NATO, Ukrayna’ya Daha Fazla Destek Konusunda Anlaştı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenledi. Stoltenberg, NATO liderlerinin Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlanması konusunda anlaşmaya vardığını söyledi.

Stoltenberg, “Rusya’ya eşi görülmemiş maliyetler yüklemeye devam edeceğiz, müttefiklerin caydırıcılığını ve savunmasını güçlendireceğiz.” diye konuştu.

Zirvede Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da 4 yeni NATO savaş grubunun konuşlandırılması kararı alındığını aktaran Stoltenberg, böylelikle Baltık Denizi’nden Karadeniz’e kadar NATO’nun çok uluslu savaş grubu sayısının 8’e çıkarıldığını söyledi.

Stoltenberg, Avrupa’da ABD’nin NATO’yu desteklemek için 100 bin askeri olduğunu belirterek, Avrupalı müttefiklerin de çoğunluğu NATO’nun doğu kanadında olmak üzere 40 bin askerinin olduğu bilgisini paylaştı.

Daha güçlü NATO vurgusu

Stoltenberg, NATO’nun yeni bir güvenlik gerçeği ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, karada özellikle ittifakın doğu kanadında daha fazla ekipman ve malzemeyle NATO’nun varlığını güçlendireceğini dile getirdi.

Havada ise daha fazla jeti konuşlandıracaklarını ve entegre savunma füzelerini güçlendireceklerini anlatan Stoltenberg, denizde ise denizaltıları artıracaklarını ve kalıcı bazda ve ciddi anlamda savaş gemilerine sahip olacaklarını ifade etti.

Stoltenberg, NATO’nun siber savunmasını ve ittifakın ortak savunmasını güçlendireceklerini belirtti.

“Ukrayna’ya daha fazla destek vereceğiz”

“Bugün müttefik ülke liderleri, Ukrayna’ya daha fazla destek verme konusunda anlaştı.” diyen Stoltenberg, Ukrayna’nın temel hakkı olan kendini savunma hakkına yardım edeceklerini vurguladı.

Stoltenberg, müttefiklerin ayrıca Ukrayna’yı önemli askeri malzemelerle donattığını aktararak, bunlara “etkisi oldukça kanıtlanmış” tanksavar ve hava savunma sistemleri ve insansız hava araçlarının dahil olduğunu kaydetti.

Ukrayna’ya önemli miktarda mali ve insani yardım sağlayacaklarını belirten Stoltenberg, “Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık.” diye konuştu.

Çin’e “Rusya’ya destek vermeyin” çağrısı

Stoltenberg, Ukrayna’daki savaşın daha fazla tırmanmaması için sorumlulukları olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“Çünkü bu daha tehlikeli ve daha yıkıcı olur. Müttefikler, Rus tehditleri ve müdahaleleri nedeniyle risk altındaki diğer ortaklara desteğimizi artırmamız gerektiği konusunda anlaştılar. Bunlara Gürcistan ve Bosna Hersek de dahil.”

Stoltenberg, zirvede, Pekin’in krizdeki rolüne de değindiklerini vurgulayarak, “Bugün, müttefik liderler, Çin’i Rusya’nın savaş çabalarını desteklemekten kaçınmaya çağırdı. Çin, Rus işgaline ekonomik veya askeri destek sağlamamalıdır. Bunun yerine Pekin, acil ve barışçıl bir çözümü teşvik için Rusya üzerindeki önemli etkisini kullanmalıdır.” dedi.

Kimyasal silah uyarısı

“Kimyasal silahların herhangi bir şekilde kullanımı çatışmanın doğasını tamamen değiştirir. Bunun geniş kapsamlı sonuçları olacaktır ve elbette çok tehlikeli olacaktır.” diyen Stoltenberg, “Rusya’nın kendi muhalefetine karşı kimyasal maddeler kullandığını, Suriye’deki Beşşar Esed rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmasını desteklediğini ve kolaylaştırdığını bildiklerini” söyleyerek, savaşı bir an önce bitirmenin önemine işaret etti.

Stoltenberg, şöyle devam etti:

“Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık. Bu, tespit, ekipman koruma ve tıbbi desteğin yanı sıra özelleştirme ve süreç yönetimi eğitimini içerebilir. Ayrıca müttefiklerin kimyasal, biyolojik ve nükleer olaylara karşı hazırlıklarını da geliştiriyoruz.”

“Çatışmanın savaşa dönüşmesini engellememiz lazım”

Stoltenberg, NATO müttefiklerinin Ukrayna’ya önemli destek sağladığının altını çizerek, Ukrayna’ya sağlanan sistemlere ilişkin operasyonel nedenlerle ayrıntıya girmeyeceğini belirtti.

NATO müttefikleri ile Ukrayna arasında yakın temas olduğuna değinen Stoltenberg, şunları kaydetti:

“Ancak şunu söyleyebilirim ki; müttefikler, Ukrayna’yı silahlarla desteklemek için ellerinden geleni yapıyor. Aynı zamanda bu çatışmanın Avrupa’da sadece Ukrayna ve Rusya’yı değil, NATO müttefikleri ve Rusya’yı da içeren, daha tehlikeli ve daha yıkıcı olacak tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini önleme sorumluluğumuz var.”

Paylaşın

Zelenskiy, NATO Zirvesinde Konuştu: Sınırsız Askeri Yardım Talep Etti

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Brüksel’de düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesine video konferans yoluyla bağlanarak, İttifak’tan daha fazla silah desteği talebinde bulundu.

Rusya’nın var olan tüm cephaneliğini kullandığına dikkat çeken Zelenskiy, ülkesinin de “sınırsız askeri desteğe ihtiyaç duyduğunu” söyledi.

NATO’ya seslenen Zelenskiy, “Tüm uçaklarınızın yüzde 1’ini ve tüm tanklarınızın yüzde 1’ini Ukrayna’ya gönderin” çağrısı yaptı. “Bütün bunları satın alamayız” diyen Ukrayna Devlet Başkanı, “Bunlara sahip olduğumuzda, bize aynı size sağladığı gibi, yüzde 100 güvenlik sağlayacak” diye konuştu.

Kiev’in aynı zamanda acilen çok namlulu roketatar sistemleri, gemisavarlar ve hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğunu belirten Zelenskiy, “Böyle bir savaşta bunlar olmadan hayatta kalmak mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın çocuklar da dahil sivilleri öldürdüğünün savunan Zelenskiy, “Bir savaş sırasında en korkutucu olanı yardım çağrınıza net cevaplar alamamanız” diye konuştu.

ABD: Gemisavar füze yardımını görüşüyoruz

Washington, Zelenskiy’nin Batı’ya daha önce yaptığı Ukrayna hava sahasını uçuşa yasak bölge ilan etme çağrısını ve NATO üyeliği taleplerini ise tekrarlamadığını belirtti.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, ülkesinin müttefiklerle birlikte Kiev’e gemisavar füze yardımı üzerinde çalıştığını ifade etti. NATO zirvesinde konu üzerine istişarelerde bulunulduğunu belirten yetkili, “bazı teknik zorlukların olabileceğini, ancak bunları aşmak için çalıştıklarını” kaydetti.

ABD’li yetkili, Başkan Joe Biden’ın kapalı oturumda NATO’nun doğu kanadına daha fazla birlik gönderilmesinden yana görüş bildirdiğini de belirtti.

Paylaşın

Zelenskiy: Ukrayna, NATO Üyesi Olmayacak

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, bugün İngiltere Başbakanı Boris Johnson ev sahipliğinde düzenlenen, Kuzey Avrupa ve Baltık ülkeleri liderlerinin katıldığı Ortak Sefer Gücü (JEF) zirvesine video konferans aracılığıyla katıldı.

Zelenskiy toplantıda, “Ukrayna NATO üyesi değil. Bunu anlıyoruz. Yıllardır kapıların açık olduğunu duyuyoruz, ama aynı zamanda İttifak’a katılamayacağımızı da. Bu bir gerçek ve bu gerçeğin kabul edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Açık kapılardan giremiyorsak, yapabileceğimiz, bize yardım edecek, bizi koruyacak partnerlerle iş birliği yapmamız” diyen Zelenskiy, ayrıca güvenlik garantisi istediklerinin de altını çizdi.

Rusya, Ukrayna’ya yönelik “askeri operasyon” düzenlemesinin gerekçeleri arasında Kiev’in NATO’ya üye olmak istemesini göstermişti. NATO’nun doğuya doğru genişleme planlarını tehdit olarak algılayan Rusya, Ukrayna’nın tarafsız bir statüye sahip olmasını talep ediyor.

Ukrayna, Rusya’nın talep ettiği tarafsız ülke statüsünü kabul etmek için Türkiye ve ABD’nin garantör ülkeler olabileceğini duyurmuş, konu geçen hafta Antalya’da Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ukraynalı mevkidaşı Dimitro Kuleba’nın yaptığı görüşmede de gündeme gelmişti. Çavuşoğlu, konuyla ilgili bir soruya “Ukrayna’nın bazı ülkelerin garantör olarak burada olmasını istediğini biliyorsunuz. Bunlardan biri de Türkiye’dir” yanıtını vermişti.

 

ülkesine daha fazla silah gönderilmesini istedi

Zelenskiy yaptığı konuşmada, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlaması için Ukrayna’ya yardım etmesi gerektiğini belirterek, bunun için de Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmesini talep etti.

Zelenskiy “Hepimiz Rusya’nın hedefindeyiz ve eğer Ukrayna direnemezse, her şey Avrupa’nın aleyhine sonuçlanacak, bu nedenle bize yardım ederek, kendinize yardım etmenizi talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ülkesine gönderilen silahların birlikler tarafından tüketildiğine işaret ederek ülkesine daha fazla silah gönderilmesi talebinde de bulundu. “Nasıl silahlara ihtiyacımız olduğunu biliyorsunuz… Sizin desteğiniz olmadan durum daha zor olurdu, çok minnettarım ama daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu da söylemeliyim” diyen Zelenskiy, daha fazla silah gönderilmesini umduğunun altını çizdi.

Konuşmasında Rusya’ya karşı tam kapsamlı ticaret ambargosu uygulanmasını talep eden Zelenskiy, Avrupa ülkeleri tarafından uygulamaya konan yaptırımların yetersiz olduğunu söyledi.

Paylaşın

Avrupa Basını: NATO, Putin’le Doğrudan Karşı Karşıya Gelmemeli

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, son yıllarda eşi benzeri görülmemiş tehlike ve endişelere neden olurken, Avrupa basınında Rusya’nın Ukrayna’nın Polonya sınırına yaptığı saldırıyla Batı’ya verdiği gözdağı ve savaşın genişlemesi senaryoları ele alınıyor.

Hollanda gazetesi De Telegraaf, NATO’nun Ukrayna krizindeki tutumunu konu eden bir yoruma yer veriyor:

“En büyük ikinci nükleer güçle NATO’nun doğrudan karşı karşıya gelmesi geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle sert yaptırımlar ve Ukrayna’ya silah gönderilmesi daha iyi bir seçenek. Ne var ki Batı, bunun Rusları durdurmaya yetmeyeceğini önceden de biliyordu. Şimdi, çaresiz mültecilerin ve yıkılmış şehirlerin görüntüleri işleri iyice kızıştırırken daha fazlasını yapma yönündeki baskı da büyüyor.

Sinik gerçeklik ise Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı NATO müdahalesi olmadan zorlaştırmanın ‘en az kötü olan’ senaryo gibi görünmesi. Ekonomik ve askeri açıdan yorulmuş bir Rusya, Başkan Putin ve ekibini Büyük Rus İmparatorluğu rüyasından uyandırmalı. Bu şekilde başka askeri maceraların da önünde geçilmiş olur. Siyasiler için bu, (kamuoyunu ikna açısından) zor bir argüman. Dışardan seyretmek dayanışma gibi görünmüyor. Ancak, bu çatışmaların büyümesini ve çok daha fazla kan dökülmesini engeller.”

İngiliz The Times, Ukrayna’nın Polonya sınırındaki Yavoriv’de askeri üsse balistik füzelerle yapılan saldırıyı şöyle yorumluyor:

“Şu ana kadar yapılan en Batıdaki Rus saldırısı Polonya ve Batıya da bir mesajdı. Batı’nın Ukrayna direnişine sinsi şekilde müdahale etmesi olarak yorumladıkları duruma misilleme olarak Ruslar, savaşı NATO sınırlarına ve ötesine genişletmekten çekinmeyecekler. Bu, gerilimi daha da tırmandırmaya yönelik bir adım ve Başkan Putin’in Ukrayna’ya müdahalesi halinde Batı’nın sonuçlarıyla yüzleşeceği tehdidini de güçlendiriyor. Ancak bu, Batı’nın hem kendini hem de yakında binlerce vatandaşını kaybedebilecek Ukrayna halkını savunma konusunda artan kararlılığını sarsmaya yetmedi.”

Belçika’da yayımlanan De Standaard, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ilişkin şu satırlara yer veriyor:

“NATO hiçbir şekilde savaşa çekilmek istemiyor. Bu yüzden de Putin’in İttifak ülkelerine saldırabileceği bir durumun önüne geçmeli; zira böyle bir durumda NATO cevap vermek durumunda kalır. Dolayısıyla, ihtiyatlı hareket etmek elzem. (…) Ne var ki, Ukraynalılar yalnızca kendileri için savaşmıyor, aynı zamanda Putin’in bir sonraki hedefi olmaktan korkan ülkeler için de savaşıyor. Ne kadar uzun savaşırlar ve Rus ordusuna ne kadar fazla darbe vururlarsa, Putin’in eski bir Sovyetler Birliği ülkesinde yeni bir maceraya atılmayı ve bir NATO üyesine saldırmayı göze alamama şansı da o kadar yükselir.”

Zürih merkezli Tages-Anzeiger’da yer alan yorumda, Almanya’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltma çabaları ve Federal Hükümet’in enerji politikalarındaki olası dönüşüm senaryoları ele alınıyor:

“Habeck’in Ekonomi Bakanlığı’nda şimdilerde Rus gazına bağımlılık hızlı ve radikal biçimde nasıl azaltılır yönünde senaryolar geliştiriliyor. Katar ve ABD’den ithalat için yeni LPG terminalleri yapılmasından bellekte daha yüksek dolum seviyelerinin sabitlenmesine, yeni gazlı ısıtıcıların yasaklanmasından çatılarda güneş enerjisi zorunluluğuna ya da sanayide atık ısısı mecburiyetine kadar çeşitli tedbirler söz konusu. Bu tür önlemlerle Avrupa Birliği’nin çabaladığı bağımlılığı üçte iki oranında azaltmak mümkün olur mu, öngörebilmek olası değil.

Almanya’nın gaz ve petrol yaptırımlarını genişletip genişletmeyeceği sorusundan bağımsız olarak, Rusya’dan ithalatın kısıtlanacağı öngörüsü, hükümetin planladığı enerji dönüşümünü temel itibarıyla sorgulamaya açık hale getiriyor. Yeşiller partili Habeck, belki de gelecekte tüm yakıtlar arasında iklime en zararlı olan yerli linyit kömüründen daha fazla enerji elde etmeye mecbur kalacak. Almanya’nın 10 gün içinde devreye sokulabilecek kömür santrali rezervleri var. Ne var ki bu, trafik ışığı hükümetinin iklim politikaları için son derece acı bir sinyal olur.”

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

NATO’dan Rusya’ya Kimyasal Silah Uyarısı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte Rusya’yı kimyasal silah kullanmaması konusunda uyardı. Rusya, Ukrayna hükümetini ABD tarafından desteklenen laboratuvarda biyolojik silah üretmeye çalışmakla suçlamıştı.

Geçen günlerde kimyasal ve biyolojik laboratuvarlar konusunda bazı “saçma iddiaların” gündeme geldiğini hatırlatan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Kremlin haklı çıkarılamayacak şeyleri haklı çıkarmak için yanlış bahaneler icat ediyor” dedi.

ABD: Rusya kimyasal silah saldırısında bulunursa ağır bedel öder

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanması durumunda “ağır bir bedel” ödeyeceğini söyledi. CBS televizyonuna konuşan Sullivan, NATO’ya yönelik herhangi bir saldırının ittifakın tam yanıtını tetikleyeceğini söyledi ve potansiyel bir kimyasal silah saldırısı tehdidini incelediklerini kaydetti.

Sullivan, herhangi bir harekete karşı uyarmak için Moskova ile doğrudan temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi. Sullivan, “Kitle imha silahlarının kullanılması, Putin’in uluslararası hukuka ve uluslararası normlara saldırısı açısından aştığışok edici ek bir çizgi olacaktır” dedi.

Birçok kente hava saldırıları şiddetlendi

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı işgal üç haftaya yaklaşırken birçok kente hava saldırıları şiddetlendi. Lviv kenti savaşın başlamasından bu yana ilk kez şiddetli saldırılarla sarsıldı. Alman Haber Ajansı (dpa) muhabiri kentte sabaha karşı çok sayıda patlama sesi duyulduğunu aktardı.

Saldırının Polonya sınırına 80 kilometre uzaklıkta düzenlendiği ve patlama seslerinin Polonya’dan da duyulduğu bildirildi. Lviv Belediyesi saldırının hedefinin bir askeri tesis olan Uluslararası Barışı Koruma ve Güvenlik Merkezi olduğunu duyurdu.

360 kilometrekare büyüklüğündeki merkezde askeri birliklerin tatbikatlar yapıldığı bildirildi. Lviv bölgesi valisi Maksim Kozitski, saldırıda 30’dan fazla roket atıldığını, 9 kişinin öldüğünü ve 57 kişinin yaralandığını açıkladı.

Ukrayna medyası saldırı doğrudan Lviv’e düzenlenmese de yetkililerin vatandaşlara yine de sığınaklarda kalması çağrısı yaptığını duyurdu. Kent Rus ordusunun düzenlediği saldırılardan kaçan

Ukraynalıların toplandığı nokta olarak biliniyor. Ukraynalılar Lviv üzerinden Batılı ülkelere göç etmeye çalışıyor. Lviv şimdiye dek Ukrayna’daki en güvenli kentler arasında sayılıyordu. Bazı ülkeler bu nedenle büyükelçilerini Kiev’den Lviv’e yerleştirme kararı almıştı.

Paylaşın

“Ukrayna’daki Savaş Rusya İle NATO Arasındaki Bir Savaşa Dönüşmemeli”

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge ilan etmenin bölgedeki savaşı NATO ile Rusya arasında bir savaşa dönüştüreceğini söyledi. 

Haber Merkezi / NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Bu çatışmanın Ukrayna sınırlarını aşarak Rusya ile NATO arasında tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini engellemek sorumluluklarımızdan biri” diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silahlarla ilgili sözlerinin “tehlikeli” ve “sorumsuzca” olduğunu belirten Stoltenberg, NATO’nun Ukrayna’ya askeri birlik ya da savaş jeti göndermeyeceğini de bir kez daha ifade etti.

Çatışmaların yaşandığı kentlerden sivillerin tahliyesi için insani koridorlar oluşturulmasının “en asgari” şart olduğunu belirten Stoltenberg, “Siyasi, diplomatik çözüm için sıkı bir biçimde çalışmanın önemli olduğuna inanmayı sürdürüyorum” diyerek, “En asgari olan, insanların çıkabileceği ve insani yardımın girebileceği insani koridorlar oluşturmaktır” söyleminde bulundu.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemlerine ilişkin de Ukrayna işgalinin NATO müttefiklerinin Rus askeri teçhizatına bağımlı olmamasının önemini gösterdiğini dile getirdi.

AB’den Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım hazırlığı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım teklifi hazırladığını açıkladı. Borrell Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin liderlerinin Fransa’nın Versailles kentindeki zirvesinde teklifin kabul edileceğinden “emin” olduğunu söyledi.

Putin’den Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllülere izin 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllüleri memnuniyetle karşıladıklarını ve savaş bölgelerine ulaşmalarına yardımcı olacaklarını söyledi. Putin ayrıca Ukrayna’ya Batı ülkelerinden gönderilen ve kendilerinin ele geçirdikleri roketatarları Rusya yanlısı ayrılıkçılara vereceklerini belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Amerikan yapımı Javelin ve Stinger gibi anti-tank sistemlerinin Luhansk ve Donetsk’teki ayrılıkçılara verilmesini teklif etmişti. Şoygu ayrıca, Ortadoğu’da Rusya yanlısı ayrılıkçı güçlerle birlikte savaşmaya istekli 16 bin gönüllü olduğu bilgisini verdi.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Savaş Ukrayna’nın Dışına Yayılmamalı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Letonya Devlet Başkanı Egils Levits ile birlikte yaptığı basın açıklamasında, Rusya’nın Ukrayna’daki sivilleri hedef aldığına dair güvenilir haberler olduğunu söyledi ve Moskova’yı çatışmayı sona erdirmeye çağırdı.

Reuters haber ajansına göre Stoltenberg, “Çatışmanın tırmanıp Ukrayna dışına yayılmasını önleme sorumluluğumuz var. Müttefik toprakların her karışını koruyacağız ve savunacağız” dedi. Stoltenberg, Rusya’nın işgalinin korkunç acılara neden olduğunu ve insani etkisinin yıkıcı olduğunu da söyledi.

Ukrayna’da 474 sivil yaşamını yitirdi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat’ta başlattığı saldırılarda bugüne kadar bin 335 sivilin hayatını kaybettiğini veya yaralandığını açıkladı. BM’nin verilerine göre, 474 sivil yaşamını yitirdi, 861’i de yaralandı.

Yaşamını yitirenlerin veya yaralananların sayısının daha yüksek olabileceğini belirten BM, “Volnovakha, Mariupol, İzyum kentlerinde yüzlerce sivilin öldüğü veya yaralandığı iddialarının” olduğunu kaydetti. BM, dün açıkladığı verilerde ise 406 sivilin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Öte yandan, Ukrayna Hava Kuvvetleri Rus birliklerine karşı verilen mücadelede Hava Kuvvetleri’nden 13 askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Ukrayna birliklerinden toplamda kaç askerin hayatını kaybettiğine ilişkin olarak ise resmi açıklama yapılmadı.

Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2 milyonu aşmak üzere

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği, Ukrayna’daki savaştan kaçanların sayısının “bugün veya yarın” 2 milyonu geçmesinin beklendiğini açıkladı. Örgütün başkanı Filippo Grandi Oslo’da yaptığı açıklamada, “2 milyon eşiğini bugün ya da en geç yarın geçeceğimizi düşünüyorum” dedi.

BM’nin verilerine göre, Rusya’nın işgalinin ardından Ukrayna’dan şimdiye kadar yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi ayrıldı. Grandi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın ilk kez bu kadar kısa sürede böylesine yoğun bir göçle karşılaştığını söyledi.

UNHCR’den ikinci mülteci dalgası uyarısı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Ukrayna’da savaşın devam etmesi halinde ikinci mülteci dalgasının çok daha savunmasız kişilerden oluşacağı uyarısında bulundu.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi, “Savaş devam ederse kaynakları ve bağlantıları olmayan insanlar göreceğiz” dedi. Avrupa için bu durumu yönetmenin daha zor olacağını belirten Grandi, “Avrupa ve ötesindeki herkesin daha fazla dayanışma göstermesi gerekecek” dedi.

Paylaşın

NATO, Ukrayna’da Neden Uçuşa Yasak Bölge İlan Etmiyor?

Rusya’nın Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırıları NATO’ya yönelik Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etme çağrılarını yeniden gündeme getirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, cuma günü Ukrayna semalarının acilen kapatılması gerektiğini söyleyerek Batı Avrupa halklarından, liderlerine baskı yapma talebinde bulundu.

Radyasyonun Rusya sınırının nerede olduğunu bilmediğini söyleyen Ukrayna Devlet Başkanı, olası bir nükleer tehlikenin tüm kıtanın güvenliğini riske atacağını belirtti. Zelenskiy’nin Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmeye yönelik çağrıları NATO tarafında karşılık bulmadı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’da uçuşa yasak bölge oluşturulmayacağını ve asker gönderilmeyeceğini yineledi.

Askeri strateji uzmanları Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avrupalı müttefiklerinin Rusya ile NATO’yu karşı karşıya getirerek savaşın boyutunu değiştirecek bu hamleye hiçbir şekilde sıcak bakmayacağını söylüyor.

Uçuşa yasak bölge nedir?

Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmek, tüm yetkisiz hava araçlarının Ukrayna üzerinde uçmasını engellemek anlamına geliyor. NATO tarafı daha önce 1991’de Körfez Savaşı’nda Irak’ta, 1993-95 Bosna Savaşı’nda ve 2011 Libya iç savaşında uçuşa yasak bölgeler belirlemişti.

NATO neden Ukrayna’da bu adımı atmıyor?

NATO yetkilileri ve uzmanlara göre, İttifak, nükleer silahlı süper güç Rusya ile doğrudan bir askeri çatışmaya girerek savaşın Avrupa’da daha geniş alanlara yayılması riskini almak istemiyor.

Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmek NATO pilotlarını Ukrayna’daki Rus uçaklarını düşürmeye zorlayabilir. Bunun dışında NATO böyle bir durumda görevi desteklemek için yakıt ikmali tankerleri ve elektronik gözetleme uçakları kullanmak zorunda kalabilir. NATO’nun bu nispeten yavaş, yüksekten uçan uçakları korumak için Rusya ve Belarus’daki karadan havaya füze bataryalarını ihmal etmesi gerekebilir.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de nitekim cuma günü yaptığı açıklamada, “Uçuşa yasaklamak ancak NATO savaş uçaklarını Ukrayna hava sahasına göndermek ve Rus uçaklarını vurarak bu kararı uygulamakla olur. Yaşanan durumun umutsuzluğunu anlıyoruz ancak bunu yaparsak Avrupa’da tam teşekküllü bir savaşla sonuçlanabilecek bir durumu beraberinde getireceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ukraynalı yetkililer ve halk ne istiyor?

Ukraynalılar ülkeyi uçuşa yasaklı bölge ilan etmenin sivilleri ve nükleer santralleri Rusya’nın hava saldırılarından kurtaracağına inanıyor.

İngiltere’deki savunma ve güvenlik araştırmaları enstitüsünden araştırma görevlisi Justin Bronk, Ukraynalıların NATO’dan tıpkı 2011’de Libya’daki iç savaş sırasında hükümet mevzilerine yaptığı saldırılar gibi daha geniş çaplı bir müdahale beklediğini söylüyor. Bronk’a göre Ukraynalılar Batılı güçlerin Ukrayna şehirlerini bombalayan roketleri tamamen süpürüp attığını görmek istiyor.

Ukrayna hava sahasında ne yaşanıyor?

Rusya’nın Ukrayna hava sahasını hızlı bir şekilde kontrol altına alacağına yönelik tahminler henüz gerçekleşmedi. Uzmanlara göre, Rusya’nın büyük kara saldırısında sabit kanatlı savaş uçaklarının çoğunu neden yerde bıraktığı merak konusu. Bazıları bu durumu Rus pilotlarının hızlı hareket ve koordinasyon gerektiren geniş çaplı kara operasyonları için yeterince iyi eğitimli olmamasıyla açıklıyor.

Notre Dame Üniversitesi’nde ders veren emekli ABD Hava Kuvvetleri tümgenerali Robert Latif, Rusya tarafının kısıtlı bir alanda hareket ettiği için havadan müdahale konusunda endişeli olduğunu düşünüyor. Latif, “Ukrayna havada dolaşmak için her türlü alanın olduğu Orta Doğu gibi değil. Sınırları çok kolay aşabilirler.” şeklinde konuşuyor.

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna’yı İşgali; NATO Yeniden Hayat Mı Buldu?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2019 yılında NATO’nun “beyin ölümünün” gerçekleştiğini açıklaması o dönem büyük tartışmalara neden olmuştu. Fakat Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi İttifak içerisinde tekrar birlik sağlanmasına yol açtı ve ‘NATO yeniden hayat mı buldu?’ soruları yükseldi.

NATO tarihinde bir ilk olarak Genel Sekreter Jens Stoltenberg Ukrayna’daki savaşa cevap olarak Avrupa sınırlarını güçlendirmek için 40 bin kişilik acil durum gücünü sevkedilmesi kararını verdi. 2004 yılından beri NATO askerleri sadece doğal afetler sonrası müdahaleler ve Afganistan’dan tahliyenin koordinasyonu için kullanılmıştı.

Romanya’daki NATO üssüne 500 Fransız askerin gönderilmesi bekleniyor. Polonya ve Baltık ülkelerine de 1000 asker sevk edildi. Ayrıca Ukrayna ve Rusya’ya komşu ülkelerdeki hava savunma hattını güçlendirmek için savaş uçakları da bölgeye gönderildi.

Ukrayna konusunda NATO’nun kararlı duruşu ittifaka hiç katılmamış olan İsveç ve Finlandiya’yı da cesaretlendirdi ve katılma isteğini yeniden değerlendirmeye başladı.

‘NATO asıl amacına dönüyor’

Macron’un ve Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları ile bölünmüş ve Afganistan’daki kaos nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalmış olan NATO hiç olmadığı kadar zayıf bir durumda görünüyordu.

France 24’e konuşan Nante Üniversitesi’nden Jenny Rafik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hareketlerinin NATO’nun kendini yeniden bulmasını ve bağlarını kuvvetlendirmesini sağladığını vurguladı. Rafik “Rus işgali ile NATO, üyeler arasında ihtilafa neden olan asıl amacına dönmüş oldu,” ifadelerini kullandı.

İhtilafların sonu

Bu son gelişme NATO’nun doğu ve batı üyeleri arasında uzun süredir süren görüş ayrılıklarının rafa kalkmasına yol açtı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Macaristan ve Polonya gibi eski Sovyet bloku ülkeleri kendilerini Rus tehdidine karşı korumak için ittifaka katılmıştı. Fransa, İspanya ve ABD ise odağın Akdeniz, Çin ve terörle mücadeleye kaymasını istiyordu fakat Ukrayna krizi doğulu üyeleri haklı çıkardı.

Ayrıca başta ABD tarafından dillendirilen Avrupalı ülkelerin savunma harcamalarını arttırmaması yönündeki eleştiriler de son buldu. Hedefteki ülke Almanya 100 milyar euroluk savunma bütçesinin yanı sıra milli gelirinin yüzde ikisinden fazlasını savunma harcamalarına ayırma kararı aldı.

Bazı ülkelerin sadakati ile ilgili şüpheler de son buldu. ABD Başkanı Joe Biden NATO topraklarının her karışını Rusya’ya karşı koruyacağı sözünü verdi. Chatham House araştırmacısı Samantha de Bendern yıllardır Avrupa ülkelerinin ABD’nin NATO içerisindeki yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğinden endişe duyduğunu belirtti. Özellikle küçük ülkeler Rusya’nın saldırması halinde ABD’nin cevap vereceğinden şüphe duyuyordu. De Bendern, “Her ne kadar Avrupalılar ancak ABD’nin bir silahlı çatışmada kendilerini savunması halinde tam emin olacak olsalar da, Joe Biden’ın takındığı tavır bu korkuları biraz olsun yatıştırdı,” ifadelerini kullandı.

Hatta bazıları tam aksini düşünse bile Türkiye de NATO saflarında yer aldı. De Bendern Putin’le yakın ilişkileri olmasına rağmen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna silah sevkiyatı yapması ve boğazları kapatmasının bu konudaki endişeleri de ortadan kaldırdığını belirtti.

Nükleer tehdit

Fakat şu anda oluşmuş olan birliğin Rusya’ya karşı uzun süreli bir konsensüse dönüp dönmeyeceği henüz bilinmiyor. Ukrayna NATO üyesi olmasa da Kiev’in batı ittifakına yakınlaşması Rusya’nın işgalinin gerekçesini oluşturdu.

Bu nedenle Finlandiya ve İsveç’in de bu yolu denemesine düşük bir ihtimal olarak bakılıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Finlandiya tarafsız bir pozisyon belirlerken İsveç de çatışma bölgelerine silah göndermekten kaçınmıştı.

Fakat her iki ülke de bu geleneklerini bozarak Ukrayna’ya destek olacaklarını açıkladı. Fakat Raflik’e göre Finlandiya’nın nötralize edilmesi Soğuk Savaş’ın en temel konularından biri ve NATO’nun Finlandiya’yı ittifaka alarak Rusya’yı provoke etme riskini almayacak.

Tüm bu dengeler Putin’in nükleer silahları da alarm durumuna geçirmesi ile daha da tehlikeli hale gelmiş oldu. Gerginliği azaltmak için ABD, Ukrayna’ya asker göndermeyeceği sözünü tekrarladı.

Bu bir anlamda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in talep ettiği uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin hayata geçirilmeyeceğini gösterdi. Sıcak gelişmeler Avrupa’da NATO’ya ve savunma harcamaların artırılmasına olan desteği artırsa da kriz sakinleştiğinde bu durumun kalıcı olup olmayacağı belirsizliğini koruyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Putin, Avrupa’da Barışı Yok Etti

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’yı işgale başlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Avrupa’da barışı yok ettiğini” söyledi.

Polonya’nın Lask Hava Üssü’nü ziyaretinde Ukrayna’daki savaşa ilişkin açıklamalarda bulunan Stoltenberg, İttifak’ın “toprağının her karışını” savunacağını da tekrarladı.

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile birlikte üssü ziyaret eden Stoltenberg “Devlet Başkanı Putin Avrupa’da barışı yok etti. Müttefikler, Ukrayna’nın haksız ve acımazsızca işgalini kınıyor” şeklinde konuştu.

Stoltenberg sözlerini “Rusya’nın saldırısı kesinlikle kabul edilemez ve Belarus da buna destek veriyor. NATO müttefikleri Ukrayna’yı destekliyor” şeklinde sürdürdü.

NATO’nun “Rusya ile çatışma aramadığını” vurgulayan Stoltenberg, ancak gerektiğinde NATO’nun topraklarını savunmaya hazır olduklarının ve İttifak’ın doğu kanadını güçlendirdiklerinin altını çizdi. Stoltenberg, “NATO topraklarının her karışını koruyacağız ve savunacağız” dedi.

Rusya’nın savaşı sonlandırması ve birliklerini Ukrayna’dan çekmesi gerektiğini vurgulayan Stoltenberg, Rusya’ya iyi niyetle diplomatik çözüm için çaba göstermesi çağrısı yaptı.

NATO birlikleri Ukrayna’ya gönderilmeyecek

Stoltenberg, NATO birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesini ise bir kez daha reddetti. “NATO çatışmaların bir parçası olmayacak. Dolayısıyla NATO Ukrayna’ya birlik göndermeyecek veya uçaklarını Ukrayna hava sahasına sevk etmiyoruz” ifadelerini kullanan Stoltenberg, ancak NATO’nun Ukrayna’ya askeri ve mali yardımda bulunacağını söyledi.

Polonya Cmuhurbaşkanı Duda da “Uçaklarımızı göndermiyoruz, çünkü bu Ukrayna’da yaşanan çatışmaya askeri olarak müdahil olmak anlamına gelir. NATO’nun çatışmalara dahil olması anlamına gelir, ama NATO bu çatışmanın bir tarafı değil” ifadelerini kullandı. Ukrayna’ya insani yardım başta olmak üzere destek sağladıklarını belirten Duda, “Ama uçaklarımız şu aşamada Ukrayna’ya gitmiyor” ifadesine vurgu yaptı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın