Zafer Partisi Lideri Özdağ’dan “Bahçeli, Erdoğan’ı Tehdit Etti” İddiası

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, MHP’nin AK Parti üzerinde ciddi bir vesayeti olduğunu öne sürerek, “Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” dedi ve ekledi:

“Eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş. Bu çok açık bir mesajdı AKP’ye. Şimdi parlamenter demokrasiye dönünce bu ilişkiden de kurtulacak AKP. Özellikle Sinan Ateş cinayetinin mahkemeye intikal etmesinden sonra farklı bir süreç başladı.”

T24’ten Cansu Çamlıbel‘in sorularını yanıtlayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, AK Parti ile MHP arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerde bulundu.

“MHP’nin şu anda AKP üzerinde ciddi bir vesayeti var” diyen Özdağ, “Bu hissiyat değil, somut gerçek. Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” ifadelerini kullandı. Özdağ, ‘dosya’ iddiasına ilişkin, “Benim bildiğim, eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündem olan fotoğrafı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özdağ “Evet o fotoğraf o dosyayla çekilmiş. Ya da sembolik olarak o ima edilerek çekilmiş. Ama bu çok açık bir mesajdı AKP’ye” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye iadeiziyareti öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin paylaşımı tartışma yaratmıştı. Bahçeli, partisinin 11 Haziran’daki TBMM Grup Toplantısı’nda taktığı yüzük dikkat çekmişti. Yüzükte “Allah bana yeter” ifadeleri yer almıştı. Ayrıca paylaşılan fotoğrafta bir dosya da yer almıştı.

Paylaşın

Erdoğan’dan Cumhur İttifakı Mesajı: Tuzağa Düşmeyeceğiz

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Yol arkadaşımız ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ile omuz omuza yürüyoruz. Yapılan saldırılara eyvallah demeyiz. Bu saldırılara müsamaha göstermeyiz ve geçit vermeyiz” dedi ve ekledi:

“Bitleri kanlanan FETÖ’nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Bahçeli gerekse şahsım yapılan saldırıları açık şekilde görüyoruz. Bunların meselesi MHP’den ziyade Türkiye’nin güvencesi olan Cumhur İttifakı’dır, bu tuzağa düşmeyeceğiz. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı kurulan Cumhur İttifakı sapa sağlam ayaktadır. Biz CHP’nin eski kötü alışkanlıklarından vazgeçmesini istiyoruz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“İsrail daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. Yüzlerce Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Buradan bir kez daha 38 bini aşkım şehit kardeşimizi rahmetle anıyorum. Ecdadınız tarih boyunca Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti Filistin’e nasıl sahip çıktıysa biz de aynı ruhla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Birileri icazet kapıları olan Avrupa’da farklı konuşabilir, ama biz içeride ve dışarıda hakkı konuşacağız. Zalimlerin karşısında duracağız. Kimse bizden zalimler karşısında düğme iliklememizi beklenemesin.

İtalya ve İspanya ziyaretlerinde Gazzeli kardeşlerimize yönelik zulmü gündeme getirdik. İsrail’e karşı verilecek en etkili yanıtın Filistin devletinin tanınması olacağını duyurduk. Alınan ve açıklanan son kararlarla özellikle 149’e yükselen tanıma adımlarının çok önemli olduğunu ifade ediyorum. Şu ikazı da buradan duyurmalıyım. Gazze’yi yakıp yıkan İsrail’in gözünü Lübnan’a çevirdiğini görüyoruz. Netanyahu’nun savaşı bölgeye yayma planları büyük bir felakete yol açacaktır. Ortadoğu ve kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekiyor. Fakat İslam dünyası ülkelerinin ölü toprağı serpilmiş gibi olduklarını üzülerek görüyoruz.

Bayram tatilinde otoyollarımızı kullanan araç sayısı 21 milyonun üzerine çıktı. Uzakları yakınlaştırmak sevenleri buluşturmak ve konforlu seyahat amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarının karşılığını kat ve kat alıyoruz. Diyarbakır ve Mardin’de çıkan yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket üzerinde tepinenleri Allah’a havale ediyoruz. Bir taraftan devletimiz yangını söndürmek için canını dişine takıyor. Bir taraftan bir avuç kefen hırsızı selden kütük kapma yarışına giriyor. Kimse kusura bakmasın bunun adı siyasi nebbaşlıktır. Milletin yürek yangınını istismar etmektir. Mardin Valiliği çok çirkin bir provokasyonun da önüne geçmiştir. Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların milletin sinir uçlarıyla oynama girişimi asla masum değildir.

Millilerimizin inşallah bu akşam tarihi bir zafere imza atacaklarına inanıyorum. İnşallah bu akşam 85 milyon tek yürek olarak dualarımızla A Milli Futbol Takımı’mızın yanında olacağız.

AK Parti kurulduğu günden itibaren bugüne kadar kutuplaşmanın kamplaşmanın tarafında olmadı, asla ve asla gerilim siyaseti gütmedi. Türkiye’yi 85 milyon vatandaşıyla bir bütün olarak kucakladık. Hiçbir zaman ayrımcılık yapmadık. Vatandaşımızın rengine, diline, dinine ve yaşam tarzına hiçbir zaman bakmadık. Bizim siyasetimiz insan odaklı siyasettir. Her seçimde milletimizin yoğun tercihine mazhar olmamızın nedeni budur.

“Uzlaşı ve yumuşama olur ama ittifak olmaz”

Bize yapılan saldırılarda ana muhalefet partisi bırakın bizim yanımızda olmayı, hukukun yanında da olmadı. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini söylemini siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Bizim çabamız aslında muhalefeti normalleştirmektir. Yani yumuşaması gereken normalleşmesi gereken muhalefettir. İktidar partisi ve ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz. Uzlaşı olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Biz de zaten böyle bir çaba içerisinde değiliz.

Tüm çabamıza ve iyi niyetimize rağmen muhalefetin çabamıza nasıl karşılık verdiğini görüyorsunuz. Karşımızdakilerin ciddi bir hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor. 22 yıl boyunca CHP’den hoşgörü ve nezaket görmedik. Bundan dolayı da bir şey kaybetmedik. Siyasi bir kazanç peşinde de değiliz. Diyaloğa şans tanıma arzumuz partimize ve Cumhur İttifakı’na yönelik hadsizliklere göz yumacağız anlamına gelmez. Yumuşak başlıyız ama boynu çekilecek uysal koyun da değiliz. Şimdi çıkmış sabah akşam suç ortakları diyor. Suç ortağı arayanlar para kulelerine baksınlar, sözde kent uzlaşısında kimlerle yol yürüdüklerini sorgulasınlar. Muhalefetten eski alışkanlıklarını artık terk ederek normalleşmelerini bekliyoruz. Eleştiri sınırını aşan yakışıksız ifadelere izin vermeyiz. Kimseyi de başarı hikayemize ortak etmeyiz.

Yol arkadaşımız ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ile omuz omuza yürüyoruz. Yapılan saldırılara eyvallah demeyiz. Bu saldırılara müsamaha göstermeyiz ve geçit vermeyiz. Bitleri kanlanan FETÖ’nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Bahçeli gerekse şahsım yapılan saldırıları açık şekilde görüyoruz. Bunların meselesi MHP’den ziyade Türkiye’nin güvencesi olan Cumhur İttifakı’dır, bu tuzağa düşmeyeceğiz. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı kurulan Cumhur İttifakı sapa sağlam ayaktadır. Biz CHP’nin eski kötü alışkanlıklarından vazgeçmesini istiyoruz.”

Paylaşın

Bahçeli’den “Cumhur İttifakı” Açıklaması: Bizden İyisi Şam’da Kayısı

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Cumhur İttifakı, Türk milletinin ruh köküdür, kararlılıkla yoluna devam edecektir. Demokrasinin asıl gücü çeşitli bakış açıları üzerine muhakeme yürütme çabasında gizlidir” dedi ve ekledi:

“Kafamız milletin gündemiyle meşgul. Osman Kavala ile terörist Demirtaş’ın serbest kalmasına, terör devletinin kurulmasına, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta milli haklarımızın hiçe sayılmasına, bölünmenin doğal karşılanmasına, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin rafa kaldırılmasına tamam dersek, sesimizi kısarsak, sen de buyur, ne isterseniz yapın mesajı verirsek, bizden iyisinin Şam’da kayısı olması kaçınılmazdır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“20 Haziran günü Diyarbakır ile Mardin arasındaki anız yangınlarından zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mağduriyet yaşayan insanlarımıza devletimizin cömert eli uzanacaktır. MHP olarak sürecin takipçisi olacağımızı bu vesileyle paylaşmak istiyorum. Yangının çıkış nedenleri tespit edilecek, gerekli hukuki tasarruf yapılacaktır. Bu konuda biraz sabırlı olmak lazımdır. Anız yangınını bahane ederek potansiyel nefretlerini dışa vuran kimler varsa tescilli Türkiye muhalifidir.

Diyarbakır Barosu’nun sipariş açıklamasıyla hangi emeli canlı tutmak istediği gözden uzak tutulamaz. Bin yıllık kardeşliğimizi ateş altına almak isteyen provokatörler az çok bellidir. Onların oyununu bozmak hepimize düşen milli görevdir. Puslu havalarda girdikleri deliklerden birer ikişer ortaya çıkarak rant devşirmenin, yalan sahasını genişletmenin yakasından tutmak, milli ahlak ve adaletin varoluş gayesidir. Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar edenler tüm çirkin suretleriyle açıktadır.

Şu günlerde karamsar ve kaotik tablo çizenler revaçtadır. Gerçi iyimserlik için az gerekçemiz olduğu da malumdur. 3. dünya savaşıyla ilgili alarm zilleri çalanlara yenileri eklenmektedir. Bazı Avrupa ülkeleri silahlara ciddi bütçe hazırlıyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı, dünyada 3 ya da 4 ay içinde büyük bir çatışmanın yaşanacağını iddia etmiş, Trump ise dünya savaşı çıkmadan kasım ayındaki seçime kavuşabilme umudunu dillendirmiştir.

İngiliz Economist de savaş manşetleri atmıştır. Son zamanlarda yeni bir dünya savaşı riski telaffuz edilmektedir. Gerek devlet hafızasında gerekse da maşeri hafızalarda her şey mahfuzdur. Türkiye’nin de aralarında gösterildiği 34 ayrı ülkede kanlı çatışmaların varlığından bahsedilmiştir. Dünya çatışma haritası çizilirken bölgelere göre devlet temelli çatışmalardan etkilenen ülkeler kategorisinde Türkiye’nin gösterilmesi bize göre haksızlıktır. Bunun gereği meşru müdafaa gereğinde terörle mücadelemizden duyulan rahatsızlıktır.

Azılı katil savaştan vazgeçmeye hazır olunmadığından ancak Hamas’la kısmi anlaşmadan bahsediyor. Savaşın Orta Doğu’ya sıçrama riski irtifa kazanıyor. Lübnan’ın 2. Gazze olmasına karşı dünya uyarılıyor. İsrail’in Lübnan sınırına yığınak yapması, Hizbullah’ın füzeli saldırıları tansiyonu artırıyor. ABD’nin uzaktan seyretmesi eşyanın tabiatına aykırıdır.

Kızıldeniz’de bulunan bir ABD uçak gemisinin Akdeniz’e doğru yola çıkması, savaş ve silah baronlarının iştahını kabartmaktadır. Türkiye’nin bulunduğu geniş coğrafyada fırtınalar kopmaktadır. Tayvan meselesinden dolayı ABD ile Çin arasında gerilime neden olan Hint-Pasifik kaynamaktadır. Irak ve Suriye üzerinde oyun oynanmaktadır. Balkanlar ve Anadolu kuşatmak altındadır. ABD haydi neyse İran’ın PKK’ya drone ve füze sevkiyatı iddiaları gündeme yansımaktadır. Doğu ve Kuzey Afrika bunalım kapanındadır. Doğu Avrupa ülkeleri huzursuz ve sancılıdır.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin’den sonra Kuzey Kore’ye gitmiş, anlaşmaları imzalamıştır. Putin’in NATO’nun Asya-Pasifik’e odağını kaydırdığını ve buna karşı mücadele edeceklerini söylemesi tedirginliği tırmandırmaktadır. Ukrayna Barış Zirvesi’nde Türkiye’nin egemenlik hukuku, Lozan Anlaşması’nın ilgili hükümleri yok sayılmıştır. Fener Rum Patriği’nin sınırları bellidir. İdari açıdan Fatih Kaymakamlığı’na bağlı olmakla birlikte seçilmiş patrik de Türk vatandaşıdır. Türkiye sınırları içinde Konstantinopolis diye bir şehir yoktur. Ekümenik unvanının hukukiliği, meşruluğu yoktur. Aksi iddiada bulunanların alayı Bizans sevdalısıdır. İstanbul’u 2. Vatikan’a dönüştürmeye hiç kimsenin gücü yetmez.

“Bizden iyisi Şam’da kayısı”

Cumhur İttifakı, Türk milletinin ruh köküdür, kararlılıkla yoluna devam edecektir. Demokrasinin asıl gücü çeşitli bakış açıları üzerine muhakeme yürütme çabasında gizlidir. Kafamız milletin gündemiyle meşgul. Osman Kavala ile terörist Demirtaş’ın serbest kalmasına, terör devletinin kurulmasına, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta milli haklarımızın hiçe sayılmasına, bölünmenin doğal karşılanmasına, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin rafa kaldırılmasına tamam dersek, sesimizi kısarsak, sen de buyur, ne isterseniz yapın mesajı verirsek, bizden iyisinin Şam’da kayısı olması kaçınılmazdır.

Ona buna pabuç bıraksaydık, kurşunlara, bombalara, cani hesaplara düğme ilikleyip saklansaydık sorarım sizlere, şehitlerimize ne diyecektik? Birbirimizin yüzüne nasıl bakacaktık? Bazı televizyon kanalları, satılmış köşe yazarları MHP ile yatıp MHP ile kalkıyorlar. Bunlara siyaseten her türlü desteği verip sözcülüğüne talip olan CHP’nin başkanı da kale duvarlarımızı taşa tutuyor. Bu şahsın o iki kişi diyerek sistematik suçlayıp saldırdığı değerli arkadaşlarım, benim ülküdaşlarımdır ve partimizin saygın isimleridir.

CHP Genel Başkanı bizim iki arkadaşımıza değil, sağında solunda yuvalanan Türkiye düşmanlarına baksa daha tutarlı, daha dengeli davranış içinde olacaktır. Bizim tek bir ülküdaşımız bile bunların alayına yetecektir. CHP’nin normalleşme maskeli sahtekar politikası anormalleşmeden başka bir şey değildir. Bizi Türkiye İttifakı denen harabeye davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Kurnaza bakar mısınız? Cumhur İttifakı’na karşı başlattığı yarma harekatını takdim etmek için olmadık metotları devreye sokuyor. CHP’nin normalleşmesi, PKK’nın normal görülmesidir.

1 Temmuz’da başlayacak malum cinayet davası ile partimizi ilişkilendirmek için tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, sağda solda neler konuşulduğunu çok iyi biliyoruz. Davamızı 3-5 çapulcunun keyfine göre yargılatamayız. Ortalıkta gezen kuklaların başlarının tahrikiyle MHP’yi ve Ülkü Ocakları’nı sorgulatamayız. Bizi sindirmeye çalıştıklarını görmedik mi sanılıyor? MHP ile aşık atılamaz. 1 Temmuz’daki davaya sadece avukatlarımız katılacak, bunun dışında kimse ortalıkta bulunmayacaktır. Kim ne biliyorsa mahkemeye sunsun da hepsinin ense tıraşını görelim.”

Paylaşın

Bahçeli’den “Normalleşme” Tepkisi: Ülkemizde Anormal Hiçbir Şey Yok

Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan MHP Lideri Devlet Bahçeli, normalleşme veya yumuşama tartışmalarına ilişkin, “Toplumsal ve siyasal istikrarı tahkim ve takviye edecek ekonomik toparlanma ve serpilme dönemi de çok şükür ufukta görülmüştür” dedi ve ekledi:

Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır. Gerçekleri çarpıtarak, fason teklifleri sıcak tutarak, fiyaskoya dönmüş anlayışlarını münafık taktiklerle kapatmaya çalışarak kendilerine siyasi nefes borusu açmaya heveslenenlerin gayeleri boş, gayretleri boşunadır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı mesajı paylaştı. Bahçeli, mesajında şunları kaydetti:

“İnsanlığın barış, huzur, refah, istikrar ve güvenlik özlemlerinin sekteye uğradığı bir dönemin bütün sancıları geniş çapta yaşanmakta ve yaşatılmaktadır. Manevi zayıflıklar, dayanışma ve yardımlaşma zaafları, empati hissiyatındaki zedelenmeler maalesef dünya genelinde ciddi düzeylerde havi ve hakimdir.

Daha medeni, daha muasır, daha mutlu, daha müreffeh bir ortak geleceğin inşa çabalarında gözle görülür darboğazların varlığı ve yaygınlığı hakikaten de inkâr edilemeyecek boyutlardadır. Müesses uluslararası düzen ahlaken, hukuken, vicdanen ağır sarsıntı geçirmekte; bu sarsıntının sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçları insanlığın yaşadığı manevi krizle eklemlenince vahim bir dünya tablosu tezahür etmektedir.

Çivisi çıkan, zembereği kopan, meşruiyet temeli bozulan bugünkü insanlık döneminden yegâne kurtuluş reçetesi, asıl anlamına muvafık insan haklarına, faile ve fiile göre farklılaşmayacak evrensel hukuk ilkelerine bağlılık ve riayettir. Şu çarpıcı hususu bilhassa ve kaygıyla ifade etmek istiyorum ki, çocukların katledildiği bir dünyanın medeniyet vaazı, hürriyet vaadi ham hayalden öte bir anlam taşımamaktadır.

“Ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur”

İnsani felaketlere savrulmuş bir dünyanın merhamet iklimi kurak, muhabbet iradesi bulanık ve kuşkuludur. Soykırım suçunun alenen işlendiği bir dünyada insani miras ve emanetlere saygı ve sadakatten bahsedilmesi eğer saflık değilse ileri düzeyde saptırmadır ve hatta sapkın bir istismardır.

Milyarlarca insanın mağduriyet kapanına sıkışarak gelir, servet ve eşit hak dağılımı adaletsizliğine gömüldüğünü dikkate aldığımızda; aynı şekilde açlık, yoksulluk, zulüm, terör, göç ve diğer pek çok sorunla boğuştuğunu hesaba kattığımızda küresel ve bölgesel merkezli haksızlığın sürdürülebilir olmadığı net olarak anlaşılıp teyit edilecektir.

Dünyanın kaotik bir çıkmaza sürüklenmesine karşın Cumhuriyet’in yeni yüzyılında Türkiye’miz müessir ve müstesna bir görüntü çizmektedir. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri umutları yeşertmiş, tarihin çağrısıyla istikbalin çehresini aydınlatmıştır.

Toplumsal ve siyasal istikrarı tahkim ve takviye edecek ekonomik toparlanma ve serpilme dönemi de çok şükür ufukta görülmüştür. Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır.

Gerçekleri çarpıtarak, fason teklifleri sıcak tutarak, fiyaskoya dönmüş anlayışlarını münafık taktiklerle kapatmaya çalışarak kendilerine siyasi nefes borusu açmaya heveslenenlerin gayeleri boş, gayretleri boşunadır. Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir.

Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda meşrep ve müktesebatında taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran siyasi hasis ve hırçın zihniyetlerin ikiyüzlülüğü bugünlerde utanç verici düzeylerdedir. Kutuplaşmayı törpülemek yerine kurnazca tahrik edenler, husumeti örselemek yerine bayağı şekilde taçlandırıp tasdikleyenler elbette milletimizin gözünden ve gönlünden kaçamayacak aciz ve acıklı durumdadır.

Üstelik fitne/fesat kışkırtıcılığı yaparak kutlu davamızı, fedakarlık ve iman numunesi camiamızı Türk düşmanlarının siparişiyle sorgulamaya, yargılamaya ve terörize etmeye kalkanlar Allah’ın şahitliğinde ifade ediyorum ki, bedelini adalet ve millet nezdinde çok ağır ödeyeceklerdir.

Hakkımızı, hukukumuzu savunmak şeref konumuzdur. Ne hakkımızdan, ne hukukumuzdan, ne de şerefimizden taviz verilmeyecektir. Puslu havada Müslüman mintanı giyen iblisin şirret tuzakları boşa çıkarılacaktır. Dileğim ve temennim, bayram günleri münasebetiyle herkesin bir vicdan muhasebesi yapması, dürüst ve samimi şekilde gündemdeki meseleleri ele almaları, sabır ve tahammül eşiklerimizi zorlama yanlışından derhal dönmeleridir.

Bayram demek barış, sevgi, hürmet, hatırlama ve kardeşlik demektir. Ancak kardeşliğin veya barışmanın tek yanlı olması akıl dışılıktır. Milli vuslatı siyasi vurgunculukla kundaklamaya azmedenlere müsaade edilmeyecektir. Bayram sürecinde, kendi iç dünyamızı, çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki ağlarını yüreklice değerlendirmeye ve yeni baştan tefrik etmeye müştereken ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim.

Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş sağlam ve sahici adımlarla gerçekleşmelidir. Ne var ki bahse konu bu geçiş kalıcı ve köklü olmalıdır.

Kurban Bayramı’nın ahlaki ve manevi zenginliğiyle yepyeni bir uzlaşma sürecinin yollarını açabilir, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı güçlü bir dönemin ihyasını da elbirliğiyle başarabiliriz. Ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebilirsek o kadar güçlü olacağımız özellikle bilinmelidir.

Türkiye’nin ve Türk-İslam medeniyetinin maruz kaldığı karanlık senaryoları tesirsiz hale getirmek, üzerimizde oynanan oyunları bozup atmak her şeyden önce milletimizin engin ve tarihi mukavemetine bağlıdır.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan Türk milleti; bayram şuuruyla, adalet ve hakkaniyetin mihveri olduğunu her saha ve zeminde, bunun yanında dosta da düşmana da ispat edecek dirayete, kabiliyete ve kapasiteye fazlasıyla sahiptir. Türkiye ve Türk vatanı 85 milyon Türk vatandaşının yeryüzü cennetidir.

Ayrılmamızı, bölünmemizi, birbirimize düşmemizi planlayan tüm odaklara verilecek en etkili cevap tek ses, tek nefes, tek yürek, tek bilek halinde duruş göstermektir. Çünkü biz Hakkari’de kesilen kurbanın duasını Tekirdağ’da yapan, Şırnak’ta takdim edilen ikramı Ankara’da alan, İstanbul’da uzatılan eli Batman’da tutan, Yozgat’ta akan gözyaşını Mersin’de silen büyük bir milletin evlatlarıyız.

Besmeleyle kesilen her kurban, sıkılan her el, gülücükler saçan her yüz, hasret akşamlarından sonra şafakla doğan her vuslat birliğimizin harcı, dirliğimizin haysiyet kubbesidir. Kurban ibadetimizin kabulünü Cenab-ı Allah’tan diliyorum. Şehit ailelerimizin, aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin mübarek Kurban Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.

Tüm babaların “Babalar Günü”nü tebrik ediyor, en iyi dileklerimi sunuyorum. Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan aziz vatandaşlarımıza bilvesile saygı ve sevgilerimi sunuyor, Hac farizası için kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü niyaz ediyorum.

Dokuz günlük tatil münasebetiyle yola çıkan, tatile giden veya sıla-i rahime seyahat eden vatandaşlarımızın can güvenliklerini riske atmamaları için trafik kurallarına harfiyen uymalarını hassaten rica ediyorum. Bayramımız mübarek, devletimiz ve milletimiz var olsun diyorum.”

Paylaşın

Ömer Çelik’ten Özgür Özel’e ‘Suç Ortağı’ Tepkisi

Özgür Özel’in “Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın, memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin” sözlerine tepki gösteren Ömer Çelik, “siyasi nezaket atmosferine yakışmayan saygısız bir siyasi saldırganlıktır” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Belli ki Cumhur İttifakı’nda sorunlar var. Cumhur İttifakı’nın sorunu Cumhur İttifakı’nın sorunudur. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın; memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz” açıklamalarına, sosyal medya hesabından yanıt verdi.

Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “CHP Genel Başkanı Sn Özgür Özel’in Cumhur İttifakı’nın birliğinde ve bütünlüğünde bir sorun olduğunu düşünmesi beyhude bir yaklaşımdır. Sn Özel’in Cumhur İttifakı bileşenlerine ‘suç ortağı’ demesi ise siyasi nezaket atmosferine yakışmayan saygısız bir siyasi saldırganlıktır.

Cumhur İttifakı güçlü bir birliktelikle yoluna devam etmektedir ve her türlü saldırganlığa siyaset ve hukuk zemininde cevap verecek güçtedir. Sn Özel’in Cumhurbaşkanımızın iade-i ziyareti sonrasında bu şekilde yakışıksız bir açıklama yapmasını, yürüttüğü siyasete dönük olarak CHP içinde meydana gelen rahatsızlıkları giderme çabası olarak görüyoruz.”

Ne olmuştu?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün yaptığı basın açıklamasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, “Ben sayın Bahçeli’ye şöyle bir davette bulunayım. Eğer kendi ittifakından memnun değilse, bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakı” diye seslenmişti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Öyle bize ittifak falan önermesin çünkü bugünün sorumluları bu sorumluluğu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın, memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler, ya bıraksınlar biz çözeriz” demişti.

Paylaşın

Özel’den Bahçeli’ye “İttifak” Yanıtı: Suç Ortağını Bize Doğru İtmesin

CHP Lideri Özgür Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘ittifak’ açıklamasına ilişkin, “Belli ki Cumhur İttifakı’nda sorunlar var. Sayın Bahçeli’ye bir davette bulunayım; eğer kendisi ittifakından memnun değilse, bizim ittifakımıza, Türkiye ittifakına katılabilir” dedi ve ekledi:

“Kimse bize ittifak falan önermesin. Bugünün sorumluları bunun sorumluluğunu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın; memleketi bu hale getirip, suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte katıldığı Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ‘normalleşme’ açıklamalarına ilişkin soruyu, “Belli ki Cumhur İttifakı’nda sorunlar var. Sayın Bahçeli’ye bir davette bulunayım; eğer kendisi ittifakından memnun değilse, bizim ittifakımıza, Türkiye ittifakına katılabilir. Kimse bize ittifak falan önermesin. Bugünün sorumluları bunun sorumluluğunu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın; memleketi bu hale getirip, suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz” sözleriyle yanıtladı.

“Bahçeli’nin çıkışıyla bir erken seçim gündeme gelir mi?” şeklindeki soruya Özel, “O sayın Bahçeli’nin uzmanlık alanıdır, kendisine sorun. Eğer bir erken seçim çağrısı yaparsa değerlendiririz” cevabını verdi.

Özel, MHP Genel Başkan Yardımcılarının bazı gazetecileri hedef göstermesinin hatırlatılması üzerine ise “Semih Yalçın ile İzzet Ulvi Yönter arasında bir fark yok. Normalleşmeden en çok onlar korkuyor. Çünkü normalleşen Türkiye’de kimse başkentin göbeğinde Ülkü Ocakları Başkanı’nın cenazesini sahipsiz bırakmaz. Onlarla aynı seviyeye inersek, çıkarsak vurgun yeriz. Onları o seviyede bırakalım. Samimi ülkücüler de o iki isimden yaka silkiyorlar, partiye yük olduğunu söylüyorlar zaten” dedi.

Bahçeli ne demişti?

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüşmesinin ardından Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sert bir açıklama gelmişti.

Bahçeli’nin “Türk Siyasetinde Normalleşme ve Yumuşama iddialarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne Düzenlenen Siyasi Operasyonlar” başlıklı açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir”

Paylaşın

Davutoğlu’ndan Bahçeli’ye Tepki: Yumuşama İklimini Engellemeyin

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarına tepki gösteren Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, “Millet sefalet içinde devlet kurumları çökmüş ve AK Parti 7 Haziran’dan çok daha vahim bir seçim neticesiyle ilk kez ülkenin ikinci partisi durumuna döşmüş” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bahçeli aynen o dönem gibi kenara çekilmek ve sebep olduğu enkazı iktidar ile ana muhalefet partisi üzerine yıkmak istiyor. böylece hem vaktinde idam sicimi fırlattığı Erdoğan’ı kaderiyle baş başa bırakmak hem de ülkenin önüne açılan yumuşama iklimi perdesini kapatmak istiyor. Sayın Bahçeli yapmayın! Etrafımızın ateş çemberiyle çevrildiği bir dönemde üstüne üstlük sizin de nümepimi olduğunuz bir ekonomik kriz yaşarken ülkede yeni ümit oluşturan bir yumuşama iklimini engellemeyin. Devletin bekasına önem veriyorsanız; bölmeyin birleştirin. Kutuplaştırmayın, kaynaştırın.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarına sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. Davutoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Sayın Bahçeli’nin açıklamasını okuduğumda bir dejavu yaşar gibi oldum. Tarih 7 Haziran 2015 o tarihte AK Parti ilk kez Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluğunu kaybetti. O gece ülkede karamsar bir hava hakim olurken puslu havaları seven mihraklar ve terör örgütleri ülkede bir kaos iklimi için düğmeye bastılar. Başbakan olarak halkımıza balkon konuşmasında hiç kimse Türkiye’de kaos olacak beklentisiyle pusu kurmasın.

Bu ülkeyi bir dakika bile hükümetsiz bırakmayacağım dedim. Aynı saatlerde sayın Bahçeli hiçbir koalisyonda yer alamayacaklarını ilan etti ve bizi Cumhuriyet Halk Partisiyle koalisyon kurmaya zorlayan bir görüntü sergiledi. Stratejisi açıktı ülkenin bu zor şartlarında kendisini kenara çekmek ve otaya çıkacağı düşünülen kaosta hükümet ve muhalefeti aynı anda yıpratacak bir süreci beklemek.

AK Parti MYK’nın büyük çoğunluğunu tavsiyesi ve sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle Cumhuriyet Halk Partisi ile14 Temmuz’dan 13 Ağustos’a kadar süren görüşmelerden netice alınmayınca sayın Bahçeli ile 17 Ağustos’ta bir koalisyon görüşmesi için bir araya geldik. bu koalisyon olağanüstü şartlarda gerçekleşmişti. Çünkü bu süreçte hükümetin kurulmasındaki gecikmeyi fırsat bilen terör örgütleri hareket geçmişti.

PKK, IŞİD, DHKP-C bir hafta içinde eş zamanlı eylemlere başlamıştı. FETÖ’nün Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) öncesi süreci etkileme çabası da sinsice sürmekteydi. Aynı günlerde çoğu eski FETÖ ve Soros bağlantılı Pelikan yapısı örgütlenmeye ve AK Partiyi içeriden çökertme çalışmalarına başlamıştı. IŞİD’in 20 Temmuz Suruç saldırısı ve 22 Temmuz’da Ceylanpınar’da iki polisimizin PKK terör örgütü tarafından şehit edilmesi sonrasında 23 Temmuz’da ülkemizi kaosa sürüklemek isteyen terör örgütleri odaklarına karşı kararlı bir mücadele başlatmıştık.

17 ağustosa bu şartlarda gittik.17 Ağustos’ta Bahçeli ile görüşmeye giderken gelişmeler konusunda kaygılı MHP ile koalisyon içinde temkinli bir ümit içindeydim. Ümidimin nedeni çok açıktı. Siyasal varoluşunu ülkenin birliği ve terör örgütüyle ilişkilendiren sayın Bahçeli’nin bu zor şartlarda ülkeyi hükümetsiz bırakma riskini göze alamayacağını düşünüyordum.

“Bahçeli’ye 4 teklif sundum”

Beni 17:25’e ayarlı saatin olduğu odada ağırladı ve kendisine 4 teklif sundum.

1- Kalıcı koalisyon kurma
2- Seçim koalisyonu kurma
3- Azınlık hükümetine güven desteğini verme
4- Bunlar olmazsa ülkeyi seçime götürmek üzere kurmak zorunda olduğumuz anayasal hükümete bakan verme teklifi

Sayın Bahçeli tümünü reddetti ve tekrar döndü dedi ki “Cumhuriyet Halk Partisiyle geniş tabanlı hükümet kurun biz bu dönemde yönetimde asla yer almayacağız.” Görüşme sonrası bu cevabını bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştım. Hedefi açıktı elini taşın altına koymadan bizi anayasal hükümette HDP ile koalisyon görüntüsüne sokmak ve yapılacak bir seçime bu ortamda gitmek sayı Tuğrul Türkeş’in hükümete katılma kararı bu oyunu bozdu.

Başta yolsuzluklara ve teröre karşı mücadele etmek üzere halkımıza verdiğimiz samimi taahhütlerle 1 Kasım seçimlerine gittik ve ülkeyi kaosa götürme planlarına geçit vermedik. Yeni bir umut doğmuştu ancak bunu gören mihraklar hazırda tuttukları Pelikan gibi yapılarla başka pusularını devreye soktular. Bu pusuyu başka bir zaman ele alırız. Bugün gündemimiz sayın Bahçeli, o gün Bahçeli’nin uyguladığı oyun planını bugünde devreye sokmakta olduğunu görüyorum. Bugünkü durum daha kritik çünkü ülke Bahçeli’nin dizayn ettiği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor.

Millet sefalet içinde devlet kurumları çökmüş ve AK Parti 7 Haziran’dan çok daha vahim bir seçim neticesiyle ilk kez ülkenin ikinci partisi durumuna döşmüş. Bahçeli aynen o dönem gibi kenara çekilmek ve sebep olduğu enkazı iktidar ile ana muhalefet partisi üzerine yıkmak istiyor. böylece hem vaktinde idam sicimi fırlattığı Erdoğan’ı kaderiyle baş başa bırakmak hem de ülkenin önüne açılan yumuşama iklimi perdesini kapatmak istiyor.

Sayın Bahçeli yapmayın! Etrafımızın ateş çemberiyle çevrildiği bir dönemde üstüne üstlük sizin de nümepimi olduğunuz bir ekonomik kriz yaşarken ülkede yeni ümit oluşturan bir yumuşama iklimini engellemeyin. Devletin bekasına önem veriyorsanız; bölmeyin birleştirin. Kutuplaştırmayın, kaynaştırın.

Geçen sene terörle özdeşleştirdiğiniz altılı masaya dair atfı bir ironi gibi dile getirmeyin. Farklı siyasi eylemleri biraya getiren bu süreci gerçekten anlamaya çalışın. Devletin dini olan adalete ve hukuka değer veriyorsanız 5 yıl önce ülkücü şehirler anma töreninde yanı başınızda duran Sinan Ateş’in katillerine karşı net tavır alın. Ünvanı ne olursa olsun katillerin ve azmettiricilerin yanında değil Sinan Ateş’in yetimlerinin yanında durun onların hakkını gözetin. tecrübeli bir siyasetçi olarak son 50 yılın olaylarından ders alın. Unutmayın devlet faili meçhullerle değil, adaletle ayakta kalır.”

Paylaşın

Ömer Çelik’ten “Cumhur İttifakı” Açıklaması: İrademiz Tamdır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Ülkemizi karşı karşıya olduğu tehlikelerden korumak ve geleceğe güçlü bir şekilde taşımak için kurulan Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmektedir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için Cumhur İttifakı olarak, ülkemizi geleceğe taşımak ve milletimize hizmet etmek noktasında güçlü siyasetlere imza atmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’ın vurguladığı gibi bu konudaki irademiz tamdır.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüşmesinin ardından Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sert bir açıklama geldi.

Bahçeli’nin “Türk Siyasetinde Normalleşme ve Yumuşama iddialarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne Düzenlenen Siyasi Operasyonlar” başlıklı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir”

“Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmekte”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Devlet Bahçeli’nin açıklamaları sonrası sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Ömer Çelik, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizi karşı karşıya olduğu tehlikelerden korumak ve geleceğe güçlü bir şekilde taşımak için kurulan Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmektedir.

Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için Cumhur İttifakı olarak, ülkemizi geleceğe taşımak ve milletimize hizmet etmek noktasında güçlü siyasetlere imza atmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’ın vurguladığı gibi bu konudaki irademiz tamdır.”

Paylaşın

Bahçeli’den “Siyasette Normalleşme” Açıklaması: Çok Bilinmeyenli Denklem

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir” dedi.

Haber Merkezi / Devlet Bahçeli, “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüşmesinin ardından Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sert bir açıklama geldi.

Bahçeli’nin “Türk Siyasetinde Normalleşme ve Yumuşama iddialarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne Düzenlenen Siyasi Operasyonlar” başlıklı açıklaması şöyle:

“31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir. Zira her şey milletimizin huzurunda gerçekleşmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi iyi niyetli, yapıcı, yol açıcı, millet ve ülke lehine olduktan sonra söz konusu munzam ve muhassıl diyalogları kuşkusuz makul ve mantıklı değerlendirmekten en ufak rahatsızlık duymayacaktır. Kutuplaşmanın ve kavgaya tutuşmanın sonu ve sonucu asla yoktur.

Kucaklaşmak, konuşmak, milletimizin talep ve sorunlarına müşterek akılla çözüm aramak, bunu da başarmak siyasi partilerin asıl ve öncelikli görevidir. Elbette buna diyecek veya itiraz edecek halimiz ve hevesimiz hiç olmayacaktır. Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir. Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.

Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin normalleşme ve yumuşama ortamına şaşı baktığı, şüpheyle yaklaştığı, hatta zarar verdiği televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından ve gazete sayfalarından devamlı surette ileri sürülmektedir. İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.

Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır. Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır.

Bizim sevdamız Türkiye, mensubiyet onurumuz da büyük Türk milletidir. Ne yapıyorsak, ne söylüyorsak Türkiye ve Türk milletinin çıkarınadır. Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.

“AK Parti ile CHP ittifak yapsın”

AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.

Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir. Kaldı ki Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalınız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri, kurduğu ilişki ağlarını, icra ettiği ikili temasları saygıyla karşılıyor, zatı devletlerini daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihimizi aziz milletimizle paylaşıyoruz.”

Paylaşın

Bahçeli, Kayyım Üzerinden Özgür Özel’i Hedef Aldı

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, CHP Lideri Özgür Özel’i kayyım üzerinden hedef alarak, “Otuza yakın örgüt üyesi başkan koltuğunda oturuyor. CHP, Demlenmiş ve Atatürk ile yollarını çoktan ayırmıştır” dedi ve ekledi:

“Özgür Bey kavga istediğimizi söyleyip duruyor bizim böyle bir niyetimiz yoktur. Şayet kavga edeceksek Özgür Bey rahat olsun o bizim klasmanımızda da kalitemizde de ağırlığımızda da değildir. Özel işine baksın. Bizim meselemiz maşalarla değil tutan ellerledir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Gizli amaçların iç yüzüne ışık tutup oyunları bozacak cesaret ve zekaya sahip olmalıyız. Macerayı akımlara kapılmaktan özenle sakınmalıyız. Kulis bilgisi diye servis edilen dedikoduları, yalan rüzgarlarını, özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmelerinin çarpıtılmasını ibretle takip ediyoruz.

Sayın cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, dinleyebilir, bizce mahsuru yoktur. Mahsurlu olan taraf aslı olmayan söylentileri, gemi azıya alması, fitnenin kamçılanmasıdır. Kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif yol olarak değerlendirilmeli. Maşayı değil tutan ve tutturan elleri de görmeliyiz.”

Suriye: Suriye’nin parçalanmasını esas alan emperyalist bir proje devrededir. Bölge ülkeleri kuskun, küresel vandallık küstah ve hareketlidir. Türk millerinden öç almak için kuyruğa giren yerli ve yabancı mihraklar şirret kampanyalarını şu günlerde hızlandırmışlardır. Herkesi uyarıyorum, asıl hedef Türkiye’mizdir! Milli güvenliğimiz tehdit ve tehlikelerle sınanmaktadır.

Suriye Arap Cumhuriyeti üzerinde ameliyata girişmek, idari yapısıyla oynamak, bölücü terör örgütüne meşruiyet zemini kurmak için sözde demokratik manevralar yapmak Türkiye için haklı operasyon nedenidir. Böylesi bir hıyanete seyirci kalmak Türk vatanını felakete sürüklemekle eş değerdir.”

Suriye’nin veya Irak’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. Dişimizi, yumruğumuzu sıkıyoruz, Türk milletinin güvenliğini, milli bekayı müdafaa gayesiyle her mücadeleye hazır ve kararlı olduğumuzu azimle beyan ediyoruz.”

Kayyım: DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı’nın hukuk sınırları kapsamında görevden el çektirilmesi ardından geçtiğimiz çarşamba günü silahlı terör örgütünü yönetmek suçundan 19 yıl 6 ay hüküm alarak tutuklanması, Türk devlet ve hukuk onurunun şaşmaz hükmüdür. DEM’in hedefi yöre insanına hizmet etmek değildir. DEM’in hedefi derdimize deva, ihtiyaçlarına çare olmak değildir. DEM’li belediyelerin hemen hepsinde paralel yönetim, PKK’nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi altındadır.”

Otuza yakın örgüt üyesi başkan koltuğunda oturuyor. CHP, Demlenmiş ve Atatürk ile yollarını çoktan ayırmıştır. Özgür Bey kavga istediğimizi söyleyip duruyor bizim böyle bir niyetimiz yoktur. Şayet kavga edeceksek Özgür Bey rahat olsun o bizim klasmanımızda da kalitemizde de ağırlığımızda da değildir. Özel işine baksın. Bizim meselemiz maşalarla değil tutan ellerledir.

DEM’in Mardin milletvekili TBMM’de açıkça ‘Kürdistan’da işgalcisiniz düşmanlığınızın altında kalacaksınız. Kürtleri vatandaş saymıyorsunuz. Halkımızı direnişe davet ediyoruz.’ dedi. Sanıyorum bu insana benzeyen canlı fazla yürek yemiş. Bu milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılarak adalet önünde hesap vermesi acil ihtiyaçtır.

Avrupa Parlamentosu seçimleri: Avrupa’nın siyasal yapısında ciddi değişimler ortaya çıkmıştır. Bizi ilgilendiren yanı Türkiye-AB ilişkilerini etkilenmesi. İlişkilerimizin ilerlemediği ortadadır. Özellikle terörle mücadeledeki yaklaşımı her şeyi ortaya koymaktadır. Göç ve sığınmacılara kapıları örten bir siyasi ortam söz konusu oldu.

Üçüncü Dünya Savaşı söylemlerinin güçlenmesi. Şüphesiz demokratik tercihlere yansımaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya konulan dünya nizamı çatırdamaktadır. İsrail Gazze’de soykırım yaparken sözde medeni ülkelerin desteği artık taşınamayacak bir yüktür.

Paylaşın