“Euobserver” haber sitesinde Koert Debeuf tarafından kaleme alınan bir analizde, AB ve NATO’nun kendi güvenliği için Türkiye’ye ihtiyacı olduğu yorumu yapıldı. Yazıda, AB ve Türkiye arasında stratejik ilişkilerin son yıllarda kötüleştiği hatırlatıldı.
Balkanlar, Suriye, Afganistan, Karadeniz bölgelerinin istikrarı ve göç konusunda AB ve NATO’nun Türkiye’ye mutlaka ihtiyacı olduğu ifade edilen analizde, “Avrupalıların, Türkiye’nin cumhurbaşkanından daha fazlası olduğunu kabul etmesi gerekiyor.” denildi.
Türkiye olmadan Suriye sorunu nasıl çözülecek?
Ankara’nın Suriyeli göçmenlere kapısını açıp en fazla göçmeni ağırlayan ülke olduğu kaydedilen analizde Türkiye’nin Suriye’nin içindeki göçmen kamplarına yine en fazla insani yardım yapan ülke olduğu hatırlatıldı.
AB ve ABD’nin hala Suriye ile ilgili barış sürecine taraf olamadığı, buna karşılık AB’nin ‘ortağı’ Türkiye’nin müzakere masasında olduğu kaydedilen yazıda, Suriye’den gelecek göçün ve bu ülkedeki katliamın durdurulması için AB’nin mutlaka Türkiye’ye ihtiyacı olduğu uyarısı yapıldı.
Batı Balkanlar ve Türkiye
AB’nin Batı Balkanlarda itibarının son yıllarda giderek azaldığı değerlendirmesi yapılan yazıda, Makedonya, Kosova, Arnavutluk ve Bosna-Hersek’te yaşanan son krizlere atıfta bulunuldu.
AB’nin Balkanlar‘daki genişleme sürecinin durmasıyla bu bölgedeki etkisinin azaldığı hatırlatılan yazıda, bununla birlikte tarihi ve kültürel bağları olan Türkiye’ye buradaki halkların daha fazla güvendiği ifade edildi.
Analizde, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Kosova’daki krizlerin aşılmasında AB’nin Türkiye’nin uzmanlığına daha fazla ihtiyacı olabileceği yorumu yapıldı.
Karadeniz bölgesindeki istikrara Türkiye’nin katkısı ne olur?
İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla Brüksel’in askeri kapasitesi ve stratejisinin azaldığı hatırlatılan yazıda, son dönemde Türkiye ve Fransa arasında Doğu Akdeniz, Libya ve Ermenistan konusunda yaşanan krizlere atıfta bulunuldu.
Yazıda bu görüş ayrılıklarının bir tarafa bırakılarak, Türkiye’nin Karadeniz’de bir ortak olarak görülmesi gerektiği yorumu yapılırken, Brüksel ve Ankara arasındaki stratejik iş birliğinin Rusya’nın genişlemesinin önündeki tek yol olduğu vurgulandı.
Yazıda, göç dalgasının güvenlik sorunu olmadığı, güvenlikten doğan bir sorun olduğunun anlaşılması gerektiğinin altı çizilerek, “Suriye’de savaş olmasıydı, IŞİD gücünü artırmasaydı, Esad rejimi halkını bombalamasıydı, 2015 yılındaki göç krizi yaşanmazdı” dendi.
Libya’dan örnek verilen yazıda, “Libya siyasi olarak 2013 yılında çökmeseydi, binlerce göçmenin Akdeniz’i aşarak Avrupa’ya geldiğini görmezdik” ifadelerine yer verildi.
“Suriye ve Libya’daki krizler önlenebilir, uçuşa yasak bölgeler binlerce insanı kurtarabilir, IŞİD’in Suriye’nin önemli bir bölümünü ele geçirmesiydi bu kaos ortamı olmazdı” denilen yazıda, bu hatalarla ilgili Batı ülkelerinin de kendilerini sorgulamasın zamanın geldiği yorumu yapıldı.
Son olarak Türkiye’nin Afganistan’da da önemli rol oynadığı, çatışma riski olan Irak’ın Türkiye’nin komşusu olduğu hatırlatılan yazının sonuç bölümünde, AB ve Türkiye için stratejik işbirliğinin geliştirilmesinden başka çözümün olmadığı uyarısı yapıldı.
(Kaynak: euronews)