Özgür Özel İle Mustafa Destici Görüştü: Türkiye Normalleşemez

BBP Lideri Mustafa Destici ile görüşme sonrası açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından cumhurbaşkanı ve siyasi parti liderleriyle görüşmelerin yarattığı siyasette “normalleşme” iklimi için eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

Haber Merkezi / “Ankara’nın ortasında iki kız babası bir siyasetçi bir ülkü ocaklarının da önceki genel başkanlarından birisi bir siyasi cinayete kurban gidecek, onu uyuşturucu torbacıları öldürecek, kamu görevlileri kaçmalarına yardım edecek ve o kan yerde kalacak. Neden? Bir partideki birilerinin yapmış olduğu temaslar ortaya çıkmasın parti zarar görmesin! O kan orada durdukça Türkiye’de siyaset normalleşemez! Cumhur İttifakı’nın bu yüksen kurtulması lazım.”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile CHP Genel Merkezi’ndeki makamında bir araya geldi. CHP lideri Özel’e CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları İlhan Uzel ve Sevgi Kılıç eşlik etti. Özel ve Destici görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.

Özel konuşmasında şunları söyledi: “31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye siyasetinde çeşitli şekillerde nitelendirilen bir normalleşme süreci yaşanıyor. Ama bizim bugünkü görüşmemiz bir normalleşme sürecine işaret etmiyor. Çünkü biz zaten Meclis’te görev yaptığı sırada da Sayın Destici ile iki siyasi partinin yürütmesi gereken hem nezaket kuralları, hem protokol kuralları çerçevesinde hep birlikte olmuş ve temaslarımızı sürdürmüş iki partiydik. Bayramlaşmalarda heyetlerinin birbirini ziyaret ettiği, bayramlarda Genel Başkanlarının birbirini aradığı bir siyasi parti olarak bugünkü ziyareti bir hayırlı olsun ziyareti olarak son derece önemli buluyoruz.

Gündemimizde pek çok konu vardı ama Türkiye’de, Avrupa ve Dünya’nın çok gerisinde bir Siyasi Partiler Kanunu ile karşı karşıyayız. Siyasetin finansmanının şeffaf olması, denetim altında olması, bazı siyasi partilere Hazine ve seçim yardımı yapılıyorken sadece beş partiye bugünkü uygulama ile yapılabiliyor. Bazı siyasi partilerin bundan mahrum olmasının kabul edilemez olduğu noktasında bir kez daha karşılıklı fikir birliği içinde olduğumuzu gördük. 2018 seçimlerinden hemen önce ben CHP’nin heyet başkanı olarak ziyaret etmiştim genel merkezlerini. Orada Hazine yardımının hiç değilse yüzde 1’in üzerinde oy almış bütün partilerin almasını savunmuştuk.

Öyle bir taslağımız vardı. Ama gelen baskın seçim bu tartışmaları olanaklı kılmadı ve ardından da bambaşka bir gündeme savruldu Türkiye. Bugün yine bir kez daha ifade etmek isterim ki fikirlerin tümünün kolayca ifade edilebilmesi, toplum tarafından duyulmasının sağlanması ancak ve ancak siyasi parti kurulmasının kolaylaştırılması, siyasi parti faaliyetlerinin devlet tarafından desteklenmesi ve özellikle belli bir mali gücün altındaki siyasi partilerin bugünkünün aksine pozitif ayrımcılıkla seslerini duyurmaları, örgütlenmelerini sağlamaları noktasında mutlaka gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor.

Biz Sayın Destici’yle, BBP ile ayrı ittifaklardayız. Ayrı siyasi yelpazenin farklı kanatlarındayız. Bu konudaki müşterek duygumuzu her ikimiz ifade ettik. Bundan sonraki süreçte bir düzenleme yapılması noktasında biz buna son seçimlerin en çok oy almış birinci partisi olma sıfatıyla da AKP’nin 22 yıllık pratiğinden farklı olarak gönülden destek vereceğimizi ve oy vereceğimizi ifade etmek istiyorum. Bir kez daha kendisine nazik ziyaretleri için teşekkür ediyorum.

İçeride tekrar ettiğim bir tebriği burada ifade etmem gerekir. BBP başta Sivas il belediyesi olmak üzere bu dönemde çok sayıda ilçe ve belde belediyesini kazandılar. Neredeyse iki katına çıkardılar. Onu seçim akşamı özellikle Sivas’ın BBP tarafından alınmasına ben ‘BBP amiral gemisini, sancak gemisini kazandı’ diye ifade etmiştim. Ben de kendilerini tebrik ediyor. Belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine başarılı çalışmalar diliyorum.”

Özel, gazetecilerin soruları üzerine, “Yarın Saadet Partisi’ni ziyaret edeceğim. Önümüzdeki hafta yine önce Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler, milletvekili bulunan siyasi partiler ve mümkün olan, siyasette aktif olarak bir sıklet merkezini temsil eden tüm siyasi partilerin liderleri ile görüşmek istiyorum” dedi. Özel, sokak hayvanları ile ilgili düzenleme hazırlığına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:

“Ülkemizde sahipsiz sokak hayvanları sorunu olduğu bir gerçektir. Bu konuda 31 Mart tarihinden sonra hem yerel yönetimlerimize ışık tutmak, hem yapılacak olası çalışmalara yasal zemin hazırlamak üzere Türkiye Veteriner Hekimler Birliği ile bir araya geldiğimiz toplantıda kendilerine bu soruna hem insan sağılığını ve güvenliğini önceleyen, hem de hayvan haklarına saygılı doğru bir çözümün önerilmesiyle ilgili taleplerimizi iletmiştik. Kendileri de bu konuda kendilerinden görüş alınmasının mesleklerine verilen değer açısından ve konunun gerçek uzmanlarına danışılması açısından bu yaklaşımımızı kıymetlendirdikleri ifade etmişlerdi.

Kendilerinin hazırlık süreci tamamlandıktan sonra böyle bir görüşmeyi yapmayı ümit ediyorduk. Son günlerde bizim de basından takip edebildiğimiz kadarıyla bu konuda bir hareketlenme var. Bir hazırlık var. Sayın Genel Başkan’ın ifade ettiği gibi bir taslak görmüş değiliz henüz. Taslak üzerinden elbette hep birlikte çalışacağız. Ancak TBMM insan kaynağı ile verilen emek ile harcanan en kıymetlisi zaman, Meclis imkânları ile Ocak 2020’de tüm grubu bulunan siyasi partilerin katılımıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurdu. Bu komisyon hayvan haklarının korunmasına yönelik olarak raporunu verdi. Bu raporda bu soruna da etraflıca yer verildi.

Bu rapor hazırlanırken uzmanlar, akademisyenler dinlendi. Bu konuda uzun bir çalışma sonucunda çok iyi bir rapor ortaya çıktı. Bu raporda uyutma meselesi hasta ve tedavi edilemez hayvanlar ve kontrolü mümkün olmayan bir takım hayvanlarla sınırlı, sokak hayvanlarının çoğalmasını engelleme ile ilgili bir uyutma tedbiri kesinlikle burada yok. Ama burada soruna bir müdahale var. Diyor ki rapor: Bir hayvan hakları fonu kurulmalıdır. Bu hayvan hakları fonunun gelirleri belediyelerin aldıkları emlak, çevre, temizlik vergilerinden aktarılacak paylar. At yarışından, Milli Piyango gibi şans oyunlarından aktarılacak paylar ve idari cezalardan aktarılacak paylarla bağışlardan oluşmalıdır.

Bu fon barınakların yapılması, kısırlaştırmaların yapılması ile ilgili harcamaları bu fondan karşılanabilir ve yeterli kaynak sağlanır. Bunu tüm siyasi partiler böyle söyledi. Meclis bunu bu şekliyle karara bağladı. Şimdi bugün tasarruf tedbirleri söz konusu olunca ‘Efendim biz parayı seçim ekonomisine harcadık, bu köpekleri uyutalım’ derseniz, bunun tutar bir tarafı yok. O yüzden bu fon kurulmalıdır. Başta kısırlaştırma olmak üzere barınaklar için bu paralar olmalıdır. Uyutma, hastalar, tedavi edilemeyen hayvanlar, saldırganlığı önlemeyen hayvanlar üzerinde son tedbir olarak zaten bilim insanları tarafından da ifade edilmektedir.

Bizim yaklaşımımız Meclis’in kendi raporuna sahip çıkması ve bu fonun mutlaka kurulması yönündedir. Bu fonun önemli gelir kalemlerinden bir tanesi de bağışlardır. Türkiye’de bu sorun iki başlıdır. Bir yandan biraz önce Sayın Genel Başkan’ın da ifade ettiği gibi okula giden çocuklar, sabah erken vakitte ibadete giden yaşlılar, aracı olmayan toplu taşımaya erken vakitte ulaşmaya çalışan, belli bir gelirden yoksunlar açısından bir güvenlik sorunudur.

Bu sorun görülmezse ve meseleye bu sorun görülmeden bakılırsa çözüm olmaz. Diğer yandan da bu hayvanların yaşam hakkı vardır. Hayvan hakları vardır. Hayvan severlerin hassasiyeti vardır. O yüzden kurulacak böyle bir fona çok ciddi bağış ve katkıların yapılabileceği, bu konuda hiçbir sıkıntının olmayacağı da aşikârdır. Ama tasarruf tedbirleri konusunda binlerce, on binlerce, yüz binlerce candan tasarruf edemezsiniz. Bu konuda çok istikrarlı, dengeli ve bilimsel işler yapmak gerekiyor. Koronavirüs meselesi kısırlaştırma konusunda engel olmuş ve inanılmaz derecede bir popülasyon artışı olmuştur.

Burada etkin kısırlaştırma ve biraz önce Sayın Genel Başkan’ın da ifade ettiği, Sivas Belediyesi’nin bir önceki yerel iktidarları döneminde bin tane sokak hayvanının tamamen kısırlaştırıldığı, barınağa alındığı örnek gibi yapıldığında çok kısa sürede bu sorunda hızlı bir düşüş yaşanacaktır. Biz bu meselenin maalesef bir sınıfsal sorun haline dönüşüp, yoksulların tehdit altında olduğu, zenginlerin de hayvan haklarını savunduğu bir ikilemden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir ikileme düşürülmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sorun Türkiye’nin sorunudur. Hep beraber çözeceğiz.

Özel, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin belediyelerdeki personel alımı konusundaki açıklamalarına ilişkin soruya, “Dört başı mamur bir özeleştiri olmuş. CHP bu kadar belediyeyi aldı da kimden aldı. Bunları DSP’den almadı. BBP’den almadı. Tamamına yakınını AKP’den, bir kısmını da MHP’den aldık bu belediyelerin. Seçim zamanında dünya kadar eleman alıyorlar dediği kendi seçim kaybetmiş belediye başkanlarına ilişkin eleştiridir. Partisine dair bir özeleştiridir. Gelmiş belediye başkanımız, görev yapacak. Ama bir bakıyor. Seçimi kaybetme telaşıyla, belki kaybedeceğini bilerek ya da kazanabilmek umuduyla AKP’li belediye başkanı son iki ayda 600-700 kişi almış.

Bunları işten çıkarsanız ki mecburen işten çıkarılıyor. Son dönemde yapılan bu yığma alımlar. Bu bazen CHP tarafından aday gösterilmeyip başka aday tercih edilen, o günkü CHP’li sonradan başka partiden ya da bağımsız aday olmuş birkaç arkadaşımız da yaptı. Onlar da çıkarılıyor. Onlar belki CHP’ye yakın isimler almışlar ama bu yığma. 600-800 kişiye maaş ödemeye kalktığınızda Özhaseki’nin dediği gibi ‘Belediyenin bütçesi buna müsait değil’ diyor. Bu kişilerin tamamına yakınını AKP’li belediye başkanları aldı. Şimdi devlet bu yükü niye çeksin, CHP’li belediye bu yükü çekerken niye hizmet edemesin? Ben Sayın Özhaseki’ye soruyorum. Belediye başkanlarımızın ifadeleri şu, hiç olmazsa beş tane, 10 tane elim ayağım olacak, hizmeti birlikte yapacağım elemana ihtiyacım var diyor.

Seninki 600 tane doldurmuş, bırak 10 tane de yeni eleman alalım diyor. Tasarruf tedbirleri var. Öyle olmasın, böyle olmasın. Hem ekmekle oynanmasın, hem CHP’li belediye eleman alamasın. Nasıl kendi icraatını yapacak? Bu milli iradeye topyekûn bir saygısızlık. Kendisini şu anlamda tebrik ediyorum. AKP belediyeciliğinin son günlerini çok iyi özetlemiş. Kaybedeceğini anlayınca yüzlerce elemanı doldur. Ne kadar varsa doldur. Seçimi kaybedince de CHP’nin kucağına bunu bırak. Bugün Türkiye gazetesinin manşetine baktım. Devlet bu yükü niye çeksin? Niye yaptınız bunu?” yanıtını verdi.

“Türkiye normalleşemez”

Özel, MHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’ın açıklamalarına ilişkin olarak şunları kaydetti: “Cumhur İttifakı’nın iki bileşeni Rabia’da birleşmişlerdi, hep dört yapıyordu. Bir kere de biz Rabia yaptık. Arkadaşların baya canları sıkılmış görünüyor. Oradaki tespitim şu olacak. Oradaki sorduğum sorular ve söylediklerim üzerine tespitim şu. Memnun olduğum husus şudur ki ben isim vermedim. Ama beyefendiler konuyu kendi üzerlerine almışlar.

Memnun olduğum konu şudur ki o iki kişiyi koskoca MHP camiasında, sadece o ikisi savundu. Kendilerini savundular. Bize hakaret etmeyi tercih ettiler. Bir üçüncü isim çıkıp da ne onları savunmaya kalktı. Ne de başka bir şey söyledi. Mesele bu kadar hassas. Mesele bu kadar ciddi ve mesele bu kadar gerçek zaten. Ben bunun üstüne daha fazla ne söyleyeyim? Cümle âlemin bildiğini sadece ima ettik. İki tane hakaret dolu tweet. İki tane benim o bana söylüyor diyen kişi. Üçüncü bir kişi yok ki bunları savunsun ve arkalarında dursun. Vicdanlar yaralıdır.

Normalleşme sorunuza da cevabım şu. Ankara’nın ortasında iki kız babası bir siyasetçi, bir Ülkü Ocakları’nın da önceki Genel Başkanlarından birisi, bir siyasi cinayete kurban gidecek, onu uyuşturucu torbacıları öldürecek, kamu görevlileri kaçmalarına yardım edecek. Cenaze ve kan yerde kalacak. Neden? Bir partideki birilerinin yapmış olduğu temaslar, görüşmeler, iletişim ortaya çıkmasın. Parti zarar görmesin. İttifakımız zarar görmesin. O cenaze, o kan orada durdukça Türkiye’de siyaset normalleşemez. İlk önce MHP’nin, ucu kime gidiyorsa gitsin deyip bu yükten kurtulması, sonra Cumhur İttifakı’nın bu yükten kurtulması, Türkiye siyasetinin bu yükten kurtulması lazım. Normalleşme diyorsanız, normal siyasi partiler bir cinayet işlendiğinde ona karşı bir sis indirmeye çalışmazlar. Biz inen sisin farkındayız. O sis kalkmadan Türkiye normalleşemez.”

“Sokak hayvanlarını uyutmayı kapsayan tasarıyı destekleyeceğiz”

Destici ise konuşmasında şunları kaydetti: “Bir hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Aslında daha önce planlamıştık ama araya seçim girdi. Girdikleri ilk seçimde de başarıyla çıktılar. Başarılarından dolayı kendilerini tebrik ediyorum. BBP olarak biz de belediye sayısını yüzde yüzün üzerinde artırarak çıktık. Büyükşehirlerin neredeyse yarısına yakını CHP’de geri kalanı da Cumhur İttifakımızda. Biz hem AKP‘nin olduğu hem de CHP’nin olduğu yerlerde uyum içerisinde çalışma yürütüyoruz.

Farklı bir ittifakı içerisindeyiz tabi bu hassasiyeti de gözeterek siyasetimize devam ediyoruz. Neticede Türkiye partisiyiz. Önceliğimiz milletimizin birliği refahı huzuru. Bunun için elbette birlik olmaya ve birlikte hareket etme zorunluluğu olan noktalarda millete ve devlete karşı olan bir borcumuz var. Bugün de görüşmemizde yeni anayasayı konuşma fırsatı bulduk. Türkiye’nin darbe anayasasından kurtulması gerektiğine inanıyoruz. Konuşmalarımızda şunu gördük ki CHP de Türkiye’nin yeni, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğu konusunda hem fikiriz.

Ben Kemal Beye ifade ettiklerimi Özgür Beye de ifade ettim. Herkes teklifini kamuoyu önünde paylaşsın ben uzlaşamayacağımız noktaları bir kenara bırakarak en azından azami müştereklerimizde buluşarak bir anayasa yapma konusunda gayret göstermemiz gerektiğini söyledim. Bizim için kırmızı çizgi terör ve şiddettir. Terör örgütleriyle arasına mesafe koyduğu sürece her siyasi parti her sivil toplum örgütü hatta her fert kendi fikrini özgürce söyleyebilir, inancını yaşayabilir. Kırmızı çizgimiz terör ve şiddettir. Bunda da aynı fikirde olduğumuzu gördük. Bu görüşme çok faydalı oldu.”

Destici, sokak köpeklerinin uyutulması hazırlığına ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Neticede biz BBP olarak bize teslime dilen belediyelerde bir ay içinde bu çalışmaları başlatacağımızı ve sokaklarımızı hastalıklı ve saldırgan sokak köpeklerinden temizleyeceğimizi ifade ettiler. Belediyelerimiz bu çalışmalarını tamamladılar. Şu anda köpekler toplanıyor. Tedavi görecekler tedavi görecekleri yerlere, barınak imkanı olanlar barınaklara, hastalıklı ve terbiye edilemeyecek şekilde saldırgan olanların da uyutulması konusunda biz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu konuda devletimizin yasa hazırlığı içinde olduğunu duymaktan da büyük bir memnuniyet duyduk. Bu yasa teklifini de desteklediğimizi ifade ediyorum. Şu ana kadar bildiğimiz haliyle bizim seçim öncesi söylediğimiz her şeyin o yasa içerisinde birebir olduğunu görüyoruz.”

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda ‘BBP’ Krizi

Katıldığı bir televizyon programında yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Sivas’ta ve İstanbul’un ilçelerinden aday çıkaracağını duyurdu.

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerinde çalışmaları hız kazandı.

Yeniden Refah Partisi (YRP) kendi adaylarıyla seçimlere gireceğini daha önce ilan etmişti. Cumhur İttifakı’nın bir diğer bileşeni Büyük Birlik Partisi’nden (BBP) de benzer bir açıklama geldi.

Haber Global’de yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programına katılan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Sivas’ta ve İstanbul’un ilçelerinden aday çıkaracağını duyurdu.

Destici şu ifadeleri kullandı: “Pazar günü Sivas ve bölge illerimizin aday tanıtım toplantılarımızı gerçekleştireceğiz. 27 Ocak’ta da İstanbul’un ilçelerindeki belediye başkan adaylarımızı açıklayacağız.

Biz elbette ki Cumhur İttifakı’nı önemsiyoruz. Cumhur İttifakı 15 Temmuz hain FETÖ darbe gecesi sokakta kurulmuş bir ittifaktır. Ben de o gece sokakta olan siyasi liderlerdendim. Bu daha sonra bir ittifaka dönüştü. 2018, 2019 ve 2023 seçimlerinde.

Biz Sivas’ı istedik ama bir pazarlık olarak değil. BBP’nin tabanının motivasyonun arttırılması lazım. O yüzden Sivas’ın verilmesi ile taban motive olur. AKP Sivas adayını açıklayınca bunu kabul edilmediğini gördük, biz de kendi adayımızı açıkladık. Cumhur İttifakı ortağı ile yarışacağız, kim kazanırsa Cumhur İttifakı kazanmış olacak.”

Paylaşın

BBP Lideri Destici “Cumartesi Anneleri”ni Hedef Aldı

Katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada “Cumartesi Anneleri”ni hedef alan BBP Lideri Mustafa Destici, “Ülkemizde, ‘kadın hakları savunucusu’ kimlikleriyle, gündemi çok uzun yıllar domine eden topluluklar, kendi belirledikleri çerçevenin dışındaki hiç kimseye, insan haklarını, kadın haklarını veya herhangi bir hakkı layık görmediler” dedi ve ekledi:

“Türkiye’de 25 yıl aşkın süre ‘cumartesi anneleri’ başlığı altında, terör örgütlerinin propagandası yapıldı. Sayısız örnekle ve belgeleriyle gerçekler ispat edilmesine rağmen, on binlerce cinayete imza atan ve halen terör örgütü bünyesinde bulunan kişilerin aileleri ‘failli meçhul’ kurbanları olarak istismar edilip gündemde tutuldu.”

Mustafa Destici konuşmasına, “Aynı kişileri, bir dönem Türkiye aleyhindeki lobilerin oyuncağı haline gelmiş olan medyada, bir yandan milletimize sözde laiklik dersi verirken, diğer yandan masum sivilleri, öğretmenlerimizi, vatandaşlarımızı, köylülerimizi hedef alan terör örgütlerini, terör uzantılarını savunurken gördük” sözleriyle devam etti.

Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Ankara’da bir otelde düzenlenen, “Cumhuriyet’in 100. Yılında Kadın Hakları Buluşması”nda konuştu.

Birgün’ün aktardığına göre; “Cumartesi Anneleri”ni ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Pervin Chakar’ın elini öpmesi sebebiyle hedef gösteren BBP lideri Destici, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizde, ‘kadın hakları savunucusu’ kimlikleriyle, gündemi çok uzun yıllar domine eden topluluklar, kendi belirledikleri çerçevenin dışındaki hiç kimseye, insan haklarını, kadın haklarını veya herhangi bir hakkı layık görmediler. Türkiye’de 25 yıl aşkın süre ‘cumartesi anneleri’ başlığı altında, terör örgütlerinin propagandası yapıldı.

Sayısız örnekle ve belgeleriyle gerçekler ispat edilmesine rağmen, on binlerce cinayete imza atan ve halen terör örgütü bünyesinde bulunan kişilerin aileleri ‘failli meçhul’ kurbanları olarak istismar edilip gündemde tutuldu. Aynı kişileri, bir dönem Türkiye aleyhindeki lobilerin oyuncağı haline gelmiş olan medyada, bir yandan milletimize sözde laiklik dersi verirken, diğer yandan masum sivilleri, öğretmenlerimizi, vatandaşlarımızı, köylülerimizi hedef alan terör örgütlerini, terör uzantılarını savunurken gördük.

Ama hiçbiri Diyarbakır annelerinin adlarını ağızlarına almadılar. Eli öpülesi şehit anneleri de onlar için haklarının savunulmasına değmiyordu. CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel şehit annelerinin değil, terör savunucusu sözde bir sanatçının elini öpüyor, bunu da büyük pişkinlikle savunmaya devam ediyor. Ona buradan bir kez daha söylüyoruz. Öpülecek bir el arıyorsan, şehit annelerinin ellerini öp.”

Paylaşın

BBP Lideri Destici: İYİ Parti’den İstifa Edenlerle Görüşüyoruz

Partisinin Başkanlık Divanı Çalışma Kampı sonrası düzenlediği basın toplantısında konuşan BBP Lideri Destici, “Büyük Birlik Partisi’nin kapısı ülkesini seven, milletinin derdiyle dertlenen, devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün yanında olan herkese açıktır. Özellikle geçmişte aynı ocaklarda görev yaptığımız, aynı partilerde siyaset yaptığımız, gönül birliği içinde olduğumuz arkadaşlarımıza sonuna kadar açıktır” dedi ve ekledi:

“Onun için İYİ Parti’den ya da bir başka partiden bu şartlara haiz arkadaşlarımız partimize katılmak isterlerse elbette ki onları partimiz bünyesine katarız. Elbette ki oradan ayrılan arkadaşlarımızın ya da milletvekillerimizin partimize katılması ya da siyaset yapması için bazı arkadaşlarımızın görüştüğü isimler de var. İnşallah onlarla ilgili de olumlu sürece yaklaşıldığında kamuoyuyla paylaşılır. Ama biz esas kucaklaşmayı inşallah önümüzdeki yerel seçimlerde milletimizle birlikte yapacağız.”

BBP Lideri Destici geçen eylül ayında yaptığı bir değerlendirmede İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e çağrıda bulunarak “Biz elbette ki İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz. Bu sadece yerel seçimlere mahsus bir şey değil” demişti.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Başkanlık Divanı Çalışma Kampı sonrası düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Destici, yerel seçimlerle ilgili seçim kurulu oluşturduklarını, seçim beyannamesi hazırlığı yaptıklarını söyledi. Mustafa Destici, “İYİ Parti’den istifa eden bazı isimlerin BBP’ye geçeceği iddiası”na ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Büyük Birlik Partisi’nin kapısı ülkesini seven, milletinin derdiyle dertlenen, devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün yanında olan herkese açıktır. Özellikle geçmişte aynı ocaklarda görev yaptığımız, aynı partilerde siyaset yaptığımız, gönül birliği içinde olduğumuz arkadaşlarımıza sonuna kadar açıktır. Onun için İYİ Parti’den ya da bir başka partiden bu şartlara haiz arkadaşlarımız partimize katılmak isterlerse elbette ki onları partimiz bünyesine katarız.

Elbette ki oradan ayrılan arkadaşlarımızın ya da milletvekillerimizin partimize katılması ya da siyaset yapması için bazı arkadaşlarımızın görüştüğü isimler de var. İnşallah onlarla ilgili de olumlu sürece yaklaşıldığında kamuoyuyla paylaşılır. Ama biz esas kucaklaşmayı inşallah önümüzdeki yerel seçimlerde milletimizle birlikte yapacağız.”

Destici geçen eylül ayında yaptığı bir değerlendirmede İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e çağrıda bulunarak “Biz elbette ki İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz. Bu sadece yerel seçimlere mahsus bir şey değil” demişti.

BBP olarak yerel seçimlere tüm yerlerde kendi amblemiyle girecek yeterliliğe sahip olduklarını bildiren Destici, “Bunun hazırlıklarını hem Seçim İşleri Başkanlığımız hem Teşkilat Başkanlığımız hem de diğer başkanlıklarımızın ortak bir çalışmasıyla sürdürmekteyiz” dedi.

Destici, Cumhur İttifakı’nın genişleyerek yoluna devam ettiğini anlatarak, şöyle konuştu: “Karşı ittifak son seçimden sonra adeta tuz buz oldu. Dağılmadık, kırılmadık, dökülmedik bir tarafları kalmadı. Cumhur İttifakı ise ilk günkü azim, kararlılık ve birlik beraberlik ruhuyla devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin birliğini önceleyerek yoluna devam ediyor. Elbette ki yine bu hassasiyeti de muhafaza ederek kararlarımızı alıyoruz ve yolumuza da bu şekilde devam ediyoruz.”

Anayasa açıklaması

Destici, BBP’nin ‘hep demokratik ve yeni bir anayasadan taraf olduğunu, bu konuda atılan tüm adımları desteklediğini’ söyleyerek, “Türkiye’nin behemehal 1980 darbecilerinin, cuntanın yaptığı 82 Anayasası’ndan kurtulması, tam demokratik hukukun üstünlüğünü, milletin birliğini esas alan ve devletin varlığı, ülkenin bölünmez bütünlüğünü muhafaza edeceği, bu milletin kültürü, inancıyla ters düşmeyecek, sivil demokratik bir anayasaya kavuşması bizim de en büyük siyasi hedeflerimizden bir tanesidir” dedi.

Paylaşın

Destici Ve Aksakal’dan Erdoğan’a ’50+1′ Yanıtı: Başkanlık Sisteminin Temel Taşı

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 50+1 formülünün değişmesi gerektiği yönündeki sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Aksakal, “Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirilmesi gereken hususları bugünün meselesi haline getirmenin kimseye bir yararı yoktur” ifadelerini kullanırken, Destici, “Açıkça ifade edelim ki ‘yüzde 50+1’ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yani başkanlık sisteminin temel taşıdır. Bu taş yerinden oynarsa başkanlık sistemi çöker” dedi.

MHP Lideri Bahçeli ise, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “50+1 hususunda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı görüşteyiz” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yüzde 50 artı 1” açıklamasına Cumhur İttifakı içinden tepkiler devam ediyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ardından Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerisine karşı çıktı.

“Bu taş yerinden oynarsa başkanlık sistemi çöker”

BBP Genel Başkanı Destici, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Destici, “yüzde 50 artı 1” ile ilgili değerlendirmesinde, “Açıkça ifade edelim ki ‘yüzde 50+1’ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yani başkanlık sisteminin temel taşıdır. Bu taş yerinden oynarsa başkanlık sistemi çöker” dedi.

“Binaenaleyh bu husus tartışmaya kapalı olmalıdır” diyen Destici, şöyle devam etti: “Yapılacak olan ya da tartışılacak olan nedir? Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu ivedilikle demokratikleştirilmelidir. Siyasetin finansmanı şeffaf hale getirilmelidir. Anayasa’ya aykırı bir şekilde yapılan Hazine ve seçim yardımı mutlaka kaldırılmalıdır.”

“Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında…”

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu: “Yeni anayasal sistem, halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının kuracağı kabine eliyle, devletin yönetimini esas almış ve devlet işleyişi buna göre planlanmışken, eğer bu görev en çok oy alan adayla deruhte edilirse, bu bizi yüzde 20 ile seçilen bir cumhurbaşkanının yüzde 80 çoğunluğun hilafında bir yönetim dayatmasına götürür. Bunun sonu kaos olur. Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirilmesi gereken hususları bugünün meselesi haline getirmenin kimseye bir yararı yoktur.”

Bahçeli: Dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı görüşteyiz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün (21 Kasım) TBMM Grup Toplantısı’nda Erdoğan’a yanıt verdi ve şunları söyledi: “50+1 hususunda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı görüşteyiz.

Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için yönetimde istikrar ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal olacak şeklidir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, “‘yüzde 50+1’ sisteminin değiştirilmesini istediğini söylemişti.

Erdoğan, şunları kaydetmişti: “50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda İsveç’in NATO’ya Üyeliği Çatlağı: Destici’den Hayır Çağrısı

“Türkiye, İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili NATO’nun İsrail konusundaki tavrını dikkate alarak adım atmalıdır” diyen BBP Lideri Mustafa Destici, “İsveç’in, İslam’ın ve Müslümanların kutsallarını yapılan saldırılar durmadan ve bunları önleyici yasal tedbirler alınmadan, özellikle terör örgütleri ile ilgili Türkiye’ye verdiği sözler ve iadeler eksiksiz yerine getirilmeden, NATO’ya üyeliği asla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından onaylanmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Mustafa Destici ayrıca, “NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Ortadoğu’da, sivilleri hedef alan, sadece bölgeyi değil, dünya barışını da tehdit eden bir katliam yaşanırken sessiz kalıp, Türkiye’ye İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda akıl vermesi hadsizliktir, utanmazlıktır. Avrupa’nın ortasında devam eden, yeni bir dünya savaşının tetikleyicisi olabilecek savaşı sona erdirmeye gayret göstermek yerine Ukrayna’ya silah yardımının artırılması çağrısı yapması, NATO’nun varlık gerekçesini inkâr etmektir” dedi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Gazete Duvar’ın aktardığına göre, Destici, Gazze’de yaşananları savaş olarak adlandırmanın gerçeklere, tarihe ve insanlığa bir ihanet olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Savaşın da kuralları vardır. Soykırıma dönüşen cinayetlere, katliamlara sessiz ve tepkisiz kalmadık, kalmayacağız. Uluslararası kuruluşların İsrail’e verdiği doğrudan ve dolaylı desteği kınıyorum, lanetliyorum. 2,5 milyona yakın sivilin, bir aya yaklaşan süredir ateş altında olmasına rağmen, Avrupa Birliği’nin, NATO’nun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, ateşkesi sağlama gayreti göstermek, işlenen insanlık suçlarına karşı tavır almak bir yana, soykırımın devamını sağlayan tavırları ayrıca bir insanlık suçudur.”

Destici, cinayetlere, katliamlara, soykırıma karşı Filistin’e destek için Pazar günü Sivas’ta ‘Hür ve Bağımsız Filistin Mitingi’ yapacaklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onaylayarak Meclis’e gönderdiği İsveç’in NATO’ya üyeliği protokolü için TBMM’te çağrı yapan Destici şöyle konuştu:

“NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Ortadoğu’da, sivilleri hedef alan, sadece bölgeyi değil, dünya barışını da tehdit eden bir katliam yaşanırken sessiz kalıp, Türkiye’ye İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda akıl vermesi hadsizliktir, utanmazlıktır. Avrupa’nın ortasında devam eden, yeni bir dünya savaşının tetikleyicisi olabilecek savaşı sona erdirmeye gayret göstermek yerine Ukrayna’ya silah yardımının artırılması çağrısı yapması, NATO’nun varlık gerekçesini inkâr etmektir. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, ‘İsrail-Filistin çatışmasında aktif bir rol üstlenmemeliyiz’ açıklaması, bir uluslararası güvenlik kuruluşunun, iflasını itiraf etmesidir.

İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili, Türkiye, NATO’nun İsrail konusundaki tavrını dikkate alarak adım atmalıdır. Ayrıca İsveç’in, İslam’ın ve Müslümanların kutsallarını yapılan saldırılar durmadan ve bunları önleyici yasal tedbirler alınmadan, özellikle terör örgütleri ile ilgili Türkiye’ye verdiği sözler ve iadeler eksiksiz yerine getirilmeden, NATO’ya üyeliği asla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından onaylanmamalıdır.”

Paylaşın

BBP Lideri Destici’den Meral Akşener’e İttifak Çağrısı

İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde aday çıkaracaklarını dile getiren İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e çağrıda bulunan BBP Lideri Mustafa Destici, “İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz” dedi ve ekledi:

“Bu sadece yerel seçimlere mahsus bir şey değil. Biz, Türk devletinin varlığını daha güçlü bir şekilde devam ettirmesi, ülkenin bütünlüğünün muhafazası ve Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, milletin kardeşliği açısından milli, manevi hassasiyetleri yüksek olan, devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milleti önceleyen herkesin bir araya gelmesini arzu ediyoruz.”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Eskişehir’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazete Duvar‘ın aktardığına göre; Destici, “İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na katılacağı yönünde söylentiler var. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Geçtiğimiz genel seçimlerde de ben aslında İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içerisinde yer alması gerektiğini ifade etmiştim. Eğer İYİ Parti, Cumhur İttifakı çatısı altında seçimlere girmiş olsaydı bugün yaşananlar kendileri, kendi partileri ve kendi bulundukları ittifak açısından yaşanmamış olurdu. Biz kendilerini defaten uyardık. Yani o ittifakta, karşı ittifakta, Milli İttifakı’nda PKK olduğunu, PKK’nın uzantıları HDP’nin, Yeşil Sol’un, DHKPC’nin uzantıları olduğunu, TİP’in, TİKKO’nun uzantıları olduğunu ifade etmiştik, söylemiştik.

Ama o zaman kulaklarını kapattılar, bildikleri yolda devam ettiler. Ama seçim bittikten sonra şu anda herkes orada eteğindeki taşı döküyor. Şu anda en çok eteğinde kimin taş birikmiş diye bakıyoruz. İYİ Partililerin eteğinde çok taş birikmiş. Şu anda onlar inanılmaz bir şekilde Millet İttifakı’na, Cumhuriyet Halk Partisine, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanına, adaylarına yönelik her şeyi söylüyorlar ve seçimin kaybedilmesinin sorumlusu olarak da Kemal Bey’i, Cumhuriyet Halk Partisini ve onların kadrolarını görüyorlar.

Bu saatten sonra da Cumhuriyet Halk Partisiyle tekrar yerel seçimlerde bir ittifak yapabilirler mi? Bütün bu yaşananlara ve İYİ Parti’nin ortaya koyduğu bu zikzak siyasetine baktığımda her şey olabilir diye görüyorum. Bir kere daha genel seçimlerde yaptığımız çağrıyı yapıyoruz. Biz elbette ki İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz. Bu sadece yerel seçimlere mahsus bir şey değil. Biz, Türk devletinin varlığını daha güçlü bir şekilde devam ettirmesi, ülkenin bütünlüğünün muhafazası ve Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, milletin kardeşliği açısından milli, manevi hassasiyetleri yüksek olan, devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milleti önceleyen herkesin bir araya gelmesini arzu ediyoruz.”

“İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde ayrı seçime gireceğiz”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fatih Altaylı ile yaptığı söyleşide yerel seçimlere ilişkin ittifak düşünmediklerini belirterek İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde ayrı seçime gireceklerini söylemişti.

Akşener, yerel seçimlere ilişkin yaptığı açıklamada, “İttifak sistemi içinde yer almamaya kararlıyız” ifadelerini kullanmıştı. Yerel seçimlerdeki olası bir başarısızlık için de Akşener, “Bedelini ödeyeceğim, tüm sorumluluk bana ait. Bana ‘Tayyip Erdoğan’a yanladı’ diyenler dahil herkes istediğini söyleyebilir. Umurumda değil. İki; biz bu partiyi CHP’nin adaylarını seçtirmek için kurmadık. Bitti” dedi.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda Zam Çatlağı: Destici’den Vergi Düzenlemesi Tepkisi

Cumhur İttifakı’nda zam çatlağı devam ediyor. Vergi sistemi ile ilgili çok kapsamlı düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten BBP Lideri Mustafa Destici, “Bu maliyetlerin yükü, vatandaşlarımızın tamamının sırtına yüklenmemelidir. Bu adil, hakkaniyetli değildir” dedi.

Mustafa Destici, açıklamasının devamında, “Türkiye’nin en zengin, en varlıklı insanıyla 7 bin 500 lira emekli maaşı alan ya da 11 bin 400 lira asgari ücret alan akaryakıt istasyonuna gittiğinde aynı miktarda ÖTV ödememelidir. Vergi, kazancı olandan, varlıklı olandan alınır, emekli ya da asgari ücretliden vergi alınmaz, alınmamalıdır. Dolayısıyla burada düzenlemeye ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Vergi sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Destici, şunları söyledi: “Vergi sistemimizle ilgili çok kapsamlı düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu maliyetlerin yükü, vatandaşlarımızın tamamının sırtına yüklenmemelidir. Geliri düşük olan ile geliri yüksek olan akaryakıtta aynı Özel Tüketim Vergisi’ni ödememelidir.

Bu adil, hakkaniyetli değildir. Türkiye’nin en zengin, en varlıklı insanıyla 7 bin 500 lira emekli maaşı alan ya da 11 bin 400 lira asgari ücret alan akaryakıt istasyonuna gittiğinde aynı miktarda ÖTV ödememelidir. Vergi, kazancı olandan, varlıklı olandan alınır, emekli ya da asgari ücretliden vergi alınmaz, alınmamalıdır. Dolayısıyla burada düzenlemeye ihtiyaç vardır.”

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının “Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı devam edecek mi? Millet İttifakı’nda olan büyükşehirlerde işbirliği olacak mı?” sorusu üzerine Destici, “Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı değildir, bir pazarlık ittifakı asla değildir. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi hain FETÖ darbesine karşı sokakta kurulmuş bir ittifaktır. Bu anlamda, Büyük Birlik Partisi ittifaka, ittifakın ruhuna bağlıdır.” cevabını verdi.

Paylaşın

Destici’den Zam Açıklaması: Kabul Edilebilir Ve Hakkaniyetli Değil

Sosyal medya hesabı üzerinden zamlara tepki gösteren BBP Lideri Destici, “Akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV’nin yüzde 200 üzeri yükseltilmesi kabul edilebilir ve hakkaniyetli değildir” dedi.

Haber Merkezi / Destici, “Ekonominin şoför mahallinde oturanlar kolaycılığa kaçarak, çözümü dolaylı vergilerde bulup faturayı dar gelirli ve üretici ile yüksek gelirlinin sırtına aynı oranda yüklememelidir. Bu doğru ve hakça değildir. Ayrıca bugüne dek yapılan tüm iyileştirmeleri de değersiz kılmaktadır” açıklamasında bulundu.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici, zamlara sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla tepki gösterdi. Destici, şu ifadeleri kullandı:

“Akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 200 üzeri yükseltilmesi kabul edilebilir ve hakkaniyetli bir düzenleme olmamıştır.

ÖTV dolaylı bir vergi düzenlemesidir. Yani yoksulla zenginin, geliri düşük olanla yüksek olanın aynı oranda ödediği vergidir. Akaryakıta bu denli zam yapmak yerine mesela, doğalgazda geliri yüksek olanlara uygulanan sübvanse (yüz milyarca TL) ile siyasi partilere verilen milyarlarca TL hazine yardımı kaldırılabilirdi.

Ekonominin şoför mahallinde oturanlar kolaycılığa kaçarak, çözümü dolaylı vergilerde bulup faturayı dar gelirli ve üretici ile yüksek gelirlinin sırtına aynı oranda yüklememelidir. Bu doğru ve hakça değildir. Ayrıca bugüne dek yapılan tüm iyileştirmeleri de değersiz kılmaktadır.

Zamlarla ya da kemer sıkarak ekonomiyi düzeltmek, bütçe açıklarını kapatmak sıradan ekonomi yöneticilerinin de yapabileceği şeylerdir. (Nitekim 70’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’de sıkça uygulanmıştır)”

Akaryakıtta ÖTV zammı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi’ne (ÖTV) zam yapıldı. ÖTV tutarları, benzinde ve motorinde 5 lira, LPG’de 4 lira artış olarak belirlendi.

Karara göre; benzinin litresinde 2,52 TL olan ÖTV 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV ise 7,05 TL’ye yükseltildi. Zam sonrası, benzinin litre fiyatı 28 TL’den 34 TL’ye, motorinin litre fiyatı 26 TL’den 32 TL’ye çıktı. Diğer akaryakıt ürünlerinde de litre başına 5 liraya yakın artış öngörüldü.

Geçen hafta da KDV zammı gelmişti

Erdoğan’ın kararıyla akaryakıt ürünlerinde KDV’nin yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilmesine ilişkin karar ise 10 Temmuz’da yürürlüğe girmişti.

Doğalgaza da ÖTV zammı geldi 

Resmi Gazete’de yayımlanan kararla ayrıca doğalgaz üzerinden alınan ÖTV’ye de zam geldi. Buna göre, ÖTV tutarı standart metreküp başına doğalgazda 0,0747 TL, motorlu taşıtlarda yakıt olarak kullanılan doğalgazda ise metreküp başına 2,7944 TL oldu.

Doğalgazda bir önceki ÖTV oranı standart metreküp başına 0,0230 TL, motorlu taşıtlarda yakıt olarak kullanılan doğalgazda ise 0,8599 TL olarak belirlenmişti.

Paylaşın

BBP Lideri Destici: Kılıçdaroğlu Tehlikeli Bir Rakip

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanacağını öne süren BBP Lideri Destici, Kemal Kılıçdaroğlu için ise, “Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip” ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR’a ilişkinde konuşan Mustafa Destici, “HÜDA PAR hiçbir şekilde ittifak içerisinde değil. Bir önceki seçimde de aday çıkarmayıp desteklediler. Ama o zaman gündeme gelmedi” dedi.

Cumhur İttifakı üyesi Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, TGRT Haber’de gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanacağını öne süren Destici, Kemal Kılıçdaroğlu için ise, “Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip” ifadelerini kullandı.

“Deprem bölgesinde Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önde çıkacak göreceksiniz. Birinci turda bu iş bitecek” diyen Destici özetle şunları söyledi:

“(BBP için) Ben 5 ila 10 arası oy bekliyorum. Ama asla 3’ün altında beklemiyoruz. 20 milletvekili de çıkaracağımıza inanıyorum.

Cumhur İttifakı olarak bu durumda da Meclis çoğunluğunu elde edeceğimizi düşünüyorum. Ama ortak liste olsaydı 360’ı geçebilirdi.

Anket ortalamasında CHP’nin oy oranının 26’larda olduğunu görüyoruz. İYİ Parti’nin baraj altında kalacağına yüzde 100 inanıyorum.

Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip. Milli güvenlik bakımından zor. PKK ile kol kola yürüyor. Avrupa ile kol kola yürüyor. İngiltere’de mafyalar ile kol kola yürüyor. Kılıçdaroğlu, ABD ile ortaklık yapacağını söylüyor.

HÜDA PAR hiçbir şekilde ittifak içerisinde değil. Bir önceki seçimde de aday çıkarmayıp desteklediler. Ama o zaman gündeme gelmedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun döneminde terörle mücadelede büyük kazanımlar yaşandı. Soylu Cumhuriyet tarihinin en başarılı içişleri bakanı.”

Paylaşın