan öte
Ve nasıl dayanabilirki
Sevinçler yoksa terkisinde çekilen acıların
Ah Destina yaralı kızım, utangaç yıldızım
Yaslı gelinim, anadolum, sarı sızım, sorma beni
Baktığım her pencerede doğulu ezikliğim
Yurdundan kovulmuş bir coğrafyasızım
Çıktığım her yolculukta türküler tutuşur içimde
Şimdi uzak bir sızıda nar ile közlenip
Çoğalan yalnızlıklarla yeryüzüne dağılıyor kalbim.
Kalbimki, zemherinin ortasında kanatları üşümüş yavru bir kuş
Nereye uçsun, umutlar yoksa kanadında esen yellerin
Bırak bende başlasın bu ateş sende bitsin
Aşktan öte ne varsa kalbimde savur gitsin
Gecelerin uzun kirpiklerine yalnızlığımı iliştirip ağlayayım
Ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman
İçime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın
Bırak ki dağılsın ıstırap yüklü bulutlar
Ateş oflayan ormanında bu ahın
Gün ışığıyla işlenmiş bir çiçeği
Koparıp göğsümün üstüne bastırıyorum her akşam
Dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı
Tam da usumun ortasına düşerken gülbaharülkem
Ah Destina?m, kara kızım, uzun saçlı hasretim
Kül rengi kirpiklerinde nehirler yürüyenim
Gelirsen sevdiğim çiçekleri getir
Gönlünün güneşli bahçelerinden / nilüferlerin zülüflerinden
Ve derin kuyularından hasretin, su getir
Koca İstanbulu getir bana gelirken
Mis sokağını, karanfil konağı, kitapçı dükkanlarını
Üç beş dergi, diline dolanan bir şarkıyı, bir çınar altını
Mor salkımlı düşlerini getir
İstiklal caddesinde el ele dolaşan yeniyetme sevdalıları
Düşsüzüm düşlerine al beni / soluksuz sevişmelerine sakla
Dudaklarınla kapat dudaklarımı / soluduğumda
Uyuduğumda / alnımdan öperek uyandır beni
Ki, denizlerin sevgiyle köpürdüğü saatlerde
Şiirin yedirenk çakılları vursun kıyılarıma
Aşk bir yanımı alıp götürsün / özlem bir yanımı
Bir ömür sevgi yağmurunla ıslanayım
Şimdi ayışığıyla süslenmiş penceremde
Sen gecegözlü güvercinimsin, özlem yüklü şiir?im
Bırak güllere vursun gülüşün / harelensin denizlerin yüreğine
Yanaklarında aşkın solmayan rengi
Saklayıp gecelere gizini / yıldızlara uzansın mavi düşlerin
Bense çevire çevire dört duvarımı / bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım