Bakan Şimşek: Kapsamlı Yapısal Reformlar Geliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi artmıştır. Yurt dışından önemli bir finansman imkanı sağlanacaktır. Uluslararası rezervlerde iyileşme sürmektedir. Para ve maliye politikasındaki uygulamalar önümüzdeki dönemde kapsamlı yapısal reformlarla desteklenecektir” dedi ve ekledi:

“Türkiye, uluslararası ticarete elverişli merkezi konumu, büyük iç pazarı, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli ve rekabetçi iş gücü, liberal yatırım ortamı ve tamamlanmış lojistik altyapısıyla yatırımcılar açısından oldukça cazip bir ülkedir. Türkiye’nin sahip olduğu bu potansiyel önemli fırsatlar yaratmaktadır.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep’in ev sahipliğinde düzenlenen Horasis Global Toplantısı’na katıldı. Bakan Şimşek, toplantıda, Türkiye ekonomisinin görünümüne ilişkin bir sunum yaptı. Şimşek, sunumunda özetle şu ifadeleri kullandı:

“Ticaret ortaklarımızın zayıf büyümesi, uzun süre yüksek seviyede kalacak küresel faizler, artan enerji fiyatları ile güçlü dolar karşılaştığımız küresel zorluklardır. Enflasyonla mücadele en önemli önceliktir. Dezenflasyon için sıkı para politikası ile seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları devreye alınmıştır.

Deprem harcamaları bütçe dengesinde geçici bozulmaya yol açtı. Mali disiplinin tesis edilerek kamu mali dengesinin iyileştirilmesi önemlidir. Mali disiplini yeniden sağlayacak gelir ve harcama politikaları uygulamaya alındı. Program dönemi sonunda bütçe açığının yüzde 3 olan Maastricht Kriterinin altına gerçekleşmesi hedeflenmektedir.

Ülkemizin borçluluk seviyesi düşük olmakla birlikte kamu borçluluğunun düşük seviyesi deprem kaynaklı büyük bir harcamayı karşılayabilecek imkan oluşturmaktadır. Türkiye’nin yüzyıllık büyüme ortalaması yüzde 4,8, son 20 yıllık ortalaması yüzde 5,4 seviyesindedir. Ancak, son dönemde büyümenin kompozisyonunda yeniden dengelenme ihtiyacı oluşmuştur.

“Yabancı yatırımcı ilgisi artmıştır”

Artan turizm gelirlerine rağmen son dönemde güçlü iç talep ve yüksek altın ithalatı cari işlemler açığını olumsuz etkilemiştir. Yeniden dengelenme ve normalleşmesi beklenen altın ithalatı ile cari açıkta iyileşme gözlenmiştir.

Ayrıca, doğal gaz ve petrol üretim potansiyelimiz önümüzdeki dönemde enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılar hale gelecektir. Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi artmıştır. Yurt dışından sağlanan finansman uluslararası rezervlere olumlu yansımıştır. Para ve maliye politikasındaki uygulamalar önümüzdeki dönemde kapsamlı yapısal reformlarla desteklenecektir.

Türkiye, uluslararası ticarete elverişli merkezi konumu, büyük iç pazarı, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli ve rekabetçi iş gücü, liberal yatırım ortamı ve tamamlanmış lojistik altyapısı ile yatırımcılar açısından oldukça cazip bir ülkedir. Türkiye’nin sahip olduğu bu potansiyel önemli fırsatlar oluşturmaktadır.”

Paylaşın

Şimşek, Kredi İçin Yine Körfez Ülkelerinin Kapısını Çalacak: 4 Ayda 5. Ziyaret

Mayıs ayında yapılan seçimler sonrası ekonomiden tam sorumlu bakan olarak atanan Mehmet Şimşek, kredi için Körfez ülkelerini bir kez daha ziyaret edecek: Ziyaretlerimizin amacı, ülkemizin yeni programını anlatmak, istihdam ve yüksek katma değer sağlayacak kalıcı yatırım çekmek.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı yatırımcılara Türkiye’nin ekonomi politikalarını anlattığı yatırım turları kapsamında Fransa’nın başkenti Paris’te temaslarda bulundu. Bakan Şimşek temaslar sonrasında sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

Bakan Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden şu açıklamaları yaptı: “Dün yaptığımız bir günlük Fransa ziyaretimize çok şey sığdırdık. Bu kapsamda sabah ilk olarak BNP Paribas’ın Yönetim Kurulu Başkanı Jean LEMIERRE ev sahipliğinde, Fransa’nın en büyük iş insanları derneği MEDEF üyeleri ile bir araya geldik. Daha sonra Societe Generale’in ev sahipliğinde yaklaşık 4 trilyon avro yöneten Fransa merkezli yatırım fonlarına ve banka üst düzey yöneticilerine Türkiye ekonomisini ve programımızı anlattık.

Ayrıca Uluslararası Enerji Ajansı’nın Başkanı dostum Sn Fatih BİROL ile küresel enerji piyasasının görünümüne ilişkin bir görüşme gerçekleştirdik. Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Sayın Bruno Le MAIRE ile ikili ticaretimizi ve karşılıklı yatırımları nasıl artıracağımıza yönelik istişarelerde bulunduk. Son olarak dün gece Fransa-Almanya Forumunda 70 civarında firmanın CEO/CFO’suna Türkiye’deki yatırım fırsatlarını anlattık.

Fransa, Türkiye’de en çok uluslararası yatırım yapan ilk 10 ülke içinde yer alıyor. Yatırımcılarla görüşmelerimiz hafta başı Körfez ülkeleri ziyaretlerimiz ile de devam edecek. Ziyaretlerimizin amacı ülkemizin yeni programını anlatmak ve istihdam ve yüksek katma değer sağlayacak kalıcı yatırım çekmektir.”

2023’ün Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 200 patronu da alarak Körfez turuna çıkmıştı. Körfez’den 26 anlaşmayla dönen patronlar, gezi dönüşü yaptıkları açıklamalarda ilişkilerde ”bahar döneminin” yaşandığını anlatmıştı. DEİK Başkanı Olpak, ilişkilerde bahar döneminin yaşandığını söylemiş, MÜSİAD Başkanı Asmalı’dan da ”gezi amacına ulaştı” demişti.

Bakan Şimşek’in sıkı Körfez mesaisi: 5 Haziran 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Şimşek’in dış kaynak için sık sık Körfez’deki Arap ülkelerinin kapısını çalması dikkat çekici.

22 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte “çalışma ziyareti” kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’ye giden Şimşek, burada BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile bir araya gelmişti.

9 Temmuz’da yine Yılmaz ile birlikte Katar’a giden Şimşek, burada da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüşmüştü. 12 Temmuz’da Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Gaye Erkan ile birlikte Suudi Arabistan’a giden Şimşek, burada Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan ile görüşmüştü.

Şimşek, 17-19 Temmuz tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan, BAE ve Katar’ı kapsayan üç günlük Körfez turuna da katılmıştı.

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten “Kur Korumalı Mevduat” Açıklaması: Çıkmak İstiyoruz

Kurala dayalı politikaya geri dönmek istediklerini söyleyen Bakan Şimşek, Türkiye’de ciddi bir mali konsolidasyona ulaşıldığının altını çizdi. İç talebi daha ılımlı hale getirmeyi hedeflediklerini belirten Şimşek, kur korumalı mevduat enstrümanından çıkmak istediklerini de ekledi.

Şimşek, beklenen enflasyona göre bakıldığında Türkiye’nin reel faiz sunduğunu, bu durumun da TL’yi çekici kıldığını ifade etti. Politikanın politika faizinin ima ettiğinden daha sıkı olduğu mesajını veren Şimşek, bu patikada kalacaklarına emin olduğunu vurguladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ve IMF’nin yıllık toplantıları için bulunduğu Fas’ın Marakeş kentinde Atlantic Council söyleşisinde politika patikası ve ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

BloomberHT’nin aktardığına göre; Para politikasında düzeltme sürecinde olunduğunu söyleyen Bakan Şimşek, beklenen enflasyona göre bakıldığında Türkiye’nin reel faiz sunduğunu, bu durumun da TL’yi çekici kıldığını ifade etti. Politikanın politika faizinin ima ettiğinden daha sıkı olduğu mesajını veren Şimşek, bu patikada kalacaklarına emin olduğunu vurguladı.

Kurala dayalı politikaya geri dönmek istediklerini söyleyen Şimşek, Türkiye’de ciddi bir mali konsolidasyona ulaşıldığının altını çizdi. İç talebi daha ılımlı hale getirmeyi hedeflediklerini belirten Şimşek, kur korumalı mevduat enstrümanından çıkmak istediklerini de ekledi.

Gümrük Birliği ile ilgili yorumlarda bulunan Şimşek, Gümrük Birliği’nin günümüz koşullarını karşılamadığı mesajını verdi. Şimşek, Gümrük Birliği’ni hizmet ve tarımla güncellemek istediklerini söyledi.

Şimşek kamuoyunun yeni programa ilişkin tepkisinin sorulması üzerine “Vatandaşlarımızın bu programın orta vadeli bir çaba olduğunu anlamaları için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Çabuk bir çözüm yok. Süreç zorlu geçecek. Tabii ki hiçbir vatandaş ya da şirket vergi artışını sevmez ama bunu gelecekte daha ağır önlemler almamak için yapıyoruz” dedi.

Şimşek, Marakeş’te Bloomberg’e yaptığı açıklamada Birleşik Arap Emirlikleri’nin 8,5 milyar dolar tutarındaki Türk tahvili satın alma taahhüdünde son aşamaya yaklaşıldığını söyledi.

Şimşek konuyla ilgili olarak şunları söyledi: Ön protokol alışverişinde bulunuyoruz ve bu kaynağa erişim konusunda BAE’li mevkidaşlarımızla müzakerelerin son aşamasına yaklaştık. Anlaşma için bu yıl sonunun gerçekçi bir tarih olduğunu düşünüyorum.

Şimşek, Almanya Maliye Bakanı Lindner ile görüştü

Mehmet Şimşek, Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ile bir araya geldi. Şimşek, sosyal medya hesabından söz konusu görüşmeye ilişkin paylaşımda bulundu.

3 milyondan fazla Türk’e ev sahipliği yapan Almanya’nın dış ticaretten mali ve teknik işbirliği ve turizme kadar pek çok alanda Türkiye’nin kilit ortağı olduğuna işaret eden Şimşek, “Marakeş’de Bakan Lindner ile bir araya gelmekten keyif aldım. Almanya-Türkiye ve Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin daha da geliştirilmesine yardımcı olmak için birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.” ifadesini kullandı.

Paylaşın

Şimşek’ten “Kredi Kartı Borçları” Sorusuna Yanıt: Güçlü Ekonomik Büyüme

965 milyar liraya ulaşan kredi kartlarına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Mehmet Şimşek, ”Türkiye’de son 21 yılda kaydedilen güçlü ekonomik büyüme performansı ve yapısal dönüşüm ile birlikte vatandaşlarımızın kredi kartı ve kredi kullanımlarında artış görülmüştür” dedi ve ekledi:

“Bu artışa rağmen hane halkı borcunun milli gelire oranı yüzde 11 seviyesindedir. Bu oran yaklaşık yüzde 57 seviyesinde hane halkı borçluluğu olan Avro Bölgesi ortalamasının oldukça altındadır.”

Bakan Şimşek, 11 Eylül’de yaptığı açıklamada, “Kredi kartları, bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesini düşüreceğiz” demişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bireysel kredi kartlarındaki borç bakiyesi yılın başından 29 Eylül’e kadar olan dönemde yüzde 116,2 oranında net 518,8 milyar lira artarak 965 milyar liraya ulaştı.

Kredi kartı kullanımındaki artışı Meclis gündemine taşıyan CHP’li Ersever, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi sundu.

Ersever, 2015 ile 2023 arasında yıllar itibariyle toplam kredi kartı sayısını ve aynı dönem için kişi başına düşen kredi kartı sayısını takibe düşen toplam borç miktarını, icra nedeniyle kredi kartı ve kredi kullanımına kısıt getirilen kişi sayısını sordu.

Sol Haber’in aktardığına göre; Şimşek, Ersever’e şu yanıtı verdi: ”Türkiye’de son 21 yılda kaydedilen güçlü ekonomik büyüme performansı ve yapısal dönüşüm ile birlikte vatandaşlarımızın kredi kartı ve kredi kullanımlarında artış görülmüştür.

Bu artışa rağmen hane halkı borcunun milli gelire oranı yüzde 11 seviyesindedir. Bu oran yaklaşık yüzde 57 seviyesinde hane halkı borçluluğu olan Avro Bölgesi ortalamasının oldukça altındadır.”

Paylaşın

Bakan Şimşek “Enflasyon” İçin Tarih Verdi

Katıldığı bir programda ekonomiye dair açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, “Hem parasal, hem miktarsal, hem seçici kredi sıkılaştırmasına gittik, bunu destekleyecek gelir politikalarını ortaya koyduk. Bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak, onu bir şekilde yatırımcıları ikna edecek bir para politikası duruşuna geçeceğiz dedik ve o noktada gerekeni yaptık.” dedi ve ekledi:

“Enflasyonda momentum kaybı aylık bazda önümüzdeki birkaç ay içinde başlayacak. Esas yıllık bazda kalıcı yüksek dozda dezenflasyon Haziran’dan itibaren başlayacak. Para politikasında aldığımız tedbirler gecikmeli yansıyacak, baz etkisi var, bu nedenle geçiş dönemi olacak.”

Şimşek, açıklamasının devamında, “Altını çizmek istiyorum, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmekte hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız kararlı, çünkü enflasyon yüksek, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir. Geçmişte hükümetlerimiz enflasyonu tek haneye düşürdü ve uzun süre orada tuttu, ülkemizin kalkınmasına ivme kazandırdı, önümüzdeki dönemde aynı kararlılığı göstereceğiz, sadece sonuçları göstermemiz biraz zaman alacak” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber’de katıldığı bir programda ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Şimşek’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Bizim programın ana hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme, hedefe ulaşırken fiyat istikrarı, yani enflasyonun düşük tek hanelere düşürülmesi, rezerv birikimi ve KKM’den çıkış gibi, birbirini destekleyen bütüncül bir yaklaşım var. Program önemli bir fırsat içeriyor, bu nedenle bütün kesimlerden, yatırımcılardan ilgi çok yoğun. Önümüzdeki dönemde ilginin yoğunlaşmasını bekliyoruz, çünkü uygulama anlamında programın erken aşamasındayız.

“Gerekeni yaptık”

İnanıyorum ki programımız, özellikle tüm ülkemize kalıcı, uzun vadeli çözüm üretecek bir program. Hem parasal, hem miktarsal, hem seçici kredi sıkılaştırmasına gittik, bunu destekleyecek gelir politikalarını ortaya koyduk. Bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak, onu bir şekilde yatırımcıları ikna edecek bir para politikası duruşuna geçeceğiz dedik ve o noktada gerekeni yaptık.”

Enflasyonda momentum kaybı aylık bazda önümüzdeki birkaç ay içinde başlayacak. Esas yıllık bazda kalıcı yüksek dozda dezenflasyon Haziran’dan itibaren başlayacak. Para politikasında aldığımız tedbirler gecikmeli yansıyacak, baz etkisi var, bu nedenle geçiş dönemi olacak.

Altını çizmek istiyorum, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmekte hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız kararlı, çünkü enflasyon yüksek, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir. Geçmişte hükümetlerimiz enflasyonu tek haneye düşürdü ve uzun süre orada tuttu, ülkemizin kalkınmasına ivme kazandırdı, önümüzdeki dönemde aynı kararlılığı göstereceğiz, sadece sonuçları göstermemiz biraz zaman alacak.”

Paylaşın

Bakan Şimşek: Dış Kaynak Çalışmalarımız Sürüyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ilave dış kaynak sağlamaya yönelik çalışmaları hız kesmeden sürdürdüklerini, bu çerçevede Londra’da çok verimli toplantılar yaptıklarını ifade etti.

Bakan Şimşek, yaptığı açıklamada ayrıca, piyasa koşulları elverdiği ölçüde uluslararası rezerv birikimine devam edeceklerini söyledi.

Şimşek 29 Eylül’de brüt Döviz rezervlerinin haftalık 3,3 milyar dolar gerileyerek 122,2 milyar dolar olduğunu belirterek “Bu gelişmede altın fiyatları ile swap işlemlerinin etkili olduğu görülüyor. Söz konusu dönemde yurt içi swap stoku 2,2 milyar dolar azalırken altın fiyatındaki gerilemenin etkisi ise 1,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir” değerlendirmesini yaptı.

Hazine nakit dengesi Eylül’de açık verdi

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı, Eylül ayına ilişkin nakit gerçekleşmelerini açıkladı. Buna göre, geçen ay Hazine’nin nakit gelirleri 486 milyar 262 milyon lira, nakit giderleri 555 milyar 315 milyon lira oldu.

Faiz dışı giderler 508 milyar 739 milyon lira, faiz ödemeleri ise 46 milyar 577 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz dışı denge ise 22 milyar 477 milyon lira açık verdi. Eylül ayında nakit dengesinde, 69 milyar 53 milyon liralık açık oluştu.

Kur farklarından kaynaklanan artış 5 milyar 202 milyon lira olarak gerçekleşirken, kasa/banka net hesabında da 8 milyar 310 milyon lira artış görüldü.

Paylaşın

Bakan Şimşek, Kredi İçin Haftaya Yeniden Yollarda

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın gelecek hafta Fas’ın Marakeş kentinde başlayacak yıllık toplantılarına Türkiye’yi temsilen katılacak.

Bakan Şimşek’in, burada da çeşitli ülke mevkidaşları, fon yöneticileri, yatırım bankalarının temsilcileriyle ikili görüşmeler yapması planlanıyor. Mehmet Şimşek’e bu toplantılarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan da eşlik edecek.

BloomberHT’de yer alan habere göre; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Körfez ülkeleriyle başladığı “road show” yatırımcı görüşmelerine, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kuruluna katılmak üzere ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde New York’ta devam etti. Ardından finansın önemli duraklarından Londra’ya hareket eden Şimşek, 4-6 Ekim’de uluslararası yatırımcılarla yoğun temaslarda bulundu.

Ziyaret kapsamında, toplam varlık büyüklüğü 75 trilyon doları aşan uluslararası varlık yönetim şirketleri, yatırım fonları, çok uluslu bankalar ve altyapı fonları yöneticileriyle bir araya gelen Şimşek, aralarında derecelendirme kuruluşlarının da bulunduğu yaklaşık 85 ayrı kurumdan 100’ün üzerinde üst düzey yöneticiyle görüşmeler gerçekleştirdi.

Görüşmelerinde uluslararası yatırımcılara ve kredi derecelendirme kuruluşlarının temsilcilerine Türkiye’nin yeni ekonomi politikaları ve Orta Vadeli Program’daki hedef ve reform hazırlıklarını anlatan Şimşek, yatırımcıları Türkiye’deki fırsatları değerlendirmeye davet etti.

Söz konusu ziyaretlerin ardından Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının gelecek hafta Marakeş’te başlayacak yıllık toplantılarına da Türkiye’yi temsilen katılacak olan Şimşek’in, burada da çeşitli ülke mevkidaşları, fon yöneticileri, yatırım bankalarının temsilcileriyle ikili görüşmeler yapması planlanıyor. Şimşek’e bu toplantılarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan da eşlik edecek.

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten “Enflasyon” Mesajı: Sabırlı Olmalıyız

 “Doğru yoldayız. Güvenin geri döndüğüne dair güçlü kanıtlar var. Ancak sabırlı olmalıyız, hala zorlu bir süreçteyiz” diyen Bakan Şimşek, “Enflasyon beklentilerini sıfırlamak için güvene ihtiyacınız var” dedi.

Şirketlerin ve bankaların dış kaynak erişimlerine de değinen Şimşek “Biz ilerleme kaydettikçe şirketlerin ve bankaların uluslararası sermaye piyasalarına erişimleri iyileşecek, bu kritik bir konu. Bu noktadan sonra işimiz daha çok kolaylaşacak” değerlendirmesini yaptı.

Seçimler sonrası tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek, Londra merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times’a konuştu.

Financial Times röportajı “Türkiye Maliye Bakanı zorlu koşulların tersine dönmesinin zaman alacağını söyledi” başlığıyla okuyucularına sundu.

Bakan Şimşek “ekonomiyi yeniden dengelemeyi ve iç talebi yumuşatmayı” hedeflediklerini belirterek politika değişimi süreci için sabırlı olunması gerektiğini belirtti.

Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni ekonomi politikalarına destek verdiğinin altını çizerek, “Doğru yoldayız. Güvenin geri döndüğüne dair güçlü kanıtlar var. Ancak sabırlı olmalıyız, halen zorlu bir süreçteyiz” dedi.

Haziran ayında göreve gelmesinden bu yana uluslararası medyaya verdiği ilk röportajda Mehmet Şimşek, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle yıllarca sürdürülen geleneksel olmayan ekonomi politikalarının ardından “ekonomiyi yeniden dengelemeye ve iç talebi yumuşatmaya” çalıştığını söyledi.

Gelecek yılın ortalarına kadar enflasyonun “geçiş sürecinde” olacağını belirten Şimşek miktarsal sıkılaştırma tedbirleriyle birlikte finansal koşulların TCMB politika faizinin işaret ettiğinden daha fazla sıkı olduğunu belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Enflasyon beklentilerini sıfırlamak için güvene ihtiyacınız var” diye konuştu.

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten Faiz Kararı Sonrası Tek Cümlelik Yorum

Merkez Bankası’nın 500 baz puan artışla faizi yüzde 30’a çekmesi sonrası Türkçe ve İngilizce mesaj yayımlayan Bakan Şimşek “Attaining price stability is our priority (Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz)” dedi. 

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), üst üste dördüncü kez faiz yükseltti. Ağustos ayında faizi yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkaran Merkez, eylülde faizi 500 baz puan artırdı.

Faiz kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından Türkçe ve İngilizce yaptığı paylaşımda, “Attaining price stability is our priority (Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz)” dedi.

Merkez’den parasal sıkılaştırma sürecinin devamı vurgusu

Öte yandan Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, Kurul’un “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” verdiği vurgulandı.

Enflasyonun Temmuz ve Ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır” denildi. Bu unsurların enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahminlerin üzerinde olacağına işaret edildi. Merkez Bankası, Temmuz ayında 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 58’e yükseltmiş, 2024 yıl sonu tahminini ise yüzde 33 olarak güncellemişti.

“Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir” denilen açıklamada, Para Politikası Kurulu “parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır” ifadesine yer verildi.

Faiz indirme sürecine 27 ay sonra son verilmişti

Merkez Bankası, Hafize Gaye Erkan’ın göreve atanması sonrası faiz indirimi sürecine 27 ay sonra son vermiş, son 3 PPK toplantısında politika faizini yüzde 16,5 artırmıştı.

Politika faizi, Haziran ayında 650 baz puan artışla yüzde 15’e, Temmuz ayında ise 250 baz puan artışla yüzde 17,50’ye yükseltmişti. 24 Ağustos’ta yapılan toplantıda ise politika faizi, piyasa beklentilerinin üzerinde 750 baz puanlık artışla yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkartılmıştı.

Anadolu Ajansı (AA) Finans’ın 19 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankette 500 baz puan artış beklentisi öne çıkmıştı. Anket sonuçlarına göre, 250 ile 600 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 27,50 ile yüzde 31, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 35 ile 45 arasında yer alıyordu.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36 olmuştu. Reuters anketine katılan 16 ekonomist de Merkez Bankası’ndan 500 baz puanlık artış bekliyordu. Tahminler yüzde 27,5 ile yüzde 31 bandında yer alıyordu.

Bloomberg HT’nin anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi de, politika faizinin bugün 500 baz puan artırılarak yüzde 30’a yükseltilmesi yönündeydi. Eylül ayı faiz anketinde; maksimum beklenti yüzde 30, minimum beklenti ise yüzde 27,5 olmuştu.

Ankette 2023 yıl sonu için medyan faiz beklentisi yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmişti. 2023 yıl sonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti ise yüzde 30 olmuştu.

Paylaşın

Otomotiv Sektöründe Kredi Kullanımı Yüzde 20’ye Düştü

ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in taşıt kredilerine sınırlama getirecek yorumu sonrası, “Normal pazar koşullarında bireysel müşterilerin yüzde 70’i kredi kullanarak araç almaktaydı. Geldiğimiz noktada bu oranın yaklaşık yüzde 20-25 oranlarına gerilediğini gözlemlemekteyiz” dedi ve ekledi:

“Bununla birlikte kredi kullanan müşterilerin de, ortalama 1.5 milyon TL olan bir araç için maksimum 250-300 bin lira kredi kullanabildiğini görmekteyiz. Bu açıdan, kredilerin daha fazla kısılmasına ihtiyaç olup olmadığına bakmakta fayda olacaktır.”

Önümüzdeki dönemde kurumsal firmaların araç alımlarında öne çıkacağının altını çizen Bozkurt sözlerine şöyle devam etti; “Kredi konusunda önümüzdeki süreçte önemli olan özellikle kurumsal (filo) müşterilerin krediye erişebilmesi olacaktır. Gelecek 2 yıllık süreçte bireysel müşterilerin araç satın almasında ciddi düşüşler olacağı bariz şekilde görülmektedir.

Otomotiv pazarını kurumsal (filo) müşterilerin domine edeceği bir sürece girileceği de aşikardır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken husus, kurumsal müşterilerin krediye ulaşımında bir rahatlamaya gidilmesi ihtiyacının olmasıdır. Aksi takdirde, kurumsal müşterilerin araç alamaması durumunda, şirketlerin araç ihtiyacı karşılanamayacak ve ticari operasyonlar sekteye uğrayacaktır.”

OTOMOTİV Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in taşıt kredilerine sınırlama getirecek perspektife sahip olduklarını ifade etmesinin ardından sektör adına açıklama yaptı.

Gazete Pencere‘nin aktardığına göre; ODMD Başkanı Bozkurt, ekonomik yol haritasının desteklenmesinin büyük bir önem taşıdığının altını çizerek, krediye ulaşım konusundaki görüşlerini şöyle paylaştı:

“Şu anda içinden geçtiğimiz süreçte, en büyük ve en önemli sorunumuz enflasyon olarak öne çıkıyor. Enflasyonla mücadelede ise öncelik cari açık konusuna çözüm bulmaktır. O nedenle, akla ilk gelen müdahalenin ‘iç tüketimin düşürülmesi’ olması da oldukça anlaşılabilir bir durumdur. Bu yaklaşımın, otomotiv sektörü açısından toplam pazar adetlerinin düşmesi gibi sonuçları olacağını öngörmekteyiz. Her ne kadar bu durum ilk bakışta bizleri mutlu etmese de, orta-uzun vadede enflasyon sorununun kalıcı bir şekilde çözülerek, ekonomik istikrar elde edilmesi açısından ne kadar kritik olduğunun bilincindeyiz. O sebeple, ekonomik yol haritasına sabırla destek vermemiz gerekmektedir.”

Kredilerin daha da kısılması konusu hakkında ise Bozkurt, “Normal pazar koşullarında bireysel müşterilerin yüzde 70’i kredi kullanarak araç almaktaydı. Geldiğimiz noktada bu oranın yaklaşık yüzde 20-25 oranlarına gerilediğini gözlemlemekteyiz. Bununla birlikte kredi kullanan müşterilerin de, ortalama 1.5 milyon TL olan bir araç için maksimum 250-300 bin lira kredi kullanabildiğini görmekteyiz. Bu açıdan, kredilerin daha fazla kısılmasına ihtiyaç olup olmadığına bakmakta fayda olacaktır” yorumunu yaptı.

“Ticaret sekteye uğrayacak”

Önümüzdeki dönemde kurumsal firmaların araç alımlarında öne çıkacağının altını çizen Bozkurt sözlerine şöyle devam etti; “Kredi konusunda önümüzdeki süreçte önemli olan özellikle kurumsal (filo) müşterilerin krediye erişebilmesi olacaktır. Gelecek 2 yıllık süreçte bireysel müşterilerin araç satın almasında ciddi düşüşler olacağı bariz şekilde görülmektedir. Otomotiv pazarını kurumsal (filo) müşterilerin domine edeceği bir sürece girileceği de aşikardır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken husus, kurumsal müşterilerin krediye ulaşımında bir rahatlamaya gidilmesi ihtiyacının olmasıdır. Aksi takdirde, kurumsal müşterilerin araç alamaması durumunda, şirketlerin araç ihtiyacı karşılanamayacak ve ticari operasyonlar sekteye uğrayacaktır.”

Bozkurt, aynıca Türkiye’deki mevcut yatırımlar dikkate alındığı, toplam pazarın 700 bin adetlerin altına inmemesinin önem arz ettiğini de söyledi. Bozkurt, “Aksi takdirde sistem kendi kendini taşımakta zorlanabilecek, istihdam kayıplarına kadar gidebilecek başka olumsuz sonuçları da beraberinde getirebilecektir. Özetle enflasyon ve cari açıkla mücadele açısından takip edilecek mali disiplinin gerekli olduğunu düşünüyor ve bunu sonuna kadar destekliyoruz. Ancak toplam otomotiv pazarının 700 bin adedin altına inmemesi adına, kredi konusunda bireysel ve kurumsal müşteriler açısından da dengeleri doğru bir noktada tutmamız gerekmektedir” dedi.

Paylaşın