16 Eylül 2022 yılında gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Jina Mahsa Amini için düzenlenen protestolara katılan 23 yaşındaki Muhammed Kubadlu, idam edildi. Kubadlu’nun idamının ertelenmesi için sosyal medyada kampanyalar yürütülüyordu.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca İran yargısı, 2022-2023 Jina Mahsa Amini protestolarına katıldığı gerekçesiyle onlarca kişiye idam cezası verdi. İdam edilme tehlikesiyle karşı karşıya olanlardan bazılarının cezaları kamuoyunun baskısı ve yürüten kampanyalar sayesinde hapis cezasına çevrildi.
Rûdaw’ın aktardığına göre, 23 yaşındaki Muhammed Kubadlu Tahran’ın Parand kasabasındaki protestolarda bir polis memurunun öldürülmesi ve beş kişinin de yaralanmasına karıştığı iddiasıyla 2022’de İran Yüksek Mahkemesi tarafından ölüm cezasına çarptırılmıştı. Muhammed Kubadlu bu sabah (23-1-2024 Salı) idam edildi.
Sosyal medya platformlarında idamının durdurulması için çağrılar yapılırken Muhammed Kubatlu’nun avukatı verilen cezanın yasa dışı olduğunu ve davasının yeniden gözden geçirilmesini talep etmişti.
Kubadlu’nun avukatı Amir Reisiyen, “Muhammed Kubatlu’nun temyiz hakkı var, dolayısıyla cezasının infazı yasal olarak yerine getirilemez. Eğer cezası infaz edilirse şüphesiz bu kasıtlı bir cinayet olarak kayda geçer” dedi.
Uluslararası Af Örgütü ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, Muhammed Kubadlu’nun davasının kusurlu olduğunu, genç adamın psikolojik sorunlarının olduğunu ve “itiraflarının işkence altında alındığını” ve dosya hakkında gizlilik kararı alındığını duyurarak, idam edilmemesi yönünde İran’a çağrıda bulunmuştu.
Oğlunun idamının durdurulması için çaba gösteren Muhammed Kubadlu’nun annesi Masuma Ahmadi sosyal medyada yayınladığı bir videoda “Oğlumun akıl sağlığı yerinde değil. Avukatsız sorgulandı ve mahkemenin ilk duruşmasında ölüm cezasına çarptırıldı” dediği görülüyor.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca İran yargısı, 2022-2023 Jina Mahsa Amini protestolarına katıldığı gerekçesiyle onlarca kişiye idam cezası verdi. İdam edilme tehlikesiyle karşı karşıya olanlardan bazılarının cezaları kamuoyunun baskısı ve yürüten kampanyalar sayesinde hapis cezasına çevrildi.
Öte yandan ‘kamu güvenliğine karşı suç işlemek kastıyla eylemde bulunmak’ suçlamasıyla idama mahkum edilen 24 yaşındaki Mahan Saderat Merni hakkındaki karar ise, 16 yıl hapis ve sürgün cezasına çevrildi.
Mizan Haber Ajansı’nın aktardığına göre, Emini protestoları sırasında gözaltına alınan ve ‘bir kişiyi bıçakla yaralamak, kamu güvenliğine karşı suç işlemek kastıyla eylemde bulunmak ve başkasına ait bir motosikleti ateşe vermekle’ suçlanan Merni hakkında karar, Yargıtay tarafından bozuldu.
Ne olmuştu?
22 yaşındaki Jina Mahsa Amini, geçen yıl başkent Tahran’a yaptığı bir gezi sırasında, “başörtüsünü kurallara uygun şekilde takmadığı” gerekçesiyle ahlak polisi tarafından karakola, birkaç saat sonra ise polis gözetiminde hastaneye götürüldü.
O esnada genç kadının baygın, hatta ölmüş olabileceğinden şüpheleniliyor. Üç gün sonra, 16 Eylül’de yapılan resmî açıklamada ise Mahsa’nın öldüğü duyuruldu. Jina Mahsa Amini’nin memleketi olan İran’ın batısındaki Kürt kasabası Sakkız’daki cenaze töreni sırasında başlayan protestolar, hızla ülke geneline yayıldı.
Çoğunluğu genç kadınlardan oluşan protestocular, başörtülerini çıkararak eylem yaptı. Bu mitingler, 1979’da İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana en büyük ve en uzun soluklu protestolara dönüştü. Tahran hükümeti, buna büyük bir baskı ve şiddetle karşılık verdi.
Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte, bağımsız insan hakları örgütlerine göre, İran’da güvenlik güçleri 16 Eylül 2022 ile Ocak 2023 sonu arasındaki protestolarda 17’si çocuk olmak üzere en az 527 göstericiyi öldürdü.