Şanlıurfa Newroz kutlamalarında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Türkiye’nin geleceği operasyonlarda değil, savaşta değil, Kürdistan’ın dört bir yanında sivil Kürt insanlarını öldürmekte değil; Türkiye’nin geleceği 31 milyon Kürt’ün iradesiyle, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümündedir. Bunun için sizleri tekrar diyaloğa ve müzakereye çağırıyoruz” dedi ve ekledi:
“Ama ne yapıyorlar değerli halkımız? Kürtlerin yaşadığı her yere ‘teröristan’ diyorlar. Milletvekilleriniz Meclis’te iki kelime Kürtçe konuştuğunda seslerini kısıyorlar, ‘bilinmeyen dil’ diyorlar. Teröristan dedikleri yer Kürdistan’dır, bilinmeyen dil dedikleri Kürtçedir. Kürtler var olduğu sürece coğrafyasından, dilinden, toprağından ve özgürlüğünden asla vazgeçmeyecektir. Bir an önce teröristan kavramından, bilinmeyen dil tarifinden vazgeçin.”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Şanlıurfa Newroz kutlamalarında konuştu. Tuncer Bakırhan, konuşmasında şunları söyledi:
“Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Êzidîlerin, farklı etnik ve inanç grubunda bulunan bütün Urfa halkımızın Newroz’u kutlu olsun. Newroza we pîroz be. Urfa deyip geçmemek lazım. Güneşin doğduğu kadim bir kenttir. Urfa Kürtlere, Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya siyaseti ve devrimciliği öğreten; duruşu, dili, kimliği ve onurlu bir mücadeleyi öğreten bir kenttir. Bugün Urfa’da sizlerle birlikte olmaktan onur duydum, gurur duydum. Her Bijî Urfa.
Urfa bize öğretti, Urfa üretti; Urfa, Kürt halkının bugünkü onurlu direnişini ve duruşunu meydana çıkarttı. Onun için ne kadar kendinizle övünseniz yeridir. Urfa’dan Hewlêr’e, Urmiye’ye, Mehabad’a, Qamişlo’ya selam gönderiyoruz. Kürt halkının, Kürdistan halkının Newroz Bayramını kutluyorum. Şu an Ankara’da adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar’a selamlarımızı gönderiyoruz. Bir gün muhakkak Kürtlerin kanına giren bu eli kanlı insanlardan demokratik bir yargı önünde hesap soracağız.
Şenyaşar Davası sadece Şenyaşar ailesinin değil Kürtlerin davasıdır; Urfalıların, devrimcilerin, demokratların, onurlu bütün insanların davasıdır. Bu davayı takip etmeye devam edeceğiz. Viranşehir Belediye Başkanlığımızı ve milletvekilliğimizi yapmış olan, şu an cezaevinde bulunan Leyla Güven şahsında Selahattin Demirtaşların, Gültan Kışanakların, Sabahat Tuncellerin, Ayşe Gökkanların ve binlerce yoldaşımızın Newroz Bayramını kutluyorum.
Feridun Yazar, Muhsin Melik ve İbrahim Ayhan şahsında HEP’ten bugüne kadar partimize emek vermiş, bedel ödemiş bütün arkadaşlarımızı da rahmetle ve minnetle anıyorum. Bir kez daha Urfa’dan, bu meydandan şunu söylemek istiyorum. Zalimlere, Dehaqlara karşı nasıl Kawalar direndiyse; Urfalılar da darbelere, faşizme ve zulme karşı direndi, direnmeye devam edecek. Urfa demek, mazlumların direnişi demektir; Rahşanların, Zekiyelerin direnişi demektir. Siz var olun, hûn her hebin hûn her bijîn.
Televizyonları açıyorsunuz iktidar partisi ve onun küçücük ortakları sabah akşam DEM Parti diyorlar, Kürtler diyorlar. Sabahtan akşama bizlere iftira atıyorlar. “Hani gençler nerede?” diyorlardı. Gençler Urfa’da Newroz alanında. İktidar partisinin başkanı, “Bunların kuvveti, kudreti kalmadı” diyordu. Al sana kuvvet, al sana kudret, al sana birlik, direniş, mücadele! Eğer genç görmek istiyorsan, direniş görmek istiyorsan, kuvvet görmek istiyorsan, kudret görmek istiyorsan al sana Urfa, al Newroz alanı.
Newroz’dan sonra delirmeye başladılar. Şirazeleri bozuldu. İstanbul’da bir milyonun üzerinde kitleyi topladığımızda şaşkına döndüler. Amed’de bir milyon insanımız bir araya geldi. Van’da yüz binler. Batman’da, Siirt’te, Türkiye ve Kürdistan’ın birçok yerinde on binler, yüz binler, milyonlar hep bir ağızdan “Newroz pîroz be!” dedi. Halkımız hep bir ağızdan, bize sabah akşam terör diyenlere Newroz alanlarında, “biz varız, vardık, var olmaya devam edeceğiz” dedi. Onlar sabah akşam kin kusuyor, sabah akşam savaş diyorlar, operasyon diyorlar.
Biz onlara diyoruz ki aklınızı başınıza toplayın. Milyonlarca Kürt barış diyor, özgürlük diyor, demokrasi diyor. Milyonlarca Kürt savaş politikalarınıza karşı meydanda ve ayaktadır. Değerli Urfa halkı, bu savaş politikalarına geçit verecek miyiz? 31 Mart’ta dilimizi yok sayan, bizi yoksullaştıran, belediyelerimize kayyım atayan bu haramzadelere, bu kayyımcı anlayışa sandıkta ders verecek mi Urfa? Urfa, siz Nemrut’a karşı İbrahimi bir duruş ortaya koyuyorsunuz. Her bijî Urfa!
Dünya’nın dört bir yanında Kürt karşıtı diplomasi yapmanıza, yurt dışına gitmenize gerek yok. Kürt sorununun çözümü bir ada mesafesindedir. Buyurun İmralı’ya. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırın, Kürt meselesini diyalogla ve müzakereyle çözelim. Bu vesileyle bilge insanın, hemşeriniz ve yoldaşınız Sayın Öcalan’ın Newroz’unu hep birlikte kutluyoruz. Newroza te pîroz be!
Değerli halkımız, Araplar, Türkmenler, Kürtler; Türkiye 2 yıl çok iyi bir süreç geçirdi Çözüm Sürecinde. Her yerde esnaf rahattı, ticaret yapabiliyordu. Enflasyon bu kadar yüksek değildi. İnsanlar geleceğe umutla bakıyordu. Hepimiz rahattık, huzurluyduk. Kürt ve Türk gençlerinin cenazeleri gelmiyordu. Türkiye 100 yıllık tarihinde en rahat ve huzurlu iki yılı geçirdi. Ne yaptılar? Çözüm Sürecini buzdolabına kaldırdılar ve sürecin mimarı olan, Türkiye halklarının insanca yaşaması için bir çözüm deklarasyonu ortaya koyan Sayın Öcalan üzerinde görülmemiş bir tecrit uyguladılar.
O iki yıl mı daha iyiydi; yoksa şimdi emekçinin ve emeklinin perişan olduğu, esnafın siftah yapamadığı, her gün gençlerin cenazesinin geldiği, insanların terk ettiği uçurumun kenarındaki bu Türkiye mi daha iyi? Bizler devleti, devlet aklını, AKP iktidarını bir kez daha uyarmak istiyoruz. Türkiye’nin geleceği operasyonlarda değil, savaşta değil, Kürdistan’ın dört bir yanında sivil Kürt insanlarını öldürmekte değil; Türkiye’nin geleceği 31 milyon Kürt’ün iradesiyle, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümündedir. Bunun için sizleri tekrar diyaloğa ve müzakereye çağırıyoruz.
Ama ne yapıyorlar değerli halkımız? Kürtlerin yaşadığı her yere “teröristan” diyorlar. Milletvekilleriniz Meclis’te iki kelime Kürtçe konuştuğunda seslerini kısıyorlar, “bilinmeyen dil” diyorlar. Teröristan dedikleri yer Kürdistan’dır, bilinmeyen dil dedikleri Kürtçedir. Kürtler var olduğu sürece coğrafyasından, dilinden, toprağından ve özgürlüğünden asla vazgeçmeyecektir. Bir an önce teröristan kavramından, bilinmeyen dil tarifinden vazgeçin.
Türkiye’yi batırdınız, bitirdiniz, emeklileri 10 bin lirayla geçinmek zorunda bıraktınız. Ramazan ayındayız. İnsanlar aç, hurmayı taneyle alıyor. İnsanlar evinde iftar sofrası kuramıyor. Hayvancılıkla ve tarımla uğraşan insanlar, çocuklarına ayda bir defa et yedirmek için bir gün ucuz et kuyruğunda bekliyor. Sorsanız Türkiye mutlu mesut, çünkü onlar başını Saray’dan çıkarmıyor. Onlar Urfa’daki bu meydanı görmüyorlar, İstanbul’daki milyonları görmüyorlar. Daha güçlü, daha diri, daha büyük bir şekilde bu haramzadelere, bu Türkiye’yi batırıp bitirenlere 31 Mart’ta gerekli cevabı verecek mi Urfa?
“Faiz 22 yıl önce geldiklerinden daha yüksek”
Bu iki yüzlüler Filistin halkı diyor, Gazze diyor ama İsrail’le en büyük ticareti yapan ülke Türkiye. Gazze’nin, Ramallah’ın etrafını çeviren o betonların çimento ve demirleri nereden gidiyor? Türkiye. Bunlar sadece Kürt düşmanı değil; ezilen, sömürülen halkların, emekçilerin, emeklilerin, kadınların da düşmanıdırlar.
31 Mart, Türkiye halklarının onlardan sandıkta hesap soracağı büyük bir gündür. Sizin sayenizde, bizi yok sayan bu savaş çığırtkanlarına en büyük cevabı sandıkta vereceğiz. Erdoğan faizin haram olduğunu söylüyordu. Faiz yüzde 50’lere çıktı. Erdoğan Nas’ı örnek gösteriyordu. Nas’ı faize yedirdiler, faize! Şu anda Türkiye’deki faiz 22 yıl önce geldiklerinden daha yüksektir. Bunlara inanmayın. Bunlar gerçekten ülkeyi batırıp bitirdiler. Sen 22 yıldır batırdın, bitirdin, hizmet etmedin. Şimdi son bir haftada mı hizmet edeceksin? Urfa halkı bu yalana kanar mı? Kanmaz.
Erdoğan dün diyor ki DEM Parti seçmenin iradesi yok. Hele bize bunu diyene bakar mısınız Allah aşkına? Newroz’daki milyonları görsün baksın, DEM Parti seçmeninin iradesi var mı yok mu? Newroz bunların şirazesini bozdu, bunların aklını başından aldı. Bizim seçmenimiz onurludur. Bizim seçmenimiz yiğittir, fedakardır. Bizim seçmenimizi en iyi Erdoğan tanır. 22 yıldır seçmenimiz üzerinde estirdiği zulüm, faşizm, baskı, ölüm ve yıkımın sonuç vermediğini en iyi kendisi biliyor. Türkiye’nin, dünyanın en iradeli seçmeni DEM Parti’nin seçmenidir. Bizim seçmenimiz öyle bir seçmendir ki yeri geldiğinde iple partisinin yerini pusulada bulur, mührünü altına basar. İple partisinin yerini bulan bu seçmene iradesiz demek kimsenin haddi de değil hakkı da değil!
“İradesini Bahçeli’ye veren biri seçmenimize laf söyleyemez”
Değerli halkımız, huzurunuzda Erdoğan’a bir çağrı yapmak istiyorum. O ampul rozetli vali ve kaymakamların zorla, tehditle miting alanlarına topladığı kitleyi bir günlüğüne Erdoğan bıraksın da bakalım kimin seçmeni var, kimin seçmeni iradeli, kimin seçmeni kudretli? Erdoğan gittiği gün yüz tane insanı etrafında bulamaz. Kırk yıldır baş eğmeyen bu onurlu halkın iradesi de kudreti de partisine bağlılığı da partisindeki sözü de kıymetlidir. Erdoğan adayları nerede belirledi?
Ankara’daki sarayından. Bizim adaylarımızı kim belirledi? Ön seçimle halkımız. Kimin seçmeninin iradesi varmış, kimin yokmuş ön seçime bakarak Türkiye halkı karar versin. Bizim seçmenimiz çeliktendir, leblebi değil! Yılmayan, yorulmayan, karanlığı aydınlatan, onurlu bir seçmenimiz var. Bunun için bile sizlere binlerce kez teşekkürler. Partinize sahip çıktığınız, yalnız bırakmadığınız, sizi yok sayan bu sisteme en iyi cevabı verdiğiniz için binlerce kez teşekkürler, önünüzde saygıyla eğiliyoruz.
Beyefendi seçmenin iradesini soracağına kendisine baksın. Erdoğan’ın iradesi nerede sizce? İradesini Bahçeli’ye vermiş biri bizim seçmenimize laf söyleyemez. İradesini JİTEM’cilere, Çillerlere, Ergenekonculara veren biri irademize laf edemez. İrade burada, Urfa’da. İrade ayaktadır, güçlüdür, vardır, var olmaya devam edecektir.
22 yıldır kim iktidar? AKP. Riha Belediyesi kimde? AKP’nin ve diğer partilerin. Sizlere soruyorum. Gerçekten temiz, eşit, hakkaniyetli bir hizmet aldınız mı? Bu utanmazlar altyapı yapmadığı için, sel ve toprak kaymasının olduğu yerlere imar izinleri verdiği için selde 17 vatandaşımız bir yıl önce yaşamını yitirdi. 17 vatandaşımızı rahmetle anıyorum. Altyapı, temizlik, iş, Kürt’e hizmet yok ama ayrımcılık var. Kürt genci işe girmiyor, Kürt gencini eşit saymıyorlar. Çalıyorlar, çırpıyorlar, rantçılık yapıyorlar.
Onlara bir de bizim 25 yıllık belediyecilik pratiğimize baksın. Bizim belediyelerimiz halkın yanındadır. Bizim belediyelerimiz çok dilli belediyecilik hizmeti veriyor. Bizim belediyelerimizde kadın müdürlükleri var, kadın kooperatifleri var. Bizim belediyelerimiz gençlerin iş ve aş bulmalarını sağlıyor. Bizim belediyelerimiz çalmaz çırpmaz. Bu 25 yılda tek bir DEM Parti geleneğinden belediye başkanı yolsuzluktan ceza aldı mı? Ancak AKP belediyelerinin, kayyımlarının yolsuzluğunu anlatsak buradan İstanbul’a yol olur.
Bu tarihi kenti, bu Kürtlerin yüreğindeki büyük kenti, peygamberler diyarını DEM Parti belediyecilik anlayışı ile buluşturacak mıyız? Bizim belediyemiz burada yaşayan her halktan insanın evi olacaktır. Belediyemiz ayrımcılık ve hırsızlık yapmayacak, kaynaklarını Urfa halkı için harcayacaktır. Urfa, bizim olanı, sizin olanı almaya var mısın? Hiç şüphemiz yok, size güveniyoruz. Osman Baydemir’in kapısını araladığı belediyeyi Celalettin ve Gülşen Başkanla yeniden alacağımıza eminim.
Seçime 9-10 gün kaldı. Urfalı emekçiler, mevsimlik işçi olarak diğer kentlere çalışmaya gidiyorlar. Oyu burada olup çeşitli sebeplerden dolayı Urfa dışında olan kardeşlerimizi oy vermeleri için Urfa’ya davet edeceğiz. Farz edelim ki bir arkadaşımız Tekirdağ’da, Mersin’de ulaşım imkanı yok. Ne yapacak? Bulunduğu yerdeki il ve ilçe örgütümüze gidecek, iftar sofrasında kaçak demli bir çayını içecek ve otobüs biletini alıp oy kullanmaya gelecek.”