Nükleer Silahlara Yapılan Harcamalarda Rekor Artış

Küresel askeri harcamalarda çarpıcı bir artış yaşanırken, yeni yayınlanan iki rapor, nükleer kapasiteye sahip dokuz ülkenin, son beş yılda nükleer silah yatırımlarını yüzde 33 artırdığını ortaya koydu.

Haber Merkezi / Nükleer Silahların Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) tarafından yayınlanan rapora göre, bu ülkeler sadece son bir yılda nükleer silahlara toplam 91 milyar dolar harcadı.

Artış, ABD, Çin ve Rusya gibi ülkelerin nükleer silahları modernize etme ve konuşlandırma çabalarını yansıtırken, Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı raporda bu verileri doğruladı.

Harcamalarını en fazla artıran ABD’nin nükleer faturası 2023’te 51,5 milyar dolar ile diğer tüm ülkelerin toplamından fazla oldu. Çin 2023’te nükleer cephaneliğine 11,8 milyar dolar harcadı, onu 8,3 milyar dolar ile Rusya izledi. İngiltere de 8,1 milyar dolarlık kaynağı nükleer silahlara ayırdı.

Aralarında Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore’nin de olduğu dokuz nükleer devletin geçen yılki harcamaları, ICAN’ın bu veriyi toplamaya başladığı 2018’e göre yüzde 33’lük artışa karşılık geliyor. Geçen 5 yılda ise nükleer cephaneliğe ayrılan kaynak toplam 387 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı.

Araştırmada ortaya çıkan bir diğer dikkat çeken sonuç ise nükleer silahların geliştirilmesi ve bakımı konusunda çalışan yirmi şirketin 2023 yılında 31 milyar dolarlık gelir elde etmesi. Bu şirketler tarafından 2023 yılında en az 7,9 milyar dolarlık yeni nükleer silah sözleşmesi imzalandı.

Araştırmaya göre nükleer silah üreten şirketler, ABD ve Fransa’da hükümetler nezdinde lobi faaliyetleri için 118 milyon dolar harcadı. Bu miktar, 2022 yılına kıyasla 11 milyon dolar artış gösterdi.

2023 yılında birkaç şirket İngiliz yetkililerle 10’dan fazla toplantı yaparken, iki şirket ise 40’tan fazla kez İngiltere hükümet yetkilileriyle görüştü. Beş şirket ise doğrudan İngiltere Başbakanı ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Şirketler, nükleer silahlar hakkında araştırma yapan düşünce kuruluşlarına 6 milyon dolardan fazla bağışta bulundu. Bu şirketlerin mevcut ve eski çalışanları düşünce kuruluşlarının yönetim kurullarında ve danışma kurullarında da kendilerine yer buldu.

ICAN Başkanı Melissa Parke, nükleer silahlanma yarışından bahsetmenin yanlış olmayacağını söyledi. Parke, nükleer silahlar için harcanan milyarlarca dolar parayı eleştirdi ve Dünya Gıda Programı’nın dünyadaki açlığı sona erdirmek için gerekli olduğunu tahmin ettiği miktardan daha fazla olduğunu vurguladı.

Melissa Parke, “Nükleer silah harcamalarının her dakikası için bir milyon ağaç dikebilirsiniz” diye devam etti. Nükleer caydırıcılık doktrinine işaret eden Parke, “Bu rakamlar şok edici. Devletlerin söylediğine göre bu para asla kullanılmayacak silahlara gidiyor” dedi.

Bu yatırımların sadece müsriflik olmadığını, aynı zamanda son derece tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Parke, “Peki ya caydırıcılık başarısız olursa, o zaman ne olacak?” diye sordu.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) raporu, dünya üzerindeki toplam nükleer silah sayısının bir yılda 12 bin 512’den 12 bin 121 adete gerilediğini gösteriyor, ancak bu düşüş Soğuk Savaş döneminden kalma eski silahların planlı imhasını yansıtıyor.

Rapora göre potansiyel kullanıma hazır nükleer başlık sayısında ise artış var. Nükleer savaş başlıklarının 3 bin 904 adedi halihazırda bir füze veya uçağa yüklü halde bekliyor. Bu Ocak 2023’e göre fazladan 60 nükleer bomba anlamına geliyor. Bu silahların 2 bin 100 adedi ise “yüksek operasyonel hazırlık” durumunda, yani savaşa hazır.

Yüksek hazırlık seviyesindeki silahların tamamına yakını ABD ve Rusya ordularının kontrolündeyken, ilk kez Çin de nükleer cephaneliğinin bir kısmını savaşa hazır hale getirdi.

SIRPI yöneticisi Dan Smith, “Soğuk Savaş dönemi silahların kademeli olarak imha edilmesiyle küresel ölçekte nükleer başlık sayısı azalıyor olsa da maalesef operasyonel durumdakilerin sayısı yıldan yıla artıyor” dedi. Smith, bu trendin gelecek yıllarda hızlanarak sürmesini beklediğini, durumun “oldukça endişe verici” olduğunu da söyledi.

SIPRI’nin Kitle İmha Silahları Programı Başkanı Wilfred Wan ise, “Soğuk Savaştan beri nükleer silahların uluslararası ilişkilerde bu derece önemli rol oynadığını görmemiştik” dedi.

NATO’nun açıklamasına Moskova’dan tepki

Bu arada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İngiltere’nin Telegraph gazetesine bugün yaptığı açıklamada, “NATO’nun Rusya ve Çin’den artarak gelen tehdit karşısında daha fazla nükleer silah konuşlandırmak, depolardan çıkarmak ve beklemeye almak için görüşmelerde bulunduğunu” söyledi.

Stoltenberg, “NATO’nun amacı elbette nükleer silahsız bir dünyadır, ancak nükleer silahlar var olduğu sürece nükleer bir ittifak olarak kalacağız çünkü Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin nükleer silaha sahip olduğu ve NATO’nun olmadığı bir dünya daha tehlikeli bir dünyadır” dedi.

Kremlin’den ise bu açıklamaya yanıt gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Stoltenberg’in yorumlarının, Ukrayna bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidinin veya kullanımının kabul edilemez olduğunu söyleyen Ukrayna Konferansı tebliğiyle çeliştiğini söyledi. Peskov, “Bu, gerilimin tırmandırılmasına işaret eder” dedi.

Rusya, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, Ukrayna’ya bazıları Rus topraklarına karşı kullanılan milyarlarca dolar değerinde silah vererek dünyayı nükleer çatışmanın eşiğine ittiğini söylüyor. Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’na göre, Rusya ve ABD, dünyanın nükleer silahlarının yaklaşık yüzde 88’ini elinde tutan, açık ara dünyanın en büyük nükleer güçleri.

Paylaşın

Nükleer Silahlanma Tehlikesi: 12 Bin 512 Nükleer Başlık Var

2023 Ocak ayı itibarıyla dünyada tahmini olarak 12 bin 512 nükleer başlık bulunduğu, aralarında 9 bin 576’sının potansiyel kullanım için depolarda hazır bulundurulduğu, kullanıma hazır nükleer başlık sayısının 2020 Ocak ayına göre 86 arttığı belirtildi.

2023 itibarıyla depolarda tutulan ve potansiyel kullanıma hazır başlık sayısı ABD’de bin 938, Rusya’da 2 bin 815, Birleşik Krallık’ta 105 ve Fransa’da 10 iken Çin’de 410 olarak kaydedildi. Hindistan’ın 164, Pakistan’ın 170, Kuzey Kore’nin 30 ve İsrail’in 90 nükleer başlığı depoda kullanıma hazır bulunuyor.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2023 yılı raporunda dünyadaki nükleer silahlanma tehlikesine dikkat çekildi. ABD, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail’i dünyadaki nükleer güçler olarak sıralayan SIPRI, bu ülkelerin operasyonel nükleer silahlarının sayısının arttığı ve uzun vadeli modernizasyon ve geliştirme programlarına hız verildiği tespitinde bulundu.

SIPRI raporunda, 2023 Ocak ayı itibarıyla dünyada tahmini olarak 12 bin 512 nükleer başlık bulunduğu, aralarında 9 bin 576’sının potansiyel kullanım için depolarda hazır bulundurulduğu, kullanıma hazır nükleer başlık sayısının 2020 Ocak ayına göre 86 arttığı belirtildi.

Dünyadaki nükleer silahların yüzde 90’ının ABD ve Rusya’nın envanterinde bulunduğuna işaret eden SIPRI, her iki ülkenin nükleer silah sayısının 2022’ye göre sabit kaldığını belirtti, ancak Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan gerilimde şeffaflığın azaldığı da not edildi.

Raporda yer alan tahmini verilere göre, 2023 itibarıyla depolarda tutulan ve potansiyel kullanıma hazır başlık sayısı ABD’de bin 938, Rusya’da 2 bin 815, Birleşik Krallık’ta 105 ve Fransa’da 10 iken Çin’de 410 olarak kaydedildi. Rapora göre Hindistan’ın 164, Pakistan’ın 170, Kuzey Kore’nin 30 ve İsrail’in 90 nükleer başlığı depoda kullanıma hazır bulunuyor. Nükleer güçler arasında İsrail, nükleer silahlara sahip olduğunu ne teyit eden ne de yalanlayan tek ülke konumunda bulunuyor.

Çin’in silah sayısında önemli artış

Raporda, Çin’in nükleer silahlarındaki artışa da vurgu yapıldı. Ülkenin 2022 Ocak ayında 350 olan nükleer başlık sayısının 2023 Ocak ayında 410’a yükseldiğine dikkat çeken SIPRI, artış eğiliminin sürmesinin beklendiğini kaydetti.

SIPRI Direktörü Dan Smith, raporla ilgili olarak, dünyada nükleer silah sayısının düzenli olarak gerilediği uzun bir dönemin sonuna gelindiğini belirterek “İnsanlık tarihinin en tehlikeli dönemlerinden birine doğru sürükleniyoruz. Dünyadaki hükümetlerin jeopolitik gerilimleri yatıştırmak, silahlanma yarışını yavaşlatmak, çevresel sorunlar ve artan açlığın sonuçlarıyla başa çıkmak için iş birliği yollarını bulması hayati önem taşımakta” diye konuştu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Nükleer Silah Tartışması: Putin Kullanırsa Batı’nın Planı Ne?

İsmini açıklamayan bir NATO diplomatı, Putin’in nükleer silah düğmesine basması durumunda, NATO’nun bazı önlemler ve yol haritaları üzerinde durduğuna dikkat çekerek, 3 senaryonun gündemde olduğunu söyledi: Tam ekonomik ambargo, siber saldırı, ABD’nin cevabı…

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 24 Şubat’tan beri devam ederken uluslararası kamuoyunda nükleer silah ve atom bombası tartışması devam ediyor… Geçen haftalarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silah kullanma ihtimalini açık tuttuğunu vurgulaması sonrasında Batı dünyasında ve bölgedeki ülkelerde endişe artmaya devam ediyor.

Almanya’nın çok okunan gazetelerinden Bild’e konuşan üst düzey bir NATO diplomatı ismini açıklamadan olası senaryoları değerlendirdi. Rusya’nın nükleer silah kullanması durumunda NATO’nun bazı önlemler ve yol haritaları üzerinde durduğuna dikkat çeken yetkili 3 senaryonun gündemde olduğunu açıkladı.

Bild’e konuşan yetkili, Putin’in nükleer silah düğmesine basması durumunda Rusya’yı tam tecrit altına alarak ticaret ablukası uygulanmasının gündemde olduğunu açıkladı. Birinci seçeneğin bu olduğunu belirten yetkili, “Rus doğalgazı ve petrolüne tam ambargo uygulanacak. Bu da Rus ekonomisinin batı dünyasından tamamen uzaklaşması anlamına gelecek. Hammaddeleri için alıcı bulmak zorunda kalacaklar” dedi. Böyle bir durumda Rusya’nın Çin ve Hindistan’la yakınlaşması beklenirken, bu ülkelerin de yaptırım sebebiyle farklı bir şekilde hareket edebileceği öngörülüyor.

“Nükleer silah ile karşılık verilmeyecek”

Öte yandan Bild’e konuşan bir yetkili ise Rusya’nın olası bir nükleer silah kullanması durumunda büyük bir siber saldırıya geçeceğini söyledi. Alman Savunma Bakanlığı Yönetim Ekibinin eski lideri olan Nico Lang, “Putin’in nükleer silah kullanması durumunda ABD siber saldırı düzenleyerek telefon ve internet gibi ana iletişim ağlarını hedef alabilir” dedi.

Bild’e konuşan üst düzey NATO diplomatı da Biden yönetiminin Rusya’ya askeri karşılık vermesinin gündemde olduğunu dile getirdi. İsmini açıklamayan yetkili, “Eğer Putin, Ukrayna’ya nükleer silah kullanırsa ABD askeri yanıt verebilir” dedi.

Fakat yetkili ABD ve Batı ülkelerinin Rusya’nın nükleer saldırısına nükleer silah ile yanıt verilmeyeceğini ve geleneksel silahlarla saldırılacağını söyledi.

Paylaşın

ABD’den Rusya’ya ‘Nükleer Silah’ Uyarısı

ABD ile Rusya arasında ‘nükleer silah’ gerilimi tırmanıyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya’nın Ukrayna’ya karşı herhangi bir şekilde nükleer silaha başvurması halinde  kararlı bir karşılık vereceğini bildirdi ve Moskova’yı “felakete varan sonuçlarla” karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan NBC televizyonunda yaptığı açıklamada “Eğer Rusya çizgiyi aşarsa, bunun Rusya için felakete varan sonuçları olur” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i seferberlik ilan ettiği televizyon konuşmasında üstü kapalı bir biçimde ‘nükleer tehditte’ bulunmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Sullivan, “ABD’nin bunun tam olarak ne anlama geldiğini özel olarak Moskova’ya ilettiğini” belirtti.

Sullivan ayrıca ABD’nin Rusya ile sık sık ve doğrudan iletişim içinde olduğunu, bunun son günlerde Ukrayna’daki durum ve Putin’in eylem ve tehditlerine yönelik tartışmaları da kapsadığını sözlerine ekledi.

Putin’in “Ukrayna halkını haritadan silme niyetinin hala sürdüğünü” belirten Sullivan “Bu nedenle o buna devam ettikçe biz de silahlar, cephanelik, istihbarat ve sunabildiğimiz her türlü desteğe devam etmek zorundayız” diye konuştu.

Ukrayna nükleer güce sahip ülkelerden seslerini yükseltmesini istemişti

Ukrayna’da işgal ettiği topraklarda referandum düzenleyerek Rusya’ya katılımını sağlamayı amaçlayan Moskova, bu topraklara yönelik saldırıları Rusya’ya saldırı olarak göreceğini açıklamış, böyle bir durumun da nükleer silah kullanımı da dahil Rusya’nın kendini savunma gerekçesi olacağını duyurmuştu.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa seferberlik ilan eden Putin, “Rusya’ya karşı saldırgan söylemler kullananlara hatırlatmak isterim ki, bu ülkenin çeşitli silahları var, bazıları NATO ülkelerinin sahip olduğundan daha modern. Toprak bütünlüğümüz tehdit edilirse Rusya mevcut tüm yolları kullanacak, bu bir blöf değil” ifadelerini kullanmıştı.”

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dymitro Kuleba bu tehditleri “sorumsuzca ve kesinlikle kabul edilemez” ifadeleriyle tanımlamış ve “Ukrayna teslim olmayacak. Bütün nükleer güçlere seslerini yükseltmelerini ve Rusya’ya böyle bir söylemin dünyayı tehlikeye atacağını ve hoş görülmeyeceğini açıkça söylemeli” ekliden sosyal medya hesabından paylaşımda bulunmuştu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Kuzey Kore’den ABD Ve Güney Kore’ye Karşı Nükleer Silah Tehdidi

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, ABD ve Güney Kore ile olası askeri çatışmada nükleer silahları kullanmaya hazır olduğu konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansındaki (KCNA) habere göre, Kim, Kore Savaşı’nın bitişinin 69’uncu yılı anma töreninde, savaş gazilerine hitaben konuşma yaptı.

Silahlı kuvvetlerin herhangi bir krize yanıt vermeye tamamen hazır olduğunu belirten Kim, “Ülkemizin nükleer savaş caydırıcı silahı da mutlak gücünü misyonuna uygun olarak tam ve hızlı bir şekilde harekete geçirmeye hazır.” dedi.

Kim, ABD’yi düşmanca politikalarını haklı çıkarmak için Kuzey Kore’yi “şeytanlaştırmakla” suçlayarak, Kuzey Kore’yi hedef alan ABD-Güney Kore askeri tatbikatlarının ABD’nin “çifte standart” ve “gangstervari” yönlerini gösterdiğini kaydetti.

Kim, “Yoon Suk Yeol liderliğindeki Güney Kore hükümeti, önceki muhafazakar hükümetlerden daha ileri giden yüzleşme manyakları ve gangsterler tarafından yönetiliyor.” ifadesini kullandı.

Nükleer silaha sahip olan ülkesine karşı askeri harekattan bahsetmenin çok tehlikeli bir intihar eylemi olduğuna işaret eden Kim, “Böylesi tehlikeli bir girişim, güçlerimiz tarafından derhal cezalandırılacak ve Yoon Suk Yeol hükümeti ve ordusu yok edilecek.” ifadesini kullandı.

Ülkenin savunma kapasitesinin güçlendirilmesi için kararlar alınmıştı

Kim, nisanda da ülkesinin tehdit edilmesi durumunda önleyici olarak nükleer silah kullanabileceğini söylemişti.

Son dönemde Kuzey’in yeni nükleer deneme yapacağına dair iddialar gündemde kalmaya devam ederken, ülkenin savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve caydırıcılığının artırılması yönünde kararlar alınmıştı.

Kuzey Kore’nin nisanda test ettiği yeni bir tür taktik güdümlü silahın cephe hattındaki uzun menzilli topçu birliklerinin ateş kapasitesini büyük ölçüde iyileştirebildiği kaydedilmiş, bu silahların ülkenin taktik nükleer silahları ve ateş gücü misyonlarının çeşitlendirilmesi konusunda önemli olduğu aktarılmıştı.

Pyongyang yönetimi, en son 5 Haziran’da kısa menzilli 8 balistik füze denemişti. Son denemeyle Kuzey Kore, 2022 başından bu yana 17. defa füze denemesi yapmış oldu.

ABD, Japonya ve Güney Kore dışişleri bakan yardımcıları, 10 Haziran’da Kuzey Kore’nin silah programları karşısında üçlü güvenlik iş birliğinin artırılmasında anlaşmıştı.

Görüşme sonrası yapılan açıklamada, Kuzey Kore’nin yasa dışı füze denemeleri şiddetle kınanmış, bu ülkeyle “ciddi ve sürdürülebilir diyalog kapısının açık bırakıldığı” kaydedilmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Putin, Nükleer Silah Kullanmaya Karar Verirse Ne Olur?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen hafta sonu orduya nükleer caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirme talimatı vermesi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin nükleer savaşa yol açabileceğine dair endişeleri artırdı.

Peki Rusya’da nükleer saldırı kararını Vladimir Putin tek başına mı veriyor? Karar sürecinde hangi aşamalar bulunuyor, hangi yetkililerin onayı gerekiyor?

Rus nükleer silahlarının fırlatılmasına kim karar veriyor?

“Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılığa İlişkin Devlet Politikasının Temel İlkeleri” adlı 2020 tarihli bir belgede, nükleer silah kullanma kararını Rusya Devlet Başkanı’nın aldığı belirtiliyor.

‘Şeget’ adlı küçük bir evrak çantası, devlet başkanının her zaman yanında tutuluyor. Bu çanta, başkanı Rusya’nın stratejik nükleer kuvvetlerinin komuta ve kontrol ağına bağlıyor. Fakat bu küçük çantada silahların fırlatılmasını sağlayacak bir düğme yok. Ama Şeget sayesinde alınan kararlar ya da emirler Genelkurmay’a iletiliyor.

Putin nükleer silah kullanma kararını verirse ne olur?

Rus Devlet Başkanı’nın bu yönde aldığı karar fırlatma kodlarına erişimi bulunan Genelkurmay Başkanlığı’na iletiliyor. Bu noktada nükleer başlıklı füzelerin fırlatılması için komutanların önünde iki seçenek bulunuyor.

İlk olarak yetkilendirme kodları, daha sonra fırlatma prosedürlerini yürütecek olan silah komutanlarına doğrudan gönderebiliyor. Bu seçeneğin gerçekleşememesi ihtimaline karşı bir de yedek plan düşünülmüş. ‘Perimetr’ adlı bu ‘B Planı’, Genelkurmay Başkanlığı’nın tüm acil komuta noktalarını atlamasına ve füzeleri doğrudan fırlatmasına olanak tanıyor.

Putin’in açıklaması nükleer saldırı ihtimalini artırdı mı?

Putin’in ülkenin nükleer güçlerinin yüksek alarma geçirilmesi gerektiği yönündeki açıklamasından bir gün sonra Rus Savunma Bakanlığı, nükleer füze kuvvetlerinin “gelişmiş” savaş duruma getirildiğini duyurdu.

“Gelişmiş” veya “özel muharebe görevi” ifadesinin Rusya’nın nükleer doktrininde yer almaması nedeniyle bu terimin tam olarak neyi kastettiği bilinmiyor.

Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı olan Pavel Podvig, Twitter’da, emrin Rusya’nın nükleer komuta ve kontrol sistemini harekete geçirmiş ve esasen herhangi bir nihai fırlatma emri için iletişim kanallarını açmış olabileceğini söyledi.

Araştırmacının diğer bir teorisi de bunun Rusların nükleer tesislerine personel eklediği anlamına gelebileceği.

Rusya nükleer silah fırlatma sürecinde hangi kurallara uyuyor?

2020 doktrini, Rus nükleer silahlarının kullanımını haklı çıkarabilecek dört senaryo sunuyor:

  1. Rusya’ya veya müttefiklerine karşı nükleer silahların veya kitle imha silahlarının kullanılması
  2. Rusya’yı veya müttefiklerini hedef alan balistik füzelerin fırlatıldığını gösteren veriler
  3. Ülkenin nükleer kuvvetlerinin müdahalesini baltalayacak kritik hükümet veya askeri tesislere saldırı
  4. “Devletin varlığı tehlikedeyken” Rusya’ya karşı konvansiyonel silahların kullanılması

Rusya hangi nükleer özelliklere sahip?

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu, Rusya’nın diğer tüm ülkelerden daha fazla 5 bin 977 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu tahmin ediyor. Bunlardan bin 588’i konuşlandırılmış ve kullanıma hazır halde tutuluyor.

Füzeler karadan, denizaltılardan ve uçaklardan ateşlenebiliyor. Vladimir Putin, Ukrayna’ya asker göndermeden kısa bir süre önce, 19 Şubat’ta Rusya’nın nükleer kuvvetlerinin koordineli bir testini yönetti.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Çin’den Nükleer Silahlarını Modernleştirme Kararı

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde beş daimi üyenin nükleer silahların yayılımının önlenmesi için onay vermesinin ardından Pekin Yönetimi, “güvenlik ve güvenilirlik” adına nükleer silahlarını modernleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı.

Pekin ayrıca dünyanın en büyük nükleer silah stoğuna sahip ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya’dan bu kapasitelerini düşürmelerini istedi.

Pazartesi günü ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan güvenlik konseyinin beş daimi üyesi, “nükleer bir savaşın kazanılamayacağını” açıklamış ve nükleer silahların “istemsiz ve yasak halde kullanımının engellenmesi” için gereken tedbirleri güçlendirecekleri vaadinde bulunmuştu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (Sipri) göre, ABD Ocak 2021’de 5 bin 500, Rusya 6 bin 255, Çin ise 350 adet nükleer başlıklı silaha sahipti.

Washington Pekin’i nükleer silahlarını düzenli şekilde güçlendirmekle suçlarken, Çin Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Çin’in her zaman nükleer silah yoluna ilk aşamada başvurmama politikasını güttüğünün altını çizen bakanlık, “Nükleer kapasitemizi ulusal güvenliğimizin gerektirdiği en düşük seviyede tutuyoruz” açıklamasında bulundu.

Nükleer silahların azaltımı konusunda Washington’un Moskova ile yaptığı görüşmelere katılmayı Çin düzenli şekilde reddediyor. Zira Pekin kendi nükleer silah stoğunun ABD ve Rusya’dan çok daha düşük olduğunun altını çiziyor.

ABD ve Rusya dünyadaki nükleer başlıklı silahların yüzde 90’ını elinde bulunduruyor. Çin ise bu silahların sayısının “geriye döndürülemez” şekilde ve “yasal” çerçevede azaltılmasını talep ediyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın