Nuh Ömer Çetinay Kimdir? Hayatı, Eserleri

1960 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelen Nuh Ömer Çetinay, Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirdi. Yüreği Kurşun Edem (Maraş Destanı) adlı dosyasıyla 1988 Akademi Kitabevi Şiir Mansiyon Ödülü’nü aldı.

Haber Merkezi / Yüreği Kurşun Edem şiiri Varlık Dergisi’nde yayınlandı. Şiirleri, Adam Sanat, Çağdaş Türk Dili, Karşı, Varlık, Yazıt, Milliyet Sanat, Aykırı, Atika, İnsancıl, Dilizi, Damar, Yazılı Günler dergilerinde yayınlandı. İlk şiir kitabı Kanrevanmaraş 1990 yılında Belge Yayınları’ndan çıktı.

Eserleri;

Kanrevanmaraş (1990)
Silintiharita (1994)
Ahşk (1996)
Antikan (1999)
Çağdaş Türk Şiirinde Erotizm -antoloji- (1999)

“Aşkımız bizi çoktan aştı”

Aşkımız bizi çoktan aştı Öleceksek ölelim
Geride kaldık Taşlanmamız yakın

biz parçalandık biz unufak salkım
saçak biz bir daha toplanamayız
biz dağıldık biz gecelere biz yıldız
kaydı çarpınca birbirimize

Bedenimiz bile fazla artık yürümeye

Aşkımızı kaç gecedir keskinliyoruz Öleceksek
evet ölelim Bu bende kalmış gözlerini
al, bakışlarını bırak ! Ağzımı geri ver,
öpüşüm kalsın!..Bir ışık olsun açık
kalsın yaşadık demeye,,,biz demeye
Sonra git ki
Aşk olsun

Uçurumdan düşmedikse şaşırma:

Çünkü bizdik uçuruuuuuuuuuuuu
m!

“Engerekler”

Kovuktan çıkmanın zamanını
en iyi yılanlar bilir

yeni bir yüz
yeni bir deri gereklidir

En iyi yılanlar bilir

“Tarhana”

Biz bir çuval buğday idik
ezildik büzüldük
poyrazla salınan
bir başağın ardından
nerelere dizildik

çıktık değirmen taşların
girdik kaynar suların
ekşimiş yoğurtların
arasından
akşamından
karasından
yorulduk yoğrulduk
çiğlerin öfkesine serildik

Biz bir çuval buğday idik
kuşları beklerken
acıyı firikledik

“Karışık”

…günler geceler boyu ben bu anı dişimi sıkıp kendimi erteleye erteleye
yağlı bir kırbacı ilk kendimde deneyip
uçurumdan yankıma baktığım o karanlık geceden sonra
için için parlamaya hazır bir parazit gibi ömrümü çürüten
dinamitin belalı duruşunda
en çok o anda…
Bırak yüzünü söndürme, açık kalsın Çırılçıplak dursun tokatıma
Utancı unut Kirin bulaşır

Ah benim upuzun akşamlı sevgilim
Bıçağı kendim bilip, bıçağı keskinledim

Kalk ve kırbacı hatırlat bana
Bak Acıkmış bekliyor öfkemin sunağı gülden kirli kalçana
Bir daha otur ve bir daha bak o bembeyaz duvara
yapışan çığlık rengindeki ıslak sarsıntı lar la
Acıyı unut Yatağa kanın sızıyor
Kanında boğul diye bakıyorum sana
Bir daha kalk ve bir daha dol o sonsuz karanlığa
Bak gırtlağına uzanmış bir bıçak gibi yatıyorum yanında

Ey benim yalan yanlış sevgilim

Kalk ve kendini hatırlat bana

Paylaşın