Mark Zuckerberg’den “Yapay Zeka” Uyarısı

“Yapay Zeka” üzerinde çalışan şirketleri eleştiren Meta CEO’su Mark Zuckerberg, “Tanrı’yı ​​falan yarattıklarını sanıyorlar ama bizim yaptığımız kesinlikle bu değil. Bunun olacağını sanmıyorum” dedi.

Mark Zuckerberg, yapay zekanın insanların çeşitli ilgi alanlarını yansıtacak şekilde oluşturulması gerektiğini söyledi.

Yapay zeka yarışında bazı şirketler öne çıkarken, bu şirketlerin çalışmaları da yakından takip ediliyor. Yakın zaman önce katıldığı bir röportajda konuşan Meta CEO’su Mark Zuckerberg, yapay zeka şirketlerini eleştirdi.

Tek ve çok güçlü bir yapay zeka üretmenin ötesinde, her ihtiyaca yönelik yapay zeka araçlarının olması gerektiğine vurgu yapan Zuckerberg, bu tarz bir amaca sahip olan yapay zeka şirketlerinin ‘Tanrı yaratmak’ kaygısıyla hareket ettiklerini söyledi.

Kallaway YouTube kanalına konuk olan Meta CEO’su Zuckerberg, yapay zeka dışında yeni geliştirilen teknolojiler hakkında da konuştu:

“Teknoloji sektöründeki insanların tek gerçek yapay zekayı inşa etmekten bahsetmesini oldukça rahatsız edici buluyorum. Neredeyse Tanrı’yı veya benzeri bir şeyi yarattıklarını düşünüyorlar. Biz bunu yapmıyoruz, bunun böyle işlediğini düşünmüyorum.”

Yapay zekanın tekelci bir yaklaşımla değil, açık kaynaklı olması gerektiğini savunan Zuckerberg, tek bir yapay zekanın her şeyi çözmeyeceğini düşünüyor:

“Gerçekçi olmak gerekirse, işlerin böyle yürümediğini düşünüyorum. İnsanların telefonlarında kullandığı tek bir uygulama yok. Tüm içeriklerini istedikleri tek bir yaratıcı yok, tüm içeriklerini istedikleri tek bir uygulama yok. Her şeylerini satın almak isteyeceği tek bir işletme yok.”

CEO aynı zamanda Meta’nın yapay zeka avatarları ve akıllı gözlükler de dahil olmak üzere çeşitli yapay zeka araçları ve teknolojileri geliştirmeye odaklandığını aktardı. Bir diğer yandan Apple’ın yapay zekası için görüştüğü Meta’yla işlerin pek de yolunda gitmediği bu röportajdan çıkarılan bir diğer sonuç oluyor.

(Kaynak: Cumhuriyet)

Paylaşın

Dünyanın En Zengin 10 Kişisinin Serveti Salgında İki Katına Çıktı

Yardım kuruluşu Oxfam’a göre, pandemi dünyanın en zenginlerini çok daha zengin ederken daha fazla insanın yoksulluğa itilmesine neden oldu. Dünyanın en zengin 10 erkeğinin toplam servetleri Mart 2020’den bu yana iki katına çıktı.

Oxfam’ın, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun açılışında düzenli olarak yayımladığı küresel eşitsizlik odaklı “Eşitsizlik Öldürür” raporuna göre, dünyanın en yoksullarının gelirindeki düşüş, her gün 21 bin kişinin ölümüne sebep oldu.

Oxfam CEO’su Danny Sriskandarajah, yardım kuruluşunun ekonomik, ticari ve siyasi elitlerin dikkatini çekmek için raporu her yıl Davos ile aynı zamana denk gelecek şekilde paylaştığını söyledi.

Sriskandarajah, bu yılki bulgularla ilgili şunları söyledi:

“Bu yıl olanlar ölçeğin dışında. Pandemi sırasında neredeyse her gün yeni bir milyarder yaratıldı. Bu sırada dünya nüfusunun yüzde 99’unun durumu karantinalar, uluslararası ticaretteki düşüş ve uluslararası turizmdeki yavaşlama gibi nedenlerle daha da kötüleşti ve bunun sonucunda 160 milyon insan daha yoksulluğa itildi. Ekonomik sistemimizde derin çatlaklar var.”

Yardım kuruluşunun aktardığı Forbes verilerine göre dünyanın en zengin 10 erkeği; Elon Musk, Jeff Bezos, Bernard Arnault ve ailesi, Bill Gates, Larry Ellison, Larry Page, Sergey Brin, Mark Zuckerberg, Steve Ballmer ve Warren Buffet.

10 erkeğin servetleri pandemi döneminde 700 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara yükseldi ancak servetlerin artış oranları kişiden kişiye değişiyor. Örneğin Musk’ın serveti aynı sürede, yüzde 1000’den fazla büyürken, Gates’in serveti yaklaşık yüzde 30 arttı.

“Kovid’den en çok etnik azınlıklar etkilendi”

Oxfam’ın raporunda, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, açlık, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve iklim krizinin her dört saniyede bir ölüme katkıda bulunduğu belirtiliyor.

Rapora göre pandemi döneminde günlük 5,50 dolardan az gelir kazanan kişi sayısı 160 milyon arttı.

Dünya Bankası, üst ve orta gelirli ülkelerde yoksulluk ölçüsü olarak günde 5,50 dolar gelir seviyesini kullanıyor.

Raporda öne çıkan diğer bazı notlar şöyle:

  • Salgın, gelişmekte olan ülkeleri, ulusal borçları arttıkça sosyal harcamalarını kısmaya zorluyor
  • Cinsiyet eşitlsizliği pandemi sırasında derinleşti: Çalışan kadınların sayısını 2019’a kıyasla 13 milyon azaldı ve bir daha okula dönmeme riskiyle karşı karşıya kalan kız çocuklarının sayısı 20 milyona çıktı.
  • İngiltere’de yaşayan Bangladeşliler ve ABD’nin siyah nüfusu da dahil olmak üzere, Kovid’den en çok etnik azınlık grupları etkilendi

Sriskandarajah, “Küresel bir kriz sırasında bile, adil olmayan ekonomik sistemimiz en zenginler için göz kamaştırıcı derecede beklenmedik fırsatlar sunmayı başarıyor ancak en yoksulları koruyamıyor” dedi.

Sriskandarajah, sermaye ve servete daha yüksek vergiler getirilmesini, bu vergi gelirlerinin “kaliteli evrensel sağlık ve herkes için sosyal korumaya” harcanması gerektiğini söylüyor.

Oxfam ayrıca, daha geniş üretim ve daha hızlı dağıtım sağlamak için Kovid 19 aşılarının fikri mülkiyet haklarından feragat edilmesi çağrısında bulunuyor.

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, artan küresel eşitsizlik konusundaki endişelerini dile getirerek, enflasyonun etkisini ve bununla mücadeleye yönelik tedbirlerin daha fakir ülkelere daha fazla zarar vereceğini savunmuştu. Malpass, “Daha zayıf ülkelerin görünümü daha da gerileyecek” demişti.

Oxfam bu verileri nasıl elde ediyor?

Oxfam’ın raporu, Forbes Milyarderler Listesi’nden ve 2000 yılından bu yana küresel servetin dağılımını gösteren yıllık Credit Suisse Global Wealth raporundan alınan verilere dayanıyor.

Forbes anketi, bir kişinin “sahip olduğu” serveti belirlemek için kişinin varlıklarının, özellikle mülk ve arazisinin, eksi borçlarının değerini kullanıyor. Veriler ücretleri veya gelirleri içermiyor.

Oxfam metodolojisi geçmişte eleştirilmişti çünkü yüksek borcu olan ancak örneğin gelecekte yüksek kazanç potansiyeli olan bir öğrenci, kullanılan kriterlere göre yoksul olarak kabul ediliyordu.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın