Lübnan Başbakanı Necip Mikati, ülkede yaşayan yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli mültecinin Suriye’ye iadesi için uluslararası toplumdan destek istedi. Mikati aksi takdirde Suriyelileri zorla ülkeden çıkaracağını belirtti.
Altı milyonluk Lübnan nüfusunun neredeyse yüzde 25’ini Suriyeliler oluşturuyor. Lübnan, dünyada nüfusa oranla en çok Suriyeli mültecinin yaşadığı ülke.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Mikati açıklamasını Birleşmiş Milletler’in desteklediği Lübnan Krizi Müdahale Planı programının bugün gerçekleştirilen açılışında yaptı. Lübnan hükümeti ile toplam 126 ulusal ve uluslararası partneri, Suriye savaşının ülkedeki etkileriyle mücadele etmek, ekonomiye katkı sağlamak ve kamu hizmetlerine destek vermek için 3,2 milyar dolarlık yardım talep etti.
Yaptığı açıklamada Mikati, Suriye krizinin başlangıcından 11 yıl sonra Lübnan’ın “artık bu yükü taşıyacak gücü kalmadığını” söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Uluslararası topluma sesleniyorum. Suriyeli göçmenlerin ülkelerine iadesi konusunda yardım etme çağrısında bulunuyorum. Aksi takdirde ülkemizin yasalarına uygun şekilde ülkeden çıkarılmaları için gerekli sürece başlayacağız.”
Lübnan Krizi Müdahale Planı, zorla yerinden edilmiş 1,5 milyon Suriyeli, 1,5 milyon Lübnanlı ve yaklaşık 209 Filistinli sığınmacıya, kamu kuruluşları ve yerel kurumlarla çalışarak insani yardım ve istikrar müdahaleleri sağlamayı hedefliyor.
BM, Lübnan’a 2015 yılından bu yana Lübnan Krizi Müdahale Planı aracılığıyla 9 milyar dolarlık destek sağladığını belirtiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlar, Suriyeli mültecilerin zorla ülkelerine iadesinin doğru olmadığını söylüyor, şimdiye kadar geri gönderilen birçok kişinin insan haklarına aykırı şekilde, çok zor durumlarda yaşadığını iddia ediyor.
Lübnan’da ekonomi
Dünya Bankası’na göre Lübnan 1850’lerden beri dünya genelinde yaşanan en kötü ekonomik krizlerden biriyle karşı karşıya. Ülkede ekonomik kriz yüzünden ülkenin yüzde 80’inin yoksulluk sınırında yaşadığı düşünülüyor. Koronavirüs pandemisinden önce bile ülke ekonomisi bir çöküşe doğru gidiyordu.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Ekim 2019’daki açıklamasına göre nüfusun yaklaşık üçte biri yoksulluk sınırı altında yaşıyor, işsizlik neredeyse yüzde 25’lerde seyrediyor ve ülke düşük büyüme ve yükselen enflasyonla başa çıkmaya çalışıyordu. Pandemi de ekonomiye bir darbe daha vurdu.
Ekonomi 2021’de tekrar hareketlenmeye başladığında ise para birimindeki değer kaybı, gıda, yakıt ve ilaç ithalatında daha yüksek fiyatlar ödenmesine yol açtı. Enflasyon arttı, kıtlıklar yaşandı.