16 Ağustos 1968 yılında Bingöl’de dünyaya gelen Metin Kaygalak, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra Bingöl Lisesini bitirdi. Burada, Metin Altıok onun felsefe öğretmeni oldu. Bu dönemde felsefeye ilgi gösterdi.
Haber Merkezi / ODTÜ Felsefe Bölümünü kazandıysa da özel nedenlerle gidemedi. 1990’da Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldu. 1990’lardan beri İstanbul’da serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik yapan Metin Kaygalak, yazı çalışmalarını da bu şehirde sürdürmektedir.
Son dönemin kişiliğini bulmuş şarilerinden biri olan Metin Kaygalak’ın Konya adlı ilk şiiri 1987 yılında Güneş gazetesinin düzenlediği Genç Şairler Şiir Antolojisi yarışmasında gazetede yayımlanmıştır. Bu tarihten sonra kaleme aldığı şiir ve yazılarının yanı sıra söyleşilerini; Ayrım, Biçem, Cumhuriyet, Defter, E, Edebiyatta Üç Nokta, Hayvan, Heves, Hürriyet Gösteri, Kaçak Yayın, Ludingirra, Milliyet Sanat, Öküz, Özgür Gündem, Promete, Radikal İki, Son Kişot, Sonra Edebiyat, Şiirden, Yasakmeyve, Yazıt, Yine Hişt veYom Sanat gibi süreli yayınlarda belli aralıklarla yayınlamatı sürdürmüştür. Yüzümdeki Kuyu (1998) adlı ilk şiir kitabı yayımlandığında yoğun ilgiyle karşılanmıştır.
Orhan Koçak, Kaygalak’ın şiirini şu cümlelerle değerlendirmiştir: “Bir noktada tıkanıp kalmış ve ancak çok sonra azar azar, kesik kesik akmaya başlamış bir suyu andırıyor Kaygalak’ın şiri. Tıkandığı yerde çok kalmış ve böylece kendi üzerine dönmüş, kendini, kendi tıkanışını iyi tanımış bir şiir. İmkânlarını da Yahya Kemal gibi, Cemal Süreya ve Ece Ahyan gibi Hilmi Yavuz ve İsmet Özel gibi yapacağı işi en baştan sezen çoktan biçimlenmiş olarak doğan bir şiir.”
Temizyürek ise onun şiirindeki tasavvufi özelliklere dikkat etmiş ve “Kaygalak’ın şiirlerinin zihinsel kaidesinde tasavvuf bilgisi belirgin bir dayanaktır. Şair kimi tasavvuf terimlerini kullanmaktan kaçınmadığı gibi, bu kavramları kendisi için kılma çabasındadır. Bir yücelme, bir arınma gayreti şairi söylevsel dile çekmektedir yer yer. Tasavvufun ancak kendisiyle denklem kuran anlam katmanlarında koyulaşır duygusu. Bu durum dile bir kapalılık, bir çıkmaz duygusu verdiği gibi bir kıvam da kazandırır; koyu bir kıvam. İçine şairini de çeken şairini de sarmalayan bir kıvam.” değerlendirmesini yapmıştır.