Laparotomi nedir, ne için yapılır? Detaylar

Tıbbi literatürde abdominal explorasyon olarak tanımlan Laparotomi, sorunun kaynağını bulmak için karın boşluğunun tamamının açılarak keşif yapma durumudur. Sorunun kaynağını belirleyen cerrah, gerekli tedaviyi hemen gerçekleştirir.

Farklı bir tanımla; Laparotomi, tanısal amaçlı ya da terapötik amaçlı olarak yapılabilir. Tanısal amaçlı olarak yapılan laparotomi, karnın içerisini gözlemlemek amacıyla yapılır. Terapötik laparotomi ise ameliyat amacıyla karnın açılması işlemidir.

Laparotomi hangi durumlarda uygulanır?

  • Apendisit
  • Karın içi abseler
  • Endometriozis (Çikolata Kisti)
  • Kanserler
  • Mide veya barsak delinmesi
  • Dış (ektopik) gebelik
  • Yumurtalık (over) kistleri
  • Myomlar ve diğer rahim hastalıkları
  • Laparotomi aşamasında karna uygulanan kesinin alanı, ameliyatın neden yapıldığına ya da teşhise göre değişkenlik gösterebilmektedir.

En yaygın olarak yapılan kesi ise kanın ortasına uygulanan kesidir. Laparotomi çoğunlukla genel anestezi altında uygulanmaktadır. Ancak nadir olarak spinal anestezi ile de uygulanabilir.

Karın boşluğuna uygulanan kesiye laparotomi denilmektedir. Hastanın şikayetlerinin sebebini öğrenmek adına uygulanan cerrahi bir girişim olan laparotomi,röntgen ya da kan tahlilleri gibi araştırma yöntemlerinin teşhis koymakta yetersiz olduğu durumlarda uygulanmaktadır.

Laparotomi aşamasında, iç organlar açılmaktadır. Bu organlar araştırılır ve problemin kaynağı tespit edilir. Bu sayede sorun tespitinden sonra aynı uygulamada hasta ameliyat edilerek tedavide olabilir. Bu sayede iki kez ameliyat olunmaz.

Laparotomi ne zaman gereklidir?

Laparotomi işlemine gerek duyulan sorun genellikle geçmeyen karın ağrısıdır. Karın ağrısı, herhangi basit ağrı kesiciler ile geçmez. Bunun yanında bulantı, kusma ve barsak problemleri de meydana gelebilir. Bu belirtilere ek olarak karın şişliği de görülebilmektedir.

Bu gibi durumlarda laparotominin yapılması gerekir. Bu sayede sorunun kaynağı tespit edilebilir.

Karın bölgesinde ortaya çıkabilecek acil durumlardan en yaygını ise; Karın bölgesine alınan darbelerdir. Bu darbelere örnek olarak trafik kazası verilebilir. Trafik kazası sebebiyle damarların yırtılmış olma riski ya da iç kanama riski söz konusudur ve acil laparatomi yapılması gerekmektedir.

Hastanın şiddetli karın ağrısının olması durumunda ise şayet apandisit ya da jinekolojik farklı bir sorun mevcut değilse, teşhis koyabilmek adına ve şikayetler daha da şiddetlenmeden önce tedavinin yapılması gerekmektedir.

Laparotomi kimi zaman yalnızca küçük bir operasyon olarak uygulanabilir. Ancak bazı zamanlarda hastanın yoğun bakımda kalmasını gerektirebilecek kadar ciddi bir operasyona dönüşebilir.

Karın duvarı, laparotominin hangi amaçla yapıldığına göre farklı alanlarda ve farklı boyutlarda uygulanabilir. Bu farklılıklara örnek olarak; misal olarak apandisit operasyonu yapılacak ise karnın sağ alt bölümüne açılmaktadır. Bu kesi küçük boyutlardadır. Ancak safra kesesi ameliyatı yapılacak ise, karnın sağ üst kaburgasına ufak bir kesi açılır.

Şayet kesiler orta hattan uygulanır ise kas, sinir ve diğer dokuların daha az tahrip olması sağlanır. Ameliyat tamamlandıktan sonra kesinin açıldığı alandaki dokuların karşı karşıya gelmesi sağlanarak dikiş atılır. Bunun dışında gereksinim duyulan alanlara iltihabı ve kanı dışarı atacak drenler uygulanır.

Kısacası; laparotomi uygulanırken sindirim sistemi organları, mesane, üreme sistemi, karaciğer, pankreas, dalak, böbrekleri ilgilendiren sorunların tanısı ve tedavisi yapılabilir.

Hastalık teşhis edilmişken yapılan ya da teşhis edilmeden önce yapılan laparotomi uygulaması ise ikiye ayrılabilir. İşlem aşamasında yaygın olarak tercih edilen kesi ise: alt ya da üst yerine, orta hattan dik olarak açılan kesidir. Bu kesiye midline adı verilmektedir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Glukoz Tolerans Testi nedir? Detaylar

Açlık kan düzeyinin normalin üzerinde, ancak diyabet tanısı konulması için yeterli derecede yüksek olmadığı hastalara uygulanılması önerilen Glukoz Tolerans Testi, hastaya belli miktarda glukoz içeren bir çözelti içirildikten sonra belirli zaman dilimlerinde kan glukoz ölçümü yapılmakta ve glukozun dolaşımdan uzaklaştırılışı takip edilmektedir.

Doktor ya da beslenme uzmanı tarafından özel bir beslenme düzeni önerilmediyse, test yapılmadan önce üç gün normal şekilde yemek düzeni sürdürülmeli ve aşırı ya da her zamankinden farklı bir egzersiz yapılmamalıdır. Test uygulanmadan bir gece önce, saat 21:00’dan sonra su dışında herhangi bir yiyecek tüketilmemelidir.

Hastalar düzenli kullandıkları ilaç varsa ilaçlarını almaları gereken saatlerde almalıdır, ancak kullandıkları ilaç yiyeceklerle birlikte alınıyor ise test bitimine kadar bu ilacın alınması ertelenebilir. Ayrıca bazı ilaçlar Glukoz Tolerans Testisırasında hatalı sonuçlara yol açabilirler.

Bu nedenle test öncesinde hastanın kullandığı ilaçlar hakkında doktoruna bilgi vermesi ve bu ilaçların kullanılabilirliği hakkında onay alması gerekmektedir (Glukoz Tolerans Testi testini etkileyen ilaçların sıklıkla bir hafta öncesinden kesilmesi önerilmektedir).  Şüphe duyulan herhangi bir durumda mutlaka testi isteyen doktora danışılmalıdır. Glukoz Tolerans Testi enfeksiyon varlığında, ayrıca ağır bir stres, travma ya da cerrahi girişim söz konusu ise uygulanmamalıdır.

Glukoz Tolerans Testi sıklıkla kimlere uygulanmaktadır?

  • Taramalar sırasında açlık kan glukozu 110-126 mg/dL arasında bulunan kişilere
  • Diyabet şüphesi bulunan gebelere
  • Şişmanlığa eşlik eden diyabet veya glukoz tolerans bozukluğunun gösterilmesi için
  • Genç yaşta açıklanamayan nöropati, retinopati, ateroskleroz, koroner damar hastalığı veya periferik damar hastalığı olanlarda
  • Travma, cerrahi girişim, miyokard infarktüsü gibi stresli durumlarda hiperglisemi veya glukozüri saptanan kişilerde akut durum geçtikten sonra glukoz metabolizmasını değerlendirmek için.

Glukoz Tolerans Testi nasıl uygulanmaktadır?

10-12 saatlik gece açlığını takiben, hastadan glukoz ölçümü için açlık kan örneği alınmakta ve belli miktarda glukoz içeren bir içecek içirilip (300 ml su içinde  75 g glukoz), 120.dakikada kan glukoz düzeyi ölçülmü için ikinci bir kan örneği alınmaktadır. Testin uygulandığı süre boyunca çay, kahve, sigara içilmemeli, herhangi bir yiyecek tüketilmemelidir. Çok az miktarda su içilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.

Anormal test sonucu ne anlama gelmektedir?

Sağlıklı bir kişide 2. saatte alınan kan örneğinde kan glukoz düzeyinin 140 mg/dL’nin altında olması beklenmektedir. Glukoz değerinin 140 – 200 mg/dL arasında ölçülmesi bozulmuş glukoz toleransı olarak tanımlanmakta ve bu kişiler ileride diyabet gelişimi için takip edilmesi gereken kişiler olarak tanımlanmaktadır. Glukoz Tolerans Testi’nde 2. saat glukoz değerinin 200 mg/dL’nin üzerinde bulunduğu hallerde ise diyabet tanısı konulmaktadır.

Diyabet tedavisi, beslenmenin düzenlenmesine ek olarak, ağızdan alınan ilaçlar veya insülin ile yapılmaktadır. Doktorunuz sizin için hangi tedavinin uygun olacağına karar verecek ve düzenli aralıklarla tedaviye verilen yanıtı takip edecektir.

 

Paylaşın