İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan’ın CHP’yi eleştirirken, “Büyük turplar ortaya saçıldığında bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak” sözlerine tepki göstererek, “Bu şantajdır” dedi.
Müsavat Dervişoğlu ayrıca, Erdoğan’ı siyasetçilerle ilgili bildiklerini açıklamaya çağırarak, “Bu size şimdi 2011’deki kaset kumpaslarını hatırlatmıyor mu?” sorusunu yöneltti.
İYİ Parti Lideri Dervişoğlu, zamanı henüz netleşmemekle birlikte İBB Başkanı Erkem İmamoğlu’nu cezaevinde ziyaret edeceğini söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, gazetecilerle iftarda buluştu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında yaşananlara dikkat çeken Dervişoğlu, ekonominin, sosyal barışın zedelendiğini, bunun aşılması için siyasetçilerin el birliği yapması gerektiğini belirtti.
Dervişoğlu, İstanbul’da yaşananları “hukuk garabeti” olarak nitelendirdi. İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra milyonların meydanları doldurduğuna işaret eden Dervişoğlu, “Orada işlenmiş bir suç söz konusu olsa o kadar insan, birini korumak için meydanları doldurmaz” dedi.
Yaşananların temel nedeninin “sistem sorunu” olduğunu savunan Dervişoğlu, “Demokrasimiz bunca tecrübeye rağmen, bu sistem değişikliği yüzünden elde etmiş olduğu olgunluğu kaybetti” yorumunu yaptı.
İYİ Parti Genel Başkanı, bundan sonraki süreçte sistemin eksiklerini daha sık dile getireceklerini ve “parlamenter demokrasi” talebinde ısrarcı olacaklarını vurguladı: “Aksi takdirde bu yönetim anlayışının türevi yönetim anlayışlarıyla karşı karşıya kalırız ve Türkiye de ona gebe bir görüntü sergiliyor.
Herkes konuşuyor, ‘Cumhurbaşkanı rakiplerini kendi belirliyor’ diyor. Yani bu Whatsapp’ta herkesin aklından geçenin konuşulmaması mümkün değil. CHP içindeki gelişmeler ona göre değerlendiriliyor.
Siyaset kurumlardan azade şahıslarla bir yolculuk tanımına dahil olursa akıbetinde bu olacağı aşikardır. Siyaseti de kişiselleştirirseniz siyasetin mühendisleri ona uygun stratejiler geliştirirler. Türkiye’de yaşanan budur. Türkiye’de sistem mekanizmayı kıyma makinesine çevirmiş, partileri eler hale gelmiştir.”
“Böyle adalet olur mu? Bu şantajdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çarşamba günkü grup toplantısında, CHP’yi eleştirirken, “Büyük turplar ortaya saçıldığında bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı makamındaki kişinin böyle sözler söylerken çok iyi düşünmesi gerektiğini belirten Dervişoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Heybede turp biriktirmek var, orta yerde suç var, işlensin ‘ben de bu işlenmiş suçu saklayayım’ böyle adalet olur mu? Bu şantajdır.
Şu turpun büyüğünü de küçüğünü de bizle ilgili neyi varsa falan bir çıkarsın da insan da kendinden şüpheleniyor ya. Benim kendimden bir şeyim yok da geride bıraktığımız dönemde birçok insanı yaktılar. Sonra bakın benle ilgili o kabil bir şey çıkarmaları mümkün değil. Yani bunu Cumhurbaşkanı söylerse 30 sene ölmüş adamı yapay zekayla konuşturuyorlar ya. Afedersiniz bu, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmektir.”
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptaline yönelik tartışmaları da değerlendiren Dervişoğlu, kurultayın üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçtiğine dikkat çekti. Dervişoğlu,”Demek heybete biriktirdiği turplardan biri oydu” ifadelerini kullandı.
MHP’de siyaset yaptığı dönemde Haziran 2016’daki MHP olağanüstü kurultayının iptali ile şu anda CHP üzerinden yürüyen kurultay tartışmalarıyla benzerliği olmadığını belirten Dervişoğlu, “Bizim kongre talebimiz onlar için (MHP-AKP) nişan merasimi gibi oldu” dedi.
Dervişoğlu, o iptal kararından sonra Türkiye’de darbe girişimi olduğuna, arkasından sistem değişikliği yaşandığına dikkat çekti. Dervişoğlu, “Onları da tarih yazacak. O konularla ilgili de çok önemli şeyler söyleyeceğim zamanı gelince. Şimdilik bekliyorum. Kimin ne olmak için, neyi yaptığını anlatacağım” diye konuştu.
Partisinin yol haritasının sorulması üzerine de Dervişoğlu, hukuku ve demokrasiyi savunmak için “parlamenter demokrasi” vurgusunun dozunu artıracağını ve bütün muhalefetin de bu konuda bir arada durması gerektiğini ifade etti.