HDP Yönetici Ve Üyelerine Beş Kentte Gözaltı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) üye ve yöneticilerine yönelik gözaltı kararları birçok kentte protesto edildi. HDP’liler iki gün içerisinde Mersin, Hatay, Adana, İzmir ve Manisa’da gözaltına alındı.

Van İl Örgütü’nde ise önceki gün Nurullah Pekbay, Şiyar Akti, Ferhat Azan ve Şerif Sarıbulak isimli dört HDP Gençlik Meclisi Üyesi’nin gözaltına alınmasına dair bugün bir basın açıklaması düzenledi.

İpekyolu ilçe binası önünde yapılan açıklamaya, HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç’la birlikte başta HDP ve BDP olmak üzere çok sayıda parti ve kurum katıldı. Açıklamada, “Genç başladık genç başaracağız” yazılı pankart açıldı.

“Gençliğin adresi HDP”

Açıklamada söz alan HDP Gençlik Meclisi Üyesi Şervan Beyazit, hukuksuz bir şekilde parti üyelerine yönelik saldırıların devam ettiğini söyledi. Bu saldırılarla demokratik siyasetin kriminalize edilmeye çalışıldığını vurgulayan Beyazit, “Başka birçok ilde de gençlik meclisi üyelerimizin ve HDP’lilerin gözaltına alındığı bilgisi kamuoyuna yansımıştır. İktidarın tüm saldırılarına rağmen gençliğin adresi HDP’dir. HDP Gençlik Meclisi yozlaşmaya, yolsuzluğa ve asimilasyoncu politikalara karşı dimdik ayaktadır. Partimize yönelik bu saldırılara karşı sessiz kalmayın. Saldırıya uğrayan Kürt diye susmayın. Bu hukuksuzluk sizi de vurur,” dedi.

Mersin

Mersin’in Tarsus ve Silifke ilçesinde bu sabah saatlerinde 10 eve polis baskın düzenledi. Adreslerinde bulunmayan iki kişi hariç, toplamda sekiz HDP’li Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Hatay

İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı 2015 İskenderun Newrozu’nda atılan sloganları gerekçe göstererek, “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma başlattı.

Soruşturma kapsamında polis bu sabah Erzin ve İskenderun’da çok sayıda eve baskın düzenledi. Baskınlarda HDP Parti Meclis (PM) üyesi Zeki Koç, HDP Erzin İlçe Eşbaşkanı Diyadin Sırça, Yeşil ve Sol Gelecek Partisi Erzin İlçe Eşbaşkanı İsmet Katran ve üye Ali Taylan ile HDP’li Behçet Aslan ve Fırat Töre gözaltına alınırken, Mehmet Oturmak evinde bulunmadığı için gözaltına alınamadı. Gözaltına alınanlar emniyetteki işlemlerinden sonra serbest bırakıldı.

Adana

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında 13 Ağustos’ta kent merkezi ve Ceyhan ilçesinde yapılan ev baskınlarında aralarından çocukların da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 14 kişinin emniyetteki işlemlerinin tamamlanması ile serbest bırakıldığı, altı kişinin ise hâlâ gözaltında tutulduğu öğrenildi.

İzmir ve Manisa

Manisa ve İzmir’de sabahın erken saatlerinde evlere baskın düzenlendi. Yapılan baskınlarda İzmir’de dokuz, Manisa’da altı kişi gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi bilinmezken, gözaltına alınanların il emniyet müdürlüklerinde tutuldukları öğrenildi.

İzmir’de Sibel Aktulum, Leyla Demirkaya, Cengiz Küçükgöl Köy, Emre Yalçın; Manisa’da ise Doğan Alpar, Havva Sevilen, Ali Aslan, Memduh Ektiren, Ekrem Taş ve Muhammed Ezver Toplu gözaltına alındı.

Paylaşın

“Erdoğan, Türkiye’yi Kabile Devleti Yapmak İstiyor”

Türkiye’nin 1989’da AİHM’nin yargı yetkisini kabul ettiğini belirten CHP’li Alpay Antmen, “Erdoğan Anayasa’ya aykırı hareket ediyor. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden atılmasını, ülkeyi bir Ortadoğu bataklığı, kabile devleti yapmak istiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala kararını tanımayacağı yönündeki açıklamasına CHP’den tepki geldi.

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Erdoğan’ın AİHM’nin Osman Kavala kararını tanımayacağı yönündeki açıklasını “Türkiye’yi Avrupa’dan, Ortadoğu bataklığına götürmek” olarak tanımladı.

“1989’da AİHM’nin yargı yetkisini Türkiye kabul etti. Yani AİHM bir iç mahkeme. Şu anda Saray ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Anayasa’ya aykırı hareket ediyor” dedi.

Antmen, açıklamasında 2004’te Anayasa’nın 90. maddesine bir hükmün eklendiğini söyleyerek “Burada kanunla, uluslararası kanun çeliştiğinde son kararın AİHM tarafından verileceği kesinleştirilmiştir. Bu artık bir iç hukuk kuralıdır” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına uymak zorunda olduğunu belirten CHP’li Vekil “AİHM’nin kararını tanımıyorum demek, ona ayar vermeye çalışmak demektir. Mahkemeden istediği kararı çıkmayınca onu tanımıyorum diyemezsin. AKP’nin ve Erdoğan’ın istediği şey Türkiye’nin Avrupa Konseyinden atılması ve ülkeyi bir Ortadoğu bataklığı, kabile devleti yapmak” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat’ta Gezi davasının tek tutuklusu olan Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili ‘ihlal sürecini’ resmen başlatmıştı. Komite, dosyayı AİHM’e göndererek Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal edip etmediğine karar vermesini istemişti.

Dışişleri Bakanlığı da karara karşı iç hukukta devam eden dava sürecinin göz ardı edildiğini savunmuştu. Kararı siyasi saik olarak nitelendirmişti.

Erdoğan’sa “AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş, bu bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz” açıklaması yapmıştı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Ortak Bildiri

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) büyükşehir belediye başkanı, teftiş ve denetimlerle ilgili, “Yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız” açıklamasını yaptı.

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çağrısıyla çevirmiçi toplandı. Telekonferans yöntemiyle düzenlenen toplantı; Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Mansur Yavaş (Ankara), Tunç Soyer (İzmir), Muhittin Böcek (Antalya), Zeydan Karalar (Adana), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Osman Gürün (Muğla), Vahap Seçer (Mersin), Kadir Albayrak (Tekirdağ) ve Lütfi Savaş’ın (Hatay) katılımıyla yapıldı.

Yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve sübvansiyon desteği verilmesi yönünde taleplerin dile getirildiği bildiride, teftiş ve denetimlerle ilgili hiçbir rahatsızlık yaşanmadığının da altı çizilerek, “Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz” denildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 50’ye yakınının yaşadığı kentleri yöneten 11 büyükşehir belediye başkanı, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin, yönetimsel yanlışlardan kaynaklandığı saptamasında bulundu.

Yaşanan ekonomik krizin, yurttaşın cebini yaktığı kadar, yönettikleri devlet kurumlarının bütçelerine de olumsuz yönde etki ettiğini vurgulayan başkanlar, yayımladıkları ortak bildiride şu noktalara dikkat çekti:

“Türkiye nüfusunun yarıya yakınını barındıran 11 kentin yöneticileri olarak, geçtiğimiz 2021 yılının Kasım ayında, bütçelerimizi belediye meclislerinde oylamaya sunduk. Meclisten onaylanarak geçen bütçelerimiz, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalardan kaynaklı yaşanan ekonomik belirsizlik ortamında ‘geçersiz bütçeye’ dönüşmüştür. Bu, ‘belirsizlik ve ön görülemezlik’ ortamından, Büyükşehir Belediyelerimiz kadar, bütün yerel yönetimler ve hatta kamu kurumları ciddi anlamda olumsuz etkilenmektedir. Bu kapsamda hem belediyelerimizin hem de diğer kamu kurumlarının ‘yeni bütçe’ yapmaya ihtiyaç duydukları, önümüzde duran bir gerçektir.

Belediyelerimiz, vatandaşa sundukları hizmetleri aksatmama konusunda, çok ciddi mücadeleler vermektedir. Verilen hizmetlerin, devam eden ve devreye alınması planlanan projelerin sürdürülebilir hale dönüştürülmesi hususunda, hükümet yetkililerini Türkiye’deki bu ekonomik zorluklar sırasında, yerel yönetimleri desteklemeye davet ediyoruz. Mazot, elektrik, doğalgaz, un vesaire gibi maliyetlerin etkisiyle, tüm Türkiye’deki belediyeler, hizmetleri devam ettirme noktasında oldukça zorlanmaktadır. Kentlerimiz için hayati öneme sahip hizmetlerle ilgili ihaleler dahi yapılamayacak noktaya gelmiştir. Bu durum, ihalelere katılan firmaları da zora düşürmektedir.

Bu kapsamda, merkezi hükümetten beklentimiz ve talebimiz; yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve hayati öneme sahip konularda sübvansiyon desteği verilmesidir. Örneğin; toplu ulaşımda, KDV ve ÖTV istisnası getirilmelidir. Artan enerji maliyetlerini, özellikle raylı sistemler, elektrik ve su gibi giderlerini düşürecek bazı vergi indirimlerine gidilmelidir. Bu ve benzeri seçeneklerin düşünülmesi, Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için önemli olacaktır. Bu sayede, ekonomik sıkıntılar altında ezilen vatandaşlarımızın da bir nebze olsun rahatlaması sağlanacaktır. Zira, devletin her kurumunun yapacağı hizmet ya da hizmetler, vatandaşlarımız içindir. Tüm kamu kurumlarımızın varlık nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve ülkemizi ziyaret eden turistlere hizmettir.

Sosyal belediyecilik vurgusu

Hiçbir belediyemiz, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, hukuki sistemde, hukuki zeminde teftişten veya denetimden çekinmemektedir. Hiçbir belediyemiz, usulüne uygun her türlü teftiş ve denetime tabi olmaktan asla rahatsızlık duymaz. Ama yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere de karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız. Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz. Biz, 11 büyükşehrin yöneticileri, her zaman olduğu gibi, yaşanan bütün sıkıntılara, zorluklara ve engellemelere rağmen, bu kara kışta da vatandaşlarımızın yanında olacağız. Sosyal belediyecilik yapmaya, kararlılıkla, sonuna kadar devam edeceğiz.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Ve Akşener’den ‘Derhal Seçim’ Çağrısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha önce CHP’nin miting yapılmasına izin verilmeyen Mersin Cumhuriyet Meydanı’ndaki metro temel atma törenine katıldı. Kılıçdaroğlu ve Akşener, burada yaptığı konuşmalarda bir kez daha erken seçim çağrısında bulundu.

Törende Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun anlam ve önemine ilişkin konuşma yapan Akşener, alandaki kalabalığa dikkat çekerek, “Bu kalabalığı daha önce toplayamayanlar vardı ne olacak şimdi?” diye sordu.

81 ilin 79’unu ziyaret ettiğini belirten Akşener, “Esnafıyla, işsiz genciyle, çiftçisiyle, atanamayan öğretmeniyle, 3600 ek gösterge sözü verilip yerine getirilememiş memuruyla, kendi çocuğu işsizken 5 maaş alan danışmanları duyarak kahrolan bir Türkiye ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Akşener, “İşsizliğin arttığı, çiftçi hiç gübre atamadı. Genç çocukların hayatını çaldılar. Öyle bir sistemle yönetiliyoruz ki. Bakanlar emir eli. Bu ülkenin hafızası gitti. Bundan büyük beka sorunu sizsiniz siz. Bu ülkede kimileri 50 puan alıp mülakatla geçiyorsa ülkede çok büyük sorun var demektir. Bu tek adam sistemini çok isteyen Erdoğan ve bu ucube sistemdir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Akşener, “Burada bir miting yaptın. Gördük hep birlikte. Sonra Sayın Kılıçdaroğlu’nun mitingine izin vermediniz başka bir yerde oldu. Onu da gördük. Bu gün burada bu açılış için Mersinli’nin teveccühü var. Diyor ki Mersinli Sayın Erdoğan, ‘derhal seçimi getir ve sandığa teslim ol’ diyor. Mersinli burada Sayın Erdoğan, Mersinli bir mesaj veriyor. Meydandan insanlar sesleniyor.

Milletle ters düşe düşe, milletle bilek güreşi yapa yapa ayakta kalan bir siyasi olmamıştır. Tencerenin devirmediği bir iktidar da olmamıştır. Kadınların tencere kaynatmakta problemi var. Dolayısıyla kendileri çok tok olduğu için iki domates al diyorlar. Size iki domates ye diyenler, yarım simit ye diyenler kendileri ne yiyor? Bu düzene son vermek için. Bu harami düzeni helal oylarınızla sandıkta demokrasiyle attaya göndermek için derhal seçim, hemen seçim diyorum” şeklinde konuştu.

“Süleyman Şah türbesini tekrar topraklarımıza götüreceğiz”

Akşener’in ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, “Benim umudum sizlersiniz. Bu meydanda miting yapmamıza daha önce izin vermemişlerdi. Demek ki meydan dolabiliyor. Demek ki halk değişim istiyor. Seçim istiyor, hak, hukuk, adalet istiyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Millet İttifakı olarak İnşallah yeni bir başarıya daha imza atacağız. Süleyman Şah türbesini tekrar topraklarımıza götüreceğiz ve bayrağımız göndere çekeceğiz. Emeklinin, gençlerin, ev kadınlarının dertlerini biliyorum.

Bu ülke zengin, güçlü bir ülke. Sözüm söz Millet İttifakı olarak Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bütün bu havzayı Akdeniz’in en görkemli havzası haline getireceğiz. Göreceksiniz 5 yıl içinde İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak.5 yıl içinde bu bölge, Adana, Mersin, Hatay’dan başlayarak bu bölge Akdeniz’in en görkemli bölgesi haline gelecek.

5 yıl içinde bu bölgede katma değeri yüksek ürünler üretilmeye başlanacak. Bu bölge, hem Afrika’nın, hem Avrupa’nın hem Uzak Doğu’nun hem de Kafkasların en güçlü merkezi haline gelecek. Bu bölgede bacalar tütecek. Kaynağımız var. Biz yandaşlara değil, vatandaşlara hizmet edeceğiz.”

“Tamamını kamulaştıracağız”

Soygun düzenine son vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Hani var ya gitmediğiniz yollardan dolarla para, köprülerden geçiyorsunuz avrolarla paralar, hani varya 50 yıllık 70 yıllık garantiler… Bütün bunların tamamına Allah’ın izniyle Millet İttifakı sürecinde son vereceğiz, tamamını kamulaştıracağız.” diye konuştu.

Gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Umutsuzluğa kapılmayacaksınız. Cumhuriyet tarihine çok değerli bir miras bırakacaksınız. Önünüze sandık gelecek ve ilk kez oy kullanacaksınız. İlk kez otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz. Ve dünya siyaset tarihine çok önemli bir mirası sizler bırakacaksınız.

O nedenle bütün geçlere sesleniyorum. Sandığa gideceksiniz ve demokrasinin tarihini yazacaksınız. Dünya siyaset tarihine olağanüstü bir mirası sizler bırakacaksınız. Sandık gelecek mi? O soru da soruluyor. Gelecek efendim gelecek. Bugün olmazsa yarın gelecek.” dedi.

İki yılda içinde bütün Suriyelilerin memleketlerine gönderileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bize güveneceksiniz. Asla ırkçılık yapmıyorum. Gelip gezebilirler asla sorun yok. Suriye ile de Mısır ile de barışacağız. Sadece iç politika da değil dış politikada da barışacağız. Türkiye kurucu ayalarına tekrar dönecek. Asla unutmayın sandık gelecek, oy kullanacaksınız.” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Polisin ‘Yanlış Eve Baskını’ TBMM’ye Taşındı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, Mersin’de Yolgın ailesine şiddet uygulayan polislerle ilgili hem önerge verdi hem de İnsan Hakları Komisyonu’na başvuru yaptı.

Dr. Turan, konuyla ilgili önergesinde, polisin düzenlediği ev baskınındaki arama sırasında aile üyelerinin şiddete maruz kaldığını ifade etti:

“Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Çilek Mahallesi’nde ikamet eden Yolgın ailesinin evine 29 Aralık 2021’de Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Narkotik Şube tarafından baskın düzenlendi. Yolgın ailesi, evde arama yapan Narkotik Şube polislerini yanlış eve baskın yaptıkları konusunda uyarmalarına rağmen polisler tarafından fiziksel şiddete maruz kaldı.

“Evin araması sırasında polis memurlarının yanlış eve baskın yaptığını söyleyen İsmail ve Serhat Yolgın adlı kişiler, polislerce darp edilerek gözaltına alındılar ve hem polis aracında hem de götürüldükleri Emniyette polisin şiddetine maruz kaldı.”

NOT: TİHV 2020 Yılı Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporu’na göre geçen yıl işkence ve kötü muamele gördüğü için TİHV’e başvuranların yaşı 5’ten başlıyor, 70’e ulaşıyor.

Savcılığa suç duyurusu yaptılar

Önergede, “Vücutlarının farklı yerlerinden yaralanan İsmail ve Serhat Yolgın’nın darp raporu aldığı ve polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu” belirtildi.

Rıdvan Turan, “Yorgun ailesine yanlışlıkla baskın yapan, şiddet uygulayıp işkence eden Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Narkotik Şubesi’nde çalışan polisler hakkında ivedilikle soruşturma açılmalıdır” talebini dile getirdi.

İşkenceyi önlemek için hangi önlemler alınıyor?

Önergede, İçişleri Bakanı Süleyman Soyludan şu soruları yanıtlaması istendi:

Bakanlığınız tarafından Yolgın ailesine uygulanan şiddete ve işkenceye ilişkin herhangi bir soruşturma açılacak mıdır?

Mersin Narkotik Şu Müdürlüğü örneğinde olduğu gibi yurttaşlara işkenceyi önlemek amacıyla hangi önlemler alınmaktadır?

Bakanlığınızın, emniyet mensupları tarafından yurttaşlara uygulanan şiddet ve işkence hakkında herhangi bir araştırması veya raporu var mıdır?

Polisler hakkında soruşturma talebi

Dr. Rıdvan Turan konuyla ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına da dilekçe verdi.

Dilekçesinde, İsmail ve Serhat Yalgın’a ev baskınında, polis aracının içinde ve emniyette şiddet uygulayan, başta Mersin Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü’nde görevli komiser Ü.A. olmak üzere tüm polisler hakkında ivedilikle soruşturma açılması için gerekli çalışmaların yürütülmesini talep etti.

Paylaşın

CHP’li 11 Başkandan Deklarasyon: Belediyelerimiz Üzerinden Sürekli Kirli Siyaset Üretiliyor

Ankara’da bir araya gelen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, görüşmenin ardından bir deklarasyon yayımladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek veren belediye başkanları CHP’li belediyeler üzerinden kirli siyaset üretilmeye çalışıldığını söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın okuduğu deklarasyonda ekonomi, tarım, turizm, iklim değişikliği gibi konular ele alınırken İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlattığı ‘özel terör teftişi’ de gündemdeydi.

Deklarasyonu okuyan Mansur Yavaş kurdaki ani yükseliş ve büyük değişimlerle ekonomik koşulların önümüzdeki sene için mali yükü arttığını söyledi. Kaynaklarının büyük kısmınının Cumhur İttifakı belediyelerine gittiğini belirten Yavaş bunun adaletsiz olduğuna vurgu yaptı. Yavaş şöyle konuştu:

“Bizler örnek belediyecilik uygulamalarımızı sürdürürken hükümet tarafından dile getirilen ‘Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Türkiye Belediyeler Birliği’nin gelirinin yarısından fazlasını Millet İttifakı belediyeleri sağlarken, kaynaklarının büyük kısmını Cumhur İttifakı belediyelerine ve diğer kamu kurumlarına aktarması adaletsiz bir vakıadır.

Birçok belediyemiz kamu bankalarından ve İller Bankası’ndan kredi alabilmek bir yana, teminat mektubu dahi alamamaktadır. Gelir kalemlerinin büyük bir kısmını belediyelerimizin oluşturmasına rağmen, bütçesi valilikler tarafından yönetilen Kalkınma Ajanslarının gider kalemlerinden kurumlarımız etkin olarak faydalanamamaktadır. Birçok kredi onayı ise uzun süredir Cumhurbaşkanlığı makamının onayını beklemektedir. ‘Eşit mesafe’ değil, sadece ‘mesafe’ ile sürecin yürütüldüğü ve mesafenin Millet İttifakı belediyeleri olmamız sebebiyle gittikçe açıldığı yadsınamaz bir gerçektir.

“Bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkartılıyor”

İki buçuk yıl boyunca belediyelerimizin yaptığı ve büyük takdir toplayan çalışmaların bir kesime rahatsızlık verdiğini görmekteyiz. Bu durumu anlayışla karşılıyoruz. Kabul etmediğimiz durum ise hukukun dışına çıkılarak, baskı ortamının oluşturulması, haksız ve mesnetsiz ithamlarla kurumlarımızın zan altında bırakılması ve devlet kurumu olan belediyelerimiz üzerinden sürekli olarak kirli siyaset üretilmesidir.

Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır.

İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır.

Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir.”

Deklarasyon, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş’ın imzasını taşıyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Mersin’de Gövde Gösterisi: Onu Edeple Göndereceğiz

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mersin mitinginde, alandaki vatandaşların ‘Tayyip istifa’ sloganlarına, “Onun istifa etmesine gerek yok onu göndereceğiz, edeple göndereceğiz. Geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve göndereceğiz onları” şeklinde cevap verdi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, “Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Türk Lirası pul oldu. TL’yi hak ettiği yere getireceğiz” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Dostlarımızla birlikte kurtaracağız” ifadelerini kullandı.

“Saray ve şurekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları devlet kadrolarında yaşatmayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Sizin paranız. Bu parayı harcarken size hesap vermek namus borcum olacak. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük kısmı oraya gidiyor. Üreten, alın teri döken herkesin hakkını ve hukukunu koruyacağım. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Mersinlilere söz veriyorum. Türkiye’ye söz veriyorum.” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Kutuplaşmaktan yana değiliz. Kucaklaşmadan yanayız. Beraber olmaktan, birlik olmaktan yanayız. Biz dünyada yurtta sulh, cihanda sulh diyenleriz. Kendi ülkemizde de dünyada da huzurdan, barıştan yanayız. Mısır’la barışacağız, Suriye’yle barışacağız, İsrail’le barışacağız, Libya’yla barışacağız” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, acil seçim isteğiyle gerçekleştireceğini açıkladığı mitinglerin ilkini Mersin’de düzenledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Hepinizin şunu çok iyi bilmesini isterim bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu yüreğim acıdı. İki üniversite mezunu kardeşim iş bulamıyorum. Size söz veriyorum bu sorunları çözeceğiz. Demokrasiye inanıyoruz o yüzden diyoruz, geliyor gelmekte olan. Mersin küçük bir Türkiye’dir.

Milletin sesi dedik, milletimiz konuşsun dedik. Ama onlar duymazlar onlar sağırlar ve onlar başka şeyleri görürler. Dün saat 11.00’de TÜİK’e gittim. Aylık yüzde 3.51 yıllık yüzde 21 enflasyon açıkladılar. Ya sizin eşiniz çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu? Faturalara bakmıyor mu? Ekmek alırken görmüyor mu? Talimat gelmiş indireceksiniz. TÜİK rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar.

“Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız”

Ben TÜİK’e sizin hakkınızı sormak için gittim ama kapı duvar. İlk kez Cumhuriyet tarihinde vekiller bir yere gidiyorlar önümüze duvar örüyorlar. Sizin duvarlarınız vız gelir bize. Vesayet diyorlardı, dün vesayetin ne olduğunu Türkiye gördü. Asgari ücretlinin, memurun hakkını savunmak ortak görevimizdir. Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum; Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız. Sarayın vesayetinden birlikte, dostlarımızla birlikte kurtaracağız.

Alın teri döken bir çiftçi neden zarar ediyor? Bu soruyu vicdanlı olan herkesin kendisine sormasını isterim. Toprağımız var, çalışkan insanımız var. Neden arpayı, buğdayı, eti dışarıdan getirip gümrük vergisini sıfırlarız. Hepimiz muhakeme yapmak zorundayız. Yarın hep birlikte sandığa gideceğiz ve dikta bir yönetimi sandıkta al aşağı edeceğiz. Öncelik bizim insanımız, çalışan insanımız, muz ithalatını durduracağız.

Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu, ‘Çiftçi milletin efendisidir’. Söz veriyorum çiftçimizi bu milletin efendisi yapacağız.

“Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım”

Diyor ya faize karşıyım, neden esnafın borcunun faizini silmiyorsun. İktidar olduğumuzda ilk işimiz esnaf bakanlığı kuracağız. Bu memlekete barışı getireceğim. Bu memlekete huzuru, demokrasiyi, adaleti getireceğim. Mafya düzenini değiştireceğim. Uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım.

Saray ve şürekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenlerin hepsinin görevine son vereceğiz. Harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize vereceğiz. Sizin paranızı harcarken bunun hesabını vermek namus borcudur. Vergilerin büyük kısmı Londra’daki tefecilere gidiyor. Herkesin hakkını hukukunu koruyacağım. Söz veriyorum, Mersinlilere, Türkiyelilere söz veriyorum. Bu ülkede yoksulluk olmayacak.

Yine söz veriyorum, üniversite mezunları iş bulamazken, 4-5 yerden maaş alanların düzenlerini sonlandıracağım. Hakça bir düzen gelecek. KPSS’den 85, 90 puan alıyorlar ama sözlüye gelince eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. 20 yıldır iktidardalar ve yurt sorununu çözemediler. Söz veriyorum bir yıl içinde yurt sorunu kalmayacak.

EYT’liler hiç korkmayın, sarayla köşkle bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın sofrasındaki bereket. Hepsini birlikte gerçekleştireceğiz. Sevgili Peygamberimiz, ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır’ der. Her gün kadın cinayeti haberleri alıyoruz. İyi halden az ceza veriyorlar. Bunu da değiştireceğiz. İyi hal, kravat bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde hayata geçireceğiz.

Bizim Merkez Türkiye Projemiz vardı. Bunu geliştiriyoruz, kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağı’ndan Mersin’e bir hilal şeklinde burası yatırıma doyacak ve işsizlik olmayacak. Fabrikasını buraya getirenin parasını biz ödeyeceğiz. Yeni bir hamle ile çığır açacağız. Akdeniz havzasında yükselen bir Mersin’i tüm Türkiye ve dünyaya tanıtacağız. Sevgili Mersinliler, geçmişte AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim: Dönem kavga değil, çekişme değil. Sorun bayrak sorunudur, sorun milletimizin, vatanımızın sorunudur.

“Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz”

Bizler Atatürkçüyüz, bizler Kuvayi Milliye’nin ne olduğunu biliriz. Bizler sosyal demokratız, herkesin yaşam tarzına saygı duyulmasını isteriz. Biz vatandaş güzel hizmet alıyor mu almıyor mu onun derdindeyiz. Türkiye’nin bölgesinde kimseye boyun eğmemesinin yolu, birlikte beraber olmaktır. Biz ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyenleriz. İktidar olduğumuzda Suriye ile Mısır ile İsrail ile barışacağız. Göreceksiniz o zaman Mersin’in nakliye TIR’ları, sanayicileri Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor.

Türk Lirası’nı pul yaptılar, Türk Lirası’nı hak ettiği yere getirmek bizim boynumuz borcudur. Bizim fakirliğimizi Batı’nın emperyallerine satmak istiyorlar. Sevgili gençler sizin hayalleriniz benim hedeflerim olacaktır. Umutsuzluğa kapılmayın. 6 ay içinde Türkiye’nin nasıl rahatladığını, feraha kavuştuğunu göreceksiniz. Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz. Değişim rüzgarları esiyor Türkiye’de. Buna duvar örmek mümkün değil. Mersin’de, Hakkari’de tüm Türkiye’de.

Hiç meraklanmayın göreceksiniz Erzurum’dan, Kars’tan, Rize’den, Edirne’den halkın şaha kalktığını, adalet istediğini göreceksiniz. Ey saray duy diyeceğiz duy; geliyor gelmekte olan. Lütfen birlikte tekrar edelim. Mersin’den, Hakkari’ye, Denizli’ye, Uşak’a, Almanya’ya, Fransa’ya. Paris’e, Hamburg’a, selam olsun geliyor gelmekte olan.”

Paylaşın

‘Hayat Pahalılığı’ Protestolarında 74 Gözaltı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy, Şişli, Eyüpsultan, Bakırköy ve Beylikdüzü ilçelerindeki gösterilerde hayat pahalılığını protesto eden 46 erkek ve 24 kadının gözaltına alındığını açıkladı. Öte yandan Mersin’de 4 kişinin aynı nedenlerle gözaltına alındığı öğrenildi.

Türk Lirası’nın (TL) dolar ve euro karşısında rekor düzeyde değer yitirmesine yönelik protesto eylemleri devam ediyor. İstanbul’da dün akşam saatlerinde Kadıköy, Şişli, Eyüpsultan, Bakırköy ve Beylikdüzü ilçelerinde sokağa çıkan vatandaşlar, hükümetin ekonomi politikalarını ve hayat pahalılığını protesto etti.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; dünkü protestolarda, izinsiz gösteri düzenlendiği gerekçesiyle 70 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Açıklamada ”Kadıköy, Şişli, Eyüpsultan, Bakırköy ve Beylikdüzü’nde izinsiz gösteriler düzenlendiği görülmüştür. Göstericilere dağılmaları yönünde uyarılarda bulunulmuştur. Uyarılara aldırış etmeyerek görevlilerimize mukavemet eden 46 erkek 24 kadın, toplamda 70 kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan kişiler hakkında adli tahkikat başlatılmıştır” denildi.

Mersin’de dört gözaltı

Mersin’de de hayat pahalılığını protesto etmek isteyen, tencere ve tavalarla “Hükümet istifa” sloganları atan vatandaşlara polis müdahale etti, 4 kişi gözaltına alındı. Mersin’de, sosyal medya üzerinden yapılan çağrıyla; akşam saatlerinde Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerindeki bir parkta toplanan grup, “Artık yeter. Geçinemiyoruz. Hükümet istifa” yazılı pankart açtı. Grup, tencere tava çaldı, “Hükümet istifa” sloganları attı. Grup basın açıklaması yapmak istediği sırada polis müdahale etti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bakanlıktan “Bütün enerjimizle 2023’e” paylaşımı

Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin inşasının temel atma törenine dair görüntüleri paylaşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, paylaşımında, “Bütün enerjimizle 2023’e” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, resmi Twitter hesabından ‘Bütün enerjimizle 2023’e’ başlıklı bir video paylaştı.

Bakanlığın paylaştığı videoda, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin inşasının başlaması nedeniyle düzenlenen temel atma töreninin görüntülerine yer verildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin inşasının başlaması nedeniyle düzenlenen temel atma törenine video-konferans yöntemiyle katılmıştı.

Rus Rosatom şirketinin operatörü olduğu Akkuyu Nükleer Güç Santrali, her biri 1200 megavat gücünde olan dört üniteden oluşacak. Her ünitesi devreye girdiğinde santralin 4800 megavat düzeyinde elektrik enerjisi sağlaması bekleniyor. Projenin 2022 senesinde tamamlanması bekleniyor.

Paylaşın

Mersin: Talat Göktepe Tabiat Parkı

Talat Göktepe Tabiat Parkı; Mersin’in Erdemli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 26 hektar alana sahiptir.

Alanda, kum zambakları, kızılçam, yaban mersini, fıstık çamı, sahil çamı, okaliptüs, Kıbrıs akasyası ve maki türleri bulunmaktadır.

Sahada, sincap, tarla faresi, gelincik, karatavuk karayılan gözlemlenmiştir.

Fauna ve flora açısından zengin olan Talat Göktepe Tabiat Parkı, günübirlik ziyaretler, piknik, çadır kampı, karavan kampı uygundur.

Paylaşın