Malign hipertermi (MH), güçlü volatil anesteziklere (halotan, izofluran, sevofluran, desfluran, vb.) ve iskelet kasına maruz kalma durumunda duyarlı bireyleri yaşamı tehdit eden bir advers reaksiyona (fulminan MH olayı) yatkın hale getiren, baskın olarak kalıtsal bir iskelet kası bozukluğudur.
Haber Merkezi / Fulminan bir MH atağı, ısı üreten hipermetabolizma (hipetermi), artan oksijen alımı ve karbondioksit üretimi ile birlikte hiperkalemi ve hiperlakaktemi ile birlikte asidoz ile karakterize edilir. İskelet kası sertliği masseter kasında lokalize olabileceği gibi genelleştirilmiş de olabilir.
Kas hasarı serum kreatin kinaz, potasyum, kalsiyum ve fosfattaki artışlarla yansıtılır. Miyoglobinüri ve miyoglobinemi ile birlikte rabdomiyoliz sıklıkla meydana gelir. Genel anestezi indüksiyonundan sonraki başlangıç süresi dakikalardan saatlere kadar değişebilir ve hastalar daha önce sorunsuz bir şekilde anestezik maddeye maruz kalmış olabilirler.
MH fenotipi, eksik penetrasyon ve değişken ifade ile otozomal dominant bir özellik olarak kalıtsaldır. Baskın genetik bozukluklar, belirli bir hastalığa neden olmak için anormal bir genin yalnızca tek bir kopyasının gerekli olduğu durumlarda ortaya çıkar.
Anormal gen, ebeveynlerden herhangi birinden miras alınabilir veya etkilenen bireyde yeni bir mutasyonun (gen değişikliği) sonucu olabilir. Anormal genin etkilenen ebeveynden yavruya geçme riski her hamilelik için %50’dir. Risk erkekler ve kadınlar için aynıdır.
İnsanlarda yapılan moleküler genetik çalışmalar, kromozom 19 (19q13.1) üzerindeki tip 1 ryanodin reseptörü (RYR1) kalsiyum salınım kanalı geninin MH için birincil lokus olduğunu ortaya koymuştur. Farklı popülasyonlarda yapılan bir dizi çalışma, RYR1 genindeki mutasyonların MH vakalarının yaklaşık %50’sinden sorumlu olduğunu, MH vakalarının ise %1’inin kromozom 1 (1q32) üzerinde yer alan CACNA1S genine (kromozomun a1 alt birimini kodlayan) bağlı olduğunu bildirmiştir.
Şu anda RYR1 geninde (Leiden Açık Varyasyon Veri Tabanı) 400’den fazla farklı varyant tanımlanmıştır.5 Bunlardan yalnızca 31’i işlevsel olarak karakterize edilmiştir ve Avrupa MH Grubu (EMHG) neden olan mutasyonlar paneline dahil edilmek için tüm gereklilikleri karşılamaktadır.
MH’li birçok kişi bunun dışında etkilenmez. Bu nedenle bu kişilerin genel anestezi yapılmadan önce tespit edilmesi zordur. Anesteziye verilen herhangi bir olumsuz metabolik tepkinin geçmişi gibi, bozukluğun aile öyküsü de önemlidir. MH duyarlılığının kesin tanısı, biyopsi alınan bacak kasına yapılan in vitro kontraktür testi ile konur.
Bu testler normal ve MH kasının halotan ve kafeine karşı farklı kasılma tepkisine dayanmaktadır. Kuzey Amerika’da test, kafein halotan kontraktür testidir (CHCT), Avrupa’da ise test, in vitro kontraktür testidir (IVCT). Her iki test de invazivdir, kas biyopsisi gerektirir ve yalnızca uzmanlaşmış MH teşhis merkezlerinde yapılabilir.
Bir MH epizodunun başarılı tedavisi, anestezi tetikleyici ajanın hızla durdurulmasını, soğutulmasını ve Dantrolene’in intravenöz olarak uygulanmasını içerir. Dantrolen, nöromüsküler iletimi etkilemeden iskelet kasındaki kalsiyum salınım kanalını inhibe eder ve fulminan MH’nin hem profilaksisinde hem de tedavisinde etkilidir. Önerilen başlangıç dozu intravenöz olarak 2,4 mg/kg’dır ve akut bir atak için ihtiyaç duyuldukça daha fazla artış yapılır.