Şimşek’ten Enflasyonla Mücadelede ‘Zaman, Kararlılık Ve Sabır’ Vurgusu

Enflasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Mehmet Şimşek, “Bütün hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve toplumsal refah. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, adil bir gelir dağılımı açısından fiyat istikrarı çok önemli” dedi ve ekledi:

“Enflasyonun tek haneye indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman ve sabır gerektiriyor. Ilk yılımızı geçiş dönemi olarak tanımladık ve bu ay itibarıyla geçiş dönemi sona eriyor. TCMB ne gerekiyorsa yapıyor, çok iyi bir ekibimiz var, sonuç alacağımıza inanıyorum.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte konuştu. BloombergHT’nin aktardığına göre; Şimşek, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bütün hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve toplumsal refah. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, adil bir gelir dağılımı açısından fiyat istikrarı çok önemli. Enflasyonun tek haneye indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman ve sabır gerektiriyor.

“Ne gerekiyorsa yapacağız”

Ilk yılımızı geçiş dönemi olarak tanımladık ve bu ay itibarıyla geçiş dönemi sona eriyor. TCMB ne gerekiyorsa yapıyor, çok iyi bir ekibimiz var, sonuç alacağımıza inanıyorum. TCMB ihtiyaç duyarsa likiditeyi çekmek için borçlanacağız. Fazla likidetinin piyasadan çekilmesi için TCMB ile yakın çalışacağız ve ne gerekiyorsa yapacağız.

Bütçe açığının iki haneye gitme ihtimali varken 5.2 ile sınırladık. Cari açık milli gelire oranla yüzde 2,5’in altına inecek. Hedefimiz cari açığı kalıcı bir şekilde yüzde 2,5’in altına indirmek. Kurda istikrar öngörümüz var, bu da dezenflasyonu beraberinde getirecek.”

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi Risk Primi Son 4 Yılın En Düşük Seviyesinde: Şimşek’ten Açıklama

Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS / Credit Default Swap) puanı 266 seviyesine geriledi. Böylelikle Türkiye’nin risk primi son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi.

Haber Merkezi / Türkiye’nin risk primi geçen sene yaşanan seçim sürecinin ardından düşüş ivmesi yakalamış, seçim öncesinde 700 baz puanı test eden risk primi aralık ayında 300 baz puanın altına kadar gerilemişti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya üzerinden risk primi hakkında açıklamada bulundu. Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Risk primimizi gösteren CDS son 4 yılın en düşük seviyesinde. Son bir yılda risk primindeki iyileşme gelişmekte olan ülkelerde ortalama 50 baz puan iken ülkemizde 400 baz puanın üzerinde gerçekleşti.

Uyguladığımız doğru politikalarla düşen risk primi hem kamunun hem özel sektörün dış borçlanma maliyetlerini azaltırken dış finansmana erişimini de kolaylaştırıyor.”

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın

Mehmet Şimşek’ten ‘Kur Hedefimiz Yok’ Mesajı

Türkiye’nin ekonomik göstergelerine ilişkin açıklamalarda bulunan Mehmet Şimşek, “Açık veya örtülü bir kur hedefimiz bulunmamaktadır. Ülke tecrübeleri, başarılı dezenflasyon programlarında kurun reel olarak değerlendiğini gösteriyor” dedi.

Haber Merkezi / Açıklamasının devamında, kural bazlı ve öngörülebilir politikaların başarıya ulaştıkça güvenin daha da arttığını, portföy tercihlerinin TL’ye yöneldiğini ve ülkeye kaynak girişinin hızlandığını söyleyen Şimşek, TL varlıklara yabancı ilgisi artarken, bankalar ve reel sektörün yurt dışından uzun vadeli ve daha uygun koşullu kaynak sağladığının altını çizdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından, Türkiye’nin ekonomik göstergelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Şimşek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Programımızın ana hedefi dezenflasyondur. Açık veya örtülü bir kur hedefimiz bulunmamaktadır. Ülke tecrübeleri, başarılı dezenflasyon programlarında kurun reel olarak değerlendiğini gösteriyor. Kural bazlı ve öngörülebilir politikalarımız başarıya ulaştıkça güven daha da artıyor, portföy tercihleri TL’ye yöneliyor ve ülkemize kaynak girişi hızlanıyor.

TL varlıklara yabancı ilgisi artarken, bankalarımız ve reel sektörümüz yurtdışından uzun vadeli ve daha uygun koşullu kaynak sağlıyor. Çok taraflı bankalardan dış finansman imkânlarımız da artıyor. Bu kaynaklar sadece kısa vadeli finansal yatırıma değil üretim ve ihracata da yöneliyor.

Programımızın olumlu sonuçları görülmeye devam ettikçe uluslararası sermaye girişinin vadesi daha da uzayacaktır. Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin portföy tercihleri ve artan dış kaynak girişi rezervlerimizin güçlenmesine önemli katkı sağlıyor. Program hedeflerimiz doğrultusunda makro finansal istikrarı koruyacak ve güçlendirecek adımları atmaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

FT’den Dikkat Çeken Mehmet Şimşek Yorumu: 1 Yıl Geçti Enflasyon Krizi Sürüyor

Birleşik Krallık merkezli iş gazetesi Financial Times, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine gelmesinin üzerinden bir yıl geçmesi üzerine hazırladığı haberde, Türkiye’deki enflasyon krizinin devam ettiği yorumunda bulundu.

Haberde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltilmesi ve kredi kartlarının aylık azami faiz oranının 3 kat artarak yüzde 4,25’e yükseltildiği belirtildi. Vergi artışlarına, asgari ücretin tekrar yükseltmeyeceğine yönelik açıklamalara ve Kamuda Tasarruf Paketi’ne değinilen haberde programın yatırımcılardan övgü aldığı ancak Türk halkına yansımadığı belirtildi.

Birleşik Krallık merkezli iş gazetesi Financial Times,  “Türkiye’nin enflasyon krizi ekonomik dönüşün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen devam ediyor” başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde, “Tüketicilerin fiyatların daha da yüksek olacağına dair beklentileri, merkez bankasının fiyat artışını dizginlemesinde temel zorluk teşkil ediyor” ifadelerine yer verildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kent lokantasının yemek yiyen vatandaşların görüşlerine yer verilen haberde 67 yaşındaki emeklinin kent lokantası olmasaydı çok zorlanacağını söylediği belirtildi. Emekli Hüseyin FT’ye “Taze meyve ya da et alamıyorum. Pazara her gittiğimde fiyatlar değişiyor” dedi.

Haberde Merkez Bankası’nın faizleri yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltilmesi ve kredi kartlarının aylık azami faiz oranının 3 kat artarak yüzde 4,25’e yükseltildiği belirtildi. Vergi artışlarına, asgari ücretin tekrar yükseltmeyeceğine yönelik açıklamalara ve Kamuda Tasarruf Paketi’ne değinilen haberde programın yatırımcılardan övgü aldığı ancak Türk halkına yansımadığı belirtildi.

Konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Erdoğan’ın programı yatırımcılardan övgü aldı. Ancak yüzde 70’e yaklaşan enflasyon, artan borçlanma maliyetleri ve son yıllarda fiyat artışının etkisini azaltan teşvik önlemlerinde azalma ile karşı karşıya olan Türkler için henüz temettü ödemedi.”

FT’ye konuşan Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp “Bu acı bir ilaç. Enflasyonla mücadelenin bedelini en çok emekliler ve düşük gelirliler ödeyecek” dedi.

Türkiye’nin yeni ekonomik programının uluslararası fon yöneticileri arasında güveni yavaş yavaş yeniden inşa ettiği ancak market ve alışveriş merkezlerindeki durumun henüz bu iyileşen tabloyu yansıtmadığı belirtilen haberde şunlar kaydedildi:

“Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye’nin yeni programı, geçtiğimiz yıl Türk hisse senetlerine ve lira cinsinden devlet borçlarına yaklaşık 10 milyar dolar akıtan uluslararası fon yöneticileri arasında güveni yavaş yavaş yeniden inşa ediyor. S&P Global Ratings ve Fitch Ratings bu yıl Türkiye’nin notunu yükseltirken, yüksek faizler kredi büyümesini soğutuyor.

Ancak market ve alışveriş merkezlerindeki durum henüz bu iyileşen tabloyu yansıtmıyor. İstanbul’un işçi sınıfı semti Fatih’te bir kasap kıymanın kilosunu 640 TL’den satıyor; bu rakam bir yıl önceki fiyatın yaklaşık iki katı. Kasap sahibi Ekrem “Müşterilerimiz yok denecek kadar azaldı. Gelenler yarım kilo ya da 250 gram alıyor, eskiden bir kilo alırlardı, sırf çocuklarına biraz protein yedirmek için” dedi.

Bir araştırma grubu olan Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo, işçi sendikalarının geçen ay dört kişilik bir aile için aylık 17 bin 725 TL olarak tahmin ettiği açlık sınırının nisan ayında yaklaşık 17 bin TL olan asgari ücretin üzerine çıkmasıyla Türkiye’nin bir “yoksulluk sarmalı” riskiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. “Çalışan yoksullar beslenme, barınma, sağlık ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor” dedi.”

“Vatandaş şüpheli”

Haberde Merkez Bankası’nın 2011’den bu yana her yıl enflasyon hedefini tutturamadığı ve bu nedenle tüketicilerin enflasyonun düşeceğine yönelik şüpheleri olduğu belirtildi. Ekonomistler ise bu beklentilerin talebin öne çekilmesine neden olduğunu ve bunun da fiyatların yükselmesine katkı sağladığını belirtiyor. Ekonomistlere göre bu durum, Merkez Bankası’nın fiyat artışlarını kontrol etme çabalarında önemli bir zorluk oluşturuyor.

Haberde ayrıca Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi, Merkez Bankası (TCMB) eski başekonomisti Profesör Dr. Hakan Kara’nın da görüşlerine yer verdi. Kara, FT’ye yaptığı açıklamalarda şunları kaydetti:

“Finansal piyasalar enflasyondaki düşüş hikayesini kısmen satın almış görünüyor ancak hane halkı ve küçük işletmelerin beklentileri söz konusu olduğunda durum daha da zorlaşıyor. Enflasyonu istenen patikaya getirmek için büyümenin çok daha fazla yavaşlaması gerekiyor. Asıl soru, yetkililerin bu sert dengelenme sürecinin siyasi sonuçlarına dayanacak kadar sabırlı olup olmayacaklarıdır.”

Paylaşın

Şimşek’ten Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: 30’lu Rakamı Görür

Finansal Okuryazarlık Platformu Lansmanı’nda konuşan Mehmet Şimşek, “Enflasyonu tek haneye indirme programımız başarılı bir şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon yükselmeye devam edecek. Sürpriz olmasın Enflasyon yıllık bazda mayıs ayında zirveye ulaşacak. Enflasyon sene sonunda 30’lu rakama inecek” dedi.

Şimşek, borsa konusunda da uyarılarda bulunarak, “Burası bir oyun alanı değil” dedi ve ekledi: “Burası yatırım yapılan bir alan. Hisse senedi aldığınız zaman şirketi satın almış oluyorsunuz tamamını değil tabii. Burası bir oyun alanı değil. O nedenle bilgiye dayalı, analize dayalı değerlendirmeler üzerinden kararlar vermemiz lazım. Borsada hesabınız yoksa, kriptoya bulaşmadıysanız da verdiğiniz kararlar alternatifi olan kararlardır.”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Finansal Okuryazarlık Platformu Lansmanı”nda konuştu. Karar’ın aktardığına göre; Şimşek’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Finansal okuryazarlık bizim temel eğitimin bir parçası olmak zorunda. OVP’ye bakarsanız kalkınma planımıza bakarsanız burada milli eğitim müfredatına, temel eğitimde finansal okuryazarlığın önemli bileşen olması hususunu vurguluyoruz. Önemli reform alanlarından bir tanesi bu… Önümüzdeki dönemde SPK ile MEB arasında protokoller, bunun müfredata temel bir beceri olarak konulması hususunu çalışıyoruz.

SPK Başkanı 8.6 milyon borsa yatırımcısı var dedi. Bunlar önemli rakamlar. Belki Batı’daki kadar değilse de büyük rakamlar. Borsadaki yatırımcı sayısı 2020 yılında 1.9 milyon kişiymiş, şu anda 4 kattan fazla ciddi bir artış var… SPK sertifikalandırıyor. Ücretsiz herkese açık bir platform. Biz vatandaşlarımızın portföy tercihlerine saygı duyuyoruz. Kripto paralar bir algoritmadır. Borsalar üzerinden işlem yapılıyor. Biz vatandaşın yatırım tercihlerine tabi ki saygılıyız. Vatandaşların kaynaklarını heba etmesini istemeyiz. Ekonomimize katkı verecek şekilde kaynakların yönlendirilmesini tercih ederiz.

ABD’de firmalar finansman ihtiyaçlarının neredeyse 3’te 2’sini sermaye piyasalarından karşılıyorlar. Avrupa o boyutta değil. Avrupa tam tersi, finansman ihtiyacının 3’te 2’sini bankalardan buluyorlar. Bizde durum daha sorunlu. Finansman ihtiyacının yüzde 88’i bankacılık sektöründen temin ediliyor.

Bankacılık sektörü bizim gibi ülkelerde kaynak yapısı uzun vadeli değil. Sizler mevduatınızı kaç günlük tutuyorsunuz? 90 günden fazla tutan var mı? Genelde 30 günlük, 90 günlük. Bunun üzerinden 10 yıllık proje kredisi vermek için bayağı bir mühendislik gerekiyor. Yatırıma, uzun vadeli projelere kaynakta Türkiye zorlanıyor. ABD’yi bu kadar başarılı kılan faktörlerden bir tanesi sermaye piyasalarının derinliğidir.

Önce bizim enflasyon düşük tek haneye indirmemiz lazım. İndirdiğinizde sermaye piyasaları güçlü bir şekilde ön plana çıkacak… Bizim enflasyonu tek haneye indirme programımız başarılı bir şekilde uygulanıyor. Aylık enflasyon rakamları ile bizim hedeflerimiz örtüşmeye başladı. Mayıs ayında yıllık enflasyon yükselmeye devam edecek. Geçen sene mayıs ayın aylık enflasyon 0’a yakın. Bu yıl yüzde 3 çıksa yıllık bazda artışı işaret ediyor.

Merkez Banka’mızın enflasyon raporunda ortaya koyduğu şekilde mayıs ayında zirveye ulaşacak. Yaz aylarında baz etkisiyle hem son 1 yıldır para politikasında attığımız adımlar, maliye politikasında attığımız ve atacağımız adımlar, gelirler politikasının desteği ile enflasyon çok hızlı bir şekilde bu sene sonunda 30’lu rakamı görür… Gelecek sene de 10’lu rakam, bir sonraki sene de tek hane. Daha sonra da bunu düşük tek haneye çekip orada tutmak. Biz buna fiyat istikrarı diyoruz.

Şimşek’ten borsa uyarısı

“Vatandaşımız ‘Borsada oynuyorum.’ diyor, burası bir oyun alanı değil aslında.” ifadesini kullanan Bakan Şimşek şöyle devam etti: “Burası yatırım yapılan bir alan. Hisse senedi aldığınız zaman şirketi satın almış oluyorsunuz tamamını değil tabii. Burası bir oyun alanı değil. O nedenle bilgiye dayalı, analize dayalı değerlendirmeler üzerinden kararlar vermemiz lazım. Borsada hesabınız yoksa, kriptoya bulaşmadıysanız da verdiğiniz kararlar alternatifi olan kararlardır.”

Sektörün karı şuradan şuraya çıktı diyorlar. O dönem enflasyon kaç? Acaba gerçekten değer yaratmışlar mı? Bütün her seviyede sadece gençler için değil her seviyede finansal okuryazarlık değerlidir. Üniversitelerimize, MEB, bütün kurumlarımıza büyük iş düşüyor. Her seviyede finansal okuryazar olmamız lazım… Geçen sene enflasyon yüzde 65, sizin şirketiniz karını 100’den 150’ye çıkarmış, aslında reel kar yok. Bunu bilmiyorsanız o kara binaen yeni yatırım kararları verebilirsiniz.

Bugünkü toplantımızın ben hayırlara vesile olmasını diliyorum. Buradan vatandaşlarımıza tekrar seslenmek istiyorum. Kolaycı para kazanma yolları tehlikelidir… Tüyolar, duyumlarla hareket etmeyelim. Gelin SPK’nın finansal okuryazarlık platformuna uğrayın.”

Paylaşın

Mehmet Şimşek: Enflasyonu Düşürmekte Kararlıyız

Mehmet Şimşek, “Yaz aylarında sadece baz etkisiyle değil, sadece kur destekleyici olduğu için değil, şartlar daha elverişli olduğu için değil; para, maliye ve gelirler politikası daha sıkı olduğu için enflasyonun düşmemesi mümkün değil” dedi ve ekledi:

“Enflasyonu düşürmekte kararlıyız; bu sene bir yere düşürdükten sonra geri çekilmeyeceğiz, tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız… Enflasyon düştükçe bu ülke sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek. Önümüzdeki 12 ay içinde enflasyon çok büyük ihtimalle 30’un altına düşecek.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TRT Haber yayınında ekonomiye ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Şimşek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Program gerçekten çalışıyor; iç talepte bir yumuşama var, net ihracatın etkisi olumluya dönmeye başladı, büyümede bir dengelenme var. Türkiye’nin dış açığında neredeyse yarı yarıya bir düşüş var, önemli dengesizliklerden biri bu sayede giderilmiş oldu.

Temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor. Risk priminin düşmesi aslında programının çalıştığını gösteren bir gösterge. Fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye’ye talep artıyor.

Ekonomide büyümenin kompozisyonu iyileşiyor, daha sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme var. Makroekonomik dengesizlikler yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor.

Programlar canlı organizma gibidir. Sürekli tekrar güçlendirilmesi, iyileştirilmesi, temellerinin sağlamlaştırılması çok önemli. Programı sürekli bir şekilde güçlendirme çabamız var ve bu devam edecek. Enflasyon beklentilerinde geçen yıla göre muazzam bir iyileşme var.

Programı güçlendirdikçe çok daha iyi sonuçlar alacağız; tasarruf paketi bunun bir ayağı, daha bir çok programı güçlendirecek adımlar atacağız, bir kısmı kamu maliyesi alanında, bir kısmı yapısal dönüşüm alanında olacak.

Bu seneyi çok büyük ihtimalle bütçe açığını hedefimizin çok daha altında gerçekleştireceğimize inanıyorum. Deprem hariç bütçede çok ciddi bir disiplin ve sıkılık var.

Şu anda biz piyasadan döviz almasak lira belki 30’un altına düşerdi. Biz rezerv biriktiriyoruz, rezerv pozisyonumuzu güçlendirmemiz lazım. Lirada ciddi bir değer kaybı için sebep yok, bu enflasyonu düşürmeyi destekleyecek. KDV’de herhangi bir artış öngörmüyoruz. Para politikası, maliye politikası ve gelirler politikası ahenkli bir şekilde çalışıyor.

“Enflasyon 12 ay içinde büyük ihtimalle 30’un altına inecek”

Yaz aylarında sadece baz etkisiyle değil, sadece kur destekleyici olduğu için değil, şartlar daha elverişli olduğu için değil; para, maliye ve gelirler politikası daha sıkı olduğu için enflasyonun düşmemesi mümkün değil.

Enflasyonu düşürmekte kararlıyız; bu sene bir yere düşürdükten sonra geri çekilmeyeceğiz, tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Enflasyon düştükçe bu ülke sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek. Önümüzdeki 12 ay içinde enflasyon çok büyük ihtimalle 30’un altına düşecek.

Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum, etmesi yönünde yapılan bir çalışma da yok. Büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum. Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Bizim bir kur hedefimiz yok. Her şeyin piyasada belirlendiği bir döneme doğru evriliyoruz; Şu anda kura herhangi bir müdahale yok ama Merkez Bankası döviz biriktiriyor. İhracatçılara her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. (TL’de) Aşırı bir değerlenmeyi de öngörmüyoruz.

Program sonuç verdikçe küresel doğrudan yatırımlarda çok ciddi artışlar olacağına inanıyorum. 1-16 Nisan arasında Merkez Bankası rezerv pozisyonundaki iyileşme neredeyse 49 milyar dolar. Sırtımızı kısa vadeli dış kaynağa dayayamayız ama programların başında genelde bu olur. Küresel yatırımcıların da TL’ye rağbeti arttı.

Bütün firmalar için asgari bir kurumlar vergisi hususunu çalışıyoruz. Vergide adaleti sağlamaya yönelik ciddi bir hassasiyet içindeyiz, önümüzdeki dönemde bu yönde adımlar atmaya devam edeceğiz. (Şehir rantları) Arsalar ve gayrimenkuller üzerinden elde edilen gelirler üzerine de bir çalışmamız var.

Biz o konuda şu ana kadar temkinli durduk. Önümüzdeki dönemde bu hususu değerlendireceğiz. İlk aşamada tek yönlü olmak üzere ve uzun vadeyi önceliklendirerek büyük ihtimalle bi adım atacağız. O konuyu biraz çalıştık.

Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede dozu en yüksek seviyeye çıkaracağız, listeden çıksak da çıkmasak da. Her halükarda bu listeden çıkarız, zamanlaması konusunda umarım siyasi mülahazalar devreye girmez.

Paylaşın

Mehmet Şimşek’ten Enflasyonda İyileşme Mesajı

Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisine ilişkin açıklamada bulunan Mehmet Şimşek, “Enflasyon gerçekleşmeleri beklentileri etkiliyor, dezenflasyon sürecinin başlamasıyla beklentiler hedefimize daha hızlı yakınsayacaktır. Hedefimize ulaşmakta kararlıyız” dedi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 44.16’dan yüzde 43,64’e çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından bankanın yıl sonu enflasyon beklentisine ilişkin bir mesaj yayınladı.

Enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin önemine işaret ettiği paylaşımında, Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Beklentilerdeki iyileşme, enflasyon ataletinin kırılmasında ve kalıcı fiyat istikrarının sağlanmasında çok önemli. Mayıs ayında yıllık enflasyonun en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra yılın kalan döneminde hızla gerilemesini bekliyoruz. Enflasyon gerçekleşmeleri de beklentileri etkiliyor, dezenflasyon sürecinin başlamasıyla beklentiler hedefimize daha hızlı yakınsayacaktır. Hedefimize ulaşmakta kararlıyız.”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketini yayımladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,16 iken, bu anket döneminde yüzde 43,64 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 35,17 iken, bu anket döneminde yüzde 33,21 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,05 ve yüzde 21,33 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 51,43 iken, bu anket döneminde yüzde 51,51 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 50,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,01 TL iken, bu anket döneminde 38,78 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,47 TL iken, bu anket döneminde 41,80 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2024 yılı ve 2025 yılı büyüme beklentileri bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de sırasıyla yüzde 3,3 ve 3,7 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Şimşek’ten Enflasyon Mesajı: Yıl Sonu Hedefine Ulaşmakta Kararlıyız

Mehmet Şimşek, “Yıl sonu enflasyon hedefine ulaşmakta kararlıyız. Mali disiplini güçlendirmek için aldığımız kararlarda dezenflasyon hedefimizi göz önünde bulunduruyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ ve önümüzdeki süreçte atacağımız diğer adımlarla maliye politikası olarak enflasyonla mücadeleye desteğimiz artarak devam edecek.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Şimşek’in açıklaması şöyle:

“Köprü ve otoyollardaki son fiyat artışlarının yıllık enflasyona etkisinin yaklaşık 0,05 puan (taşımacılık maliyetleri kaynaklı tüm dolaylı etkiler dahil) ile sınırlı olacağını öngörüyoruz.

Yıl sonu enflasyon hedefine ulaşmakta kararlıyız. Mali disiplini güçlendirmek için aldığımız kararlarda dezenflasyon hedefimizi göz önünde bulunduruyoruz.

‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ ve önümüzdeki süreçte atacağımız diğer adımlarla maliye politikası olarak enflasyonla mücadeleye desteğimiz artarak devam edecek.”

Paylaşın

Ekonomistlerden Tasarruf Paketi Yorumu: İşe Yaramaz

İktisatçı Mahfi Eğilmez, Mehmet Şimşek’in açıkladığı kamuda tasarruf programına ilişkin yaptığı değerlendirmede, tasarruflar paketinin Saray harcamalarını kapsamadığı sürece işe yaramayacağını söyledi.

Haber Merkezi / Mahfi Eğilmez, “Kamu kesimi için hazırlanan tasarruf paketini hızlıca gözden geçirdim. Doğru önlemler var. Bununla birlikte tasarruf önlemleri saray harcamalarını, uçaklarını, konvoylarını, korumalarını kapsamadığı sürece fazlaca işe yaramaz. Koyanların uymadığı kurallara kimse uymaz” ifadelerini kullandı.

Ekonomim yazarı Şeref Oğuz, açıklanan tasarruf programının hüsran olduğunu belirterek, “Dağ fare doğurdu. Maliye Bakanı tasarruf paketini açıkladı, sonuç hüsran. Özetle tasarrufu; merkezi idare yerine yerel yönetimler, kamu yerin özel sektör, iktidar yerine vatandaş yapsın” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kamuda tasarruf paketinin detayları için kameralar karşısına geçti.

Mehmet Şimşek, “Program çerçevesinin en önemli önceliği hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak. Paket ile dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağız” dedi. Kamuda tasarruf tedbirlerinin üç ayağı olduğunu belirten Mehmet Şimşek, “Kamuda tasarruf, bütçede harcama disiplini, kamu yatırımları” ifadelerini kullandı.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, tasarruflar paketinin Saray harcamalarını kapsamadığı sürece işe yaramayacağını belirtti. Eğilmez, “Kamu kesimi için hazırlanan tasarruf paketini hızlıca gözden geçirdim. Doğru önlemler var. Bununla birlikte tasarruf önlemleri saray harcamalarını, uçaklarını, konvoylarını, korumalarını kapsamadığı sürece fazlaca işe yaramaz. Koyanların uymadığı kurallara kimse uymaz” ifadelerini kullandı.

Ekonomim yazarı Şeref Oğuz, açıklanan tasarruf programının hüsran olduğunu belirterek, “Dağ fare doğurdu. Maliye Bakanı tasarruf paketini açıkladı, sonuç hüsran. Özetle tasarrufu; merkezi idare yerine yerel yönetimler, kamu yerin özel sektör, iktidar yerine vatandaş yapsın” dedi.

Ekonomist İris Cibre ise olmasın gerekenlerin tasarruf paketi diye açıklandığını ifade etti. Cibre, programın 3 yıl olarak belirlenmesinin sebebi olarak da seçimleri işaret etti.

İris Cibre, “Aslında, hep olması gerekeni, Tasarruf Paketi olarak açıkladılar. Olması gerekeni 3 yıl yani seçime kadar sürdürecekler. Kulağımıza fısıldanan 100 Milyar TL. Fakat, açıklanan bir rakam olmadı. Ne kadar tasarruf edilecek? Etkisi ne olacak? Bilmiyoruz” dedi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay, “Tasarruf tedbirleri açıklandı. Genellikle olumlu. Eksikler: Etkisi ne olacak? Bütçe açığını GSYH’ye oranla ne kadar düşürecek? (Belki ayrıntı sonradan gelecektir). Döviz cinsinden ya da kura endeksli gelir garantilerine ilişkin bir şey yok. Neden? Kamu personeli servisleri kaldırılıyor(sözleşmeler bitince). Lojmanlar azaltılıyor; kiraları artırılıyor. Memura yük” ifadelerini kullandı.

“Fakire yüklenmeye devam”

Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, “Yanlış ekonomi politikalarının sonucunda KKM diye ortaya çıkarılan ucube bir sistemin iki yılda bu ülkeye maliyeti 1 trilyon 58 milyar 285 milyon liradır. Bu paraya vazgeçilen vergiler dahil değildir! Acaba sadece iki yılda oluşan bu zararı eşantiyonla, ajandayla, baskı ciltle, daha dün çerez parası diye nitelendirdiğiniz makam araçlarında yapılacak tasarrufla telafi etmeyi planlıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bütçeye verilen hasar sandığınızdan ve kamuoyuna yansıttığınızdan çok daha fazla!” dedi.

Ekonomi yazarı Seçluk Geçer, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Kamuda Tasarruf paketinden anladığım… ZENGİNDEN KESEMİYORUZ FAKİRE YÜKLENMEYE DEVAM !!!” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Dr. M. Murat Kubilay ise, “1- Hedeflere yönelik somut veri ve sayısal hedefler yok. 2- Kamu maliyesindeki son yıllardaki hızlı kötüleşmenin sorumlularından hesap sorma yok. 3- Programı açıklayan, milyarlarca dolar Hazine garantisinin verildiği dönemin maliye bakanı. 4- Kamuoyunda tepki gören ancak devlet bütçesine etkisi küçük olan taşıt ve kira giderleri ön planda. 5- İç ve dış olağanüstü şoklara karşı uygulanacak B planı yok. 6- Gelecekteki devasa sosyal güvenlik açığı üzerine ikna edici çalışma yok” dedi ve ekledi:

“7- Uzun vadeli ve TÜFE’ye endeksli tahvil stokunun yıpratıcı etkisine çözüm yok. 8- Kamu personel sayısı sınırlanıyor, en çok alım yapan AKP ve sağlık ile eğitimde açık büyük. 9- Paketin görünmeyen gücü ise bu eleştirileri işine gelmediği için yapmayan veya istese bile yapacak kapasitede olmayan, devlet ile hükumet ayrımının muğlaklaştığı bu dönemin PİYASA KANZİLERİ olacak. Bizi partizanlıkla suçlayıp 3 yıla enflasyon tek hane diye bağıracaklar. Hedef tutmadıklarında da Nureddin Nebati daha mı iyiydi diyecekler.”

Murat Muratoğlu ise hükümetin duyurduğu paketi “Normal bir ülkede olması gerekenleri ‘tasarruf’ diye böyle yuttururlar adama!” diyerek eleştirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ise “Bilin bakalım ne yok? Kamu İhale Kanununu değiştirerek ihaleleri rekabetçi yapacak düzenleme yok, KÖİ kapsamında döviz üzerinden yapılan garanti ödemelerin indirilmesi yok…” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, “Enflasyonun sebebini vatandaşın tüketimi olarak gören Şimşek, bütçe açığının nedenini de memurlar olarak görüyor” diye konuştu.

Paylaşın

Kamuda Tasarruf Paketinde Neler Var? Bakan Şimşek Açıkladı

Kamuda tasarruf paketinin detayları için kameralar karşısına geçen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Program çerçevesinin en önemli önceliği hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak. Paket ile dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağız” dedi.

Kamuda tasarruf tedbirlerinin üç ayağı olduğunu belirten Mehmet Şimşek, “Kamuda tasarruf, bütçede harcama disiplini, kamu yatırımları” ifadelerini kullandı:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kamuda tasarruf paketinin detayları için kameralar karşısına geçti.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen toplantıda, “Son dönemlerde yaşanan gelişmeler bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırması daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranımızın artmasına ve daha az cari açığa yol açacaktır. Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır” ifadelerini kullandı.

Orta vadeli programın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını söyleyen Yılmaz, “Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır. Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi.

“Kamuda tasarruf tedbirlerinin üç ayağı var”

Yılmaz’ın ardından Bakan Mehmet Şimşek konuşmayı devraldı. Şimşek, en önemli önceliklerinin hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak olduğunu söyleyerek, “Yani enflasyonu düşük tek haneli rakamlara indirmek. Enflasyonla mücadelede tabii ki çalışmalar uyum içerisinde yürütülüyor. Bugün açıklayacağımız paketle ve yakında açıklayacağımız ilave tedbirlerle dezenflasyon sürecine katkıda bulunacağız. Paketi bu perspektifle hazırladık. AK Parti hükümetlerinin en önemli özelliklerinden biri mali disiplindir. 20 yıllık performansa baktığınız zaman bunu göreceksiniz. Bu bizim ilk tasarruf paketimiz değil, son paket de olmayacak. Önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. 3 önemli husus var. OVP’ye uygun olarak verimi artırmayı amaçlayarak tasarruf yapmayı amaçlıyoruz. Güçlü bir izleme ve raporlama olacak. Sonuncu olarak tüm kurumları kapsayacak” ifadelerini kullandı.

3 önemli husus olduğunu belirten Şimşek, “OVP’ye uygun olarak verimi artırmayı amaçlayarak tasarruf yapmayı amaçlıyoruz. Güçlü bir izleme ve raporlama olacak. Sonuncu olarak tüm kurumları kapsayacak. Ekonomik temelleri sağlamlaştırmak istiyoruz. Programı sağlamlaştırıyoruz. Tasarruf üzerinden dezenflasyona destek vereceğiz. Ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlardaki zorunlu ihtiyaçlar hariç, kamuda yeni araç satın almayı ve kiralamayı 3 yıl durduruyoruz. İhtiyaç fazlası ve ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtlar tasfiye edilecek. Savunma ve güvenlik hariç, kamuda personel servisi hizmetinin toplu taşımı olan yerlerde kaldırılacak. Bütçe dışı kaynaklardan taşıt kullanımını da sıkı kurallara tabi tutulacak. Kanunla izin verilenler hariç yabancı menşeili araç kullanımı yasaklanacak” dedi.

3 yıl süreyle yeni hizmet binası alımı ve yapımının durdurulacağını belirten Şimşek, “Yeni bina kiralanmayacak. Yeni lojman ve sosyal tesis alımı/yapımı yasaklanacak. Mevcut tesisler ekonomiye kazandırılacak” diye konuştu.

Kamudaki personel sayılarına ilişkin de konuşan Şimşek, “3 yıl boyunca emekli olanlar kadar kamuya yeni personel alınacak. Destek personeli sayısı azaltılacak. Esnek ve uzaktan çalışma modelleri geliştirilecek. Kamu çalışanlarının yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getiriyoruz. Sadece bir yerden yönetim kurulu ücreti alınabilecek, ücretlere üst sınır getireceğiz” ifadelerini kullandı.

Bakanlıkların yurtdışı teşkilatlarının gözden geçirileceğini ifade eden Şimşek, “Tüm taşra teşkilatı etkinlik esasıyla gözden geçirilecek. Hizmet içi eğitim, toplantı vb faaliyetler kamu tesislerinde yapılacak. Yurt dışı geçici görevler sınırlandırılacak. Bu kaleme başka ödeneklerden aktarım yapılamayacak. Sokak ve cadde ışıklandırılmasında LED dönüşümü hızlandırılacak. Kamu binalarında enerji verimliliği artırılacak. E-yazışma sistemine geçiş tamamlanacak. Tebligatlarda elektronik sisteme geçilecek. Kurumsal arşivler elektronik ortama taşınacak. Yayın, rapor vb. tanıtım amaçlı dokümanlar basılmayacak” diyerek tasarruf başlıklarının açıklanmasına devam etti.

“Temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25 kesinti yapılacak. Uluslararası toplantılar ve milli bayramlar hariç; gezi, kokteyl, yemek vb faaliyet düzenlenmeyecek. Eşantiyon hediyeler yasaklanacak. Demirbaş alımları 3 yıl süreyle durdurulacak. Mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10 kesinti, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti uygulanacak. Tek seferlik gelire dayalı kalıcı harcama programları başlatılamayacak. Verimsiz harcamalara son verilecek. Kamu yatırımlarında önceliklendirmeye gidilecek. Fiziki ilerlemesi yüzde 75’in üzerinde olan yatırım projeleri, deprem riski olan projeler, deprem bölgesinde planlanan projeler, gıda arzını artıran projeler, yeşil ve dijital dönüşüm ile OSB liman-demiryolu bağlantı projeleri önceliklendirilecek. Zorunlu haller dışında yeni proje olmayacak.”

“Tasarruf paketinin izlenmesi Hazine ve Maliye Bakanlığı ile idareler tarafından sağlanacak. İstisnasız tüm kamu personelleri uymak zorunda. İzleme, denetim, raporlama ve yaptırım yapılacak. İdari yaptırım ve para cezası uygulanacak.”

Geçtiğimiz hafta Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kamuda ciddi bir tasarruf adımı atılacağını belirtmişti. Erdoğan kamuda tasarrufa ilişkin “Enerji faturamız büyümemize paralel olarak kabarıyor. Üretim, yeni pazarlara ihraç ederek, içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Daha az kaynak kullanarak daha büyük etki oluşturacak projelere ağırlık vereceğiz. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edeceğiz” demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurt dışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanda tasarruf kültürünü güçlendirecek adımlar atacağız. Hem vatandaşlarımıza sunulan hizmetlerin kalitesini artıracağız. Ekonomi yönetimimizi bu konuda gerekli çalışmaları tekemmül ettirmek için talimatlandırdım” diye eklemişti.

Paylaşın