Madımak Katliamı’nda Yaşamını Yitirenler Anıldı

2 Temmuz 1993’te Sivas merkezde bulunan Madımak Oteli’nin yakılması sonucu yaşamını yitiren 33 kişi binlerce kişinin katıldığı yürüyüşle anıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş da anma törenlerine katıldı.

Haber Merkezi / Özgür Özel, anma töreninde yaptığı konuşmada, “Burada iki önemli karar alınmadan bu mücadele durmayacak. Birinci talep; Madımak’ın bir utanç müzesi olmasıdır. İkincisi de bu kararların bozulup bunun insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmesi gerekiyor. Ant olsun ki Madımak utanç müzesinin açılışını bizzat yapacağım” dedi.

Anma töreninde konuşan Tuncer Bakırhan, “Gerçek sorumlular açığa çıkarılacaktır. Gerçek sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar Alevi dostlarımızla, yoldaşlarımızla, kurumlarımızla birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Kesinlikle bu ülkede yaşayanlar hiçbir katliam cezasız kalmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Erkan Baş da, törende yaptığı konuşmada, “31 yıl önceki bir gerici kalkışmanın bugün hâlâ hedefe ilerlemek için çaba sarf eden, Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı bu ülkenin tüm ilerici, tüm yurtsever, tüm demokratik insanlarıyla beraber laik bir ülke mücadelesini hep birlikte kararlılıkla devam ettiriyoruz.” dedi.

Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te katledilen 33 aydın, katledilmelerinin 31’inci yıl dönümü dolayısıyla anıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) öncülüğünde bir araya gelen binlerce kişi, Hacı Bektaş Veli Dernekleri önünden yürüyüşe başladı.

Madımak Oteli’ne doğru yapılan yürüyüşte, katledilen aydınların fotoğrafları taşındı. Ayrıca “Yolumuz uludur, ışığımı sönmez sonsuzluğa yürüyen Pir Sultanlar ölmez” pankartı açılarak, sık sık “Sivası yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Canlar yandı suçlular nerede?” ve “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganları atıldı. Yürüyüş sırasında hayatını kaybedenlerin isimler teker teker okundu. Bu sırada “yaşıyor” sesleri yükseldi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş yürüyüşe katıldı. Ayrıca Alevi örgütlerinin yanı sıra çok sayıda parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de kortejde yer aldı.

“İnsanlığa karşı suçlar affa uğramaz”

Madımak Oteli önünde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Aliya Izzetbegoviç’in unutulmaz sözünü burada tekrar etmek gerekir. Unutulan katliamlar tekrarlanır. Burada bulunan kimse bugünü için değil yarınlarda bir daha böyle insanlık suçları işlenmesin diye mücadele ediyorlar. Davanın 31 yıllık sürecini bütün kilometre taşları ile ifade etmek belki yarım saatimizi alır. Ama bu davanın zaman aşımına uğratıldığını unutmayalım. Oysa bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu yüzden zaman aşımı olmaz” dedi ve ekledi:

“Biz halen daha insanlık için umudumuzu ve ümidimizi koruyoruz. İstinaf aşamasında, temyiz aşamasında bu davanın kararlarının, bunun bir insanlık suçu, insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu vurgusuyla, istinaftan bir bozma kararı bekliyoruz. O süreci Şenal Sarıhan’ın şahsında takip eden bütün hukukçularımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Burada 31 yıl önce 15 bin kişi vardı ancak çok az kişi, 150 kişi yakalandı. Pek azı ceza aldı. Firari olanlar kaçaktır. Kaçak olanlar hakkında da karar verilebilir. Ancak bu kararın insanlığa karşı işlenen suç üzerinden verilmesini son derece önemsiyoruz.

Burada hayatını kaybeden herkes hepimizin ailelerinin büyüğüdür. Yüreğimiz onlar için yanıyor. O gün buradan canlı kurtulan kişilerin de travmalarını unutmadık. Onların bu Madımak faciasından canlı kurtulduklarını ve 31 yıldır onların içinin adaletsizlik yüzünden yandığını hatırlamak isteriz. Ben burada CHP’nin Genel Başkanı olarak, daha önce çeşitli sıfatlarla elbette bulundum ama ilk kez Genel Başkan olarak buradayım. Partimizin genel başkan yardımcıları, il başkanları, partimizin grup başkanvekilleri, Meclis’te resmi görevde olan katip üyeleri, başkanlık divanı üyeleriyle, neredeyse tüm il başkanlarımızla, kendisi Sivaslı olan İstanbul İl Başkanımız, onları bu toplantıda temsil ediyor ama hepsi meydandalar. Buradalar.

Bu acıyı bir kez daha yüreğimizde hissettiğimizi, bunun insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu, bu katliamın birinci yılıymış gibi 31’inci yılında takip ettiğimizi ifade etmek isterim. Son olarak annelere, eşlere, evlatlara, Türkiye’de kendi acılarını unutmayıp, bunu toplumsal mücadele olarak 31 yıldır sürdürdükleri için, Soma’daki annelere ilham oldukları için, Çorlu annelerine ilham oldukları için, Türkiye’de adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında kim varsa, onların mücadelesine güç verdikleri için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Unutulmasın ki acıları üzerinden birbirlerine bağlı olanlar, suçları üzerinden birbirine bağlı olanları eninde sonunda yenerler. Çünkü bizim bağımız gerçek bir bağdır. Çıkar ilişkisine dayalı, birbirini korumaya, kurtarmaya dayalı, suçunu örtbas etmeye dayalı, suç ortaklıklarına dayalı değil acılar üzerinden birbirine saygı ve sevgi duyanların bağıdır.”

Özel, soru üzerine “CHP Genel Başkanı olarak ilk 2 Temmuz ve bugün burada Genel Başkan sıfatıyla, yardımcılarımızla, grup başkanvekillerimizle, milletvekillerimizle, il başkanlarımızla, partideki tüm kademelerdeki yöneticilerimizle birlikte ailelerin yayında olmaya geldik. Burada iki önemli sonuç alınmadan bu mücadele durmayacak. Elbette her sene 2 Temmuz’da geleceğiz, anacağız. Birinci talep bütün ailelerin ve bizim ortak talebimiz Madımak’ın bir utanç müzesi olmasıdır. Bu bilim ve kültür merkezi yazısını gören ailelerin içi yanıyor. Biz bunu hak etmedik diyorlar. Ne bilimi, ne kültürü? İnsan yakmak bizim kültürümüzde var mı diyorlar. Bilime inanan, kültüre, sanata inanan canları burada yaktık biz diyorlar. Burası utanç müzesi olacak” ifadesini kullandı. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

İkincisi de istinafta umudumuzu sürdürüyoruz. Ama eninde sonunda bu kararların bozulup, bunun insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmesi gerekiyor. İnsanlığa karşı suçlar zaman aşımına uğramazlar. Affa uğramazlar. O yüzden insanlığa karşı suç kararı verilene kadar verilen hiçbir kararı tanımıyoruz. Bakın, çok kararlıyız. Bu bir kan davası değil. Kan davaları bile bir gün biter. Ama bu bir can davasıdır. Canlarımıza karşı işlenmiş insanlık suçudur. Türkiye’deki tüm canları tehdit eden bir insanlık suçudur. Nefret suçudur. Türkiye’nin barışının içine döşenmiş mayındır, dinamittir.

Bu dinamitleri ve bu mayınları sadece gözü yaşlı analar, eşler ve çocuklar ya da davayı takip eden avukatlar temizleyemez. Bunu bütün siyasiler, bütün riskleri görerek cesaretle, bu mayınları ellerimizle temizleyeceğiz. Bir kez daha ilan ediyorum ki kan davaları bile biter ama bu can davası bitmez. Bir kez daha söylüyorum. Bir yıl mı olur, iki yıl mı olur, üç yıl mı olur ama an olsun ki dört yıl sonra, beş yıl sonra bir 2 Temmuz’da daha geç değil. Gelip burada Madımak Utanç Müzesinin açılışını bizzat yapacağım. O açılışta burada bulunacağım. Hep beraber yapacağız. And olsun, and olsun.”

Özel, gazetecilerin 10 Ekim katliamı kararına ilişkin sorusuna ise “Bu dava eğer insanlığa karşı suç mücadelesini kazanırsa, bu 10 Ekim davası için de çok sayıda geçmişteki katliamlar için de uygulanabilecek tarihi bir kazanım olacaktır. Dün verilen kararlar da utanç verici kararlardır. Bu davanın böyle zaman aşımına uğratılması da utanç vericidir. Bunun için biz burayı hem utanç müzesi çevirmek hem de insanlığa karşı suç kazanımını elde etmek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Dünkü karar da son derece haksız ve hukuksuz bir karardır” yanıtını verdi.

“Hiçbir bir katliam cezasız kalmayacak”

Törende konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, şunları söyledi: “1 yıl önce bugün şu anda bulunduğumuz yerde 33 canımız katledildi, 33 canımızı yitirdik. Bu vesileyle 33 canımızı saygı ve minnetle anıyorum, ailelerine ve halklarımıza başsağlığı diliyorum. Burada yaşanan, göstere göstere gelen bir cinayetti. Bu cinayet işlendiğinde dönemin cumhurbaşkanı münferit bir olay olduğunu, kolluk kuvvetlerinin görevini yaptığını söylemişti. Bu ülkenin başbakanı da cumhurbaşkanına eşdeğer bir konuşma yaparak ‘Halkımız çok şükür zarar görmemiştir, başına bir şey gelmemiştir’ demişti.

Yani içeride yanan canları, Alevileri, Kürtleri yok sayan, acısını görmeyen; dışarıda kışkırtıcılık yapan, burayı yakmaya çalışanlar için de “çok şükür onlara bir şey olmamıştır” diyen bir yönetimin olduğu bir süreçte burada bir cinayet, bir katliam yaşandı ve süreç içerisinde de cezasızlıkla sonuçlandı. Gerçek failler ortaya çıkarılmadı. Sadece o dönem burada bulunan birkaç kişi yargılandı. Birçoğu da zaten tahliye edildi, beraat etti. Cumhurbaşkanı affıyla birlikte serbest bırakıldı.

Bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zaman aşımı yoktur. Cumhurbaşkanı insanlık suçu yapmış katilleri affedemez. Biz de DEM Parti olarak dün olduğu gibi bugün de Alevi yurttaşlarımızla bu ülkenin ezilenlerinin, sömürülenlerinin, katledenlerinin, katliamlara kurban gidenlerin davasının takipçisi olacağız, birlikte mücadele edeceğiz.

Bir gün muhakkak bu topraklarda cezasızlık politikasıyla sonuçlanan bu davalar gerçek bir yargı karşısında yargılanacaktır ve gerçek sorumlular açığa çıkarılacaktır. Gerçek sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar Alevi yoldaşlarımızla ve kurumlarımızla birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bu ülkede yaşanan hiçbir cinayet, hiçbir bir katliam cezasız kalmayacak. Tekrar Alevi ve Kürt yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor, mücadelelerinin yanında olduğumuzu belirtiyorum. Hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.”

“Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı…”

Anma töreninde konuşan TİP Genel Baş, “Hayatını yitiren tüm canlarımızı bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyorum. Acılı ailelerin acısını paylaşıyoruz. Biz burada sadece 31 yıl önce yaşadığımız bir acıyı anmıyoruz. Aynı zamanda 31 yıl önceki bir gerici kalkışmanın bugün hâlâ hedefe ilerlemek için çaba sarf eden, Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı bu ülkenin tüm ilerici, tüm yurtsever, tüm demokratik insanlarıyla beraber laik bir ülke mücadelesini hep birlikte kararlılıkla devam ettiriyoruz.

Bugün Sivas’ta toplanan kalabalık ama aynı zamanda Sivas’ta bizimle olamasa da yüreği bizimle olan milyonlarca yurttaşımız bu davanın bir zamanaşımı olmadığını hep beraber göstermiş oluyoruz. Bugün bizi bir araya getiren tüm kurumlara da Türkiye’nin dört bir yanında Sivas’ı ışığını yaşatmaya devam eden, Türkiye’yi gericiliğe faşizme şeriata teslim etmemek için dimdik, kol kola, omuz omuza mücadele eden tüm yurttaşlarımızı sevgiyle saygıyla selamlamak istiyorum” dedi.

“Laik ve demokratik bir cumhuriyet için ortak mücadele etmeliyiz”

Alevi örgütleri adına ortak açıklamayı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, yaptı. 31 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini vurgulayan Erçe, “Alevi kurumları ve Sivas Madımak ailelerinin demokratik, insani ve vicdani talepleri bugüne kadar karşılanmadı. Üstelik aranmakta olan sanıklar yönünden devam eden Madımak Davası, zaman aşımına uğratılarak düşürüldü. Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması, Madımak Davasının da insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına alınması talebimiz ise hiç duyulmadı” dedi.

İktidarı eleştiren Erçe, “Katliamlarla yüzleşmekten ve insani ve demokratik taleplerimizi görmezden gelen AKP-MHP koalisyonu, seçilmiş belediye başkanları yerine kayyım atayarak, sandıklara darbe yapıyor. Madımak Otelini utanç müzesi yapmamak için direnen AKP-MHP ortaklığı, işçilerimizin maden sahalarında daha fazla rant ve kâr uğruna katledilmesine göz yumuyor.

Dersim, Koçgiri, Zini Gediği, Sivas, Maraş, Çorum, Gazi, Gezi, Suruç, 10 Ekim Ankara Gar başta olmak üzere yaşanmış katliamların bütün yönleri ile açığa çıkarılması ve gerçek sorumlularının açıklanması talebimize kulağını kapatan AKP-MHP iktidar bloku dindar, kindar ve itaatkar bir neslin yetişmesi için özel programlar, projeler hazırlıyor ve yarının katliamcılarını yetiştirecek cemaat ve tarikatlarla protokoller imzalamaya devam ediyor” diye konuştu.

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını eleştiren Erçe, “Biz Aleviler her yerde ve her fırsatta, ‘inancımızı tarif etmeyin, tanıyın, cem ibadetimiz, cemevleri ibadethanemizdir, Alevilik Aleviliktir, Alevilik vardır ve haktır, asimile etmeye çalışmayın’ dedik. Onlar Aleviliği öldürmeyi, Alevileri kendi içlerinde bölüp parçalamayı hedefleyen ve asimilasyon üssü haline gelen Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını kurdular. Bu başkanlığı da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağladılar” dedi.

Ortak mücadele vurgusu yapan Erçe, “Yaşadığımız onlarca sorun, derin yoksulluk, derin kriz, buna bağlı olarak gelişen umutsuzluk, çaresizlik, işsizlik, açlık, intiharlar ne kadar olumsuzluk var ise hepsinin ana nedeni olan tekçi, katliamcı, Türk, İslam ve erkek egemen sistem ve bu sistemin yürütücüsü siyasal iktidardır. Artarak devam eden kadın cinayetleri bu iktidar anlayışının eseridir.

Bu iktidara ve maruz kaldığımız anti demokratik uygulamalara karşı birleşmek zorundayız. Faşist ve şeriatçı bir abluka altında yaşamak istemiyorsak laik ve demokratik bir cumhuriyet için ortak mücadele etmeliyiz. Bu mücadelenin en büyük buluşma noktalarından biri 2 Temmuz’dur. Halkımızı, emekten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan bütün kurumları çağrımıza destek vermeye ve alanlarda kol kola mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

“Madımak Katliamı” davasında ne oldu?

Eylemlere 12-15 bin kişinin katıldığı polis raporuna yansıyan katliama ilişkin yargılananların sayısı 124’le sınırlı kaldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Katliam sanıklarının avukatlığını ise bugün AKP’de siyaset yapan birçok kişi üstlendi. Dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıktı.

Arasında Cafer Erçakmak’ın bulunduğu firari beş sanığın davası ise 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmedi. “Madımak Katliamı” davasının müşteki avukatları, 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) hak ihlali başvurusunda bulundu. Ancak aradan 10 yıl geçmesine karşın AYM, halen “Madımak Katliamı”na ilişkin bireysel başvuruyu gündemine almadı.

“Madımak Katliamı”na ilişkin firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hakkındaki dava ise geçen yıla kadar sürüyordu. Ancak Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2023 tarihinde 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi.

Paylaşın

Sivas Katliamı’nda Yaşamını Yitirenler Anıldı

Bugün 2 Temmuz 2022… Bundan tam 29 yıl önce; 2 Temmuz 1993’te 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi, Sivas’ta bulundukları Madımak Oteli’nde gericiler tarafından yakılarak katledildi.  Türkiye tarihine kara leke olarak geçen katliam öncesi 33 aydın ve sanatçı, Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri kapsamında Sivas’a gitmişti. 

Etkinlikler öncesi gerici-şeriatçı güruhlar ise kentte bildiriler dağıtıp katliam çağrısında bulunuyordu. 2 Temmuz 1993 günü; çoğunluğu Alevi ve devrimci olan 51 kişilik grup, şeriatçıların katliam çağrılarının ardından Madımak Oteli’nde saldırıya uğradı. Grupta Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Asım Bezirci ve Nesimi Çimen gibi tanınmış isimler de vardı…

“Laik düzen yıkılacak”, “Yaşasın şeriat” sloganları eşliğinde otele yönelen saldırganlar, güvenlik güçlerinin gözleri önünde katliamı gerçekleştirdi. Gerici grup, Madımak Oteli’ni “tekbir getirerek” ateşe verdi. Çıkarılan yangında 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi, dumandan boğularak ve yanarak yaşamını yitirdi.

Sivas Katliamı’nda hayatını kaybedenler: Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Ahmet Alan, Mehmet Atay, Sehergül Ateş, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır, Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna, Serkan Doğan, Hasret Gültekin, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Öztürk, Ahmet Özyurt, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari İnci Türk, Kenan Yılmaz.

33 aydının Madımak Oteli’nin ateşe verilmesiyle öldürülmesi 29’uncu yılında anıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Şubesi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Şubesi önünde toplanan kitle, Madımak Oteli önüne yürüdü. Kortejin ön saflarında, ölenlerin fotoğrafları aileleri tarafından taşındı. Aleviler Madımak Otel’i önünde katledilenleri anarak, Madımak Oteli’nin “Utanç müzesi” olması için çağrıda bulundu.

Pirha’nın haberine göre Sivas’a giriş ve çıkışlar dün geceden itibaren polis tarafından tutulmuş durumda. Şehre girişlerde kimlik kontrolü (GBT) yapılırken, anmanın yapılacağı bölgede de çok sayıda polis bulunuyor. Madımak Oteli’nin önü ise bariyerlerle çevrilmiş durumda. Alana girmek isteyenler polis kontrolünden geçirilerek içeri alındı.

Bu yıl “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “93’ten bugüne Sivas hala yanıyor” temasıyla anmalar gerçekleştiriliyor. Otel önüne doğru yürüyüşe geçen kitle sık sık “Sivas’ı unutma, unutturma”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Sivas’ı Yakanlar, AKP’yi Kuranlar”, “Madımak Oteli Müze Olacak” sloganları attı.

Yürüyüşe, katliamda ölenlerin aileleri başta olmak üzere, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD), Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Emek Partisi (EMEP), Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Halkevleri, Devrimci 78’liler Federasyonu, Kamu Emekçileri Sendikası Federasyonu (KESK) Şubeler Platformu, Ankara Dersimliler Derneği ve çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve demokrasi örgüt temsilcileri katıldı.

Karanfiller bırakıldı, semahlar dönüldü

Madımak Oteli’nin önüne gelen kalabalık karanfiller bıraktı. Otel önündeki anma katliamda hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından deyişler eşliğinde semah dönüldü.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, tüm Alevi kurumları adına açıklama yaptı. Erçe konuşmasında şunları söyledi:

“Bu otel hala yanıyor ve ışık saçıyor. Devletin mahkemelerinin kararları bizim için yok hükmündedir. Bu insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Biz bitti demeden bitmez bu dava. Zaman aşımına asla uğrayamaz. Gerçek anlamda adalet sağlanana kadar mücadele edeceğiz. Tüm kesimler bir araya gelecek, kol kola gireceğiz ve böyle mücadele edeceğiz. Burada sadece 33 can yakılmadı. Laiklik, adalet, hukuk, demokrasi, her şey yakıldı.

2 Temmuz, bugünkü gibi tek adam rejimini getirmek için yapıldı. Bugünkü siyasi iktidarın yol yürüdükleri yaktı canlarımızı. Tarihiyle yüzleşmeyen toplumlar çürür. Bugün çürümüş durumdayız. Her türlü katliam yaşanıyor bugün. Tarihle yüzleşmezsek karanlığa boğulup kalırız. Çok acı çektik ama doğrularımızdan ve inancımızdan asla geri adım atmadık, atmayacağız. Yüz yıllardır katledildik. Bizden korkmuyorlar. Çoğalarak geleceğiz buraya. Ezilen sömürülen tüm kesimlerle birlik olacağız. Diyanet ve bakanlıklar gençlik kampı kuracakmış. Hadi oradan. Alevi kurumları varken sana ne oluyor? Onların kampına giden, alet olan düşkündür. Alevilerin talebi belli. 30 yıldır haykırıyoruz. Özgürlüğü, demokrasiyi, adaleti, biz getireceğiz. Kaç gündür anmalarımızı engellenmeye çalışıyorlar. Kahrolsun faşizm.”

Erçe’nin konuşması sırasında bir grup ülkücü, polislerin gözleri önünde kitleye küfür ve hakaretler etti.

Valilik karanfil bıraktı

Öte yandan sabah saatlerinde Vali Yılmaz Şimşek, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, Ticaret Sanayi Odası Başkanı Mustafa Eken, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hakan Demirgil, Ticaret Borsası Başkanı Abdulkadir Hastaoğlu ile çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan heyet, Valilik binasından Sivas Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen eski Madımak Oteli’ne yürüdü. Heyet, bina içinde 2 Temmuz 1993’te yaşamını yitirenlerin isimlerinin yer aldığı anı köşesine karanfil bıraktı.

Burada açıklama yapan Vali Yılmaz Şimşek, “Burada hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz ve onlara dualarımızı gönderiyoruz. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Baki Doğan ise, “Aradan 29 yıl geçmiş. 29 yıl önce yaşanan bu acı halen bizim yüreğimizde. Hiç sönmedi. Bu acıyı dün yaşanmış gibi hissediyoruz. Burada hayatını kaybeden tüm canlarımıza Hak’tan rahmet diliyorum ve kederli ailelerine sabırlar diliyorum” ifadelerini kullandı.

Göstericilerin ismi çıkarıldı

Bilim ve Kültür Merkezi’nde olayın ardından oluşturulan anı köşesinde, hayatını kaybeden aydın ve otel çalışanlarının yanında göstericilerden Ahmet Alan ve Hakan Türkgil’in de isminin yazılması uzun süre tepkilere neden olmuştu. Gelen tepki ve talepler doğrultusunda bu yıl bu isimlerin anı köşesinden çıkarıldığı görüldü.

Anma etkinlikleri kapsamında Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) üyeleri, eski Madımak Oteli, şimdiki Sivas Bilim ve Kültür Merkezi’ni ziyaret etti. MESAM Başkanı Recep Ergül ve beraberindekiler içeride bulunan ve olaylarda hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazdığı köşeye karanfil bıraktı.

MESAM üyeleri, anma etkinlikleri kapsamında Kangal ilçesine bağlı Minarekaya köyüne giderek, olaylarda hayatını kaybeden sanatçı Muhlis Akarsu adına yaptırılan kültürevinin açılışını gerçekleştirecek.

Paylaşın