Tunus Açıklarında Göçmen Tekneleri Battı: En Az 29 Ölü

Tunus Sahil Güvenliği, Akdeniz üzerinden İtalya’ya ulaşmak isteyen göçmenleri taşıyan üç teknenin alabora olması sonucu en az 29 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Tunus son dönemde Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden Avrupa’da daha iyi bir hayat umuduyla Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışan göçmenlerin izlediği rotada Afrika’dan ayrılma noktası olarak Libya’nın yerini almış durumda.

Avrupa’ya ulaşmak için Afrika ülkelerinden yola çıkan göçmenlerin rotaları üzerinde bulunan Tunus kıyılarında son günlerde üst üste çok sayıda tekne alabora oldu.

Göçmen teknelerinin sayısının arttığı Sfaks kıyılarında son dört günde 5 tekne battı. Bu teknelerde bulunan göçmenlerden 67’si kaybolurken 29’unun cansız bedenine ulaşıldı.

Sfaks kıyılarında tekneleri alabora olan 5 kişi de Mahdia açıklarında sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı.

Tunus sahil güvenlik ekipleri, sadece son dört günde İtalya’ya doğru yola çıkan 80 tekneyi durdurduklarını ve 3 binden fazla göçmeni gözetim altına aldıklarını açıkladı.

İtalya sahil güvenlik ekipleri de perşembe günü yaptıkları iki operasyonda 750 kişiyi kurtardıklarını duyurmuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre bu yıl İtalya’ya Tunus’tan 12 bin sığınmacı düzensiz geçiş yaptı. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam bin 300 düzeyindeydi.

Aynı dönemde Tunus sahil güvenliği 14 bin göçmeni taşıyan onlarca teknenin denize açılmasına engel oldu. Geçen yıl bu sayının yaklaşık 3 bin olduğu kaydedildi.

İtalya’dan ekonomik yardım çağrısı

İtalya sahil güvenlik yetkilileri ise son iki kurtarma operasyonunda İtalya açıklarında 750 göçmenlerin kurtardıklarını duyurdu.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni Tunus’un finansal istikrarı göçmenlerin Avrupa’nın artan sığınmacı akını riski altında olduğunu söyledi. Meloni, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve bazı ülkelere Tunus’a yardım çağrısında bulundu.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler Duyurdu: Türkiye, En Çok Sığınmacının Yaşadığı Ülke

3 milyon 600 bin Suriyeli, 318 bin de başka ülkelerden olmak üzere Türkiye‘de yaklaşık 4 milyon sığınmacı yaşıyor. Bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu iddia ediliyor.

Suriyeliler dışında en çok sığınmacı gelen ülkelerin başını Afganistan ve Irak çekiyor. 11 ili etkileyen ağır 6 Şubat depremleri sonrasında sığınmacılar konusunda Türkiye’nin daha fazla uluslararası desteğe ihtiyacı var.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Cenevre’deki merkezinden bugün yapılan açıklamaya göre, Türkiye bu yıl da dünya çapında en çok sığınmacı barındıran ülke sıralamasında birinci oldu. Bu yılki sıralamayla Türkiye dokuz yıldır en çok sığınmacı alan ülke sıralamasında başı çekiyor.

UNHCR’den yapılan açıklamada, 3 milyon 600 bin Suriyeli, 318 bin de başka ülkelerden olmak üzere Türkiye‘de yaklaşık 4 milyon sığınmacı yaşıyor. Bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu iddia ediliyor. Suriyeliler dışında en çok sığınmacı gelen ülkelerin başını Afganistan ve Irak çekiyor.

UNHCR’den yapılan açıklamada, 11 ili etkileyen ağır 6 Şubat depremleri sonrasında sığınmacılar konusunda Türkiye’nin daha fazla uluslararası desteğe ihtiyacı var. Açıklamada, “UNHCR, mültecilerin öncelikle çadır ve ayakta kalmaları için gerekli en temel ihtiyaçlarına yönelik malzemeleri karşılıyor” vurgusu yapıldı.

UNHCR’e göre Türkiye’nin sığınmacılara yönelik çalışmaları için 469 milyon euroya ihtiyacı var. Şimdiye kadar ise bunun sadece yüzde 9’u karşılandı.

Paylaşın

“600 bin Suriyeli İstanbul’a Götürüldü” İddialarına Yalanlama

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir kanalda katıldığı programda, “600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldü” iddialarını yalanladı.

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan iddiaya ilişkin yapılan açıklamada, “bir televizyon programında 600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğüne ve bilet paralarının Göç İdaresi Başkanlığı tarafından karşılandığına” ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.

Açıklamada ayrıca “deprem bölgesinde yaşayan yabancıların farklı illere çıkışlarının kayıtlı ve izinli olarak sağlandığı” kaydedildi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeliler’in bir ilden diğerine seyahat etmek istediklerinde hem şehirden ayrılırken “yol izni” almaları, hem de vardıkları şehirlerde Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kayıt yaptırmaları gerekiyor.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında çok sayıda Suriyeli’nin sınırdan Türkiye’ye giriş yaptığı, Türkiye’de yaşayan ve depremden etkilenen çok sayıda Suriyeli’nin de İstanbul gibi büyük şehirlere götürüldüğü gibi iddialar gündeme getirildi. Ancak Göç İdaresi Başkanlığı bu iddiaları yalanladı.

Mülteciler Derneği depremin hemen ardından yaptığı bilgilendirmede, etkilenen 10 ilde ikamet eden geçici koruma altındaki Suriyeliler’den bölgeden ayrılırken yol izin belgesi istenmeyeceğini kaydetti.

Dernek, geçici koruma altındaki Suriyeliler’in deprem bölgesinden ayrıldıktan sonra İstanbul dışında yakınlarının bulunduğu bir ile gitmeleri durumunda, gitmiş oldukları şehirdeki göç idaresine müracaat ederek 90 gün süreli yol izin belgesi almaları gerektiğini de belirtti.

Özdağ’ın iddiasına yalanlama

Ancak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir kanalda katıldığı programda, “600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğünü” iddia etti.

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan iddiaya ilişkin dün akşam yapılan açıklamada, “bir televizyon programında 600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğüne ve bilet paralarının Göç İdaresi Başkanlığı tarafından karşılandığına” ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.

Açıklamada ayrıca “deprem bölgesinde yaşayan yabancıların farklı illere çıkışlarının kayıtlı ve izinli olarak sağlandığı” kaydedildi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeliler’in bir ilden diğerine seyahat etmek istediklerinde hem şehirden ayrılırken “yol izni” almaları, hem de vardıkları şehirlerde Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kayıt yaptırmaları gerekiyor.

“42 bin Suriyeli gönüllü olarak ülkesine geri döndü”

Diğer yandan depremlerden bu yana Suriye’den Türkiye’ye “göç akını yaşandığı” iddiaları bulunuyor. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, “sınırlarımız açık, Suriyeliler gelmeye devam ediyor” açıklamasında bulunurken, bu iddiayı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar önceki gün yaptığı açıklamayla yalanladı.

Akar, “Hiçbir şekilde, Suriye tarafından Türkiye’ye doğru herhangi bir göç ve intikal olmamıştır. Böyle birtakım rivayetler çıktı. Bunlar gerçeği yansıtmıyor. Türkiye’de yerleşik, evini, yakınını, çocuğunu kaybeden ve ülkesine dönmek isteyen yaklaşık 42 bin Suriyeli, gönüllü olarak ülkesine geri döndü” diye konuştu.

Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Türkiye’de Şubat 2023 itibariyle 3 milyon 500 bin 964 geçici koruma kapsamında Suriyeli bulunuyor.

Özellikle depremin vurduğu Hatay ve Gaziantep gibi şehirlerde yoğun bir Suriyeli nüfusu bulunuyor. Göç İdaresi Başkanlığı’nın deprem öncesi Şubat 2023 verilerine göre Gaziantep’te 460 bin, Hatay’da ise 354 bin Suriyeli yaşıyordu.

Paylaşın

40 Bin Suriyeli Depremler Sonrası Ülkesine Döndü

Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde ve Suriye’nin kuzeyinde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin ardından Türkiye’de yaşayan yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkesinde döndüğü bildirildi.

Türkiye, yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili de, yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkelerine döndüğünü doğrulayarak, sayının giderek arttığını kaydetti.

Kahramanmaraş depremlerinden sonra Türkiye’nin deprem bölgesinde ikamet eden Suriyelilerin ülkelerine geçişini kolaylaştırmasının ardından son 2 haftada yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin Suriye’nin kuzeybatısında muhalif güçlerin kontrolündeki bölgelere döndüğü bildirildi.

Bab El-Hava sınır kapısında basın sorumlusu olan Mazen Alloush Reuters’e yaptığı açıklamada, Suriyelilerin, Devlet Başkanı Beşar Esad’a muhalif silahlı grupların kontrolündeki dört sınır kapısından geçiş yaptığını söyledi.

Mazen Alloush Pazartesi günü itibarıyla dört sınır kapısı olan Bab el-Hava’dan (Cilvegözü) 13 bin 500, Cerablus’tan 10 bin, Bab El-Selam’dan (Öncüpınar) 7 bin ve Tel Abyad’dan (Akçakale) 7 bin kişinin geçtiğini söyledi.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili de, yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkelerine döndüğünü doğrulayarak, sayının giderek arttığını kaydetti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’da, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaklaşık 42 bin Suriyelinin gönüllü olarak ülkesine döndüğünü bildirdi.

Deprem sonrası sınır kapıları açılmıştı

Türkiye geçen yıl Nisan ayında Ramazan Bayramı öncesinde geçici izinle Türkiye’de bulunan Suriyeliler’in sınırı geçmesini kısıtlamıştı. Ancak Türk yetkililer depremler sonrasında bu bölgede yaşayan Suriyeliler’in geri dönme haklarını kaybetmeden altı aya kadar ülkelerine gitmesine izin verdi.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli iki şiddetli deprem Türkiye’de 11 ilde büyük can kayıplarına ve tahribata yol açarken Suriye’de de etkili oldu. İç savaşın yaşandığı ve muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde binlerce can kaybı meydana gelirken milyonlarca insan evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Suriye sınırında sadece bir kapının açık olması nedeniyle de ülkeye uluslararası yardımlar son derece sınırlı olarak ulaşabiliyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye’deki deprem mağdurlarına yardım ulaştırabilmek için Şam yönetimi ile varılan anlaşma kapsamında Türkiye sınırındaki Bab El-Selam (Öncüpınar) ve Er-Rae (Ceylanpınar) sınır kapıları da açıldı. Deprem öncesinde bölgeye insani yardım tek açık sınır kapısı olan Bab el-Hava (Cilvegözü) üzerinden yapılabiliyordu.

Kahramanmaraş depremlerinden sonra BM’ye göre Türkiye ve Suriye’de toplam 50 bine yakın kişi hayatını kaybetti. Suriye’nin kuzeyinde toplam 4 milyon kişinin yaşadığını belirten BM’ye göre depremlerden önce de bu bölgede yaşayanların iç savaş nedeniyle insani yardıma ihtiyacı bulunuyordu.

Paylaşın

İtalya Açıklarında Göçmen Faciası: En Az 58 Ölü

İtalya’nın Crotone kentine bağlı Steccato di Cutro beldesi açıklarında bu sabah yaklaşık 250 düzensiz göçmeni taşıyan tekne kıyıya yakın bir noktada ortadan ikiye ayrılarak battı. Faciada ilk belirlemelere göre 58 kişi öldü.

Haber Merkezi / İtalya Sahil Güvenlik’ten yapılan açıklamada 80 kişi sağ olarak kurtarıldığı duyuruldu. Kurtarılan 80 göçmenden 20’si de Crotone kentindeki hastaneye kaldırıldı.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre can kaybının 100’ü geçmesinden endişe ediliyor.

Yerel bir hükümet yetkilisi olan Manuela Curra, Reuters haber ajansına teknenin İzmir’den üç veya dört gün önce ayrıldığını söyledi.

İtalyan yetkililere göre gemidekilerin çoğu Afganistan, Pakistan, Somali ve İran’dandı. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, birçoğunun “çok zor koşullardan” kaçtığını söyledi.

Gümrük polisi, hayatta kalan bir kişinin göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandığını söyledi.

Geçen yıl seçilen ve göçmenlerin İtalya’ya gelişini durdurmak da taahhütlerinden biri olan Başbakanı Giorgia Meloni, yaptığı yazılı açıklamada, “İnsan kaçakçıları tarafından yaşamları yarım bırakılan çok sayıdaki insan için derin üzüntü duyuyorum. Sadece 20 metre uzunluğundaki tekneyi olumsuz hava koşullarında 200 kadar kişiyle denize indirmek suçtur” ifadelerini kullandı.

Meloni, ölenlerin üzerinden spekülasyon yapılmaması gerektiğini belirterek, “Hükümet, göçmen teknelerinin kalkış noktalarından hareket etmelerini, dolayısıyla bu trajedileri önlemeye kararlıdır ve menşe devletlerden en üst düzeyde işbirliği talep ederek bunu yapmaya devam edecektir.” değerlendirmesini yaptı.

İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi de yaşananın büyük bir trajedi olduğunu, düzensiz göçmen teknelerinin hareket etmesini önlemeye yönelik her türlü girişime devam etmelerinin esas olduğunu belirtti.

İtalya’nın eski Ekonomi Bakanı Carlo Calenda, denizde zor durumda kalan insanların “ne pahasına olursa olsun” kurtarılması gerektiğini söylerken, “yasadışı göç yollarının kapatılması gerektiğini” de sözlerine ekledi.

Meloni’nin sağcı hükümeti, göçmenlerin İtalya kıyılarına ulaşmasını durdurma sözü verdi ve son birkaç gün içinde kurtarma kurallarını sıkılaştıran yeni bir yasa çıkardı.

İzleme gruplarına göre, 2014’ten bu yana Akdeniz’in orta kesiminde 20.000’den fazla insan denizde öldü veya kayboldu.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula van der Leyen, olaydan “derin üzüntü duyduğunu” belirterek, “masum göçmenlerin hayatını kaybetmesinin bir trajedi olduğunu” sözlerine ekledi.

Paylaşın

Deprem Bölgesindeki Mülteciler Suriye’ye Dönüyor

11 ilde büyük yıkıma ve on binlerle ifade edilen can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından özellikle yakınlarını kaybeden yüzlerce mültecinin Suriye’ye döndüğü belirtildi.

Suriye İnsan Hakları Ağı, Türkiye’de depremler nedeniyle 3 bin 841 Suriyelinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), depremlerinde şimdiye kadar 1702 mültecinin cenazelerinin sınır kapıları üzerinden Suriye’ye teslim edildiğini duyurdu.

Buna göre Bab el-Hava (Cilvegözü) sınırından bin 479, Bab el-Salam (Öncüpınar) sınırından 166, El Rai (Çobaney) sınırından 22, Cerablus’tan 20 cenaze, Cindirês’te ise 15 cenaze nakledildi.

Şarku’l Avsat’ta yer alan haberde ise, depremlerin ardından özellikle yakınlarını kaybeden yüzlerce mültecinin Suriye’ye döndüğü belirtildi. Gazeteye konuşan Ahmed adlı Suriyeli genç önce depremde kaybettiği yakınlarının cenazesinin gönderdiğini, şimdi ise kendisinin Suriye’ye döndüğünü söyledi.

Suriye İnsan Hakları Ağı, Türkiye’de depremler nedeniyle 3 bin 841 Suriyelinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Suriyeli aktivist Taha el Gazi ise, Maraş merkezli depremlerde şimdiye kadar Suriyeli 6 bin 100 mültecinin yaşamını yitirdiğini belirtmişti.

Birleşmiş Milletler’e öfke

Öte yandan Suriye’de muhaliflerin kontrolünde bulunan bölgelerde Birleşmiş Milletler’e tepki yükseliyor. Depremden önce Bab el Hawa, BM’ye yardım gönderme yetkisi verilen tek sınır kapısıydı.

BM daha sonra iki sınır kapısının daha açıldığını bildirdi ama doktorlar hala yeterli yardım gelmediğini söylüyorlar.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Dr. El Dugheym “Enkazdan kurtarılan hastaların çoğunda böbrek yetmezliği var. Diyalize girmeleri gerekiyor” diyor.

“Diyaliz cihazları, sargı bezi, dezenfektan, antibiyotik ve diyaliz için gerekli malzemelere ihtiyacımız var” diye de ekliyor.

Kuzey Suriye’de kontrol çeşitli muhalif grupların elinde. Yardıma ihtiyaç duyan dört milyon kişiye giden BM yardımları Türkiye üzerinden gönderiliyordu.

Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın kontrolündeki Suriye hükümetine ait bölgelerden buraya çok az yardım yollandı.

Rusya ve Çin, geçmişte BM Güvenlik Konseyi’nde, BM’nin muhaliflerin elindeki bölgelere yardım için daha fazla sınır kapısının açılmasını veto etmişlerdi.

Ancak, felaketin boyutları öylesine büyüktü ki, kuzeydeki Suriyeliler BM’nin yardım miktarını derhal artırmasını beklediler.

Suriye Amerikan Tıp Topluluğu’ndan (SAMS) Dima Maarawi “Normalde üç ay yetecek tıbbi malzemeyi ilk üç günde kullandık. Sağlık sistemimiz böyle bir felaketle başa çıkamaz” diyor.

Maarawi “En çok, büyük lojistik kapasitesi olan ve dünya genelindeki krizlere, özellikle de Kuzeybatı Suriye gibi uzak bölgelere anında müdahale etme kabiliyetleri olan BM gibi bir kurumu suçluyoruz” diye de ekliyor.

Bu bölgelere ilk BM yardım konvoyu, depremden dört gün sonra ulaştı.

Bab el Hawa sınır yönetimi sözcüsü Mazem Alluş yaptığı açıklamada “Depreme yardım için geçen Perşembe gününden beri hiçbir şey gelmedi” dedi.

Alluş’a göre Bab el Hawa’dan şu ana dek 128 BM yardım kamyonu geçti.

Alluş, bunların büyük çoğunluğunun deprem sonrası gönderilemeyen düzenli konvoylar olduğunu ve bunlarda çok az tıbbi yardım malzemesinin bulunduğunu belirtti.

Alluş ayrıca “Depremden önce her bir BM yardım konvoyunda 100 ila 120 kamyon olurdu” diye de ekledi.

BM, depremin ardından yardım faaliyetlerinin boyutlarını büyüttüğünü ve üç sınır kapısını da kullanmaya başladığını söylerken, Alluş, yardımların siyasileştirildiğini belirtiyor.

“Esad rejimi ve Rusya, İran ve BAE gibi bazı uluslararası müttefikleri, onları son 12 yıldır öldüren bir zalimden yardım kabul etmeleri için muhalefete baskı yapıyor” diyor.

Esad’dan yardım kabul edilmesine çok karşı ve bu tutumun Kuzeybatı Suriye’de yaygın olduğunu savunuyor.

“Önümüzdeki tüm yaşam engellenmişse ve tek nefes alabileceğimiz yer hükümet üzerindense, buradan nefes almayı kabul etmiyoruz” diyor.

SAMS’tan Dima Maarawi’ye göre, dünya onları uzun süre önce unuttu.

Rus ve Suriye uçakları, iç savaş boyunca Kuzeybatı Suriye’deki hastaneleri ve sağlık tesislerini hedef aldı. Sağlık sistemi zaten kırılgan durumdaydı ve deprem işleri daha da kötüleştirdi.

Maarawi “Uzmanlara insani bir krizimizin olmadığını, sadece korunmamız olmadığını söylerdik” diyor.

“Uluslararası toplum yıllarca bizi en azla idare etmeye terk etti ve bu deprem olduğunda da tek başımıza kaldık” diye de ekliyor.

BM’nin “yavaş” yardımları sosyal medyada da alay konusu oldu.

Bir çizimde, enkazın ortasına konulan büyük bir BM bağış kutusu görülüyor. Kutunun üzerinde Arapça ve İngilizce “Sıkıntı yaşayan Birleşmiş Milletler için bağış kutusu” yazıyor.

YouTube’de yayımlanan bir videoda ise çökmüş bir binanın enkazında çalışan gönüllüler görülüyor. Elleriyle enkazı kazan gençlerin üzerinde Suriye muhalefetinin logosu var.

Her yerde kum ve toz var ve ‘birini’ kurtarıyorlar. Üzerinde BM logosu bulunan bir oyuncak ayı havaya kaldırılıyor. Videonun başlığıysa “Suriyeliler BM’yi Kuzeybatı Suriye’de buldu.”

Paylaşın

Ege Denizi’nde Göçmen Faciası: Bir Kadın Ve Dört Çocuk Hayatını Kaybetti

Yunanistan’ın Güney Ege Bölgesi’nde bulunan İleryoz Adası açıklarında bir sığınmacı botunun batması sonucu bir kadın ve dört çocuk hayatını kaybetti. Kazadan sağ kurtulan 41 kişiden 6’sı çocuk toplam 8 kişi ise tedavi amacıyla hastaneye sevk edildi.

Ege Denizi’nde sığınmacıları taşıyan bir botun batması nedeniyle biri kadın, dördü çocuk beş kişi hayatını kaybetti. Yunan yetkililer botta bulunan 36 kişiden bazılarının denizden kurtarıldığını, bazılarının ise kendi çabaları ile yüzerek İleryoz Adası’na ulaştıklarını bildirdi.

Olay sırasında bölgede 6 ila 7 kuvvetinde rüzgar estiği aktarılırken, Türkiye’nin Ege kıyılarından yola çıktıklarını ifade eden sığınmacıların büyük bölümünün Afrika kökenli olduğu belirtiliyor.

Sığınmacılar ve göçmenler uzun süredir Yunanistan’a ve hatta bazen doğrudan İtalya’ya ulaşmak üzere Türkiye kıyılarından, genellikle kapasitesinin çok üstünde insan taşıyan botlar ve teknelerle denize açılıyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, 2022 yılında söz konusu rotada yaşanan kazalar neticesinde 326 kişi ya yaşamını yitirdi ya da kayboldu. Bu da 2021 için 115 olarak açıklanan kayıp ve ölü sayısının geçen sene neredeyse üç katına çıktığını ortaya koyuyor.

Paylaşın

Türkiye’de Bulunan Yabancıların Yarıdan Fazlası İstanbul’da

Türkiye’de bulunan 1 milyon 335 bin yabancıdan yarıdan fazlası İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da 706 bin yabancı ikamet izni bulunuyor. Bu da Türkiye’de bulunan yabancıların yüzde 52’sine denk geliyor.

Antalya 158 bine (yüzde 12) ile ikinci sırada bulunuyor. İzmir’de ise sadece 29 bin yabancı ikamet ediyor. İzmir şehirler arasında altıncı sırada bulunuyor.

Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Türkiye’de mültecilerin dışında 1 milyon 335 bin kişi de resmi ikamet izni ile yaşıyor. İlk sırada 154 bin ile Rus vatandaşları yer alıyor. Ukrayna vatandaşları ise 47 bin ile 9. sırada bulunuyor.

Yabancıların yarıdan fazlası İstanbul’da yaşıyor. Resmi ikamet izni ile yaşayan Suriyeli sayısı ise 100 bin.

Peki, Türkiye’de ikamet izni ile kaç yabancı yaşıyor? Türkiye’de yaşayan yabancılar hangi ülkelerden? Yabancılar Türkiye’de hangi illerde yaşıyor?

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 19 Ocak 2023 itibariyle Türkiye’de 1 milyon 335 bin 153 yabancı resmi izinle ikamet ediyor. 2005 yılında ikamet izni bulunan yabancı sayısı 179 bin idi.

2015 yılında 400 bini aşan yabancı sayısı 2018 yılında 856 bine ulaştı. İkamet izni ile Türkiye’de yabancı sayısı 2019 yılında ise ilk kez 1 milyonu aşarak 1 milyon 101 bine yükseldi. Son üç yıldır bu sayısı 1,3 milyonun üzerinde seyrediyor.

İlk üç sıra: Rusya, Irak ve Türkmenistan

Uyruklarına göre ikamet izni ile Türkiye’de bulunan yabancılara baktığımızda ise ilk sırada Rusya var. Türkiye’de 19 Ocak 2023 itibariyle 154 bin 297 Rus vatandaşı yaşıyor. Rusları 131 bin ile Irak, 115 bin ile Türkmenistan vatandaşları takip ediyor.

İkamet izni ile yaşayan Suriyeli sayısı ise 99 bin 663. Suriyeliler dördüncü sırada. Diğer uyruklar ise şöyle: İran (95 bin), Azerbaycan (69 bin), Özbekistan (60 bin), Afganistan (52 bin), Ukrayna (47 bin) ve Kazakistan (46 bin).

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından çok sayıda Rus ve Ukrayna vatandaşı Türkiye’ye gelirken Antalya’da bu iki ülkeden gelen yabancılar dikkat çekiyor.

Yabancıların yarıdan fazlası İstanbul’da yaşıyor

İkamet ile Türkiye’de bulunan 1 milyon 335 bin yabancıdan yarıdan fazlası İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da 706 bin yabancı ikamet izni ile bulunuyor. Bu da toplamın yüzde 52’si demek.

Antalya 158 bine (yüzde 12) ile ikinci sırada bulunuyor. İzmir’de ise sadece 29 bin yabancı ikamet ediyor. İzmir şehirler arasında altıncı sırada bulunuyor.

Göç İdaresi Başkanlığına göre 13 Ocak 2023 itibariyle Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 514 bin.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

2022 Yılında 24 Bini Aşkın Türkiye Vatandaşı Meksika’dan ABD’ye Geçti

Türkiye’den Meksika’ya giderek ABD’ye kaçanların sayısı 31 bin 485 kişiye yükseldi. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin son verilerine göre, 2020 yılında bin 944, 2021 yılında 4 bin 989 2022 yılında ise 24 bin 362 Türkiye vatandaşı Meksika sınırından ABD’ye sığınmacı olarak geçti.

Son üç yılda, Türkiye’den 253 çocuk ailesiyle birlikte, 23 çocuk da kendi başlarına refakatiz olarak Meksika sınırından ABD’ye giriş yaptı. Meksika sınırından ABD’ye geçen sığınmacı sayısı aylık rekor rakamlara ulaştı. Son resmi verilere göre, ABD’ye geçmeye çalışan sığınmacıların sayısı yirmi yılı aşkın bir süredir görülmeyen rekor seviyelerde olmaya devam ediyor.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin resmi rakamlarına göre Meksika sınırından ABD’ye geçenler arasında farklı ülkelerin vatandaşları yer alıyor. Daha çok Latin Amerika ülkelerinin vatandaşları, Meksika sınırından sığınma talebiyle ABD’ye geçiyor.

Meksika sınırından ABD’ye geçenler arasında Türkiye vatandaşları da var. Son yıllarda, Türkiye’den Meksika’ya gelerek ABD’ye kaçanların sayısı 31 bin 485 kişiye yükseldi. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin son verilerine göre, 2020 yılında bin 944, 2021 yılında 4 bin 989 2022 yılında ise 24 bin 362 Türk Meksika sınırından ABD’ye sığınmacı olarak geçti.

Son üç yılda, Türkiye’den 253 çocuk ailesiyle birlikte, 23 çocuk da kendi başlarına refakatiz olarak Meksika sınırından ABD’ye giriş yaptı. Meksika’dan ABD’ye sığınmacı olarak geçenler yasalar gereğince gözaltına alınmalarının ardından daha çok Arizona ve Teksas eyaletlerindeki tutukevlerine yerleştiriliyor. Sığınmacıların çok büyük bir çoğunluğu ABD’ye iltica talebinde bulunuyor.

İltica talep eden kişi herhangi bir Amerikan vatandaşının sponsor olması durumunda, bir hafta ile 1,5 ay bir süre içinde tutukevinden serbest bırakılıyor. Meksika sınırından ABD’ye geçen Türkiye vatandaşları son aşamada mahkemeye çıkarak çoğunluklu olarak siyasi nedenler, LBGT ya da dini tercihleri yüzünden Türkiye’de ayrımcılık gördükleri için iltica talebinde bulunuyor.

“Türklere sponsor bulma çeteleri oluştu”

Teksas eyaletinin El Paso kentinde ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’ne bağlı sınır devriyesi olarak görev yaptıktan sonra emekli olup bir üniversitede akademisyen olarak çalışan, “sınır güvenliği ve ABD’ye kaçak girişler” konusunda uzman bir kişi VOA Türkçe’ye, Meksika sınırından ABD’ye giriş yapan Türklerle ilgili açıklamada bulundu.

Açıklamasında, “Son birkaç yıldır şimdiye kadarki yıllarda hiç rastlanmamış bir şekilde sınırda Türklerin hareketliliğine tanık oluyoruz. Meksika’dan ABD’ye geçen Türklerin sayısı her geçen ay artıyor. Profillerine bakınca aralarında, doktor, mühendis ve avukatların da olduğunu beyaz yakalıları da görüyoruz. Bir Türk’ün Meksika sınırından ABD’ye girişi aracılara da verdiği paralarla birlikte 10 bin dolara kadar çıkabiliyor.

Bu kişiler için tutukevlerine yerleştirilmeleri sonrasında bir de sponsor aşaması başlıyor. İçeriden çıkabilmeleri için birinin sponsor olması gerekiyor. Türkler, kendi sponsor mekanizmalarını kurmuş. İçerde bulunan Türklere sponsor bulmak içinde organize suç çeteleri ortaya çıkmış. Türk çeteler, tutukevlerindeki Türklere 3 ile 5 bin dolar karşılığında sponsor bulup serbest kalmalarını sağlıyor” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Yunanistan, Türkiye Sınırındaki Duvarı 35 Kilometre Daha Uzatıyor

Yunanistan, Türkiye ile sınır bölgesine çektiği 37,5 kilometreye ulaşan 5 metre yüksekliğindeki çelik duvarı 35 kilometre daha uzatacağını duyurdu. AB’den ilave mali yardım ve lojistik destek talebinde bulunan Yunanistan, sınırın aynı zamanda AB’nin de dış sınırı olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Yunanistan, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yaptığı çağrıda göç konusunda kendisine daha fazla mali yardım yapılmasını istedi.

Yunanistan Vatandaşı Koruma Bakanı Takis Theodorikakos, Atina’da AB ülkeleri ile İngiltere ve İsviçre’nin büyükelçileriyle bir araya geldi.

Theodorikakos, Türkiye’den her gün yasa dışı yollarla 400 civarında kişi Yunanistan’a, dolayısıyla da Avrupa Birliği’ne (AB) giriş yapma teşebbüsünde bulunduğunu söyledi.

Geçen yıl Yunan sınır koruma güçlerinin Meriç nehrini aşarak Yunanistan’a giriş yapmaya kalkışan 260 bin kişiyi tespit ettiğini ifade eden Theodorikakos, bölgede göçmen kaçaklığı yaptığı zannıyla da bin 500 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Türkiye sınırına çekilen tel örgü uzatılıyor

Yunanistan, kaçak göçmenlerin İngiltere, Fransa ve Almanya’ya gitmek istediğini gerekçe göstererek, bu ülkelerin Atina’ya daha fazla maddi destek sağlaması gerektiğini savunuyor.

Meriç Nehri kıyısında Türkiye ile ortak sınırına şu ana kadar 5 metre yüksekliğinde 27 kilometre tel örgü ören Yunanistan, bunu ilk etapta 35 kilometre daha uzatmayı hedefliyor.

Atina, nihai olarak 192 kilometre uzunluğundaki ortak sınırın tamamını tel örgüyle çevirmek istiyor. Sınır koruma duvarının yaklaşık 100 milyon euroya mal olacağı açıklandı.

İnsan hakları ve göçmen kuruluşları, Yunanistan’ı düzensiz yolla ülkeye giriş yapmayı deneyen insanları Türkiye’ye zorla geri itmek (pushback) ile suçluyor.

Atina ise Türkiye’yi göçmenleri Yunanistan’a yollamakla ve göçmenleri Suriye’ye, başka ülkelere veya yasa dışı yollardan Yunanistan’a gitmeye zorlamakla itham ediyor.

Paylaşın