Akne Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hayatın neredeyse tüm evrelerinde erkek, kadın, genç, orta yaşlı herkesi etkileyebilen Akne, cildin gözeneklerin tıkanması sonucu oluşan sıklıkla yüz. omuz ve sırt bölgesinde görülen sivilcelerdir.

Akne sivilce neden oluşur?

Akne cildin orta tabakasında bulunan, sebum yani cilt yağını salgılayan yağ bezlerinin cildin üst kısmına açılan kanallarının çeşitli sebeplere bağlı olarak tıkanması sonucu başlayan bir olaylar zinciri. Tıkanan gözenekler ve yağ salgısı kanalı zaten cilt dokumuzda var olan bakteriler için uygun bir üreme ortamına dönüşüyor. Sonuçta enfeksiyon ve inflamasyon gelişiyor. Şişlikle beraber kızarıklık oluşuyor ve ortaya tanıdığımız Akne görüntüsü çıkıyor.

Akne hangi hastalıkların belirtisi olabilir?

Akne çoğunlukla sadece görüntüsel, kozmetik bir sorun gibi algılansa da, bazen başka hastalıkların etkisi ile de ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle mutlaka bir doktora danışılması ve gerekli görülürse doktorunuzun direktifleri doğrultusunda gerekli tetkik ve tedavinin yapılması büyük önem taşıyor.  Özellikle genç kızlarda ve kadınlarda Akne ile beraber aşırı tüylenme, adet düzensizlikleri ve hızlı kilo alma – verme gibi dikkat çekici değişiklikler önemsenmeli.

Akne nedenleri nedir?

Aknenin oluşmasındaki kesin neden bilinmemektedir. Normal olarak deride bulunan bazı bakterilerin fazla yağlanan ve gözenekleri tıkanan deri ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bazı hormonal değişiklikler akne gelişimini etkileyebilir. Akne oluşumun bir diğer nedeni ise genetik faktörlerdir. Beslenmeye bağlı olarak çok yağlı yiyeceklerin yenmesi, kadınların yüzlerine uyguladıkları kozmetik ürünlerinin yağlı formda olması da akne oluşumuna yol açmaktadır.

Akne risk faktörleri nedir?

Ergenlik, hormonal değişiklikler, stres ve bazı ilaçların (steroid) kullanılması gibi durumlar sıralanabilir.

Akne komplikasyonları nedir?

Şiddetli akne skar denilen ciddi ve kalıcı izler bırakabilir. Görüntüyle ilgili sorunlar hastada psikolojik rahatsızlıklara da yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Akne oluşumu sonrasında doktorun önermediği hiç bir ilaç kullanılmamalıdır. Hasta başka birine verilmiş bir ilacı tedavi amaçlı kendisi de kullanmamalıdır. Akne tedavisi için bir uzmana görünmeli ve uzmandan alınan tavsiyeler ve ilaçlarla tedaviye başlanmalıdır.

Akne tetkik yöntemleri nelerdir?

Akne tedavisi için öncelikle hastanın şikayetleri dinlenir. Dermatolog akneleri muayene eder. Hastada akne oluşumunun nedeni araştırılır. Hastanın kullandığı ilaçlar, beslenme tarzı, mevsimsel değişimler, genetik faktörler göz önünde bulundurulur ve tanı koyulmaya çalışılır.

Akne tedavisi nasıl yapılır?

Unutmayınız ki akne bir tıbbi hastalıktır ve tedavisi bir uzman hekim tarafından planlanmalı ve takip edilmelidir. Öncelikle dermokozmetik, kozmetik ya da takviye edici gıdaların tedavi amacı ile önerilemeyeceklerini ve tıbbi hastalıkların tedavisinin ancak doktor kontrolünde yapılabileceğini hatırlatalım. Akne sorunu yaşayanlara her zaman ilaç tedavisi gerekli olmayabilir. Doktorunuz size ilaç kullanmanız gerekip gerekmediği konusunda karar verebilecek tek yetkili kişidir.

Akneler ( Sivilceler ) sıkılmalı mı?

Kesinlikle sivilceleriniz sıkmayın, ya da üstlerini kopartmayın. Akne sıkıldığı zaman cilt dışına bulaşan iltihap ve bakteri kadar cilt altında da yayılma olur. İyileşme süreci gecikir. Ayrıca kendiliğinden patlayan ya da iyileşme aşamasındaki akneler üzerinde oluşan kabukları kopartmayın. Bu gibi yanlış uygulamalar cildinizde kalıcı yara izleri (Scar) oluşmasına ve lekelere sebep olabilir.  Doktorlar bazen özel yöntemler ve cihazlar kullanarak kistik akneleri boşaltabilirler. Ancak bu tıbbi tedavinin parçası olrak uzmanlarca yapılması gereken bir işlemdir.

Yağlı yemek sivilceye sebep olur mu?

Beslenme ile akne-sivilce oluşumu arasında kesin bir bağ gösterilememekle birlikte, son zamanlardaki araştırmalar, düzensiz beslenmenin ve özellikle fast food gıdaların, insülin direncinin ve erken Tip 2 diyabete yatkınlığın  akneye sebep olan süreçleri şiddetlendirdiğini göstermekte. Bu nedenle dengeli beslenme cilt sağlığı için olduğu kadar akne karşıtı mücadelenin de vazgeçilmez bir parçası.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akdeniz Anemisi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akdeniz bölgesinde ve ülkemizde yaygın görülen Akdeniz Anemisi (Talasemi), kalıtsal bir kan hastalığıdır. Hastalık tedavi edilmediğinde hayat süresini önemli derecede etkileyen bir hastalıktır.

Haber Merkezi / Başlıca iki türü vardır; Beta Talasemi Majör, ciddi bir hastalıktır ve belirtileri, yaşamın ilk iki yılında görülür. Cildin solukluğu, iştahsızlık, sinirlilik ve büyüme bozukluğu en önemli belirtileridir. Tedavisinde, rutin kan nakilleri ve diğer çeşitli ilaçlar kullanılır.

Alfa Talasemi Majör ise, aneminin doğumdan önce başladığı çok ciddi bir türüdür. Etkilenen fetüsleri taşıyan gebe kadınlar ciddi gebelik ve doğum sorunları yaşayabilirler. Talasemi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyabilir.

Akdeniz Anemisi’nin belirtileri nedir?

Akdeniz anemisi olan çocuk doğduğunda normaldir. Belirtiler genellikle 5-6. aylarda ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde çıkan belirtiler genellikle demir eksikliği kansızlığı ile karıştırılarak yanlış tedavi uygulanmaktadır. Dalak ve karaciğer büyümesine bağlı olarak karın da büyümektedir. İştahta azalma, gelişimde sıkıntılar, burun kökünde çökme, elmacık kemiklerinde belirginleşme gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Erken tanı ile yüz şeklinde değişme olmadan tedavi etkili olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin nedenleri nedir?

Akdeniz anemisinde ana etken anne veya babadan çocuğa aktarılan hastalık genleridir. Kanda yer alan ve oksijen taşıma işlevi gören hemoglobin; molekülünün ve globülin olarak iki bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerdeki kusurlardan dolayı hastalık ortaya çıkmaktadır. Bu hasarlı genler anneden veya babadan geçer. Anne veya babadan geçen genlerden biri değişikliğe uğramışsa çocuk taşıyıcı, ikisi birden değişime uğramışsa çocuk hasta olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin risk faktörleri nedir?

Akdeniz anemisine neden olan genleri taşıyanlar ve eşlerden birinde hastalığa sebep olan genlerin olması yeni doğacak olan çocukların Akdeniz Anemisi olma riskini artırmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin komplikasyonları nedir?

Akdeniz anemisi tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir. Bunun yanında tedavi sonucunda kalp ve karaciğerde hasar, aşırı demir yüklemesi gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir.

Akdeniz Anemisi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Bebeklerde özellikle 5 ve 6. aylara dikkat edilmelidir. Karında şişme ve iştahta azalma gibi durumlarda doktor kontrolü için randevu oluşturulmalıdır.

Akdeniz Anemisi’nin tetkik yöntemleri nelerdir?

Hasta veya taşıyıcı olduğunu bilen ailelerde çocuklarında hastalık olup olmadığını anlamak için birtakım testler yapılmaktadır. Tam kan sayımı ve hemoglobin elektroforezi tetkiki ile tanı rahatlıkla konulmaktadır.-

Akdeniz anemisi tedavisi

Akdeniz anemisi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyar. Talasemili hastanın hemoglobin düzeyinin 9,5 g/dl’nin üzerinde tutulması gerekir. Kansızlığı düzeltmek için verilen kan transfüzyonları zamanla vücutta demir birikmesine yol açar ve kalp, karaciğer, tiroid, pankreas ve dalak gibi organlarda hücre hasarına yol açabilir. Hastalarda şeker hastalığı, kalp yetmezliği, gelişme geriliği ve hormonal yetersizlik gibi problemler gelişebilir. Bunların gelişmemesi için demir birikimini önlemek amacıyla hastalara genellikle 3 yaş civarında özel bir pompa ile haftanın en az 5 günü, 8-12 saat süren deri altı infüzyonu ile verilen bir ilaç (desferrioksamin) başlanır.

Talasemi majörlüğü için genellikle düzenli kan transfüzyonları ve folat takviyeleri yapılır. Kan nakli yaptırıldığında, demir takviyeleri alınmasına gerek yoktur. Aksi takdirde, zararlı olabilecek vücutta demir birikimine neden olabilir. Kemik iliği nakli, bazı insanlardaki, özellikle de çocuklarda, hastalığın tedavisinde yardımcı olmaktadır. Doktorunuz size özel en uygun tedaviyi verecektir.

Akdeniz Anemisi hastaları için yaşam stili önerileri

Akdeniz anemisi olan hastaların doktor kontrolleri aksatılmamalı, ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Tedaviyle birlikte demir birikmesine karşı beslenmede demir bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesinde doktor görüşü alınmalıdır. Bunun yanında taşıyıcı olan hastalar eş seçiminde bu durumu göz önünde bulundurmalıdır.

Paylaşın

Akciğer Zarının Yırtılması Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğer zarının kaza, saldırı ve bazı hastalıklara bağlı olarak hasar görerek kanaması Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) olarak adlandırılır. Bu zarların adı plevra olarak adlandırılmaktadır (visseral ve parietal plevra).

Haber Merkezi / Plevranın oluşturduğu boşluk sayesinde akciğerlerin yapısı bozulmadan işlevini yerine getirebilmektedir. Özellikle çocuklarda 12 yaşına kadar göğüs duvarı gelişimi tamamlanmadığından düşme ve kazalara bağlı yırtılmalar daha yaygın olarak görülebilir.

Akciğer zarlarının temel işlevi akciğerlerle yapılmakta olan solunum faaliyeti sırasında, soluk verildikten sonra belli bir yapıda kalmasını sağlayarak akciğerlerin işlevini yerine getirmesini sağlamaktır.

Akciğer Zarı Yırtılması’nda belirtiler ve komplikasyonlar

Belirtiler kaza durumunda farklı şekillerde, hastalıklarda farklı şekillerde ortaya çıkar. Hastalık sürecinde genelde yavaş seyirlidir. Yırtılma büyüdükçe belirtiler şiddetlenir.

Göğüs bölgesine oluşan çürükler,
Göğüs bölgesinde ağrı, batma ve doygunluk hissi,
Solunum yetmezliği (hastalıklarda nefes darlığı ile başlar gittikçe şiddetlenir.)
Hızlı solumak,
Soğuk soğuk terlemek,
Enfeksiyona bağlı durumlarda yüksek ateş,
Kalp çarpıntısı bu belirtilerden birkaçıdır.

Bu belirtilerden birkaçı birlikte görüldüğünde kişi en yakın sağlık kuruluşuna giderek gerekli tahlilleri yaptırmalıdır. Asbest gibi doğal mineraller ve silikon gibi kimyasal maddelerle çalışan kişilerde belirtiler maruziyetten 20 yıl sonra ortaya çıkabilir.

Cerrahi operasyonlar ve göğüs bölgesine alınan darbeler sonucu gelişen yaralanmalarda yırtılmalar yeniden görülebilir ya da yırtılmaya bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlardan bazıları;

Yaralı bölgede apse oluşması,
Bronkoplevral fistül,
Hava embolisi
Ödem
Alveoler kanama
Kalp ritim bozuklukları,
Nodül gelişimidir.

Amfizem ve kronik bronşit gibi hastalıklar hem zaman içinde yaralara neden olabilir, hem de yaralanmaların sonucunda ortaya çıkabilir. Bu açıdan hem bir belirti hem de bir komplikasyondur.

Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) risk faktörleri nedir?

Akciğer zarı yırtığı yeni doğmuş ve zor bir doğum süreci geçirmiş bebeklerde rastlanan bir rahatsızlıktır. Bunun yanında aşırı zayıf ve akciğer hastalıkları olan bireylerde de sıkça rastlanmakta olan bir durumdur. Sigara kullanımı akciğer hastalığı ve sonucunda pnömotoraksa yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Belirtilerin görüldüğü hastalar, eğer sportif aktiviteler yapıyorsa acilen bunlara muayeneye kadar ara vermesi ve istirahat etmesinde fayda bulunmaktadır. Acil servise veya göğüs cerrahisi polikliniğine başvurarak akciğer grafisi çektirmelidir. Yoğun iş temposu ve düzensiz bir yaşama sahip bireylerin bu yoğun tempodan uzaklaşması ve rahatsızlığı düzelene kadar bir süre dinlemesi gerekmektedir.

Akciğer zarının yırtılmasında tetkik ve tedavi süreci

Travmalara bağlı durumlarda ilk müdahale genellikle  yaralanmaya neden olan cismin çıkarılması, bölgenin temizlenmesi ve yaralı dokunun dikilmesini içeren cerrahi operasyonlardan oluşmaktadır. Azalmış nabız ve düşük tansiyonun eşlik ettiği durumlarda vital değerlendirme bulguları aranır. Göğüs bölgesi röntgeni, bilgisayarlı tomografi, akciğer grafisi, ultrason gibi görüntüleme testleri hem operasyon öncesi hem sonrasında yeniden tekrar edilmektedir. Tekrarların amacı gelişebilecek komplikasyonları önlemek ve yaranın iyileşme sürecini takip etmektir. İlk muayeneler sonucu küçük bir pnömotoraks klinikte saptanamayabilir.

Tedavi süreci, oksidasyon, yaralanmaların iltihaplanmasını önlemek için antibiyotikler ve ödem söktürücü ilaçları da kapsayan bir süreçtir. Travma sonrası rehabilitasyon, nefes egzersizleri ve solunum destekleyiciler iyileşme sürecine katkı sağlar. Bazı hastalarda ihtiyaç duyulması halinde göğüs tüpü yerleştirilebilir. Operasyondan 6 saat kadar sonra homotoraks ve pnömotoraks gelişimi gözlenebilir.

Yırtılmanın, hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığı durumlarda ise tedavi süreci altta yatan hastalığın teşhis ve tedavi sürecini kapsar.

Akciğer yırtılması, hem yırtılma anında hem de sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar yüzünden tehlikeli bir süreçtir. Erken müdahale hayati önem taşır.

Akciğer Zarının Yırtılması (Pnömotoraks) yaşam stili önerileri

Akciğer zarı yırtığının tedavi edildiği hastaların sakin bir hayat sürmeleri önerilmektedir. Ağır sportif aktivitelerinden ve basınç farkları yaratacak etkinliklerden kaçınmak da uzmanlar tarafından önerilmektedir. Ayrıca sigara kesinlikle bırakılmalıdır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akciğer Zarı Kanseri Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Çevre faktörleriyle direkt ilgili bir hastalık olan Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma), akciğer zarlarının habis hastalığıdır. Akciğer ile göğüs kafesi arasındaki boşlukta sıvı birikintilerinin oluşmasıyla veya zarların kalınlaşmasıyla başlar.

Haber Merkezi / Akciğer Zarı Kanseri’nin ortaya çıkmasındaki en büyük rol ise sanayide kullanılan asbesttir. Türkiye’ de yılda en az 500 kişide görülmektedir. Bu sıklığın sebebi de asbestin Anadolu’ nun birçok yöresinde bulunması ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmasına bağlanılabilir.

Asbest köylerde evleri badana yapmak için veya küçük çocuklarda pudra yerine kullanılırlar. Bazı yörelerde ise bebekler, höllük toprağı olarak bilinen ısıtılmış asbestle sarılmaktadır. Bu da bebeklerin Mezotelyoma ve solunum rahatsızlıklarına yakalanmalarına yol açmaktadır.

Birçok hastada ise herhangi bir asbest veya erionit maruziyeti bulunmaz. Ailesel yatkınlık bildirilmiştir.

Asbest maruziyeti çeşitli meslek dallarında da ( fren balataları, ısı yalıtımında, tesktil sanayisi…) görülmektedir. Asbestin sanayide kullanılması yasaklandıktan sonra hastalıkta belirgin azalma görülmüştür.

İlginç olan bir nokta ise Mezotelyomaya ait beliti ve bulguların asbest maruziyetinden sonra 20 ila 50 yıl içinde ortaya çıkabilmesidir.

Mezotelyoma (Akciğer Zarı Kanseri) belirtileri neler?

Akciğer zarı tümörleri; göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile belirti verir. Olguların yüzde 95’inde başlangıçta akciğer zarında sıvı mevcuttur. Öksürük, kilo kaybı ve ateş görülebilir.

Tümörün büyümesi ile plevral zar arasındaki boşluk tamamen kaybolur. Akciğer tamamen tümöral doku ile çevrelenir ve çalışamaz duruma gelir.

Yutma güçlüğü, tümörün sinirler üzerine baskı yapması nedeniyle ses kısıklığı, kalp zarında sıvı toplanması, kafada ödem ve ağır nefes darlığı oluşması durumunda acil müdahale gerekir.

Hastalık belirtileri dayanılmaz ağrılara neden olur. Tümörün ilerlemesi ile nefes darlığı ve ağrının dozu artar. Akciğer zarını zırh gibi saran tümör, akciğerin hareketlerini sınırlar.

Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma) risk faktörleri nedir?

Akciğer zarı kanseri ile ilgili yapılan araştırmalara göre en önemli risk faktörü asbeste maruz kalınmasıdır. Asbest günümüzde izolasyon malzemeleri, ses ve ısı yalıtım malzemeleri gibi birçok yerde kullanılan yaygın maddelerin başında geldiği için bu işlerde çalışan kişilerin gerekli önlemleri almaması beraberinde bu hastalığı getirebilir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucunda SV ismi verilen virüsün de bu hastalığa sebep olabileceği saptanmıştır.

Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma) komplikasyonları nedir?

Akciğer zarı kanseriyle birlikte akciğer zarlarının aşırı kalınlaşması ve bası ile boğazda ağrı, yutkunma güçlüğü, boyun ve yüzde şişkinlik oluşmaya başlar. Malin etki ile katabolik süreç artar ve vücut tüm enfeksiyonlara karşı kendini koruyamaz.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Akciğer zarı kanseri belirtilerini uzun yıllar saklayabilen bir hastalıktır. Ama bu hastalığın tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. Bu yüzden belirtilerin sıklaşması ve geçici olmaması durumunda hemen bir doktora görünmekte fayda vardır.

Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma) tetkik yöntemleri nelerdir?

Belirtiler sonucu kontrol için hastaneye gelen hastanın göğsünün hasta tarafının diğerine göre küçülmüş olduğu ve omuz tarafınında düşük durduğu saptanmıştır. Sıvının toplandığı akciğer zarı akciğeri sararak kalınlaşmasına neden olur. Oluşmuş olan sıvı enjektör yardımı ile alınarak incelenir. Sıvıda tümör hücrelerinin görülmesi durumunda akciğer zarı kanseri tanısı konulabilir ancak kesin sonuç için biyopsiye ihtiyaç vardır.

Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma) tedavi yöntemleri nelerdir?

Biyopsinin ve akciğer zarı kanseri tanısının konulmasının ardından tedavi planlaması yapılmalıdır. Hastalığın türüne göre tedavi şeklide değişiklik göstermektedir. Sarkomatöz ve mixt görülen hastalarda kemoterapi ve radyoterapi uygulanırken, epitelyal görülen hastalarda cerrahi tedavi seçeneği uygulanabilir. Fakat sonrasında hastaya kemoterapi ve radyoterapi de uygulanmalıdır.

Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma) yaşam stili önerileri

Akciğer zarı kanseri tedavisinden sonra akciğer için faydalı besinler ile kaliteli ve sağlam bir şekilde beslenerek vücudun bağışıklık sistemi güçlü tutulmalıdır. Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır. Hastalık süresince ve sonrasında hastanın moralinin yüksek tutulması tedavi süreci kadar önemlidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akciğer Zarı İltihaplanmaları Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem), her iki plevra yaprağı arasında, başka bir deyişle akciğer ve göğüs duvarı arasında görülen iltihaplı sıvı birikimidir.

Haber Merkezi / Zamanında tedavi edilirse çabuk iyileşen ve vücutta iz bırakmayan bir hastalıktır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) belirtileri nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmasıyla birlikte hasta nefes alıp verirken güçlük çeker ve göğsünde ağrılar hissetmeye başlar. Rahat bir şekilde nefes alıp veremediği için kendini yorgun ve halsiz hisseder. İltihaba bağlı olarak hastada öksürük ve yüksek ateşte görülebilir. Hasta yüksek bir efor sarf etmemiş olsa bile soluk almakta güçlük çekebilir.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) nedenleri nedir?

Akciğer zarı iltihabı genellikle akciğer hastalıklarıyla birlikte ya da akciğer hastalıklarından sonra oluşabilir. Pnömoni ve tüberküloz gibi rahatsızlıklar geçirmiş kişilerde görülmesi yüksek bir ihtimaldir. Bu hastalığın çocuklarda görülmesinin nedeni genellikle zatürre hastalığıdır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) risk faktörleri nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmaları akciğer tümörüne bağlı olabilir. Akciğerlerle ilgili olan hastalıklar iltihap riskini arttırmaktadır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) komplikasyonları nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmalarında seyrek görülüyor olsa da kalp dış zarı iltihabı, karın zarı iltihabı, akciğerde kan göllenmesi ve akciğer zarı etrafında apseleşme gibi hastalıklara yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Hastanın tespit etmiş olduğu belirtileri not alması önemlidir. Daha önce başka bir akciğer rahatsızlığı geçirip geçirmemesi de teşhis koyma safhasında belirtilmelidir. Hastalığın tedavi boyutu için erken teşhis önemlidir. Bu yüzden belirtilerden şüphelenilmesi durumunda doktor randevusunu aksatmamakta fayda vardır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer zarı iltihaplanmalarına akciğer filmi çekilerek kesin tanı koyulabilir. Ufak bir değişiklik oluşması halinde tomografi yapılmalıdır. Tomografi sonucunda röntgende iltihaplı sıvının görülmesi ve hastada görülen belirtilerin röntgen sonuçlarıyla uyum sağlaması sonucunda teşhis koyulur. Akciğer zarı iltihabı için bir başka yöntem ise zar boşluğuna iğneyle girerek burada sıvı bulunup bulunmadığını anlamaktır. Zar boşluğuna iğneyle girme işlemine torasentez denilmektedir.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) tedavi yöntemleri nelerdir?

Akciğer zarı iltihabı için uygulanacak ideal tedavi türünün ve yönteminin seçilmesindeki en önemli etken tedaviye erken başlanılmasıdır. Hastalığın derecesine göre cerrahi tedavi yöntemleri de kullanılabilir. İdeal tedavi belirlendikten sonra hasta dinlenmeye alınır. Bu evre hasta için ağrılı oluyorsa ilaç tedavisiyle takviye edilir. Hastaya verilen ağrı kesicilerle ağrı giderilir. Akciğer zan iltihabının tedavisi için öncelikle verem ya da zatürree gibi hastalıkların tedavisi uygulanabilir. Bu tedaviler yetersiz gelirse akciğerde biriken iltihap akciğerden alınarak tedavi gerçekleşir. Ama hastada ki solunum güçlüğü ileri bir duruma gelmişse akciğer zarı iltihabının kalıcı tedavisi için cerrahi işlemler uygulanır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) yaşam stili önerileri

Tedaviden sonra akciğer filmleri ve muayeneler doktorun belirlediği süre zarfında devam eder. Bu kontroller devam ediyorken hastanın kendi kendisine solunum alıştırmaları yapması oldukça faydalı olacaktır. Sağlıklı beslenme özellikle hastanın çocuk olması durumunda çok önemlidir. Gerekli vitaminler beslenme yoluyla vücuda alınmalıdır. Dağ yürüyüşleri havanın sıcak yada nemli olmaması şartıyla önerilir.

Paylaşın

Akciğer Nodülleri Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Genç yaş grubunda da görülebilen ve daha çok yuvarlak ya da oval görünümde, akciğer içerisinde yer alan, leke olarak da bilinen lezyonlara Akciğer Nodülleri denir. İyi huylu ve kötü huylu nodüller olmak üzere ikiye ayrılır. 

Haber Merkezi / Akciğer Nodülleri genellikle göğüs grafisinde görülebilmek için en az bir santimetre büyüklüğünde olmalıdır. Akciğer Nodülleri oldukça yaygındır. Sigara içen 50 yaşın üzerindeki insanların yaklaşık yarısında Akciğer Nodülü’ne rastlanır.

Akciğer Nodülleri belirtileri nedir?

Nodüller daha çok geçmeyen uzun süreli öksürük ve kanlı balgam halleriyle kendini gösterebilir. Ayrıca geçmişe dayalı verem öyküsü durumlarından sonra da oluşabilir (tüberkülom). Hastalık kimi zamanda hiç belirti göstermeyebilir. Bu nedenle en az 6 ayda bir uzman kontrolüne gitmek gerekir.

Akciğer Nodülleri nedenleri nedir?

Habis nodüllerin en büyük nedenlerinden biri sigara kullanımıdır. Ancak sigara içmeyen hastalarda da görülebilir. Nodüllerin başka bir organdan sıçrayarak oluşması da en çok bilinen sebeplerdendir. Mesleki koşullar, seyahat ve daha önce yaşanmış olan tüberküloz hastalıkları da tetikleyici olabilir.

Akciğer Nodülleri risk faktörleri nedir?

Hastanın yaşı, daha önce geçirmiş olduğu hastalıklar, aile ve yakın akrabalarından daha önce bu akciğer kanseri ya da benzeri akciğer hastalıkları öyküsü olanlar, sigara, alkol, stres, psikolojik travmalar, kalp damar hastalıkları olanlar, kronik rahatsızlıkları olup ilaç kullananlar, kan damarlarında anormallikler bulunanlar, romatoid artrit durumu olanlar risk grubunda yer almaktadır.

Akciğer Nodülleri komplikasyonları nedir?

İyi huylu olanlarda, uzman tarafından antibiyotik tedavisi yapılabilir ve ameliyata gerek görülmeyebilir. Ancak kötü huylu olanlarda mutlaka patalojik inceleme yapılmalı ve gerekli durumlarda cerrahi tedavi gerçekleştirilmelidir. Sonrasında yaşam koşulları, sigara kullanımı ve farklı risk faktörlerine bağlı olarak, hastalık tekrar devam edebilir ya da başka organlara sıçrayabilir.

Doktor Randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Sürekli devam eden öksürük hali, kanlı balgam ya da nefes darlığı gibi durumlarda vakit kaybetmeden mutlaka bir uzmana başvurulması gerekmektedir. Hastalığın teşhis ve tedavisi için erken tanı çok önemlidir.

Akciğer Nodülleri tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğerde oluşan nodülün kesin tanısı bronkoskopi veya transtorasik biyopsi yapılarak anlaşılır. Kötü huylu olduğu düşünülen nodüller, ameliyatla alındıktan sonra patalojik incelemeye gönderilir. Buna göre kesin bir sonuç elde edilir. Ayrıca muayene sırasında hastanın yaşı, sigara kullanıyorsa ne kadar süredir kullandığı, aile veya akrabalar arasında nodül yada akciğer kanseri vakasının yaşanıp yaşanmadığı da araştırılmalıdır.

Akciğer Nodülleri tedavi yöntemleri nelerdir?

İyi huylu nodüllerde genel olarak herhangi bir tedaviye gerek görülmeyebilir ya da uzman tarafından ilaç tedavisi uygulanabilir. Ancak kanser yani kötü huylu olduğu düşünülen nodüller operasyon ile alınıp patolojik incelemeye gönderilir, sonuca göre uzman tarafından bir tedavi yöntemi belirlenir ve belli periyotlarla hastanın kontrolleri yapılır.

Akciğer Nodülleri yaşam stili önerileri

Mümkün olduğunca sigara ve alkolden uzak durmak, egzersiz, yürüyüş, spor yapmak, stresten uzak durmak, sağlıklı beslenmek ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak, yoğun üzüntü halinden uzak durmak, akciğer nodüllerinin oluşma riskini azaltır.

Paylaşın

Akciğer Kanseri Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasına Akciğer Kanseri denir. Yayılım gösterme özelliği olan akciğer kanserinde yakın doku ve organların yanında beyne kadar yayılma durumu söz konusu olabilir.

Haber Merkezi / Dünyada oldukça fazla görülen ve en fazla ölümle sonuçlanan kanser çeşitleri arasında gelen Akciğer Kanseri, sessiz ilerleyen ve ilk evrelerde belirti vermeyen kanser türleri arasında gelmektedir.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir?

Akciğer kanseri belirtileri hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayetlere yol açmayabilir. Akciğer kanserinin belirti vermeden ilerlemesi, bu kanseri bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Kişinin kanser olduğunu düşündüren belirtiler arasında;

Sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan birinin, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, giderek artan nefes darlığı, balgamda kan görülmesi, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı, nedensiz kilo kaybı, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, çok yorgun hissetme kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdendir.

Akciğer kanseri bazı kişilerde öksürük, hırıltılı solunum, nefes almada zorluk, göğüs rahatsızlığı olmasına rağmen  erken aşamada  genellikle dikkate değer bir belirti ortaya çıkarmaz. Hastaya farklı nedenlerle göğüs filmi ya da CT taraması yapıldığında tesadüfen teşhis edilebilir.

Akciğer kanseri risk faktörleri nelerdir?

Akciğerde tümör görülmesini tetikleyen çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Sigara, puro ve pipo kullanımı, pasif içiciler (tütün dumanına maruz kalanlar), toksik gazlara maruz kalma, asbest, hava kirliliği ve akciğer hastalıkları (geçirilmiş tüberküloz) bu hastalığa yakalanma riskini arttıran faktörler arasında yer almaktadır.

Akciğer kanseri türleri nelerdir?

Akciğer kanseri, farklı hücre türlerini temsil eden ve farklı tedavi gereksinimi duyan iki ana gruba ayrılır. Her iki grup için de ayrı tedavi yöntemleri vardır:

  • Küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK)
  • Küçük hücreli akciğer kanseri

Küçük hücreli akciğer kanseri daha hızlı ilerleyen ve tanı konulduğunda çoğunlukla uzak metastazları olan kanser tipidir. Hastaların %85’i küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK), % 15 i ise küçük hücreli akciğer kanseridir.

Akciğer kanserinin komplikasyonları nedir?

Akciğer kanserinde en büyük komplikasyonlar arasında kanserin metastaz yapması gelmektedir. Akciğerde oluşan kontrolsüz hücre çoğalması zamanla yakın organlar ve hatta beyne kadar ilerlemektedir. Bu yayılmayla pek çok organ etkilenmekte ve fonksiyonunu kaybetmektedir. Bununla birlikte toplardamarlarda tıkanmalar da meydana gelmektedir.

Akciğer kanseri için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Geçmeyen öksürük, balgam ve kanlı balgam gibi belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturmalısınız. Randevu öncesinde doktorunuza yardımcı olmak için tüm şikayetlerinizi not edebilirsiniz.

Akciğer kanserinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer kanserinde hasta şikayetleri ve fizik muayene sonrasında akciğer filmi çekilmektedir. Çekilen filmde kitle görülmesiyle tümörün yerini ve boyutunu saptamak için bilgisayarlı tomografiye başvurulur. Daha sonrasında ise bronkoskopi ile akciğere biyopsi yapılarak parça alınmakta ve patolojik incelemeye gönderilmektedir. Patolojiden gelen sonuç ile PET-CT çekilmekte ve klinik evreleme yapılmaktadır.

Akciğer kanserinin tedavi yöntemleri nelerdir?

Akciğer kanserinde tanıyla birlikte tedaviden önce kanser evrelendirilerek ve hastanın genel sağlık durumuna göre uygun tedavi seçenekleri belirlenmektedir. Tümörün büyüklüğü ve yayılımına göre evreleme yapılmaktadır. Hastalığın I. ve II. erken evrelerinde cerrahi tedavi ile tümörlü dokular ve etrafındaki bir miktar sağlam doku çıkarılmaktadır. Bazı durumlarda tüm akciğer lobunun alınması da söz konusu olmaktadır. Ameliyat sonrası tüm kanserli doku ortadan kaldırıldığı için ekstra bir tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Kanserli hücrelerin çıkarılması mümkün olmayan III. evrede ise ışın tedavisi ve ilaç tedavisi olarak bilinen radyoterapi ve kemoterapi uygulanmaktadır. VI. evrede ise kemoterapi tedavisi ile yalnızca hastanın şikayetleri azaltılması için ve hastanın ömrünü uzatmak ve yaşam kalitesini arttırmak için yapılmaktadır.

Akciğer kanseri hastaları için yaşam stili önerileri

Akciğer kanseri hastalarının teşhis konulduktan sonra sigara alışkanlığını kesinlikle bırakmaları gerekmektedir. Bunun yanında tedavi programına uyum göstermeleri ve istekli olmaları tedaviyi olumlu yönde etkileyecektir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akciğer Apsesi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğerde birtakım bakteriler ve hastalıklar birlikte boşluklar oluşmaya başlar ve bu boşluklar irinle dolmaya başlamasıyla ortaya çıkan hastalığa Akciğer Apsesi denir.

Haber Merkezi / Akciğer Apsesi’ne neden olan iki önemli mikro organizma gelmektedir. Bunlar, stafilokok ve A grubu streptokok bakterileridir.

Akciğer Apsesi’nin belirtileri nelerdir ?

Akciğer apsesinde ateşli hastalıkların belirtileri bulunmaktadır. Ateş, titreme, balgam çıkartma ve öksürük şikayetleri bulunur. Ateş yükselme döneminden sonra, apsenin içinde bulunan irinin bronş yoluyla boşalması sonucu düşer. Bu sırada hasta, sürekli, koyu kıvamlı ve çevresindeki insanları rahatsız edecek bir kokuya sahip olan kötü kokulu balgam çıkarır. Bu süre zarfında ateş inip, çıkmaya devam eder. Kan tükürme görülmeye başlanır. Çıkarmış olduğu balgamın rengi sarı, yeşil ve içinde kan bulunması nedeniyle kırmızı ya da kahverengi olabilmektedir. Eğer akciğerde bulunan apse, ciğer zarına yakın bir yerde ise, batma tarzında ağrı görülebilmektedir.

Akciğer Apsesinin komplikasyonları nedir?

Akciğer apsesi tedavi edilmediğinde apse yayılmakta ve hayatı ciddi anlamda tehlikeye atmaktadır. Malnütrisyon, kaşeksi, sıvı ve elektrolit dengesinde bozulmalar da meydana gelmektedir.

Akciğer Apsesi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Akciğer apsesinin erken belirtileri diğer hastalıklarla karıştırılabileceği için pek çok hasta doktora başvurmakta gecikmektedir. Bu yüzden ortaya çıkan belirtilerde doktor randevunuzu oluşturmanızda fayda var. Randevu öncesinde şikayetlerinizi ve sorularınızı not edebilirsiniz.

Akciğer Apsesinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer apsesinde hasta şikayetleri ve doktorun yaptığı fizik muayene sonrasında akciğer filmi ve akciğer grafisi çekilmektedir. Tomografi ile apsenin yeri ve yayılımı incelenmektedir. Bunun yanında balgam incelemesi ve kan kültürü gibi birtakım testler yapılmaktadır.

Akciğer Apsesi’nin tedavi yöntemleri nelerdir ?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, hangi nedende ötürü apse oluyorsa, ona yönelik antibiyotik tedavi uygulanmaktadır. Ateş düşürülüp ve apse boşluğu kapandıktan sonra antibiyotik tedavisine devam edilip, apsenin boşaltılması için drenaj yöntemi uygulanabilmektedir. Eğer uygulanan bu ilaç tedavisine rağmen hasta da bir iyileşme söz konusu değil ise, bu durumda cerrahi işlem uygulanır ve hasta akciğer kısmı çıkarılır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akalazya Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akalazya (Achalasia), yeme işlemi sırasında yemek borusunun kasılamaması ile ortaya çıkan hastalıktır. Bu hastalık ortalama olarak 2-3 yıl içerisinde gelişmektedir.

Akalazyalı hastalar yutma sırasında yemek borusu ile mide arasındaki kapağın  açılamaması nedeniyle lokmanın takıldığını hissederler. Yutulan lokmalar yemek borusunda birikir, miktarı ve ağırlığı artınca kapağı zorla açarak mideye geçer. Bolca su içerek yutmaya çalışırlar. Hastalık genellikle yavaş ilerler, belirtiler başlangıçta hafiftir. Hastalar zaman geçtikçe yavaş yavaş bu durumlarına alışırlar,  bu hallerini normal zannedebilirler. Çoğunlukla doktora gecikmeli başvururlar. Akalazya ilerlediğinde yemek borusunun yapısını bozarak genişlemesine neden olur.

Akalazya hastalığının belirtileri:

Yutma güçlüğü (disfaji, dysphagia) akalazyanın en önemli belirtisidir. Regürjitasyon ikinci sıklıkta karşılaşılan belirtidir. Mideye geçemeyip yemek borusunda birikmiş gıda artıkları ve sıvılar geriye ağıza doğru gelir. Reflü hastalığında da benzer bir şey olduğu için akalazya hastaları yanlışlıkla reflü hastası zannedilebilir. Regürjitasyon gece olursa geri  kaçan şeyler uyurken nefes borusuna kaçabilir. Göğüs ağrısı akalazyada sık görülen bir başka önemli belirtidir. Daha çok genç akalazyalı hastalarda görülür. Çoğu hastada zamanla kendiliğinden azalıp kaybolur. Bazılarında bir kaç yıl devam edebilir. Yemek borusunda uzun süre bekleyen besin artıkları bakterilerin etkisiyle bozularak kokuşmaya, mukozada tahrişe ve reflü hastalığındakine benzer şekilde yanma hissine yol açabilir.

Akalazyanın Nedenleri Nedir?

Akalazya, yemek borusunda (özofagus) bulunan kasların sinirlerinde meydana gelen hasarla ortaya çıkmaktadır. Çeşitli hastalıklarla veya ortada sebep yokken bile yemek borusundaki kapakçığı besleyen sinirlerin ölmesiyle hastalık ortaya çıkmaktadır. Hastalıkta genetik yatkınlığında etkili olduğu düşünülmektedir.

Akalazyanın Risk Faktörleri Nedir?

Genetik yatkınlık, mide rahatsızlıkları, 20-30 yaşlar ve kadınlar akalazyada risk oluşturmaktadır.

Yemek yerken oldukça fazla zorlanan akalazya hastaları toplum içinde yemek yemekten çekinirler. Bir süre sonra hastalarda utangaçlık ve depresyon baş göstermektedir. Bunun yanında yemek borusunda kanamalar meydana gelmektedir. Yemek borusunda tahriş ve yırtılmalar söz konusudur.

Akalazya için Doktor Randevusu Öncesi Neler Yapılmalıdır?

Yutma zorluğu, göğüste tıkanma ve geğirme belirtilerinde vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturmalısınız. İlk evrelerde belirti vermeyen akalazyada hastalığa karşı düzenli olarak doktor kontrolüne gitmenizde fayda var. Randevu öncesinde belirtileri ve süresini not edebilirsiniz.

Akalazyanın Tetkik Yöntemleri Nelerdir?

Akalazya hastalığında vakaların pek çoğu ileri evrelerde doktora gitmekteler. Akalazya hastalığında, çekilen filmlerle yemek borusundaki genişleme incelenmektedir. Tanı koymak için ne yazık ki yeterli bir yöntem bulunmamaktadır. Bu yüzden hasta radyolojik, endoskopik ve manometrik olarak incelenmektedir. Bu testlerde özofagusun yapısı incelenerek tanı konulmaktadır.

Akalazyanın Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akalazyada yutma işlevini kolaylaştırmak için tedaviler uygulanmaktadır. Ölen ve hasar gören sinirler ne yazık ki tedavi edilememektedir. Buna bağlı olarak ilaç tedavisi, botoks enjeksiyonu, dilatasyon ve miyotomi olarak farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. İlaç tedavisinde kasları gevşeten ve basıncı düşüren nitrat ve kalsiyum bazlı ilaçlar kullanılmaktadır. Dilatasyon yönteminde balon dilatörler kullanılarak genişletme işlevi yapılmaktadır. Bu tedavi yönteminden sonra hastaların 5 yıl sonra tekrar dilatasyon yaptırması gerekmektedir ve işlem tekrarı arttıkça başarı oranı düşmektedir. Bunun yanında yemek borusunda delinme, kanama, sırt ve göğüs ağrısı gibi komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Akalazya Hastaları için Yaşam Stili Önerileri

Akalazya hastalarının yemeklerini yavaş yemeleri, iyice çiğnemeleri ve su ile tüketmeleri faydalı olacaktır. Bunun yanında çikolata, asitli gıdalar, sos ve alkol gibi reflüyü artıran gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Ailevi Akdeniz Ateşi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Özellikle Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerde sıklıkla görülen Ailevi Akdeniz Ateşi, ataklar halinde karın ağrısı, ateş şikayetleri ile kendini belli eden ve akut apandisit ile karıştırılabilen otozomal resesif (çekinik) geçişli kalıtsal bir hastalıktır.

Genel olarak Familial Mediterranean  Fever (FMF) adı ile bilinmektedir.

Ailevi Akdeniz Ateşinin belirtileri nedir?

Tekrarlayan ateş ve karın ağrılarıyla gelen ataklar Ailevi Akdeniz Ateşi’nde en karakteristik belirtiler arasında gelmektedir. Ataklar 3-4 gün sürmektedir. Orta ve yüksek seyreden ateş 40 C’ye kadar yükselmektedir. Şiddetli karın ağrısı, diz ve ayaklarda ağrılar, ağrı oluşan yerlerde meydana gelen kızarıklıklar, şişlikler, iltihaplanmalar, bulantı ve kusma diğer belirtiler arasında gelmektedir.

Ailevi Akdeniz Ateşinin nedenleri nedir?

Nedeni tam olarak bilinemeyen hastalıkta genetik önemli bir rol oynamaktadır. Ailesinde Ailevi Akdeniz Ateşi olan kişilerde hastalığın görülme olasılığı çok yüksektir.

Ailevi Akdeniz Ateşinin risk faktörleri nedir?

Ailesinde Ailevi Akdeniz Ateşi olanlar hastalıkta risk faktörü oluşturmaktadır.

Ailevi Akdeniz Ateşinin komplikasyonları nedir?

Ailevi Akdeniz Ateşi, çeşitli organlarda protein bazlı olan amiloid maddesinin birikmesine neden olmaktadır. Oldukça tehlikeli olan bu madde, organlara ve damarlara zarar vermekte ve hastanın hayatını tehlikeye atmaktadır. Sebep olduğu hastalıklar arasında böbrek yetmezliği, düşük ve kısırlık gelmektedir.

Ailevi Akdeniz Ateşi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Düzenli kontrol gerektiren bir hastalık olan Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığında doktor randevusu öncesinde atakların geldiği dönemler, süresi, ortaya çıkan semptomlar ve diğer bilgiler kaydedilmeli ve doktorla paylaşılmalıdır.

Ailevi Akdeniz Ateşinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Genetik kaynaklı olan hastalıkta yapılan laboratuvar incelemeleri sonucunda ilgili genlere rastlandığında teşhis kesin olarak konulmaktadır. Genetik inceleme oldukça maliyetli olduğu için doktor kontrolleri, ortaya çıkan belirtiler ve ailedeki hastalık hikayesi ile de tanı konulmaktadır.

Ailevi Akdeniz Ateşinin tedavi yöntemleri nelerdir?

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığında Kolşisin adlı ilaç ile tedavi uygulanmaktadır. Uygulanan ilaç tedavisi hastalığı ortadan kaldırmaya yönelik değil; atakların gelme süresini uzatmak, ağrı şiddetini düşürmek ve atak süresinin kısaltmak için uygulanmaktadır. Uygulanan ilaç tedavisi ile protein bazlı amiloid birikmesi de engellenmektedir.

Ailevi Akdeniz Ateşi hastaları için yaşam stili önerileri

Ailevi Akdeniz Ateşi olan hastaların doktor kontrollerini düzenli olarak yapmaları gerekmektedir. Düzenli ilaç kullanımı gerektiren hastalıkta, ilacın dozu iyi ayarlanmalı ve kontrolsüz tüketilmemelidir.

Paylaşın