Metin Turan Kimdir? Hayatı, Eserleri

10 Ocak 1966 yılında Kars’ın Kağızman İlçesinde dünyaya gelen Metin Turan, Camuşlu Köyü İlkokulunu, Bahçelievler Teknik Lisesi’ni, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulunu (1988) ve Ankara Üniversitesi İktisat Fakültesini (1995) bitirdi.

Haber Merkezi / Metin Turan’ın ilk kalem tecrübesi 1981 yılında yayımlanan “Kayıp Kuzu” adlı hikâyedir. . Daha sonra şiire yönelir ve edebî çalışmalarını şiir alanında yoğunlaştırır. Teknik öğrenim gördüğü Eğitim Teknolojisi alanıyla ilgili mesleki yazıları da bulunan Turan’ın özellikle 1990’lardan sonra  çalışmalarının ağırlıklı merkezini edebiyat bilimi çerçevesindeki çalışmalar oluşturur. Türk Dünyası Edebiyatı ve Yeni Türk Edebiyatı sahalarında da incelemeleri olmakla birlikte, çalışmalarını daha çok Halk Edebiyatı üzerinde yoğunlaştırır. Bu alanla ilgili kitap hacmindeki ilk eseri aynı zamanda baba tarafından dedesi, Kağızmanlı Cemal Hoca üzerine yaptığı monografik çalışmadır.

Turan, lise öğrencisi iken İstanbul’da yayımlanan Yeni Çağrı, Amatör Sanat gibi dergilerin Ankara temsilciliğini üstlenir. İmece, Erde, Promete, Anadolu Ekini, Mecaz, Sanat Hareketi ve Praksis gibi birçok kültür ve sanat dergisinin yayımlanmasına ya sahip sıfatıyla ya yayın yönetmeni ya da yayın koordinatörü olarak katkıda bulunur.

Çalışmaları, bu dergilerin yanı sıra  Türk Folkloru, Folklor, Halkbilim, Yazko Somut, Oluşum, Yarın, Yeni Sanat, Sanat Rehberi, Yeni Şiir, Varlık, Cumhuriyet Kitap, Damar, Edebiyat ve Eleştiri, Littera, Kebikeç,  Kül Öykü ve Turnalar gibi dergilerde yer alır. Türkiye ve Türkiye dışında çok sayıda radyo ve televizyon programına katılır. Konuk öğretim elemanı olarak Ukrayna’nın Teras Şevçenko ile Azerbaycan’ın Hazar ve Asya Üniversitelerinde Türk Edebiyatı dersleri; 2007-2011 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak halk edebiyatı dersleri okutur.

Bir dönem Kültür Bakanlığı, Kültür Eserleri Yayın Danışma,  Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Türk Dünyası Dergisi Yayın  Kurulu üyeliği yapar. Tasnifi, Tarih Vakfı tarafından yürütülen Pertev Naili Boratav Arşivi Düzenleme Kurulunda görev alır.

“O Şehr-i Edirne” şiiri ile, 2003 yılında, Mekadonya Cumhuriyeti, Çalıklı Bahar Şenlikleri kapsamında düzenlenen Türk Dünyası Şiir Birincilik,  İlk şiir kitabı Suları Islatan Mecnun ile de 2004 yılı Ruşen Hakkı Şiir Birincilik Ödüllerini kazanır. Şiir çalışmaları dolayısıyla 2016 yılında da Özkan Mert Şiir Ödülü’ne layık görülür. Hem edebî hem de akademik çalışmalarıyla 1995 yılı Folklor Araştırmaları Kurumu İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü’ne, 2008 yılında A.Ü. DTCF Halkbilim Topluluğu Folklor Ödülüne, 2004 yılında da Troya Folklor Derneği Pertev Naili Boratav Halkbilim Ödülü’ne layık görülür.

Çok sayıda ulusal ve uluslararası sempozyum ve edebiyat şöleninin organizasyonunda yer alan Turan, özellikle Türkçe edebiyat ürünlerinin yaygınlaşması konusunda uğraş vermektedir. İran’da yayımlanan Suhen ve Grub dergilerinin Türk edebiyatı özel sayılarının hazırlanmasında katkısı oldu ve bu dergilerde Kıbrıs Türk edebiyatının da yer almasını sağladı. Ayrıca Güney Kore’de yayımlanan ASIA dergisinin Türk Edebiyatı, İstanbul ve Nazım Hikmet özel sayılarının hazırlanmasında katkıda bulundu.

Özel bir gayretle Türk edebiyatçıların eserlerinin çeviri olanağının yaygın olduğu Almanca, Fransızca, İngilizce diller dışında,  Arapça, Rusça, Farsça, Lehçe, Korece Romence, Ukraynaca dillerinde de yayımlanmasına çaba göstermiş, bu dillerde eserlerin çıkmasına katkıda bulunmuştur. Yazılarında Osman Abidin, Şafak Sun imzalarını da kullanan Turan’ın ekonomi ve eğitim ile ilgili mesleki yazıları da bulunmaktadır.

2005 yılında Ankara’da Uluslararası KIBATEK Edebiyat Akademisi’ni kurdu ve burada önemli bir bölümünü sosyoloji, tarih ve edebiyat alanında yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerin oluşturduğu meraklılara seminerler sağladı. Ankara’da yaşayan Turan, bir dönem Aşık Veysel Kültür Derneği ve  Edebiyatçılar Derneği ile Folklor Araştırmaları Kurumu’nun genel sekreterlik görevlerinde bulundu. Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin asli üyesi de olan Turan kısa adı KIBATEK olan Kıbrıs, Balkanlar ve Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu ile Folklor Araştırmacıları Vakfı’nın başkanıdır.

Kurucusu olduğu ve 1994 yılından bu yana yayımlanmakta olan, halkbilim, antropoloji, sosyoloji, müzik ve edebiyat içerikli Folklor/Edebiyat dergisinin yayın koordinatörlüğünü ve KIBATEK’in uluslararası, çeviri dil ve edebiyat dergisi Turnalar’ın yayın yönetmenliğini yürütmektedir.

Tarihten Mekâna Türk Halk Şiiri adlı inceleme kitabında halk şairlerinin hayatlarına dair ayrıntılar, şiirlerinden örnekler yer alıyor. Tek tek şairler ele alınarak, halk şairlerinin yaşadıkları dönemde üstlendikleri toplumsal ve kültürel işlevler yanında, dizelerinde saklı duran olaylardan hareketle o dönemlerin kavranmasındaki tarihsel işlevler de irdeleniyor. Edebiyat insanlarını sosyal çevreleriyle ele alarak incelemeyi çalışmalarının başlıca unsuru kabul eder. Kul Himmet, Aşık Veysel ve Kaplani üzerine yapmış olduğu  çalışmalarda da sosyal çevre içerisindeki yetişme koşullarına eğilmiş olmasıdır.  Halk şairlerine de sosyal çevreleri içerisinde bir edebiyat araştırmacısı ve eleştirmen gözüyle bakıyor ve değerlendirme yapıyor olması dikkat çeken özelliklerindendir.

Turan, edebiyatı ideolojik aidiyet duygusuna indirgemeksizin, kimlik olgusuna farklı bir açıdan yaklaşıyor. Edebiyatın kimliklendirme süreci ve birikim olduğunun altını çizerek, öncelikle bu gerçekliğin anlaşılır kılınması yolunda çaba sarf ediyor. Edebiyat metninin edebiyatçı kişilikle bir arada, metnin var olduğu toplumsal, tarihsel ve kültürel koşulların göz önüne alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiğine inanıyor. Edebiyata dair bu algısını Kültür Kimlik Ekseninde Türk edebiyatı adlı kitabına da yerleştiriyor. Sosyal bilimler açısından edebiyata, çok disiplinli bir yaklaşımın yanı sıra disiplinler arası bir yolculukla uzanıyor.

Metin Turan’ın şiiri insan merkezlidir. Turan’a göre her şey insan içindir ve insani olana hizmet etmelidir. Dünyayı, insanın insana ve yaşama yabancılaşmadığı, paylaşım ve bilinçle değer kazanıp insan ve sevgiyle anlamlı hâle gelen bir mekân olarak algılayan şair, şiirleri vasıtasıyla insanın insan yanını harekete geçirmeyi amaçlar. Halk edebiyatı ve halk kültüründen gelen unsurları şiirinin bileşenlerini oluşturmada kullanır. Bu çerçevede şiirine geleneksel yapıyı da taşımaktadır.

Ahmet Telli, şiirleri üzerine kaleme aldığı yazısında “Metin Turan’ın poetik ve politik tutumunu hümanist kültür birikimine bağlamaktadır. Telli, “…Halkbilim çalışmaları, salt geçmişi bugüne olduğu gibi taşımak ya da geleneğin sürdürülmesi değil, bugüne miras bırakılan kültürün bilme-anlama-eleştiri süzgecinden geçirilerek bu kültürün ilerici-demokrat yanını görünür kılmak yönündedir” düşüncesindedir.

Şiirlerinin ana temasını, insanın dünyayı estetik bütünlüğü içerisinde kavraması gayreti oluşturur.  Turan, bozulan, yozlaşan, kültürsüzleşen, kimliksizleşen, toplumsal kokuşmuşluğu, çürümüşlüğü estetik bir sanat anlayışıyla gözler önüne sermeye gayret eder. Şiirlerinde yaşadığı ülkeye odaklanan bir şair vardır. Sokakları, kentleri, ülkeleri kapsayan bir geniş coğrafya Türkiye merkezine dayanır.  “Metin Turan’ın şiirlerinde tarihsel doku kentin kalesi, camisi, evleri, sokakları olarak yansırken, aşk kendi ayrılık ve yalnızlığı içinde tek başına kalır. Aşk ayrılığı, sonlanan sevgi hüzünle değil onun yerine doğal bir kabullenişle yansır dizelerine. Şiirlerinde göze çarpan imgeler şairin şiire bakışını, sözcüklere olan özenli yaklaşımını gözler önüne serer. Zamanın akışı içerisinde yok olan değerlere, bozulan yıkılan estetik zevkten yoksun tüm olgulara karşı olan kırgınlığını bir şair olarak dizelerinde açıkça belli eder. Onun şiirlerinde Anadolu’nun göz ardı edilemeyecek seviyede yansıtılması söz konusudur.

Şiirlerinde aşk, ayrılık, geçmişe duyulan özlem, acı gibi insana dair duygular dile getirilir.  “Şiirleri içerik ve ele aldığı konular noktasında incelendiğinde bir aydın, bir sanatçı olarak şairin toplumsal sorunları ve acıları kimi zaman hüzün kimi zaman isyan kimi zaman iyiye duyulan özlemle dile getirdiği görülür”. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın