İsveç, NATO Üyeliği İçin Terörle Mücadele Yasasını Sertleştirdi

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyeliği için Türkiye ve Macaristan’ın onayını bekleyen İsveç terörle mücadele yasasının kapsamını önemli ölçüde genişletti. İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine NATO üyeliği başvurusunda bulunmuştu.

Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte terör örgütleri için malzeme taşımak, toplantı yerleri organize etmek, yemek pişirmek ya da ulaşım sağlamak da suç olarak değerlendirilecek ve cezaya tabi olacak.

İsveç Adalet Bakanı Gunnar Strömmer Şubat ayında parlamentoya sunulan yasa tasarısı ile mevcut mevzuatın kapsamının önemli ölçüde genişlettiğini söylemişti.

İsveç Parlamentosu aşırılık yanlısı gruplarla bağlantılı faaliyetleri yasaklayan yeni bir yasayı kabul etti. “Bir terör örgütüne katılmayı” suç sayan yeni yasa 1 Haziran’da yürürlüğe girecek. Yasa 349 üyeli İsveç parlamentosunda 268 lehte oyla kabul edildi.

Türkiye, NATO üyeliği için Ankara’dan onay bekleyen İsveç’ten terörle mücadele yasalarını sertleştirmesini talep ediyor.

İsveç Adalet Bakanı Gunnar Strömmer Şubat ayında parlamentoya sunulan yasa tasarısı ile mevcut mevzuatın kapsamının önemli ölçüde genişlettiğini söylemişti.

Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte terör örgütleri için malzeme taşımak, toplantı yerleri organize etmek, yemek pişirmek ya da ulaşım sağlamak da suç olarak değerlendirilecek ve cezaya tabi olacak.

İsveç, bir Özbek sığınmacının 2017 yılında başkent Stockholm’de bir alışveriş caddesinde beş kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı düzenlemesinin ardından terörle mücadele yasalarını sertleştirme kararı almıştı.

Türkiye, İskandinav ülkesi İsveç’i başta PKK ve Gülen yapılanması mensupları olmak üzere “teröristler” için güvenli bir sığınak olmakla suçluyor. Ankara bu nedenle İsveç’in NATO’ya üyeliğine onay vermiyor ve İsveç hükümetinden “terörist” olarak gördüğü Kürt aktivistlere karşı daha sert bir tutum takınmasını talep ediyor.

Ankara özellikle İsveç’te sık aralıklarla düzenlenen gösterilerde PKK flamalarının açılmasından duyduğu rahatsızlığı her platformda dile getiriyor. Ancak İsveç Adalet Bakanı Strömmer, yeni yasa kapsamında bir gösteri ya da toplantıya katılmanın ceza gerektirecek bir suç olarak değerlendirilmeyeceğini vurguladı.

İsveç, NATO üyeliği ile ilgili Türkiye’nin yanı sıra için Macaristan’dan da henüz onay almadı. Türkiye ve Macaristan son olarak Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine onay vermişti. Böylece Finlandiya 4 Nisan’da 31. üye ülke olarak NATO’ya katılmıştı.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine NATO üyeliği başvurusunda bulunmuştu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

İsveç’in NATO Üyeliği: ABD’den Türkiye’ye Çağrı

İsveç Savunma Bakanı Jonson ile Muskö donanma üssünde ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında konuşan ABD Savunma Bakanı Austin, İsveç’in NATO’ya Temmuz ayında yapılacak zirveden önce katılmasını istediklerini belirtti.

Austin, “Müttefiklerimiz Türkiye ile Macaristan’ı İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliğini bir an önce onaylaması için teşvik ediyoruz” dedi.

İki yüzyıllık tarafsızlık ve askeri bağlantısızlık dönemini sona erdirme kararı alan İsveç ve komşusu Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından geçen yıl Mayıs ayında NATO’ya üyelik başvurusunda bulundular.

Finlandiya 4 Nisan’da NATO’nun 31. üyesi oldu ancak İsveç’in başvurusu hala sonuca bağlanmadı. İttifak’a üyelik için tüm üye devletlerin onayı gerekiyor. Ankara ve Budapeşte ise İsveç’in üyeliğine henüz onay vermedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Lloyd Austin resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği İsveç’te Türkiye ve Macaristan’ı İsveç’in NATO üyeliğini hızlı bir şekilde onaylamaya çağırdı.

Austin Çarşamba günü Stockholm’ün güneyindeki Muskö’de bulunan İsveç donanma limanında İsveçli mevkidaşı Pål Jonson’la görüştü.

Burada yaptığı konuşmada, kısa süre önce Finlandiya’nın 31’inci üye olarak NATO’ya katıldığını kaydeden Austin, İsveç’i de kısa süre içinde 32’nci üye olarak İttifak’a dahil etmeyi umut ettiklerini vurguladı.

Austin, “İsveç’in NATO’ya hızlı bir şekilde katılımını desteklemeye devam edeceklerini ve üyeliğin yaz öncesinde tamamlanması için güçlü çaba göstereceklerini” belirterek “Bunun gerçekten de çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Austin İsveçli mevkidaşına hitaben “Siz mükemmel bir partnersiniz. Çok kısa zaman içinde sizi müttefikimiz olarak adlandırabilmeyi heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’li Bakan, “Müttefiklerimiz Türkiye ve Macaristan’ı da İsveç’in üyeliğini bir an önce onaylamaları için teşvik ediyoruz” diye konuştu.

ABD Savunma Bakanı’nın ziyareti İsveç’in yaklaşık 30 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği en büyük askeri tatbikat olan Aurora 23’e denk geldi. 17 Nisan’da başlayan tatbikata yaklaşık 700 ABD deniz piyadesinin yanı sıra İngiltere, Finlandiya, Polonya, Norveç, Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna, Danimarka, Avusturya, Almanya ve Fransa’dan yaklaşık 26 bin asker katılıyor. Tatbikat 11 Mayıs’a kadar sürecek.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Macaristan’da Parlamento, Finlandiya’nın NATO Üyeliğini Onayladı

Macaristan parlamentosu Finlandiya’nın NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılım protokolünü onayladı. Finlandiya’nın üyeliğine meclis onayı vermemiş tek NATO ülkesi Türkiye kaldı.

Finlandiya’nın NATO üyeliği TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi ancak düzenleme henüz TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmedi.

Macaristan parlamentosunda yapılan oylamada 182 milletvekili lehte, altı milletvekili aleyhte oy kullandı. Oylamada hiç bir milletvekili çekimser oy kullanmadı.

İsveç’in NATO’ya katılım protokolü de Macaristan parlamentosunda görüşüldü ancak oylama henüz gündeme alınmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya’nın başvurusuna yönelik Meclis’te onay sürecinin başlatılacağını açıklamış, İsveç’in ise terörle mücadelede henüz yeterli adımları atmadığı sinyalini vermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Macaristan’ın sağ popülist başbakanı Viktor Orban daha önce yaptığı açıklamalarda, iki İskandinav ülkesinin NATO’ya kabul edilmesinden yana olduğunu dile getirmiş ancak çeşitli gerekçelerle meclisteki onay süreci defalarca ertelenmişti.

Viktor Orban, İsveçli ve Finlandiyalı politikacıların ve iki ülke medyasının Macaristan’ı hukukun üstünlüğü alanındaki eksiklikler ve yolsuzluklar gerekçesiyle “haksız yere eleştirdiğini” öne sürmüştü.

İsveç ve Finlandiya geçen yıl, uzun süredir sürdürdükleri askeri tarafsızlık ilkesini, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle sona erdirerek, NATO’ya üyelik başvurusunda bulunma kararı almıştı. Yeni üye kabulu 30 üye ülkenin tamamının onaylamasıyla mümkün oluyor.

Paylaşın

NATO Üyeliği: Türkiye İle İsveç Mart Ortasında Görüşmelere Başlayacak

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, devlet televizyonu SVT’ye yaptığı açıklamada, Türkiye ile NATO üyeliği konusunda ocak ayında askıya alınan görüşmelerin mart ayı ortalarında yeniden başlayacağını söyledi.

İsveç Başbakanı Kristersson “Bir tarih belirlenmiş durumda, bu bir sır değil ama onaylanmasını bekliyoruz,” ifadelerini kullandı.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası askeri tarafsızlık politikasını terk ederek Mayıs ayında NATO üyeliği için başvurmuş, ancak Türkiye’nin vetosuyla karşılaşmıştı.

Türkiye, özellikle İsveç’in terörle mücadelede yeterince iş birliği yapmadığını savunuyor. Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında geçen yıl Haziran ayında Madrid’de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde bir üçlü mutabakat metnine imza atılmış, iki ülke Türkiye’nin taleplerini yerine getirme taahhüdünde bulunmuştu.

Ancak İsveç’in başkenti Stockholm’de aşırı sağcı bir politikacının Türk Büyükelçiliği yakınında Kur’an yakma eylemi düzenlemesine İsveç makamlarınca izin verilmesi gerginliği artırmış ve Türkiye görüşmeleri askıya almıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayı başında sadece Finlandiya’nın üyeliğinin onaylanabileceğini ifade etmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da askıya alınan görüşmelerin yakında başlayacağını duyurmuştu.

Konu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Pazartesi günü Türkiye’yi ziyaret eden ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede de gündeme gelmişti.

İki İskandinav ülkesinin başvurusu, NATO üyesi 30 ülkenin tamamı tarafından oybirliğiyle kabul edilmesi gerekiyor. Şu ana kadar Türkiye ve Macaristan dışında bütün ülkeler başvuruyu onayladı.

Öte yandan Macaristan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğini mart ayı başında parlamentoda oylayacak.

Parlamentonun internet sitesinde, konunun önümüzdeki hafta mecliste tartışılacağı ve 6-9 Mart tarihleri arasında her iki ülke için ayrı ayrı oylama yapılacağı belirtildi.

Macar muhalefeti daha önce görüşülmesi ertelenen konuyla ilgili Viktor Orban hükümetini eleştiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “ilişkileri koruyan” Başbakan Orban, savaşta Kiev’e silah göndermeyi reddediyor; acil ateşkes ve barış görüşmeleri çağrısında bulunuyor.

“Tutumumuz net”

Budapeşte yönetimi, Finlandiya ve İsveç’in Atlantik ittifakına katılma başvurularına “hiçbir itirazı olmadığını” dile getiriyor.

Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ocak ayı sonunda “Tutumumuz net. NATO’nun genişlemesini destekliyoruz ve Şubat ayında parlamento tekrar toplandığında konu gündeme gelecek, hızlı bir şekilde çözüme kavuşturacağız” demişti.

Paylaşın

AB’nin Rusya’ya Yeni Yaptırım Paketine Macaristan Engeli

Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yeni yaptırım paketi konusunda uzlaşı arayışı Macaristan’ın engellemelerine takılıyor. AB liderleri Budapeşte’nin aylardır süren direnişinin ardından Pazartesi günü boru hattı ile gelen petrolü paket dışında tutarak yeni yaptırım paketinde uzlaşmaya varmıştı.

Haber ajanslarının diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberlere göre Budapeşte, Brüksel’de Çarşamba günü yaptırımlara son şeklini vermek için yapılan müzakerelerde pakete dair itirazlarını gündeme getirdi.

Patriğin pakete eklenmesine itiraz

Avrupa Birliği Komisyonu Rus Ortodoks Kilisesi Partiği Kirill’in Mayıs ayı başında Brüksel’in önerdiği yaptırım paketine eklenmesini istemişti. Macaristan son olarak Rus Ortodoks Kilisesi Partiği Kirill’in yaptırım listesine eklenmesine karşı çıktı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın destekçisi olarak tanınan Kirill dini vaazlarında Rusya’nın Ukrayna işgalini destekleyen ve NATO’yu ve Batılı ülkeleri suçlayan açıklamalar yapıyor. Kirill ayrıca Papa Françesko’nun savaşta aracı olma girişimine de direnmişti.

Boru hatları kapsam dışı

Rus petrolüne bağımlı Macaristan petrolün boru hattı ile ithalatını yaptırım paketinde kapsam dışı bırakmayı güvenceye almadan önce Rus petrolüne AB yaptırımlarına karşı yaklaşık bir ay lobi yürüttü.

AB altıncı yaptırım paketi ile sadece deniz yoluyla petrol ithalatını durdurmayı planlıyor. Rusya’dan petrol boru hattıyla ithalat devam edecek. AB Rusya’dan petrol ithalatının üçte ikisini deniz yoluyla, üçte birini ise boru hattıyla temin ediyor.

Druzhba boru hattının kuzey kısmı Polonya ve Almanya’ya, güney kısmı ise Macaristan, Çekya ve Slovakya’ya Rus petrolünü sağlıyor. Druzhba’nın güney kısmının Avrupa’ya yüzde 10 petrol sevkiyatı yapması planlanıyor. Zira Almanya ve Polonya söz konusu boru hattından petrol ithal etme ayrıcalığından yararlanmayacaklarını daha önce duyurmuşlardı.

Yaptırım paketinde neler var?

Paket Rusya’dan alınan petrolün yıl sonuna dek yüzde 90 azaltılmasını öngörüyor. Yaptırım paketi aynı zamanda Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ı da uluslararası bir finansal iletişim sistemi olan SWIFT’ten çıkarıyor, Rus devletine ait üç yayın kuruluşunu daha yasaklıyor ve Ukrayna’daki savaş suçlarından sorumlu bireylere yaptırım getiriyor.

Diplomatlar, müzakerelerin Çarşamba günü net bir çözüm olmadan sona erdiğini söyledi. AB bakanlarının Perşembe günü Lüksemburg’da yapacağı toplantıda uzlaşma için yeniş bir girişim yapılması bekleniyor.

Brüksel’de bulunan düşünce kuruluşu Bruegel’in tahminlerine göre, Avrupa Birliği Rusya’dan her gün yaklaşık 450 milyon euro değerinde petrol ithal ediyor.

Paketinin yürürlüğe girebilmesi için bundan öncekilerde olduğu gibi 27 AB ülkesi tarafından onanması gerekiyor. Avrupa Birliği Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya’ya şimdiye kadar beş yaptırım paketi açıkladı.

Paylaşın

Dokuz Doğu Avrupa Ülkesi AB’den Mülteci Yardımı İstiyor

Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı işgalin yol açtığı büyük mülteci dalgasından öncelikle etkilenen 9 doğu Avrupa ülkesi ortak bir mektupla Avrupa Birliği’nden maddi yardım talep etti.

Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve üç Baltık ülkesi (Estonya, Litvanya ve Letonya) temsilcileri mültecilere sunulan barınma, gıda, eğitim ve ulaşım hizmetleri gibi ek sosyal yardımlar nedeniyle ülkelerinde ortaya çıkan ek harcamaları gerekçe göstererek karşılaştıkları maddi zorlukların Avrupa Birliği tarafından karşılanmasını istediler.

14 maddeden oluşan ortak mektup toplumsal dayanışmanın Avrupa Birliği’nin temel ilkelerinden biri olduğunu vurguluyor ve bu nedenle de Brüksel yetkililerinin hızla alacakları tedbirlerle mülteci akımından bire bir etkilenen doğu Avrupa ülkelerine yardım programlarını uygulamaya koyması gerektiğinin altını çiziyor.

Doğu Avrupa ülkeleri hükümetleri tarafından hazırlanan mektup mali yardımın yanı sıra, mülteci akımı nedeniyle söz konusu ülkelerde ekonomik dengelerin de değiştiğine işaret ederek, yapısal bazı tedbirler de öneriyor.

2021- 2027 ortak AB bütçesine ait proje ve fonların bir an önce uygulanmaya konulması ve de doğu Avrupa ülkelerinin bazı ödeme yükümlülüklerinin göçlerin neden olduğu zorluklar dikkate alınarak ertelenmesi de önerilen tedbirler arasında yer alıyor.

Ukraynalı mültecilerin sayısı 5 milyonu aştı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamaya göre savaşın başladığı Şubat ayından 19 Nisana kadar 5 milyonu aşkın Ukraynalı göçmen ülkesini terk etti.

Ukraynalı göçmenlerin yaklaşık yarısının tercih ettiği hedef ülke Polonya. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği tarafından açıklanan rapora göre savaştan kaçan 2 milyon 825 463 göçmen bu süre içinde Polonya’ya sığınmış.

Aynı dönem içinde Romanya’ya (757 bin 047), Rusya’ya (549 bin 805), Macaristan’a (471 bin 80), Moldova’ya (426 bin 964), Slovakya’ya (342 bin 813) ve Belarus’a (23 bin 759) geçiş yapmış.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü de (IOM) de Ukrayna içinde 7,1 milyon sivilin yerinden yurdundan edildiğini açıklamıştı.

BM, savaş başladığında çatışmaların tırmanması halinde 4 milyon mültecinin ülkeyi terk edeceği öngörüsünde bulunmuştu. Bugün ulaşılan rakamlar görüldüğü gibi tahminleri de aşıyor.

Yükü komşu ülkeler taşıyor

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü tarafından açıklanan bu rakamlar mültecilerin öncelikle komşu ülkelere sığındığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Doğu Avrupa ülkeleri kaleme aldıkları mektupta Avrupa Birliği’ne bu yükün eşit bir şekilde dağıtılmasını talep ediyorlar.

AB’nin orta ve doğu Avrupa’da bulunan dokuz üyesinin bu ortak çıkışının gerisinde, Temmuz ayında AB dönem başkanlığının Prag’a devredilecek olmasının da payı olduğu biliniyor.

Bir Orta Avrupa ülkesinin dönem başkanlığı yapacağı Avrupa Birliği’nde savaş ve mülteci coğrafyasının yakınlığının neden olduğu mali sorunların daha rahat bir şekilde çözülebileceği düşünülüyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Demirtaş’tan Dikkat Çeken ‘Macaristan Seçimleri’ Yorumu

Edirne F Tip Cezaevi’nde 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Macaristan’daki genel seçimde, 6 muhalefet partisinin oluşturduğu seçim ittifakının iktidarda bulunan Viktor Orban’ı yenememesi üzerinde Türkiye’deki muhalefet ve iktidar dinamiklerinin yorumlanmasıyla ilgili olarak yorum yaptı.

Haber Merkezi / Avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabından paylaşım yapan Selahattin Demirtaş, “Birçok kişi Macaristan seçimlerini yorumladı, tamamı da eksik yorumladı. Herkesin atladığı ya da görmek istemediği şu ki, Macaristan’da HDP yok” dedi.

Macaristan’daki genel seçimi Viktor Orban kazandı

Macaristan’da dün yapılan genel seçimlerinde 12 yıldır kesintisiz iktidarda bulunan Viktor Orban liderliğindeki Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonu kazandı.

Fidesz – Hristiyan Demokrat ittifakı 199 sandalyeli parlamentoda 135 milletvekili kazanarak, şimdiye kadar sahip olduğu üçte ikilik parlamento çoğunluğunu korumayı da başardı. Altı muhalefet partisinin oluşturduğu muhalefet ittifakı ise seçmenden beklenen desteği göremedi.

Demokratik Koalisyonu (DK), Jobbik, Momentum, Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP), Macaristan Yeşiller Partisi (LMP) ve Macaristan için Diyalog Partisi’nin (PM) oluşturduğu çatı oluşumu “Macaristan için Birlik” oyların yüzde 35’ini, aşırı sağcı Bizim Ülkemiz (Mi Hazank) ise oyların yüzde 6’sını alarak mecliste temsil hakkı kazanıyor.

Beklentilerin üzerinde oy alan aşırı sağcı Bizim Ülkemiz (Mi Hazank) de oyların yüzde 6’sını alarak yüzde 5’lik seçim barajını geçip ilk kez parlamentoya girdi. Seçime katılanların oranı ise yüzde 68’in üzerine çıkarak 2018’de yapılan bir önceki genel seçimdeki rekor katılıma yaklaştı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin seçim araştırmaları, seçim öncesi gerçekleştirilen son yoklamalarda iktidar partisinin birkaç puan avantaja sahip olduğuna işaret ediyordu, ancak Viktor Orban’ın seçimleri bu kadar büyük bir farkla kazanabileceği beklenmiyordu.

Halk, referandum için de oy kullandı

Seçmenler ayrıca, muhalefet tarafından “homofobik yasa”, hükümet tarafından ise “çocukları koruma yasası” olarak nitelendirilen ve birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinin sert tepki gösterdiği, 18 yaşından küçükleri eş cinselliğe ve cinsiyet değişikliğine “teşvik etmeyi” yasaklayan yasal düzenlemeye ilişkin referandumda oy kullandı.

Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, muhalefetin çağrısı üzerine halk oylamasında birçok kişinin geçersiz oy kullanacağı ve bu yüzden oylamanın yüzde 50’nin altında kalarak referandumun geçersiz olacağı öngörülüyor.

“Ay’dan bile görülebilecek büyüklükte bir zafer kazandık”

Viktor Orban kesinleşen seçim zaferinin ardından başkent Budapeşte’de verdiği ilk demecinde, “Öyle büyük bir zafer kazandık ki Ay’dan bile bakıldığında görülebilir. Ve tabii ki Brüksel’den de” ifadelerini kullandı.

Mutluluğunu saklamayan başbakan, “Sanırım bu akşamki kadar güçlü hiç olmamıştık. 2010, 2014 ve 2018’de kazandık. Ve bu yıl muhalefet bize karşı birlik oldu. Aslında zaferimiz şu demek: Muhalefetin tüm çabalarına rağmen Macar halkı her zaman kalbi ile oy kullanacak” cümleleri ile zafer konuşmasını gerçekleştirdi.

Uluslararası kişi ve kurumları da eleştiren başbakan, Macaristan karşıtı gördüğü bu organların kendilerini yenmek için harcadığı her kuruşun “pencereden atıldığını” söyledi. “Bize karşı olan tüm bu güçlerle savaşmalıyız” diyen Orban bu güçleri, Brüksel, medya organları ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy olarak sıraladı.

“Eşit şartlarda yarışmadık”

Muhalefetin ortak başbakan adayı Peter Marki-Zay ise yenilgiyi kabul ederek “Üzüntümü ve hayal kırıklığımı saklamayacağım” ifadesini kullandı.

Orban’ı “nefret ve yalanlarla” dolu bir seçim kampanyası yürütmekle suçlayan muhafazakâr siyasetçi, muhalefetin “elinden geleni yaptığını” ancak “eşit olmayan” şartlarda mücadele ettiklerini, iktidar karşıtı politikacıların devlete ait medya organlarına çıkarılmadığını belirtti.

Macaristan’da, muhalefet partileri ilk kez böyle bir ittifakla seçime gitti. Orban’ı yenme ihtimallerini artırmak için aynı çatı altında seçime giden partiler arasında sol, yeşil, liberal ve sağ muhafazakâr partiler bulunuyordu.

Paylaşın

Macaristan’daki Genel Seçimi Viktor Orban Kazandı

Macaristan’da dün yapılan genel seçimlerinde 12 yıldır kesintisiz iktidarda bulunan Viktor Orban liderliğindeki Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonu kazandı. 

Haber Merkezi / Fidesz – Hristiyan Demokrat ittifakı 199 sandalyeli parlamentoda 135 milletvekili kazanarak, şimdiye kadar sahip olduğu üçte ikilik parlamento çoğunluğunu korumayı da başardı. Altı muhalefet partisinin oluşturduğu muhalefet ittifakı ise seçmenden beklenen desteği göremedi.

Demokratik Koalisyonu (DK), Jobbik, Momentum, Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP), Macaristan Yeşiller Partisi (LMP) ve Macaristan için Diyalog Partisi’nin (PM) oluşturduğu çatı oluşumu “Macaristan için Birlik” oyların yüzde 35’ini, aşırı sağcı Bizim Ülkemiz (Mi Hazank) ise oyların yüzde 6’sını alarak mecliste temsil hakkı kazanıyor.

Beklentilerin üzerinde oy alan aşırı sağcı Bizim Ülkemiz (Mi Hazank) de oyların yüzde 6’sını alarak yüzde 5’lik seçim barajını geçip ilk kez parlamentoya girdi. Seçime katılanların oranı ise yüzde 68’in üzerine çıkarak 2018’de yapılan bir önceki genel seçimdeki rekor katılıma yaklaştı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin seçim araştırmaları, seçim öncesi gerçekleştirilen son yoklamalarda iktidar partisinin birkaç puan avantaja sahip olduğuna işaret ediyordu, ancak Viktor Orban’ın seçimleri bu kadar büyük bir farkla kazanabileceği beklenmiyordu.

Halk, referandum için de oy kullandı

Seçmenler ayrıca, muhalefet tarafından “homofobik yasa”, hükümet tarafından ise “çocukları koruma yasası” olarak nitelendirilen ve birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinin sert tepki gösterdiği, 18 yaşından küçükleri eş cinselliğe ve cinsiyet değişikliğine “teşvik etmeyi” yasaklayan yasal düzenlemeye ilişkin referandumda oy kullandı.

Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, muhalefetin çağrısı üzerine halk oylamasında birçok kişinin geçersiz oy kullanacağı ve bu yüzden oylamanın yüzde 50’nin altında kalarak referandumun geçersiz olacağı öngörülüyor.

“Ay’dan bile görülebilecek büyüklükte bir zafer kazandık”

Viktor Orban kesinleşen seçim zaferinin ardından başkent Budapeşte’de verdiği ilk demecinde, “Öyle büyük bir zafer kazandık ki Ay’dan bile bakıldığında görülebilir. Ve tabii ki Brüksel’den de” ifadelerini kullandı.

Mutluluğunu saklamayan başbakan, “Sanırım bu akşamki kadar güçlü hiç olmamıştık. 2010, 2014 ve 2018’de kazandık. Ve bu yıl muhalefet bize karşı birlik oldu. Aslında zaferimiz şu demek: Muhalefetin tüm çabalarına rağmen Macar halkı her zaman kalbi ile oy kullanacak” cümleleri ile zafer konuşmasını gerçekleştirdi.

Uluslararası kişi ve kurumları da eleştiren başbakan, Macaristan karşıtı gördüğü bu organların kendilerini yenmek için harcadığı her kuruşun “pencereden atıldığını” söyledi. “Bize karşı olan tüm bu güçlerle savaşmalıyız” diyen Orban bu güçleri, Brüksel, medya organları ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy olarak sıraladı.

“Eşit şartlarda yarışmadık”

Muhalefetin ortak başbakan adayı Peter Marki-Zay ise yenilgiyi kabul ederek “Üzüntümü ve hayal kırıklığımı saklamayacağım” ifadesini kullandı.

Orban’ı “nefret ve yalanlarla” dolu bir seçim kampanyası yürütmekle suçlayan muhafazakâr siyasetçi, muhalefetin “elinden geleni yaptığını” ancak “eşit olmayan” şartlarda mücadele ettiklerini, iktidar karşıtı politikacıların devlete ait medya organlarına çıkarılmadığını belirtti.

Macaristan’da, muhalefet partileri ilk kez böyle bir ittifakla seçime gitti. Orban’ı yenme ihtimallerini artırmak için aynı çatı altında seçime giden partiler arasında sol, yeşil, liberal ve sağ muhafazakâr partiler bulunuyordu.

Paylaşın