Türk’ten Bahçeli’ye: Kürtler Ne İstediğini Biliyor

Yerine kayyım atanan Mardin Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, “Onurlu bir yaşamı sağlamak istiyoruz. Yıllardan beri de bunun için mücadele veriyoruz. Gerçekten Türkiye’yi bu kaostan kurtaracak, her türlü girişimler içinde olma zorunluluğu ve ihtiyacını hissediyoruz” dedi ve ekledi:

“Bizim için önemli olan bir diyalog ortamını oluşturmak. Eğer bunun imkanı varsa biz Türkiye’deki bütün siyasi partilerle görüşmek, konuşmak, sorunun çözümüne katkı sunacak bir formül oluşturmak için varız. Yarın pratikleri ile gerçekten sorunun çözümü, demokratik bir gelecek için bir çalışmaları varsa, Sayın Bahçeli ile de görüşürüz. O nedenle kimse bizi istismar edecek durumda da değil.”

Ahmet Türk, “Kürtler bugün politize olmuş bir halk. Kürtler ne istediğini biliyor. Kürtler hangi projenin demokratik bir proje olduğunu veyahut gerçekten demokratik olmayan bir proje olduğunu fark edecek bilinçte ve güçtedir. Bu nedenle bir istismar söz konusu değil. Ama doğru bir pratik, gerçekten Türkiye’de bütün siyasi partilerin birlikte diyalog ortamını oluşturarak çözüme katkı sunacak bir noktaya taşıyabilir” ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), grup toplantısını Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanan Mardin’de yaptı. Grup toplantısının ardından yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendi adı üzerinden “bir istismar” yapıldığı yönündeki soruya Ahmet Türk, tek hayalinin bir gün ülkede barışı sağlamak olduğunu söyledi. Türk, “Onurlu bir yaşamı sağlamak istiyoruz. Yıllardan beri de bunun için mücadele veriyoruz. Gerçekten Türkiye’yi bu kaostan kurtaracak, her türlü girişimler içinde olma zorunluluğu ve ihtiyacını hissediyoruz. Bizim için önemli olan bir diyalog ortamını oluşturmak. Eğer bunun imkanı varsa biz Türkiye’deki bütün siyasi partilerle görüşmek, konuşmak, sorunun çözümüne katkı sunacak bir formül oluşturmak için varız.

Yarın pratikleri ile gerçekten sorunun çözümü, demokratik bir gelecek için bir çalışmaları varsa, Sayın Bahçeli ile de görüşürüz. O nedenle kimse bizi istismar edecek durumda da değil. Kürtler bugün politize olmuş bir halk. Kürtler ne istediğini biliyor. Kürtler hangi projenin demokratik bir proje olduğunu veyahut gerçekten demokratik olmayan bir proje olduğunu fark edecek bilinçte ve güçtedir. Bu nedenle bir istismar söz konusu değil. Ama doğru bir pratik, gerçekten Türkiye’de bütün siyasi partilerin birlikte diyalog ortamını oluşturarak çözüme katkı sunacak bir noktaya taşıyabilir” dedi.

Türk, “Her zaman elimizi uzattık. Ama bir elde sopa, diğer eli de uzatarak sorun çözülmez. Söylemek istediğimiz budur. Sopayı ellerinden bıraksınlar, ellerini uzatsınlar. Bizler de bu eli tutmaya hazırız. Diyalog oluşturmaya hazırız. Bu bakımdan hiçbir partinin etkisinde değil, halkımızın talebi doğrultusunda siyaset yapıyoruz. Halkımızın taleplerini yerine getirmek için mücadele ediyoruz. Bizim amacımız hiçbir zaman kürsü ya da bakanlık değildir. Bizim amacımız halkımızın onurlu bir barışa kavuşmasıdır. Bunun mücadelesini yürütüyoruz ve bunu yürütmeye devam edeceğiz” diye belirtti.

Ahmet Türk, dün katıldığı bir yayında iktidar için “bazı yerlerden istediklerini alamadılar” şeklinde açıklaması için “O benim şahsi yorumum ve şahsi tahminim. Bir yerden bilgi aldığım için değil. Bir siyasetçi olarak yorumum budur” dedi. Bahçeli’nin açıklamalarını “izliyoruz, bekliyoruz” sözleri ile cevaplayan Türk, “Dediğim gibi bir elini uzatırken, bir elinde sopa tutarak, sorunlar çözülmez ve diyalog oluşmaz. Bunu görmek lazım” diye konuştu.

“Pratikte ne var, neyi getirecekler, bizden talepleri nedir, bu konuda ne düşünüyorlar?”

Tavır ile pratiğin birbiriyle uyumlu olması gerektiğini kaydeden Türk, Devlet Bahçeli ve Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara ilişkin ise şunları söyledi: “Tavırları ile pratikleri birbirine uymuyor. Pratikte ne var? Neyi getirecekler? Bizden talepleri nedir? Bu konuda ne düşünüyorlar? Biz bunları görmeden ve bu konuda diyalog oluşturmadan söyleyecek fazla bir şey yok. Ancak ilk günden beri şunu söyledik; Uzatılan ele değer veriyoruz, ama pratikte nelerle karşılaşacağımız konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Bu konuda nasıl bir yol ve yöntem izliyorlar. Bunu da açıklamıyorlar. Demek ki bu konuda susmak ve beklemek gibi bir zorunluluk var. Biz meseleye öyle bakıyoruz. Partimin tüzel kişiliği varken, parti adına bunları söylemiyorum” ifadelerini kullandı.

Kürt halkının sindirme politikalarına karşı iradesini ortaya koyduğunu kaydeden Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iradeyi kırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Genel olarak Kürtleri susturmaya, sindirmeye çalışan bir siyaset izliyorlar. Bu siyaset devam ediyor. Ama dediğimiz gibi biz barış konusunda veya hayallerimizi gerçekleştirmek için umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Umudumuzu besleyeceğiz ve büyütmeye çalışacağız. Bunun için önümüze ne gelecek, nasıl bir sofra gelecek, sofranın üzerinde bir şey var mı yok mu, sadece bomboş bir sofra mı olacak? Bunu da zaman içinde göreceğiz. Sofrada bugün bir çorba bile yok. Ona göre partimiz, demokratik kesimler düşüncelerini ortaya koyacaklar.”

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

DEM Parti’den “Kayyım” Açıklaması: Bunların İç Barış Gibi Bir Derdi Yok

Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin açıklama yapan DEM Parti Eşgenel Başkanları Tülay Hatimoğulları, “Bunların iç barış gibi bir derdi yok” dedi ve ekledi:

“Biz onurlu bir barışa hazır olduğumuz söyledik. Ama onlar ne yaptı, önce Esenyurt’a şimdi de Mardin’e, Batman’a, Halfeti’ye kayyım atadılar. Bu kayyım darbesine karşı sanmasınlar halkımız, DEM Parti boyun eğecek. Bizler demokratik zeminde halkımızla beraber belediyelerimize de, irademize de, mücadelemize de onurlu barışa da sahip çıkacağız.

Bize bu darbelerle boyun eğdireceğini zannedenler geçmiş kayyım deneyimlerinden de bilmeliler ki, bizler kayyım atanmış belediyeleri değil sadece, oy hırsızlığı yaptıkları belediyeleri de, kaçak seçmen getirdikleri belediyeleri de halkımızın sahiplenmesiyle kazandık.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Batman Belediyesi’ne kayyım ataması kararı protesto edildi. Yerine kayyım atanan Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük, DEM Parti Eşgenel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Batman İl Örgütü binasında bir araya geldi. Partililer, buradan belediyeye doğru yürüyüş gerçekleştirdi.

Burada açıklama yapan Hatimoğlulları şunları söyledi: “12 Eylül’de askerin postallarıyla darbe gerçekleştirdiler, şimdi de polislerin copuyla, gazıyla, TOMA’sıyla halkın iradesini çalıyorlar. Bu düpedüz bir darbedir. Ve bugün 4 Kasım. 4 Kasım HDP’ye vurulmuş darbelerden biriydi. Hatırlayın Eş Başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer arkadaşlarımızın gözaltına alındığı 4 Kasım darbesidir. Bu darbenin yıl dönünümde yeniden bir darbeyi gerçekleştirmeleri şüphesiz demokratik siyasete bir mesajdır. Biz bu mesajı aldık. Geldiler el sıktılar, ‘iç barış sağlayacağız’ dediler. Bunların iç barış gibi bir derdi yok. Biz onurlu bir barışa hazır olduğumuz söyledik.

Ama onlar ne yaptı, önce Esenyurt’a şimdi de Mardin’e, Batman’a, Halfeti’ye kayyım atadılar. Bu kayyım darbesine karşı sanmasınlar halkımız, DEM Parti boyun eğecek. Bizler demokratik zeminde halkımızla beraber belediyelerimize de, irademize de, mücadelemize de onurlu barışa da sahip çıkacağız. Bize bu darbelerle boyun eğdireceğini zannedenler geçmiş kayyım deneyimlerinden de bilmeliler ki, bizler kayyım atanmış belediyeleri değil sadece, oy hırsızlığı yaptıkları belediyeleri de, kaçak seçmen getirdikleri belediyeleri de halkımızın sahiplenmesiyle kazandık.”

Yerine kayyım atanan Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, “Halfeti, Mardin ve Batman hukuksuz bir şekilde gasp edildi. Bu belediye halkın emeği, 40 senelik partimizin emeği, bu halkın çocukların emeği. Gasp edilmesi kabul edilemez” dedi. Sönük, “İşgalciler iyi bilsinler ki halkın ve kadınların iradesini gasp etmek kolay değil. Baş eğmeyeceğiz. 3 milyar TL borç vardı belediyeyi aldığımızda.

Kürt halkına, ‘Bir parça ekmek kalmış sofranda, onu da alacağım. Dilini, kültürünü yok edeceğim’ deniliyor. Kadınlara ‘Sizin kendinizi yönetmenize izin vermeyeceğiz’ diyorlar. Artık irademizi yok saymanıza izin vermeyeceğiz. Gençlerin, kadınların geleceğini peşkeş çekmenize izin vermeyeceğiz. Bu hukukuz karardan geri adım atılmadıkça, halkın hizmetine girmedikçe bu belediye geri adım atmayacağız. Ya direniş, ya direniş. Bu karar geri çekilmedikçe hiçbir arkadaşımız geri adım atmayacak” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan görevden alındı. Açıklamada belediye başkanlarının “geçici bir tedbir olarak” İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.

Mardin Valisi Tuncay Akkoyun Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne, Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediyesi’ne, Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Halfeti Belediyesi’ne kayyım olarak atandı.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün görevden alınmasına, Kobani davasında 10 yıl hapis cezası alması ve hakkında devam eden dava ve soruşturmalar gerekçe gösterildi.

Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük’ün ve Şanlıurfa Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın görevden uzaklaştırılması konusunda da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan aldıkları 6 yıl hapis cezaları ve haklarında “silahlı terör örgütüne üye olma suçundan” yürütülen soruşturma gerekçe gösterildi.

Türk, Sönük ve Karayılan’ın görevden alınmasıyla birlikte 31 Mart yerel seçimlerinden bu yana yerine kayyım atanan belediye sayısı beşe çıktı. DEM Parti Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış 3 Haziran’da görevden alınmış, yerine Hakkari Valisi Ali Çelik atanmıştı.

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer de 30 Ekim’de görevden alındı. Özer’in yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy atandı. Akış ve Özer, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklandı.

Paylaşın

DEM Partili Üç Belediyeye Kayyım: Mardin, Batman Ve Halfeti

DEM Partili Mardin Büyükşehir, Batman ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçe belediyesine kayyım atandı. Üç belediye başkanının görevden alınmasına, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunda aldığı cezalar ve süren davalar gerekçe gösterildi.

Haber Merkezi / Mardin Valisi Tuncay Akkoyun Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne, Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediyesi’ne, Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Halfeti Belediyesi’ne kayyım olarak görevlendirildi.

Kararlar, sabah saatlerinde İçişleri Bakanlığı tarafından sosyal medya hesabından duyuruldu. İçişleri Bakanlığı, üç belediye başkanının da “Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırıldığını” belirtti.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yerine Vali Tuncay Akkoyun’un, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük’ün yerine Batman Valisi Ekrem Canalp’in ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın yerine Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu’nun kayyum atandığı belirtildi.

31 Mart seçimlerinde Mardin’de DEM Parti adayı Ahmet Türk oyların yüzde 57,4’ünü, Batman’da Gülistan Sönük yüzde 64,5’ini, Halfeti’de yenilenen seçimde ise Mehmet Karayılan oyların 39,4’ünü alarak başkan seçilmişti.

İçişleri Bakanlığı açıklamasında, Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Türk’ün “geçici bir tedbir olarak” görevden uzaklaştırılmasına, Ankara’da görülen Kobani davasından aldığı ceza ile Mardin’de yürütülen bir soruşturma gerekçe gösterildi.

Türk’ün, “Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/6 esas sayılı Kobani davası kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezası alması”; “Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/142 esas sayılı dosyası kapsamında terör örgütü propagandası yapmak suçundan davasının devam etmesi” ve “Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2024/7685 sayılı soruşturma dosyası kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma” gerekçe gösterildi.

“Anayasa’nın 127’inci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmıştır” denildi.

Bakanlık, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük’ün görevden uzaklaştırılması için de, “Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2023/70 esas sayılı dosya kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası alması”; Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/14816 esas sayılı soruşturma kapsamında silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürüttüğü soruşturmanın devam etmesi” ve “Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2024/7894 esas sayılı soruşturma kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturmanın devam etmesi” gerekçe gösterildi.

Gülistan Sönük, 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 64,52 ile Türkiye’de il bazında en yüksek oy alan aday olmuştu. Kullanılan 203 bin 215 oyun 122 bin 143’ünü alan 31 yaşındaki Sönük, en yakın rakibi HÜDA-PAR adayının dört katından fazla oy almıştı.

İçişleri Bakanlığı, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ı da silahlı terör örgütüne üye olma suçundan daha önce ceza aldığı ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturmanın devam ettiği gerekçeleriyle görevden uzaklaştırdı.

Murat Karayılan, 31 Mart’taki seçimlerin oyların çalındığı gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından tekrarlanan seçimleri kazanmıştı.

İçişleri Bakanlığı, Murat Karayılan’ın görevden uzaklaştırılmasına gerekçe olarak, “Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/136 esas sayılı dosyası kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası almasını” ve “Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcısının 2024/466 esas sayılı soruşturma kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturmanın devam etmesini” gösterdi.

DEM Parti’den kayyım kararına tepki

DEM Parti Merkez Yönetim Kurulu, kayyım atanmasına ilişkin yayınladığı yazılı açıklamada, “Kayyım darbesinde ısrar etmek siyasi tükenmişliğin göstergesidir. Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamada, “Asla boyun eğmeyeceğiz, asla mücadeleden geri durmayacağız. Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halkımız da her şart ve koşulda kendi iradesine sahip çıkacaktır,” denildi.

Mardin’de eylem yasağı

Mardin Valiliği Pazartesi günü resmi internet sitesi üzerinden yaptığı duyuruda, il genelinde açık ve kapalı yer toplantıları, yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi gibi etkinliklerin 10 gün süreyle yasaklandığını belirtti.

“Açık alanlarda yapılmak istenilen toplanma, her türlü açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantıları, miting, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma/nöbet eylemi stant açma, çadır kurma, drone çekim faaliyetleri, anket yapılması, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma vb. her türlü eylemin,

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. Maddeleri ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesi hükümleri gereğince; Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere, Mardin il sınırları içerisinde (İl merkezi, İlçeler, Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 04.11.2024 Pazartesi günü saat 07:00’dan 14.11.2024 Perşembe günü saat 07:00’ a kadar 10 (on) gün süre ile Yasaklanmıştır,” ifadelerine yer verildi.

“Pes etmek yok”

Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, şunları kaydetti: “Asla pes etmek yok. Demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesinden geri adım atmayacağız. Halk iradesinin gaspına geçit vermeyeceğiz. Bu böyle bilinsin!”

Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kayyum atanmasına tepki gösterdi. Sönük mesajında, “31 Mart seçimlerinde Türkiye geneli en yüksek oy oranıyla kadınların gençlerin ve  halkımızın emeği ile aldığımız belediyemiz bize hiç bir tebligat yapılmadan bu sabah itibarıyla gasp edilmiştir. Bizler bu talan ve gaspçı rejimi kabul etmedik etmeyeceğiz. Belediyeler halkındır” ifadelerini kullandı.

CHP’den tepki

Kayyum kararına ana muhalefetten de tepki geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu sabah Türkiye’de barış denilince ilk akla gelen siyasette diyaloğun en önemli isimlerinden Ahmet Türk ile birlikte iki seçilmiş belediye başkanına daha kayyum atandı. Günlerdir yaşananlardan hiçbir ders almadan, söylenenlere hiç kulak asmadan, seçimde kazanamadığı belediyelere el koyan, ıslah edemediği siyasetçileri darbeyle görevden almaya cüret eden, zihni bozuk, kalbi kötü, eli kirli, utanmaz arlanmaz bir pişkinlikle muhatabız. Uyarıyorum, söz bitmek üzeredir. Bu kötülükle mücadele etmek için ne gerekiyorsa o yapılacaktır” ifadelerini kullandı.

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel de, “Erdoğan ve AKP’nin düşüncesine göre, AKP’li olmayan, AKP’yi seçmeyen, AKP’yi desteklemeyen herkes teröristtir, vatan hainidir” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEM Partili belediyelere kayyum atanması üzerine sosyal medyadan yaptığı açıklamada, Türkiye Belediyeler Birliği Encümeni’nin yarın olağanüstü toplanacağını duyurdu.

İmamoğlu’nun mesajı şöyle: “İktidar kontrolü kaybetti, tutarsız ve ciddiyetsiz savrulmalar yaşıyor. Daha bir hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla aileleri barıştıran Ahmet Türk bu hafta terörist oldu. Demokrasilerde seçmen iradesinin sürekliliği esastır. Seçilmiş görevden uzaklaştırılıyorsa yerine yine seçilmiş yani Meclis üyelerinden biri gelir. Seçme yetkisi sadece seçmene aittir ve devredilemez. BM Habitat toplantısı için geldiğim Kahire’den bu akşam dönüyor ve yarın Türkiye Belediyeler Birliği Encümeni’ni olağanüstü topluyoruz.”

DEM Partili üç belediyeye kayyım atanmasına tepki gösteren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yasa değişikliği yapılarak, görevden alınan belediye başkanlarının yerine bir belediye meclisi üyesinin getirilmesini önerdi.

Yavaş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hukukçu olarak görüşüm; TBMM’nin acilen ilk toplantıda yasa değişikliği yaparak görevden alınan başkanın yerine belediye meclisinden birinin seçilmesini sağlayıp seçmen iradesinin belediyeye yansımasını sağlamasıdır” dedi.

Yavaş’ın paylaşımı şöyle: “Bugün yine kayyum atamalarıyla güne başladık. Öncelikle burada savunulması gereken kişilerden bağımsız olarak hukuk ve demokrasidir. Demokrasilerde bazen seçim kazanılır, bazen seçim kaybedilir. Hiç istemediğiniz birisini halk seçebilir. Önemli olan bunun içe sindirilmesidir. Bir yandan hakkında hüküm olanlar kayyum atanacağını bile bile aday yapılırken (en azından geçmiş yılların öngörüsü ile) diğer yandan idare-seçim-YSK bu adayların adaylıklarına neden izin verdiği sorgulanmalıdır. Milletin iradesinin bu şekilde yok sayılması artık seçmenin sandıktan iyice uzaklaşması sonucunu doğuracaktır. Bırakın belediye başkanlarını halk yaptıklarını ve yapamadıkları hizmetlerle değerlendirsin. Partiler de adaylarını buna göre belirleyip adeta meydan okur gibi aday tespit etmesin.”

Paylaşın

Ahmet Türk’ten “Yeni Çözüm Süreci” Yorumu: Ne Değersiz Görelim Ne De Abartalım

Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendiren DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, “Ne değersiz görelim ne de abartalım” dedi.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin‘in sorularını yanıtladı.

“Türkiye partisi” yorumlarını da değerlendiren Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk “Biz başından bu yana Türkiye partisiyiz. Meclis’te ne işimiz var, belediyelerde ne işimiz var” yanıtını verdi. Türk “Bu açıklamalara değer verdik. Siyasetçilerin birbirleriyle sohbet edeceği bir ortamın olması değerli. Kürtler de bu işin silahla çözülemeyeceğini görmeye başladı. Atılacak doğru adımlar sonucunda sıkıntı da olmaz” diye konuştu.

Türk’ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Türkiye’nin gerçeklerini ortaya koymak da bir sorumluluktur. Farklı kimlikler, inançlar var… Bunu savunduğunuz zaman Türkiye partisi olmaktan çıkıyor musunuz? Hayır! Demokratik bir cumhuriyet için bunları tartışmak gerekir. Bunları söylediğiniz zaman ‘bölücüsünüz’ deniyor. 33 yıldır siyasetin içindeyim. Toplumu ortak değerlerde buluşturmaktan başka bir düşüncemiz olmadı.

Bu dönemde ortak demokratik değerler etrafında toplanmaktan başka çare yok. Silahla bu sorunları çözemezsiniz. Diyalogla olmalı. Gerçekten Kürtler tarihi boyunca Türkleri arkadan hançerlememiştir. ‘Bunlar bölücüdür’ doğru değil. Diline, kültürüne saygı gösterilmesi gerekiyor. Bugün Suriye’de de Kürt sorunu var. Kürtleri kucaklayacak bir siyaset izlenseydi Ortadoğu’da en güçlü devlet olurdu. Potansiyel tehlike gören bir anlayıştan vazgeçmek gerekiyor. Her kelime, her adım bizim için değerlidir. Önemli olan bunun arkasını getirmek gerekiyor.

“Yeni bir açılım-çözüm süreci başlar mı?” sorusuna “Bilemiyoruz. Zaman gösterecek. Bu açıklamaları ne değersiz görelim ne de abartalım” yanıtını veren Türk, Erkin’in “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ılımlı açıklamalarını gördük. Erdoğan dedi ki; ‘Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayız.’ Bu cümle sanki sizlerle de görüşebileceği izlenimi verdi” denilince de şunları söyledi:

İyi olur. Şahıs önemli değil. Kucaklayıcı bir siyaset, bu toplum tarafından benimsenmiş kişilerle görüşülmesi, fikirlerinin alınması olumlu olur. Bunun yapılması gerekiyor biz de bekliyoruz.

Paylaşın

Ahmet Türk’ten “Siyasette Normalleşme” Yorumu: Aldatmaca

Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, “Bir tarafta normalleşmeden söz ediliyor, bir tarafta anayasa görüşmeleri yapılıyor ama diğer tarafta bakıyoruz tüm bunlar aldatmaca” dedi ve ekledi:

“Buradan ne demokratik bir anayasa ortaya çıkar ne bir normalleşme süreci yaşanır. Ayrıca normalleşme süreci içinde Kürtler yok, olmayacak. Bu çok açık ortada.”

DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın‘a konuştu. Ahmet Türk, Hakkari Belediyesi’ne atanan kayyuma ilişkin, Kürtleri yok sayan bir siyaset yürütmenin Türkiye’ye yararı olmadığını belirtti.

Kararın demokrasiye de zararları olduğunu dile getiren Türk, şu yorumu yaptı: Bizim özlemimiz halkların kucaklaştığı, barışın olduğu, adaletin, eşitliğin olduğu, tüm halkların ortak demokratik değerler etrafında buluştuğu bir ülkeyi görmek; bunun hayaliyle yaşıyoruz. Ama maalesef ötekileştiren politikalarla, kayyım politikalarıyla dünyanın neresinde bir Kürt yaşıyorsa ona düşmanca davranan bir siyaset yürütülüyor. Bu siyaset sadece Kürtleri değil bütün Türkiye halklarını derinden etkiliyor ve Türkiye halklarını demokrasiden uzaklaştırıyor.

Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması kararına karşı tepkilerini güçlü bir şekilde vereceklerini belirten Türk; seçim öncesinde de yeni bir kayyum süreci beklemediklerini açıklamıştı. Yeniden kayyum sürecinin kendisini şaşırttığını belirten Ahmet Türk; “Aslında bu kararı beklemiyorduk. Üçüncü kez böyle bir yanlışlığa başvuracaklarını düşünmüyorduk” diye konuştu.

Türk değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: Kayyım siyasetine karşı halk tepkisini gösterdi. Mardin’de yüzde 50 olan oyumuz yüzde 54’e çıktı. Hilvan’da yüzde 33 oy almıştık, yüzde 52,5’e çıktı. Her yerde böyle…Şimdi bir tarafta normalleşmeden söz ediliyor, bir tarafta anayasa görüşmeleri yapılıyor ama diğer tarafta bakıyoruz tüm bunlar aldatmaca. Buradan ne demokratik bir anayasa ortaya çıkar ne bir normalleşme süreci yaşanır. Ayrıca normalleşme süreci içinde Kürtler yok, olmayacak. Bu çok açık ortada.

“Umut ediyorum ve inanıyorum ki…”

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi beklenen, CHP lideri Özgür Özel’den beklentileri de sorulan Ahmet Türk şu yorumu yaptı:

Kürtleri düşman gördüğünüz zaman hukuktan, adaletten, eşitlikten söz edemezsiniz. Bu anlayışın terk edilmesi gerekir. Kürtler bu halkın düşmanı değil, Türkiye’nin düşmanı değil, Kürtlerin talebi ortak demokratik değerler etrafında halkların buluşmasıdır. Sayın Özgür Özel de bizim ne düşündüğümüzü, taleplerimizin ne olduğunu çok iyi biliyor. Umut ediyorum ve inanıyorum ki, iktidarın bu yanlıştan kurtulması için Özgür Bey ısrarla demokrasiyi savunur.

Haberin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Doğuda “OHAL” Günleri: Her Türlü Protesto Yasaklandı

Iğdır, Batman, Van, Şırnak, Tunceli, Ağrı, Diyarbakır, Bitlis, Hakkari, Mardin, Siirt, Muş’ta açık hava toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması gibi etkinlikler yasaklandı. Birçok ilde yasak süresi 4 Haziran tarihinde yürürlüğe girmek üzere 7 gün olarak belirlendi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden uzaklaştırılması ve yerine kayyum atanması sonrasında birçok ilde açık hava toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması gibi etkinlikler yasaklandı.

Iğdır, Batman, Van, Şırnak, Tunceli, Ağrı, Diyarbakır, Bitlis, Hakkari, Mardin, Siirt, Muş valilikleri eş zamanlı açıklamalarla yasaklama kararını internet sayfaları üzerinden vatandaşlara duyurdu. Birçok ilde yasağın süresi 4 Haziran tarihinde yürürlüğe girmek üzere 7 gün olarak belirlendi.

Hakkari: Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamada “Hakkari ili coğrafi sınırları içerisinde 03.06.2024 saat 08:00’den itibaren geçerli 12.06.2024 tarihi de dahil saat 23:59’a kadar 10 (on) gün süre ile 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantıları, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetler 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ilgili maddeleri doğrultusunda YASAKLANMIŞTIR” denildi.

Mardin: Mardin’de oturma eylemi, basın açıklaması ve yürüyüş gibi eylem ve etkinliklerin 7 gün süreyle yasaklandığı bildirildi. Valilikten yapılan açıklamada, milli birlik ve beraberliği zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyet’in temel nitelikleri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasa dışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla bazı tedbirlerin alındığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Açık alanlarda yapılmak istenilen toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma ve nöbet eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri ve broşür dağıtma, afiş ve pankart asma gibi her türlü eylemin, bu eyleme katılmak amacıyla geldiği anlaşılan şahıs ve araçların diğer illerden ilimiz sınırına girişlerinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi hükümleri gereğince; Valilik ve kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere, Mardin il sınırları içerisinde 4 Haziran saat 08.00’den 10 Haziran saat 23.59’ a kadar 7 gün süre ile yasaklanmıştır.”

Bitlis: Bitlis Valiliğinden yapılan açıklamada ise “Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık AKIŞ 03.06.2024 tarihinde gözaltına alınmasıyla ilgili Sosyal Medya üzerinden yapılan paylaşımda ‘tüm belediyeler önünde nöbet eylemlerine halkı ve demokratik kitle örgütlerini davet edileceği, ayrıca tüm Türkiye’de il içi örgütleri tarafından organize edilerek protesto eylemleri yapılacağı” tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Tatvan ilçesi genelinde 7 gün süreyle açık hava toplantıları, gösteri yürüyüşleri, kapalı yer toplantıları, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi yasaklandı.

Batman: Batman’da oturma eylemi, basın açıklaması ve yürüyüş gibi eylem ve etkinliklerin 7 gün süreyle yasaklandığı bildirildi. Valilikten yapılan açıklamada, milli birlik ve beraberliği zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyet’in temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasa dışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla bazı tedbirlerin alındığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Hakkari Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılarak yerine Hakkari Valisi Ali Çelik’in vekaleten görevlendirilmesi konusu veya bu konu bahane gösterilerek yapılabilecek benzer nitelikteki eylem ve etkinlikler ile ilgili olarak, açık alanlarda bahse konu olaylara ilişkin yapılmak istenilen toplanma, yürüyüş, nöbet, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri ve broşür dağıtma, afiş ve pankart asma gibi her türlü eylemin, bu konudaki eylemlere katılmak amacıyla geldiği veya ilimiz sınırlarını kullanarak diğer illere geçeceği anlaşılan şahıs ve araçların diğer illerden ilimiz sınırına girişlerinin, dış ilçelerimiz açısından ise muhtemel eylem/etkinliklere katılmak amacıyla çıkışlarının ve/veya il merkezimize girişlerinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/A, B ve C maddeleri gereğince il ve ilçe mülki sınırlarımız içerisinde, 3 Haziran saat 17.00’den 9 Haziran saat 23.59’a kadar 7 gün süreyle yasaklanmasına karar verilmiştir.”

Şırnak: Şırnak Valiliği, gösteri yürüyüşleri ve açık hava toplantılarının 7 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, Valilik ve kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler ile kamu kurum ve kuruluşlarının düzenleyeceği programlar, resmi bayramlar ve spor müsabakaları haricinde diğer programların 4-10 Haziran’da yasaklandığı bildirildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Belirtilen amaçlar doğrultusunda yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, kurum ve kuruluşların kendi binası dışında yapacakları basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, kitlesel cenaze merasimi, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun temsili, gösteri türündeki tüm eylem ve etkinlikler, ses yayın araçlarıyla yapılabilecek her türlü sesli ve görsel faaliyetler, dilek feneri, balon uçurmak, dron, paramotor gibi her türlü hava faaliyetleri ile ticari kimliği bulunan özel hukuk tüzel kişilerinin ticari faaliyetleri hariç olmak üzere, el ilanı, broşür dağıtılması, afiş ve pankart asılması gibi etkinlikler tüm il sınırları içerisinde 7 gün boyunca yasaklanmıştır.”

Tunceli: Tunceli Valiliğinden yapılan açıklamada “Mezkur kanun hükümleri çerçevesinde Valilik ve Kaymakamlık makamının uygun göreceği etkinlikler dışında Tunceli il sınırları içerisinde meydan, cadde, sokak, yol, park gibi umuma açık alanlarda; basın açıklaması, toplantı ve gösteri yürüyüşü, miting, açık yer toplantısı, protesto eylemi, oturma eylemi, anma, açlık grevi, stand açmak, imza kampanyası, konser, şenlik, el ilanı bildiri, broşür dağıtmak, afiş, poster açmak, meşale yakma ve taşıma, sinevizyon gösterimi gibi tüm eylem ve etkinliklerin 04 Haziran günü saat 00.01 ile 10 Haziran 2024 günü saat 23.59’a kadar 7 gün süreyle yasaklanmıştır” ifadelerinde bulunuldu.

Muş: Muş Valiliği, toplantı, basın açıklaması ve gösteri yürüyüşlerinin 7 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, Anayasa ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylem ve saldırıların önüne geçilmesinin hedeflendiği belirtildi.

Vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanmasının, terör örgütlerinin planlarının bertaraf edilmesinin, suç işlenmesinin önlenmesinin, temel hak ve özgürlüklerin devamının temini ile şiddet olaylarının engellenmesinin amaçlandığı kaydedilen açıklamada, şunlar bildirildi:

“2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17,19. ve 22. maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi hükümleri kapsamında, Valilik makamının uygun göreceği etkinlikler ile kamu kurum ve kuruluşlarının düzenleyeceği, resmi bayram, resmi anma günleri, resmi tören ve kutlamalar ile bu kurumların gelenek ve göreneklere göre yapacakları programlar, spor faaliyetleri ile bilimsel, ticari ve ekonomik amaçlarla yapılan etkinlik ve toplantılar hariç olmak üzere, ilimiz mülki sınırları içinde tüm toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, açık veya kapalı yer toplantısı ile protesto eylemi, miting, çadır kurma, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, afiş, pankart ve poster asma, bildiri dağıtma, imza masası açma, meşale yakma ve taşıma, konferans ve benzeri tüm etkinlikler, 4 Haziran saat 00.01’den 10 Haziran saat 23.59’a kadar 7 gün süreyle yasaklanmıştır.”

Van: Van’da yasak 5 gün olarak belirlendi. Van Valiliğinden yapılan açıklamada “Van ili coğrafi sınırları içerisinde 03.06.2024-07.06.2024 tarihleri arasında (5) gün süre ile 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantıları, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetler 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ilgili maddeleri doğrultusunda yasaklanmıştır” denildi.

Diyarbakır: Diyarbakır Valiliğinden yapılan açıklamada “03.06.2024 günü Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık AKIŞ’ın İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılarak Hakkari Valisi Ali ÇELİK’in Hakkari Belediye Başkan Vekili olarak atanması sonrası terör örgütü sempatizanları, marjinal ve radikal gruplar tarafından -sözde- protesto etmek amacıyla ilimiz genelinde yasa dışı eylem/etkinlikler gerçekleştirme çabası içinde olabilecekleri, bu eylem/etkinlikler nedeniyle kamu düzeni ve güvenliğinin tehlikeye düşebileceği ve toplumsal çatışma çıkarılmak istenebileceği değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verildi.

“Açık alanlarda bahse konu olaylara ilişkin yapılmak istenilen (toplanma, yürüyüş, nöbet, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma vb.) her türlü eylem, (…) 03.06.2024 günü saat 14.15’ten 07.06.2024 günü saat 14.14’e kadar (4) gün süreyle YASAKLANMIŞTIR” denildi.

Ağrı: Ağrı Valiliği, gösteri yürüyüşleri ve açık hava toplantılarının 7 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, genel asayişi sağlamak ve şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla Ağrı geneli 4 Haziran saat 00.01’den başlayarak 10 Haziran saat 23.59’a kadar 7 gün süreyle 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantılarının 2911 Sayılı Kanunun ilgili hükümlerine istinaden yasaklandığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler, dini ve milli bayramlar hariç olmak üzere basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetlerinde 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesinin (a) ve (c) fıkra hükümleri gereğince belirtilen tarihler arasında yasaklanmıştır.”

Açıklamada, belirtilen tarihlerde Ağrı güzergahını kullanarak kanuna aykırı eylem ve etkinliklere katılımın önlenmesi amacıyla il ve ilçelere girişlere, buralardan da bireysel ve toplu çıkışlara izin verilmemesine karar verildiği aktarıldı.

Siirt: Siirt’te oturma eylemi, basın açıklaması ve yürüyüş gibi eylem ve etkinliklerin 7 gün süreyle yasaklandığı bildirildi. Valilikten yapılan açıklamada, milli birlik ve beraberliği zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla bazı tedbirlerin alındığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler ile kamu kurum ve kuruluşlarının düzenleyeceği programlar, resmi bayram, resmi anma günleri, resmi tören ve kutlamalar ile spor faaliyetleri hariç olmak üzere, açık ve kapalı alanlarda yapılabilecek her türlü toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, kapalı yer toplantısı, açlık grevi, oturma eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma benzeri eylem ve etkinlikler, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince 3 Haziran saat 00.01’den 09 Haziran saat 23.59’a kadar 7 gün süreyle yasaklanmıştır.”

Paylaşın

Ahmet Türk’ten “Kayyım” Yorumu: İktidar Kendi Kuyusunu Kazıyor

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine kayyım atanmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Güç kaybettikçe kayyuma başvurarak, kendini ayakta tutmak isteyen bir iktidar var. Kendi kuyularını kazıyorlar bu şekilde davranmakla” dedi.

DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınması sonrasında İçişleri Bakanlığı Akış’ın görevden uzaklaştırıldığını ve yerine kayyum atandığını bildirdi. Mehmet Sıddık Akış, 31 Mart yerel seçimlerinde oyların yüzde 48,91’ini alarak Hakkari Belediye Başkanı olarak seçilmişti.

Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, kayyum atanmasını eleştirerek, “Demokrasinin olmadığı bir süreçte demokrasiye inanan, halk adına hareket edenlerin elbette ki kendisini göstermesi gerekiyor. İsterse sol parti olsun, isterse sağda olsun. Sonuçta bir seçim yapılıyorsa, halk iradesine başvuruluyorsa, o iradeye saygı duymak gerekir. Muhalefet partileri suskun kalmamalı, demokrasi adına tepki göstermemeli” dedi ve ekledi:

“Sonuçta yıllardan beri iktidarda, güç kaybettikçe kayyuma başvurarak, kendini ayakta tutmak isteyen bir iktidar var. Halk asla böyle bir anlayışa prim vermez. Aslında kendi kuyularını kazıyorlar bu şekilde davranmakla.”

Hakkari Belediye Başkanı’nın yerine “kayyım” atandı

DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınması sonrasında İçişleri Bakanlığı Akış’ın görevden uzaklaştırıldığını ve yerine kayyum atandığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Mehmet Sıddık Akış’ın Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunun 45 ve 46’ncı maddeleri uyarınca Hakkari Valisi Ali Çelik, Hakkari Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Akış’ın “Silahlı terör örgütünü yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak” suçlarından yargılandığı belirtilerek, “Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından” açılan soruşturma kapsamında gözaltına alındığı kaydedildi.

Akış’ın gözaltına alınması sonrasında polis sabah saatlerinde Altay Caddesi’ni giriş ve çıkışlara kapatıp, Hakkari Belediyesi’nde arama başlattı. Bu arada partililer ise belediye binası önünde toplanmaya başladı. Polisin belediyede yaptığı aramaların tamamlanmasının ardından kurum çalışanlarının içeri girmesine izin verildi. Meclis üyeleri ve belediye başkan yardımcılarının ise binaya girmelerine izin verilmedi.

Hakkari Valiliği ise kentte gösteri ve yürüyüşlerin bugünden itibaren 10 günlüğüne yasaklandığını duyurdu.

Paylaşın

Erdoğan: Bizde Oy Tercihinden Dolayı Ayrımcılık Yapmak Yok

Seçim çalışmaları kapsamında Mardin’de halka seslenen Erdoğan, “Burada bir hakikati tekrar ifade etmek istiyorum. Bizim ne 30 yıllık belediyecilik ne de 21 yıllık iktidarlarımız döneminde oy tercihinden dolayı vatandaşa ayrımcılık yapmak yoktur” dedi ve ekledi:

“Seçim döneminde elbette rekabet olur, eleştiriler yapılır ancak sandıklar kapanıp sonuç açıklanınca rekabet biter, hizmet başlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hizmet etmek görevimizdir.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, Biz herkesin, 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. Bize efendilik yakışmaz, hizmetkarlık yakışır. Terörü öven, hukukun dışına çıkan olursa yasal zeminde gerekli tedbirler alınır. Ama bu sırf oy tercihinden dolayı vatandaşı hizmetten yoksun bırakmak şeklinde asla olmaz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Mardin mitinginde açıklamalarda bulundu. T24’ün aktardığına göre; Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Mardin’e kendimizi tam anlatamadığımızın farkındayız. Son seçimlerde bunu bir kez daha gördük. 14-28 Mayıs’ta Mardin’de arzu ettiğimiz oranlara maalesef ulaşamadık. Mevcut oy oranlarının Mardin ile aramızdaki muhabbeti yansıtmadığını biliyoruz. İnşallah bunu önümüzdeki seçimlerde hak ettiği seviyeye getireceğiz. Yeni bir başlangıç yapacağız, buna inanıyorum. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde ve ilçelerde sizlerin huzuruna icraat ve hizmetleriyle temayüz etmiş isimlerle çıktık.

Çalışma bakanımız Vedat Işıkhan Mardin’in meseleleri, talepleri, projeleriyle zaten çok yakında benim yanımda mesaisini veriyor. Biz de seçilmeleri halinde hepsine en güçlü desteği vereceğiz. Bu sefer Mardin’in tercihinin istismar ve kimlik siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum. Karşımızdaki şu heyecan, 31 Mart’ın, önceki seçimlerden çok farklı olacağını söylüyor.

Türkiye’nin Filistin davasına verdiği güçlü desteğin şahidi bizzat Filistinli kardeşlerimizdir. İçimizdeki bazı cahiller bilmeseler de Tayyip Erdoğan’ın dik ve dirayetli duruşunu mazlum Gazze halkı çok iyi biliyor. Biz Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuk mücadelesini 7 Ekim’de keşfetmedik. Gençlik yıllarımızdan beri biz bu mücadelenin içindeyiz. Yarım asırlık siyasi hayatımızın her aşamasında Filistin’i savunduk, Filistin davasına sahip çıktık. Ömrümüzü adadığımız ve ağır bedeller ödediğimiz böyle bir konuda son dönemde kimi çevrelerin mesnetsiz ifadelerine rastlıyoruz.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim; her kim bu milletin Gazze ve Filistin davasındaki gayretini sorguluyorsa açıkça kendi insanına hakaret ediyor demektir. Her kim ‘Hiçbir şey yapmadılar’ diyorsa alenen iftira atıyor demektir. Bu tür asılsız ithamların AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan oy koparmak amacıyla dillendirilmesi ise tam manasıyla utanç vericidir. Hamas terör örgütüdür diyen Cehape’nin listelerinden Meclis’e girenler, bilerek ya da bilmeyerek Cehape’nin seçim stratejisine hizmet edenler kusura bakmasınlar ama Filistin konusunda bize ders veremezler.

Hem Filistin ve Gazze’ye hiç yardım etmediler diyeceksiniz hem de AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın oylarını bölerek Filistinli direnişçilere terörist iftirası atanlara seçim kazandıracaksınız… Bunun adı tutarsızlık, basiretsizlik, hırsını aklının önüne geçirmektir. Böyle bir vebalin altına hiçbir kardeşimin AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na gönül vermiş hiçbir vatandaşımın gireceğini düşünmüyorum. Bir dönem AK Parti’nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara veyl olsun diyoruz.

Tüm vatandaşlarımın sadece siyaseten değil, vicdanen de doğru karar vereceğine inanıyorum, Mardin’den örnek bir duruş bekliyorum. Dış politikada nasılsa iç siyasette de duruşumuz, tavrımız bellidir. Kırmızı çizgimiz ve hassasiyetlerimiz bellidir. Buraya gelirken Emniyet’ten şu rakamı alayım, katılım nedir öğrenin bakalım dedim. Verilen 50 rakam bin. 21 yıldır emanetini taşıdığımız milletimize asla yalan söylemedik.

Vatandaşlarımızdan gizli saklı iş çevirmedik. İnsanımıza karşı daima dürüst olduk. 15 Temmuz gecesi Fetö’cü darbecilere karşı Cumhur İttifakı’nda da bu ilkemiz değişmedi. Nerede ittifak olarak hareket ettiğimizi, nerede kendi adaylarımızla seçime girdiğimizi herkes biliyor, görüyor. Yani vatandaşın gözünden kaçırmaya çalıştığımız hiçbir gizli saklı işimiz yok. Adeta cam gibi şeffafız. Bir de karşı tarafa bakıyorsunuz, aman Allah’ım… Ortada ne ne dürüstlük ne şeffaflık ne de milli iradeye saygı var…

“Belediyeleri, DEM ile beraber yönetilecekler”

Kent uzlaşısı diye bir şey uydurdular, kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri, DEM ile beraber yönetilecekler ve DEM’siz yönetilecekler diye ikiye ayırmışlar. Bununla kalmamış, DEM’lilerin kapısında girecekleri ve giremeyecekleri belediyeler diye paylaşmayı ihmal etmemişler. Biri çıkıyor, ‘DEM’lileri kaldırımda görsem yolumu değiştiririm’ diyor, bir başkası çıkıyor, ‘DEM’e oy verenleri belediyeye almam’ diyor. Ötekisi çıkıyor, ‘Size ne oluyor, biz anlaştık, belediyeleri beraberce yöneteceğiz’ diyerek, tutmayın küçük enişteyi edasıyla posta koyuyor.

Tüm bu skandallar yaşanırken genel başkanlık koltuğunda oturan şahsı ya kimse takmıyor ya da mikrofonu ele geçiren, kendisine had bildiriyor. Yani ortada siyasi ahlak, dürüstlük, şeffaflık namına hiçbir şey yok. İnsanların aklına bunları görünce nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça diyen o meşhur şarkının sözleri geliyor. İlkesizlik ve siyasi ahlaksızlık bunların adeta paçalarından akıyor.

Madalyanın öbür tarafında da durum çok vahim. Lafa geldiğinde Kürtler hakkında çıkıp onları istismar edenler bu dalavere karşısında tek bir cümle kurmuyor. Seçmenlerin haysiyetini bile savunmayacak kadar acziyet içindeler. Türkiye son bir haftadır artık geride kaldığını düşündüğümüz tek parti faşizminin en ilkel hallerine şahit oluyor. Kendilerince Kürt kardeşlerimizin iradesin ipotek koyanlar, sadece havaya bakıp ıslık çalıyor. Söz konusu Cehape olunca kuyruklarını kıstırıp olay yerinden uzaklaşmayı seçtiler.

Son 21 yılında attığımız her demokratikleşme adımına karşı çıkanlar bunlar değil miydi? Her türlü engele rağmen hak ve özgürlükler konusunda sessiz devrim gerçekleştiren bize demediklerini bırakmayanlar bunlar değil miydi? Yasakçı zihniyete verdiğimiz mücadeleye rağmen sizinle aramızı bozmaya çalışanlar bunlar değil miydi? Şimdi aynı kesimler 2024 yılında tek partinin faşist ruhunu hortlatan Cehape karşısında üç maymunu oynuyor. Bunun takdirini sırf kimlik siyaseti sebebiyle DEM’e oy vermeyi düşünen vatandaşlarımın en iyi şekilde yapacağına inanıyorum.

Burada bir hakikati tekrar ifade etmek istiyorum. Bizim ne 30 yıllık belediyecilik ne de 21 yıllık iktidarlarımız döneminde oy tercihinden dolayı vatandaşa ayrımcılık yapmak yoktur. Seçim döneminde elbette rekabet olur, eleştiriler yapılır ancak sandıklar kapanıp sonuç açıklanınca rekabet biter, hizmet başlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hizmet etmek görevimizdir.

Biz herkesin, 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız. Bize efendilik yakışmaz, hizmetkarlık yakışır. Terörü öven, hukukun dışına çıkan olursa yasal zeminde gerekli tedbirler alınır. Ama bu sırf oy tercihinden dolayı vatandaşı hizmetten yoksun bırakmak şeklinde asla olmaz.”

Paylaşın

Hatimoğulları’ndan Erdoğan’a ‘Son Seçimim’ Yanıtı: Duygu Sömürüsü

Mardin Midyat’ta halka seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Çeyrek asırdır bu ülkeye çöreklenen AKP iktidarı ve ortakları şimdi sahalara çıkıp demokrasi dersi veriyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Dün Erdoğan, ‘Ben siyaseti bırakacağım, sizden son bir kez oy istiyorum’ demiş. Erdoğan 2009’dan beri “Ben siyaseti, görevimi tamamladım” diyor ama 4 kez daha seçimlere girdi. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. AKP’nin ampulü zaten patlamak üzere ve onu da biz hep beraber patlatacağız. Zaten Erdoğan Anayasa’ya aykırı bir şekilde aday oldu. Tartışmalı bir adaylıkla şu an cumhurbaşkanlığını yürüten bu zat, ‘Son kez sizden oy istiyorum’ diyerek duygu sömürüsü yapıyor.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Mardin’in Midyat ilçesinde düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Halk buluşmasında konuşan Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Merhaba hevalino hûn bixêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Ehlen ve sehlen. Değerli Midyat halkı, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Kadim bir şehir olan, tarihi milattan önce yirmi birinci yüzyıla giden, farklılıklarıyla medeniyetlere beşiklik eden Mardin’deyiz, Midyat’tayız.

Buradan selam olsun mücadelemizde bedel ödeyenlere, selam olsun bu onurlu mücadeleyi bugüne taşıyanlara, selam olsun JİTEM ittifakı tarafından katledilen Apê Musa’ya! Mardin demek halkların kardeşliği demektir. Mardin; Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Süryani’nin, Ezidi’nin, birçok halkın ve dinin, imanın bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşamayı başarabildiği Türkiye’nin nadide illerinden birisidir. Ben de Antakyalıyım. Antakya dokusu ile Mardin dokusu birbirine çok benzer. Biz her yerde konuşurken deriz ki keşke Türkiye’nin her yeri Mardin gibi kardeşlik yeri olabilse.

Keşke Türkiye’de her yerde halklar buradaki gibi barış ve kardeşlik içinde yaşayabilse. Ama ne yazık ki mevcut devlet anlayışı ve şimdiki iktidar buna müsaade etmiyor. AKP iktidarı, küçük ortağıyla beraber her an ve her yerde ırkçılığı, toplumsal kutuplaşmayı ve ayrışmayı geliştiriyor. Halkların birbiriyle sorunu yoktur. Kürt’ün Türk ile, Türk’ün Kürt ile Süryani’nin Arap ile hiçbir sorunu yoktur. Ama onlar halkları birbirine kırdıran, ırkçı, ayrımcı bir politika izliyorlar. Buradan, Mardin’den, kardeşlik kentinden bütün Türkiye’ye sesleniyoruz: Halklar kardeştir, kardeş olmaya devam edecektir.

“Erdoğan duygu sömürüsü yapıyor”

Çeyrek asırdır bu ülkeye çöreklenen AKP iktidarı ve ortakları şimdi sahalara çıkıp demokrasi dersi veriyor. Dün Erdoğan, “Ben siyaseti bırakacağım, sizden son bir kez oy istiyorum” demiş. Erdoğan 2009’dan beri “Ben siyaseti, görevimi tamamladım” diyor ama 4 kez daha seçimlere girdi. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. AKP’nin ampulü zaten patlamak üzere ve onu da biz hep beraber patlatacağız. Zaten Erdoğan Anayasa’ya aykırı bir şekilde aday oldu. Tartışmalı bir adaylıkla şu an cumhurbaşkanlığını yürüten bu zat, “Son kez sizden oy istiyorum” diyerek duygu sömürüsü yapıyor.

Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan ile birlikte Türkiye’nin, Kürdistan’ın dört bir yanını adım adım dolaşıyoruz. Halkta ağır yoksulluk, geçinememe ve aş bulamama hali o kadar derinleşmiş ki adeta bir dokunuyoruz, bin ah işitiyoruz. İnsanlar açlıkla ve yoksullukla imtihan ediliyor bu iktidar tarafından. 50 milyona yakın bir nüfus bu ülkede açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor.

Bakın İşsizlik Fonu diye bir şey var. Bu fon ne için olur? İşsiz kalan insanlara geçinebilecekleri asgari bir ücreti vermek için. Ama bunlar İşsizlik Fonunu bile yandaşlarına yedirdiler. Derler ya ak akçe kara gün içindir. Ne yazık ki bizim kara gün için ayrılan akçemize AKP kondu. Hakkımızı helal etmiyoruz. Toplum bu kadar ağır yoksullukla ve işsizlikle karşı karşıya iken, insanlar bir kilo eti evine götüremezken, bu iktidar İHA ve SİHA’lara para yatırıyor. Niçin bu paraları yatırıyor? Rojava’daki kardeşlerimizi katletmek için, Türkiye’deki halklara zulmetmek için.

Biz bir kez daha diyoruz ki silaha, mermiye, İHA ve SİHA’ya değil halka ve yoksula bütçe! Ant olsun ki yerel yönetimler başta olmak üzere merkezi yönetimde de hak yerini bulana dek, bir tek aç bu ülkede kalmayana dek mücadelemize sizlerle birlikte devam edeceğiz. Bizlere, açlara ve yoksullara sabır telaki edenlere de şunu söylüyoruz: Bize ya sabır ya savaş dayatmasında bulunamazsınız. Biz savaşa hayır, barış hemen şimdi diyoruz.

Seçimlere artık sayılı günler kaldı. Eş Başkan Adaylarımız Sevgili Hüda Erdem Aslan, Hikmet Duman. Midyat onlara teslim. Onlar 31 Mart seçimlerinde Midyat’ın Eş Başkanları olarak Midyat’a en güzel hizmetleri getirecekler. Mardin Büyükşehir Belediyesi biliyorsunuz bizdeydi ve kayyım atandı. Eş Başkan Adaylarımız Sevgili Devrim Demir ile Ahmet Türk abimiz çok kıymetli iki isim. Projelerimizi bu dönem tek tek hayata geçireceğiz. Kayyım geldikten sonra kapatılan çok sayıda kadın kurumu var.

Eş başkanlık sistemi bizim için çok önemli ve bedeli ne olursa olsun asla vazgeçmeyeceğimiz çizgimizdir. Biz kadınlar, eş başkanlarımızla beraber belediyelerimizde ilk iş olarak kadın daire başkanlıklarımızı kuracağız. Aynı zamanda kadın danışma merkezleri, kadınlara meslek edindirme kursları, kadınların ürettiklerini satabilecekleri pazarları yaratmak dün olduğu gibi bugün de ilk işimiz olacak. Çünkü bizim için en önemli çalışma alanlarından birisi budur. Ve burada biz kadınlara çok büyük görevler düşüyor, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganını yükseltme görevi düşüyor.

“Oy kaydırma oyunlarını boşa düşüreceğiz”

Şimdi bahsedeceğim konu çok önemli ve bunu bütün Türkiye kamuoyu duysun istiyoruz. Mardin’in taşınmazlarını devretmişler. Bu bilgilere yeni yeni sahip oluyoruz. Malmet Kadın Merkezi’ni, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na devretmişler. Sanat Akademisi’ni, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devretmişler. Gençlik Merkezi’ni Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devretmişler. Kamor Tesislerindeki düğün salonunu, tiyatro sinema salonunu ve park ve dinlenme alanlarını Milli Emlak’a devretmişler.

Bunların hırsızlıkları bitmiyor, müflis tüccar gibi adeta taşınmazları devretmişler. Müflis tüccar gibiler. Bir daha iktidara gelemeyeceklerini biliyorlar ya, kayyım atayamayacaklarını biliyorlar ya, şimdi ne çalarsak ne devredersek kardır diyorlar. Bu hırsızları 31 Mart seçimlerinde gönderecek miyiz? Kayyımcı anlayış sadece bahsini ettiğimiz hırsızlıkları yapmıyor. Bakın önümüzdeki seçimleri çalmaya çalışacaklar. Bunun için çalışma yürüttüklerini çok iyi biliyoruz. Nedir yürüttükleri çalışma? Başka yerlerden oy kaydırıyorlar buralara. Örneğin Savur’a ciddi bir oy kaydırmışlar.

Ama biz örgütlü bir halkız ve onların bu oyunlarına asla baş eğmeyiz. Ve onların bu oyunlarını tek tek boşa düşüreceğiz. Bunun için sizden istirhamımız hep beraber bunun çalışmasını yürütmek. Sizden ricamız hangi kentte olursa olsunlar eş dost akrabalarınızı aramanız ve oy kullanmalarını sağlamanız. Türkiye’nin hangi kentinde olursa olsunlar, en yakın DEM Parti ilçe binasına gidip isimlerini yazdırsınlar. Biz onların buraya gelip oy kullanmalarını sağlayacağız.

Değerli arkadaşlar; AKP’ye verilen her oyda aynı zamanda MHP çıkmaktadır, ırkçılık ve milliyetçilik çıkmaktadır. Buna halklar bahçesi olan Mardin asla izin vermeyecektir, yürekten inanıyoruz. Kürtleri düşman olarak görenlere; halkları, dilleri ve kültürleri düşman olarak görenlere verecek tek bir oyumuz yok. Sözlerimi tamamlarken cezaevinde bulunan arkadaşlarımızın selamlarını getirdim size.

Amed’in gururu Sevgili Gültan Kışanak şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayımız. Onun selam ve sevgilerini getirdim size. Figen Yüksekdağ’ın, Sebahat Tuncel’in, Leyla Güven’in, Selahattin Demirtaş’ın selam ve sevgilerini getirdim size. Adalet nöbeti tutan beyaz tülbentli onurlu analarımızın selamını getirdim sizlere. 31 Mart akşamı DEM Parti’nin Mardin’de büyük zaferini kutlamak üzere yolumuz açık olsun. Serkeftin.”

Paylaşın

Ahmet Türk: Hiçbir Partinin Arka Bahçesi Değiliz

DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Ahmet Türk, “Şunu ifade etmem gerekir ki biz hiçbir partinin arka bahçesi değiliz. Kendimize güveniyoruz, seçmenimize güveniyoruz, gerçekten demokratik bir geleceği oluşturmak için çaba gösteren bir parti olarak Türkiye tarihinde yer alan bir partiyiz” dedi ve ekledi:

“Bizim amacımız bu ülkede demokrasiyi kalıcı hale getirmek ve onurlu bir barışı sağlamak ve gelecekte Kürt halkının kimlik ve özgürlükleri ile ilgili atılacak adımlara katkı sunmaktır veya başarmaya çalışmaktır. Elbette ki siyasette zaman zaman dedikodular olur, tartışmalar olur, ama sonuç olarak bizler demokrasiyi savunduğumuza göre bizim için de sorumlulukları yerine getirme durumu ile karşı karşıyayız.”

Medyascope’tan Ferit Aslan’a konuşan, Türk, “Kürt meselesini Kılıçdaroğlu çözemez, Erdoğan çözer” sözlerine açıklık getirdi. Sadece bir tespit yaptığını, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) devlet içinde Kürt sorununu çözecek bir altyapısı olmadığını söyleyen Türk, “Şimdi devletin bütün kurumlarını ele geçirmiş bir lider var. O bir şey dile getirdiği zaman herkes yapıyor, ama CHP bugün böyle bir şeye kalkışırsa bu projeyi paramparça ederler. Bunu anlatmaya çalıştım, yani ‘Devlet içinde bir gücü var, isterse çözebilir’ dedim. Erdoğan, bugün Kürtlere en fazla acı çektiren liderdir, bunu da ifade ettim, öyle kendisini öven bir şey değil” dedi.

Erdoğan’ın bir güce sahip olduğunu, devletin kontrolünün elinde olduğunu, istediği her şeyi yapabileceğini ifade eden Türk, şöyle devam etti:

“Şimdi başka bir lider geçmişte Kürt sorununun çözümü ile ilgili bir adım atmış olsaydı kıyametler kopardı, ama biliyorsunuz o dönemde (Çözüm Süreci) hiçbir itiraz olmadı. Yani arkasında bir güç ve destek var, onu ifade etmeye çalıştım. Yoksa ne Kılıçdaroğlu ne de Özgür Özel’in şahsı ile ilgiliydi söylediğim şeyler. Burada bir tespit yaptım, tespitimi hâlâ savunuyorum, bu noktadayım. Dünyadaki güçlü liderler önemli sorunları çözebilir, arkasında gücü olmayan liderlerin bu sorunları çözme kabiliyeti olamaz. Çünkü onu durdurmaya çalışırlar, engellemeye çalışırlar. Bunu ifade etmeye çalıştım.”

Ahmet Türk, “Yerel seçimden sonra yeni bir çözüm süreci olabilir mi?” şeklindeki soruya da cevap verdi.

Kısa zamanda yeni bir çözüm süreci beklemediğini, bunun altyapısının doğru bir şekilde hazırlanması gerektiğini söyleyen Türk, “Tabii ki bu kolay değil. İnanıyorum ki bu işin böyle gitmeyeceğini görmeye başlayacaklar. Türkiye’deki akil insanlar, Türkiye’yi yönetecek mantık, bazı şeyleri görmeye başladı diye düşünüyorum. Artık Kürt’ü Türk yapmak, Alevi’yi Sünni yapmak, politikalarının bir şey getirmediğini görmeye başladılar. Ama kısa zamanda böyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Bunun altyapısının doğru bir şekilde hazırlanması, halka doğru mesajlar vererek, ortamı hazırlamak gerekiyor. İşte birden bire yeniden başlıyorum dediğiniz zaman yine akamete uğrar” dedi.

Ahmet Türk, “Asla böyle bir pazarlık yapılmadı. Siyasi partiler kendi adaylarıyla seçime katılmak ve iktidar olmak için mücadele eder, amacı budur. Bizler de farklı ve demokrasiyle özgürlükleri savunan bir partiyiz. Sonuçta kendi adaylarımızla seçimlere girme kararı aldık” diyerek, AKP ile DEM Parti’nin pazarlık yaptığı iddialarını yalanladı.

“Hiçbir partinin arka bahçesi değiliz”

Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şunu ifade etmem gerekir ki biz hiçbir partinin arka bahçesi değiliz. Kendimize güveniyoruz, seçmenimize güveniyoruz, gerçekten demokratik bir geleceği oluşturmak için çaba gösteren bir parti olarak Türkiye tarihinde yer alan bir partiyiz. Bizim amacımız bu ülkede demokrasiyi kalıcı hale getirmek ve onurlu bir barışı sağlamak ve gelecekte Kürt halkının kimlik ve özgürlükleri ile ilgili atılacak adımlara katkı sunmaktır veya başarmaya çalışmaktır. Elbette ki siyasette zaman zaman dedikodular olur, tartışmalar olur, ama sonuç olarak bizler demokrasiyi savunduğumuza göre bizim için de sorumlulukları yerine getirme durumu ile karşı karşıyayız.”

Ahmet Türk, iktidar ve muhalefetten elbette bazı beklentileri olduğunu vurguladı. Kürt siyasetçilerin tutuklu olduğunu, PKK lideri Abdullah Öcalan’a tecrit uygulandığını belirten Türk, “Bütün dünya ve hukukçular bunun hukuksuz bir durum olduğunu söylüyor. Avukatları ve ailesi ile görüştürülmeme durumu söz konusu. Bu tamamen hukuksuz. İster hükümlü, ister tutuklu olsun herkesin bazı hakları var, şimdi bunlar gasp edilmiş durumda. Elbette bunları dile getiriyoruz, bu konuda adım atılması konusunda çağrılarımızı yapıyoruz. Bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz. Bunları pazarlık konusu yapmadık. Yapılması gerekenleri ifade ediyoruz, bir pazarlık konusu değil” diye konuştu.

“Kılıçdaroğlu’nu destekledik, oyumuz 13’lerden 8’e düştü”

Ahmet Türk, 14-28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde Kemal Kılıçdaroğlu’na çok açık destek verdiklerini ancak oylarının yüzde 13 ve 11’lerden yüzde 8’lere düştüğünü söyledi. Seçimlere kendi başlarına girmedikleri için oylarının düşmesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını aktaran Türk, “Bu konuda tabanımızda zaman zaman tepkiler oluştu. Halkımızdan gelen talepler doğrultusunda partimiz bu seçimde kendi adaylarıyla girme kararı aldı. Asla bir pazarlık söz konusu değil, asla bir kimseye verilmiş taviz olarak da kararımız değerlendirilmemelidir” dedi.

Kimin seçimi kazanmasının DEM Parti’yi ilgilendirmediğini, demokrasi özlemleri olduğunu, ve demokrasiyi içselleştiren kesimlerle zaten yan yana durduklarını da vurgulayan Ahmet Türk, “Bugün demokrasi isteyen ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü isteyen kesimlerle zaten beraberiz. Bu cepheyi elbette ki büyütmek isteriz, herkesi bu noktaya getirmek isteriz. Sonuçta siyasetimizle, fikirlerimiz ve düşüncelerimizle, halka verdiğimiz mesajlarla bunu götürüyoruz” diye konuştu.

Paylaşın