Norveç, Türkiye’ye Uyguladığı Savunma Sanayii Ambargosunu Kaldırdı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Norveç’in 2019 yılında Türkiye’ye karşı uygulamaya baaşladığı savunma sanayii kısıtlamalarını kaldırma kararı aldığını söyledi.

Keceli, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, bu kararın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Norveçli mevkidaşı Espen Barth Eide arasında gerçekleşen telefon görüşmesi sırasında alındığını belirtti.

Keceli, Fidan’ın Ankara’nın kararı memnuniyetle karşıladığını, “Bu tür kısıtlamaların ittifak ruhuna uygun olmadığını” söyledi.

Norveç, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri operasyonları nedeniyle 2019 yılında Türkiye’ye savunma sanayi kısıtlamaları getiren ülkeler grubuna katılmıştı.

Norveç Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise, “Türkiye’ye savunma malzemeleri ve askerî alanda da kullanılabilen çok amaçlı malların ihracatıyla ilgili uygulamanın normalleştirildiği” bildirildi.

Açıklamada, “Bu, Dışişleri Bakanlığının 2019’da uygulamaya koyduğu kısıtlamaları kaldırarak Türkiye için olağan lisans uygulamalarına döndüğü anlamına gelmektedir” denildi.

Bazı Batılı ülkelerin Türkiye’ye yönelik 2019’da uygulamaya koyduğu savunma sanayi kısıtlamaları, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecindeki pazarlıklarda da gündeme gelmiş, Türkiye müttefik ülkelerden bu kısıtlamaların kaldırılmasını talep etmişti.

Paylaşın

Norveç, İspanya Ve İrlanda’dan Filistin’i Tanıma Kararı: İsrail’den Tepki

Avrupa’da Filistin’in uluslararası diplomasi sahnesindeki konumunu güçlendirecek kritik adımlar atılıyor. Norveç, İspanya ve İrlanda Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanıma kararı geldi.

Haber Merkezi / Norveç, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanıma kararını resmen açıklarken, İspanya ve İrlanda’nın da kararını açıklaması bekleniyor. Öte yandan Slovenya ve Malta’nın da buna benzer bir adım atacağı ifade ediliyor.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 85 artarak 35 bin 647’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 200 artarak 79 bin 852’ye yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail 229 gündür Gazze’de saldırılarını sürdürürken Norveç, İrlanda ve İspanya’dan Filistin devletini tanıma kararı geldi. Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Norveç hükümeti, Norveç’in Filistin’i bir devlet olarak tanımasına karar verdi” dedi.

On binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı bir savaşın ortasında hem İsraillilere hem de Filistinlilere siyasi çözüm sunan tek alternatifi canlı tutmaları gerektiğini belirten Store, bunun, “yan yana, barış ve güvenlik içinde yaşayan iki devlet” olduğunun altını çizdi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Norveç’in iki devletli çözümü desteklediği ve ilerletmeye çalıştığı vurgulanarak Filistin’in bir devlet olarak tanınmasının, Norveç’in, Orta Doğu’daki çatışmaya kalıcı bir çözümün sadece iki devletli bir çözüm yoluyla sağlanabileceği yönündeki uzun süredir devam eden tutumunu vurguladığı bildirildi.

Açıklamada, Filistin’in, Avrupa’daki benzer görüşe sahip ülkelerle eş zamanlı olarak, uluslararası hukuka ve ilgili BMGK kararlarına uygun şekilde 1967 sınırlarıyla 28 Mayıs’ta tanınacağı belirtildi. Avrupa Birliği üyesi olmayan Norveç, İsrail’in en büyük destekçisi ABD’nin çok yakın müttefiki.

İrlanda basını, benzer bir duyurunun İrlanda Dışişleri Bakanı’nın katıldığı bir basın açıklamasında yapılacağını aktardı. İspanya’da ise Başbakan Pedro Sanchez’in meclise hitap ederek resmi tanıma için bir tarih belirlenmesini istemesi bekleniyor.

Üç Avrupalı ülke, Filistin’in bağımsızlığını tanıma kararını, İsrail’in yoğun sivil nüfuslu Refah kentine karadan operasyon başlatması üzerine aldı. Uluslararası kamuoyu, Gazze’de yerinden olan yaklaşık 1,5 milyon Filistinlinin çadırlarda yaşam mücadelesi verdiği Mısır sınırındaki kente bir operasyon düzenlenmesine karşı çıkıyor.

İlerleyen süreçte Slovenya ve Malta’nın da benzer yönde adım atması beklenirken bölgede barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olacağı görüşü Avrupa genelinde hakim.

İsrail’den ise Avrupa’ya tepki var. Sosyal medyadan bir video mesaj yayınlayarak İrlanda hükümetine seslenen İsrail Dışişleri Bakanı, “Filistin’i tanımak sizi İran ve Hamas’ın pençesine düşürme riski taşıyor” dedi. İsrail ayrıca, Filistin’i tanımanın “terörü ödüllendirmek” olacağını da öne sürdü.

İsrail, Filistin devletini tanıyacağını duyuran İrlanda ve Norveç’teki büyükelçilerini geri çağırma kararı aldı. İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın Dublin ve Oslo’daki İsrail büyükelçilerini istişare için “derhal” ülkeye çağırdığı belirtildi.

Büyükelçililerin, İrlanda ve Norveç’in Filistin devletini tanıyacağını duyurması nedeniyle geri çağırıldığı ifade edildi. Dışişleri Bakanı Katz, İspanya’nın da Filistin devletini tanıma kararı alması durumunda benzer adımı atarak İsrail’in Madrid Büyükelçisinin de geri çağrılacağını kaydetti.

Gazze savaşından önce ABD ve birçok Avrupalı devlet, Filistin’i tanımak için İsrail’le bir barış anlaşmasını şart koşuyordu. 2014 yılında İsveç, Filistin’i bir devlet olarak tanıyan ilk AB üyesi olmuştu. Bulgaristan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Romanya Filistin’i tanıyan diğer Birlik üyeleri.

Paylaşın

Beş Avrupa Ülkesinden Filistin’in Bağımsızlığını Tanıma Hamlesi

İspanya, İrlanda, Slovenya, Malta ve Norveç, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanıma eşiğinde. Beş ülkenin bu hamlesi, İsrail’in yoğun saldırılarda bulunduğu Gazze’deki sivil halkla dayanışmayı sembolize ediyor.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 70 artarak 35 bin 456’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 110 artarak 79 bin 476’ya yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

2024 yılının Mayıs ayı Filistin açısından önemli bir dönüm noktası olarak tarih sayfalarına geçebilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Filistinlilere geniş haklar tanıyan karar kabul edildi. Tam üyeliğin önünde tek engel kaldı: Oy verme hakkı.

Avrupa cephesinde de Filistinlilerin uluslararası diplomasi sahnesindeki konumunu güçlendirecek kritik gelişmeler yaşanıyor. Beş Avrupa ülkesi, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımanın eşiğinde.

Bu hamle, Gazze Şeridi’ndeki sivil halkla dayanışmayı sembolize ediyor. Ama aynı zamanda Ortadoğu ihtilafına iki devletli çözümü destekleyen bir pozisyonu temsil ediyor. Mevcut sağcı İsrail hükümeti ise bu çözüm yolunu gittikçe daha güçlü bir şekilde reddediyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’i hedef alan terör saldırılarının ardından Gazze Şeridi’ni yöneten militan İslamcı Hamas’ın yok edilmesini, bir savaş hedefi olarak ilan etmişti.

Bu arada İsrail hükümeti Filistinlilerin bu topraklarını daha uzun süreli olarak kontrol etmek istediği yönünde açıklamalar yapıyor.

Ancak terörle mücadele gerekçesiyle Gazze’de yürütülen askeri operasyonlarda Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığının verilerine göre 35 binden fazla sivilin ölmesi ve korkunç boyutlara ulaşan insani durum, İsrail üzerindeki uluslararası baskıyı giderek artırıyor. Özellikle İspanya ve İrlanda, Filistin devletini tanıyarak bu baskıyı artırmak istiyor.

İspanya?

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, son aylarda Filistin devletinin tanınması için Avrupalı partnerleriyle yoğun görüşmeler gerçekleştirdi. Önce AB düzeyinde nabız yoklayan Sanchez, aralarında Almanya ve diğer bazı üye ülkelerin itirazları üzerine başka bir yola yöneldi, Filistin devletini tanımaya istekli üye ülkelerden bir koalisyon inisiyatifi başlattı.

Kendisi de İspanyol olan AB Dış Politika Yüksek Temsilci Joseph Borrell, İspanya, İrlanda ve Slovenya’nın bu yönde atacakları adımlar tarih açıkladı, 21 Mayıs’a işaret etti.

İspanya, başta Mağrip ülkeleri olmak üzere birçok Arap ülkesi ve Türkiye ile iyi ilişkilere sahip. Bu ilişkiler kısmen Franco diktatörlüğünden (1939-1975) bu yana devam etmekte. İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda bu ülkeler İspanya’yı Batı ve Doğu Bloku arasındaki ekonomik ve siyasi izolasyondan kurtardılar.

Franco diktatörlüğünün 1975 yılında sona ermesiyle birlikte İspanya İsrail ile ekonomik ilişkilerini geliştirdi, 1986 yılında da iki ülke arasında diplomatik ilişkiler tesis edildi. Bunu izleyen yıllarda İspanya kendini İsrail ile Arap devletleri arasında yapıcı bir arabulucu olarak konumlandırmaya başladı. Hatta 1991 yılında Madrid’de yapılan Ortadoğu Konferansı, İsrail ile Filistinliler arasındaki Oslo barış sürecinin başlangıcı olarak görülüyor.

İrlanda

Gazze savaşının ilk gününden itibaren Filistinlilerle en güçlü dayanışmayı sergileyen Avrupa ülkelerinin başında İrlanda yer alıyor.

Nisan ortasında yeni Başbakan Simon Harris görevine başladığında, İspanya Başbakanı Sanchez Dublin’e ilk devlet ziyaretini gerçekleştiren lider oldu. Görüşmenin ana gündem maddesi ise Ortadoğu’daki gelişmeler ve Filistin devletinin tanınması oldu.

İrlanda hükümeti, diğer tüm AB ülkelerinden daha uzun bir süredir, 1980’den itibaren, egemen bir Filistin devleti ile iki devletli bir çözümden yana olmakla övünüyor.

İrlanda’nın Filistin ile kurduğu güçlü özdeşleşme tarihle açıklanabilir: Bu süreç 19. yüzyılın sonlarında Büyük Britanya tarafından sömürgeleştirilen ve kendi kendini yönetmesine izin verilmeyen İrlanda’dan sorumlu olan İngiliz hükümet yetkilisi Arthur Balfour ile başlıyor.

Balfour 1917’de, İngiltere Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı esnada Balfour deklarasyonunu kaleme aldı. Bu deklarasyonda Balfour, İngiliz hükümeti adına Osmanlı kontrolündeki Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasına destek açıkladı. Bölge, kısa bir süre sonra İngiliz himayesine geçti ve burada jandarmalar görev aldı. Jandarma olarak görev yapanların büyük çoğunluğunu da daha önce İrlandalı isyancılara karşı acımasızca savaşan “Black and Tans” olarak adlandırılan paramiliter gruplar oluşturdu.

Yahudilerin, çoğunlukla Müslüman nüfusun yaşadığı Ortadoğu’ya akını, Katolik İrlanda’da İngiliz Protestanların adanın kuzeyine yerleşmesine benzetiliyor. Zira bazı İrlandalılar, bu gelişmeler üzerine yaşanan Kuzey İrlanda ihtilafının, Ortadoğu ihtilafına benzediğini düşünüyor.

Slovenya, Malta ve Norveç

İspanya’nın solcu ve İrlanda’nın merkez sağ hükümetleri, Filistin hamlelerine daha fazla ağırlık kazandırmak için başka destekçiler de buldu: Slovenya, Filistin’i Haziran ortasına kadar tanıma hedefini açıklamıştı. AB dışişleri temsilcisi Borrell’e göre artık bu hedef öne, yani 21 Mayıs’a çekildi. Malta da harekete geçebilir. Malta, Nisan ayında BM Güvenlik Konseyi’ndeki oylamada Filistin’in BM’ye tam üyeliği lehinde oy kullanmış, ancak karar ABD’nin vetosu nedeniyle onaylanmamıştı.

AB üyesi olmayan NATO ülkesi Norveç de bahar aylarında Filistin’i tanıyabileceğini gündeme taşıdı. Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, bu hamlenin “Hamas devleti” yerine siyasi olarak birleşmiş bir Filistin devletin tesisine yol açacağını umduğuna dikkat çekiyor.

Günümüzde AB’de Filistin devletini tanıyanların çoğunluğu Orta ve Doğu Avrupa devletleri. Bunun gerisinde, söz konusu devletlerin sosyalist geçmişi ve o dönem FKÖ’nün lideri Yaser Arafat ile var olan ideolojik yakınlıkları yatıyor. Ancak başta Çek Cumhuriyeti ve Macaristan olmak üzere bu ülkelerden bazıları Filistinlilerle tam diplomatik ilişkilerini sürdürseler de artık İsrail’in destekçisi olarak görülüyor.

Filistin’i tanıyan ülkeler AB üyesi olmadan önce bu adımı atmışlardı. AB’ye üye olduktan sonra Filistin devletini tanıyan tek bir ülke oldu. O da İsveç.

İspanya ve İrlanda’nın öncülük ettikleri koalisyonun genişleyip genişlemeyeceği henüz belirsiz. Belçika’da hükümet bunun zamanlaması ile ilgili değerlendirmelerini sürdürüyor. Muhafazakarların iktidara geldiği Portekiz şimdilik geri adım atmış görünüyor.

Almanya ise Filistin Özerk Yönetimi ile ilişkilere sahip olmakla birlikte bir Filistin devletini ancak İsrail de bu yönde adım attığı takdirde tanımak istiyor. İsrail’in tasfiye etmek istediği, AB ve ABD tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan Hamas Filistin topraklarında siyasi bir güç unsuru olmaya devam ettiği müddetçe bu mümkün görünmüyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Hollanda Ve Danimarka’dan Sonra Norveç De Ukrayna’ya F-16 Hibe Edecek

Hollanda ve Danimarka’dan sonra NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyesi Norveç de Ukrayna’ya 5 ila 10 arasında F-16 hibe etmeyi planlıyor. Norveç ayrıca, Ukrayna’ya uçaksavar füzeleri de bağışlayacağını açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Hollanda ve Danimarka, F-16 uçağını bağışlayacaklarını açıklamıştı. Danimarka 19 uçak vereceğini söylerken Hollanda kaç uçak bağışlayacağını henüz açıklamadı.

Ukrayna’nın Rusya’nın girdiği bölgeleri tekrar ele geçirmek için geçen Haziran ayı başında başlattığı karşı taarruz devam ediyor. Kiev, son dönemde yaptığı açıklamalarda, söz konusu taarruz harekatında yaşanan zorluklar nedeniyle ilerlemenin istendiği gibi gitmediğini duyurmuştu.

Resmi ziyaret amacıyla Kiev’de bulunan Norveç Başbakanı Jonas Gahr, burada yaptığı basın toplantısında, medyada yer alan ilgili haberlerin doğru olduğunu, “uygun bir zamanda” Ukrayna’ya ne zaman ve kaç adet F-16 hibe edileceğine dair açıklamaların yapılacağını bildirdi.

Norveç haber ajansı Norsk Telegrambyra’nin (NTB) Başbakan Gahr’ın açıklamalarına dayandırdığı haberine göre Oslo, Ukrayna’ya 5 ila 10 arasında F-16 hibe etmeyi planlıyor. Fransız haber ajansı AFP’nin, Norveç Başbakanlık ofisine konunun detaylarına dair yönelttiği sorulara ise yanıt verilmedi.

F-16 savaş uçaklarının yanı sıra Norveç Ukrayna’ya, Iris-T tipi uçaksavar sistemleri ile mayın temizleme araçları hibe etmeye ve kış aylarında doğal gaz ve elektrik ihtiyacının karşılanması için yaklaşık 130 milyon euro çapında bir yardım paketi sunmaya hazırlanıyor.

Norveç hükümeti uzun zamandır F-16’ları Ukrayna’ya göndermeyi düşündüğünü söylüyordu. Norveç, sipariş ettiği 52 adet F-35’in ilk kısmını ocak ayında teslim aldı. Yeni savaş uçakları Norveç hava kuvvetlerinde eski F-16 filosunun yerini alacak.

Dünyanın en büyük varlık fonlarından birine sahip olan petrol zengini Norveç, şubat ayında da beş yıllık destek paketi kapsamında Kiev’e 7 milyar dolar hibe edeceğini açıklamış ve bu şekilde Ukrayna’nın en büyük bağışçılarından biri haline gelmişti. Para, beş yıl boyunca askeri ve insani yardım arasında eşit olarak paylaştırılacak ve yıllık 1,4 milyar dolara bölünecek.

Rusya’nın saldırısı ile başlayan savaşta topraklarını savunmaya çalışan Ukrayna’nın başbakanı Volodimir Zelenskiy ise, daha önce Kiev’e F-16 hibe edeceğini duyuran Danimarka’nın 19, Hollanda’nın ise 42 adet savaş uçağı göndereceğini dile getirdi.

Paylaşın

NATO Üyeliği: Türkiye İle İsveç Mart Ortasında Görüşmelere Başlayacak

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, devlet televizyonu SVT’ye yaptığı açıklamada, Türkiye ile NATO üyeliği konusunda ocak ayında askıya alınan görüşmelerin mart ayı ortalarında yeniden başlayacağını söyledi.

İsveç Başbakanı Kristersson “Bir tarih belirlenmiş durumda, bu bir sır değil ama onaylanmasını bekliyoruz,” ifadelerini kullandı.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası askeri tarafsızlık politikasını terk ederek Mayıs ayında NATO üyeliği için başvurmuş, ancak Türkiye’nin vetosuyla karşılaşmıştı.

Türkiye, özellikle İsveç’in terörle mücadelede yeterince iş birliği yapmadığını savunuyor. Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında geçen yıl Haziran ayında Madrid’de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde bir üçlü mutabakat metnine imza atılmış, iki ülke Türkiye’nin taleplerini yerine getirme taahhüdünde bulunmuştu.

Ancak İsveç’in başkenti Stockholm’de aşırı sağcı bir politikacının Türk Büyükelçiliği yakınında Kur’an yakma eylemi düzenlemesine İsveç makamlarınca izin verilmesi gerginliği artırmış ve Türkiye görüşmeleri askıya almıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayı başında sadece Finlandiya’nın üyeliğinin onaylanabileceğini ifade etmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da askıya alınan görüşmelerin yakında başlayacağını duyurmuştu.

Konu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Pazartesi günü Türkiye’yi ziyaret eden ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede de gündeme gelmişti.

İki İskandinav ülkesinin başvurusu, NATO üyesi 30 ülkenin tamamı tarafından oybirliğiyle kabul edilmesi gerekiyor. Şu ana kadar Türkiye ve Macaristan dışında bütün ülkeler başvuruyu onayladı.

Öte yandan Macaristan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğini mart ayı başında parlamentoda oylayacak.

Parlamentonun internet sitesinde, konunun önümüzdeki hafta mecliste tartışılacağı ve 6-9 Mart tarihleri arasında her iki ülke için ayrı ayrı oylama yapılacağı belirtildi.

Macar muhalefeti daha önce görüşülmesi ertelenen konuyla ilgili Viktor Orban hükümetini eleştiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “ilişkileri koruyan” Başbakan Orban, savaşta Kiev’e silah göndermeyi reddediyor; acil ateşkes ve barış görüşmeleri çağrısında bulunuyor.

“Tutumumuz net”

Budapeşte yönetimi, Finlandiya ve İsveç’in Atlantik ittifakına katılma başvurularına “hiçbir itirazı olmadığını” dile getiriyor.

Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ocak ayı sonunda “Tutumumuz net. NATO’nun genişlemesini destekliyoruz ve Şubat ayında parlamento tekrar toplandığında konu gündeme gelecek, hızlı bir şekilde çözüme kavuşturacağız” demişti.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: 100 Kişi İdam Cezasıyla Karşı Karşıya

Norveç merkezli Iran Human Rights (IHRNGO), ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolara destek veren çok sayıda kişinin idam tehdidi altında olduğunu bildirdi.

Haber Merkezi / IHRNGO, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, protestolarda bu güne kadar 476 kişinin hayatını kaybettiğini, hayatını kaybedenlerden 64’ünün çocuk, 34’ünün kadın olduğu belirtti.

Açıklamada, “Ayrıca, en az 100 protestocu şu anda infaz, ölüm cezası veya hapis cezası alma riskiyle karşı karşıya” dendi. Açıklamada, çoğu ailenin sessiz kalması için baskı altına alındığı, gerçek sayının çok daha yüksek olduğuna inanıldığı ifade edildi.

Verilere göre Sistan ve Belucistan eyaletinde 130, Batı Azerbaycan eyaletinde 53, Kürdistan eyaletinde 53, Tahran’da 52, Mazandaran eyaletinde 38, Gilan eyaletinde 26, Kirmanşah’ta 25, Alborz’da 23, İsfahan’da 14, Fars’ta 11, Zencan, Lorestan, Markazi, Kazvin, Hamevdan’da toplam 15 kişi hayatını kaybetti.

Öte yandan İran İnsan Hakları Eylemcileri Haber Ajansı’na (HRANA) göre protestolar sırasında 69’u çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Ayrıca, iki gösterici idam edilirken 26 kişi daha idam edilmeyi bekliyor. Gözaltına alınan çok sayıda kişinin de farklı işkencelere maruz kaldığı aktarılıyor.

İran’da 2017, 2018 ve 2019’da da uzun soluklu protestolar düzenlenmesine rağmen son eylemlerin toplumun bütün kesimlerinden insanları içermesi ve protestolara kadınların öncülük etmesiyle ayrıştığı belirtiliyor.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Oslo’da Barlar Sokağında Silahlı Saldırı: 2 Ölü, 21 Yaralı

Norveç’in başkenti Oslo’nun merkezinde bar ve gece kulüplerinin bulunduğu bir sokakta gerçekleştirilen silahlı saldırıda iki kişi öldü, en az 21 kişi de yaralandı. Silahlı saldırının ardından 42 yaşında bir erkek gözaltına alındı. Zanlı cinayet, cinayete teşebbüs ve terör eylemleriyle suçlandı.

LGBTQ topluluğu içinde popüler olan “London Pub” adlı bara ateş açan saldırganın daha sonra bu mekânın yanındaki barları da hedef aldığı açıklandı.

Norveç polisi, saldırının faili olduğu düşünülen bir kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Şüphelinin İran kökenli bir Norveç vatandaşı olduğunu bildiren Polis, daha önce bıçak ve uyuşturucu bulundurma gibi daha hafif suçlara karışan şüphelinin, Norveç istihbaratı tarafından bilinen bir isim olduğunu ifade etti.

Bir tabanca ve bir otomatik silah da ele geçiren Polis, olayı terör saldırısı olarak değerlendiriyor.

Başbakan’dan LGBTQ topluluğuna destek

Saldırının ardından bugün Oslo’da yapılması planlanan Onur Yürüyüşü dâhil tüm etkinlikler, polisin tavsiyesi üzerine iptal edildi.

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Facebook’ta paylaştığı mesajda, “Bu gece Oslo’daki London Pub’ın dışında gerçekleşen saldırı, masum insanlara yönelik acımasız ve derinden sarsıcı bir saldırıydı” dedi.

Saldırının LGBTQ topluluğunda korku ve üzüntüye neden olduğunu belirten Norveç Başbakanı, “Hepimiz sizin yanınızdayız” ifadesini kullandı.

Kamu yayıncısı NRK’dan gazeteci Olav Roenneberg, “Bir adamın elinde bir çantayla geldiğini gördüm; eline bir silah aldı ve ateş etmeye başladı” dedi.

Bardaki bir görgü tanığı, “Olay olduğunda London Pub’ın dış barındaydım. Bir el ateş edildiğini fark ettim ve bir cam parçası bana isabet etti. Gittikçe daha fazla ateş ediliyordu, ben de iç bara kaçtım ve mümkün olduğunca çok kişiyi yanıma almaya çalıştım” dedi.

Bir kadın Verdens Gang gazetesine silahlı saldırganın hedef aldığı kişilere dikkatlice nişan aldığını söyledi. “Olayın ciddi olduğunu anladığımda kaçtım. Yerde kanlar içinde hareketsiz yatan bir adam vardı” dedi.

Başka bir tanık da gazeteye, yerde başından yaralanmış çok sayıda insan gördüğünü söyledi.

Norveç Adalet Bakanı Emilie Enger Mehl olayın ülkeyi sarstığını söyledi. Mehl, “Norveç, herkesin bir Cumartesi gecesi dışarıda kendini güvende hissetmesi gereken bir güven topluluğudur” dedi.

Paylaşın

10 Ülkeden Osman Kavala’yı Serbest Bırakın Çağrısı

Aralarında Almanya, ABD, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerinde bulunduğu 10 ülkenin büyükelçiliği, Türkiye’ye Osman Kavala’yı serbest bırakın çağrısında bulundu. Çağrı metninde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala kararı hatırlatıldı.

Haber Merkezi / Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri 4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala hakkındaki kararın hatırlatıldığı çağrı metninde şu ifadelere yer verildi;

“Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir.

“Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması…”

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz.”

Paylaşın

A Milli Futbol Takımı, Norveç’e Takıldı

A Milli Futbol Takımı, 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Grubu yedinci maçında Norveç’i ağırladı. 6. dakikada Kerem Aktürkoğlu’nun golüyle 1-0 öne geçen AMilli Futbol Takımı, 41’de Thorstvedt’in golüne engel olamadı ve sahadan 1 puanla ayrıldı.

Haber Merkezi / A Milli Futbol Takımı, bu beraberliğinin ardından 12 puana ulaştı ve 7. maçların sonunda grupta üçüncü sırada yer aldı. Norveç ise, 13 puana ulaştı ve grupta 2. sıradaki yerini korudu. Grubun diğer maçlarında Hollanda deplasmanda Letonya’yı 1-0 mağlup ederken, Karadağ ise Cebelitarık’ı yine deplasmanda 3-0 yendi.

Karşılaşmadan Dakikalar:

6. dakikada milli takım öne geçti. Ön alanda baskı Cengiz Ünder, Hanche-Olsen’den topu kaptı. Ceza sahasına giren Cengiz, altı pas önünde boş pozisyondaki Kerem’e pasını gönderdi. Kerem de düzgün bir vuruşla fileleri havalandırdı: 1-0.

21. dakikada Norveç’in gelişen atağında Elyounoussi sol kanatta topla buluştu. Ceza sahası ön çizgisi üzerine yaklaşan ve açısını düzelten Elyounoussi şutunu attı, meşin yuvarlak kaleci Uğurcan’ın kucağında kaldı.

23. dakikada konuk ekip beraberlik golüne yaklaştı. Norveç’in paslarla ceza sahasına girdiği atakta, Berat’ın ters vuruşunda kaleye yönelen top, yan direkten döndü. Ardından savunma tehlikeyi uzaklaştırdı.

36. dakikada ay-yıldızlı ekip ikinci gol şansını değerlendiremedi. Caner Erkin’in pasıyla rakip ceza sahasında topla buluşan Kerem, son çizgiye doğru inerken vuruşunu yaptı, kale çizgisine paralel giden meşin yuvarlak auta gitti.

41. dakikada Norveç beraberliği yakaladı. Sol kanattan paslaşılarak kullanılan kornerde Hague’nin ortasında Hanche-Olsen’in kafa ile arka direğe indirdiği topu Thorstvedt önünde buldu ve düzgün bir vuruşla ağlara yolladı: 1-1.

50. dakikada milli takımın hızlı gelişen atağında Hakan Çalhanoğlu, savunma arkasına hareketlenen Burak Yılmaz’a pasını atı. Rakip ceza sahasında topu göğsüyle önüne alan Burak Yılmaz’ın şutunda, meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı.

90+6. dakikada Norveç’te Odegaard sağ kanatta topla buluştu, arka direğe yaptığı ortaya Elyounoussi kafayı vurdu, top az farkla ters direk dibinden auta gitti.

Stat; Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler; Felix Brych, Mark Borsch, Stefan Lupp (Almanya)

Türkiye; Uğurcan Çakır, Zeki Çelik, Serdar Aziz (Dk. 70 Kaan Ayhan), Merih Demiral, Caner Erkin, Ozan Tufan (Dk. 58 Berkan Kutlu), Berat Özdemir (Dk. 70 Taylan Antalyalı), Cengiz Ünder (Dk. 70 Yusuf Yazıcı), Hakan Çalhanoğlu, Kerem Aktürkoğlu (Dk. 84 Kenan Karaman), Burak Yılmaz

Norveç; Nyland, Pedersen (Dk. 84 Ryerson), Strandberg, Hanche-Olsen, Meling, Odegaard, Berg (Dk. 75 Aursnes), Thorsby, Hauge (Dk. 75 Daehli), Elyounoussi, Thorstvedt (Dk. 75 Berisha)

Goller; Dk. 6 Kerem Aktürkoğlu (Türkiye), Dk. 41 Thorstvedt (Norveç)

Paylaşın

A Milli Takım, Norveç Ve Letonya Aday Kadrosu Açıklandı

2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Grubu’nda Norveç ve Letonya ile karşılaşacak A Milli Takımın aday kadrosu belli oldu. A Milli Takım’a davet edilen oyuncular, 3 Ekim Pazar günü toplanmaya başlayacak.

Haber Merkezi / Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun ev sahipliği yapacağı 8 Ekim’deki Türkiye-Norveç müsabakası, saat 21.45’te başlayacak. 11 Ekim Pazartesi günü Daugava Stadyumu’nda oynanacak Letonya-Türkiye karşılaşması ise, TSİ 21.45’te başlayacak.

A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz ve aday kadrodan bir futbolcu, Norveç ve Letonya maçları öncesinde bir basın toplantısı düzenleyecek.

A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz tarafından belirlenen 25 kişilik kadroda şu futbolcular yer aldı:

Kaleciler: Altay Bayındır (Fenerbahçe), Sinan Bolat (Gent), Uğurcan Çakır (Trabzonspor)

Defans: Zeki Çelik (Lille), Mert Müldür (Sassuolo), Çağlar Söyüncü (Leicester City), Kaan Ayhan (Sassuolo), Merih Demiral (Atalanta), Ozan Kabak (Norwich City), Serdar Aziz (Fenerbahçe), Caner Erkin (VavaCars Fatih Karagümrük), Rıdvan Yılmaz (Beşiktaş)

Orta Saha: Abdülkadir Ömür, Berat Özdemir (Trabzonspor), Berkan Kutlu (Galatasaray), Cengiz Ünder (Olimpik Marsilya), Hakan Çalhanoğlu (İnter), Kerem Aktürkoğlu (Galatasaray), Orkun Kökçü (Feyenoord), Ozan Tufan (Watford), Taylan Antalyalı (Galatasaray), Yusuf Yazıcı (Lille)

Forvet: Burak Yılmaz (Burak Yılmaz), Kenan Karaman (Beşiktaş), Serdar Dursun (Fenerbahçe)

Paylaşın