Glukoz Tolerans Testi nedir? Detaylar

Açlık kan düzeyinin normalin üzerinde, ancak diyabet tanısı konulması için yeterli derecede yüksek olmadığı hastalara uygulanılması önerilen Glukoz Tolerans Testi, hastaya belli miktarda glukoz içeren bir çözelti içirildikten sonra belirli zaman dilimlerinde kan glukoz ölçümü yapılmakta ve glukozun dolaşımdan uzaklaştırılışı takip edilmektedir.

Doktor ya da beslenme uzmanı tarafından özel bir beslenme düzeni önerilmediyse, test yapılmadan önce üç gün normal şekilde yemek düzeni sürdürülmeli ve aşırı ya da her zamankinden farklı bir egzersiz yapılmamalıdır. Test uygulanmadan bir gece önce, saat 21:00’dan sonra su dışında herhangi bir yiyecek tüketilmemelidir.

Hastalar düzenli kullandıkları ilaç varsa ilaçlarını almaları gereken saatlerde almalıdır, ancak kullandıkları ilaç yiyeceklerle birlikte alınıyor ise test bitimine kadar bu ilacın alınması ertelenebilir. Ayrıca bazı ilaçlar Glukoz Tolerans Testisırasında hatalı sonuçlara yol açabilirler.

Bu nedenle test öncesinde hastanın kullandığı ilaçlar hakkında doktoruna bilgi vermesi ve bu ilaçların kullanılabilirliği hakkında onay alması gerekmektedir (Glukoz Tolerans Testi testini etkileyen ilaçların sıklıkla bir hafta öncesinden kesilmesi önerilmektedir).  Şüphe duyulan herhangi bir durumda mutlaka testi isteyen doktora danışılmalıdır. Glukoz Tolerans Testi enfeksiyon varlığında, ayrıca ağır bir stres, travma ya da cerrahi girişim söz konusu ise uygulanmamalıdır.

Glukoz Tolerans Testi sıklıkla kimlere uygulanmaktadır?

  • Taramalar sırasında açlık kan glukozu 110-126 mg/dL arasında bulunan kişilere
  • Diyabet şüphesi bulunan gebelere
  • Şişmanlığa eşlik eden diyabet veya glukoz tolerans bozukluğunun gösterilmesi için
  • Genç yaşta açıklanamayan nöropati, retinopati, ateroskleroz, koroner damar hastalığı veya periferik damar hastalığı olanlarda
  • Travma, cerrahi girişim, miyokard infarktüsü gibi stresli durumlarda hiperglisemi veya glukozüri saptanan kişilerde akut durum geçtikten sonra glukoz metabolizmasını değerlendirmek için.

Glukoz Tolerans Testi nasıl uygulanmaktadır?

10-12 saatlik gece açlığını takiben, hastadan glukoz ölçümü için açlık kan örneği alınmakta ve belli miktarda glukoz içeren bir içecek içirilip (300 ml su içinde  75 g glukoz), 120.dakikada kan glukoz düzeyi ölçülmü için ikinci bir kan örneği alınmaktadır. Testin uygulandığı süre boyunca çay, kahve, sigara içilmemeli, herhangi bir yiyecek tüketilmemelidir. Çok az miktarda su içilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.

Anormal test sonucu ne anlama gelmektedir?

Sağlıklı bir kişide 2. saatte alınan kan örneğinde kan glukoz düzeyinin 140 mg/dL’nin altında olması beklenmektedir. Glukoz değerinin 140 – 200 mg/dL arasında ölçülmesi bozulmuş glukoz toleransı olarak tanımlanmakta ve bu kişiler ileride diyabet gelişimi için takip edilmesi gereken kişiler olarak tanımlanmaktadır. Glukoz Tolerans Testi’nde 2. saat glukoz değerinin 200 mg/dL’nin üzerinde bulunduğu hallerde ise diyabet tanısı konulmaktadır.

Diyabet tedavisi, beslenmenin düzenlenmesine ek olarak, ağızdan alınan ilaçlar veya insülin ile yapılmaktadır. Doktorunuz sizin için hangi tedavinin uygun olacağına karar verecek ve düzenli aralıklarla tedaviye verilen yanıtı takip edecektir.

 

Paylaşın

Antinükleer Antikor Testi (ANA) Nedir?

Antinükleer Antikor Testi (ANA) diğer adıyla Floresan Antinükleer Antikor (FANA), bağışıklık sisteminizi kontrol etmek için yapılır. Vücudunuzun bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine saldırı için antikor üretip üretmediğini ölçer.

Antinükleer Antikor çalışmasının ardından yapılacak spesifik antikor analizleri sonrasında, klinik tablo da dikkate alınarak teşhisin kesinleşmesi sağlanabilir.

ANA hangi testle bakılır?

Birkaç metot vardır. En fazla kullanılanı, immün floresein antikor testidir. Boyanma şekline göre, periferik, homojen, granüler, diffüz, nükleolar ve benekli (speckled) olarak adlandırılır. Boyanma şekli ile hastalık arasında bağlantı vardır. Örneğin Sjögren sendromunda benekli boyanma gözlenirken, lupusta periferik boyanma vardır.

İlaca bağlı lupusta ise diffüz boyanma görülür. Pozitiflik oranı, dilüsyonel olarak ölçülür; buna göre 1:40, 1:80, 1:160, 1:320, 1:640 veya 1:100, 1:1000, 1:10 000, 1:100 000 gibi dilüsyonlarda pozitifliklerine bakılır. Düşük titrelerdeki pozitiflikler, pek anlamlı olmayabilir.

ANA pozitifliğinin anlamı nedir?

Lupus hastalarında zamanla ANA titreleri çok azalabilir (dalgalanma gösterir), bazen çok düşük düzeylere indiğinden -13 oranında negatif rapor edilebilir. Sağlıklı kişilerde ise %3-15’e varan pozitiflikler bildirilmiştir. Bu nedenle her ANA pozitifliği, hastalık belirtisi olmadıkça dikkate alınmamalı.

Bazen hastalık bulguları ortaya çıkmadan da ANA pozitifliği olabilir. Özellikle hiçbir hastalık belirtisi olmayan, ancak yüksek titrede (1:160 ve üzeri, özellikle 1:320 ve üzerinde) ANA pozitifliği bulunan kişileri, hastalığın belirtileri hakkında bilgilendirmeli ve gereğinde başvurması veya 6 ayda bir doktor kontrolü önerilmelidir. Bazı ilaçlar ANA pozitifliğine neden olabilir. Geçirilen viral enfeksiyonlar sırasında, ANA bir süreliğine pozitifleşebilir.

Özetle, hastalık belirtileri olmadan ANA pozitifliğinin tek başına anlamı yoktur; eğer yüksek titrede pozitiflik varsa, kişi bilgilendirilerek takibe alınır. Romatoloji doktoru tarafından yapılan ayrıntılı anamnez, fizik muayene ve ileri testlerinizle, otoimmün hastalığınızın olup olmadığı belirlenebilir.

ANA testi kimden istenmelidir?

Halsizlik, bitkinlik, iştahsızlık, yorgunluk gibi özgül olmayan bünyesel yakınmaları olan genç hanımlar, özel bir nedene dayandırılmayan eklem ağrıları ve/veya şişlikleri, yaygın kas-iskelet yakınmaları, kan hücrelerinde azalmalar, böbrek fonksiyon bozuklukları, idrardan protein kaybedilmesi, akciğer zarı iltihabı, kalp zarı iltihabı, soğukta parmak uçlarında ve diğer uç organlarda morarma (Raynaud), damar iltihaplanması, bazı nörolojik tablolar, diskoid lupus, güneş allerjisi gibi bazı cilt bulguları, ağız kuruluğu, göz kuruluğu ve benzeri göz bulgularının nedenini araştırma gibi durumlarda istenebilir.

Paylaşın